28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2009 CUMA 14 KÜLTÜR K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K kultur@cumhuriyet.com.tr ‘Donmuş Irmak’, Kanada üzerinden ABD’ye kaçak göçmen sokmayõ hikâye eden bir dram (Push). Telekinetik güçlere sahip bir- takõm özel insanlar ve onlarõ kontrol altõna al- maya çalõşan gizli bir örgüt olarak özetlene- bilecek konusuyla belirgin biçimde TV’deki Heroes dizisini çağrõştõran Push, meraklõsõnõn ilgisiz kalamayacağõ türden, hõzlõ bir bilim- kurgusal aksiyon. İskoç Paul McGuigan’õn yö- nettiği filmin oyuncularõ Chris Evans, Dakota Fanning, Djimon Hounsou, Camilla Belle. Hızlı bir bilimkurgusalaksiyon Y õlbaşõ arifesinde Kanada’yla ABD sõnõrõnda, her yerin buz tuttuğu, donmuş, soğuk man- zaralara sahip, karakõşõn bastõrdõğõ, es- kiden Mohawk Kõzõlderililerine ait olan topraklarda döküntü bir karavanda kõt ka- naat geçinip süpermarkette kasiyerlik ya- parak biri 5 öbürü 15 yaşlarõndaki iki oğ- lunu (Mark Boone Junior, Charlie McDermott) büyütmeye bakan, içkici ve kumarcõ kocasõnõn evdeki tüm para- yõ alarak Atlantic City’ye kaçtõğõ, me- teliğe kurşun atan, Ray (Melissa Leo) adõndaki mutsuz, umutsuz ve çaresiz bir anne, ailesini nasõl bir arada tutar? Bu- gün başlayan yeni filmlerden Frozen Ri- ver, sisli, soğuk, õssõz ve donmuş me- kânlarda, karanlõk, gerilimli bir yol fil- mi formatõnda seyreden, ancak sõcak, hü- manist bir finale dümen kõran, alçak- gönüllü bir dram. Bağõmsõz sinemanõn kalesi Sundan- ce’de geçen yõl büyük jüri ödülünü ka- zanmõş Donmuş Irmak’õn tüm derdi ta- sasõ, Massena denen bu õssõz ve soğuk bölgede ayakta kalmaya çalõşan bu ka- dõnõn çilesine, sõkõntõsõna seyirciyi ortak etmek, 1.5 saat süresince. Bağõmsõz Si- nema’nõn bildik alõşkanlõklarõnõ ve özel- liklerini taşõyan film, çiçeği burnunda, Courtney Hunt adõndaki yeni bir kadõn yönetmenin eseri. Çağõmõzõn acõ ger- çeklerinden birine (insan kaçakçõlõğõna), hikâyenin geçtiği karlõ-tipili, donmuş mekânlara inat, hayli insancõl, duygusal ve sõcacõk bir tarzda parmak basan Hunt, patlak mõsõr-kola tüketicisi sõra- dan seyirciye yer yer hafakanlar geçirt- se de, iyi oynanmõş, sisli puslu soğuk kadrajlara sõğdõrõlmõş, sõcak, ilginç bir ‘ilk film’ kotarmõş sonuçta. Depozitosunu yatõrdõğõ, küçük oğlu- nun da sabõrsõzlõkla beklediği, 3 odalõ ye- ni karavanõnõ parasõzlõktan ötürü bir türlü teslim alamayan Ray anneye ilgi- siz kalmak pek olasõ değil, çünkü bu çõk- mazdaki kadõnõ canlandõran Melissa Leo, en iyi kadõn oyuncu Oscar’õna aday gösterilmiş başarõlõ yorumuyla filmi, hi- kâyeyi gerçekten sürüklüyor baştan son. Bu beyaz, Anglosakson, Protestan (ve sabõkasõz) kadõnla, miyop gözleriy- le para saymaktan aciz, çevresince hor- lanõp dõşlanan ama buz tutmuş nehirdeki yollardan ABD’ye otomobil bagajõnda kaçak göçmen sokmayõ iyi bilen, Mo- hawk Kõzõlderilisi bir başka gariban kadõn olan Lila’nõn (Misty Upham) zo- raki beraberliği, giderek yakõn dostluğa ve dayanõşmaya dönüşüyor. Çinli, Pakistanlõ kaçak göçmenleri yasadõşõ yollardan ABD’ye sokan, po- lis takibindeki, üstelik bebeğini de an- nesine kaptõrmõş Lila son seferde yaka- yõ polise(Michael O’Keefe) kaptõrõnca, 4 aylõğõna içeri düşmeyi fedakârca gö- ze alõp hapishaneyi kabullenen Ray’in iki oğluna da bakõyor, sevecenlikten mendil õslatan bir finalde! Kesinlikle renk, tür, õrk ayrõmõ tanõmayan, kadõn- ca (ve soyluca) bir dayanõşmanõn da hi- kâyesi sayõlabilecek bu çağdaş dram biz- ce haftanõn filmi. Umarsõz annenin öyküsü (Easy Virtue). İngiliz yazar Noel Coward’õn 1928’de genç Hitchcock ta- rafõndan sinemaya uyarlanmõş oyununun ye- nidençevrimi olan bu filmin kahramanõ, var- lõklõ bir İngiliz ailesinin vârisiyle (Ben Barnes) evlenen ama İngiltere kõrsalõndaki koca evine gelince kayõnpeder (Colin Firth) alaycõlõğõ ve yoğun bir gelenekçi kayõnvalide (Kristin Scott Thomas) nefretiyle karşõlaşan Amerikalõ araba yarõşçõsõ Larita (Jessica Biel). Oyunun eleştirel özünü, dozundaki mizah ve komedi öğeleriyle dengeleyip güncelleştirerek aktaran ve nerdeyse tamamõ bir malikanede geçen Easy Virtue, Çöller Kraliçesi Priscilla’yla (1994) ün- lenmiş Avustralyalõ yönetmen Stephan Elli- ott’un uzunca bir aradan sonra sinemaya dö- nüşünün ürünü. Mizah ve komedi (The Uninvited). Güney Kore yapõ- mõ, korku gerilim hikâyesi Karanlık Sırlar’õn (2004) Hollywood versiyonu Davetsiz, Charles ve Thomas Guard kardeşlerin ilk uzun metra- jõ. Son yõllarda Uzakdoğu filmlerinin yeniden- çevrimlerine merak saran Hollywood’dan çõka- gelen korku gerilim dehşet furyasõnõn epeyce sõğ ve yapay kaçmõş bu son örneğinde Emily Brow- ning, David Strathairn, Elizabeth Banks baş- rollerde. GüneyKoreyapımı korku ve gerilim... (The Palermo Shooting). Yaşlandõkça artõk cepten yiyen, çeyrek yüzyõl öncesi Yeni Alman Sinemasõ’nõn ustalarõn- dan, Paris Texas yönetmeni, (dünün saygõn günü- müzünse protokol sinemacõsõ) Wim Wenders bu- gün gösterime giren, 2008 Cannes Festivali’nde Al- tõn Palmiye için yarõşmõş son filminde, fotoğrafla- rõ belli başlõ yayõn organlarõnda kullanõlan, müze- lerde sergilenen ünlü bir fotoğrafçõnõn hikâyesini an- latõyor. Fotoğraf dünyasõnõn rock starõ gibi yaşayan ama hayatõnda bir şeylerin eksik olduğunun da far- kõndaki Finn (Campino), Palermo’da yaptõğõ bir çe- kim sõrasõnda gerçek dõşõ, cehennemi bir yolculu- ğa çõkõyor. En büyük korkusu olan ölümle karşõ- laşmasõna yol açan Flavia (Giovanna Mezzogiorno) adõndaki güzel ve gizemli bir melek hayatõna giri- yor. İtalya-ABD ortak yapõmõ olan Palermo’da Yüz- leşme’de Inga Busch, Axel Sichrovsky, Milla Jo- vovich, Dennis Hopper gibi oyuncularõn yanõ sõ- ra Patti Smith’le Lou Reed gibi günümüzün iki ay- kõrõ rock ikonu da var. Kurye Uluslararası Video Festivali Kültür Servisi - Kurye Uluslararasõ Video Festivali, 2-12 Haziran tarihlerinde İstanbul’da yapõlacak. Kurye Video Organizasyonu’nun düzenlediği festivale, Aksanat, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu ve santralistanbul ev sahipliği yapacak. Kurye Uluslararasõ Video Festivali’nin onur konuğu, görüntüleme sistemleri, protez, robotik ve sanal gerçeklik kullanarak işler üreten Avustralyalõ ünlü sanatçõ Stelarc olacak. Stelarc, 5 Haziran 2009’da Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu’nda bir konuşma yapacak. Festivalin en renkli konuklarõndan biri de Mulleras Dans Grubu olacak. Gösterimlerinde animasyon, müzik videolarõ ve performans videolarõna ağõrlõk verecek festival, Çek Cumhuriyeti ve İsveç’ten özel seçkiler sunacak. Festivalde, ayrõca Onedotzero, Betting on Shorts, Upgrade International ve Cleveland Performance Art Festival gibi başarõlõ yurtdõşõ festivallerden seçkilere de yer verilecek. Mulleras gösterimi dõşõnda üniversite öğrencilerinin ücretsiz takip edebileceği festivalin biletleri, Aksanat ve Bilgi Üniversitesi’nde kurulacak gişelerden alõnabilecek. Saban İngiltere’de finalist Kültür Servisi - Nedim Saban, İngilizce olarak yazdõğõ “Black Butterfly” adlõ senaryosuyla, çağdaş sinema yapõtlarõnõ geliştirmeyi amaçlayan Euroscript adlõ kuruluşun açtõğõ yarõşmada 1300 yapõt arasõndan 19 senaryonun seçildiği yazõm yarõşmasõnda finalistler arasõnda yer aldõ. Saban senaryosunda İkinci Dünya Savaşõ’nda Terezin gettosunda kelebek resmi çizen bir çocuğun varoluş öyküsünü anlatõyor. Söz konusu senaryonun şimdiden İngiliz yapõmcõlarõn dikkatini çekmeye başladõğõ belirtiliyor. (euroscript.co.uk) 2010 Eurovision 29 Mayıs’ta BRÜKSEL (AA) - 55. Eurovision Şarkõ Yarõşmasõ’na ev sahipliği yapacak olan Norveç, gelecek yõlki yarõşmanõn tarihlerini açõkladõ. Ev sahibi Norveç’in resmi televizyon istasyonu NRK ve Avrupa Yayõn Birliği’nin (EBU) yaptõklarõ ortak açõklamaya göre, birinci yarõ final 25 Mayõs, ikinci yarõfinal 27 Mayõs ve final de 29 Mayõs 2010 tarihinde yapõlacak. Yarõşmanõn yapõlacağõ salonun henüz belirlenmediği bildirildi. Moskova’da düzenlenen 54. Eurovision Şarkõ Yarõşmasõ’nõ ‘Fairytaile’ adlõ parçasõyla Norveç adõna Alexander Rybak kazanmõştõ. Kültür Servisi - Bu yõl dokuzuncusu ya- põlacak olan Afyonkarahisar Caz Festiva- li, 1 Haziran’da Korel Termal Otel’de sa- at 21.00’de Çek cazcõ Elin Sipidova ile top- luluğunun konseriyle başlayacak ve 8 Ha- ziran’a dek panel, söyleşi ve konserlerle sü- recek. Açõlõş dõşõnda kalan tüm konserler Millet Hamamõ bahçesinde yapõlacak, söyleşiler ise ilk ve ortaöğretim kurumla- rõnda yer alacak. Festival Türk cazõnõn us- ta piyanistlerinden Kent Mete ve Martina Fišerová’nõn konseriyle sona erecek. Festivale “kardeş şehir” Prag’dan katõ- lacak bir diğer topluluk da Lukas Kytnar Caz Quartet. The Jonathan Crossley Electric Band fes- tivale Güney Afrika’dan katõlõyor. Arjan- tinli ünlü bandoneon ustasõ Gustavo Bat- tistessa’ya konserinde ülkemizden Piatango orkestrasõ eşlik ederken; Korhan Futacı, Selim Saraçoğlu, Barlas Tan Özemek ve- Tunç Çakır’dan oluşan İstanbullu do- ğaçlama müzik dörtlüsü, Selfish, piyanist Genco Arı, Ahmet Berker ve topluluğu festivale ülkemizden katõlacak sanatçõ ve topluluklardan. Festivalin alameti farikasõ okul söyleşi- leri için Afyon’a gelen konuklar Köksal Engür, oyuncu Ayşegül Ünsal, İdil Fırat, Hülya Tunçağ, İzzet Öz, Feryal Tilmaç, Atilla Dorsay, Ercan Ak- yol, Latif Demirci, Aykut Uslutekin, Argun Okumuşoğlu, Cemil Ağacıkoğlu, Aykut Uslutekin. ‘Anadolu’da yalnızca caz konserleri- ne yer verecek bir festival olma’ amacõyla yola çõkõlan ve bugüne dek çizgisinden ödün vermeyen etkinlik, bu yõl da ülke- mizden ve dünyadan sanatçõ ve topluluk- larla Afyonlularõ buluşturacak. Bu yõl kriz nedeniyle birçok büyük çaplõ etkinlik olumsuz etkilenirken, festivalin gerçek- leşmesinde, Kültür ve Turizm Bakanlõğõ, Afyonkarahisar Valiliği ve Afyonkarahi- sar Belediye- si’nin birbirini tamamlayan maddi ve manevi desteklerinin büyük pa- yõ bulunuyor. Festivali katkõlarõ ile yaşa- tan başlõca yerel sponsorlar ise; Özgür Ya- põ, Genhan, Afyon Mermer, Özer Band, Nur Lokantasõ, Altõnay Şekerleme, Gün FM, Şen Shop ve Fenerbahçeliler Derne- ği, Ferco Motor, Aydõn Doğan Vakfõ, Uluslararasõ Sanatçõ Ulaşõm Sponsoru Ka- mil Koç Otobüsleri, Sahne Sponsorlarõ Shu- re ve Pozitif, Kültür Sponsorlarõ Sevda Ce- nap And Vakfõ, Aydõn Boru Endüstrisi, Leo Organizasyon, Mim Sanat ve MAS Mat- baacõlõk da diğer destekçi kurumlardan. Kültür Servisi - Kitaplarõ ülke- mizde de yayõmlanan ünlü Japon ya- zar Haruki Murakami‘nin yeni ro- manõ ‘1Q84’, Japonya’da daha ilk günden en çok satanlar arasõna gir- di. Yaşayan Japon yazarlar arasõn- da yabancõ dillere en çok çevrilen ro- mancõ olan Murakami’nin beş yõl- dõr yayõmladõğõ ilk yapõt olan ‘1Q84’ün yayõncõsõ Şinçoşa’nõn sözcüsü, kitap piyasaya çõkmadan alõnan ön siparişlerdeki büyük artõş nedeniyle ilk bas- kõyõ 380 binden 480 bine çõkardõklarõnõ açõk- ladõ. Murakami’nin 2 cilt olarak basõlan ye- ni romanõ ‘1Q84’, Türkiye’de 2010’da Ja- ponca aslõndan çevrilerek Doğan Kitap ta- rafõndan yayõmlanacak. Yazarõn ‘İmkânsızın Şarkısı’, ‘Yaban Koyu- nunun İzinde’, ‘Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında’ ve ‘Zembe- rekkuşunun Güncesi’ adlõ yapõtlarõ da daha ön- ce Doğan Kitap’tan çõk- mõştõ. Murakami, okur- larõn kitaba önyargõlõ olarak yaklaşma- masõnõ istediği için konusu hakkõnda ay- rõntõlõ ön bilgi verilmeyen ‘1Q24’ün, Ge- orge Orwell’in ‘1984’ünden esinlendiği söyleniyor. Japoncada ‘9’ rakamõ İngiliz- cedeki ‘Q’ harfi gibi okunduğundan, ‘1984’ ile ‘1Q84’ aynõ biçimde okunuyor. Kimi- leri de, Murakami’nin, ilk etkilendiği ya- zarlardan Çinli öykücü Lu Xun‘un ‘Ah Q’nun Gerçek Öyküsü’ adlõ yapõtõndan yola çõktõğõnõ ileri sürüyorlar. Muraka- mi’nin 1987’de kaleme aldõğõ ‘Norveç Ağacı’ adlõ aşk öyküsü yalnõzca Japonya’da 9.2 milyon satarak rekor kõrmõştõ. Özel ya- şamõnõ gizli tutmaya özen gösteren yazar, 1995’te Tokyo metrosuna sarin gazõyla dü- zenlenen bir saldõrõnõn kurbanlarõyla ya- põlmõş görüşmelere dayanan bir kitap da ya- yõmlamõştõ. 60 yaşõnda olan Murakami, ay- rõca Raymond Carver, Truman Capote, John Irving ve J. D. Salinger gibi yazar- larõn yapõtlarõnõ Japoncaya çevirmişti. Japon yazar Haruki Murakami’den beş yõl sonra yeni roman Kültür Servisi - Başkanlõğõnõ Hasan Anamur’un yap- tõğõ Çeviri Derneği, “son günlerde kimi yayınla- ra, yayıncılarına ve çevirmenlere karşı başlatılan yasal kovuşturmaları şiddetle protesto eden” bir bildiri yayõmladõ. “Avrupa Birliği’ne adaylığını sürdüren Türkiye gi- bi bir ülkede yayıncılara ve çevirmenlere, dola- yısıyla da okurlara karşı girişilen kovuşturmaların çağdaş düşünceye aykırı olduğunu bir kez daha vurguluyoruz” ifadelerinin kullanõldõğõ metin, ya- salarda gerekli değişimlerin yapõlmasõ ve ilgililerin harekete geçmesi için çağrõda bulunuyor. “Bir dü- şünce yaratımı olan çeviri, düşünce eserlerine ta- nınan korumadan yararlanır” şeklinde ifade edi- len temel çevirmen haklarõ ilkesinin hatõrlatõldõğõ pro- testo metninde, UNESCO’nun 18. Genel Konfe- ransõ’ndan çõkan “Kültür ve gelişme alanında üstlendikleri görevi yerine getirmelerini sağlamak için çevirmenleri korumak UNESCO’nun temel ilkelerindendir” kararõ da anõmsatõlõyor. 51 ülke- nin çeviri derneklerini çatõsõ altõnda toplayan Ulus- lararasõ Çevirmenler Federasyonu (FIT) üyesi de olan dernek, 2007 yõlõ sonlarõnda da çevirmenlere yöne- lik benzer kovuşturmalar dolayõsõyla “Tercümana zeval olmaz” başlõğõyla bir basõn kampanyasõ ger- çekleştirmiş, çevirinin kültürlerarasõ kopmaz bir uy- garlõk bağõ, çevirmenin de bu ilişkinin elçisi oldu- ğunu vurgulayarak bu uygulamalarõ kõnamõştõ. ÇEVİRİ DERNEĞİ’NDEN BİLDİRİ ‘Kültürün temeli çeviridir’ Afyon’da cazlı günler başlıyor Afyon’da cazlı günler başlıyor Kitabõn adõ bile gizemli: ‘1Q84’ Bir fotoğrafın hikâyesi Bir fotoğrafın hikâyesi Renk, tür, ırk ayrımı tanımayan, kadınca bir dayanışmanın da hikâyesi sayılabilecek bu çağdaş dram bizce haftanın filmi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear