23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 12 OCAK 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr Kültür Servisi - Sanatçõ Bedri Baykam, Harbiye Kongre Vadisi projesi kapsamõnda yõkõmõ bü- yük tartõşmalara neden olan ve 18 Ocak’ta bir törenle açõlacağõ açõklanan Harbiye Muhsin Er- tuğrul Sahnesi’yle ilgili İstanbul Büyükşehir Be- lediyesi Başkanõ Kadir Topbaş’õn yaptõğõ “Kültür-sanat çevresi, burayı yıkmamamız için çok ciddi baskı yaptı ama yılmadık. Açı- lış günü göstere- ceğimiz belgesel- de, bu protestocu- ları da izleyece- ğiz” açõklamasõna tepki gösterdi. Baykam, yaptõğõ yazõ- lõ açõklamada Top- baş’õn kendisine sa- natçõlar üstünden siyasal polemik ve rant sağlamaya ça- lõşmasõnõ bayağõ ve üzücü bulduğunu dile getirirken, “modern” bir ti- yatro sahnesi yap- mak için, tarihi bir sahneyi yõkmanõn ancak köksüz-ge- leneksiz-düşünce- siz toplumlarda gö- rüldüğünü, İstan- bul’a yeni bir sahne kazandõrmak için eskisini yõkmanõn anlamõ olmadõğõnõ belirtti. “Biz tepki vermesek, dozerlerle yıkmaya girişecekleri AKM, iki senedir kapalı ve sa- natçılar kan ağlıyor” diyen Baykam, sözleri- ne şöyle devam etti: “Örneğin Fransızlar, Bas- tille Meydanı’nda çağdaş büyük bir opera bi- nası yapmak için Opera Meydanı’ndaki ta- rihi yapıyı yıkmamışlardır! Ayrıca onca se- nede, 1994’ten bu yana, o belediyecilik an- layışı, kente bir tek modern müze verebildi mi? Sonuçta İstanbul’a yeni bir sahne ka- zandırılması iyi bir şeydir, ama bu büyük ha- tıraları barındıran tarihi başka bir sahnenin yıkımıyla gelmemeliydi. Kültüre bu şekilde yaklaşan bir zihniyete mi körü körüne gü- venecektik?” Gazetemiz yazarõ, şair, sinema eleştirmeni Kutlar 15 yõl önce terörün kör bombasõna hedef olmuştu Onat Kutlar’õ anlattõlarKültür Servisi - 30 Aralõk 1994 akşamõ Taksim’deki The Marmara Oteli’nin kafesinde terörün patlattõğõ bomba Onat Kutlar ile arkeolog Yasemin Cebenoyan’õn ağõr yaralanmasõna yol açmõş, Cebenoyan olay yerinde yaşamõnõ yitirirken Kutlar da tüm çabalara karşõn kurtarõlamamõş, 11 Ocak 1995 günü yaşama veda etmişti. Ülkemizin sanat ve kültür dünyasõna pek çok alanda önemli katkõlarda bulunan, öyküleri, şiirleri, denemeleri, sõra dõşõ senaryolarõyla silinmez izler bõrakan Onat Kutlar’õ, onu yakõndan tanõmõş, onunla birlikte çalõşmõş sanat insanlarõnõn kaleminden anõyoruz. ’50 Kuşağõ’ndan yazar dostlarõ Ferit Edgü, Adnan Özyalçıner ve Demir Özlü; sinema dünyasõndan dostlarõ, onun senaryosundan “Hazal”õ yaratmõş olan Ali Özgentürk ve “Hakkâri’de Bir Mevsim”i onun senaryosundan çekmiş olan Erden Kıral; öykücü ve romancõ Hulki Aktunç; Uluslararasõ İstanbul Film Festivali’nin oluşturulmasõnda İstanbul Kültür ve Sanat Vakfõ’nda uzun yõllar onunla birlikte çalõşmõş olan Hülya Uçansu, Onat Kutlar’õ anlattõlar. Onat hem hakiki bir insandõ, hem de ha- kiki bir entelektüel. Yaşarken hep be- raberdik. Benim on yõl ayrõ düş- memde de. Şerri bugünlere de uza- nan Sulhi Dönmezer’in (çünkü son olarak eski Ceza Yasasõ’nõn mad- deler sõralamasõnõ değiştirerek, onu yeni bir ceza yasasõ diye yuttur- muştur) fakültede protesto edilme- si olaylarõnõn da içindeydi; 28 Nisan 1960’ta da beraberdik. Daha 20’li yaşlar çevresinde Fransõz dilinde yayõmlanan Max Stirner’in “Uni- que et sa propriété” (Tekil İnsan ve Onun Sahip Olduklarõ) adlõ önemli kitabõnõ, Beyoğlu’ndaki Saray Ki- tabevi aracõlõğõyla getirtip okumuş- tu. 1961’de Paris’e gidişimizde Lor- ca ile birlikte, ilk aldõğõ kitabõn Laurence Sterne’ün “Tristram Shandy”si olduğunu yazmõştõm. Paris’e gitmeden önceki yõllarda birçok yazar içinde en çok Dosto- yevski ile Camus üzerinde konuşup tartõşõrdõk. Aşõlmaz hikâyeler, çok güzel denemeler, görkemli şiirler yazdõ. Türk yazõnõnda bõraktõğõ iz ka- lõcõdõr. Türk modernizminin ve bü- yülü gerçekçi yazõnõn kurucularõn- dandõr. Bugün ortada dolaşanlara ba- kõyorum da, kimsenin kendi yüzey- selliği kendisini ilgilendirmiyor. Kendi alanõnda derinleşme ve haki- ki olma (sahihlik) dönemi değil de yaldõz dönemidir bu. Montparnasse Sokağõ’nda, Cezayir Savaşõ sõra- sõnda geceleri Sartre’la arkadaşla- rõnõn da oturduğu Falstaff kulübün- de oturup, ilk metro başlayana kadar, kesemizin elverdiğince şarap içerek Bach’õn müziklerini dinlerdik. Bir iki gün sonra -ne mutlu ki- Paris’e uğrayõp Select kahvesinin terasõnda oturacağõm. Orada nostalji, anõ, içe- dalõm olarak düşünme, vb. sarma- lõnda kültürün ve silinmez olmuş dostluğun derin izleri içinde buruk ama derin bir mutluluk duyacağõm. Çünkü o terasta yalnõz da otursam, onlar oradalar. Hakiki bir entelektüel Yalnõzca ‘İshak’ değil G eçen gün Zeki’nin cenazesinin gecesinde bir rüya gördüm. Ara, Onat, Zeki, Mustafa Göçmen, ben, bir uçaktayõz ama uçağõn içinde yüzüyoruz, evet evet birbirimize doğru yüzüyoruz. Sonra hatõrladõm, kitaplarõna baktõm, Onat yazmõştõ bu rüyayõ, daha doğrusu görmüştü. 20 yõl önce Cumhuriyet’teki yazõlarõndan birinde bu rüyayõ anlatmõştõ. Onat, Aziz Nesin, Mahmut Tali, Ara Güler, ben, uçağõn içinde birbirimize doğru yüzüyormuşuz. Uçak dönüp dolaştõktan sonra bir yere geliyormuş, Aziz Bey soruyormuş: “Nereye geldik?” Onat da “Oh! Memlekete geldik sonunda” diye cevap veriyormuş. Anlayacağõnõz Onat’õn gördüğü rüyayõ farkõna varmadan, 20 yõl sonra ben de görmüşüm. Ne memleket! Onat inançlõ, çok iyi bir kültür adamõydõ, Feridüddin-i Attar’dan Sartre’a kadar, anladõklarõnõ memlekete anlatõrdõ. Onat, çok iyi bir sinemacõydõ, Parajanov’dan Godard’a dünya sinemasõnõ memlekete tanõttõ. Hepimiz onun ‘Sinematek’inden çõktõk. Onat çok iyi bir sosyalistti, Aydõnlar Dilekçesi’nden işçi eylemlerine kadar memleket mücadelesinde yer aldõ. Onat çok iyi bir aydõndõ, kendini yakarak yaşayan aydõnlar soyundandõ. Ölümü de öyle oldu, “memleket” onu öldürdü. Onat çok iyi bir arkadaştõ, diğer çok iyi arkadaşlarõm gibi, Atıf Yılmaz, Nail Çakırhan, Zeki Ökten, Ömer Kavur, Üstün Korugan, Gündağ Kayaoğlu gibi o da erken öldü. Derler ki her sevdiğinizin ölümü biraz da sizin ölümünüzdür. Belki doğrudur ama sorarõm bir yandan da, öldüler mi gerçekten? Bakõn çevrenize görürsünüz, yaşõyorlar işte. İyi bir film yapabilmek için iyi bir fikre sahip olmak gerekir. Ben bir filme başlamadan önce onunla konuşurdum. Ayrõca Onat’la “ Hakkâri’de Bir Mevsim” filminde birlikte çalõş- tõk. Filmin senaryosunu yazdõ. Gerçekçi bir yapõ kurarken ro- manõn fantastik yanõnõ õskalamadõ. Belki de gerçekçilik romanda, filmde gerçekçi olma çabasõdõr. Çünkü “Kurmaca söz konusu olduğunda gerçeğin gerçek olduğuna hiçbir zaman inan- mamak gerekir” derdi. Onat Kutlar, benim kuşağõmõn ‘isti- nat duvarı’ydõ. Kutlarçokiyibirsosyalisti... 30 Aralõk 1994’te bir bomba patladõ. Otel pastanesinin kapkalõn camlarõ param- parça oldu; Onat Kutlar’õn göv- desine saplandõ. Onat, bir süre sonra öldü. “Terörist bir örgüt” dediler. Hangisi? Ele geçirildi mi? Bir fotoğrafa bakõyorum: O otelin Ça- tõ’sõndayõz. Haziran 1982. Bir ya- yõn kuruluşunun davetiydi sanõrõm. Onat, Semra (Aktunç) ve ben. Gülümsemekteyiz. Ellerimizde iç- kilerimiz. Onat, “güzel bir an” ba- kõşõyla. Öyle ya, Sinematek’ten be- ri doğru dürüst görüşememişiz… Soru: O otelin Kanlõ Pazar nişan- cõlarõ kimlerdi? Onat Kutlar’õ önce “İshak” ile tanõ- dõm tabii. Öykülerim yayõmlanõyor artõk. “İshak”, yol göstericilerim- den biri... Sinematek’te tanõştõk. “Yazılamamış Bir Günlük” ilgi- sini çekmişti Onat Kutlar’õn. Anõmsõyorum… “Bizdeki köy, köylü edebiyatı, ideolojik olarak sosyalizmden geride… Dil ve biçem olarak da, bana yeni bir şey öğretmiş değil… Kişileri ge- nellikle iki boyutlu” demiştim. “İki yapıt, bendeki yetinmezliği aşmıştı… İlki, ‘Göl İnsanlarõ’… İşte, İstanbul-dışı insanlar an- latılıyor… Kanlı canlı üç bo- yutlu kişiler… Yazar, bir dil, bir biçem de öneriyor… İkincisi, ‘İshak’. Gaziantep’in sadece An- tep, hatta belki biraz da Ayıntap olduğu dönemler… Duyumsa- yan kişiler, şiir ve düşlerin ger- çekler ile kavuşup birleştiği yer… İshak! Sosyalist bir yazar, slogancı, nutukçu olmayabilir ve olmamalı!” Onat, gülümsü- yor. Sõradan kavrayõş’lar, bir sa- natçõyõ bir yapõtõna kilitleyip sözüm ona rahata erer. Onat Kutlar’õn şa- irliği, denemeciliği, eylemciliği? Bütün bunlarõn toplamõ, toplamõ da değil bileşimiydi o. Kim, kimler ir- deleyip inceleyecek? Onat Kutlar, gülümsemekte. Sevgili Onat, bu yõl “İs- hak” elli yaşõnõ dol- durdu. Seni “İshak”la bizden haince uzaklaş- tõrmalarõnõn ardõndan 15 yõl geçip gitmiş. Er- dal Öz, Orhan Duru, Demirtaş Ceyhun da senin yanõna geldiler. Ama Doğan Hızlan’õn dediği gibi biz bir or- kestrayõz. Bakõyorum da orkestra elli yõldõr, her yõl artan gücüyle, senin de eşliğinle çal- maya devam ediyor, edecek de... Orkestra çalmaya devam ediyor “Y aşamõnõn son 20 yõlõnda yakõn çev- resini paylaşma onuruna, sevincine ve ayrõcalõğõna sahip olan dostla- rõndan oldum. Bu süre içindeki tüm ortak ça- lõşmalarõmõzda ‘ben’ yerine ‘biz’ diye dü- şünmeyi, büyük bir aşkla üretilen her şeyi pay- laşmayõ öğrendik ondan. Eşsiz bir zekâ, ben- zerine pek az rastlanõlan bir bilgi birikimine sahipti. Bunlarõ yakõn çevresiyle paylaşmak, bildiği her şeyi en yalõn biçimiyle sevdiklerine aktarmak ve bütün bunlarõ şaşõrtõcõ bir cö- mertlik, inanõlmaz bir alçakgönüllülük ve derin bir bilgelikle yapmak, belirleyici özel- liklerindendi.” (11 Ocak 1995) Aradan geçen 15 yõl içinde, gerek dostlarõ gerek ülkemiz için yeri hiçbir zaman doldurulamadõ. ‘Ben’yerine‘biz’ Demek on beş yõl olmuş. Orhan Veli’yi, Sa- it Faik’i, Sevgi Soysal ve Tezer Özlü’yü düşündüğümde, altmõş yaş az bir yaş de- ğil. Ama Onat’õ düşündüğümde, niçin bil- mem, onun ölümü bir delikanlõnõn ölümü gibi geliyor bana. Kimin adõna yapõldõğõnõ bilme-diğimiz terörist bir eylemin sonucunda öldüğüiçin mi, yoksa imgesi belleğimde o ilk gençlik yõllarõndan kaldõğõ için mi, bilmiyorum. Eğerölümünden on dört yõl sonra yayõmladõğõmõz “Karameke” adlõ kitabõ saymazsak, yaşamõ bo- yunca tek bir öykü kitabõ yayõmladõ Onat: “İs- hak”. Tüm 50 kuşağõnõn öykücülerinin ilk ki-taplarõ gibi, yarõm yüzyõl önce. Elli yõl boyun- ca, bu tek kitap, onun, kuşağõnõn en iyi yazar-larõndan biri olarak anõlmasõna yetti. Birdelikanlınınölümü Benim kuşağõmõn ‘istinat duvarõ’ ‘Sanatçõlar üstünden rant sağlanõyor’ Orhan Pamuk, Berlin’de BERLİN (AA) - Nobel ödüllü yazarõmõz Orhan Pamuk, 14 Ocak’ta Almanya’nõn başkenti Berlin’deki Humboldt Üniversitesi’nde bir konferans verecek. Pamuk, üniversitenin Alman Edebiyatõ Enstitüsü tarafõndan düzenlenen “Mosse- Lectures” etkinliği çerçevesinde “Roman okursak bize ne olur” konulu bir konuşma yapacak. Şarkıcı Mano Solo öldü Kültür Servisi - Asi Fransõz şarkõcõ ve söz yazarõ Mano Solo (46), önceki gün yaşama veda etti. Son birkaç yõldõr AIDS’le mücadele eden ve 12 Kasõm’da Paris’te verdiği konser sõrasõnda fenalaşarak hastaneye kaldõrõlan Solo’nun beyin kanamasõndan öldüğü açõklandõ. Fransa’da politik karikatürleriyle ünlü Cabu’nun oğlu olan Solo, şarkõ sözlerini de genelde punk, tango ve Afrika ritimlerinin karõşõmõndan oluşan bir melodiyle beziyordu. Asi tavrõ nedeniyle performanslarõ da dikkat çeken Solo, protest müziği ve sözlerine son yõllarda AIDS’le ilgili provokatif öğeler de eklemişti. İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz yazarõ, şa- ir, sinema eleştirmeni Onat Kutlar, ölümünün 15. yõldönümünde Aşiyan’daki mezarõ başõnda dü- zenlenen törenle “sessizce” anõldõ. Kutlar’õn mezarõ başõnda dün düzenlenen törene ailesi, ya- kõnlarõ ve dostlarõnõn yanõ sõra tiyatro sanatçõsõ Arif Erkin ve gazetemiz yazarõ Hüseyin Baş da katõldõ. Kutlar’õn ailesi adõna konuşma yapan Ra- uf Kutlar, Kutlar’õ kör kurşunlarõn aramõzdan al- dõğõnõ belirterek “Burada kimse konuşmadan sessizce Kutlar’ı anıyoruz. Onu çok özlüyoruz” dedi. Kutlar ile arkeolog Yasemin Cebenoyan The Marmara Oteli’nin girişindeki kafeye terör örgütü üyelerince önceden yerleştirilen bomba ile 30 Aralõk 1994’te yaralanmõş, Cebenoyan olay yerinde ölmüş, Kutlar ise 11 Ocak 1995’te ya- şamõnõ yitirmişti. Kutlar ve Cebenoyan’õn, ya- şamlarõnõ yitirmelerine neden olan saldõrõya iliş- kin davaya Yargõtay’õn bozma kararõnõn ardõndan devam ediliyor. Özlemle anıldı... BAYKAM’DAN TOPBAŞ’A YANIT Bedri Baykam, Harbiye Kongre Vadisi projesi kapsamõnda yõkõmõ büyük tartõşmalara neden olan Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’yle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanõ Kadir Topbaş’õn yaptõğõ açõklamaya tepki gösterdi. İngilizce’yi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH ? Gramer, konuşma, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık ? İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview) hazırlık Bahariye - Kadıköy / İstanbul 0532 701 80 41 (0216) 418 94 51
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear