28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 17 KASIM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B 130. kuruluş yıldönümünü Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımı ile 13 Kasım’da Ankara’da kutlayan Maliye Teftiş Kurulu, 1876’da Kanun-i Esasi’nin kabulünden sonra başlatılan “Umur’u Umumiye-i Maliye’nin Tanzim ve Islahı” çalışmaları kapsamında, devlete ait tüm mali işlemlerin doğrudan doğruya Maliye Bakanı’na bağlı tam yetkili bir heyet tarafından teftişi amacıyla, Sultan İkinci Abdülhamit’in İrade-i Seniyesi’yle 1879’da kurulmuştur. Bugün de Maliye Bakanı’na bağlı olarak çok önemli yetkilerle çalışmaktadır. Maliye Teftiş Kurulu yıllardan beri devlet adamı, bürokrat, şair, sanatçı birçok ünlü kişiyi de yetiştirmiştir. Bakın onlardan bazıları: Ziya Müezzinoğlu, Cahit Kayra, Kemal Kurdaş, Mesut Erez, Kemal Cantürk, Adnan Başer Kafaoğlu, Erhan Işıl, İlhan Evliyaoğlu, Cemal Süreya, Sümer Oral, Cafer Tayyar Sadıklar, Yavuz Canevi, Ertuğrul Kumcuoğlu, Tevfik Altınok, Osman Birsen, Salih Yardımcı, Zekeriya Temizel, Selçuk Demiralp, Mahfi Eğilmez, M.Akif Hamzaçebi, Doğan Cansızlar, Ahmet Ertürk (TMSF Başkanı) ve sayamadığımız kamuoyunun yakından tanıdığı nice isimler... Cahit Kayra bakın ne diyor: “Devlet kurumlar üzerine kuruludur, devlet kurumlar ile yaşar ve kurumlar gelenekleriyle güçlü olurlar, yararlı olurlar. Maliye Teftiş Heyeti, belli bir tarihi ve bu tarihi içinde de çok özel geleneği olan bir kurumdur.” Ziya Müezzinoğlu’na göre: “Maliye müfettişlerinin Osmanlı ve Cumhuriyetin kuruluş döneminde her zaman iyi yönetim, doğru yönetim konusunda çaba harcadıkları, teftiş heyetinden ayrıldıktan sonra da devletin çeşitli kademelerinde bu hizmetlerini başarıyla devam ettirdikleri görülür.” Kemal Kurdaş, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında maliye müfettişlerinin önemini bu sözlerle bize yansıtıyor: “Kurtuluş Savaşı’nda bile Maliye Teftiş Heyeti devletin mali disiplinini sağlamıştır. Ondan sonraki dönem de Türkiye’nin devlet olarak mali ve ekonomik disiplinin en sağlam olduğu dönemlerden biridir. Mustafa Kemal Maliye Teftiş Heyeti’ne çok saygılıdır. Bütün Cumhurbaşkanlığı döneminde maliyeden bir kere bile bir şey istememiştir. Maliyeyi onlar bilir demiştir, maliyenin müsteşarına da güveni vardır. Maliye Teftiş Heyeti Türk memurunu, maliyeyi kendi prensipleri ile yoğurmuştur.” Zekeriya Temizel de üstat- muavin ilişkisinin maliye müfettişlerinin eğitimindeki önemini bakın şu sözlerle ortaya koyuyor: “Niye bu tür kurumlarda hep üstat- muavin ilişkisi çok güçlü olarak oluşmuştur? Çünkü siz meslek sahibi yapacağınız bir insanı değil devlet adamı yapacağınız bir insanı devletin bütün kurumlarıyla bütün ormanı, ormandaki bütün ağaçları, çiçekleri böcekleri vesaireyi göstermek için eğitmeye kalksanız onlarca yıl eğitirsiniz. Bu durum karşısında farklı bir eğitimi kurmanız gerekiyor. Neyi kurmanız gerekir? O zaman daha önceden bu birikimi elde edinmiş olan üstat dediğimiz insanların çok kısa süre içerisinde hiçbir kıskançlığa kapılmadan, kendi birikimini yanına gelmiş olan o gencecik insana bir-iki yıl içerisinde aktarılmasını sağlamak.” Maliye müfettişlerinin 1961’de kurulan bir dernekleri de var. Şu anda başkanlığını Halit Demir yapıyor. Kuruluş yıldönümünde Halit Demir’in “Dünyadaki ekonomik ve mali örgütlenme modellerinin önemli bir değişim, dönüşüm geçirdiği bu dönemde, kamu finansman açığı problemi olan ülkemizin, kamu harcamalarının denetimi, kamu gelirlerinin toplanması, kayıtdışı ekonomi ve yolsuzlukla mücadele alanında Maliye Teftiş Kurulu’nun enerjisine ve çözüm önerilerine ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz” şeklindeki sözleri günümüz ekonomisinde maliye müfettişlerine ne kadar ihtiyacımızın olduğunu açıkça gösteriyor. Nice yıllara diyerek Maliye Teftiş Kurulu’nun 130. yılını biz de kutluyoruz. 130’uncu Yılında Maliye Müfettişleri M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Davranış Bozukluğu Yaşamın her alanında, her yaştan insanın hedef olduğu baskı, saldırılar ister korku, ister şiddet odaklı, en çok da ikisi birden olsun.. sonuçta tıbbi tanımı ile davranış bozukluklarını üretiyor, hasta insanlar patlaması yanında hastalıklı toplum yapısı ortaya çıkıyor... Araba sürücüsü için karşıdan gelen arabanın ışıklarının dikilmesinin ne kadar riskli, aynı zamanda sinir bozucu olduğunu yadsımıyoruz. Ancak bundan doğan bir tartışmada arabanın şoförünün gerçek bir linç duygusu ile dışarı çıkmaya zorlanması, arabanın taşa tutularak sürücünün eşinin ölümüne, çocuğunun ağır yaralanmasına yol açılması... Birkaç gün önce 13 yaşındaki Musa’nın başına taşla vurularak öldürülmesinin üstüne, Erzurumluların “katil bulundu” söylentisi ile linç için ayaklanmaları, karakolu taşa tutmaları... Yine birkaç gün önce nedeni anlaşılamamış, düğünde toplu katliam... Her olayın ardından kamera uzatılan, görüşleri istenen uzmanların, toplumsal tehdit olarak davranış bozukluklarının artışı, şiddet eğilimlerinde patlamalara ilişkin uyarıları... Ergenlerin, yetişkinlerin giderek ağırlaşan psikolojik sorunlarına ilişkin nedenler o kadar çok ki... En genel sorunun ise ergenlere örnek olacak rol modellerinin, siyasi liderlerden başlayan bir halkada pozitif olmamaları... Yaşamın karabasanından uzaklaşmak üzere, en çok da yoksullaşma, yoksunlaşmanın sonucu, dışarda yemek yemeyi, dostlarla buluşmayı, eğlenmeyi unutmak zorunda kalmışsanız... Çoğunluk için karabasan olan; umutsuzluk, çaresizlik pompalayan, şiddet içeren haberleri izleyemeyecek ölçeklerde bir depresyonun içine düşmüşseniz, açık oturumlar, her biri birbirinden sevgisiz, insana ilişkin var olabilecek tüm değerleri tüketen, gözetlemeli, yemek yarışmalı, koca bulan.. programlardan da kaçıyorsanız... Nefes almak, dinlenmek, eğlenmek üzere dizilere tutsak olmuşsunuzdur... İyi güzel de iki-üç-dört kuşak birlikte dizilere takılmanın toplumsal bedeli üzerinde yapılmış sayısız araştırmaya hiç kulak kabarttınız mı? Şiddet, seks, ağa-töre-aşiret-mafya karakterleri yükselen değer olan dizilerin davranış bozukluğu yaratan etkilerini hiç düşündünüz mü? Çocuk zekâsı, her şeyi kapma yetisiyle, gördüğü sahneleri nasıl algılayıp değerlendireceğini düşündüğünüzde ürkmemek olası mı? Ya yeri geldikçe değindiğim, yasaklanmaları, en azından denetlenmelerinin zorunluluk olduğu tartışılmaz alışveriş merkezlerinin “Atlantis” benzeri çocuklu eğlence merkezleri? Elinizde çocuğu eğlendirmek adına, dakikaları çok kısa, her biri en az 2-3 lirayı yutacak markalar, çocuğun da ışıkların, gürültünün çekiciliğine bağlı tutturacağı sözde oyuncaklara yaklaşıyorsunuz... Çocuk motosiklete, arabaya, faytona binecek; ekranda birlikte düğmelere basılarak oynanacak oyunun görüntüleri; atış, vurma, silah, canavar bulunmayan ekran bulamazsınız. Vuran-kıran, hastalıklı çocuk yaratmamak adına biraz seçici olmaya kalkıştığınızda, bildik atlıkarıncalar, trenler dışında çocukları bindirebileceğiniz bir tek oyuncak kalmıyor. Yine de sevgiyi öğretmek için çırpındığınız çocuk, sizinle oyun oynarken, şakalaşırken bile, parmağını silah yapıp, eliyle tokat, becerebilirse can acıtıcı şiddet hareketlerini deniyor. Çünkü şiddeti öğrenmiş arkadaşları en masum oyunlarda ona şiddet uyguluyorlar. O da kendini savunma refleksi ile, özenilen çocuk yuvalarında bile şiddeti öğreniyor. Ailelerin çocuklarını koruma, dirençli kılma adına çocuğa şiddeti öğretmelerinden ya da kasıtsız, kendileri şiddet uyguladıklarından, şiddeti üretmelerinden hiç söz bile etmiyorum... Toplumsal, siyasal erkin topluma verdiği zararlar, toplumsal şiddet, korku, davranış bozukluğu, hastalar üretmesi.. olgusu çok daha çarpıcı... Şu günlerde yaşamları geriye gittiği için, işsizlik, yoksullaşma, yoksunlaşma ile bedel ödeyenlerin öfke patlamalarında ağırlık kazanan söylemler çok çarpıcı; örneğin her siyasal iktidarın gerileme sürecinde kirli çamaşırları ortaya çıkmış liderler, partiler, kadrolar üzerinden söylenen sözler çok bildik, yolsuzluk, vurgun, kayırmalar.. üzerinden gelişir... En son, en canlı yaşandığı için de olabilir... Ancak en çok berberlerin, şoförlerin, kahve sohbetlerinin sakız olmuş söylemlerinde, AKP iktidar, cemaat kadrolarının haksız zenginleşmelerine duyulan öfke patlaması, ortak dilde; “Hiç bu kadar büyük çaplı hırsızlar, vurguncular, sülalelerini zenginleştirirken gözü doymazlar çıkmamıştı..” vurgulamaları öne çıkıyor. Din bezirgânlığı, insafsız vurgunlarda bütün kirlenmiş geçmiş siyasilere rahmet okuttukları söyleniyor... Bu örgütsüz, dipten kabaran çaresizliğin öfkesi, “yetti gayrı” refleksi nasıl gelişebilir? Birlikte izleyeceğiz... soner@cumhuriyet.com.tr Bakan Babacan’õn ‘düzelmesi zaman alõr’ dediği işsizliğin azalacağõ beklentisi yeni rakamlarla rafa kalktõ İşsizeartõkumutdayok HER 3 İŞSİZDEN BİRİ BİR YILDAN UZUN SÜREDİR İŞ ARIYOR TÜİK tarafõndan işsiz olarak kabul edilmemesine karşõn “İş aramayıp çalışmaya hazır olan” sayõsõ da bir önceki yõla göre 155 bin kişi artarak bir milyon 860 bin kişiye çõktõ. Böylece bu kişilerin de dahil edildiği gerçek işsizlik oranõ da bir yõlda yüzde 16’dan yüzde 19.3’e yükseldi. Ağustos döneminde tarõm sektöründe çalõşan sayõsõ 232 bin kişi artarken, tarõm dõşõ sektörlerde çalõşan sayõsõ 192 bin kişi azaldõ. Böylece tarõm dõşõ işsizlik oranõ da geçen yõlõn aynõ dönemine göre 4.1 puanlõk artõşla yüzde 17 oldu. Tarõm dõşõ işsizlik oranõ erkeklerde 3.8 puanlõk artõşla yüzde 15.1, kadõnlarda ise 4.5 puanlõk artõşla yüzde 23.6 olarak gerçekleşti. Bu dönemdeki işsizlerin profili ise şöyle:  Yüzde 69.3’ü erkek.  Yüzde 55’i lise altõ eğitimli.  Yüzde 27.3’ü bir yõl ve daha uzun süredir iş arõyor.  Yüzde 30.8’i eş-dost vasõtasõyla iş arõyor.  3 milyon 18 bin kişiye tekabül eden yüzde 88’i daha önce bir işte çalõşmõş.  İşsizlerin yüzde 24.3’ün çalõştõğõ iş geçici olup işi sona erenler, yüzde 25’ini işten çõkarõlanlar, yüzde 8.7’sini işyerini kapatan veya iflas edenler oluşturuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye genelinde işsiz sayõsõ geçen yõlõn aynõ dö- nemine göre 927 bin kişi arta- rak 3 milyon 429 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranõ da ge- çen yõla göre 3.2 puan artõşla yüzde 13.4 olarak belirlendi. Temmuz döneminde işsizlik oranõ yüzde 12.8 seviyesin- deydi. “İş aramayıp çalış- maya hazır olan” bir milyon 860 bin kişi ile beraber işsiz sa- yõsõ 5 milyon 289 bin kişiye, iş- sizlik oranõ da yüzde 19.3’e yükseldi. Türkiye İstatistik Kuru- mu’nun (TÜİK) üçer aylõk dö- nemler itibarõyla her ay açõk- ladõğõ Hanehalkõ İşgücü Araş- tõrmasõ, “Temmuz-Ağustos- Eylül 2009” dönemini kapsa- yan ağustos sonuçlarõna göre Ağustos 2009 döneminde Tür- kiye’de çalõşma çağõndaki nü- fus 873 bin kişi artarak 51 mil- yon 789 bin kişiye ulaştõ. Bu nüfusun yüzde 49.3’üne denk gelen 25 milyon 537 bi- ni işgücüne dahil kişilerden oluştu. İşgücüne dahil olanla- rõn sayõsõ geçen yõla göre 967 bin kişi artmasõna karşõn is- tihdam edilenlerin sayõsõ sa- dece 40 bin arttõ. İşsiz sayõsõ 927 bin kişi yükseldi. Böylece resmi iş- sizlik oranõ yüzde 13.4 olarak gerçekleşti. Kentsel yerlerde işsizlik oranõ 4.3 puanlõk ar- tõşla yüzde 16.5, kõrsal yer- lerde ise 1.3 puanlõk artõşla yüzde 7.4 oldu. Ekonomiden sorumlu Dev- let Bakanõ Ali Babacan, işler düzelse bile işten çõkarõlanla- rõn geri alõnmasõnõn zaman alacağõ uyarõsõ yapmõş, eko- nomik toparlanmanõn istih- dam üretmeyen bir toparlanma olduğunu belirtmişti. ARTIŞ TRENDİ SÜRER Analistler, işsizliğin yõl sonuna kadar artõş trendi içinde olacağõ ve önümüzde- ki aylarda yeniden yüzde 15 seviyesinin üzerine yükselebileceği öngörüsünde bulundular. Değerlendirmeler şöyle: BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ: Ağustos ayõ işsizlik rakamlarõ, temmuz ayõ işsizlik verilerindeki düzel- menin geçici olduğunu gösterdiğini söy- ledi. Önümüzdeki aylarda hizmetlerde (turizmin etkisiyle), inşaat sektöründe (sektördeki iyileşmenin etkisiyle) ve ta- rõmda (hasat döneminin etkisiyle) daha yüksek istihdam verileri gözlenebile- cek. Ancak imalat sanayiinde şiddetli ka- namanõn sürmesi ile işsizlik oranõndaki artõş devam edecek. Önümüzdeki aylar- da işsizlik oranõnda yüzde 15 ya da bel- ki daha yukarõ seviyeler görülebilir. Garanti Bankasõ Ekonomik Araştõr- malar Birimi: İşgücü piyasasõna ilişkin iki öncü gösterge var; hem işsizlik sigorta- sõ ödeneği başvurularõ hem de gelecek 6 ayda iş bulma olanaklarõ endeksi, önü- müzdeki aylarda işsizlik oranõnda artõşa işaret ediyor... Yõl sonuna kadar olan dö- nemde işsizlik oranõnda gerilemenin mevsimsel faktörlerle sona erdiğini ve iş- sizlik oranõnõn yõl sonu itibarõyla yüzde 15.8 civarõnda olacağõnõ tahmin ediyoruz. TSKB Ekonomisti Başar Yıldırım: Yükselmeye başlayan işsizlik oranla- rõnda artõşõn şubat ayõna kadar devam et- mesini bekliyoruz. OCAK-EKİM DÖNEMİ Bütçede açõk yüzde 784 arttõ Güven endeksinde 52 ülkeden 45’inde iyileşme var, Türkiye’de karamsarlõk ön planda Türk tüketici endişe içinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkezi yönetim bütçesi, ekim ayõnda 2 milyar 421 milyon, ocak-ekim döne- minde ise 43 milyar 232 milyon lira açõk verdi. 2008’in ilk 10 ayõnda 4 milyar 887 milyon lira olan bütçe açõğõ bu yõl 43 milyar 232 milyon liraya yükseldi. Bu şekilde bütçe açõğõ geçen yõla göre yüzde 784.7 arttõ. Maliye Bakanlõğõ, ekim ayõ ve ocak- ekim dönemi bütçe uygulama sonuçla- rõnõ açõkladõ. Buna göre ekimde bütçe- den, geçen yõla göre yüzde 41.2 artõşla 21 milyar 431 milyon lira harcama ya- põldõ. Ekimde faiz giderleri yüzde 135.1 oranõnda artarak 4 milyar 731 milyon li- ra oldu. Faiz hariç giderler ise yüzde 26.8 artõşla, 16 milyar 699 milyon lira olarak gerçekleşti. Bütçe gelirleri de 19 milyar 10 milyon lira olarak gerçekleşti. Bütçe açõğõnõn 2 milyar 421 milyon li- ra olduğu ekim ayõnda, faiz dõşõ fazla ise 2 milyar 310 milyon lira olarak belir- lendi. Ocak-ekim döneminde ise büt- çeden 218 milyar 600 milyon lira har- cama yapõldõ. Buna karşõlõk 175 milyar 368 milyon lira gelir elde edildi. Bütçe giderlerinin geçen yõlõn 10 ayõna göre yüzde 21 ar- tõş gösterdiği bu dönemde, bir önceki yõ- la göre faiz harcamalarõnda yüzde 15.9’luk, sağlõk harcamalarõnda ise yüzde 12.6’lõk bir artõş bulundu. Ekim sonu itibarõyla sağlõk, emekli- lik ve sosyal yardõm giderleri için Sos- yal Güvenlik Kurumu’na yapõlan trans- ferler de geçen yõla göre yüzde 57.6 ora- nõnda artarak, 45 milyar 217 milyon li- raya ulaştõ. Nielsen’in araştõrmasõna göre Türk tüketicilerin yüzde 91’i ekonomik durgunluk olduğunu ve yüzde 60’õ gelecek yõl devam edeceğini düşünüyor. Ekonomi Servisi - Nielsen’in tü- ketici güven endeksine göre, 52 ül- kenin 45’inde güven artõşõ görüldü ve dünyada son 6 ayda 9 puan yüksel- di. Türkiye’de temmuzda 67 olan en- deks ekimde 68 oldu. Araştõrma sonuçlarõna göre,endeks, mart ayõnda 77 puan iken, haziran ayõnda 82’ye ve ekimde 86’ya yük- seldi. Dünyada güvenin son 3 ayda en fazla yükseldiği ülkeler Hong Kong, Güney Kore ve Brezilya oldu. Tasarrufa devam Araştõrmaya göre, Türk tüketicile- rin yüzde 91’i halihazõrda ekonomik durgunluğun var olduğunu belirtiyor ve yüzde 60’lõk kesim bu durumun ge- lecek bir yõl daha devam edeceğini dü- şünüyor. Türkiye’de ekonomik durum endişelerin ilk sõrasõnda yer alõrken, ikinci sõrada iş-yaşam dengesi, üçün- cü sõrada ise borçlar bulunuyor. Türk tüketicilerin ekonomik krizin bitme- sinden sonra da devam etmeyi dü- şündükleri tasarruf alanlarõ arasõnda, ilk sõrada telefon harcamalarõ geldi. Bu arada Merkez Bankasõ ve TÜİK işbirliği ile hazõrlanan tüketici güven endeksi de, eylüldeki yükselişin ar- dõndan ekimde de düştü. Ekimde yüz- de 1.79 azalarak 80.46 değerini aldõ. Hasan Vatan Capacity’den sonra Forum İstanbul, Neomarin Pendik, Bağdat Caddesi, Forum Ankara, Forum Mersin’de mağaza açacaklarını söyledi. Vatan’dan gerilla harekâtı Ekonomi Servisi - Vatan Bil- gisayar büyük metrekareli tek- noloji marketlerine başkaldõrdõ ve gerilla harekâtõ olarak nitelediği 100 metrekarelik alanlarda Vatan Notebook mağazalarõ açmaya başladõ. Az alanda çok ürün ser- gilemeyi amaçlayan Vatan Net- book mağazasõnõn ilki Bakõrköy Capacity’de açõldõ. 2009 sonuna kadar da 20 mağaza açõlmasõ hedefleniyor. Vatan Bilgisayar Genel Mü- dürü Hasan Vatan, yaklaşõk bin TL yatõrõmla açõlan Vatan Net- book mağazalarõnõn 100-200 metrekare alana kurulduğunu buna rağmen içeride 100 dizüs- tü bilgisayarõn sergilendiğini be- lirterek, “4 bin metrekarelik teknoloji marketlerinde bile sadece 35 tane bilgisayar ser- gileniyor. Rakiplerimiz büyük mağazalar açarken, bizim bun- dan sonraki hedefimiz küçük mağazalar olacak” dedi. Küçük mağazalarla müşteriye daha yakõn olacaklarõnõ anlatan Vatan, 2010 sonuna kadar 60 ma- ğazaya ulaşmayõ hedefledikleri- ni aktardõ. Vatan, Vatan Bilgisayar’õn şu anda 12 adet mağazaya sahip ol- duğunu kaydederek, bu mağa- zalara ağõrlõklõ olarak erkek müş- terilerin geldiğini, özellikle alõş- veriş merkezlerinde açõlacak Notebook mağazalarõnda ise ka- dõn müşteri sayõsõnõ arttõrmayõ he- deflediklerini dile getirdi. 6. ve 7. aylarda vergi indirimleri saye- sinde Vatan Bilgisayar’õn satõş- larõnõn iyi gittiğini kaydeden Va- tan, 2009’da yüzde 25’lik büyü- me amaçladõklarõnõ söyledi. KURUMLARA SÜRE VERİLİYOR KEY’de ödeme için yeni yasa taslağõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hazine Müs- teşarlõğõ, Konut Edindirme Yardõmõ (KEY) hak sa- hiplerine ödeme yapõlabilmesi için hazõrlanan yeni yasa tasarõsõ taslağõnõn dün Başbakanlõk’a sevk edildiğini bildirdi. Tasarõ taslağõnõn yasalaşmasõn- dan sonra bilgileri kesinleşen hak sahiplerine ilişkin yeni listeler ilan edilerek ödemelere başlanõlacak. Hazine’den yapõlan yazõlõ açõklamaya göre tasa- rõ taslağõ ile 5664 sayõlõ Konut Edindirme Yardõmõ Hak Sahiplerine Ödeme Yapõlmasõna Dair Yasa çer- çevesinde, hak sahiplerinin bilgilerinin tasfiye ha- linde Türkiye Emlak Bankasõ’na teslimine ilişkin ku- rumlara tanõnan süre uzatõlõyor. Sorunlarõn gideril- mesine ilişkin süreçler tanõmlanarak, olabilecek hak kayõplarõnõn önlenmesi amaçlanõyor ve kayõtlarõ, dep- rem, sel, yangõn gibi nedenlerle zayi olan hak sa- hiplerinin ödemelerden yararlanabilmesi için dü- zenleme getiriliyor. EKONOMİSTLER:Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanõ Ali Babacan’õn işler düzelse bile işten çõkarõlanlarõn geri alõnmasõ zaman alacak uyarõsõ yaptõğõ işsizlik verileri açõklandõ. Şubat ayõnda yüzde 16.1’le rekor kõrdõktan sonra düşüşe geçen işsizlik oranõ yeniden yükseldi. İşsiz sayõsõ 5 milyon 289 bin kişiye, işsizlik oranõ da yüzde 19.3’e yükseldi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear