Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
.-.fFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2005 CUMA
4 HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİSİRMEN
Amerika'mn Koyunu
Sonradan Çıkar Oyunu
Türk Amerikan ilişkilerinin çok kritik bir döneme
girdiği anda, Brüksel'deki NATO zirvesi sırasında
Bush'tan bir görüşme talebinde bulunduğu halde
randevu istemi kabul edilmeyen Başbakan Tayyip
Erdoğan'ın kuliste, Bush ve Blair ile yaptığı ayak-
üstü sohbetin, zirveyi ısıttığı ya da ilişkilerdeki ger-
ginliğe bir yumuşama getirdiğini sanıyor musunuz?
Bu kanıdaolmayanlarsafındatek kalmadığımı gör-
mek, doğrusu beni çok memnun ediyor.
Sen özel bir görüşme talep et, karşılığında kori-
dorda, ayaküstü, bir bölümü çeviriyle geçen topu
topu altı dakika sohbetle yetin!
Üstelik de, sohbetin konusu "yakışıklı BilalAme-
rika 'da mı çalışıyor, evine ekmek götürebiliyormu"
kabilinden sözler.
Gerçi Bush'un, Erdoğan'a bu sözlerle "bana bak,
oğlun bile ABD'de çalışıp o sayede evine ekmek
götürüyor, ayağını denk al" anlamını taşıyan bir
gözdağını böylesine esprili ve ustaca verecek bir
zekâya sahip olmadığını gösteren bir sürü ipucu var
ama, bilinmez ki, ne de olsa "Amerika'mn koyunu,
sonradan çıkar oyunu!".
llhan Selçuk, konuşmanın ayrıntılarını dehşet
içinde okuduğunu söylüyordu, önceki günkü soh-
betimizde.
llhan Selçuk'un dehşeti, tabii ki, Erdoğan'ı bağ-
lamaz, birini dehşete düşüren, öbürüne son dere-
cede normal, hatta iltifat gibi gelebilir.
••• "
Türkiye Başbakanı ile ABD Başkanı arasındaki bu
altı dakikalık incirçekirdeğini doldurmaz konuşma,
beni yarım yüzyıl önceye götürdü.
Yıl 1959. Türkiye'de, ABD'nin dümen suyunda bir
dış politika izleyen Adnan Menderes iktidardadır.
Türkiye'nin de üyesi olduğu ve bölgedeki Ameri-
kan-lngiliz çıkarlarını korumak için kurulmuş olan
Bağdat Paktı zirvesi ABD'de yapılacaktır. O sırada,
Sovyetler ile görece yumuşamanın ilk adımlarının
atılmasını sağlamış olan ABD, Bağdat Paktı toplan-
tısının yüksek düzeyde değil de üye ülkelerin Was-
hington'daki büyükelçileri düzeyinde yapılmasını
istemektedir.
Ne var ki Türkiye Başbakanı Adnan Menderes,
ABD başkentini ziyaret etmekte kararlıdır.
O sıralarda daha sonra kısabir dönem başba-
kanlık yapacak olan Suat Hayri Ürgüplü, Türkiye'nin
VVashington Büyükelçiği görevini yürütmektedir.
Ürgüplü, böyle bir ziyaret için ortamın elverişli ol-
madığını, geziden vazgeçilmesinin daha isabetli
olacağını Ankara'ya bildirir.
Ama Menderes laf dinlemez, Iran Dışişleri Baka-
nı'nı da yanına alarak VVashington'ın yolunu tutar.
Bu talihsiz gezide, Türkiye'nin Başbakanı'nı, ha-
vaalanında, hiçbir Amerikan resmi görevlisi karşı-
lamaz.
Bu da yetmez, Menderes VVashington'da hiçbir
Amerikalı yetkili ile görüşemez.
Olay artık skandal boyutuna varmaktadır. Niha-
yet araya girenler olur, Camp David'de dinlenmek-
te olan Başkan Eisenhovver helikopterle Beyaz
Saray'a gelir, Menderes'i kabul eder.
Beyaz Saray'daki ziyaret, çeviriler dahil topu to-
pu yedi dakika sürer.
Türk heyetinin ve de tabii ki devletinin düştüğü
müşkül durumdan sıyrılabilmesi için, ilk Amerikan
Yardım Heyeti Başkanı, ABD'nin eski Ankara bü-
yükelçilerinden, petrolcü George Mc. Ghee, Ad-
nan Menderes'i Dallas'a davet eder, orada onun şe-
refine, davetlilerin yüksek ücret ödeyerek katıldık-
ları bir ziyafet düzenler de hiç değilse görünüş bi-
razcık kurtarılmış olur.
Aradan kısa bir süre geçtikten sonra, VVashing-
ton Menderes'in darbe ile devrilmesine seyirci ka-
lacaktır.
•••
Bilmem, o zaman uyarıları dinlememekte direnen
Adnan Menderes acaba ne düşünmüştü?
Bilmem çevresindekiler ona acaba neler anlat-
mışlar, gelişmeleri nasıl açıklamışlardı?
Benim de, herkesin de bildiği tek şey, Türkiye'nin
1950 -1960 arasındaki 10 yıllık iktidarı süresince,
güttüğü kayıtsız koşulsuz Amerikan güdümünde-
ki politikanın ülkemize çok pahalıya mal olduğu ve
etkilerinin yıllarca silinmediğidir.
Tarihe iyi bakıldığı zaman görülen bir başka hu-
sus da baştan kabul edilmiş olan ve oyuncunun üze-
rine çok iyi oturduğu için senarist tarafından ona
uygun düzenlenen rolün, oyun sırasında aktör ta-
rafından değiştirilmek istenmesinin çok beklenme-
dik sonuçlar doğuracağıdır.
Oyun bir kez sahnelendikten sonra, oyuncunun
"Ben bu rolübeğenmedim, oynamayacağım"de-
mesinin bedeli oyuncu için de ağır olmaktadır.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
CHPIS HüseyinGüler.
Gonultaş ın olumunun
takipçisi olacağız
MERSİN (Cumhuri-
yet)-TBMM Insan Hak-
lan Komisyonıı üyesi ve
CHP Mersin Millerve-
kili Hüseyin Güler, Ab-
ılullah Öcalan'ın Türki-
ye'ye getirilışini protes-
to gösterileri sırasında
öldürülen 19 yaşındaki
Ümit Gönültaş'ın fail-
lenuıin yakalanması için
olayın takipçisi olacak-
larını söyledi.
Güler, DEHAP Mer-
sin tl Başkanı Halis De-
ğer'le görüşerek konu
hakkmda bilgi aldıktan
sonra Ümit Gönültaş'ın
ailesine taziye ziyaretin-
de bulundu. Anne Hüs-
na Gönültaş,"Benim oğ-
lııın temizdi. Şimdiye ka-
dar hiçbir siyasi olaya
katılnıadı. Suçsuz yere
öldiirüldü" dedı.
Ümit'in öldürülme-
sinden ders çıkanlması
gerektiğinı ıfade eden
baba İhsan Gönültaş da
Mersin'de banş ıçınde
yaşamak istediklerını
vurguladı.
Hüseyin Güler ise ola-
yın aydınlatılması ve fa-
illerinin yakalanması için
takipçi olacaklarını be-
lirterek "Aa büyük olun-
ca söyleyecek söz kalmı-
yor. Amacınuz acıları ta-
şımak dcğiL, barışa kat-
kı sıııımak. Kinı yaptıy-
sıı bunıı yapan cczasını
çekecek. Bunun suiisli-
male açık bir konu oldu-
{•ııın ı biliyoruz. I hııı ka-
mııoyu hem de toplıım
açısından çok hassas bir
konu. Aile acısuu bağn-
na basıp sağduyuyla ba-
nş istiyor, bundan daha
önemli bir şey olamaz"
diye konuştu.
AKP, kendisine yakın isimlerin olmaması nedeniyle emekliliği en yakın kişileri seçmeye özen gösterdi
Sayıştay'da 'yasal' çözümANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Sayıştay'ın üye seçimini 1 yıl gc-
cikmeli olarak gerçekleştiren AKP
hükümeti, Sayıştay Yasası'nı değiş-
tirerek üye seçimi sorununu kökten
çözmek istiyor. AKLP'nin Sayıştay
Genel Kurulu'nun aday belirleme
yetkisine son vercrek adayların doğ-
rudan TBMM Plan ve Bütçe Kx>-
misyonu'na başvurması formülü
üzerinde durduğu bclirtildi.
Sayıştay'ın boş bulunan 8 üyelığı
için seçim süreci önceki gün tamam-
landı. Partiyc yakın isimlerin olma-
• Sayıştay'ın boş bulunan 8 üyeliği için seçim süreci önceki gün tamamlandı. Emekliliği
yaklaşan isimleri seçerek, üyelerin yeniden belirlenmesi kozunu elinden kaçırmak istemeyen
AKP hükümeti, Sayıştay Yasası'nı değiştirerek seçim sorununu kökten çözmek istiyor.
ması nedeniyle seçimi 1 yıl gecik-
meli olarak gerçekleştiren AKP,
emekliliği en yakın isimleri seçme-
ye özen gösterdi.
AKP'nin aynı sorunla karşılaşma-
mak için yasa değişikliği yaparak
kökten bir çözüm üzerinde durduğu
belırtildi. Sayıştay Yasasf nda yapı-
lacak değişiklikle, aday belirleme
yönteminin değiştirilmesinin plan-
landığı öğrenildi.
Edınilen bilgiye göre Sayıştay Ge-
nel Kurulu'nun aday belirleme yet-
kisine son verilecek. Adaylar, doğ-
rudan TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu'na başvuracak.
Komisyon, iki katı aday belirleye-
rek TBMM Genel Kurulu'na suna-
cak. Bu düzenlemenın gerçekleştı-
rilmesi durumunda, AKP, partiye
yakın istediği ismi üye olarak seçe-
bilecek.
Mevcut yasaya göre Sayıştay Ge-
nel Kurulu, boş bulunan üyelikler için
4 katı aday belirliyor. Plan ve Büt-
çe Komisyonu, 4 katı olarak bildiri-
len listeyi yarıya indirerek TBMM
Genel Kurulu'na sunuyor. TBMM
Genel Kurulu da, bu adaylar arasın-
dan boş üyelikler için seçim yapıyor.
AKP, önceki gün seçimi yapılan
8 üyelik için Sayıştay Genel Kuru-
lu'nun bildirdiği aday listesini, 1 yıl
TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nda bekletti. Sayıştay Genel
Kurulu'nda CHP, MHP, DYP ve
ANAP'a yakın isimler, AKP kar-
şıtı bir uzlaşmaya gıderek bu par-
tiye yakın isimleri listeye sokma-
mıştı. Bunun üzerine AKP, Sayış-
tay Yasası'nı değiştirerek bu seçi-
mi dcvre dışı bırakmaya çalışmış,
ancak yasa tasarısını TBMM'ye
getirememişti.
ESKİ DIŞİŞLERİ BAKANI
Coşkun Kırca
yaşamını yitirdi
• Eski Dışişleri Bakanı, enıekli büyükelçi ve
yazar Coşkun Kırca, solunum ve kalp
yetmezliği hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü
Amerikan Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.
tstanbul Ha-
berServisi-Es-
ki Dışişleri ba-
kanlanndan,
emekli büyü-
kelçi ve yazar
Coşkun Kırca
(78), yaşamını
yitirdi. Istan-
bul'da solu-
num ve kalp
yetmezliği has-
talığı nedeniy-
le tedavi gör-
düğü Ameri- Coşkun Kırca.
Forum,
Akis, Kim ve
Yeni Forum
dergileriyle
Vatan, Yeni
Gün, Yeni
Vatan, Yeni
Yüzyıl gaze-
telerinde ya-
zan Kırca,
1961'denbu
yana bütün
anayasaların
hazırlanma-
sında önemli
kan Hastanesi'nde yaşa-
mını yitiren Kırca lstan-
bul 'da toprağa verilecek.
Coşkun Kırca için, ya-
rın (cumartesi günü) sa-
at 10.30'da Galatasaray
Üniversitesi'nde tören
düzenlenecek. Kırca'nın
cenazesi, Teşvikiye Ca-
misi'nde öğle vakti kılı-
nacak namazın ardından
Feriköy Mezarlığı'nda
toprağa verilecek.
Cumhuriyet Vakti Baş-
kanvekili Alev Coşkun,
Coşkun Kırca'nın yaşa-
mı boyunca laiklik, Ata-
türk ilke ve devrimleri
konusunda çok sağlam
duruş sergilediğini ifa-
de ederek "Türkiye, dii-
şünce ve siyasal yaşamı-
nın önemli bir kişisini
kaybetö" dedı.
Selçuk Erezde, "Coş-
kun Kırca, benim laıtnlı-
ğunzekâ katsayısıen yük-
sek insandL Dunnadan
okur, anaüzleriyle otrali-
nı ısıldadı (lı Galatasa-
ray Üniversitesi, kurulu-
şıınıı ona borçludur. Tür-
kiye'nin hukuk literatü-
ründe de önemli bir ye-
ri vardır" diye konuştu.
Kırca kimdir?
Coşkun Kırca, 1927
yılında Istanbul'da doğ-
du. Galatasaray Lisesi'ni
ve lstanbul Hukuk Fa-
kültesi'ni bitirdi. CHP
kontenjanından 1960'ta
Kurucu Meclis üyeliği
yapan Coşkun Kırca,
Birleşmiş Milletler'de
daimi temsilcilik, büyü-
kelçilik görevlerinde de
bulundu.
görevler aldı.
Türkiye'nin Ottowa
büyükelçiliğini yaptığı
12Martl985tarihinde,
3 Ermeni teröristin si-
lahlı saldınsına ugradı,
yaralı olarak kurtuldu.
Coşkun Kııca, 1991 'de
DYP'den tstanbul mil-
letvekili seçildikten son-
ra Tansu Çiller'in baş-
kanlığında kurulan 51,
hükümette dışişleri baka-
nı olarak görev yaptı. Ev-
li ve 3 çocuk babası olan
Kırca'nın yayımlanmış
kitaplan da bulunuyor.
ÎCNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
• , . . . ; •; •:.•:• . . ; . .
ÖDÜNSÜZ KEMALlST
Velidedeoğlu
törenle anıldı
tstanbul Haber Servi-
si - Ödünsüz Kemalist,
medeni hukukun duaye-
ni, gazetemiz yazarı Ord.
Prof. Dr. Hıf/ı Veldel Ve-
lidedeoğlu, ölümünün 13.
yıldönümünde ailesi ve
dostlarınca düzenlenen
törenle anıldı.
Velidedeoğlu için dün
Karacaahmet'tekı meza-
n başında gerçekleştiri-
len törende Velidedeoğ-
lu'nun ailesi, gazetemiz
müessese müdürii Erol
Erkut, eski Atatürkçü
Düşünce Derneği lstan-
bul Merkez Şube Başka-
nı Bilge Bilgiç, tstanbul
Kız Lisesi Eğititn Vakfı
Başkanı BinnurÖzümert
ve dostları katıldı. Tö-
rende konuşan eşi Me-
riç VeUdedeoğlu, O'nun
1923 Devrimi'nin seç-
kin bir hukuk bilim ada-
mı olduğunu belirterek,
"1923 Devrimi'nin bu ilk
kuşağı, bu devrime yü-
rekten inanmışlanur. On-
lar bu dcvrünin Türki-
ye'yi, Türk toplumunu
çağdaşhğa götüreceğine
inanıyorlanh. ÇUnkü on-
lar, 1923 Devrimi'nin te-
melini hıik hukukun, la-
ikliğin oluşturduğunu lıi-
liyorlardı. Bu inanç için-
de yetişen Velidedeoğlu,
laik hukuku, hukuk dev-
leüni, laildiği, laikyaşanu
topluıııa, öğrcncilcrinc
anlatmaya, gereğinde sa-
vunmaya yaşamını ada-
dı" dedi.
Velidedeoğlu'nun
Mahmut Esat Boz-
kurt'un açtığı dönemin
ilk ve süreklı sürdürücü-
sü olduğunu anımsatan
Velidedeoğlu, "Bozkurt
dönemini yani laiklik sü-
recini devrim karşıtları-
na karşı yaşanunın son
aıuna dck korudu, savun-
du. Bozkurt'un veVelide-
deoğlu'nun ışıklar için-
deyatmasnıı diüyorum"
diye konuştu.
Bilge Bilgiç de "Tür-
kiye'deki aydınlann önü-
nün karanhkta kesileceği
bir gcrçcktir. Bunun ol-
maması için aydınlara
görev düşüyor" görüşünü
dıle getirdi.
Binnur Özümert de ay-
dınlann Velidedeoğ-
lu'nun izinden gitmeleri
gerektiğini dile getirdi.
Ord. Prof. Dr. Hıfzı
Veldet Velidedeoğlu, 24
Şubat I992'de aramız-
dan ayrılmıştı.
CHP, Musa Kart'ın karikatürü nedeniyle açılan tazminat davasına tepki gösterdi
Erdoğan tahamnıülsüzTopıız:
CHP'li Topuz, "Olay Başba-
kan'ın sanata karşı duyarsız-
lığını, kcndinc olan }>üvenini
yitirdiğini gösteriyor" dedi.
ANKARA(Cumhuriyet Büro-
su) - Çizerimiz Musa Kart' ın bir
karikatürü nedeniyle Başbakan
Rcccp Tayyip Erdoğan tarafın-
dan açılan tazminat davasında 5
bin YTL ödemeye mahkûm edil-
mesine CHP'dcn de tepki geldi.
CHP Grup Başkanvekılı Ali To-
puz,olayın "Başbakan'ıntaham-
mülsüzlüğünU ve ülkeyi yönetme
chliyctinin tartışmah olduğunu
ortaya koyduğunu" söyledi.
"Uyarı olarak almahydı'
CHP Grup Başkanvekili To-
puz, Başbakan Erdoğan'ın tavn-
nı yadırgamadığını vurgulayarak
şu görüşleri dile getirdi:
"Olay, Başbakan'ın ne kadar
talıaııımülsü/ olduğunu gösteri-
yor. Sanata karşı duyarsızlığını,
kendine olan güvenini yitirdiği-
• CHP Grup Başkanvekili Topuz, olayın "Başbakan'ın
tahammülsüzlüğünü ve ülkeyi yönetme ehliyetinin
tartışmah olduğunu ortaya koyduğunu" söyledi. CHP'li
Kart da "olayın Erdoğan ve yönetiminin demokrasi
anlayışını gösterdiğini" kaydetti.
ni gösteriyor. Cumhurbaşkanı
Cevdet Sunay'la ilgili olarak ba-
sında birçok karikatür yayunla-
nırdı. Hatta,' Milallan Once' kı-
salıınasını 'Mö' diye okudu diye
ya/ıiar yer alırdı. Sıınay'a Sovyet
Rusya'ya yapnğı bir gezide, si/i n-
le iI»iIi olarak çıkanbu karikatür-
lere, yazılara ne diyoı sıııııız, biz-
deböyle şeyterobnaz, diyoriar.Su-
nay, sizinle bizim aramızdaki fark
bu, bizde demokrasi var, Cum-
hurbaşkanı da olsam bunlar ya-
/ılabilir, kcyitlcizleıiın, diyoı. İîiı
ülkede yönetici konumda olanla-
ıın tahammüllü ohnaları gere-
kir. Erdoğan kendisiyle UgiU bir
kedi çiziminden rahatsız oluyor.
Çizginin içinde, altuıda, gerisin-
de yatan aniamı kavramak iste-
nıiyor. Onu hakaret uıısuı u ola-
rak değil, uyan olarak değerlen-
dirmesi gerekirdi. Bunu yapa-
11layanlann ülkeyi yönetme ehli-
yetleri tarbşıhr doğrusu."
Atilla Kart: Samimi
olmadığı ortaya çıkü
CHP Konya Milletvekili Atft-
la Kart da "olayın Erdoğan ve
yönetiminin demokrasi anlayışı-
nı ortaya koyduğunu" söyledi.
Kart, "Demokratikrejimlereya-
püabilccek en olağan eleştirilere
karşı bileböyle tavır koyıııak, sin-
dirme yoluna başvurmak kamu-
oyu taranndan dikkatle değer-
lendirilmeli. Başbakan Erdo-
ğan'ın demokratikleşme konu-
sunda samimi olmadığını, kon-
jonktürü kullanma eğilûnindeol-
duğunu bildiğimiz için ben bu
tavrı yadırgamıyorum. Ancak
önemli olan bunun kamııoyu ta-
ranndandagörülmesL Bu olay bu
anlamda olumlu oldu. Kanıuoyu
Başbakan'ın demokrasi anlayı-
şını, 1111aı sı/lıkhı ı ıııı ve düşük dü-
zeyi görme imkânına sahip oldu.
Bu olay 1 Nisan'da uygulamaya
başlayacak yeni TCK ve oradaki
basın özgürlüğü açısından da son
derece ciddi bir uyandır" görü-
şünü dile getirdi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Zülfü Livaneli, CHP'den aday ol-
maya niyetlendiğinde, konuşmuştuk.
CHP'de politika yapmanın ve ora-
dan bir çıkış yolu bulmanın bu koşul-
larda mümkün olmadığını söylemiş-
tim. Nedenlerini de aklımın erdiğin-
ce alt alta sıralamıştım. Zülfü de söy-
lediklerime büyük ölçüde katılmıştı,
ancak şöyledemişti: "Sorun çıkarsa
mücadele ederim, benim tavrımı bi-
liyorsun, onu sürdürürüm."
Zülfü Livaneli'nin istifası aslında
CHP'de ve tabii yalnız CHP'de de-
ğil, solun tümünde olan tıkanıklığın bir
sonucu. Sol, kendisine bir çıkış yolu
bulamıyor. Bulamadıkça kendi için-
de kavgalara girişiyor, kavgalara gi-
riştikçe daha fazla itibar ve güç kay-
bediyor.
Türkiye'de sol hareket gerçekten
büyük bir bunalım yaşıyor. Bu buna-
lım, zaman içinde düzelmek bir ya-
na giderek derinleşiyor. Nedir bu so-
runlar dediğimiz zaman söylenecek
Livaneli'nin îstifası ve Solun Geleceği
o kadar çok şey bulunuyor ki! Ancak
bunalımın belli başlı üç başlık altın-
datoplanması mümkün: 1) Örgütsel
bunalım... 2) Siyasal bunalım... 3) Ide-
olojik bunalım.
Bu üç bunalım içinde aktüel olanı
örgütsel bunalım. Köklü olanı ise ide-
olojik bunalım. Şimdi hemen herkes
örgütsel alanda bir çözüm arıyor. An-
cak örgütsel sorun çözülemiyor, çün-
kü temelde yatan sorun ideolojik ve
siyasi. Bu konularsa doğru dürüst
konuşulamıyor bile. Herkes örgütsel
bir çözümün peşinde koşuyor.
Peki nedir örgütsel çözüm olanak-
ları: Çok yerleşik bir anlayışa göre
solun parçalanmış olması temel so-
run. Solun var olan güçleri bir araya
gelseler, sorun büyük ölçüde çözü-
lebilirdiyedüşünülüyor. Peki bu müm-
kün mü? Şimdiye kadar çeşitli birlik
denemeleri yapıldı. Şimdiki CHP, Ka-
rayalçın'ın genel başkanı olduğu
SHP ile Deniz Baykal'ın genel baş-
kanı olduğu CHP'nin birleşmesiyle
ortaya çıkmıştı. SHP'nin geçmişi de
Halkçı Parti ile Sosyal Demokrat Par-
ti'nin birleşmesine dayanıyordu.
Bu birleşmeler, dertlere derman ol-
madı. Çünkü sol, Türkiye'de ve dün-
yada Sovyetler'in çöküşüyle ABD
merkezli kapitalizmin egemenliği al-
tınagirmişti. Bir ideolojik çıkış yolu bu-
lamıyordu. Işte bu koşullarda, Kürt so-
runu, siyasi Islamın yükselişi ve Ale-
vi rönesansı adını verebileceğimiz
toplumsaldinamikler ortaya çıktı. Bu
dinamikler, geleneksel siyasi yapıyı al-
tüst etti.
Sol, bu yeni toplumsal dinamikler-
le ilişkisini birtürlü belirleyemedi. Za-
man zaman bu dinamiklerden etki-
lendi, bazı çözüm yolları aradı, zaman
zaman da bu dinamikleri tehlike ola-
rak gören devlet merkezli direncin
destekçisi haline geldi.
Bu üç dinamik konusunda şaşkın-
lığa düşen solcular, sonunda "ulu-
salcı" adı verilen milliyetçi rüzgârın et-
kisi altında kaldılar, solun evrenselci-
liği silinip gitti.
Bu ikircikli yapı solu siyaset geliş-
tiremez hale getirdi. Sosyal demok-
ratlar da sosyalistler de enternasyo-
nalistti. Ancak zaman bu anlayışları
törpüledi. Bunda ABD merkezli bü-
yük sermayenin egemenliğine karşı
direnişle teslimiyet arasında gidip ge-
len gelişmeler de etkili oldu.
ABD merkezli dünya, milliyetçiliği
geliştiriyor. Ancak milliyetçilik solun
çaresi olamaz. Sol mutlaka evren-
selci bir dil ve anlayış yaratmak zo-
runda. Işte dananın kuyruğu bu nok-
tadakopuyor. Çünkü böyle bir dilive
çıkış yolunu bulmak o kadar da ko-
lay değil. İki arada bir derede hali bir
türlü solun üzerinden kalkmıyor.
Zülfü Livaneli istifa ederken yeni
bir girişim içinde bulunmadığını söy-
ledi. Gerçekten nasıl bir girişim ola-
bilir ki! Dünyanın ve Türkiye'nin bu-
günkü koşullarında nasıl bir sol ha-
rekete ihtiyaç var? Bunun cevabı he-
nüz bulunabilmiş değil. Belki geçici
formülasyonlarbulunabilir. Bunlar da
ne ölçüde halkta yankı bulabilir, bu-
nu da kestirmek zor.
Solun arayışı sürecek. Bu işin ke-
sinbirformülüyok. Ancak, toplumun
değişim isteğini, dünyadaki değişimi
iyi anlamak gerekiyor. Yalnızcageliş-
melere negatif tepki vererek çözüm
üretmek mümkün değil.
Gelişmeleri biraz da olumlu yanlany-
la değerlendirmek mümkün değil mi?
Tartışma sürecek...