Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2009 SALI
6 HABERLER
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
DİYARBAKIR - Kürt açılımı adı
altındaki planların gündeme
getirilmesinde hiç kuşkusuz
PKK’nin içinde bulunduğu
koşulların da büyük payı bulunuyor.
Siyasallaşma yolundaki hedefine
yüzde 80 oranında ulaşan örgüt,
şimdilerde Habur karnavalıyla
doruğa çıkan politik desteğin
keyfini çıkarıyor! Ancak
madalyonun diğer yüzünde örgütün
askeri açıdan yaşadığı sıkıntılar da
giderek büyüyor! Yalnızlaştırma
politikası, PKK’nin şiddet
yorgunluğunu tetiklerken; örgüt,
açılımı daha fazla dayatıyor. Peki
tek sıkıntı bunlardan mı oluşuyor?..
PKK’nin Kandil Dağı’ndaki
sorumlusu Murat Karayılan,
örgütün “Kürdistan Topluluklar
Birliği” diye nitelediği çatı
yapılanmasını yönetiyor. Abdullah
Öcalan gibi Urfalı olan Karayılan,
örgütün askeri gücünün tek hâkimi
olarak PKK’nin hem sınır içindeki
hem de Kuzey Irak’taki güçlerini
koordine ediyor.
30 yıldır dağda bulunan
Karayılan’ın üç gün önce Los
Angeles Times gazetesine verdiği
demece bakılırsa PKK, son üç yılda
içine düşürüldüğü yalnızlığı artık
dışa vurmaktan çekinmiyor!
Örneğin Karayılan’ın, ABD’nin
Kürt politikasına ilişkin
düşüncelerini açıklarken kurduğu
cümleler, PKK’nin bir kolunun artık
felç olduğunu gösteriyor:
“Obama - Ahmet Türk
görüşmesinden umutluyduk. Ama
Amerika, bölgedeki çıkarlarını
korumak uğruna sorunun
çözülmesini istemiyor. Bizi
anlaşmaya zorlamak için baskı
yapmak istiyor.”
Ya stratejik desteği sağlayan
diğer kol?.. Yani Kuzey Irak’ta
PKK’yi 15 yıl boyunca destekleyen
peşmergeler ne yapıyor?..
Karayılan, artık “Federe Kürdistan
Bölge Yönetimi”nden herhangi bir
destek alamadıklarını söylüyor!
ABD ve peşmerge desteğinden
yoksun bırakıldıklarını itiraf eden
Karayılan, örgütün kendi gövdesi
üzerinde yalnızca “halk desteği ile”
durduğunu öne sürüyor! Yani
Güneydoğu’da son dönemde
sayıları hızla artan milis desteğine
vurgu yapıyor!
Karayılan’ın “operasyonların
durdurulmasının ardından,
müzakerelerin başlaması gerektiği”
şeklindeki sözleri ise AKP’nin kafa
karıştıran “açılım” planlarının hiç de
kolay ilerlemeyeceğine işaret
ediyor. Ona göre “Türkiye’nin
politikası çok bulanık ve net bir yol
haritası yok!”..
Peki ya askeri sıkıntılar?.. PKK
yöneticisinin bundan sonraki
açıklamaları örgütün yorgunluk ve
yalnızlığın dışında yeni bir
operasyon endişesini de sıkıntı
olarak yaşadığını ortaya koyuyor.
Karayılan, “Türkiye ile yaşadığımız
uzun bir tecrübe var. Üslerimize
saldırabileceklerinden endişe
ediyoruz, ama onlara karşı koyacak,
direnecek gücümüz de var”
diyebiliyor!
25 yıllık geçmişe dayanan şiddet
yorgunluğu, peşmergenin Kürt
devleti beklentisiyle lojistiği
kesmesi, ABD’nin bölgesel çıkarlar
uğruna sürüklediği yalnızlık ve tabii
ki operasyon korkusu?.. PKK işte
bu üçgende, beklentilerini tam
olarak karşılayamasa da açılım
projesinin bir an önce
sonuçlanmasını bekliyor.
Açılımdaki kısırdöngüye karşın
tamamen siyasallaşmaya
odaklanan PKK, aslında misyonunu
tamamlamanın paradoksu ve
tedirginliği içinde çırpınıyor! İşte bu
paradoks, Öcalan’ı “çatı partisi”nin
başına geçirmeyi düşleyen PKK’ye
doğum sancıları yaşatıyor!..
Başını yastığa her koyduğunda
uyku denilen o yarı ölüm anının
keyfini bir türlü çıkaramıyordu! Ter
içinde uyanıp pencereden dışarı
baktığında gencecik bir fidanın
mazide kalmış anıları gözlerinin
önünde canlanıyor, vicdan azabı
nefesini kesiyordu! Her gece
korkuyla uyanıyor, bir sigara içip
yeniden yatıyor, ancak
kâbuslar yakasını
bırakmıyordu!..
Dile kolay 9 yıl sıcak
yataktan korkuyla uyanmak
mahvetmişti onu... Savaş
Yüksel o sabah uyandı ve
kendisini cinayete
sürükleyen töre baskısına
karşı ayağa kalkmaya karar
verdi!..
Geçen hafta İstanbul’da
bir karakola gitti ve
“Bacımızı öldürüp toprağa
gömdük, beni bu azaptan kurtarın”
dedi...
Polis işte bu başvuru üzerine 9 yıl
önce İstanbul’da ortadan kaybolan
17 yaşındaki Çimen Yüksel’le ilgili
giz perdesini araladı. İddiaya göre
Çimen, “Açık giyiniyor ve erkeklerle
geziyor” diye aile meclisi kararıyla
öldürülmüştü! Polis ihbarın ardından
İstanbul, Antalya ve Zonguldak’ta
eşzamanlı bir operasyon başlattı ve
genç kızın anne ve babasıyla birlikte
4 kardeşini de gözaltına aldı.
Zanlılar sorgulandı ve anlaşıldı ki
genç kız, en küçük ağabeyi İzzet
Yüksel tarafından telle boğularak
öldürülmüş, sonra da Şile yolunda
bir araziye gömülmüştü!
Zanlılardan Savaş Yüksel
ifadesinde olayı şöyle
anlatmıştı:
“Vicdanımın sesini
dinleyip itirafta bulundum.
Kız kardeşim her gece
rüyama giriyordu.
Kardeşim hakkında
mahallede dedikodular
dolaşıyordu. Kendisini
defalarca uyardık. Ancak
düzelme göremedik.
Kardeşimiz namusumuzu
kirletiyor diye düşündük.
Sessizce öldürülmesi en
kesin çözümdü. İzzet’i
görevlendirdik. O da Çimen uyuduğu
sırada kabloyu boynuna dolayarak
sıktı. Yaptığımız insanlık dışı. Bize
yazıklar olsun.”
Çimen’in cesedi henüz
bulunamadı... Töre kurbanı genç kız
belki de dünyada toprak altında
çürüyen tek çimen olarak tarihe
geçti!..
Kandil’deki Sancı!.. Mezardaki Çimen!..
Cana yönelik benzer bir vahşet de
önceki gün Diyarbakır’da yaşandı!
Çocuklar talihsiz bir yavruyu
boğazından telle bağlayarak saatlerce
sokaklarda sürüklemişlerdi!..
Yavru sonunda güçsüz kalmış,
giderek artan kanaması nedeniyle öldü
sanılarak sokağa terk edilmişti!..
Duyarlı yurttaşlar onu bulduğunda
ölmek üzereydi... Hemen bir tıp
merkezine götürüldü. Uzmanlar önce
nefes almasını engelleyen teli çıkardılar,
sonra da yırtılan boğazını diktiler!..
Hemcinsi bir anne onu sütle
beslemeye çalıştı, ancak yarası o kadar
derindi ki, dikişleri bir süre sonra
açıldı!..
Uzmanlar yeniden ameliyata aldılar
onu... Bu kez boğazına dört kat dikiş
atıldı. 4 uzmanın iki saatlik
müdahalesinin ardından yoğun bakım
ünitesine alındı!
Ona 4 gün boyunca serum
verilecek... Şansı yaver giderse retriever
kırması bu küçük köpek tedavi altında
tutulduğu Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi Hayvan Bakımevi ve
Rehabilitasyon Merkezi’nde bir hafta
sonra iyileşecek!..
Doğu ya da batı fark etmiyor... Feodal
öfke ve toplumsal şiddet Türkiye
coğrafyasında insanın da hayvanın da
boynuna tel sarmaya devam ediyor!..
Retriever!..
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Demokratik Açılım - 2
AKP’yi demokrasi havarisi gören, “aydınlanmış”
zevat, acaba hangi kriterlere göre iktidarın niteliği
üzerine bu hükme varıyor?! AKP ve Fetocu
iktidar ve yönlendirdikleri “demokratik tayfa”nın
tutunduğu tek bir nokta var: Ordu, darbe
merkezidir!
Ordunun başına ve komutanlıklarına imam
subaylar (Orası peygamber ocağı!) getirilecek
(AKP atayacağına göre) ve demokratikleşeceğiz!!
Ordunun kendi atama kriterlerinin geçerli
olduğu hiyerarşik yapı bozulacak, iktidar ortakları
dört ayaklarıyla ordunun içine de dalacak ve
bütün bunların sonucu AKP’ye ve sonrasında da
gelen siyasilere bağlı bir “siyasi yapı”
oluşturulacak...
Özetle: Türkiye’nin demokratik bir ülke
olmasının önünde tek bir engel varmış: Ordu!
Yazmış-çizmiş-okumuş zevat böyle diyor:
Türkiye’yi 60 yıldır yöneten siyasetçi, 60 yıldır
ülkeyi demokratikleştirmek istiyor da ordu buna
izin vermiyor!
Bu nedenle, “ilk kez” orduya cephe alan AKP,
bugüne kadar hiçbir siyasi partinin ve
siyasetçinin “cüret edemediği bir işe” kalkıştığı
için gelmiş geçmiş “en demokrat parti”, Erdoğan
da “en demokrat” lider!
Ne desek acaba?
Atatürk’ü “faşist diktatör”, “30 bin kişinin
katili”.. gibi, hem sapına kadar yanlış hem de
tarihe nesnel bakışla ilgisi olmayan
değerlendirmelere tabi tutan bir kafanın, iktidar
konusunda doğruya yakın fikirler ileri sürmesi de
beklenemez...
Dün, iktidarın iki konuda “demokratik”liğini
gündeme getirmiştik. İlki: Hukuk ve yargıyı
hallaç pamuğu gibi atması, bir “iktidar yargısı”
yaratması ve ülkede bir korku terörü yaratması...
Bizim kendinden menkul demokratlar, bu
konuda suspuslar.. Veya bazı çok cüretli olanları
“Bunlar orducu, Atatürkçü”... Yani dağıtılmaları,
AKP’ce zapturapt altına alınmaları gerekir, diyor,
özetle hukukun bu aşamada “katli vaciptir”
fetvasını veriyor..
İkinci konu olarak, iktidarın Doğan medyasını
parçalayıp yok etme icraatını gündeme
getirmiştik. Medyayı, AKP’leştirme, tekleştirme
politikasının “hangi demokrasiye hizmet”
edeceğini sormuştuk...
Şüphesiz, demokratlıkları kendilerinden menkul
zevattan Doğan medyasında çalışan bazıları,
gazetelerine yönelen ağır siyasi vergi saldırıları
karşısında, olay ayyuka çıktığı anlarda cılız sesler
çıkartıyor, bunun basın özgürlüğü ile
bağdaşmadığını dile getiriyorlar. Ama yine de
AKP’leşmediği için patronunu da eleştirmekten
geri kalmıyorlar... Yani basın özgürlüğü
konusunda dürüst bir tavır almaktan
kaçınıyorlar...
İktidarın hukuku ve medyayı AKP’leştirme
politikasının ve patronlar dünyasına korku
salmasının hangi demokrasi için yapıldığını
sormak yeterli değil...
Üniversitelerin başına salt kendi adamlarını
atamalarını, üniversiteleri tektipleştirme
politikalarını, üniversitede yapılan rektörlük
seçimleri sonuçlarının içine iyice yaparak, en az
oyu alanları rektör atamalarını da “hangi
demokrasi aşkına” yaptıklarını sormak gerekir!
Bu kadar değil: Devlet kurumlarına yaptıkları
neredeyse bütün önemli atamaların hepsinin
kendi meşreplerinden olmasının da “hangi
demokrasi” ile bağdaştığı konusuna da bir yanıt
bulmak zorundayız...
Şüphesiz kadınları iş ve toplum hayatından
dışlamalarını ve ev kadını yapma politikalarını,
laikliğin yerine “ılımlı” laiklik yani dinci politikaların
siyasete egemen olmasının yolunu
açmalarınında, hangi demokrasiyle bağdaştığını
bilmek zorundayız...
Geride bir tek “odak” kalmıştır: Ordu! İktidar ve
Fetocu ekip, liberal yandaş takımla birlikte, şimdi
bu kurumun üzerinde yoğun çalışıyor!
Bütün bunları tek bir soruda birleştirebiliriz:
Acaba iktidarın, ülkede bütün kuvvetleri, “kendi
emir-komutası” altında toplaması (güç
temerküzü!), sizin bellediğiniz hangi
demokrasi, demokratik sistemin gereğidir?
Çimen Yüksel.
obursali@cumhuriyet.com.tr
Kutlamalar sõrasõnda olay çõkarttõklarõ ileri sürülen 1 araştõrma görevlisi ile 2 öğrenci cezaevine gönderildi
6 ay sonra 1 Mayõs tutuklamasõ
İstanbul Haber Servisi - İstan-
bul’da bu yõlki 1 Mayõs kutlamalarõ
sõrasõnda olay çõkardõklarõ ileri sü-
rülen bir araştõrma görevlisi ile 2
üniversite öğrencisi tutuklandõ.
Edinilen bilgilere göre; kutla-
malar sõrasõnda Taksim’e çõkmak
için Cihangir’de yüzlerini kapatan
“Anarşist” isimli bir grup ile po-
lis arasõnda yaşanan çatõşmada
bazõ ev ve işyerlerinin camlarõnõn
kõrõlmasõ üzerine İstanbul Güven-
lik Şube Müdürlüğü ekipleri, tüm
ulusal televizyonlardan korsan
gösterilerin görüntülerini temin
etti. Görüntülerden belirlenen ki-
şileri tek tek yakalayan polis ekip-
leri, kimliğini tespit edemediği
biri kadõn 3 kişinin yakalanmasõ
için 81 ilin emniyet müdürlüğüne
görüntüleri yolladõ.
GÖRÜNTÜDEN TESPİT
Bu kapsamda çalõşmalarõnõ sür-
düren Ankara polisi, gösterilere
katõldõğõ gerekçesiyle Ankara Ha-
cettepe Üniversitesi Araştõrma Gö-
revlisi Ulaş Derin, Hacettepe Üni-
versitesi Arkeoloji Bölümü öğren-
cisi Baran Narin ve Felsefe Bö-
lümü öğrencisi Dilay Aydoğan’õ
gözaltõna aldõ. Emniyet yetkilileri
gözaltõna alõnan şüphelilerin, gös-
teriye katõlmak için Ankara’dan İs-
tanbul’a geldiğinin belirlendiğini
bildirdi. Ankara Emniyeti’nde
sorgularõnõn ardõndan Beyoğlu Ad-
liyesi’ne sevk edilen şüpheliler
hâkim karşõsõna çõktõ. Burada ya-
põlan suçlamalarõ kabul etmeyen
şüpheliler, serbest bõrakõlmalarõnõ
talep etti. Talepleri kabul edilme-
yen 3 kişi, burada alõnan ifadeleri-
nin ardõndan tutuklanarak ceza-
evine gönderildi.
TAKSİM KOVALAMACASI
İstanbul’da bu yõl yapõlan 1
Mayõs kutlamalarõ olaylara sahne
olmuş, gün boyunca Taksim’e
çõkmak isteyen gruplarla polis
arasõnda kovalamacalar yaşan-
mõştõ. İstanbul polisi kendisine
direnen gruplarõ tazyikli su ve
biber gazõ ile dağõtarak yüzlerce
kişiyi gözaltõna almõştõ.
Çiğli, Bulut’u uğurladı
Çiğli Belediye Başkanı Ensari Bulut, son yolculuğuna karanfiller ve alkışlarla uğurlandı.
Bulut’un cenazesi, Doğançay Mezarlığı’nda toprağa verildi. İstanbul’da tedavi gördüğü
hastanede cumartesi günü yaşamını yitiren Bulut için ilk tören Küçük Çiğli Cemevi’nde
gerçekleştirildi. Bulut’un cenazesi, daha sonra alkışlar eşliğinde Çiğli Belediye Binası
önüne getirildi. Buradaki törene CHP Genel Sekreteri Önder Sav, İzmir Valisi Cahit Kı-
raç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, milletvekilleri ve binlerce yurttaş
katıldı. 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden üç gün önce siyanürlü kurşunla vurulan ve
cezaevine giren Bulut’un ameliyatı 3 ay sonra yapıldı. 1987 yılında Gaziemir’de bir ara-
cın kendisine çarpması sonucu ağır yaralanan Bulut, 1992’de akciğer kanserine yakala-
nırken bir yıl sonra kanserden kurtulmayı başardı. 2003’te ise kolon kanserine yakala-
nan Bulut’un 2005’te gerçekleştirilen ameliyatla karaciğerinin bir bölümü alındı. Bulut
2006’da Sıvas olaylarının yıldönümünde bıçaklı saldırıya uğradı ve kolundan yaralandı.
Fotoğraf:HAKANDİRİK
BAKANLAR KURULU
Telekulak
cezası
artacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanõ ve
Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek,
usulsüz dinlemelerle ilgili olarak yeni
bir düzenleme yapacaklarõnõ ve cezala-
rõn arttõrõlacağõnõ söyledi.
Çiçek, Başbakanlõk Merkez Bina’da-
ki Bakanlar Kurulu toplantõsõnõn ardõn-
dan yaptõğõ açõklamada, Türk Ceza Ya-
sasõ’nõn (TCY) bazõ maddelerinde de-
ğişiklik yapõlmasõyla ilgili yasa tasarõ-
sõnõn ele alõndõğõnõ söyledi. Cemil Çi-
çek, haberleşmenin gizliliği, kişiler
arasõndaki konuşmalarõn dinlenmesi ve
kayda alõnmasõ, özel hayatõn gizliliği-
nin ihlal suçunu düzenleyen, ayrõca so-
ruşturmanõn gizliliğini ihlal suçunu dü-
zenleyen TCY’nin ilgili maddelerinde
yeniden düzenleme yapõlarak cezalarõn
arttõrõlacağõnõ bildirdi.
‘EKONOMİ ETKİLENİYOR’
Bu konularõn son günlerde sõkça gün-
deme geldiğini ve herkesin bundan ra-
hatsõz olduğunu ifade eden Çiçek, bun-
larõn dõşõnda elektronik olanaklarla işle-
nen suçlarla ilgili Adalet Bakanlõğõ tara-
fõndan başlatõlan çalõşmanõn da kõsa sü-
rede tamamlanmasõ kararõ aldõklarõnõ
söyledi. Konuya ilişkin sorularõ da ya-
nõtlayan Çiçek, cezalarõn ne kadar arttõ-
rõlacağõ yönündeki bir soru üzerine, ye-
ni düzenlemeyle mevcut yasada suç ola-
rak tanõmlanan ancak cezai yaptõrõmlarõ
düşük olan suçlarõn cezalarõnõn arttõrõla-
cağõnõ ifade etti. Çiçek, “Son günlerde
tartışılan konuyu iyi anlamak lazım.
Dinlemeyi talep eden yargı mensubu,
kararı veren yargı mercii, dinlenen
kişiler de yargının mensupları, bu
üçü arasında olup biten şeylerdir. Bu
konuyu bunun dışına çıkardığımız
takdirde bu doğru bir değerlendirme
olmaz” dedi. Bir gazetecinin “AKP
hakkında açılmış ya da açılacak bir
davadan söz ediliyor” demesi üzerine
sinirlenen Çiçek, bu türlü söylentilerin
ülke ekonomisini olumsuz etkilediğini
vurgulayarak “Herkes söylediği sözün
farkında olmalıdır” dedi.
VEKİLLERE ‘İTİDAL’ ÇAĞRISI BAŞSAVCILIĞA BİLGİ VERMİŞ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Başkanlõk Divanõ, Kürt açõlõmõnõn
görüşmelerinde pankart eylemine öncülük
eden ve konuklarõ da dinleyici localarõnda
eylem yapan CHP İzmir Milletvekili Canan
Arıtman’a ceza veremezken, isim ve olay
belirtmeden, milletvekillerine “itidal çağrı-
sı” yapõlmasõnõ kararlaştõrdõ. Şahin, ayrõca
TBMM Başkanvekilleri ve siyasi partilerin
grup başkanvekilleri ile de önümüzdeki
günlerde bir toplantõ yaparak milletvekille-
rinin iç tüzüğe uygun hareket etmelerini is-
teyecek.Toplantõda, tutunaklardan hakaret
içeren ifadeleri okuyarak, pankart eylemini
hatõrlatan Şahin, yaşananlarõn Meclis’in
saygõnlõğõna gölge düşürdüğünü söyledi.
Şahin, Başkanlõk Divanõ olarak bu tür ey-
lemlere göz yummayacaklarõnõ kaydetti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)
Telekomünikasyon İletişim Başkanõ (TİB)
Fethi Şimşek, “Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın dinlenildiği” şeklindeki sözle-
riyle ilgili olarak geçen hafta Ankara Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’na bilgi verdi. Şim-
şek’in, davet üzerine geçen hafta perşembe
günü Ankara Adalet Sarayõ’na giderek Me-
mur Suçlarõ Soruşturma Bürosu’na bak-
makla görevli başsavcõ vekili ile görüştüğü
öğrenildi. Şimşek, 12 Kasõm’da yaptõğõ
açõklamada, “Bir ülkenin Başbakanı 6 yıl
dinleniyor ve kimsenin kılı kıpırdamıyor
ama hâkim kararı ile usulüne uygun din-
lemeler yapılıyor, her nedense toplum
ayağa kalkıyor. Bu çifte standarttan kur-
tulmamız lazım” ifadesini kullanmõştõ.
GATA’da sancak töreni
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Gülhane Askeri Tõp Akade-
misi (GATA) Öğrenci Alayõ’na dü-
zenlenen törenle sancak verildi. Tö-
rene Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül,
Anayasa Mahkemesi Başkanõ Ha-
şim Kõlõç, Genelkurmay Başkanõ
Orgeneral İlker Başbuğ, Yargõtay
Başkanõ Hasan Gerçeker ve kuvvet
komutanlarõ katõldõ. GATA’da teda-
vi gören ve başõ sarõlõ gazi Üsteğ-
men Mehmet Bedri Aluçlu da izle-
yicilerin arasõnda yer aldõ. Aluç-
lu’nun 2007’de Siirt Pervari’de bir
operasyonda, mayõn imha etmek is-
terken ağõr yaralandõğõ öğrenildi.
Talip Öztürk anıldı
İstanbul Haber Servisi - Tüm
Öğretmenler Birleşme ve Dayanõş-
ma Derneği (TÖB-DER) İstanbul
Şube Başkanõ, Barõş Derneği kuru-
cusu ve Dünya Barõş Konseyi üye-
si öğretmen Talip Öztürk, katledi-
lişinin 30. yõldönümünde Koz-
lu’daki mezarõ başõnda şiirlerle,
karanfillerle anõldõ. Öztürk’ün öğ-
retmen arkadaşõ İlkay Öztürk, Ta-
lip Öztürk’ün katledilmesinin üze-
rinden 30 yõl geçtiğini belirterek,
“Bizler geçmişimize sahip çõkmak
için buradayõz. Emperyalizme ve
faşizme karşõ Öztürk gibi onurlu
duruşumuzu koruyoruz” dedi.
15 öğrenci yaralandı
BALIKESİR (Cumhuriyet) -
Balõkesir’in ilçe merkezindeki ilk-
öğretim okulundan aldõğõ öğrencile-
ri götüren Mehmet Kaymak yöneti-
mindeki minibüs, şarampole devril-
di. Kazada, 15 öğrenci ile sürücü
yaralandõ. Öğrenciler eşiyle tartõşan
şoförün gergin olduğunu iddia etti.
Havalimanında tehlike
ADANA (Cumhuriyet Bürosu)
- İstanbul-Hatay seferini yapan uça-
ğõn 29 Ekim’de kötü hava koşullarõ
nedeniyle Adana Havalimanõ’na ini-
şi sõrasõnda, pistteki lastik temizle-
me aracõ nedeniyle tehlike atlattõğõ
ileri sürüdü. İnceleme başlatõldõğõnõ
açõklayan Adana Valisi İlhan Atõş,
“İniş sõrasõnda temizlik aracõnõn pis-
te bõraktõğõ izin göz yanõlgõsõna ne-
den olduğunu düşünüyoruz” dedi.
On Numara çekildi
1, 8, 11, 12, 13, 19, 21, 26, 30,
31, 33, 34, 37, 42, 50, 53, 58,
62, 70, 74, 79, 80