23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
11 Kaya ÖZSEZGİN ilimde ve felsefede öncedentümevarı myöntemini benimsemiş, bu noktadan yola çı karakrastlantı sal gendilemelere yonelinı şve sonuçta birtakı mhı potezlereulaşmı ş Amerikahbir felsefeciNelson Goodman(1906 1998) Sanat yapı tları nı göstergebilinı açı sı ndanele alan düşünürler grubundan. Dün yalar Nasil r Yapı lı r?adlı kitabı nı nbaşı ndası k sı k göndermede bulunduğu Cassirer adı da gösteriyor ki, “çokçu” ya da çoğul evren kuramı ,onun dayandı ğıtemel argümanlarmbaşı ndagelir: “Bir dünyada farklı amaçlara hizmet eden pek çok tür olabilir ama çatı şanamaçlar, uzlaşmaz vurgulara ve birbirlerine karşı t dünyalaraneden o)abilir» (s. 18). Ayrı nı larave alternatif versiyonlara açı ldama getirirkenbilginin doğasmdan yola çı ktı ğı nı özelliklebelirtiyor (s. 27). YAPITINDIŞINDAKİSİMGE Bilmek, yalnı zcaneyin “doğru” olduğununbilinmesi meselesiyleilgili değil. Durum böyle olunca yoruma ve bakı ş yöntemlerinin farklı lı ğı na dayalıbir alanda, düz anlatı mlaeğretilemci anlatimgibi iki ana yolda karşı laşilacak seçeneklerönemli olacaktı r.licinci bölümünana konusunu oluşturan biçem (üslup) sorununun açı mı na ilişkin görüşler,bu seçenekleri irdelemenin ilk aşaması dı r.Bunlar arası ndan“doğru” olanı seçip ayı rmakdeğil yazarı n izlediğiyöntem. (Nitekim kitabı nson bölümünde,doğruluk ve uygunluk gibi kesinyargı gerektiren durumlarda, bilimin kullandı ğıtümevarı mve tümdengelim yöntemlerinin say üretmekte yanı ltı cı sonuçlar altı nıçiziyor.) Seçenekler çevresinde gezinirken, hep olası görüşlere de yer veriyor ve bu konudakitereddüdünü itiraf etmekten çekinmiyor.Ancak değişmeyen bir gerçeğevurgu yapmadan geçmiyor: “Bir dünya olmasa da sözcüklerimiz mevcut olabilir ama sözcükler ve diğer simgeler yoksa hiçbir dünya mevcut olamaz.” Dünyalar birbirinden farklı olabilir,çünkü birinde bulunan “bir şey” öbüründe bulunmaz. En dikkat çekici vurgu farkları isegörsel sanatlarda çı kar karşı mı za. Sanatçı lararası ndaki farklı lı klarmçoğu, bunlarda vurgulanan özelliklerdekifarklı lı klardı r.Bu yorum da üslup kavramrnrn sanattaki önemli yerineişaret.eder. Orneğin yeniden biçimlendirme(deformasyon) üslup oluşturmanı nbir yoludur ama bu amaca ilişkin tek yol değildir. Uslup kavramı ,birçok bileşenin varlı ğı nıiçerir sanat eserinde. Burada yazarı n yargı sı nakatı lmamak eldedeğil: “Eğer bir yapı tbelli bir biçemdeyse,yapı tı nkonusuna, biçimine ve uyandı rdı ğıhisse ilişkin özellilderden ancak bazı ları sözkonusu biçemin öğesi olur” (s. 38). Uslup yalnı zca“nası l” meselesideğil; ne birbirine çok yakı nalternatiflere ne de alternatifler arası ndayapı lanbilinçli bir seçime dayanı r.Kı sacayapı tı n bütünözelliklerini değil, yalnı zca neyi nası lsimgelediğinin özellilderini içerir. Ote yandan üslup, ancak “bilen göze ya da kulağa. hassas duyarhğa ve meraklı zihne açar kendini yalnı zca”(s. 43). Böylebir yaklaşı m,sanat yapı tı ndaki ayrı msalözelliklerin kavranmasmda elbettebirtakı mipuçlar sağlayacaktı r merakhsuı aancak sorulması gereken bir başka ve belki daha önemli soru var: Sanat, ne zaman “sanat” olur? Sanatta saflı k neanlama gelir? Bu türden soru ları nyanı tları nıaradı ğıbölümde yazarı n dayandı ğıtemel kavram, daha önce de işaret etmiş olduğu “simge” kavramı dı r.Yazara göre simge, ister “iyileştirici”ister “zihin dağı tı cı ”olsun, bilindiği nin aksine, yapı tı nkendisinin dı şı ndadı r.Temsil edici sanat türü, kullandı ğı simgcleri dı ştabı rakı r. Genel anlamda ise sanat, göndermede bulunur, bir şeyinyerini tutar, yani onu simgeler. Onemli olan, resmin kendi “içsel nitelikleri”dirçünkü. “Saf” olan, yani ı emsil etmeamacı na yönelik olmayan sanat ise bu anlamda simgeleştirme ediniini dı şlar,hiçbir şeye göndermcde bulunmaz. Ancak burada sorulması gereken bir soru söz konusudurgene: Safyapı t,hiçbir şeyitemsil etmeyenyapı tmı dı r? Yazarburada karşı t bir örnek olarak Bosch’ un sanatı üzerindetemdllendiriyor söylemini; bu sanatçı nı nresimlerinin “temsil” mahiyetindeolması nı n kendidı şı ndakibir şeyin temsili olmadı ğı nıgerektirmez yazaragöre. 0 halde genel olarakbizim soyut ya da figürsüz olduğunukabul ettiğimiz temsili olmayan re simler de bir duyguyu ya da bir başka niteliği, dahası ,bir düşünceyi ifade edebilir(s. 62). Gene yazara göre safçmm en saf resmi bile “örneldediği” özelliklernedeniyle bir şeyisimgeler. Nedeni ne gelince, örnekleme de bir gönderme biçimidir sonuç olarak. Evet, soru önemlidir: Bir nesne ne zamanve hangi koşullarda sanat yapı tı olmadüzeyini kazanı r?Burada aida hemenDuchamp’ ı nünlü “ready made” objesi geliyor. Bu nesne, sanatçı sı tarafı ndansergilendiği andan itibaren sanat yapı tıdüzeyine yükselmişti. Sergilenmeninönemine Goodman da değiniyor. Bütün tartı şmaları n gölgesinde,onun bu soruya verdiği yanı t, gene simge kavramı nıöne çı karanbir yanı tolacaktı r: “Bir nesne, simge olarak belli bir tarzda iş gördüğü için sanat yapı tıhaline gelebilirancak” (s. 67). Yapı tatarihçinin ve eleştirmenin bakı şı ,bu aşamada örtüşmeyecektirkuşkusuz: “Tarihçi, biçeme dair kavrayı şı nı ,bir resmin Rembrandt’ amı aitolduğunu ya da bir şiirin Hopkins’ emi ait olduğunu belirlemek için kullanı r;eleştirmen ise sanatçı yı belirlemeye,yapı ta ilişkinRembrandt’ a özgü özellikleri ya da Hopkins’ eözgü özellikleri ayı rtetmeye yönelik bir basamakolarak kullanı r”(s. 42). İNSAYADAYALIYORUMLANAN FARKLILIK Kitabı nbir başka bölümünde (V), algilanı asorunu üzerinde duruluyor. Gerçek ve zahiri algı lamanı n hangi etkenlerdenkaynaklandı ğısorunu irdeleniyorbu bölümde. Başta Paul A. Kolers olmak üzere algı konusunda deneysel araştı rmalardabulunan bilim adamları nı ngörüşleri temel alı nı yor.Ama bu konudaki deney ve argünunlarm çoğulluğunarağmen, aigı kavramı bugüne kadar bir “muamma” olmaktan çı kmanı ı ştı ryazara göre. Orneğin renklerin algı lanmasıda öyle. Deneysel psikoloji nin bU konuda elde ettiği sonuçlar, bugünde tartı şmalıolduğuna göre, algı sal değişimin kökenindeki olguları ortak bir açı ldamaya dayandı rmakgüçleşiyor. Ozellilde geçen yüzyı ldanbu yana söz konusu “muamma”mn çözümüne yönelikçalı şmalar sürüyor.Algı psikolojisininsanat yapı tlaı ı bağlammda belirleyiciolduğu gerçeği, “var olanı n ötesini görmek” biçiminde yazarı nbölüm başlı ğıyaptı ğısorunla bütünleşiyor. Biçim ve renk algı sıüzerine Kolers’ inyaptiğı deneyler, burada da yazara birtakı m somutipuçları veriyor. Sanat yapı tı için kurgu ise, sirngclerin kullanı mı ylainşa edilebiiyor büyük ölçüde. Ancak Goodman,ne dili temel alan bir resim teorisini,ne de resimleri temel alan bir dil teorisini destekler. Ona göre, resimler “dilsel olmayan simge dizgelerine, terimlerde resimsel olmayan simge dizgelerineaittir” (s. 98). Dünyaları nyapı mı ,elbet olguları n yapı mı ylailgili.Nominalist sı nı rlandı rmailara girmeden, dünyaları oluşturan temeletkenin versiyonlar (değişkeler) olduğunavurgu yapı lı yorburada. Sanatta her farklı lı k,“inşa”ya dayalı olarak yorumlanı r.(Burada da çoğulcu bir düşün yola çı kı lmaktadı r.) Kurgununönemine ise, tasarı mmantı ğı açı sı ndanbirçok yerde değinilmiştir. Düz anlama dayalı olmayan araçlarla“dilsel olmayan dizgelere ait başka simgelerin kullanı mı yla” yenidünyalar inşa edileceğiyolundaki görüşe yazar da katı lı yor.Anlam yetisini geliştirmesi bakı mı ndansanatı n,bilimlerden hiç de gerideolmadı ğı nı naltı nıçiziyor yazar. Goodman’ agöre, türü ne olursa olsunbütün sanat dalları nıortak bir mesajçevresinde birleştiren şey, düz ya da eğretilemeli olarak söylenen ya da resmedilenşeydir. Imlemeye dayalı olsun ya da olması n,her sanat yapı tı , kullandı ğıifade araçları yla,bir dünyayı yenileyiptekrar yapı landı rabilir. İCRANINANLAMI Yazar, kitabı nı nsekizinci ve son bölümünde,yine tartı şmalıolan bir başka kavramı n,“icra”nı nanlamı nıaçmaya çalı şı yor.Bu kavramı nkapsamı nasalt teknik uygulamalar değil, “dünya yapmave sunma” yolları nı ntümü giriyor (s. 103). Doğruluk ve uygunluk gibi kesinyargı gerektiren durumlarda, bilimin kullandı ğıtümevarı m vetümdengelim yöntemlerine yakı nlı kduymadı ğma yu karda değinmiştik. Sözel olmayan sanatsalversiyonları n, yanigörsel üretimlerin uygunluğunda gözetilecek ölçüler her zaman tartı şmalı dı r. Orneğintemsilin uygunluğu yoruma göre değişecektir. Böylebakı ldı ğı nda,bir resim hiçbir “bildirim”de bulunmaz. Sanat yapı tı temsilden ve ifadcden ne kadar azade olursa olsun, gene de bir simgedir. “Simgelediği şeyler, her ne kadar nesneler,insanlar ya da duygular olmayı p ortayakoyduğu renk, doku örüntüleri olsada.” Yazarı n da önsözdebelirtmiş olduğu gibi kitap, baştan sona “düz” bir yol izlemiyor.Verdiği bir dizi konferans, onu böyle bir kitap yapmaya yönlendirmiş; ayrı cailk dört bölüm ayrı makaleler halindedaha önce vayı mlanmı ş.Ancak öyleolsa da sanatı niçeriğinde saklı sorunlarher zaman yeni oluşumlar karşı sı nda yeniden gündeme getirilehildiğine göre, onları her fı rsattaaçmak, yeni düşünce lere de zemin hazı rlayabilir. Kitap,böyle bir işlevekatkı dabulunuyor.• Dünyalar Nası lYapı lı r?!Nelson Goodman/Çeviren: Akı nTerzi! Pan Yavmcı hk!142 s. Nelson Goodman’ dantDünyalar Nası lYapı lı r?’ Sanatı nözgül sorunlan Dünyalar Nası l NelsonGoodman,yaşadı ğı mı zdünyalarıele alı psorguluyor:Yaşadı ğı mı ztek dünya, ayakları mı zı naltı ndakişu yeryüzü mü gerçekten?Yoksabizinsanlartarafı ndaninşaedilip oluşturulan pek çok dünyadan yalnı zcabirtanesi mi?Bilim,sanat, felsefe ayn ayrı dünyalardanmı bahsediyor,yoksa hepsiaynı dünyayımıele alı yor? Sanat mıdoğruyu söylüyor,bilimmi?Herşeyinötesinde gerçek birdünya var mı , yoksa her şey kurgudan mıibaret? Goodmanbu sorulardan yolaçı karakdüşünceyi en uç noktaya, adeta uçurumun kenanna götürüyor. Sonrabirkaçadı mgeriye giderek,büyükbiraçı klı klaele aldı ğıtüm meseleleriyerliyerindeoturtuyor. SAYFA 14 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1079
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear