25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Politika-Kavga-Mizah Sevgili, TBMM’deki kavgalar patlak verdiği sırada TRT yayınını durdurmuş. Hareket hem ayıp, hem demokrasiye aykırı. Demokratik etik, vekilin eyleminden, kendisini tevkil edenin haberdar olmasını gerektirir. Demokrasi açıklık rejimidir, Hiçbir şey gizli kalmamalıdır. Üstelik de, milletvekillerimiz, TBMM’de sille tokat tekme birbirlerine girdiklerinde, yasama görevlerini yerine getirdiklerinden, milli iradeye vekâleten yasama erkini kullanmaktaydılar. Yani, öfkeler kişisel bile olsalar, somutlaşan tekmeler silleler, tokatlar ve yumruklar kesinlikle öyle değillerdi. O patlayan yumruklar, sallanan tekmeler, yapıştırılan silleler, milli iradenin somut tecellileriydiler. Bu durumda vekillerin milli iradeyi tecelli ettirme biçemleri, asillerden neden saklansındı ki? Bir arkadaşım bu davranışa iyi bir açıklama getirdi ve Meclis TV’yi yönetenlerin demokrasinin kalitesini yükseltme kaygısıyla böyle hareket ettiklerini ileri sürdü. - Bizde yumruk patlatan, tekme atan prim yapıyor, Meclis TV’nin yöneticileri böylelerin halk nezdinde prim yapmasını engellemek için bu yolu tuttu, haksız rekabeti önledi, dedi. Dikkat edersen, arkadaşımın mantığı, toplumumuzun kavgayı sevdiği varsayımına dayanıyordu. Gerçekten öyle midir? Bilmiyorum. Zaten bilsem de, asile vekile bilumum milli iradeye saygımdan bir şey söylemem. Ama yalnız bizde değil, bütün dünyada insanlığın vardığı şu aşamada dahi şiddetin yüceltildiğini, hatta kutsandığını yadsımak mümkün değil. Yalnız vurdulu kırdılı filmlerde değil, her yerde hatta reklamlarda bile ana temalar, yenmek, herkese üstün gelmek, her yolu mubah addetmek ve avanta. “Gücü gücüne yetenin toplumu”nun etiği ile estetiği hep şiddete dayanıyor. İşin garibi bunun sonunda zaman zaman kavga edenler vurup kıranlar ayıplanıyor. Turhan Selçuk’un 60 yıl kadar önce, çizgilerinin bile daha tam kişiliğini bulmadığı dönemde yayımlanmış bir karikatürü vardı. Üç kareydi, ilk karede ikili mücadeleye girmiş iki futbolcu resmedilmişti. Tribünlerden sürekli sesler geliyordu: “Vur. Vuur, kırr, kırr”. Sonra futbolcunun biri öbürüne tekmeyi yapıştırıyordu. Son karede ise ayağı kırılan sedye ile taşınırken, tribünlerden koro halinde bir ses yükseliyordu: - Yuuuuhhhh! Yıllardır unutmadım bu karikatürü ve farkına vardım ki, şu anda bile gülümsüyorum. Aslında kapitalist sistemin özü, kavgaya, karşısındakini alt etmeye, yok etmeye, başkasının artı değerinin üstüne konmaya dayalıdır. Yüzyıllar içinde meselenin özü değişmemiş, yalnız yöntemler biraz daha kabul edilebilir, asıl amacı gizler hale sokulmuştur. Tarihteki gelişme, kaba gücün yerine, önce toprak mülkiyeti ve onun sağladığı imkânlarla organize edilen kuvvetin, sonra üretim araçlarının mülkiyetinin baş sıraya oturmasından başka bir şey değil. Son zamanlarda bilginin birincil güç kaynağı olduğu söylenerek, gücün kutsanması yolunda çok kurnazca bir adım atıldı, ama doğrusu ben hâlâ paranın gücünün üstün olduğuna inanıyorum. Hiç değilse para bilgiyi de satın aldığı için hâlâ en güçlü. Yaşam böyle olunca, politikanın ondan çok daha değişik olmasını beklemek saflıktır. Politikada insanların gücü elde edince öbürlerini bastırmak istemelerine şaşmamalı. Sistemin özü bu. Ancak vardığımız uygarlık düzeyinin gerektirdiği etik değilse bile etiket, görünüşün kurtarılmasını zorunlu kılıyor ve yumruğun yerini mizahın oklarının alması yeğleniyor. Türkiye’de politikacılar öfkelerini şiddete dönüştürmeyip zekânın gayri meşru çocuğu mizah yoluyla dışa vuracak düzeye geldiler mi acaba? Bunun için politikacılara bakmaya gerek yok, topluma dön, onda o düzeyi bulursan, emin ol ki, politikacıda da bulacaksın. Çünkü Meclisler ülke sokaklarının seçtiği insanlarla doludur. Vekilin davranış biçimini, asilin tercihleri belirler. asirmen@cumhuriyet.com.tr Baykal, Türkiye’de yõldõrma politikasõnõn kurumlar tarafõndan ‘teşhis edilmeye’ başlandõğõnõ söyledi ‘Sistematiktahrikuygulanõyor’ FARUK KESKİN ANTALYA - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Genel- kurmay Başkanõ Orgeneral İl- ker Başbuğ’un açõklamalarõna atõfta bulunarak Türkiye’de sis- tematik bir tahrik, etkisizleştir- me ve yõldõrma politikasõ uy- gulandõğõnõ, bunun da kurumlar tarafõndan “teşhis edilmeye” başlandõğõnõ söyledi. Baykal, “Devlet kurumları birbirine düşürülmek isteniyor” dedi. Baykal, Cumhurbaşkanlõğõnõn görev süresinin de tartõşmaya yer bõrakmayacak şekilde 5 yõl olduğunu söyledi. Baykal, Antalya’da geçen haf- ta şiddetli yağõş ve selden zarar gören yurttaşlara geçmiş olsun zi- yaretinde bulundu. Kundu’ya gi- derek yurttaşlarla sohbet etti. ‘Feryadı duyun’ Baykal, “Başta çiftçimiz ol- mak üzere toplumun her kesi- mine yeni bir umut vermeye, onu geleceğe umutla bakar ha- le getirmeye ihtiyacımız var. İnsanlarımız çok yoruldu, yıp- randı, sıkıntılar çekti. Bir ta- zelenmek, yenilenmek lazım. Durumun değişmesi lazım. Siz- ler merak etmeyin. Siyaset sü- rekli yenilenir. Şimdi böyle bir değişim ve yenilenme dönemi- nin arifesindeyiz, eşiğindeyiz” dedi. Solak köyünde gazetecile- rin sorularõnõ yanõtlayan Bay- kal, Cumhurbaşkanõ’nõn görev süresiyle ilgili bir soru üzerine, “Durum çok açık ve nettir. Cumhurbaşkanlığının görev süresi 5 yıldır. ‘Bu konuda bir ihtilaf var, bu ihtilafõ da YSK ka- rara bağlar’ diye bir düşünce var. YSK anayasaya yorumla- ma yetkisine sahip bir organ değildir. Anayasanın bu ko- nuda yoruma ihtiyacı yoktur. Böyle bir manzara karşısında, ‘kuruldan karar aldõk’ demek bü- yük bir yanlış olur. Herkes bu- nu iyi biliyor da ‘acaba yeni bir manzara yaratõlabilir mi’ diye yoklama içerisindedir. Böyle bir yoklamaya ihtiyaç yoktur” dedi. Baykal, Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral Başbuğ’un, “or- dunun moralinin bozuk oldu- ğu” yönündeki açõklamasõna iliş- kin olarak da, “Bu feryada ku- lak vermek lazım. Bu haklı bir feryattır” diyen Baykal, şunlarõ söyledi: “Yaşanan olay- ları doğal karşılamak mümkün değildir. Olayların arkasında bir planlama, bir tertibin bu- lunduğunu görmemezlikten gelmek mümkün değildir. Çok uzun süreden beri bu noktaya dikkat çekiyoruz. Bu konuda- ki yaşanan süreç bu olayın tertip yönünün görmemezlik- ten gelinmesinin tam tersine tertibin ve saldırıların daha da yaygınlaşmasına, artmasına ve düzeyinin yükseltmesine ne- den olmuştur. Ortaya atılan id- diaların bir miktar yargı sü- recinin doğal işleyişi içerisin- de değerlendirileceği yanlış- lıkların bir an önce ortaya çı- kıp kamuoyuna yansıtılacağı beklentisi de gerçekleşmemiş- tir. Olay ucu açık bir yaygın adliye mekanizması zeminine oturtulmuştur. Birbirinin ar- dından yeni adımlar atılmak- tadır. İddialar yapılıyor, ka- rarlar yok. Bir boşluk var. Sanki ‘ortaya atõlan iddialar kendi başõna amaca hizmet edi- yor’ diye düşünülüyor. O id- diaların boş çıkması halinde de bunlar kamuoyunun dik- katinden kaçırılıyor. ‘Yanlış yönetim’ Sistematik bir tahrik, etki- sizleştirme ve yõldõrma politi- kasõnõn sürdürüldüğünü vur- gulayan Baykal, “Bunun ilgi- li kurumlar tarafından da teşhis edilmeye başlandığını görüyoruz. Bu tespitin ya- pılması gecikmiştir. Bu tes- pitin yapılması kendi başına çözümü ortaya koyacak mı göreceğiz. Yeni bir anlayışa ihtiyaç var. Türkiye yanlış yö- netiliyor. Bütün bu olayları önümüze getiren yanlış yö- netim anlayışıdır. Devlet ku- rumları birbirine düşürül- mek isteniyor. Devlet ku- rumları birbirine düştüğü için bu işi yönlendirmesi ge- rekenler görevini yapmadığı, bu birbirine düşürmeye des- tek oldukları içindir. Netleş- mesi gereken budur” dedi. CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Antalya’da geçen hafta şiddetli yağõş ve selden zarar gören yurttaşlara geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Antalya’da selden zarar gören yurttaşlarla sohbet eden CHP lideri Baykal, çocuklarla fotoğraf çektirdi. (Fotoğraf: AA) DEMİREL’DEN ÇAĞRI ‘Ordumuza güvenin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Doku- zuncu Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel, cumhurbaşkanõnõn görev süresiyle ilgili, “Sa- yın Gül’ün cumhurbaşkanı seçildiği zaman- ki mevzuat ile anayasa demiyorum sadece, referanduma sunulan anayasa karşılaştırıl- malıdır. Bunların geçerliliği, hangisi ne za- mana kadar geçerli, onlara bakılmalıdır. Eğer bir ihtilaf yoksa 7 seneyse 7 senedir, 5 seneyse 5 senedir” dedi. Demirel, İstanbul Teknik Üniversiteliler Birliği’nde düzenlenen söyleşiye katõldõ. Söy- leşiyi emekli Orgeneral Hurşit Tolon da din- ledi. İktidarõn asker, üniversite ve yargõyla “kapışmaması” gerektiğini vurgulayan Demi- rel, şöyle konuştu: “Kozmik odasını arıyor- sunuz askerin, ne arıyorsunuz? O odayı aramaya gitmek yerine Genelkurmay Baş- kanınıza, ‘şu odanõzda şunu arõyoruz, başba- kan olarak, bunu getirin bulun’ deseniz... ‘De- sem belki getirmez’. Ona güvenmiyorsun o zaman. 800 bin kişiyi teslim ettiğin adama güvenmiyorsun o zaman. O zaman onu de- ğiştir, ne duruyorsun? Hâkim Kadri Beye güvendiğin gibi, evvela ona güveneceksin.” Askerin, generalin iyi yetiştiğini kaydeden Demirel “Milletimize şunu söylüyorum: Sa- kın ola askeriniz hakkında en ufak bir gü- vensizliğe düşmeyin” dedi. Söyleşinin ardõn- dan sorularõ yanõtlayan Demirel, CHP lideri Deniz Baykal’õn cumhurbaşkanõnõn görev sü- resiyle ilgili açõklamalarõna ilişkin gazetecile- rin “Rejim sorununa dönüşebilir mi” soru- suna Demirel, “Sanmıyorum” yanõtõnõ verdi. GÜL’ÜN GÖREV SÜRESİ Tartışma sürüyor Haber Merkezi - CHP Genel Başkanõ De- niz Baykal’õn, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün görev süresiyle ilgili soruya verdiği yanõt yeni bir tartõşma başlattõ. Hukukçular, tartõşmalarõn anayasa değişikliği görüşmeli- rinde bu konuyla ilgili geçici bir maddenin konulmadõğõndan kaynaklandõğõnõ belirtti. HaberTürk internet sitesinde dün yer alan habere göre, hukukçular Cumhurbaşkanõ Gül’ün yeniden adaylõğõnõ değerlendirdiler. Baykal’õn açõklamasõyla yeniden gündeme gelen tartõşmayla ilgili Galatasaray Üniversi- tesi Hukuk Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, konunun statü meselesi olduğu- nu belirterek Cumhurbaşkanlõğõ’nõn da bir statü olduğunu söyledi. Yüzbaşõoğlu, “Şimdi- ki Cumhurbaşkanı 7 yıllığına TBMM tara- fından seçildi. Bu nedenle görev süresi 7 yıldır. 5 yıllık süre halkın seçeceği cumhur- başkanları için geçerlidir. Onlar 5 yıl görev yapar, yeniden aday olabilirler” dedi. Yüz- başõoğlu, yaşanan tartõşmalarõn anayasa deği- şikliği nedeniyle ortaya çõktõğõnõ kaydederek “Eğer anayasa değişikliğinde mevcut cum- hurbaşkanına yönelik bir geçici madde ol- saydı o zaman 5 yıl olabilirdi” diye konuştu. ‘AKP’nin cumhurbaşkanı’ Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç Dr. Serap Yazıcı görev süresini düzenleyen anayasa değişikliğinin 21 Ekim 2007’de yapõlan halkoylamasõ ile yürürlüğe girdiğini belirterek “Bu hüküm yürürlüğe girdiği tarihten önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül parlamento tarafından bu göreve seçilmiş olup halen görev süresi devam etmektedir. Abdullah Gül’ün görev süresi 5 yıl olup bir kez daha seçilmesi mümkündür” dedi. Yazõcõ, “geçici bir madde konulmuş olsaydı” tartõşmalarõn ya- şanmayacağõnõ söyledi. Eski Adalet Bakanõ Hikmet Sami Türk de şöyle konuştu: “Sayın Abdullah Gül’ün ikinci kez aday olması olanağı var. 5+5 uygulanabilir yani. Çözüm yolu 5+5’i ka- bul etmektir.” Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum da konunun siyasallaştõğõnõ belirterek “Ben sa- dece AKP’nin oylarıyla seçilen bir cum- hurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasının istediği bir cumhurbaşkanı olmadığına, Abdullah Gül’ün Türkiye’nin değil, AKP’nin cumhurbaşkanı olduğuna inanan biri olarak diyorum ki; görev süre- si 7 yıldır” dedi. Gül seçildiği dönemde, Cumhurbaşkanlõğõ statüsünün 1982 Anayasa- sõ’nda belirtilen 7 yõl şeklinde olduğunu belir- ten Batum, Gül’ün seçildikten sonra statünün farklõlaştõğõnõ dile getirdi. ‘Esnaf kepenk kapatıyor’ Türkiye Değişim Hareketi (TDH) lideri Mus- tafa Sarıgül, Eminönü Mısır Çarşısı’ndaki es- nafları ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Çar- şıdaki dükkânları tek tek dolaşarak yurttaşlarla sohbet eden Sarıgül, esnafın durumunun her ge- çen gün kötüye gittiğini belirterek, “Birçok es- nafımız siftah yapmadan dükkân kapatıyor, evi- ne ekmek götüremiyor. Esnafımızın yüzü gül- müyor, içi kan ağlıyor” dedi. Sarıgül, TDH’nin ekonomik programlarını önümüzdeki günler- de kamuoyu ile paylaşacaklarını söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear