22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2005 PAZARTESİ 2 / OLAYLAR VE GORUŞLER ttr AÇI MUMTAZ SOYSAL Yargıtay Başkanı ve 'Medeni İşbölümü ve İşbirliği' İlkesi Kafeslenme Çırpımşı DİPLOMASİNİN klasıkoyun- lanndan bın yıne oynanıyor: Ge- ce yarısına, hatta son dakıkaya kadar gerılim. Ne ıstedığını bı- len, haklılığına ınanan, sınırlen- nı sağlam tutan kazanacak; tut- kusunun etkısiyle oradan oraya suruklenen, salaklığı haklılığını aşan, telaşıyla sınırlerını zayıf- latan kaybedecek. Şu satırların yazıldığı sırada AB'yle Müzakere Belgesı'nın ke- sın metnı hâlâ bılınmıyor. örne- ğın, Istanbul ve Çanakkale Bo- ğazlan'na ilışkın Fransız önerı- sınin metne konup konmadığı bellıdeğıl. "Uluslararası antlaş- malar Türk Boğazlan'ndan ser- best geçışe izin venyor; bu ne- denle Boğazlar'da uyuşturucu ticareti ve akaryakıt kaçakçılığı Türkıye ve Avrupa Birliği tara- fından ortaklaşa kurulacak bir or- ganızasyonca denetlenmelidir" dıyen bır önerı. Ankara'dakı ık- tidar, Sevr belasıyla getırilıp Lo- zan'da da kabul etmek zorun- da kaldığımız "Uluslararası Bo- ğazlar Komısyonu"nu anımsa- tan ve 1936 Montreux Sözleş- mesı'ne taban tabana ters dü- şen boyle bır önenye de mı bo- yun eğecek? Sakın "Buna da katlanılmaz" demeyın. Ipin ucu kaçınca, olmaz olmaz. Zaten Montreux konusunda olan olmuş bıle. Bıliyormusunuz ki, "Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti" dedığımiz Rum Yönetimi, Mont- reux Sözleşmesı'nın "imzacı devletler"] arasına çoktan girmiş. Hem de kırk yıla yakın süredir! "Imzacı" ya da sonradan "ba- ğıtlı" devlet demek, o sözleş- me hukümlerine göre belirlı sü- relere uyarak antlaşmanın son bulmasını ya da bazı hükümle- rının değıştırrtmesını ıstemek hakkına sahıp devlet demektir. Kıbrıs Rum Yönetimi kırk yıla yakın bir süredir bu hakka sahip. Fransa'nın son önensı kabul gö- rürse, "ortakorganizasyon"ag\- renlerın başında yer alacağın- dan kuşkunuz olabılir mı? Pekı, nası! olmuş bu ış? Hıkâye, Kıbns'takı 1963 kat- lıamının ardından hava bırarayu- muşayıp Ankara'yla Atına ara- sında sahte dostluk yellen yenı- den esmeye başlayınca, Kıbns Cumhuriyeti unvanını gasp et- mış olan Rum Yonetımı, Mont- reux'nun onay belgelen Pans'te- kı ArşıvDaıresı'nde "cfepo"edıl- dığı yanı resmen saklandığı için, Fransa hukumetıne başvurmuş ve "Ingiltere adayla ilgıli ege- menliğını, dolayısıyla bütün hak ve vecibelerını Kıbrıs Cumhuri- yeti'ne devretmiştır; bızler bu cumhurtyetın hükûmeti olarak, imzacı Ingiltere'nin egemenlik vârislerinden bin sıfatımızla bu antlaşmanın imzacısı olmak is- tiyoruz" iddiasını ılen sürmüş. "Depoziter" denen "depocu devlet" Fransa bu ıstegı öbür bağrtlı devletlere duyurmuş, ıtı- raz eden olmamış. Itıraz etmeyenlerden bın, Rum- laşmış cumhuriyeti tanımayan Türkiye! Bu gerçek, Annan Planı görüş- meleri sırasında kurulacak or- tak devletçe benımsenmek üze- re Rumlann sunduklan uluslara- rası antlaşmalar lıstesı dolayı- sıyta su yüzüne çıkıp ılgılıler uya- nlınca Ankara yine sus pus ol- muştu. Kafeslenmek ıçın çırpınan ve boyle durumlara bıle katlanan bır kafa herhalde en şaşkın kuş- larda bıle yoktur. Prof. Dr. FaZÜ S A Ğ L A M Eskı Anayasa Mahkemesı Yargıcı D ünkü yazıma devam edıyo- rum. Yüce Dıvan göre\ ı- nın Anayasa Mahkeme- sı'nce yenne getirilmesı. anayasa koyucunun 43 yıl- lık bır tercıhıdır. Bu tercıhın gereğı ye- nne getırilırken, onu şaıbe altında bıra- kacak bir söylem, Turkıye'de hukuk devletı ılkesine yapılabilecek en kaba bır saldındır. Kaldı kı bu söylem sırasında Yargıtay Başkanı, Anayasa Mahkeme- sı'nın Yüce Dıvan sıfatıyla verdığı ön- cekı kararlann ıçenğıne yönelık hıçbır şey soylememekte, bu davalarda Ana- yasa Mahkemesrnın ne zaman ne gıbı bır yanlış yaptığını behrtmemektedır. Be- lırtse kuşkusuz yararlı olur. Sayın Başkan'ın görev suçlan bakı- mından müsteşarla bakanı aynı nıtelık- te görmesı de konunun anayasal boyu- tu üzerinde yeterınce fıkır sahıbı olma- dığının en açık bır göstergesıdır. Ba- kan, başında bulunduğu ıdan bınmle ıl- gilı olarak yürütme organının anayasa ve yasalar çerçevesınde siyasal karar alma yetkısıne sahıp bır unsurudur. Müs- teşar ya da onun başında bulunduğu memur kadrosunun boyle bır yetkısı yoktur. Onlar bakanın ya da bakanlar ku- rulunun siyasal karar ve tercıhlerını ya- sal çerçevede uygulamakla yükümlü ıdarepersonelidır. Bu nıtelık farkı Ana- yasa Hukuku bakımından büyük önem taşımaktadır. Çünku anayasa, bakanlar yönünden ikı türlu sorumluluk tanır: Siyasal sorumluluk ve cezaı sorumlu- luk. Siyasal sorumluluğun sonucu baş- bakan ya da ılgilı bakanın veya Bakan- lar Kurulu'nun düşürulmesıdır. Sayın Başkan'ın konuşma metnının 23. say- fasında belırttığı anayasarun 1122. mad- desı, bakanın cezaı sorumluluğunu de- ğil, bireysel siyasal sorumluluğunu ıfa- de eden bır maddedır. Bır bakanın ey- lemlerının ne zaman siyasal sorumlu- luk ve ne zaman cezaı sorumluluk kap- samı ıçinde olduğunu belırlemek, ana- yasal bır sorun olup, salt ceza hukuku mantığı ıle ustesinden gelınebılecek bır konu değıldır Böyle olduğu içındir kı hukuk düzenımızınhıçbır dönemınde bu göre\ salt ceza hukukçulanndan olu- şan bır kurula \enlmemıştır. 1876 ve 1924 anayasalan dönemının Yüce Dı- \anlan da karma nıtelıktedır. Bu du- rumda Sayın Başkan, Yargıtay tanhinın hangı deneyimıne dayanarak Yüce Dı- \an görevının salt ceza hukukçulann- dan oluşan bır kurula venlmesuıı ıste- yebılmektedır? Bu düşüncesinı bırde Da- nıştay'a sunmasında ve oradan görüş almasında yarar vardır. Yargıtay Başka- nı, kendı konuşmasında da yer verdığı anayasarun Başlangıç Bölümünün dör- düncü fıkrasındakı "Kuvvetieraynmı- nm, Devlet organlan arasında üstünlük sıralaması anlamma gelmeyip, beDi dev- let yetki ve görevlerinin kuDanılmasuı- dan ibaret ve bununla sınıriı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlü- ğün ancak anayasa ve kanunlarda bu- lunduğu" kuralını, kurum şovenizmine kapılmadan sennkanhlıkla ve doğru okumalıdır. Bu kural, anayasa tarafın- dan oluşturulan devlet organlanndan söz etmektedır Anayasa Mahkemesı buorganlardanbındır YüceDıvango- revı de kendısıne anayasa tarafından venlmıştır. Anayasarun bu tercıhıne ka- tümayabılırsınız. Ancak Anayasa Mah- kemesı 'nın anayasa buyruğu gereğı Yü- ce Dı\ an sıfatı ıle gördüğü davalara da- va sırasında müdahale ederek bunlan şa- ibe altında bırakmak Başlangıç Bölü- mü"nün yukarda anılan maddesıne açık- ça aykındır. Bu müdahale ıle Yüce Dı- vandakı yargılamanın ıddıa kanaduıı oluşturan Yargıtay Cumhunyet Başsav- cılığı'na da büyük bir haksızlık yapıl- mıştır Bır yüksek mahkeme başkanının yargı duzeni konusundaki düşuncelen- nı serbestçe ortayakoyması doğal ve ge- reklıdir Ama bunu anayasanın öngör- düğü bıçımde medeni bir işbölümü ve işbirliği çerçevesınde yapmahdır. (1) 'iaOübergreifendiVVlrkung'': Schla- ich/Korioth, Das Bundesverfassungsge- richt, Verlag C. H. Beck, 6. AııfL, Münc- hen 2004, S. 141 Rn. 205. (2) Bu karaıiar icin bkz. Tezcan-Er- dem-Sancakdar ALHS Işığuıda Türki- ye'nin İnsan Haklan Sorunu, Seçkin Yayınlan. 2. baskı, Ankara 2004, s. 578- 581 Dunkü yazımın 6. paragrannın sondan bır öncekı ıkı cümlesınde aşağıda koyu harflerle \wgulanan bölüm bır dızgi hatası olarak atlanmıştır. Doğrusu aşağıdaki gıbıdır. Düzelhr. okuyucudan ozür dılenm. "Olaya bu anlayışla bakıldığında, kuramsal olarak zaten anayasa kavramına içkın olan üstünlüğe anayasa şikâyehnin teorik olarak ekkdiği bir yeni bir boyuttan söz edilemez. Burada söz konusu olan, insan haklan ıhlalını somut olayda çozen ve olayı aşan etkısiyle anayasanın üstünlüğünü sağlayan bır katkıdır" Futbol Dünyamız Prof. Dr. Coşkun ÖZDE\1İR F utbol dünyasının cıd- tıyacı var. Bu dünyarun mut- dı bir denetıme. de- laka kırden, pastan anndı- ğışıme ve reforma ıh- nlması lazım. Hem de mutlaka. Bu dünya türlü olumsuzluklar- la. çırkınlıklerle dolu. Ya- zık kı saatlerce ekranda ka- lan futbol yorumculan bun- wwwkvkcom 2 0 0 5 telefon odulu Gerçek fotoğraf kalitesini, gece karanlığında da yakala. Sony Ericsson'dan bir ilk daha Siz fotoğraflai ınızı gece karanlığında da rahat rahat cekin diye, K75Oİ şimdi MXE-60 gerçek flaş hediyeli. • Cekerken 4x zum, gosterirken 32x zum • ûıııckShare"', Bluetooth"" ve USB kablo ile iletisım - Cok yonlu MP3/MPEG4 Mcdya Oynatıcı . 32 MB dahili bellek f 64 MB Memory Stıck PRO Duo' M (2 GB'a kadar artırılabilir.) I www. sonyericsson. cotn.tr MXE 60 flas Sony Ericsson OuickShare Anı paytaşmanın en kolay yolu lan yeterince dile getirmi- yorlar. Futbol seyircısı, takım taraftarlan başlı başına bır sorun; bu yazıda sadece onu işleyeceğim. Hayır, böylesinevu- rucu, kıncı, tahnpkâr, kavgacı seyırcı kabul edilemez ve hoş görü- lemez. Kulüp yöneticileri hıç duraksamadan kesin tavır almalı ve bu tu- tumdaki seyircıyı taraf- tar olarak kabul etme- yeceklerini açıkça ilan etmelıdır. Rakıp takım oyun- culannı, yönetıcılennı, sahasını öç alınacak düşman gibi gören, ca- mı çerçeveyı ındirip stadyumlan tahnp eden taraftarlarla ve onlann onunde spor yapüamaz. Bunu olağan say- mak mümkün değıldır. Tüm futbol dünyasını bu davTanışlarla müca- deleye davet etmek zo- rundayız. Maçlara, stadyum- lara, deplasmana gelen takımuı seyircisinı al- mamak, buna zorlan- mak da utanç venci bir şey sayılmahdır. Benım yaşımdaki- lerle statlara bilet alıp gi- rerek paşa paşa ve hep bir arada maç seyretti- ğimiz günleri özlemle anıyorum. Son Beşiktaş-Fener- bahçe maçına birkaç yüz Fenerbahçe taraf- tan kendilerini sakla- yarak ginyor, yaka pa- ça dışan çıkanp onlan suç işlemiş insanlar gi- bı karakola götürüyor- lar. Oysa 90 dakıka prog- ramında Hmcal Lluçtan onlar içın valinin gü- \ ence verdiğini öğreni- yoruz. Beşiktaş seyırcısi söz- lü yazıh pankartlı küfür- lerle aralıksız tezahü- rat yapıyor. Futbol dünyasında ödenen büyük paralar- la ilgıli şaıbelı oluşum- lan bu yazıda bır yana bırakıyorum. Burada sadece bu can yakıcı. ınsanlık dışı dav- ranışlar ıçındekı taraf- tar olayını vurgulamak ıstıyorum. Hayır' Bu taraftar ile maç- ların da saatler süren futbol yorumlannın da bu" tadı kalmıyor. Ben bu futbol dünyasını olanca gücüm ıle kını- yor, protesto edıyorum ve tüm ilgilileri bu va- him, esef vencı, utanç verici olaylarla müca- CUMHURİYETTEN OKURLARA İBRVHİM YILDIZ Tarihi Giin Türkiye'nın Avrupalı olup olmadığı bugün ma- saya yatırılıyor. Avrupa basınında çıkan yorumların ağırlığı Tür- kıye lehine... Belli başlı bırçok gazete, son iki gündür Türkı- ye'yi manşetlerine taşıyarak AB'nin Türkiye'siz olamayacağını vurguluyor... Ingiliz hükümetinin Türkıye yanlısı tutumu, ba- sına da yansımış gözüküyor... Independent gazetesının bırınci sayfasında yer alan yorum AB ülkelerıne bır uyan nıtelığı de ta- şımakta... Bu metinden birkaç paragrafı birlikte okuyalım: "Osmanlı dönemınde dınler barış içinde yaşa- dı. Türkiye'den başka hıçbirortak, Batı ile Islam arasında daha iyi bir köprü olamaz. Türkler, 'Me- deniyetler Çatışması' fikrinin terk edilmesini sağ- layacak venlmış bır söz olarak Avrupa kapısında. - Osmanlı, Ipek Yolu'nda baskın bir ülkeydi. Batı'ya tıcari alanda bildiği her şeyi öğreten bir kültür oldu. Türkiye de büyük bir pazar. Kafkas- lar ve Ortadoğu'yla da bağlantı ve pazar imkânı sunuyor. - Dâhiyane devlet bılgisi, göçmen bır toplumu Vtyana kapılanna kadar getirdi. Tarih boyunca Türkler, dısiplinli bürokrasisi ve güçlü ordusuyla, Osmanlı yönetımınde daha ıyi yaşam bulacağı- na inanan Hırıstıyanları ıkna ettı. - 'At üstündekı fırtına' olarak da bilinen Türkler, Anadolu'dan Balkanlar'a uzandı. Bugün ise Türk- ler, NATO ıçinde bıryığit gibi ve Avrupa savun- ma gücü içın önemlı bır güven kaynağı. - Türkıye kalıgrafi, cam ve metal işçiliğinin en gü- zel örneklerını getırdı. Çin porselenı, Fars tekstili ve Venedik tablolan, Türk saraylannda gelişti." • • • Aslında AB sürecine bakıldığında Türkiye, üze- rine düşen görevı ve sorumluluklarını büyük oran- da yerine getirmış durumda. Konuyla ilgıli olarak Cumhurbaşkanı Sezer'in TBMM'nin açılış törenınde yaptığı konuşma olduk- çayerindeydi. Sezer, "Avrupa'nın önüne önyargılardan oluşan bir duvar örmenın kımseye yaran yoktur. önümü- ze konacak her engel, Avrupa'nın önünü kapa- yacak duvann taşlan olacaktır" diyerek sürecin ge- ri dönülemez bır aşamaya geldığinın altını çizdi... Bugün çıkacak sonucu birlikte göreceğiz... Iyi haftalar... «UFMM SHP SOSYAL DBVIOKRAT HALK PARTİSİ İSTANBÜL İL ÖRGÜTÜ BtiM AYIETKİNÜKLBIİ KHVBUNS Ttt» «ÇUŞUR YBİTOCMNBETiRDklffll Konuşmacı Av Bahrı BELEN A S Hukuk Dergısı Yayın Kurulu Uyesı 8 10 2005 Saat 14 00 SHP ll Merkezı dYMETTI dBBME W UHJ SJT/ISEI Eğıtımcı-Yazar Ataner YILDIRIM 15 10 2005 Saat. 14 00 Makıne Muhendıslerı Odası /Taksım SbUUYI BKUUU ntOGIUM (2) Sıgaradan kurtulmak ısteyenlere mu|de 20-21.10 2005 Saat 18 00 SHP ll Merkezı »YHJPA BHJÖ HJROİDE TÜRKİYE Konuşmacı Can BAYDAROL Bılgı Unıversıtesı Oğretım Gorevlısı 22 10.2005 Saat 14 00 Mecıdıyekoy Kultur Merkezı (KatOtooartt ûstû) cuMHURtm UYRAM nnuHua G Bşkn Murat KARAYALÇIN onderlığınde Cumhunyet Anıtı'na çelenk konulması 29 10 2005 Saat 10 00 Taksım CUMUtfYETMZİI YUBTTAŞl* KURUMU 29 10 2005 Saat 13 00 AKM Konferans Salonu - Taksım CUMHUHtYET HnHH TUMIVUI 30 10 2005 Saat 11 OO'den ıtıbaren kura çekılmesı ve ılk karşılaşma 1) BEYKOZ YBİlÇf MBMFÜ AÇUŞI 30 10 2005 Saat 14 3C Paşaoançe/Beykoz 30 10 2005 Saat r OC Barbaros Blv/Beşıktaş TÜM HALKIMIZ DAVETLİDİR Dr. Beyzade OZKAHRAMAN /' Başkanı SHP İSTMBU.fc.BA Abıde-ı Hurn^et Cad Hasat Sok No 2 Kat 5 Şışl Tel Faks 0 212 296 50 69 www shpıstanbul org E-maıl beyozkahraman a shpıstantml ofg
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear