Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                CMYB  C M Y B  21 EK M 2010 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA  HABERLER 5  Gecenin sesi soluğunun kesildiği  saatlerde bir yıldız kayar  gökyüzünde...  Behramkale ve Küçükköy’deki  dalgalar karşı kıyıda da hissedilir.  Hüzünler aynı anda duyumsanır,  bizim kıyalardan da, Midilli’den de...  Cunda Adası’nda o kahvelerdeki  koyu sohbetler Midilli’de de yaşanır.  Sevginin, barışın, dostluğun adına  kadehler kaldırılır “İzmir’in Kavakları  Dökülür Yaprakları” hem Türkçe hem  de Rumca söylenirken...  İda Dağı eteklerinde (Kaz Dağları)  yaşanan aşklar, Behramkale’de  göçün getirdiği o yalnızlık, lacivert  gecelerde yıldızların kayışı, Midilli’den  bakıldığında da görülür.  Yemekler aynıdır, içkimiz  anasonlu...  Hele o dibek kahvesi!  İnsan olmanın, yaşamı  çiçeklendirmenin orta yerinde,  kasımpatıların beyazlığını,  fesleğenlerin kokusunu içime  çekiyorum.  Yaşadığım ve yaşamayı  sürdüreceğim ülkemin bugün içine  düştüğü durumu düşünüyorum,  yağmur sonrası karşı kıyılarda.  Şükran Kurdakul’un dizelerinden  Yannis Ritsos’un o mavi yeşil  denizini, kadınları, çocukları  düşünüyorum.  Bu topraklar, tılsımlı tanrılar,  ağaçlar, taşlar fısıldar “biz ruhumuzu  satmıyoruz” diye.  Kültler yaratmadan, düşünce  özgürlüğü olmadan yaşam soluk alıp  vermez.  Gecenin sessizliği içinde,  kelimelerin dansı bir gölge oyununa  dönüşüyor.  Haberleri izliyorum TV’lerden...  Sıkmabaşlı üniversiteli kızlar artık  özgürce amfilere girecekler,  ilköğretimde okuyan küçük kızlar aynı  biçimde örtünecekler.  Sonra sıra çarşafa gelecek, sarıkla,  takkeyle, şalvarla üniversitelere  girilecek.  Sıkmabaşlı doktor, öğretmen,  polis, subay, astsubay olmak...  Demokrasi budur işte... Özgürlük  de...  Hiç kızmayın, tedirgin olmayın...  Solun üzerinden silindir gibi  geçenlere, Atatürk’ün kurduğu Türk  Dil Kurumu’nu ve Türk Tarih  Kurumu’nu kapatanlara,  Güneydoğu’da Kuran’dan ayet  atanlara, Diyarbakır’da kanlı  cinayetleri işleyenlere bakın ne  demek istediğimi anlarsınız...  Bu ülkenin aydınları, yazarları,  devrimcileri, sosyalistleri birer birer  öldürülürken susanlar, Kenan Evren  ve arkadaşlarını ayakta alkışlayanlar,  Susurluk çetesine sahip çıkanlar  nerede bugün?  AKP’nin yanıbaşında...  Küçük çocuklara “Siz namaz  kılıyor musunuz” diye soran  Başbakan’ı ayakta alkışlıyorlar.  12 Eylül faşizminin getirdiği YÖK  “sıkmabaş”ı kaldırdı...  Şimdi soruyorum “inancı için  sıkmabaşla amfilere” giren bir kız  öğrenci, başka inançtan öğrencilerin  üzerinde baskı öğesi oluşturmayacak  mı?  Bir yıldız kayıyor Midilli’nin  üzerinden...  Ayvalık kışa hazırlanıyor, Madra  Dağları’nın ve Kozak Yaylası  üzerinden gelen yağmur bulutu,  zeytin üreticilerini sevindiriyor.  Bir gün sonra güneşle uyanıyor  hem karşı kıyının hem Homeros’un  “Işık Sahili”nde yaşayanlar.  Güneş İyonya denizinin gümüş  rengini mavileştiriyor önce.  Dalgalar kıyıya vuruyor lodas  esince.  Gözlerimi yumuyorum bir süre.  Çevremdeki insanlara bakıyorum,  kimsenin pek umrunda değil  yaşananlar.  Mustafa Kemal Atatürk ve  arkadaşlarının kanlarıyla canlarıyla  kurduğu laik demokratik  Cumhuriyetin yetmiş yıldır altı  oyuluyordu zaten.  Şimdi neyi kartışıyoruz, Fethullah  Gülen’in ABD’de kaç yıldır yaşadığını  mı, ilişkilerini mi, neyi?  Fethullahçıların nasıl  örgütlendiklerini yıllarca yazdım da ne  değişti?  Yitip giden yıllar, umutlarımız,  sıkmabaşlı 714 yaşlarındaki  ilköğretim, 15 yaş üstü liseli  kızlarımız...  Haydi gözünüz aydın, Türkiye  demokratikleşiyor, özgürleşiyor!  Yaşamı çiçeklendiremiyoruz, faili  meçhul cinayetleri aydınlatamıyoruz.  Uğur Mumcu, Musa Anter,  Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan,  Hrant Dink cinayetlerinde olduğu  gibi tetikçileri yakalandı ama büyük  patron bulunamadı.  Necip Hablemitoğlu cinayetinde  sekiz yıldır tetikçiler bile bulunamadı.  Gökyüzüne bakıyorum, yıldızlarla  konuşuyorum. Yorgo Seferis’le  konuşuyorum Urla İskelesi’nde...  Necati Cumalı gülümsüyor Urla  çarşısında; Şükran Kurdakul miyop  gözleriyle bir şeyler karalıyor  Karşıyaka İskelesi’nde.  Gecenin sessizliği soluk alıp  veriyor... Kelimeler birbirleriyle  konuşurken bir gölge oyunu başlıyor  yıldızların gülüşüyle.  Satılmamış ruhlarımızın  derinliğinde yaşam hırsımız daha  da çoğalırken Oktay Rifat’ın  “Güvercin” şiirini anımsamaya  çalışıyorum...  Milyon güvercin içinde ben kuşumu  bilirim ben kuşumu bulurum....  Bir Alman misillemesinde  kurşuna dizilmemişse eğer.  Evet bulurum... Bulurum...  Bulurum... Ruhlarını, düşüncelerini,  yüreklerini satanlara karşın...  Tüm tabuları yıkıp atarım, hem din  bezirgânlarına, tarikat şeyhlerine  karşın... Hem de laiklik üzerinden  siyaset yapan, Cumhuriyeti  babalarının çiftliği sanan özde değil  sözde Atatürkçülere karşın...  POLİTİKA GÜNLÜĞÜ  HİKMET ÇETİNKAYA  Bir Gerçek, Bir Yaşam...  hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69  FRANKFURT (Cumhuriyet  Bürosu)  Almanya  Cumhurbaşkanı Christian  Wulff’un Türkiye ziyaretindeki  Hıristiyanlık vurgusu ve eşinin  Hayrünnisa Gül ile  karşılaştırmalı görünümü, Alman  medyasının ilgi odağı oldu.  Avrupa’nın en yüksek tirajlı  gazetesi Bild, Wulff’un  Hıristiyanlığın Türkiye’nin bir  parçası olduğu yolundaki  uyarısıyla, eşi Bettina Wulff’un  Hayrünnisa Gül ile farklarını  işledi. “Birbirine taban tabana  zıt iki ‘First Lady’nin  görüşmesi”ni haberleştiren  gazete, “İki kadın, iki dünya”  başlığı altında cumhurbaşkanı  eşlerinin giyimlerini karşılaştırdı.  Hıristiyanlığın Türkiye’deki  sorunlarına da dikkat çeken Bild,  türbanlı Hayrünnisa Gül’ün ilk  kez böyle bir askeri karşılamaya  çıktığının da altını çizdi.  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)   Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı  Abdurrahman Yalçınkaya, türbanı  serbest bırakma yönündeki  girişimlere muhtıra niteliğinde 5  sayfalık açıklamayla sert çıktı.  Yalçınkaya, yargı kararlarına karşın  türbana serbestlik yönünde adım  atılması sonrasındaki “siyasi,  toplumsal, kurumsal,  ekonomik ve hukuki  sorumlulukların tüm siyasi  partilere ait olacağı” vurgusuyla  üstü örtülü bir kapatma davası  uyarısında bulundu. Yalçınkaya,  türbanın laiklikle bağdaşmadığına dikkat  çekerek “Sözü edilen konuda siyasi  çevrelerin aksi yöndeki beyanları, politik  çıkara dayalı ve devletimizin temel  niteliklerinden olan hukuk devleti, laiklik  ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmaz  niteliktedir” dedi.  Yalçınkaya’nın açıklaması şöyle:   Dinsel inanç veya dinsel kurallarla  doğrudan ilişki ve bağlantı kurularak yapılan  düzenlemeler hem devrim yasalarını hem de  laiklik ilkesini ilgilendirir. Anayasa  Mahkemesi’nin kararlarında,  yükseköğrenim kurumlarında öğrencilerin  dinsel inanca dayalı türbanla öğrenim  görmelerine izin veren düzenlemelerin  anayasanın laiklik ve eşitlik ilkelerine açıkça  aykırılık oluşturduğu hükme bağlanmıştır.   Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin  ibadet, eğitim, uygulama ve gözlem gibi bir  kişinin dinini veya inancını açıklama  biçimlerini belirten 9. maddesi, bir din veya  inanç tarafından yönlendirilmiş bir hareketi  korumamaktadır.   Bundan sonraki siyasi, toplumsal,  kurumsal, ekonomik ve hukuki  sorumlulukların tüm siyasi partilere ait  olacağı, üstün değerler taşıyan, objektif ve  tarafsız düşünen, hukuk devletine bağlı yüce  Türk milletinin bilgisi dahilindedir.  Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya’dan türbanı serbest bırakma girişimlere sert tavır  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)   “AKP TBMM Grup Başkanlığı”  tarafından yapılan açıklamada  Yargıtay CumhuriyetBaşsavcılığı’nın  açıklaması “parlamenter demokratik  rejime açık bir müdahale” olarak  nitelendirildi ve “Hiçbir kişi, organ veya  makam TBMM’ye emir ve talimat  veremez” denildi.  Açıklamada “TBMM’de siyasi parti  grupları arasında temas ve görüşmeler  sürerken aynı konuda eşzamanlı  görüşmelerin içeriğini hedef alan ve  kuvvetler ayrılığını yok sayan yazılı  açıklamanın rejime açık bir müdahale  olduğu” ifade edildi. Açıklamada şöyle  denildi: “Bir demokratik toplumda  kişilerin, kurumların veya toplumsal  grupların siyaset müessesesinden hak ve  özgürlük talebinde bulunmaları, bu  taleplerin toplumun her kesiminde  tartışmaya açılması ve siyaset  kurumunun gündeminde yer alması  demokratik bir hukuk devleti  anlayışının gereğidir. Bu taleplere olumlu  veya olumsuz cevap verecek ve kural  koyacak olan kurum, yasama yetkisini  elinde bulunduran TBMM’dir. Yargı  yetkisini kullananların görevi kanun  koymak değil, TBMM tarafından kabul  edilen yasaları uygulamaktır. Yüksek  yargıda güçlü pozisyonlara aday  konumunda bulunanların kendilerine  destek sağlamak üzere TBMM’yi ve  siyaset kurumunu hedef alan  açıklamalar yapmaları kabul edilemez.”  ‘Siyaset sorumlu olur’  AKP: Başsavcı rejime müdahale etti ‘Yeterli sayı yokken  adım atmak anlamsız’  Başbakan Tayyip Erdoğan, Yal  çınkaya’nın açıklamasıyla ilgili  olarak, “Tam metin üzerinde bil  gim yok. Döndükten sonra arka  daşlarımızla değerlendirdikten  sonra gerekli açıklama neyse ora  da o açıklamayı yaparız” diye ko  nuştu. Erdoğan, “Uzlaşma olmaz  sa başörtüsü sorununun çözülme  si için adım atacak mısınız?” so  rusuna da “Anayasa değişikliğini  yapabilecek bir sayı olmadıktan  sonra böyle bir adımı atmanın an  lamı var mı?” yanıtını verdi. Er  doğan, CHP’nin türban konusun  daki tavrı ile ilgili olarak da  “Bunlar meydanda söylenen şey  ler değildi. İşte şimdi önşartları  ortaya çıkmaya başladı” dedi.  İki kadın, iki farklı dünya  Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül, Alman medyasının gündeminde  Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un Türkiye ziyareti kapsamında Kayseri’ye  giden Bettina Wulff ve Hayrünnisa Gül, kentte çeşitli temaslarda bulundu. (Fotoğraf: EPA)  Haşim Kılıç savaş açtı  Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine sert yanıtlar veren Anayasa Mahkemesi  Başkanı, hiç kimsenin ahlak anlayışını sorgulayamayacağını söyledi  ANKARA (Cumhuriyet  Bürosu)  Anayasa Mahke  mesi Başkanı Haşim Kılıç,  CHP lideri Kemal Kılıçda  roğlu’nun kendisine yönelik  değerlendirmelerine bugüne  kadar görülmemiş sertlikte  karşılık verdi. Kendisine yö  nelik eleştirileri hep anlayışla  karşıladığını belirten Kılıç,  “Ancak ifade özgürlüğü ve  eleştiri sınırlarını bilmeyen  ve bu nedenle de haddini  aşarak saldıranlara karşı  suskun kalmak da kişili  ğimle bağdaşmayan bir du  rumdur” dedi.  Yaptığı konuşmada, “deği  şime karşı çıkan, çağın nab  zını tutmayan statüko yanlı  ları” ifadesiyle hiçbir kişi ya  da partiyi hedef almadığını  savunan Kılıç, şunları söyle  di: “Tekrar ediyorum: Hal  kın iradesini hiçe sayanlar,  onun vesayet altında tutul  ması gerektiğine inananlar,  on bir bin hâkim ve savcı  nın kararına saygı göster  meyenler, yasak alancılar,  hukuk devleti kavramının  arkasına gizlenerek insanla  rı susturanlar, farklılıkları  hazmedemeyenler, tek dü  şünce ve tek inanç hayal  edenler ve yaşam tarzı da  yatanlar statükonun kap  sam alanı içindedirler. Adı  geçen genel başkanın bu  kapsamdan neden rahatsız  lık duyduğu anlaşıla  mamıştır.”  Anayasa Mahkemesi  üyesi olmak için hukuk  çu olmak gibi bir şartın  öngörülmediğini kayde  den Kılıç’ın, “Tanımını  yaptığım çağdışı kal  mış statüko mensupla  rına karşı çıkmak için,  başkan, hâkim, hu  kukçu vs. gibi bir sıfa  ta sahip olmak değil,  söylediklerinden çark  etmeyen onurlu ve yü  rekli insan olmaya ih  tiyaç vardır” demesi  dikkat çekti.  Seçilen üyelere yemin  töreni yaptırma görevini  yerine getirirken kendi  sinin “vicdanını ya da  ahlak anlayışını sorgu  lama pervasızlığını  göstermek hiç kimse  nin haddine değildir”  değerlendirmesini yapan  Haşim Kılıç, “Katılıyo  rum, ahlak sadece hu  kukçulara değil, siya  setçi de dahil herkes  için gereklidir” dedi.  ‘Cüppeni çıkar da gel’  ALİ ÖZTÜRK  ANKARA  CHP Genel Başkan Yardımcısı  Gürsel Tekin, Anayasa Mahkemesi Başkanı  Haşim Kılıç’ın CHP lideri Kemal Kılıçda  roğlu’na yönelik açıklamalarına yanıt verdi.  Kılıç’ın sözlerinin “siyasete çok meraklı ol  duğunu ve yol almak istediğini bir kez daha  ortaya koyduğunu” belirten Tekin, “Madem  siyasete çok heveslisin. Sürekli iktidara can  simidi uzatarak bunu ortaya koyuyorsun.  Madem öyle cüppeni çıkar, gel” dedi.  Kılıç’ın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı  sı’nın türbana ilişkin açıklamalarının hemen  ardından açıklama yapmasını “manidar” bul  duğunu söyleyen Tekin, “Çünkü, AKP tem  silcisi gibi davranıyor. Daha önce de öyle  davranıyordu. Ama şimdi biraz daha cesa  rete gelmiş. Özellikle referandumdan sonra  ki cesaretinde onu görüyoruz” dedi. Tekin,  Başbakan’ın yüksek yargı hâkimlerine yönelik  “Cüppeni çıkar da siyaset yap” benzeri açık  lamalar yaptığını da anımsatarak, “Bu Başba  kan’ın düşüncesi. Kılıçdaroğlu dün huku  kun katliamına işaret etti. Çok ciddi sorun  lar oluyor bu sorunlar da mutlaka Anayasa  Mahkemesi Başkanı ya da bu hukukçuların  cevap vermesi lazım. Anayasa Mahkeme  si’nin başkanı aynı zaman da hukukçu da  değil işin kötü tarafı” diye konuştu.  Şahinkaya  başvurusu  ANKARA (ANKA)   DSP, 12 Eylül döneminde  Hava Kuvvetleri Komutanı  olan Tahsin Şahinkaya hak  kındaki yolsuzluk iddiaları  na ilişkin Meclis araştırma  sı açılmasını istedi. DSP  Genel Başkan Yardımcısı  Hasan Macit, Şahinka  ya’nın yaptığı iddia edilen  yolsuzluklarla ilgili araştır  ma önergesinin yürürlüğe  bile alınmadığını hatırlattı.  Erdoğan’ın  ‘mektup arkadaşı’  HELSİNKİ (Cumhuri  yet)  Finlandiya’da bulu  nan Başbakan Tayyip Er  doğan, 1999’da Pınarhisar  Cezaevi’nde yatarken ken  disine üniversitelerdeki tür  ban yasağı konusunda  mektup yazan Süveyda  Sevgican ile karşılaştı.  Sevgican, Erdoğan’ın gön  derdiği mektubu gösterir  ken, duygulanan Erdoğan,  “O zaman 10 bine yakın  mektuba cevap yazmıştım.  Bütün geceleri, gelen mek  tuplara cevap yazıyordum”  dedi. Sevgican ise “Okulu  bırakma kararı aldığım bir  dönemde bu mektubu yaz  mıştım. Başbakan’ın mek  tubundan sonra problemle  rin zamanla çözülebileceği  mesajını almıştım. Başörtü  süz olarak okuluma devam  etmiştim” dedi.  İP’den füze  kalkanına tepki  İstanbul Haber Servisi   İP, ABD’nin Türkiye’ye  dayattığı füze kalkanı pro  jesini protesto etmek ama  cıyla İP Genel Merkezi  önünden Galatasaray Mey  danı’na yürüdü. İP Genel  Başkan Yardımcısı Erkan  Önsel, “ABD’nin füze kal  kanını TBMM’nin kabul et  memesi lazım. Türbanın al  tından Amerikan füzeleri  çıktı. Füze kalkanı ile tür  banı Türkiye’ye dayatan  aynı merkez. Kadına orta  çağ, cariyeliği ve köleliği  dayatan, Türkiye’ye bölün  meyi ve parçalanmayı da  yatan aynı merkez” dedi.  CHP, FAİLİ MEÇHULLER İÇİN KOMİSYON İSTEDİ  Araştırma önergesi  üçüncü kez reddedildi  68’LİLER BİRLİĞİ’NDEN DEMOKRATİK HALK CEPHESİ  Mücadele hattı genişliyor  ANKARA (Cumhuriyet  Bürosu)  TBMM Genel  Kurulu’nda, CHP’nin, Sabahattin  Ali’den, Hrant Dink’e kadar, faili  meçhul siyasi cinayetlerle ilgili  verdiği Meclis araştırma öngesinin,  öncelikle görüşülmesi istemi 3. kez  AKP oylarıyla reddedildi.  CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza  Öztürk, son 50 yılda işlenen faili  meçhul siyasi cinayetlerle ilgili  verdiği meclis araştırma önergesinin  dün Genel Kurul’da görüşülmesi  için grup önerisi getirdi. Öneri  üzerinde söz alan Öztürk, bu konuda  3. kez önerge verdiğini hatırlattı.  Başbakan Tayyip Erdoğan’ın  anayasa değişikliğiyle ilgili  referandum sürecinde Diyarbakır’da  yaptığı konuşmada, “Bir gece yarısı  sokak ortasında ensesine kurşun  sıkılarak katledilenlerin acısını  çok iyi biliriz, Ape Musa’nın, Musa  Anter’in acısını unutmayız”  dediğine dikkat çeken Öztürk,  “Başbakan’ın TBMM’de  unuttuğu faili meçhullerin acısı,  anayayasa değişikliğine verilecek  ‘evet’ oylarını arttırabilmek için  gittiği Diyarbakır’da aklına  geliyor” dedi. BDP Milletvekili  Nuri Yaman ise “Ülkenin  vicdanını kanatan konularda  araştırma yapılmasını istememek,  aymazlıktır” diye konuştu.  Konuşmaların ardından yapılan  oylamayla, Öztürk’ün araştırma  önergesinin bugün Genel Kurul’da  görüşülmesine ilişkin CHP grup  önerisi reddedildi.  İstanbul Haber Servisi  68’liler  Birliği Vakfı Yönetim Kurulu,  Başkanlar Kurulu ve Danışma  Kurulu’nun 2010 yılı 2. dönem  ortak toplantısı sonuç bildirisi  açıklandı. Önümüzdeki genel  seçimler için emperyalizme,  faşizme ve gericiliğe karşı bir  “Demokratik Halk Cephesi”  oluşturarak mücadele yürütülmesine  karar verildi. Bildiride,  referandumda yüzde 42 “hayır”  oyu çıkmasının küçümsenmeyecek  bir birikimi ifade ettiği vurgulandı.  Halkın önemli bir kesiminin  anayasa değişikliklerini anti  demokratik bularak onay vermediği  belirtilerek “vakıf olarak daha  geniş bir mücadele hattı  oluşturulacağı” belirtildi.   
            
    
