24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 16 ŞUBAT 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Aleyna’nın Gözyaşları... Ataol Behramoğlu 24 saat açlık grevi yaptı, pazar sabahı da TEKEL işçilerinin Sevgililer Günü’nü, kırmızı güller vererek kutlayıp şiirler okudu. Ataol’un TEKEL işçileriyle birlikte olan fotoğrafına baktım... Bir de babası Abdurrahman Akyürek’e destek vermek için Manisa’dan Ankara’ya gelen gözü yaşlı küçük Aleyna’nın fotoğrafına. Baba kız, ezilmiş akağaç yapraklarına benziyordu. Jaroslav Seifert’in dizeleri geldi aklıma o anda: “Yüzümüzde bunca gerçek gözyaşları, / kucak açtığında ölülerine toprağımız, / hâlâ sıcak ve yakıcı gözyaşlarımız. / Evet, söylüyorum bunu bütün dünyaya!” Dünyada ağlayan insanları düşündüm ardından... Denizlerden yükselen akşamları, çocukları, yüzlerini sabaha çeviren sokakları. Faili meçhul cinayetleri, acıyı, kanı, gözyaşını... Gecenin ninnisiyle uyuyan ırmakları, dağ başlarını, darmadağın olmuş düşleri! Rüşveti, yolsuzluğu, hırsızlığı... Yeni Dünya Düzeni’ni, sömürüyü, emeğin örgütlü gücünü, yoksulluğu, açlığı. Kurumuş bir derenin yatağında gülümseyen bir aşk çiçeğini! Ve mırıldanmaya başladım Ataol’un “Bir gün mutlaka” şiirinin son dizelerini; “Ben ve sevgilim ve arkadaşlar yürüyeceğiz bulvarda / Yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla / Yürüyeceğiz çoğala çoğala...” Gerçekten çoğalıyor muyduk bilmiyorum! Bunca acıları, hüzünleri yüreğimizde taşıyan bizim kuşak umutlarını yitiriyor muydu? Ağlamaklı bir gülümseyiş kalmıştı anılarımda... Belki yaprakların kırpıştırdığı bir sabah güneşinde buluşurdu maviye çalan gözleri... Bir pazar sabahı, şafak türküleri söylemek geldi içimden... Geçmişin dünyası içinden süzülmek... Doğanın tapınağını andıran sessizliğinde bir kıyı kasabasında dolaşırken Pablo Neruda’yı anımsamak: “Belki bu savaş da, bir yerde kalakalan öteki savaşlar gibi kesilip kalacak, / bize ölüler bırakıp, öldüren öteki savaşlar gibi bizleri öldürüp geçecek, / ama bu çağın namussuzluğu yanan parmaklarıyla alnımıza dokunuyor, / kim silecek masum kanın çıkmaz lekesini?” TEKEL işçileri direnişteydi... Açlığın kan çizgisini, taşın dilsizliğini kim anlatabilirdi bu ülkeyi yönetenlere? Oysa o gün Sevgililer Günü’ydü... Sabah’tan Birgül Kopuz’un Hıncal Uluç’la derinliği olan söyleşisi, aşkın coşkulu ırmağına benziyordu. Hıncal, “Yalnızlar gecesi”nde düşünce ve sözcük arasında bağ kuruyor, belki de kestane çiçeklerini topluyordu düşler denizinin şiirsel derinliğinde. Geçmişin izlerini arıyordum bir pazar öğleden sonrası... Manisa’dan babasını görmeye gelen Aleyna’nın gözyaşları. Uykularımda akan ırmaklar, uçurumlar... Yağan yağmur, kar... Esen fırtına... Sevgi nedir, dostluk, arkadaşlık? İşsizlik, yoksulluk, nedir? Peki Hıncal’ın “Yalnızlar gecesi” neyi anlatır size, eğer yüreğiniz yoksa? Aleyna’nın gözyaşları, yalnızlığın orta yerinde, umutla umutsuzluğun arasında akan bir ırmaksa? Size neyi anlatır düşünceyle sözcük arasında gidip gelmek? Size neyi anlatır aşk, şiiri sevmedikten sonra? Aleyna’nın türküsü vardır sabahları Manisa’nın Spil Dağı eteklerinde yankılanan... Çiçekleri vardır açan Gediz ovasında... Sevgi vardır, aşk vardır, dostluk ve arkadaşlık! Ruhların körelmişliği, aklın durması vardır. Muş’ta 14 yaşında imam nikâhıyla evlendirilen kız çocuğu H.Ü. vardır, intihar eden... Bir kız çocuğunu “dini nikâhla” evlendirenler mi düşünsün yoksa toplum mu? Gerçekten Türkiye çağın neresindedir, biri bana bunu anlatsın! Ölüm oruçlarını, işkenceyi, tutuklanan çocukları... Bir “yalnızlar gecesi”nde Aleyna’nın masmavi gözlerinden akan yaşları! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 AKP: Rojda’yı çağırmadık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Tanõtõm ve Medya Başkanlõğõ’ndan yapõlan yazõlõ yapõlan açõklamada, Rojda isimli ses sanatçõsõnõn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn katõlacağõ “Sanatçõlarla Buluşma” toplantõsõna çağrõlacaklar listesinde olmadõğõ ve kendisine herhangi bir davet yapõlmadõğõ bildirildi. Açõklamada, “Adõ geçen sanatçõnõn başõndan beri çağrõlacaklar listesinde olmadõğõnõ ve kendisine herhangi bir davet yapõlmadõğõnõ kamuoyu ile paylaşõrõz” denildi. Türk Medeni Kanunu İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz yazarõ Meriç Velidedeoğlu, Türk Medeni Kanunu’nun 17 Şubat 2010’daki 84. yõldönümünde yasanõn kazanõmlarõnõ anlatacak. Bugün Ulusal Kanal’da “Neler Oluyor” programõna saat 14.00’te konuk olacak yazarõmõz Velidedeoğlu, “Bir Devrim Yasasõ Olarak Türk Medeni Kanunu’nun Kabulü” konulu söyleşide, Türkiye’de hukuk alanõnda yaşanan sorunlarla ilgili sorularõ yanõtlayacak. İlmiye Çığ’dan askere destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çõğ, Genelkurmay Başkanlõğõ önünde yaptõğõ açõklamada, “Askerimizi desteklememiz lazõm. Asker bizim canõmõz” dedi. Genelkurmay Başkanlõğõ önüne gelen 86 yaşõndaki ünlü Sümerolog Çõğ yaptõğõ basõn açõklamasõnda, “Buraya geldim. Askerimizi desteklememiz lazõm. Türkiye Cumhuriyeti’ni ordumuz kurdu. Asker bizim canõmõz. Tüm varlõğõmõzla askerimizi destekliyoruz” diye konuştu. 12 yıl sonra gelen cinayet SAKARYA (Cumhuriyet) - Pamukova ilçesinde, Şeref Demirtaş boşandõğõ eşi Serpil Çakõroğlu’nu (35) tabancayla vurarak öldürdü. 1998 yõlõnda da eşi Serpil Çakõroğlu’nu kendisini aldattõğõ gerekçesiyle ayaklarõndan vuran Şeref Demirtaş, eşiyle ilişkisi olduğunu iddia ettiği adamõ da öldürmüştü. Demirtaş’õn, ‘Rahşan Affõ’ olarak da bilinen Şartla Salõverme Yasasõ kapsamõnda ceza indiriminden yararlanarak tahliye olduğu belirtildi. Kaçan Demirtaş aranõyor. Çocuklara bowling açılımı ANKARA (ANKA) - Türkiye Bocce Bowling Dart Federasyonu, Keçiören Kaymakamlõğõ ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin katkõlarõyla başlattõğõ spor projesinde 35 bin öğrenciye bowling öğretecek. Proje, başarõlõ olursa Doğu ve Güneydoğu’da taş atan çocuklarõ sporla topluma kazandõrmak için çaba harcanacağõ bildirildi. CHP’li Okay, ‘Hâkim ayarlayarak PKK’yi aklamaya çalõşan o koltukta oturamaz’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkan- vekili Hakkı Süha Okay, dün parlamentoda düzenlediği basõn toplantõsõnda, İçişleri Bakanõ Beşir Atalay hakkõnda hazõr- ladõklarõ gensoru önergesini yarõn vereceklerini açõkladõ. Bakan Atalay’õn açõlõm sü- recinin “şeffaf olduğu, her safhasının paylaşıldığına” iliş- kin açõklamalarõnõ anõmsatan Okay 17 Ekim 2009’da DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk ile AOÇ’de yapõlan gizli görüş- menin 23 Ekim günü kamuo- yuna yansõdõğõna dikkat çekti. Okay, “19 Ekim günü Mah- mur ve Kandil’den PKK’liler Habur’a geldi. 34 kişi tören- le karşılandı. Terör örgütüy- le iç içe ilişkilerini itiraf eden- ler, ‘Silopi yargõlamasõ’ diye özel bir ad alan yargılama so- nunda, siz pişmansınız, diye serbest bırakıldı, bıraktırıldı. Oysa hiçbirinin ağzından, ‘Biz pişmanõz’ ibaresi çıkma- dı. AOÇ’de görüşme kamu- youna yansıyınca suçüstü ha- li ortaya çıktı. Bu, pazarlık, mutabakat görüşmesidir. İç- işleri Bakanı’nın hâkimleri ‘ayarladõğõ’ ortaya çıktı. Hu- kuk sistemi açısından yüz kı- zartıcı bir tablo. İçişleri Ba- kanı tarafından güdümlenen bir yargı süreci olduğu itiraf edildi. Silopi’de bir ayar ve- rilmiştir. Hâkim ayarlaya- rak PKK’yi aklamaya çalışan bir İçişleri Bakanı o koltuk- ta daha fazla oturamaz” de- di. HSYK’nin bu konuda daha önce titiz bir açõklama yaptõğõ- nõ kaydeden Okay, “Habur’a giden savcı ve hâkimler hak- kında derhal soruşturma ya- pılmalı, İçişleri Bakanı istifa etmelidir” dedi. Okay, gensoruda Başbakan Tayyip Erdoğan’õn da hedef alõnõp alõnmayacağõna ilişkin soruya “Gensoru kabul edi- lirse tüm hükümet sorum- lu... Sayın Başbakan da ken- di durumunu gözden geçir- meli” yanõtõnõ verdi. Okay, bir başka soru üzerine “Hatip Dicle’nin tutanaklara geçen ifadesinden sonra bir- likte siyaset yaptığı arkadaş- larının tavrına bakılması ge- rektiğini” söyledi. Okay, “Bu bilgiyi gizli buluşmayı yapan DTP kadrolarından edin- miştir. Arkadaşlarını yalan- layacaklar mı, teyit mi ede- cekler bekliyoruz” dedi. Elazõğ Valisi Muammer Erol’un “Amerika devlet baş- kanının karşısında 1 milyon için hazırolda duran bir baş- bakan istemiyorum. Ben, ‘one minute’ diyen bir başbakan is- tiyorum” sözlerinin anõmsa- tõlmasõ üzerine de Okay, “Tek parti iktidarında valiler CHP il başkanıydı, diyen Başba- kan’a ithaf olunur. Elazığ AKP il başkanından öte Baş- bakan’ı methediyor. Vali yar- gılanmalıdır” diye konuştu. ÇİÇEK’TEN YANIT ‘Gensorunun ciddiyetiyle bağdaşmaz’ CHP’nin Bakan Atalay hakkõnda hazõrladõğõ gensoruya hükümet kanadõndan yanõt geldi. Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek CHP’nin hazõrlõğõnõ denetim mekanizmasõnõn yõpratõlmasõ olarak değerlendirdi. ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Hü- kümet Sözcüsü ve Baş- bakan Yardõmcõsõ Ce- mil Çiçek, CHP’nin Habur’da yaşanan olay- larla ilgili olarak Beşir Atalay hakkõnda vere- ceği gensoruyu “Hu- kuken sorunlu birisi- nin sorunlu açıkla- maları üzerinden bu türlü beyanlar gün- deme getirilecekse, gensoru önergesinin önemiyle, ciddiyetiyle bağdaşır bir durum olmaz” şeklinde de- ğerlendirdi. Atalay, “Doğru olmadığı pek çok kişi ve tarafça açıklanmış sözlerle il- gili gensoru gibi önem- li bir mekanizmayı kullanmak doğru de- ğildir. Kendileri bilir. Biz alınmayız, önem- semiyoruz” dedi. Bakanlar Kurulu, Başbakan Tayyip Er- doğan’õn başkanlõğõnda Başbakanlõk Merkez Bina’da toplandõ. Top- lantõ sonrasõnda açõk- lamalarda bulunan Çi- çek, gazetecilerin so- rularõnõ yanõtladõ. Çi- çek, CHP’nin İçişleri Bakanõ Atalay hakkõn- da gensoru önergesi vermeye hazõrlandõğõ- nõn anõmsatõlmasõ üze- rine, gensorunun içeri- ğini bilmediğini söyle- di. Çiçek, şöyle konuş- tu: “Gensoru önerge- leri çok önemli öner- gelerdir. Eğer bu de- netim mekanizması içi iyi doldurulmadan, gerçekten çok haklı çok doğru sebeplere dayanmadan verildiği takdirde bu denetim müessesesi de aşınmış olur. Eğer Habur ile ilgiliyse, yazılanlar- dan, ajanslardan öyle anlaşılıyor, bu olay olalı 4 ay oldu. Olay sı- caklığını sürdürürken genellikle bu tip öner- geler verilir. 4 ay geç- tikten sonra basında- ki bir kısım haberlere bakılarak veriliyorsa, yani hukuken sorunlu birisinin sorunlu açık- lamaları üzerinden bu türlü beyanlar gün- deme getirilecekse, ya- ni ‘biri attõ biri tuttu’ gi- bi bir manşet de var bugün; hakikaten gen- soru önergesinin öne- miyle, ciddiyetiyle bağdaşır bir durum olmaz.” ‘Kısa bir görüşme’ Atalay da bir kok- teylde gazetecilerin ko- nuya ilişkin sorusu üze- rine “Ahmet Türk’ü biz davet etmiştik zaten. ‘Bunlar oralarda bazõ şeyler yapacaklar’ diye bilgiler gelmişti. ‘Böy- le şeyler olmasõn önle- yin, gereksiz gösteriler olmasõn’ dediğimiz kı- sa bir görüşmeydi o. Yani böyle bir şey söy- lenmiş değil” dedi. ‘CHP’li olsaydõ Silivri’deydi’ İstanbul Haber Servisi - CHP Grup Baş- kanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Beyoğlu İs- tiklal Caddesi’nde yabancõ dil eğitimi veren bir dershaneyi ziyaret ederek öğrenciler ve öğ- retmenlerle sohbet etti. Kõlõçdaroğlu, Kamu İhale Kurumu’nun (KİK) iptaline karşõn İstanbul Büyükşehir Be- lediye Başkanõ Kadir Topbaş’õn 300 otobüs satõn aldõğõnõ ve yargõyõ hiçe saydõğõnõ anõm- satarak “Usulsüzlüğü CHP’li belediye yap- saydı şimdi Silivri’deydi” dedi. İBB’nin borç batağõnda olduğunu belirten Kõlõçdaroğlu, “Kendisine bağlı 25 büyük şirket var. Bu şirketlerin bilanço ve gelir gider tablolarını, hangi korkuyla açıklamıyor? Niçin ve hangi gerekçelerle borçlandı ve bu para- ları nereye harcadı” diye sordu. ‘Davayı kapattırmayacağız’ Öğrencilerin sorularõnõ da yanõtlayan Kõ- lõçdaroğlu, bir öğrencinin “Deniz Fene- ri’nin üstü kapandı mı” sorusu üzerine, De- niz Feneri davasõnõn üstünü kapattõrmaya- caklarõnõ söyledi. Kõlõçdaroğlu, “Deniz Fe- neri e.V.’de asıl failler burada, merkezi de burada. Bütün bir süreç gelişirken asıl fa- illerin kurduğu şirketlere yine AKP yan- daşı bazı kuruluşların ihale verdiğini bi- liyoruz. Hepimizin gözünün içine bakarak, insanların bu kadar duyarlı olduğu bu ko- nuda bile İBB halen ihale veriyorsa, dü- şünmemiz gerekiyor” diye konuştu. Yerel seçimler döneminde patlak veren as- falt skandalõnõ da anõmsatan Kõlõçdaroğlu, İs- tanbul’da Serdar Kepenek’ten asfalt hizmeti satõn alõndõğõnõ belirterek “Kepenek lise me- zunu. Asfaltla ilgisi, kullandığı arabanın asfalttan gitmesidir. Sorularıma Topbaş ce- vap verirse ben de mutlu olurum” dedi. BDP’Lİ BELEDİYE BAŞKANI OSMAN BAYDEMİR’İ YARGILADIĞI İDDİA EDİLDİ KCK mahkeme kurmuş Haber Merkezi - PKK’nin şe- hir yapõlanmasõ KCK’nin kurduğu mahkemede, Diyarbakõr Büyük- şehir Belediye Başkanõ Osman Baydemir’in “eylemlere destek vermediği” gerekçesiyle yargõ- landõğõ ve kõnama cezasõna çarp- tõrõldõğõ iddia edildi. Kararõn Bay- demir’e, belediyenin bir temizlik işçisince tebliğ edildiği belirtildi. Kanal D Haber’de dün yayõm- lanan habere göre, 2008 yõlõnda ya- põlan KCK operasyonlarõnda bir ses kaydõ ele geçirildi. Örgütün al- ternatif yargõ sistemi oluşturduğu iddialarõna kanõt olarak KCK dos- yasõna konulan kayõtlarõn, mahke- mede değerlendirileceği belirtildi. İddialara göre, ele geçirilen ses kaydõnda Baydemir, belediyede temizlik işçisi olarak çalõşan Ümit Aydın ve KCK sözcüsü Seda Ak- baş Can’õn konuşmalarõ yer alõ- yor. Baydemir’in sözde mahke- mede “Edi Bese” eylemlerine ye- terli desteği vermediği gerekçesiyle yargõlandõğõ ve kõnama cezasõna çarptõrõldõğõ anlaşõlõyor. Bayde- mir, suçlamalarõ kabul etmezken, yine de savunmasõnõ veriyor. Ka- rarõ tebliğ eden Ümit Aydõn, Bay- demir’e KCK’ye karşõ sorumlu olduğunu anõmsatõyor. Kanlı Pazar’ın yıldönümü 6 Şubat 1969’da ABD’nin 6. Filosu’nun İstanbul Boğazı’na demir atmasına tepki gösteren kit- le örgütleri 16 Şubat günü büyük bir miting düzenlemişti. Polis desteğiyle mitinge katılanlara sal- dıran gericiler iki kişinin ölümüne neden olmuştu. (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşivi) İstanbul Haber Servisi - 68’liler Birliği Vakfõ üyeleri, İstanbul Boğazõ’na demir atan 6. Filo’yu protesto etmek için gerçekleştirilen gösteriye geri- cilerin saldõrmasõ sonucu 2 kişinin ölmesi üzerine tarihe “Kanlı Pazar” olarak geçen olaylarõn 41. yõldönümü olan bugün saat 14.00’te Galatarasay Meydanõ’nda bir araya gelecek. Vakfõn Başkanõ Sönmez Targan yaptõğõ yazõlõ açõklamada, ABD emperyalizminin ülkemiz ve bölgemizdeki saldõr- gan politikalarõnõn dün olduğu gibi bugün de yoğun ve somut olarak devam ettiğine dikkat çekti. Tar- gan, 16 Şubat 1969’da meydana gelen olaylarõ tek- rar lanetlemek ve hayatõnõ kaybedenleri anmak için tüm duyarlõ kesimleri bugün gerçekleştirilecek an- ma etkinliğine katõlmaya çağõrdõ. ABD’nin 6. Filosu’nun, İstanbul Boğazõ’na 6 Şubat 1969’da demir atmasõ büyük tepkilere neden olmuştu. Gün- lerce süren filo karşõtõ eylemlere karşõ gerici basõn ve özellikle başõnda Mehmet Şevket Eygi’nin bu- lunduğu Bugün gazetesi “Cihada hazır olun” manşetleri ile kõşkõrtõcõ yayõnlar yapmõştõ. 16 Şubat 1969 günü 76 kitle örgütü valilikten izin alarak 6. Filo’yu protesto için yaklaşõk 35 bin kişinin katõldõ- ğõ bir yürüyüş düzenlemişti. Beyazõt’ta toplanan binlerce kişi Sultanahmet-Sirkeci-Tophane-Dolma- bahçe yoluyla Taksim’e doğru yürüyüş geçmişti. Aynõ sõralarda Dolmabahçe Camisi’nde öğle nama- zõ kõlan organize grup tekbir getirerek Taksim’e çõkmõş ve alana ulaşan göstericilere saldõrarak Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’õ öldürmüştü. Osman Baydemir. Başsavcõ ayarlama iddialarõnõ yalanladõ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõsõ Dur- du Kavak, KCK operasyonunda tutukla- nan eski DEP Milletvekili Hatip Dicle’nin, Kandil Dağõ ve Mahmur Kampõ’ndan ge- len 34 kişiyle ilgili olarak “hâkim ve sav- cıların ayarlandığı” iddiasõnõ yalanladõ. Başsavcõ Kavak, İl Tütün Kurulu üyele- rini kabulü sõrasõnda, gazetecilerin sorula- rõnõ yanõtladõ. Kavak, soruşturma için Di- yarbakõr’dan dört özel yetkili savcõnõn Habur’a gittiğini belirterek “Ben veya hiçbir savcı arkadaşım kesinlikle ne İç- işleri Bakanı ile ne de müsteşarıyla gö- rüşmemiştir. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir şey olsa Habur’a gidilmezdi. Bu açıklamaların amacı, yargının siya- salaştığı izlenimini vermektir” dedi. Ka- vak, açõklama nedeniyle Hatip Dicle hak- kõnda soruşturma başlatõldõğõnõ söyledi. ‘Atalay istifa etmeli’ Kõlõçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin borç batağõnda olduğunu söyledi. Kõlõçdaroğlu Başkan Topbaş’õn da yargõyõ hiçe saydõğõnõ savundu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear