26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2009 SALI 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Filistin yönetiminin bağõmsõz devlet hakkõ talebini BM’ye taşõma niyeti İsrail’i kõzdõrdõ Abbas,BMkartõnõoynayacakDış Haberler Servisi - Filistinli baş- müzakereci Saib Erekat’õn cumartesi gü- nü El Ayyam gazetesine, “ABD teşvikli Ortadoğu barış sürecinde ilerleme sağlanmaması nedeniyle, Filistin dev- leti talebini BM’ye götüreceklerini” söylemesi İsrail’de yankõ uyandõrdõ. İsrail Başbakanõ Binyamin Netanya- hu, “Filistinlilerin atacağı tek taraflı bir adımın, bugüne kadar varılmış uzlaş- maları geçersiz kılacağı” uyarõsõnda bulundu. Netanyahu ayrõca, 1993 tarih- li Oslo Anlaşmasõ çerçevesinde kurulan Filistin yönetiminin ortadan kaldõrõlabi- leceğini ima edercesine, “Aksi bir du- rumun, İsrail’i de tek taraflı eyleme sevk edeceğini” belirterek “İsrail ile Fi- listin yönetimi arasındaki görüşmele- rin yerine geçecek hiçbir seçenek yok” dedi. Netanyahu’nun lideri olduğu sağ- cõ Likud partisinden İsrail Çevre Baka- nõ Gilad Erdan, devlet radyosuna yap- tõğõ açõklamada, bunun Filistin Yöneti- mi Başkanõ Mahmud Abbas’õn itibarõ- nõ düzeltmeye yönelik bir politik manevra olduğunu savundu. Erdan, Filistinlilerin böyle bir harekette bulunmasõ halinde İs- rail’in, Yahudi yerleşimlerinin bulunduğu Batõ Şeria bölgelerini topraklarõna kata- cağõnõ dile getirerek diğer seçenekler ola- rak Filistin yönetimini vergi gelirlerin- den mahrum bõrakmayõ ve Batõ Şeria böl- gesinin dünyayla bağlantõsõnõ kõsõtla- mayõ saydõ. Buna karşõlõk, hükümetin küçük orta- ğõ İşçi Partisi üyesi Sanayi Bakanõ Bin- yamin Ben Eliezer, “ilhaktan söz eden kabine üyelerinin de, bağımsızlıktan söz eden Filistinlilerin de boş sözler sarf ettiklerini” vurgulayarak “Eğer yerleşimleri ilhak etme kararı alınır- sa, İşçi Partisi bu hükümette kalamaz” diye konuştu. Abbas Afrika turunda Rusya ile birçok Avrupa ülkesinin ba- ğõmsõz devlet kurma haklarõnõ destekle- diklerini açõklayan Filistinli başmüzake- reci Erakat dün sözlerine açõklõk getire- rek, bu konuda ABD ile görüşeceklerini ifade etti ve “amaçlarının tek taraflı devlet ilanı değil, iki devletli çözüm se- çeneğine onay almak olduğunun” altõnõ çizdi. Danõşmanlarõnõn yaptõğõ açõklamaya göre, Mahmud Abbas yarõn Mõsõr Cum- hurbaşkanõ Hüsnü Mübarek tarafõn- dan kabul edilmesinin ardõndan Güney Afrika ve Latin Amerika turuna çõkacak. Ancak Filistinlilerin ileri sürdüğü, “Doğu Kudüs merkezli, 1967 sınırla- rı içindeki Batı Şeria ve Gazze Şeri- di’ni kapsayacak devlet” talebi BM’de kabul edilse bile, fiilen bu mümkün gö- zükmüyor. Zira, 2 milyon 350 bin civa- rõnda Filistinlinin yaşadõğõ Batõ Şeria’da 300 bine yakõn, Doğu Kudüs çevresin- de 180 bin Yahudi yerleşimci bulunuyor. 1.5 milyon nüfuslu Gazze Şeridi’ni ise 2 yõlõ aşkõn süredir İslami direniş örgü- tü Hamas’õn hükümeti idare ediyor. Hamas sözcülerinden Salah el Ber- davil Abbas yönetimine, “kâğıt üzerinde devlet ilan etmek yerine, işgalden kur- tulmak için Filistinliler arasındaki bö- lünmeyi kaldırma” çağrõsõ yaptõ. Filis- tinlilerin efsanevi lideri Yaser Arafat’õn 1988’de ilan ettiği bağõmsõzlõk bildirge- sinin yõldönümünde açõklama yapan El Fetih örgütü lideri Abbas ise, “özgürlük, adalet ve barış isteyen tüm ulus ve güç- leri, Filistinlilerin mücadelesine desteği arttırmaya” çağõrdõ. KAVŞAK ÖZGEN ACAR Midas’ın Eşek Kulağı Halt Etmiş!* Anayasanın 22. maddesi şöyle diyor: “Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberlerin gizliliği esastır. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.” Acaba AKP hükümetinde herkes haberleşme hürriyetine sahip mi? Haberleşme gerçekten gizli mi? Cumhuriyet gazetesinin Ankara Bürosu bağlantılı son “telekulak” haberi bunun böyle olmadığını, hükümetin resmen Yassıadalık “anayasa suçu” işlediğinin en güzel örneğini oluşturuyor. Ankara Büromuzda A’dan Z’ye yaklaşık 40 kişi çalışıyor. “A” konumundaki Mustafa Balbay’ı dayanaksız savlarla yaklaşık 200 gündür Silivri’de dört duvar ardına koyan Feto iktidarı şimdi de 40 insanın haberleşme özgürlüğünü sınırlıyor. Polatlılı hemşerimiz “Kral Midas’ın eşek kulaklarının” boyunu da gazetemiz santralında geçen Feto’nun telekulakları, doğal gazetecilik görevini yapan arkadaşlarımızın iş ve özel konuşmalarını Ergenekon davasında kamuya açarak haberleşmenin gizliliğini de ihlal etti. Gelin son altı ayda basın haberlerinden Başbakan’ın, Adalet, İçişleri, Ulaştırma bakanlarının işledikleri “telekulak” bağlantılı “anayasa suçlarına” kısaca göz atalım: 1 Mart... Emekli Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’ya ait telefon kayıtları internette yayımlandı! 5 Mart... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik ile görevden alınan Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy’un telefon görüşmelerinin dinlemeye takıldığını itiraf etti! 27 Nisan... Eski Adalet Bakanı, şimdiki TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, yasal olarak üç yılda 70 bin civarında kişinin dinlendiğini açıkladı! (Türkiye’nin 70 milyon nüfusu dikkate alındığında 10 bin kişiden her biri telekulak ile haşır neşir olmuş demek, değil mi?) 8 Mayıs... Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün telefon konuşmaları dinlemeye takıldı! (Acaba Anayasa Mahkemesi’nin santralı da Cumhuriyet Santralı gibi Paksüt’ten dolayı dinleniyor mu?) 9 Mayıs... Emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın görevdeyken dinlendiğine ilişkin kaygısından söz etmesine karşılık Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, neden bunun gereğini yapmadığını sordu! 16 Mayıs... Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Adana’da yargıç ve savcıların dinlenmesine ilişkin Sincan 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına itiraz etti. Mahkeme, 16 kişinin 25 cep telefonunun dinlenmesi iznine itirazı reddedip dinleme kararı verdi! 18 Mayıs... Amerikan Nevsveek dergisi, “cadı avının” yaşandığı, her bin kişiden bir kişinin dinlendiği Türkiye’nin “korku devleti” oluşu ile alay etti! 20 Mayıs... Danıştay, Adalet Bakanlığı’nın telefon dinleme düzenlemesi yapamayacağına karar verdi! 23 Mayıs... Yargıtay’dan oybirliği ile 3. telekulak kararı: “Belirti kanıtı ceza için yeterli sayılmaz!” 27 Mayıs... Prof. Dr. Ülkü Azrak, Başyazarımız İlhan Selçuk’un telefonlarını usulsüz dinleyen görevlilere yaptırım uygulanmamasının kötü niyetlileri cesaretlendirdiği uyarısını yaptı. 1 Haziran... AKP döneminde yasadışı dinleme iddiasıyla 221 kişi hakkında işlem yapıldı. 1 Haziran... Eski Adalet Bakanı Şahin’in “70 bin kişinin dinlendiği” sözlerini TBMM Komisyonu’nda anımsatan CHP’li Malik Ecder Özdemir’e karşılık olarak İçişleri Bakanı Atalay, “Kimse dinlenmiyor” dedi! Gel de inan! 4 Haziran... Ankara’nın kalbi Kızılay’daki tüm telefonlar 27 Ocak’ta 3 saat dinlendi! 5 Haziran... Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Genel dinleme yapılamaz” dedi! 8 Ağustos... Emekli Albay Erdal Sarızeybek “Komutanların da dinlendiğini” söyledi! 15 Ağustos... Adana Belediye Başkanı MHP’li Aytaç Durak yerel seçimde yasadışı dinleme yapan polisler için savcıları göreve çağırdı. Durak’ın konuşmaları AKP’ye iletildi! 17 Ağustos... Erzincan Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner’in telefonlarının dinlenmesi için karar çıktı. Savcının “İsmailağa cemaati” soruşturması da elinden alındı! 31 Ağustos... Adalet Bakanlığı mayıstaki açıklamasında 5 yılda 69 yargıç ve savcının telefonlarının dinlendiğini açıklamıştı. Ağustosta yeni Bakan Sadullah Ergin bir soruya yanıt olarak sayıyı 48’e düşürdü! 17 Eylül... CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, telefon santralı dinlenen Ankara Büromuzdan İlhan Taşcı ile konuşmasının Ergenekon dosyasına yansıması hakkında “Türkiye örtülü faşizme gidiyor” dedi! 17 Eylül... TBMM Adalet Komisyonu Başkanı AKP’li Ahmet İyimaya, “Mahkeme kararı varsa dinlenir, ama gazetenin tümü dinlenemez. Bu konuda mahkeme kararı da verilemez zaten...” diyor. Buna karşılık bir başka AKP’li, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, kurt postuna bürünerek, “Kurumun kendisi konuşamayacağına göre elbette oradaki yetkililer dinlenir. Bu dava Cumhuriyet gazetesini doğrudan ilgilendiren bir davadır ve yargıç kararı varsa bunda bir usulsüzlük yoktur” fetvasını veriyor! Yalnızca son altı ayda basına yansıyan telekulak suçlarından buzdağının üzerinde kalanlara ilişkin haber başlıklarını özetledik. Burada dikkati çeken birkaç noktayı şöyle sıralayabiliriz: 1. Üstelik profesör olan Anayasa Komisyonu Başkanı, yalnız Mustafa Balbay’ı değil tüm Cumhuriyet gazetesini boy hedefi yaparak, toplu dinlemenin yasallığını savunuyor! Böyle profesörün... 2. Türkiye’nin en önemli kurumlarının başında, yıllarca Türkiye’nin savunma sorumluluğunu yüklenmiş iki genelkurmay başkanı bile dinleniyor! Başkanlık, “cep telefonlarının faydası” afişini astırarak hükümetle alay ediyor! 3. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili’nin yanı sıra yargıçlar ve savcılar da dinleniyor! 4. Doğan Grubu yetkilisi ile telefon görüşmesi yapan Gelirler İdaresi Başkanı ve laiklik karşıtı İsmailağa cemaati soruşturmasını yapan cumhuriyet savcısının telefonları dinlenmekle kalmıyor, her ikisi de görevden alınıyor. Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 60. Yılında ‘1984’ Türkiye’de! 2009 yılı George Orvell’in ünlü “1984” adlı romanının 60. yıldönümü... İngiliz yazar, veremle boğuştuğu ölüm döşeğinde, 2. Dünya Savaşı sonrasında yazdığı, Almanya’da Naziler ile Sovyetler’deki komünistlerin “totaliter” yönünün hicvedildiği bu romanda okurları gelecek için ürkütmüştü! Herhangi bir siyasal örgütle bağlantısı olmayan, Hitler ve Mussolini karşıtı olarak İspanya iç savaşında faşistlere karşı gönüllü savaşırken gırtlağından kurşunla yaralanan solcu yazar Orvell’in tanrı gibi her yerde hazır ve nazır “Büyük Ağabey”e bağlı “düşünce polisi” tüm vatandaşları dinliyor ve gözlüyordu. Tek partinin propagandası ile yönetilen, demokrasinin dışlandığı bir Avrupa ülkesinde halkın beyni yıkanıyor, nefes alışları bile dinleniyordu. Yazarın ölümünden bir yıl önce 1949’da piyasaya çıkan, daha sonra filme çekilen kitap, Orvell’in inancının tam tersine komünizm karşıtı sağcılarca kullanıldı. Bazı ülkelerde yasaklanan kitap, “tek parti iktidarının söylemlerinin gerçeği açıklamaya değil, gizlemeye hizmet ettiğine” dikkati çektiğini anımsarsak, bugünkü AKP hükümetinin de telekulak hizmetiyle “Büyük Ağabey” rolünü neden oynadığı daha iyi anlaşılır! * Gazetemizin yeni yazı dizisinin yakın geçmişini 18 Eylül 2009 tarihli yazımızı aynen tekrar yayımlayarak anımsayabiliriz! İsrail’den “Batõ Şeria topraklarõnõ ilhak etme” tehditleri gelirken, Arafat’õn 1988 yõlõnda ilan ettiği bağõmsõzlõk bildirgesinin yõldönümünü kutlayan Filistinlilerin başmüzakerecisi Erakat, tek taraflõ bağõmsõzlõk ilan etmeyeceklerini açõkladõ. Dış Haberler Servisi - Yaklaşõk üç yõl önce Türkiye’yi ziyaret ettiği sõrada ortadan kaybolan İran’õn eski savunma bakan yardõmcõlarõndan Ali Rıza Askeri’nin İsrail’deki bir hapishanede tutulduğu öne sürüldü. İran’daki çeşitli internet sitelerinde önceki gün yer alan iddialara göre, emekli General Askeri, Aralõk 2006’da Türkiye’ye yaptõğõ özel bir ziyaret sõrasõnda İsrail ajanlarõ tarafõndan kaçõrõldõ. Muhafazakâr İranlõ milletvekillerine yakõn olan internet sitesi Alef’in haberinde, İsrail ajanlarõna Alman ve İngiliz istihbarat servislerinin destek verdiği öne sürüldü. İddialara ilişkin İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ yorum yapmayõ reddetti. İran’õn nükleer faaliyetleri konusunda bilgi sahibi olduğu söylenen Askeri’nin akõbetine ilişkin uzun süredir çeşitli iddialar basõnda yer alõyor. Almanya Savunma Bakanlõğõ’nõn eski yetkililerinden Hans Ruehle mart ayõnda, Askeri’nin taraf değiştirerek İran’õn nükleer programõyla ilgili Batõ’ya önemli bilgiler verdiğini öne sürmüştü. İranlõ yetkililer ve ailesi ise Askeri’nin kaçõrõldõğõ görüşünde. Dış Haberler Servisi - Üç gün- lük resmi ziyaret için Çin’e giden ABD Başkanõ Barack Obama, zi- yaretinin ilk durağõ Şanghay’da öğrencilerle buluştuğu toplantõda, Çin’de insan haklarõnõn durumunu eleştirmeyi ihmal etmedi, ancak Çin’in Tibet politikasõndan bah- setmedi. Şanghay’daki Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde dün yüzler- ce öğrenciyle bir araya gelen Oba- ma, çeşitli zorluklara rağmen Çin ile rakip iki ülke olmak zorunda ol- madõklarõnõ, yapõcõ ilişkilerin bazõ küresel sorunlarõn çözümüne kapõ açacağõnõ ifade etti. Ülkesinin sõk sõk eleştirdiği Çin’in insan haklarõ karnesine de değinen Obama, “İfade ve din özgürlüğü, bilgiye ulaşım ve siyasi katılım gi- bi herkesin paylaşması gereken bazı temel haklar vardır. Kimse- ye bunları dayatmaya çalışmı- yoruz. Ancak bu hakların sadece ABD’ye özgü olmasını istemiyo- ruz” dedi. Obama, ülkesindeki demokra- siyi överek “ABD’de beni eleştiren bir- çok kişi var. Bunun demokrasiyi güç- lendireceğine ve beni daha iyi bir lider yapacağına inanıyorum” diye konuştu. ‘Ailem BM gibi’ Çin’in ekonomideki yükselişini engel- lemeye çalõşmadõklarõnõ söyleyen Obama, ancak iki büyük ülke arasõndaki ticaretin dengeli olmasõ gerektiğini vurguladõ. Tay- van sorununda “tek Çin” politikasõnõ desteklediklerini kaydeden Obama, ABD’nin Tayvan’a silah satmasõyla ilgi- li soruya yanõt vermedi. Ailesini “Birleş- miş Milletler gibi” diye tanõmlayan Oba- ma, babasõnõn Kenya’dan, annesinin Kan- sas’tan olduğunu, yarõ Endonezyalõ olan kõz kardeşinin Çin asõllõ bir Kanadalõyla ev- lendiğini anlattõ. Toplantõnõn ardõndan başkent Pekin’e ge- çen Obama, ABD’nin “en büyük ala- caklısı ve ikinci büyük ticari ortağı” olan Çin’de, iki ülke arasõndaki bazõ sorunlu başlõklarõ Çinli yetkililerle masaya yatõ- racak. Obama’nõn, Çin Devlet Başkanõ Hu Cintao ve diğer üst düzey yetkililerle gö- rüşerek, ikili ilişkilerin yanõ sõra İran ve Ku- zey Kore’nin nükleer programõ gibi ulus- lararasõ konularõ ele almasõ bekleniyor. Çinli uzmanlar, aralarõndaki ilişki çer- çevesinde Çin ve ABD’yi “küresel gel-git- lerin arasında yol alan gemideki iki ül- ke” olarak niteledi. Şinhua ajansõnõn res- mi internet sitesinde yer alan yorumda, “dünyanın en gelişmiş ve en hızlı geli- şen iki ülkesi arasındaki ilişkilerin dün- yada hem en önemli hem de en karışık ilişkiler olduğu” değerlendirmesi yapõl- dõ. Dünyanõn en çok sera gazõ salõmõ ya- pan iki ülkesi Çin ve ABD’nin iklim de- ğişikliği konusunda anlaşmazlõk içinde ol- duğu vurgulanarak her iki ülkenin bazõ va- atlerde bulunduğu, ancak Çin ve ABD’nin ekonomik kalkõnmada farklõ süreçlerden geçmesi nedeniyle birbirinin ilkelerini yorumlamada sõkõntõ çektikleri için fikir birliği sağlamalarõnõn zor olduğu ifade edil- di. “ABD-Çin ilişkilerinin 21. yüzyılda birçok düelloya girmesi kaçınılmaz” de- nilen yazõda, ikili ilişkilerin ancak ortak sözler tutulduğunda dünyanõn iyiliğine ola- cağõnõn altõ çizildi. Güneydoğu Asya turunda Singapur ve Japonya’yõ ziyaret eden Obama, Çin’in ar- dõndan Güney Kore’ye gidecek. İnsan haklarõnõ eleştirdi, Tibet’e değinmedi Şanghay’da Çinli gençlere hitap eden ABD Başkanı Obama, gençlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Obama öğrencilerden bazılarıyla tokalaştı. (REUTERS) Obama, Çin’i sorgularken bir yandan da ortaklõğa vurgu yaptõ ‘ALİ RIZA ASKERİ İSRAİL’DEHAPİSTE’ ‘İSLAMİYET HOŞGÖRÜSÜZ’ ANKARA (AA) - AB üyesi 8 ülkede yapõlan yeni bir araştõrma, Avrupalõlarõn çoğunun İslamiyetin hoşgörüsüz bir din olduğuna inandõğõnõ ortaya koydu. Alman Die Welt gazetesinin internet sayfasõnda yayõmlanan araştõrma sonuçlarõna göre, Avrupalõlarõn yüzde 54.4’ü İslamiyetin hoşgörüsüz bir din olduğuna inanõyor, yaklaşõk yarõsõ da kendi ülkesinde aşõrõ derecede göçmen olduğundan yakõnõyor. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Portekiz, Polonya ve Macaristan’da yaşlarõ 16’dan yüksek biner vatandaş arasõnda yapõlan araştõrmanõn sonuçlarõna göre, her 4 Avrupalõdan biri kendi ülkesinde Yahudilerin çok fazla etkisi olduğunu savunuyor. Avrupalõlarõn yüzde 60.2’si kadõnlarõn anne ve ev kadõnõ olarak görevlerini daha ciddiye almasõ gerektiğini belirtirken yüzde 42.6’sõ, eşcinsellere eşit haklar verilmesine karşõ çõktõ. Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanõ Cem Özdemir, sonuçlarõ “dramatik bir durum” olarak nitelendirdi ve demokratik eğitimin daha cazip hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Rudd’un özür dilediği törene katılan “unutulmuş Avustralyalı” vatandaşların gözyaşlarını tutamadığı görüldü. (Fotoğraf: REUTERS) Unutulmuş Avustralyalılara özür Dış Haberler Servisi - Avustralya hükümeti, İngiltere tarafõndan “Göçmen Çocuk Programı” kapsamõnda gönderilip yõllarca çalõşma kamplarõnda çalõştõrõlan ve şiddete maruz kalan binlerce kişiden özür diledi. Başbakan Kevin Rudd, dün başkent Canberra’daki hükümet sarayõndaki törende yaptõğõ konuşmada, 1930-70 arasõnda İngiltere’den gemilerle getirilerek yetimhanelere yerleştirilen ve çalõşma kamplarõnda çalõştõrõlan yaklaşõk 500 bin “unutulmuş Avustralyalıdan”, ailelerinden koparõldõklarõ ve çektikleri acõlar nedeniyle özür diledi. “Gerçek şu ki bu korkunç bir hikâyedir” diyen Rudd, bu özrün açõlan yaralarõn sarõlmasõna yardõm edeceğini ve ülke tarihinde bir dönüm noktasõ olacağõnõ umduğunu söyledi. Törene katõlan yüzlerce “unutulmuş Avustralyalı” da konuşma sõrasõnda gözyaşlarõnõ tutamadõ. Avustralya, geçen yõl da ülkede yõllarca õrkçõ yönetimlerin şiddetine maruz kalan ülkenin yerli halkõ Aborijinlerden özür dilemişti. İngiltere, sömürgecilik döneminde uyguladõğõ “zorunlu çocuk göçü” politikasõnõ 1. Dünya Savaşõ sonrasõnda yeniden uygulamaya koymuş, yoksul ailelerin çocuklarõnõ, daha iyi bir gelecek vaadiyle gemilere bindirerek eski sömürgelerindeki çalõşma kamplarõna yollamõştõ. AVUSTRALYA, YOKSUL AİLELERİNDEN KOPARILIP ÇALIŞTIRILAN 500 BİN KİŞİDEN AF DİLEDİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear