28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
? Güneydoğu Anadolu’da de- mokrasi yok düzeydedir. Polis dev- leti görüntüleri bölgede güven boşluğu ya- ratmaktadõr. Anadil(ler), kültür alanõnõn olgusudur. Resmi dil ise, kamu alanõnõn ve siyasal birliğin aracõdõr. Anadil ile resmi di- lin aynõ olmasõ her zaman mümkün değildir. Türkiye’nin resmi dili, anayasal dili, ortak dilimiz Türkçedir. Ancak, ülkemizde anadili Türk- ç e d e n f a r k l õ olan mil- yonlarca yurttaşõmõzõn bulunmakta olup, bunlar ara- sõnda Kürtçe, Zazaca önemli yer tutmaktadõr. ? Teröre ödün veri- lemez; silahla sorunlar çözümlenemez; ülkenin bölünmez bütünlüğü tartışma konusu yapı- lamaz. Etnik duyarlõlõklara demokratik çözüm, çokkültürlü toplumlarõn, çoğulcu demokra- sinin vazgeçilemez koşuludur. Feodal yapõ aşõlmadan, eşitsiz- likler giderilmeden, sosyal dev- let yapõlanmasõ kökleştirilme- den sorunlara kalõcõ çözüm sağ- lanamaz. ? Terör; iç ve dış bölgesel boyut- ları olan bir sorundur. Kürt sorunu ise, ülkemizin çokkültürlü toplum olmasõndan kay- naklanan bir “ülke içi demokrasi” sorunudur. Çoğulcu demokrasi içinde, etnik duyarlõlõkla- ra demokratik çözüm anlayõşõyla aşõlmasõ ge- reken bir temel sorundur. ? Bölgede olağan hukuka geçil- melidir: Hukuk ve adalet reformlarõ ger- çekleştirilmelidir. DGM’ler kaldõrõlmalõdõr. Milli Güvenlik Kurulu’nun anayasal bir kurum olma özelliğine ve sivil oto- rite üzerindeki demokrasi ile bağ- daşmayan üstün konumuna son verilmelidir. Köy koruculuğu tasfiye edilmelidir. ? Tüm siyasi gö- rüşler özgürce ör- gütlenebilmelidir. Düşünce suç olamaz. Te- röre doğrudan bulaşma- mõş olanlara genel af çõk- malõdõr. Terörle Mücade- le Yasasõ, Türk Ceza Ya- sasõ’nõn 312. maddesi ve di- ğer yasalar çerçevesinde, düşünceyi ifade, toplantõ ve gösteri yürüyüşü ve yataklõk yapma kapsamõnda olup, doğ- rudan doğruya teröre karõşmamõş eylemler veya düşünceleri nedenleri ile tutuklu ve hükümlü konumda olan- lar için, kõsmi genel af çõkartõlarak ül- kede hoşgörü ve iç barõş ortamõna geçişin ze- mini yaratõlmalõdõr ? Anadile serbestlik: Kürt kökenli yurttaşlarõmõz da; dil, kültür, folklor ve kimliklerini koruma, geliştirme ve açõkla- yabilme; kendi anadillerinde, yazõlõ basõn, radyo ve televizyon dahil her türlü medya aracõlõğõ ile yayõn yapabilme; özel okullar- da kendi anadilleri ile eğitim yapabilme; Kürt dil ve kültürü üzerinde araştõrma yapacak enstitüler ve benzeri kurumlarõn kurulabil- mesi haklarõna kavuşmalõdõrlar. ? MİT sivilleştirilmeli; illegal ya- pılar tasfiye edilmelidir. Kontrge- rilla yapõlanmasõndan günümüze kalan tüm yapõlanmalar ve JİTEM gibi illegal istih- barat birimleri dağõtõlmalõdõr. Tüm gü- venlik güçleri haber almada ihbarcõlõk, özel hayatõ gözleme, izleme ve gizlice din- leme gibi ilkel ve demokratik olmayan yöntemlere itibar etmemeli; ulusal güven- lik ve çetelerin çökertilmesi amaçlarõ dõşõnda bu uygulamalar toplumsal gündemimizden çõkartõlmalõdõr. CMYB C M Y B 29 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT PKK ve DTP’de Ayrı Söylemler... Çukurca’dan gelen 6 şehit haberi, PKK ile DTP arasındaki düşünce bağının ilk kez bir “kırılma nok- tası”na geldiğini mi gösteriyor? Terör örgütünün Kandil’deki başı Karayılan, An- kara’daki DTP’nin Başkanı Türk’ün, “Kürt soru- nu”nu çözme amaçlı yasal girişim arayışlarına mü- dahale etmek isteği ile bir İngiliz gazetesiyle yap- tığı söyleşide, öneri paketine kendileri için olmazsa olmaz bir koşul koymak istemiş ve o koşulu ye- rel bir Kürt parlamentosunun kurulması olarak tartışmaya açmaya kalkışmıştı. DTP Genel Başkanı tartışmanın “Türkiye’nin şartları içinde bulunacak çözüm” seçenekle- ri için yapılması gerektiğini söyleyerek öneriye kar- şı çıkıyor. Partinin Meclis Grup Başkanvekili Se- lahattin Demirtaş bu görüşü daha da yalın ör- nekle gündem dışında tutuyor: “Etnik parla- mentoların felakete neden olacağını” anım- satıyor. Nedir o ‘tarihi fırsat?’ Silahların bırakılması isteklerinin tartışıldığı ve Cumhurbaşkanı Gül’ün içeriğini söylemeden sadece “tarihi fırsat” olarak belirttiği “çözüm” için hemen harekete geçilmesi çağrısını yaptığı sa- atlerde Çukurca’daki mayın olayı ile terör örgü- tü adına verilmek istenilen mesaj açıktır. PKK, Türk kamuoyunda oluşturulmak iste- nilen ve dağdakilerin affını da içerecek bir or- tamı dinamitlemekte sakınca görmediğini söy- lemekte kararlıdır. Karayılan’ın silahları bırakmayacakları, sadece susturabileceklerini bildiren açıklaması da, bö- lünme ile sonuçlanacak, şimdilik yerel parla- mento görevini yapacak olan bir meclisin oluş- turacağı -yine şimdilik- yerel bir yürütme erkinin yöneteceği bir Kürt bölgesini amaçlamaktadır. Kanıksanan mesajlar... Bugün ve yarın, o altı evladımızın cenazeleri top- rağa verilecek. Geride bıraktıklarının ocaklarına ve bağırlarına düşen ateş, hiçbir zaman söndürüle- meyecek. Artık kanıksadığımız o protokol me- sajlarına karşın, şehitlerin kanları ne yazık ki dö- küldükleri yerde kalacaktır. Başta Cumhurbaşkanı ve hükümet, hemen ardından siyasi partiler, adına öyle “tarihi fırsat” türünden yaldızlı anlatımlar vermeyi bir yana bı- rakarak sorunu kalıcı ve barışçıl olarak nasıl çö- zebileceklerini bir yuvarlak masa etrafında top- lanarak ortaya çıkartmalıdırlar. Bu aşamada Kürt kökenli yurttaşların büyük bir kesiminin oyları ile milletvekili seçilen DTP’li par- lamenterler, dağdan gelecek mesajlara kapıları- nı kapatarak kendilerine düşen sorumluluğun ge- reğini yerine getirmelidirler. Ahmet Türk’ün söy- lediği çözümün Türkiye’nin şartlarının, üniter bir ulus devlet içinde bulunduğu unutulmamalıdır. İktidar partisi de, ısrarla korumak istediği “ba- raj sistemi”nin duvarlarını bağımsız adaylar se- çeneği ile delerek parlamentoya girebilmiş olan DTP’ye ilk seçimlerde bu tür oyunlara yüz ver- meyen yeni bir seçim kanununu çıkartmak için ilk adımı atmalıdır. Zamanlama olarak ondan daha öncelik taşıyan paket ise parlamentodaki Mayınlı Bölge Yasa tasarısının bugünkü halinden AKP ço- ğunluğunun vazgeçmesidir. Yani Erdoğan tasa- rıyı geri alarak, mayından arındırılmış alanı, böl- ge insanının kullanımına açacak bir toprak refor- munu gerçekleştirmelidir. Tarihi fırsat, ancak o şartlar bulunup, kesinleş- tirildikten sonra ortaya çıkar. İyi haber Dün akşam saatlerinde tasarının tartışmalı 2. maddesinin hükümet tarafından yeniden komis- yonda görüşülmesi için geri çekilmiş olması, bu doğrultuda atılan olumlu bir adım olabilir mi? Göreceğiz. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Gül: Herkes terörü kınamalı BİŞKEK (AA) - Kõrgõzistan’da bulunan Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Hakkâri’de dü- zenlenen saldõrõ nedeniyle şehit ailelerine başsağ- lõğõ dileyerek “Herkesin terörü şiddetle kõnamasõ gerekir” dedi. Gül, “Türkiye terörü yenmek için topyekûn bir mücadele içindedir. Kendi mesele- lerimizi çözme konusunda herkesin iyi niyetli yo- ğunlaştõğõ bir dönemde karşõlaşõlan bu terör olay- larõ standartlarõmõzõn yükseltilmesinin önünde en büyük engel olur. Onun için herkesin bu terörü şiddetle kõnamasõ gerekir” dedi. Cindoruk: Sadece hayal görürler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DP Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, Hakkâri’de 6 as- kerin şehit olmasõ ve 8 askerin de yaralanmasõ üzerine bir mesaj yayõmladõ. Cindoruk, mesajõn- da, “Terörle devletimizi parçalayacaklarõnõ hayal edenler ancak hayal görürler” dedi. Cindoruk, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’a da bir başsağlõğõ mesajõ gönderdi. ABD terör saldırısını kınadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- ABD, 6 askerin şehit olduğu terör saldõrõsõnõ kõnadõ. ABD Büyükelçiliği’nden yapõlan açõklamada, “Hayatõnõ kaybeden askerlerin ailelerine taziyele- rimizi iletiyoruz. PKK terörüne karşõ mücadelede Türkiye ile işbirliğini sürdüreceğiz” denildi. Propagandaya 3 tutuklama Haber Merkezi - Çorlu, Siirt ve Bodrum’da terör örgütü PKK propagandasõ yaptõğõ gerekçe- siyle 3 kişi tutuklandõ, 6 kişi de gözaltõna alõndõ. Çorlu’daki bir kebapçõda garson olarak çalõşan S.I. (16), sipariş edilen lahmacunlarõ teslim et- mek üzere geldiği jandarma bölük komutanlõğõ nizamiye girişinde cep telefonundaki Abdullah Öcalan’õn kõrsal kesimde çekilmiş görüntülerinin bulunduğu videoyu görevli askerlere gösterdi. Gözaltõna alõnan S.I. tutuklandõ. Siirt’te de 2 kişi tutuklanõrken Bodrum’da 6 kişi gözaltõna alõndõ. Silah bõrakmak lafla olmaz MEHMET FARAÇ MARDİN/ HATAY - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Türkiye te- rör ve şiddet karşısında kararlılıkla mücadeleye devam etmelidir. Öte yandan, yarın bu mücadeleye son verilecekmiş gibi kucaklaşmaya hazır olmalıdır” dedi. Baykal, Güzeydoğu gezisi kapsa- mõnda dün Mardin’de Suriye sõnõ- rõndaki Tilkitepe’de mayõnlõ arazide incelemelerde bulundu. Gazetecile- re açõklamalarda bulunan Baykal, hükümetin mayõnlõ arazinin temiz- lenmesi konusunda getirdiği tasarõnõn, kendilerini, bölgede yaşayanlarõ ve Türkiye’yi rahatsõz ettiğini söyledi. Tasarõnõn mayõnlarõ temizlemenin yanõ sõra temizlemeden sonra elde edilecek arazinin bir yabancõ firma- ya 50 yõla yakõn bir süre için bõra- kõlmasõnõ öngördüğünü ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade eden Baykal, hiçbir ülkenin mayõnlardan temizlediği arazilerini başka yaban- cõ bir ülkeye yarõm asra yakõn bir sü- re emanet etmediğini bildirdi. Baykal, “510 kilometrelik bu sınır yaban- cı bir ülkeye bırakılabilir mi? Bir de aldatmaca var. Daha bir şey bel- li değil. İnandırıcı bir yaklaşım or- taya koymuyorlar. Genelkurmay Başkanlığı, NAMSA diye NA- TO’nun bu konuda uzmanlaşmış bir kurumunu önerdi. O, bu işi bi- liyor ve dünyada çeşitli ülkelerde 6 milyon mayın kaldırmış. Ona da itibar etmiyorlar. Anlaşılan peşin bir fikir var, bu konuda yapılan bir anlaşma var” diye konuştu. Arazinin tarõmsal amaçla kulla- nõlmasõnõ gerektiğini belirten Baykal, “2003 yılında, bir ülke buraya as- ker, helikopter, tanklarını ve top- larını getirmek istedi. Buna karşı da mücadele verdik. Şimdi silahla değil, parayla girmek istiyorlar. Ceylanpınar’daki dünyanın en ve- rimli çiftliğini de buraya bağla- maya çalışıyorlar. Bunu kime ik- ram etmek istiyoruz? İkram edi- lebilir mi? Bu bölgede yaşayan in- sanların hakkı değil mi? Bize bı- rakılsa burayı bir tarım cenneti ha- line getirebiliriz” dedi. PKK’ye af konusunun terörle mü- cadelede bir yöntem olmadõğõnõ vur- gulayan Baykal, sözlerini şöyle sür- dürdü: “Terör bitirildikten sonra, gündemden düştükten sonra, si- lahlar, cephaneler teslim edildikten sonra, dağdaki insanlar indikten sonra, bir daha bu yola artık baş- vurulmayacağı ortaya çıktıktan sonra, elbette geçmişteki kavgayı unutmak, kaynaşmak, barışmak bir toplumsal barış ve kardeşlik projesi ortaya koyabilmek için dü- şünülecek bir yöntemdir. Şartlar oluştuğu zaman inatla bu kavgayı sürdürmenin bir anlamı yok. Şart- lar olmadan bunları konuşmak, beyhude konuşmaktır, yanlış ko- nuşmaktır. Cumhurbaşkanı bu konuşmayı açtı. Sanki şartlar var- mış gibi bir izlenim verdi. Öğren- dik ki 6 askerimiz mayından dolayı şehit oldu. Yani bunlar Türkiye’yi yanlış yönlendirme çabalarıdır.” Hazır olunmalı “Türkiye terör ve şiddet karşı- sında kararlılıkla mücadeleye de- vam etmelidir. Öte yandan, yarın bu mücadeleye son verilecekmiş gi- bi kucaklaşmaya hazır olmalıdır” diyen Baykal şunlarõ söyledi: “Silah bırakmak laf ile olmaz. Kandil’de verilen açıkça demeçte ‘Silahlarõ bõ- rakmak felaket olur’ diyorlar. ‘Si- lahlarõ susturacağõz’ diyorlar. Yani ‘Silahlarõ susturmak karşõsõnda bize bir şeyler verin’ diyorlar. Bu yanlış bir yaklaşımdır. Silahların bıra- kılması, cephanenin teslim edil- mesi, dağdan inilmesi ve artık bu- nun bir yöntem olarak kullanıl- mamasını kendi içinde tartışarak, topluma bunu yansıtarak ortaya koymaları lazım” dedi. CHP, 1999 ve 2001 yõllarõnda “Doğu ve Güneydoğu” ile “Demokratikleşme” raporlarõnõ açõklamõştõ ‘Kısmi genel af çıkarılsın’ TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn Güneydoğu gezisiyle birlikte CHP’nin 1999 ve 2001 yõlla- rõnda yayõmladõğõ “Doğu ve Güney- doğu” ile “Demokratikleşme ve İn- san Hakları” raporlarõ yeniden gün- deme geldi. Bu raporlarda, “Terör yurtdışı bölgesel boyutları olan bir sorundur. Kürt sorunu ise ülkemi- zin çokkültürlü toplum olmasın- dan kaynaklanan bir ülke içi de- mokrasi sorunudur” saptamasõ- na yer verilirken “teröre doğru- dan bulaşmamış olanlara kıs- mi genel af çıkarılması, kontr- gerilla yapılanmasından gü- nümüze kalan tüm yapılan- malar ve JİTEM gibi illegal is- tihbarat birimlerinin dağı- tılması” önerileri yer alõyor. CHP’de bugün genel sekre- ter yardõmcõlõğõ görevini yürü- ten Algan Hacaloğlu başkanlõ- ğõndaki komisyonlar tarafõndan hazõrlanan iki rapor 1999 yõlõ ocak ayõnda açõklanmõştõ. Bu raporlarda, “Terör sorununa karşı yeni gü- venlik politikalarının; Kürt sorununa yönelik olarak da demokratikleş- me ve bölgesel sosyo-eko- nomik kalkınma politi- kalarının kararlılıkla uy- gulamaya konulması, ül- kede sorunların kalıcı olarak aşılmasının ve iç barışın kökleştirilmesinin tek çıkış yoludur” deniliyor. CHP’nin 18 Haziran 2001 tarihli “Demokratikleşme ra- poru”nda da “Ülkemizde bazı kesimlerce ‘Güneydoğu Sorunu’ diğer bazı kesimlerce ise ‘Kürt So- runu’ olarak tanımlanan ‘sorun’, CHP Parti Programı’nda, ‘Etnik Duyarlõlõklara Demokratik Çözüm’ olarak tanımlanmış olan, devletin tüm alt kimliklere saygı, eşitlik ve hoşgörü içinde yaklaşmasını te- mel alan politikası çerçevesinde ele alınması gereken bir çoğulcu de- mokrasi sorunudur” deniliyor. Güneydoğu gezisi kapsamõnda Mardin ve Hatay’a giden CHP lideri Baykal, mesaj gönderdi: ‘SİLAH ÇÖZÜM OLMAZ’ ‘HÜKÜMETİN TAMAMI DEĞİŞECEK’ B aykal Mardin’in CHP’li Ömerli İlçe Belediye Başkanõ Yõlmaz Altõndağ’õ ziyaret etti. Belediye önünde toplanan yurttaşlara hitap eden Baykal, “Altõndağ’õ belediye başkanõ olarak seçtiğinizi, size yetmediğini görüyorum. Yerel seçimlerin ardõndan Ankara’da deprem oldu. Kabinenin yarõsõnõ değiştirdiler. Yine olmadõ. İnşallah önümüzdeki seçimlerde hükümetin tamamõ değişecek” diye konuştu. Baykal, daha sonra özel uçağõyla ziyaret ettiği Hatay’õn İskenderun ve Antakya ilçeleriyle Harbiye belediye ilçelerinde incelemelerde bulundu. Mayınlı arazilerin bulunduğu bölgeye giden Baykal, sonrasında Hatay’a geçti. ÜNİVERSİTE KONTENJANI İlahiyatta büyük artõş MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK, 23 ilahiyat fakül- tesinin kontenjanlarõnõ “ikinci öğre- tim” aracõlõğõyla rekor oranda arttõrdõ. 2 bin 680 olan ilahiyat fakültelerinin kon- tenjanlarõ yüzde 110 artõşla 5 bin 620’ye çõkarõldõ. İkinci öğretimi bulunmayan ila- hiyat fakültelerinin büyük bir bölümü- ne ikinci öğretim programõ açõldõ. YÖK Genel Kurulu dün 2009-2010 akademik yõlõnda üniversitelerin kon- tenjan artõşlarõnõ karara bağladõ. Buna gö- re devlet üniversitelerinin önlisans ve li- sans programlarõnõn kontenjanlarõ yüz- de 15, vakõf üniversitelerinin lisans ve önlisans programlarõ ise yüzde 20 ora- nõnda arttõrõldõ. Toplam 86 bin kişi art- tõrõlan kontenjanlarõn 26 bininin ilk kez açõlan ikinci öğretim programlarõna ay- rõldõğõ belirtildi. 2008-2009 akademik yõlõnda 813’ten 2 bin 680’e çõkarõlan ilahiyat fakültele- rinin kontenjanlarõna “ikinci öğretim programı aracılığıyla” bu yõl da büyük oranda artõş yapõldõ. Toplam 23 ilahiyat fakültesinden ikinci öğretim programõ bulunmayan 16 fakültenin büyük bir bö- lümüne ikinci öğretim programõ açõla- rak ilahiyatlarõn kontenjanlarõ toplamda yüzde 110 oranõnda arttõrõldõ. İlahiyat fa- kültelerinin yeni açõlan ve mevcut ikin- ci öğretim programlarõnõn kontenjanla- rõ yüzde 322 oranõnda artõşla 577’den 2 bin 435’e çõkarõlõrken birinci öğretim programlarõ ise yüzde 51 oranõnda art- tõrõlarak 2103’ten 3185’e yükseltildi. YÖK’ün muhalif üyeleri Prof. Dr. En- gin Ataç, Prof. Dr. Mustafa İlhan, Prof. Dr. Tunçalp Özgen, Bülent Serim ve Prof. Dr. Fikret Şenses, artõşlara karşõ oy yazõsõyla itiraz etti. MÜ bölünüyor Marmara Üniversitesi’nin senato ka- rarõyla ikiye bölünerek yeniden yapõ- landõrõlmasõna yönelik yasal sürecin başlatõlmasõ da oyçokluğu ile kabul edildi. Yaklaşõk 46 bin öğrencinin bu- lunduğu üniversitenin ikiye bölünerek, yaklaşõk 40 bin öğrencinin birinci, 6 bin öğrencinin ise ikinci bölümde yer almasõ ve üniversitenin tüm sağlõk birimlerinin bir yerde toplanmasõ öngörülüyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear