Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2010 PAZAR
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Ortaylı, Şengör, Başbakan
İlber Ortaylı “Her ile üniversite açmak
ahlaksızlıktır” dedi. Başbakan, Ortaylı’ya
“Araştırdın mı hoca efendi” diye çattı! Ortaylı,
“Başbakan devleti yönetiyor onunla çatışılmaz,”
dedi. Celal Şengör de gazetemizdeki
makalesinde (12 Şubat 10) Ortaylı’ya destek çıktı:
“Başbakan efendi, senin üniversite, bilim nedir
ondan haberin var mı ki, saygıdeğer hocamıza
araştırma yapıp yapmadığını soruyorsun.”
Celal, özetle üniversitelerin toplumda sadece en
iyilerin, en çalışkanların gitmesi gereken yerler
olduğunu, ne kadar iyi eğitilmiş –azınlık– seçkinler
olursa toplumların o derece daha iyi
yönetilecekleri görüşünde.
Ben bazı saptamalar yapacak ve günümüzde
“seçkinci eğitim” modelini/görüşünü savunmanın
epey aşıldığını-eskidiğini söyleyeceğim.
Günümüz ileri toplumlarında, ki buna bilgi
toplumu ve bilgi ekonomisi diyoruz, yeni bir
üniversite modeli epey zamandır devrede: Bilgi
toplumu ve bilgi ekonomisinin gereksindiği
insanın-işgücünün nitelikleri farklılaştı. Toplumun
büyük çoğunluğuna genel bir üniversite
bilgisi/kültürü verilmesi gereksinimi ön plana çıktı!
Celal Şengör’ün görüşü 19. ve 20. yılın
ilkyarısına aittir! Orada bitmiştir. Seçkinci eğitim,
daha sanayi toplumu sona ermeden aşılmış
eğitim/üniversite anlayışıdır. Bu “dikey” eğitim
anlayışı, üniversiteleri en seçkin yerler olarak
görür. Üniversite sayısı az ve kaliteli olmalıdır.
Toplumda ancak en seçkinler üniversite
okuyabilmelidir, büyük bir elek sistemi çalışmalı,
üstte kalanlar üniversiteye gidebilmelidir!
Ortaylı bunu savunuyor mu bilmiyorum ama
Celal bu görüşte.
ABD’de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra lise ve
üniversite öğrenimi çok yaygınlaşmıştır çünkü
ekonomi ve toplumun çok yüksek sayıda daha
nitelikli ve daha bilgili insanlara gereksinimi
doğmuştu. ABD’nin başarısının bir yüzünde bu
vardır.
Toplumların başarısı “ne kadar az sayıda
seçkine” sahip olmalarıyla ölçülmüyor. Tam
tersine, “ne kadar çok sayıda seçkin” ve “ne
kadar çok sayıda yükseköğrenim almış nüfusa
sahip” olmakla ölçülüyor! (*) Zaten ülkelerin
başarılarında “yüksekokullaşma oranı” diye bir
kriter var!
Avrupa ülkelerinde de binlerce üniversite
karşınıza çıkar! On milyonlarca üniversite
öğrencisi!
Avrupa Birliği’nde 10 yıla yakındır yeni bir
uygulama devrede! Üniversite öğrenim yılını
ortalama 3 yıla indirdiler. (Az sayıda bazı bölümler
dışında.) Toplum/ çalışacak işgücü, mümkün
olduğunca büyük oranda hızlı bir üniversite
öğreniminden geçiriliyor! Çünkü bilgi toplumu ve
bilgi ekonomisi, daha yüksek bir kültüre sahip
işgücüne gereksinim duyuyor. Türkiye’den de çok
sayıda tanıdığım öğrenciye, Fransa’da,
İngiltere’de 3 yılda hızla üniversite bitirtildiğini
görüyorum! (Uzmanlık veya eskinin “gerçek
üniversite eğitimi” ondan sonra başlıyor.)
Bu nedenle üniversite öğreniminin hızla yatay
yaygınlaştırılması ileri ülke ekonomilerinin
gerçeğidir! Toplum ve ekonominin verimliliği bunu
şart koşuyor!
Bu baskıyı ekonomi olarak biz de bazı
sektörlerde duymaya başladık. Ayrıca toplumda
yüksek bir üniversite okuma isteğinin varlığı, kötü
değil iyi bir şeydir! Politikacı da bu gereksinime
yanıt vermenin peşinde!
Burada sorun yeni açılan üniversitelerin pek
çoğunun, gerçekten bir üniversite eğitimi verecek
sayısal, niteliksel ve fiziksel gerek “şart”lardan
yoksun olmasıdır. Ama bu hep böyle oldu! Yenileri
açıldı, kervan yıllarca süren bir çaba ile yolda
düzüldü.
Toplumda yüksek bir nüfus oranının şu veya bu
şekilde bir üniversite kültürü ile tanışması, yine de
kötü değil iyi bir şeydir!
Burada kötü olan, iyi üniversiteleri korumayan,
oralarda öğrenci sayısını durmadan arttıran,
dolayısıyla eğitim kalitesini kötüleştiren YÖK
adındaki işe yaramaz kurumun politikasıdır.
YÖK, siyasilerin salt oy hesaplarıyla öğrenci
sayısını arttırma baskısına karşı durmuyor ve
yerleşmiş üniversitelerde kaliteyi korumuyor.
Üniversitelerde öğretim üyesi ve öğrenci
yetiştirmesinin kalitesini arttırmıyor!
Yarın: Seçkinci eğitim olgusu ve gereksinimi...
(*) Bu konuda bakınız OECD kriterleri, ülke
uygulamaları... Orhan Bursalı, Bilgi Toplumu
Sınıfı, Dünya ve İktidar Sorunu, Türkiye Bilimler
Akademisi yayını, Mayıs 2009.
obursali@cumhuriyet.com.tr
Yüksek mahkeme Kombassan ve Yimpaş davalarõyla ilgili iki önemli karara imza attõ
Mağdurlara umut õşõğõ
İkinci Ergenekon davasõnda mahkeme heyeti, Başkent Üniversitesi Hastanesi’nden raporlarõn istenmesine karar verdi
Ecevit’in tedavi süreci incelenecek
İstanbul Haber Servisi - İkin-
ci Ergenekon davasõnda mahke-
me heyeti, Kasõm 2006’da yaşa-
mõnõ yitiren eski Başbakanlardan
Bülent Ecevit’in, kamuoyunda
çok tartõşõlan ve çeşitli iddialar or-
taya atõlan tedavi sürecini ince-
leyecek. Davaya bakan İstanbul
13. Ağõr Ceza Mahkemesi,
Ecevit’in Ankara Başkent Üni-
versitesi’ndeki tedavisiyle ilgili
tüm hastane evrakõnõn, raporla-
rõnõn ve varsa film, grafi ve ben-
zer tüm belgelerin gönderilme-
sinin istenmesine karar verdi. 11
aydõr tutuklu yargõlanan gazete-
miz Ankara Temsilcisi ve yaza-
rõmõz Mustafa Balbay 39. du-
ruşmada da tahliye edilmedi.
Silivri’de görülen İkinci Er-
genekon davasõ önceki günkü
duruşmasõ gece yarõsõndan son-
ra tamamlandõ. Duruşmada söz
alan tutuklu sanõk emekli Albay
ve avukat Levent Göktaş’õn
avukatõ Hasan Gürbüz, mü-
vekkilinin yanõnda çalõşan Ah-
met Fazıl Duman’õn Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda göz-
altõna alõndõğõnõ ifade ederek
şunlarõ söyledi:
‘Suçu Göktaş’a el
sallamak’
“Soruşturma kapsamında
cezaevinde tutuklu bulunan
kişilerin nasıl kaçırılacağına
dair planları aramak için evin-
de arama yapmışlar. Doğu Pe-
rinçek’in birkaç kitabı, bir fo-
toğraf makinesi ve bu maki-
neye ait hafıza kartından baş-
ka bir şey çıkmamış. Tek suçu
Levent Göktaş’ın yanında ça-
lışıyor olması ve ayda yılda bir
duruşma salonuna gelerek
Göktaş’a el sallamasıdır.”
Sanõk ve avukatlarõn taleple-
rine ilişkin iddia makamõnõn gö-
rüşü saat 23.45 sõralarõnda açõk-
landõ. Cumhuriyet Savcõsõ Meh-
met Ali Pekgüzel, JİTEM ku-
rucularõndan olduğu iddia edilen
ve sağlõk sorunlarõ nedeniyle
tahliye edilen emekli Albay Arif
Doğan’õn sakladõğõ bazõ mü-
himmat ve evrakõn bulunduğu
depoyu kiralayan Muzaffer Öz-
türk’ün tahliyelerini istedi. Sav-
cõ Pekgüzel, üçüncü kez Teğmen
Cihan Arık’õn tahliye edilmesi
konusunda mütalaada bulundu.
Mahkeme heyetinin tahliye is-
teklerini reddetmesi üzerine fe-
nalõk geçiren Muzaffer Öz-
türk’e sağlõk personeli tarafõn-
dan müdahale edildi.
Heyet Başkanõ Hasan Hüse-
yin Özese, dosyaya yeni gelen
bazõ inceleme raporlarõ ve ileti-
şim tespit tutanaklarõnõn yeni
klasörlere eklendiğini açõkla-
dõktan sonra talepleri görüşmek
üzere duruşmaya ara verdi.
Mahkeme heyetinin ara ka-
rarlarõ önceki gece yarõsõndan sa-
at 03.00’e yaklaşõrken Başkan
Özese tarafõndan açõklandõ. Mah-
keme, Arif Doğan’õn bazõ evrak
ve silahlarõ sakladõğõ tutuklu sa-
nõk Muzaffer Öztürk’e ait de-
poyla ilgili ihbar ses kaydõnõn ve
arama sõrasõnda kamera çekimi
yapõldõysa görüntülerin gönde-
rilmesini ilgili kurumdan ivedi-
likle istemeye karar verdi.
Evraklar istenecek
Mahkeme, Bülent Ecevit’in
davanõn tutuklu sanõğõ ve halen
kalp rahatsõzlõğõ nedeniyle tedavi
altõnda bulunan Başkent Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Meh-
met Haberal’õn sahibi olduğu
Başkent Hastanesi’ndeki tedavi
sürecini incelemeye karar vere-
rek ilgili tüm evrakõn istenmesini
kararlaştõrdõ. Ecevit’in Başkent
Üniversitesi’ndeki tedavi süre-
cine ilişkin birçok spekülasyon
ortaya atõlmõştõ. Ecevit’in eski
koruma müdürü ve eski DSP
milletvekili Recai Birgün’ün
tedavi sürecine ilişkin Ergenekon
savcõlarõna verdiği ifade, ikinci
davanõn kapsamõna alõnan 3. İd-
dianamenin eklerinde yer alõyor.
İddianamede, Recai Birgün’ün o
dönemde “Ne zaman tedavi
kesildi, ayağa kalktı. O gün ya-
şananlara da 57. hükümete
yapılan operasyonun bir par-
çası olarak baktık” şeklindeki
iddialara yer veriliyor. Habe-
ral’õn avukatlar ise Recai Bir-
gün’ün “yalancı tanıklık” yap-
tõğõnõ iddia ederek yargõya baş-
vurmuşlardõ.
Saçan’ın talebi
kabul edildi
Mahkeme heyeti tutuklu sanõk
Deniz Kuvvetleri Komutanlõ-
ğõ’ndan ayrõlan eski Yüzbaşõ Ha-
san Ataman Yıldırım ve tutuk-
suz sanõk eski İstanbul Organize
Suçlar Şube Müdür Adil Serdar
Saçan’õn talebini kabul ederek
Poyrazköy’deki kazõlarda bulu-
nan mühimmat ve amirallere sui-
kast iddialarõyla ilgili iddiana-
melerin birer örneğinin İstanbul
12. Ağõr Ceza Mahkemesi’nden
istenmesini kararlaştõrdõ.
Önceki duruşmalarda tahliye
edilen Adil Serdar Saçan’õn avu-
katlarõnõn talebini kabul eden
mahkeme heyeti, 2001’de İstan-
bul Emniyeti’nde verdiği müla-
katõ Ergenekon soruşturmalarõnõn
dayanak oluşturan Tuncay Gü-
ney’in 27 Şubat 2001 tarihli din-
leme kararõnõn İstanbul 14. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nden istenme-
sini kararlaştõrdõ.
Dava 15 Şubat 2010 Pazartesi
saat 09.00’a ertelendi.
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Yargõtay’dan son iki ayda çõkan
iki önemli karar yeşil sermaye mağ-
durlarõna “umut ışığı” oldu. İlk ön-
ce Kombassan sonrasõnda Yimpaş
davasõnõ sonuçlandõran Yargõtay
11. Hukuk Dairesi, “paraların ia-
desine emsal oluşturacak” karar-
lara imza attõ. Kombassan davasõn-
da verdiği ilk onama kararõnõ mağ-
dur yararõna kaldõran Yargõtay,
Yimpaş davasõnda, “davacıdan
fazla alınan bedelin iadesine (tah-
siline) karar verilmesi” gerektiği-
ne hükmetti.
Yargõtay 11. Hukuk Dairesi, İs-
lami holdinglere karşõ açõlan dava-
larda son söz sahibi olduğu için ka-
rar bu nedenle önem taşõyor.
İlk karar Kombassan...
Yargõtay 11. Hukuk Dairesi ilk
kararõnõ Kombassan mağduru Zarif
Davaz adlõ yurttaşõn Kombassan
Holding ve Haşim Bayram (dö-
nemin Yönetim Kurulu Başkanõ)
aleyhine Konya 1.
Asliye Ticaret Mah-
kemesi’nde açtõğõ
davayla ilgili verdi.
Davaz, 2000 yõlõnda
20 bin 345 DM kar-
şõlõğõ satõn aldõğõ
hisse senedi tutarõ
olan 16 bin 643
TL’nin faiziyle birlikte Kombas-
san’dan iadesini talep etti.
Bu talep yerel mahkeme tarafõn-
dan reddedildi.
Temyiz de sonuç vermeyerek ye-
rel mahkemenin ret kararõ Yargõ-
tay’ca onandõ. Davaz’õn avukatõ
Yargõtay’a ikinci kez başvurarak
“karar düzeltmesi” talebinde bu-
lundu. Yargõtay 11. Hukuk Dairesi,
olağanüstü yolu kullanarak bir ön-
ceki kararõnõ kaldõrdõ ve karar dü-
zeltme talebini kabul etti.
İtirazõ inceleyen Yargõtay 11. Hu-
kuk Dairesi;
Mağdurun ortak olmadığını
ispat edebilmek için SPK uzma-
nı veya ticaret hukuku uzmanı bi-
lirkişinin şirket defterlerini ince-
lemesine izin verilmediği,
Sadece ortaklık durum bel-
gesi adı altında fotokopi ve şirket
unvan ve kaşesini taşımayan bel-
geye dayanılarak, davacının tüm
delilleri toplanıp değerlendiril-
meden sonuca varıldığı,
Kombassan yetkilileri hak-
kında açılan ceza davalarına iliş-
kin dosyalar incelenmediği tespi-
tini yaparak yerel mahkemenin ka-
rarõnõ ve Yargõtay’õn onamasõnõ
mağdur lehine bozdu.
İkinci karar Yimpaş...
Aynõ daire Yimpaş’la ilgili verdi-
ği kararla Kombassan kararõnõ pe-
kiştirdi.
Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahke-
mesi, Yimpaş mağduru Salih Yü-
ce’nin Yimpaş ve şirketin Yönetim
Kurulu Başkanõ Dursun Uyar aley-
hine açtõğõ davada 9 bin 450 TL’nin
faiziyle birlikte iade talebini reddetti.
Bu karar temyiz için Yargõtay’a git-
ti. Temyizi görüşen Yargõtay 11. Hu-
kuk Dairesi yerel mahkemenin ka-
rarõnõ mağdur lehine bozarken önem-
li noktalara dikkat çekti: “Dava,
geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin
kurulmadığının tespiti ve bu amaç-
la verilen paranın tahsili istemine
ilişkindir. Mahkemece yazılı ge-
rekçe ile davanın reddine karar ve-
rilmiştir. Ancak, hüküm yeterli
araştırma ve incelemeye dayan-
mamaktadır.
Davalılar vekili, davalının ortak
olduğunu kabul ederek ortaklık
pay defterinin davacıya ait kıs-
mının fotokopisini sunmuştur.
Bu durum karşısında, mahke-
mece, uzman bilirkişi kurulu
oluşturulup, davalı şirket defter
ve kayıtları üzerinde inceleme
yaptırılıp, davacının davalı şir-
kete ne şekilde ortak olduğu, şir-
ket ortaklığının kazanılıp kaza-
nılmadığı, pay senedi almak su-
retiyle mi yoksa devir suretiyle mi
ortak olduğunun
tespiti, şayet yeni
pay almak sure-
tiyle ortaklık söz
konusu ise, dava-
cıya verilen pay
senetlerinin o ta-
rih itibarıyla no-
minal değerinin
ne olduğunun araştırılması, şayet
davacıdan nominal değer üze-
rinden bir bedel alınmış ise prim-
li hisse senedi çıkarılması yolun-
da bir karar bulunup bulunma-
dığının belirlenmesi, aksi sonuca
varıldığında ‘çoğun içinde az da’
vardır kuralı gereği varsa dava-
cıdan fazla alınan bedelin iadesine
(tahsiline) karar verilmesi ve da-
valıların hukuki durumlarının
buna göre tayin edilmesi gere-
kirken yazılı şekilde eksik ince-
lemeye dayalı hüküm kurulması
doğru görülmemiş, kararın bo-
zulması gerekmiştir.”
BDP ve İHD’ye
büyük operasyon
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet Büro-
su) - Doğu ve Güney-
doğu Anadolu’da çok
sayõda kentte terör ör-
gütü PKK’nin kent ya-
põlanmasõ olduğu ileri
sürülen KCK ve PKK
lideri Abdullah Öca-
lan’õn yakalanõşõnõn 11.
yõldönümünde eylem
hazõrlõğõnda olanlara
yönelik operasyonlarda
BDP ve İHD yönetici-
lerinin de aralarõnda
bulunduğu çok sayõda
kişi gözaltõna alõndõ.
Mardin’de dün sa-
bah kent merkezi ve
ilçelerde önceden be-
lirlenen adreslere dü-
zenlenen baskõnlarda
BDP Mardin İl Baş-
kanõ İsa Durç, De-
mokratik Özgür Kadõn
Hareketi (DÖKH) üye-
si Gülser Yıldırım,
İHD Mardin Yöneti-
cisi Abdulkadir Ço-
ğata, eski DTP İl Baş-
kanõ Hilmi Öncü,
BDP Mardin Merkez
İlçe Başkanõ Ercan
Güneş’in de aralarõnda
bulunduğu 18 kişi göz-
altõna alõndõ.
Siirt’te BDP Siirt İl
Başkanõ Selahattin
Cengiz, BDP yöneti-
cileri Mehmet Can-
demir ile Naciye Ete,
BDP Siirt Merkez İlçe
Başkanõ Ferman Ser-
can, eşi Meclis Üyesi
Besna Sercan, Mezo-
potamya Kültür Mer-
kezi Derneği Başkanõ
Naci Özer’in de ara-
larõnda bulunduğu 14
kişi gözaltõna alõndõ.
Operasyonlar kapsa-
mõnda ayrõca Adana’da
18, Ağrõ’da 14, Bat-
man’da 9, Van’da 8 ve
İstanbul’da 5 kişi ol-
mak üzere 86 kişi göz-
altõna alõndõ.
Kandil’den
şeref tribününe
Kandil Dağõ’ndan ge-
len 8 PKK’li arasõnda
bulunan Hüseyin İpek,
Mardin’in Kõzõltepe il-
çesinde şeref tribününe
oturarak amatör lig
maçlarõndan Kõzõltepe
Belediyespor ile Eği-
timspor arasõndaki kar-
şõlaşmayõ izledi. Kõzõl-
tepe Belediyesporlu fut-
bolcular, karşõlaşmaya,
KCK operasyonunda
tutuklanan Belediye
Başkanõ Ferhan Türk
için, “Belediye başka-
nımızı istiyoruz” pan-
kartõyla çõktõ. Futbol-
cularõn formalarõnõn al-
tõna üzerinde Ferhan
Türk’ün fotoğrafõnõn da
bulunduğu ‘Başkanı-
mız için’ yazõlõ tişörtler
giydiği görüldü.
Özellikle Almanya’daki binlerce
yeşil sermaye mağdurunun avukatlõ-
ğõnõ üstlenen hukukçulardan Avukat
Acun Papakçõ, Yargõtay’õn kararla-
rõnõn mağdurlarõn zaferi olduğunu be-
lirtti. Yargõtay’õn kararlarõnõ gazete-
mize değerlendiren Papakçõ’nõn gö-
rüşleri özetle şöyle:
“Yargõtay 11 Hukuk Dairesi, ortak
olsun olmasõn mağdurlara yatõrdõklarõ
paranõn iadesi gerektiğini belirtiyor.
Bu şekilde mahkeme tarafõndan or-
taklõğa ilişkin bir tespit yapõlmasõnõ ve
ortak olunmadõğõ tespit edilirse tüm
paranõn faizi ile birlikte ödenmesi ge-
rektiği belirtiliyor. Ortak olunduğuna
karar verildiğinde ise hisselerin no-
minal bedellerinin dõşõndaki kõsmõn ge-
ri ödenmesi gerektiğine karar verili-
yor.
Örneğin 50 bin DM yatõran bir ki-
şi için nominal bedel gerçekte 100
DM’yi geçmediğinden bu da fiiilen
tüm paranõn faizi ile birlikte iadesi an-
lamõna gelmektedir. Tek problem za-
manaşõmõdõr. Bu nedenle tekrar mağ-
durlarõn zamanaşõmõ konusunda uya-
rõlmasõ ve İslami holdinglere para ya-
tõran mağdurlarõn Türkiye’de hiç va-
kit geçirmeden dava açmalarõnõ öne-
riyoruz. İslami holdinglerden ilk tah-
silatlarõn 2010 yõlõnõn ilk yarõsõnda ya-
põlacağõ düşünülmektedir.”
‘Hemen
dava açsınlar’
HUKUKÇU PAPAKÇI
DURSUN UYARHAŞİM BAYRAM
D
avaya
bakan
İstan-
bul 13. Ağır
Ceza Mahke-
mesi, Ec-
evit’in Anka-
ra Başkent
Üniversite-
si’ndeki teda-
visiyle ilgili
tüm hastane
evrakının, ra-
porlarının ve
varsa film,
grafi ve ben-
zer tüm belge-
lerin gönde-
rilmesinin is-
tenmesine ka-
rar verdi.
7 KENTTE 86 KİŞİ GÖZALTINDA
DİCLE HÂKİM KARŞISINDA
‘Atalay gelenler
için söz vermişti’
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Terör örgü-
tü PKK’nin kent yapõlanmasõ olduğu ileri sürü-
len KCK operasyonu kapsamõnda tutuklanan
eski DEP milletvekili ve Demokratik Toplum
Kongresi sözcüsü Hatip Dicle, Mahmur ve
Kandil’den Türkiye’ye dönen PKK’lilerle ilgili
kapatõlan DTP’nin Genel Başkanõ Ahmet
Türk ile İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn 15
Ekim’de yaptõğõ görüşmede Atalay’õn “Hâkim
ve savcılar ayarlandı, gelen PKK’liler gel-
dikleri gibi geçecekler” dediğini ileri sürdü.
Diyarbakõr 4. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde hâkim
karşõsõna çõkan Dicle, yargõ siyasallaştõğõ için ifa-
de vermeyi reddettiğini ifade ederek, şunlarõ söy-
ledi: “15 Ekim 2009’da Türk bir heyetle birlik-
te Atalay’ı ziyaret etti. Atalay bu heyete ‘Hâ-
kim ve savcõlar ayarlandõ, geldikleri gibi geçecek-
ler’ dedi. Bu aşamada gelen 8 kişi, ‘Biz gerilla-
yõz. Önder Abdullah Öcalan’õn çağrõsõ ile barõş
için geldik’ dedi ve bunlar sürecin olumlu so-
nuçlanması için tutuklanmayıp serbest bıra-
kıldı. Buna rağmen iki ay sonra 24 Aralık’ta
legal alandaki Kürt siyasetçiler tutuklandı.”