24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Hesaplaşma Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, anayasanın geçici 15. maddesinin kaldı- rılması ve 12 Eylül 1980 darbecilerine yargı yolu- nun açılmasına yönelik bir girişimde bulundu. Bi- lindiği gibi darbeciler, topla, tüfekle, süngüyle top- lumu sandık başına gitmeye, sivil işbirlikçilerine hazırlattıkları ve işledikleri insanlık suçlarına yargı yolunu kapatmayı da içeren çağdışı bir anayasa- yı oylamaya zorlamışlar ve aleyhinde propagan- danın yasaklandığı 1982 Anayasası yüzde 92 gi- bi ezici bir çoğunlukla kabul edilmişti. Oylama ay- nı zamanda 650 bin kişinin gözaltına alınmasını ve/veya tutuklanmasını, tüm siyasal partilerin ve 23 bin derneğin kapatılmasını, gazete, dergi ve ki- tap yasaklarını, aydınlara ve gençliğe karşı kıyımı, yüzlerce ölümü yaşatan Amerikancı faşist darbe- nin lideri Kenan Evren’in 7 yıllığına Cumhurbaş- kanı seçilmesi anlamına da geliyordu. Kaldırılması istenen geçici 15. madde üç fıkra- dan ibarettir. Birinci fıkra, 12 Eylül 1980 tarihi ile 6 Aralık 1983 tarihleri arasında yasama ve yürütme yetkilerini Türk ulusu adına kullanan Milli Güvenlik Konse- yi’nin, bu dönemde kurulmuş hükümetlerin ve Da- nışma Meclisi’nin, her türlü karar ve tasarrufların- dan dolayı haklarında cezai, mali veya hukuksal sorumluluk savı ileri sürülemeyeceğine ve bu ne- denle yargıya başvurulamayacağına ilişkindir. İkinci fıkrada, bu karar ve tasarrufları yerine ge- tirenler ve uygulayanlar için birinci fıkraya bağlı olarak sorumsuzluk öngörülmüştür. Üçüncü fıkrada ise, “Bu dönem içinde çıkarı- lan kanunlar, kanun hükmündeki kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uya- rınca alınan karar ve tasarrufların anayasaya ay- kırılığı” iddia edilemeyecektir. Anayasa Mahkemesi, bu dönemde çıkan yasa ve kurallara karşı anayasaya aykırılık savıyla ya- pılan başvuruları bu fıkraya dayanarak incelen- meksizin reddetmektedir. Bugün Kenan Evren 92, zamanın Hava Kuv- vetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya 84, Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer 85 yaşında- dırlar; Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin ise 87 (2005), Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun da 83 (1998) yaşında öldüler. Anayasanın geçici 15.maddesi TBMM tarafın- dan kaldırılıp da yargılanmaları söz konusu oldu- ğu takdirde “Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga” su- çundan ömür boyu hapis istemiyle yargıç önüne çıkacaklar, fakat ilerlemiş yaşlarından ötürü ce- zaevine konamayacaklardır. Ne var ki yargılanıp mahkûm edilmelerinin simgesel bir değeri vardır. Toplumda demokrasiden ve özgürlükten yana olan herkes bu demokrasi ve özgürlük düşmanı faşist darbecileri kelepçeli görmek, bu ülkede iş- lenen hiçbir suçun cezasız kalmayacağına inan- mak istemektedir. Fakat kendimizi aldatmayalım, istenen olmaya- caktır. Olmayacağının ilk işaretini Başbakan, CHP’nin girişimini “sulu bir şaka” diye niteleyerek vermiştir. Kendi açısından haklıdır, çünkü liderli- ğini yaptığı AKP, 12 Eylül koşullarının bir ürünü- dür. Unutmayalım, TBMM’deki partilerin ve mil- letvekillerinin dağılımı da, partilerin antidemokra- tik yapılanmaları da 12 Eylül yasaları olan Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası sayesindedir. Medyadaki patron temsilcisi yazarlar da o bil- dik “12 Eylül olmasaydı bugün belki hayatta ol- mazdık” teranesiyle CHP’nin girişimine karşı çı- kacaklardır, çünkü “büyük medya” da gelişmesi- ni ve bugünkü gücünü 12 Eylül’e borçludur. Bir pazar günü için iç karartıcı bir yazı oldu, bi- liyorum, ama dünyamız giderek kararmıyor mu zaten? dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Kars’õn heykelleri ve Selimli ‘hemşerim’... Kars’õ ilk kez geçen yõl gö- ren bir dostumuz demişti ki; “Heykelin bu kadar yakıştı- ğı bir başka kent olamaz...” Bu “sanatsal uyum”un ne- deni olan “heykelsi” Baltõk mi- marîsinin de belediyece ko- runduğunu anõmsattõğõmda ise “şaşkın”lõğõnõ gizlememişti; “Yani, AKP’li Başkan mı Ruslardan kalma yapıları heykellerle birlikte yaşatı- yor?..” Ne var ki AKP kurmaylarõ, o uygarlõk kültürünü benim- semediler. Kars’õ özgün de- ğerleriyle dünyaya tanõtan Na- if Alibeyoğlu’yla bir kez daha “yola devam” diyemediler... Şimdi Kars’ta yeni bir AKP’li Başkan var: Nevzat Bozkuş... Seçilmesinin ardõn- dan demişti ki: “Kültürel çalışmaları sürdüreceğiz; desteğinizi bekliyoruz...” Elbette bize düşeni yine yapacağõz... Ata-ana kentimize yõllardõr öde- meye çalõştõğõmõz “vefa borcu”muz bitmedi ki kenara ç e k i l e l i m . Kars’a katkõla- rõmõzõ sürdür- mek, “anıla- rı”mõzõn yükle- diği en kutsal görev... Dostumuz ‘haklı’ mıydı? Yeni Başkan’õn pro- jelerini bu duygularla me- rak ederken, ilk iş olarak heykelleri kaldõrmasõn mõ!.. Üstelik Kars’õ “Doğu’nun en Batılı kenti” yapan ve “Kafkasya’nın Anadolu’da- ki elçisi” kõlan o aydõnlõk kent kültürüne asla yakõşmayan ge- rekçeyle... Heykeldeki kadõn- larõn “göğüsleri açık”mõş!.. Bu talihsiz uygulamanõn, Başbakan’õn Kars ziyaretin- den “bir gün önce” yapõldõğõnõ belirten habere göre Başkan de- miş ki: “Halkın heykellere antipatisi olduğunu gördük!” (Milliyet-15 Haziran 2009) Ne var ki heykellerin Kars- lõlarca nasõl sevgiyle kucak- landõğõnõ, bazõlarõnõn nasõl bu- luşma noktasõ haline geldiğini, hatta hatõra fotoğraflarõ için en sevilen kent simgelerine dönüştüğünü, son yõllarda Kars’õ gören ve yaşayan herkes biliyor... Başkan, sanki o dostumuzun “şaşkın”lõğõnõ haklõ çõkarmak istiyor! Aynõ haberde, “Âşıklar Bayramı” ile “Altın Kaz Film Festivali”nin de, belediye borçlu olduğu için iptal edildiği açõklanmõş. Yani Kars’õn, Anadolu halk müziğine geleneksel katkõsõ ile sinema dünyamõzõn ulusal birikimlerini kutsayan çağdaş kültür seferberliğine “para bulunamıyor”!.. Oysa her iki etkinlik de ken- tin tanõtõmõna ölçülemez de- ğerde katkõlar yaparken, kent halkõ için de düzeyli ve ay- dõnlatõcõ bir toplumsal eğitim sağlõyordu... Yõllardõr heyecanla Kars’a kazandõrõlan kültür ve sanat zenginliklerinin, hiç değilse en az bütçeyle ve belki daha al- çakgönüllü koşullarda “ke- sintisiz” sürdürülmesi gerek- mez mi? ... Ve insanlık anıtı Hele şu; kentin, her yönüyle “çağdaşlık simgesi” olmaya aday “Büyük İn- sanlık Anıtı”... Başkan’õn bu ya- põta yönelik de “olumsuz düşün- celer”i olduğunu söyleyenlere inanmak istemi- yorum. Tam tersi; anõtõn kalan ek- siklikleri bir an ön- ce tamamlanmalõ. Önceki Başkan ve sanatçõsõyla birlikte Kültür Bakanõ Er- tuğrul Günay’õn da davet edileceği görkemli bir törenle açõlmalõ... Yaklaşõk 30 metre yüksek- liğindeki büyüleyici heykelin sanatçõsõ Mehmet Aksoy diyor ki: “Çağlar boyu savaşarak Anadolu’nun bekçiliğini ya- pan Kars’ın, tüm insanlığı barışa davet etmesi tarihsel hakkıdır. İnsanlık Anıtı, bu nedenle ulusal bir seslenişin evrensel özlemini simgeli- yor...” Nevzat Bozkuş’un köyü Ka- rahamza, Kars’õn Selim ilçe- sine bağlõ... Yani babasõ babamõn, atasõ atamõn topraklarõndan; hem de aynõ kazanõn çocuklarõ... Siyaset geçici, hemşerilik kuşaktan kuşağa kalõcõdõr. Yõl- lardõr coşkulu çabalarla Kars’a kazandõrõlan güzellikleri, si- yasetçi Bozkuş’a değil, hem- şerimize emanet ediyoruz. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 28 Haziran 28 HAZİRAN 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 19 Ergenekon neyin fotokopisi: Nazilerin Reichstag davasının! Dikkat Necati Cebe: “Dikkat edin,‘Demokrasi tehdit altında’ yaygarası kopararak demokrasiyi yok etmeye çalışıyorlar!” Sahne Soner Önal: “Darbe belgesinin aslı yok fotokopisi var; Milli Görüşçülerin de aslı yok fotokopileri sahnede!” Oğlanlar Zekai Buluç: “Sahte belgeyi kim tezgâhladı diye CIA’ya sormuşlar. El cevap: Bizim sivil oğlanlar!” YağmurDeniz AKP’nin Vatandaşı Bitirme Planı DAMDAKİ mizahçı arkadaşımız Cihan Demirci “AKP’nin Vatandaşı Bitirme Planı”nı ele geçirmiş, gururla açıklıyor: “Ekonomik krizin vatandaş üzerindeki etkileri daha da derinleştirilecek. İşsizlik daha da arttırılacak ve ülkedeki işsiz sayısında yeni dünya rekorları kırılacak. Pek çok yerli sektörün daha da batması için özel çaba gösterilecek. Ülkede güven duyulacak herhangi bir kurum bırakılmayacak. Yargının daha da yanlı hale gelmesi, adalet, hak ve hukuk kavramlarının tamamen yok olması için özel birimler oluşturulacak. Ülkede satılmadık şirket ve kiralanmadık herhangi bir toprak kalmayacak. Daha kirli, daha pis ve sağlığa daha zararlı bir çevre yaratılacak. Yolsuzlukların, hırsızlıkların, soygunların daha da artması için özel timler kurulacak. Yandaş medyanın ve iktidar yalakası gazetecilerin sayısı daha da arttırılacak. Ülkede AKP’ye muhalif olan herkese her an yargısız infaz yapılabilecek. İnsan kalitesi daha da düşürülerek, maganda sayısında görülmemiş bir patlama yaratılacak. Vatandaşlar arasında ‘bizden olan’ ve ‘bizden olmayan’ ayrımı yapılacak. Din işlerinin devlet işlerine daha da fazla girmesi için gereken her türlü işlem yapılacak. Pensilvanya ve Washington ile ilişkiler en üst düzeye çıkarılacak. Cinnet geçirmek isteyen vatandaşlara özel kolaylıklar getirilecek.” Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” TÜRK Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik “Büyük Taarruz”dan söz ediyor İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Hüseyin Özbek: “Dünya egemenlerinin stratejisi doğrultusunda Türkiye’nin yeniden inşasının sorunsuz yürümesi için eski(!) Türk Silahlı Kuvvetleri’nden değişim zincirini bozmadan kendisini ‘Yeni Türkiye’ye uyarlaması istenmektedir. Denizin dibinden, yerin altından iki de bir çıkıveren silahların, mühimmatların, bürolarda, bilgisayarlarda bulunuveren darbe planlarının, fotokopi belgelerin kamuoyuna sunuluş biçimi, yazılı ve görsel medyada işleniş tarzı dikkat çekicidir. İleride iletişim fakültelerinde, psikoloji kürsülerinde toplum mühendisliğinin, kamuoyu yönlendirmesinin klasik örnekleri olarak gösterilecek özellikler taşımaktadırlar. Ortalama yurttaşın asker algısı; ülkeyi kurtaran, kuran, iç ve dış düşmanlara karşı koruyan, Türk ulusunun kolektif gurur simgesi şeklindedir. Bunu tersine çevirecek; darbeci, demokrasi düşmanı, her türlü olumsuzluğun kaynağı, halk düşmanı ordu algısının yerleşmesi amaçlı taktiklerin her gün yeni bir örneğini görmekteyiz. Burada stratejik amaç, ordunun itibardan düşmesi, olumsuz bir simge olarak halkın belleğine kazınmasıdır. Türk halkının ordusu algısının Türk halkının hasmı ordu algısıyla yer değiştirmesi istenmektedir. İsnatların hiçbiri gerçek olmasa, yargı sonucu tüm suçlamalardan aklanılsa bile, yazılı ve görsel medyanın yoğun propagandası nedeniyle ortalama insanın belleğine olumsuz algılama yerleşecektir! Cumhuriyeti koruma kollama, ülkenin iç ve dış hasımlarına karşı gerektiğinde sorumluluğu doğrultusunda tavır alma, Atatürk’ün mirasının bekçisi olma kararlılığından vazgeçinceye kadar orduya yönelik taktik saldırılar dozunu arttırarak sürdürülecektir. Bu yoğun saldırının, her gün ortaya çıkarılan belgelerin, patlayıcıların faturası altında ezilmiş, kışlasına hapsedilmiş askerin, yeni statüsünü tayin edecek yasal düzenlemelere sıra geldiğinde en ufak direnç gösteremeyecek ölçüde itibardan düşmesi amaçlanmaktadır. Orduya yönelik büyük taarruz zaferle sonuçlanırsa yenilen yalnızca Türk Silahlı Kuvvetleri olmayacaktır. Bilinen gerçektir; ordusu mağlup edilen milletlere düşmanın dayattığı belge kayıtsız şartsız imzalatılır ve teslim alınır!” Dost acı söylermiş; subaylarımızın başına çuval geçirilmesiyle başlatılan “büyük taarruz”da dünya egemenleri ve işbirlikçileri epey yol aldı! Büyük Taarruz SESSİZ SEDASIZ (!) ekinci@cumhuriyet.com.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Telli çalgõ- larda parmak- larõn sapõn ne- resine basaca- ğõnõ gösteren müzik yazõm sistemi. 2/ Fel- sefede, bilgi ile varlõk arasõnda ilişki kurduğu d ü ş ü n ü l e n kavram... Kol- larõn gövdeye bağlan- dõğõ bölüm. 3/ Yer çatlağõ... Kurutulmuş ringa balõğõ. 4/ Şöh- ret... Başörtüsü ola- rak kullanõlan bir tür ipekli dokuma. 5/ Süsü ve gösterişi ol- mayan... Küçük akarsu. 6/ “Çalma, hõrsõzlõk” anlamõnda argo sözcük... Yaklaşõk on iki bin yõl önce Pasi- fik’e gömüldüğüne inanõlan, insanlõğõn ve uygar- lõğõn anayurdu sayõlan kõta. 7/ Sincap... İlgi çekici ve değişik kimse. 8/ Alev... Afrika’da bir ülke. 9/ Fransõz Devrimi sõrasõnda giyilen bir giysinin ve sokaklarda oynanan şarkõlõ bir halk dansõnõn adõ. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ateşli ve tehlikeli bir hastalõk... Güneydoğu Anadolu’da, daha çok kadõnlarõn çeşitli yerlerine yaptõrdõklarõ bir tür dövme. 2/ Bir ilimiz... “Göl sa- nõrdõk ne zaman dalsak --- gözlerine” (F. N. Çam- lõbel). 3/ Her kovanda bir tane bulunan kraliçe arõ... Ağzõ yayvan toprak kap. 4/ Bir nota... XIX. yüz- yõlda İtalyan edebiyatõnda ortaya çõkan gerçekçi- lik akõmõ. 5/ Bir nota... En kõsa zaman süresi. 6/ Bektaşilikte tarikata yeni girmiş acemi dervişlere verilen ad... Tunus’un plaka imi. 7/ Deriyle kaplõ bir çeşit Eskimo kayõğõ... Kõzõl tüylü bir kuş. 8/ Sa- latasõ ve ruleti vardõr... Spor yarõşmalarõnda seyir- cileri coşturan kimse. 9/ Üye... Dökme demiri erit- mede kullanõlan fõrõn. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Ş A Ş I R T I M I L I S U S K İ R A K M A K A K L R M E S A N E A M B O L İ O R Ğ A K İ T A İ A L F A A D E N N A R U N İ D O L A B N E E S 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear