Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 EKİM 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
J\_ LJ LJ X U J \ kultur(a cumhuriyet.com.tr 15
ÇACRIŞIMLAR AYŞE EMEL MESCİ
SağlamkazığabağlanmakInsaıun dünyayı algılama biçi-
mi, ekonomiyle, üretim sistemiy-
le, tarihsel ve toplumsal koşullar-
la olduğu kadar -ya da bunlarla
birlikte- geçmışinden miras kal-
mış simgesel ve mitolojik evren-
le de yakından ilişkilidir. Insan
içinde doğduğu, yaşadığı, çalıştı-
ğı, ürettiğı, okuduğu, yazdığı, ev-
lendiği, çocuk sahibi olduğu, ne
yazık ki savaştığı, eceliyle veya
vakitsizce öldüğü dünyaya, so-
kaklannda dolaştığı kente veya
köye, at koşturduğu bozkırlara
vb. o simgesel ve mitolojik ar-
kaplanla birlikte bakar. Doğum,
evlenme. ölüm gibi insan ömrü-
nün en temel hadiselerine eşlik
eden ritüellerin yüzyıllar içinden
süzülüp gelen sürekliliğini bir ke-
nara bırakalım, hayata yönelik
gündelik algılama biçimlerimiz-
de ve bunlann dilimize yansıyan
ifadelerinde de bu arkaplanın iz-
lerini sürmek mümkündür. Örne-
ğin bizım için "Hayat, dikenli
bir yoldur", geçilmesi gereken
'sınavlar'la doludur, köyde ka-
dın yeni doğan bebesini toprağın
üzerine yatınr, kentte kültürler
arasında köprüler kuranz; sevin-
cin mekânı uçulan göklerdir, uta-
nan insan ise yerin dibine girer;
bir yuvayı ayakta tutan insana
evin orta direği der, şiir dizelerin-
de hayatın basamaklanndan ağır
ağır çıkar, fırtınalar, karanlıklar
içinde yolumuzu bulmaya çaba-
lar, miting alanında "Halkız biz,
yeniden doğarız ölümlerde" dı-
ye haykınrız.
uzun yolculuk
Yukarıda altını çizdiğim terim-
lerin tümü, bir yandan bizi çev-
releyen doğaya veya insan eliyle
inşa edilmış yapılara, diğer yan-
dan da insanın simgesel ve mito-
lojik evrenine bağlanırlar. Hem
doğal veya mimari bir yapılan-
mayı, hem gündelik dünyayı aşan
bir imgelem katını yansıtırlar. Bu
terimlerin kutsallık kaygısı epey
azalmış sayılabilecek günümüz-
de bile hâlâ doğrudan anlamlan-
nı çok aşan değerler yüklenmele-
rinin altında, insanlığın şafağın-
aünümüzün çokparçalı dünya algılamasında (benim de birçok kez yazdığım
iletişim devrimi dışında), hem dinlerin hem de ideolojilerin 'kutsallığından'
(olumlu/olumsuz bir değer yüklemeden kullanıyorum) uzaklaştığı ölçüde, algılama
hiyerarşileri bozulan ve henüz bunun yerine bir şey koyamayan. deyim yerindeyse
"sağlam bir kazığa bağlanamayan" insan zihninin ve imgeleminin yaşadığı kriz, kaos
hali de (buna da hiçbir olumlu/olurnsuz değer yüklemiyorum) bir etken olabilir mi?
dan bu yana mitosritüel bağla-
mında üstlendiklerı roller yatar.
Dikenli yoldan veya bir köprü-
den geçme gibi sınavlar, genellik-
le o uzak geçmişteki erginlenme
ritüellerine gönderme yaparlar.
Tektannlı dinlerin imgelem ev-
renlerinde bile bunlann izlerine
rastlanır: dikenli taçlar, sırat köp-
rüleri, Passion (Çile) törenlerin-
de acı içinde yürünen yol... Be-
bekleri toprağın üzerine yatırma,
Toprak Ana ınancı ve ona bağlı
mitolojik evrenle ilişkilenirken,
basamakların tırmanılması ise
Mezopotamya zigguratlarından
veya Orta Asya şamanlannın tır-
mandıklan kayın ağaçlanndan bu
yana bir kutsal merkezde gerçek-
leştirilen göğe tırmanış ritüelleri-
nin uzaklardan gelen yankısıdır.
Evin orta direği veya çadınn, yur-
dun kazığı ya da duman deliği ıle
gökkubbeyi ayakta tutan Demir
Kazık, yani Kutup Yıldızı hep ay-
nı simgeselliğin, Dünya Ekseni
anlayışının uzantılarıdır. Dünya
ekseninin kozmik katları birleş-
tirdiğine inanılır, o kozmik katla-
ra da belli bir hiyerarşiye göre yu-
kandan aşağıya doğru değerler
yüklenir: Insanüsrü, doğaüstü, kı-
saca aşkın değerler yüklenmeye
en açık mekân olan gök, herhal-
de bu yüzden modern insanın da
sevincine ev sahipliği yapar. Çok
sevinince nedense suyun veya ye-
rin dibine dalmayı değil, göklere
uçmayı düşünürüz. Bunakarşılık
en aşağıda kalan yerin altı ölüm-
le, ölülerle, karanlık güçlerle ol-
duğu kadar utançla da bütünleş-
tirilir: Utanç verici bir durumda
kaldığımızda bir ağacın tepesine
tırmanıp saklanmayı değil, yenn
yarılarak bizi de dibine çekmesi-
ni bekleriz.
Sablt noktalar
Çok uzaklardan gelen yankılannı
bugün bile belli şekillerde sürdürdü-
ğümüz bu genel algı atmosferinin
en önemli özelliklerinden biri de
uzamı ve zamanı belli sabıt nokta-
lara göre hiyerarşiye sokarak kut-
sallaştırması ve sahiplenmesıdir.
Buradaki kutsallaştırma eylemini
(bugünden bakıldığında öyle bir ya-
nı olsa bile) dogmatik bir yaklaşım
olarak değil, uzamı zamanı kozmik
düzenin parçası kılma, yani kaostan
kurtarma, potansiyel halde var ol-
maktan çıkanp hayata geçirme, sa-
hici kılma arzusu diye görmek ge-
rekir.
O yüzden 'kitaplı' veya 'kitap-
sız' yaratılış anlatılannın hemen he-
men tümünde uçsuz bucaksız engin
sulann ortasında bir parça toprak,
bir ada, ayak basılabilecek (yani sa-
bit bir nokta oluşturabilecek) sağ-
lam bir kara parçası belirir; onun
için Thebai kentinin kurucusu olan
Kadmos, Delphoı'dekı kâhinın söz-
lerini dinleyip üzerinde ay işaretle-
ri bulunan bir ineği takip ederek o-
nun durduğu yerde, yani sabit bir
noktada kentini kurar. Kutsal taşlar,
dağlar, ağaçlar, kayalar hep geniş bir
coğrafyanın ortasındaki nirengi
noktalannı oluştururlar. Onlara gö-
re örgütlenen insan imgelemi, kaos-
tan çıkıp düzenini kurar. Dünyayı
bu düzene göre yeniden algılamaya,
yeniden kurgulamaya başlar. Nesne
ile özne, yani algılanan ile algılayan
arasındaki ilişki asla tek taraflı, bir
yanın sadece etkin, diğer yanın sa-
dece edilgin olduğu bir ilişki değil-
dir. Etkileşim iki yanlıdır.
Cünümüzün kaosu
Bu düzenin henüz kurulmadığı
zaman ve yer ise şekillenmemişliği,
aynşmamışlığı, her şeyin henüz ola-
sılık düzeyinde bulunduğu Kaos du-
rumunu. deyim yerindeyse 'Büyük
Patlama'mn hemen öncesini ifade
eden metaforlarla anlatılır: Karan-
lıklar, Sis, Engin, Ilk Sular, Gökle
Yerin aynşmamışlığı... Bu kaos ha-
linin çevredeki uzama yansıyış biçi-
mi ise merkezi bir sabit nokta bulun-
maması, dolayısıyla uzamdaki her
noktanın eşit düzlemde yer alması
ve aynı anda, çokparçalı bir görü-
nüm olarak imgelemi işgal etme-
sidir.
Günümüzün çokparçalı dünya al-
gılamasında (benim de birçok kez
yazdığım iletişim devrimi dışında),
hem dinlerin hem de ideolojilerin
'kutsallığından' (olumluolumsuz
bir değer yüklemeden kullanıyo-
rum) uzaklaştığı ölçüde, algılama
hiyerarşileri bozulan ve henüz bu-
nun yerine bir şey koyamayan, de-
yim yerindeyse "sağlam bir kazı-
ğa bağlanamayan" insan zihninin
ve imgeleminin yaşadığı kriz, kaos
hali de (buna da hiçbir olum-
lu/olumsuz değer yüklemiyorum)
bir etken olabilir mi?
SERGt 18 KASIM'A KADAR SÜRECEK
Beral Madra, Belgrad Ekim
Salonu Sergisijürisinde
Kültür Servisi - Beral Madra,
Sırbistan. Montenegro ve
Makedonyalı küratörlerin "Çalışan
Sanat" başlığı altında düzenlediği
ve Avrupa ülkelerinden 48
sanatçının katıldığı ödüllü 46.
Belgrad Ekim Salonu Sergisi jüri
üyeliğine davet edildi. Yugoslavya
döneminde Avrupa 'nın ve
Balkanlar'ın önemli çağdaş sanat
odaklanndan birisi olan Belgrad,
zorluklan aşarak bu konumunu
yeniden kazanmaya çalışıyor.
1 Ekim-18 Kasım arasında
Belgrad'da Legacy House. Belgrad
Kültür Merkezi ve Gallery Ulus'ta
ve kentin içinde çeşitli mekânlarda
düzenlenen sergide Pilar
Albarracin (Ispanya), Johanna
Billing (Isveç). Ursula Bieman
(Isviçre), Melik Ohanian (Fransa),
Erwin Wurm (Avusturya), Artur
Zmijevski (Polonya), Wolfgang
Tilmans (Almanya), Blue Noses
(Rusya) gibi son dönemin öne
çıkan sanatçılan ve yeni keşifler
yer alıyor. 45. Belgrad Ekim Salonu
ödüllerini Aleksandrija
Ajdukovic (Serbia ve
Montenegro). Anri Sala
(Arnavutluk'Fransa) ve Johannes
Kars (Almanya) kazanmıştı.
Altın Portakal'ın Ulusal Yanşma ödülleri sahiplerini buldu
En lyi Film Ödülü Türev 'in oldu
GÜRSU KUNT
KÜLTÜK * SANAT 10212) 2*3 f* 7«
Bilgisayar - Sertrfikah
KM0
ojun
StefeııTsre»
atöl^esi
0
MAfİK
Gıje: 10216i 345 39 39
Kr«ti kartıyla rezenasyon yapılı
6-7-8 Ekim 20.30
8-9 Ekim 16.00
Cts 16.00 ındınmlıdır.
oıumu
Kurs Kayıtlarımız Başlamıştır
kome<Jİ0tıölûni
Haluk Bilginer
Güven Kıraç jülay Günal
Çevra Hüseyın Mevsim
Yötwte« Kemal Aydoğan
eTasatmı Bengi Günay-Gamze Kuş
kAlper Maral ı$n< Tasanmı İrfan Varlı
EFES
E F E S Pilsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek.
GüzeiSanatlafEğîtımMerkezi
0216 346 97 75 Kadıköy
0216 348 24 12 Altıyol
0212 244 57 71 Taksim
Gsm:0542 292 89 68
İlanlarınu İçln
(0212)293 89 78
perareklam@perareklam.com.tr
perareklam@superonline.com
www.perareklam.com.tr
ANTALYA - Avrasya Film Yanş-
ması 'yla bu yıl uluslararası alana ta-
şınan Antalya Altın Portakal Film
Festivali Ulusal Yanşması, 42. kez
sahiplerini buldu. 15 fılmin katıldı-
ğı, 18 ödülün verildiği yanşmada,
yönetmenliğini Kutluğ Ataman'ın
yaptığı "İki Genç Kız" ve Reha
Erdem'in yönettiği "Korkuyorum
Anne" 5'er ödül aldı. "En lyi
Film" Ulaş Inanç'ın "Türev"i
seçildi.
2 bin yıllık Aspendos Antik Tiyat-
ro'daki törenin sunuculuğunu Kor-
han Abay v e Şebnem Dönmez yap-
tı."En 1yi Film" ödülü, Ulaş Inaç'ın
yönettiği "Türev" adlı filmin olur-
ken Inanç'a ödülünü Kültür ve Tu-
rizm Bakanı Arilla Koç verdi. "En
lyi Yönetmen" ödülüyse "İki
Genç Kız" adh filmle Kutluğ Ata-
man'ın oldu. Film, en iyi ikinci film
anlamına gelen, "Avni Tolunay Jü-
ri Özel Ödülü"ne de layık görüldü.
En iyi üçüncü filrn anlamına gelen,
"Behlül Dal Özel Ödülü" ise
"Korkuyorum Anne" adlı filmin
oldu.
Jürinin "Karar vermekte en çok
zorlandığımız kategori" dediği
"En iyi kadın oyuncu" ödülü ise
Türev filmindeki rolüyle Beste Be-
reket ve İki Genç Kız'daki rolüyle
Vildan Atasever arasında paylaştı-
nldı. "En iyi erkek oyuncu" ödü-
lünü de Gönül Yarası filmindeki ro-
lüyle Şener Şen aldı. Ödülünü al-
mak üzere sahneye çıkan Şen, uzun
süre ayakta alkışlandı. "En l>i Yar-
dımcı Erkek Oyuncu" ödülü ise
aynı filmdeki rolüyle Timuçin
Esenin oldu. "En lyi Yardımcı
Kadın Oyuncu" ödülüne de "O
Şimdi Mahkûm" filmdeki rolüyle
Fadik Atasoy layık görüldü.
"Korkuyorum Anne", En lyi Se-
naryo, En lyi Sanat Yönetmenı, En
lyi Kurgu ödüllerinin de sahibi olur-
ken "İki Genç Kız", En lyi Göriin-
tü Yönetmeni, En tyi Kostüm Tasa-
nmı ve En lyi Ses-Miksaj Ödülü'nü
• Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal
Yanşması'nda En lyi Film Ödülü'ne Ulaş înanç'ın 'Türev'
(üstte) adlı filmi değer görüldü. 18 ödülün verildiği
yanşmada Kutluğ Ataman'ın 'iki Genç Kız' ve Reha
Erdem'in 'Anne Korkuyorum' adlı filmleri 5'er ödül aldı.
aldı "O Şimdi Mahkûm Filmi" de
En lyi Özel Efekt, En lyi Saç-Mak-
yaj, En İyi Laboratuvar Ödülü'nün
sahibi oldu. "Gönül Yarası" filmi
de En lyi Müzik Ödülü'nü aldı. An-
cak pek çok sanatçının, ödülünü al-
mak üzere salona gelmemesi, 7 bin
kişilik Aspendos Antik Tiyatro'daki
coşkuyu düşürdü. Ulusal yanşma-
da, dereceye girenlere toplam 325
bin YTL'lik ödül verildı.
Yabancı konuklara
onur ödülü
Festivalin kapanışında yabancı ko-
nuklara da "Onur Ödülü" sunul-
du. İlk Ödülü Güney Koreli yönet-
men Kim-Ki Duk, ikinci ödülü ise
Peter O'Tool aldı. Festival bünye-
sinde bu yıl ilk kez düzenlenen 1.
Uluslararası Avrasya Film Festiva-
li'nde de ödüller sahiplerini buldu.
Rus yönetmen Ilya Khrzhanovsky
"Dört" filmiyle' En lyi Yönetmen
seçildi. En İyi Film Ödülü de VVang
Xiaoshuai'nin yönettiği "Şanghay
Düşleri"ne verildı. Ulusal Kısa Film
Yanşması'nda, Fatih Kızılgök'ün
"Toz"u ve Mehmet Bahadır Er'ın
"Zilzal"i ödüle layık görülürken en
iyi belgesel dalı ödülleri de Bingöl
Elmasın "Ağustos Kanncası" ve
Belis Birder'in "Onuncu Geze-
gen: Bağdat'ta Yek Başına" film-
lerine verildi. Bu yılki etkinlikprog-
ramıyla halktan uzaklaşan festival-
de. yıllardır verilen "Halk Jürisi
Ödülü" de uygulamadan kaldınldı.
Gecede, 7 bin kişilik Antik As-
pendos Tiyatrosu tamamen dolarken
yurttaşlar ve sanatçılar, yer bulup
oturmakta sıkıntı çekti. Zaman za-
man güvenlik görevlileriyle tartış-
malann yaşandığı gecede, program
başladığı halde çok sayıda yurttaş
kendisine yer aramak zorunda kaldı.
Gecenin en renkli anlan da Mercan
Dede'nin müzikleriyle yaşandı.
Mercan Dede'nin müzikleri eşliğin-
de aynı zamanda Gönül Yarası filmi-
nin de müziklerini seslendiren Ay-
nur Doğan Kürtçe şarkı söyledi.
Şarkısını tamamlayan Doğan'ı pro-
tokolden kimsenin alkışlamadığı gö-
rüldü. Yine Mercan Dede'nin mü-
zikleri eşliğinde bir kadın semazen
gösteri yaptı, ardından Cem Yılmaz
da Türk sineması ü^rine bir şov
sundu.
18 FARKLIILDE 24 KONSER
Efes Pilsen Blues
Festival başlıyor
Kültür Servisi -
"16. Efes Pilsen Blu-
es Festrval"in progra-
mı belirlendi.
Türkiye çapında 18
farklı ilde 24 konser
düzenlenecek olan
festivalde, Rusya ve
Kıbns'ta da verilecek
konserlerle ülke sınır-
ları aşılacak. Sam-
sun'da başlayacak
olan festival, sırasıyla
Trabzon, Erzurum,
Diyarbakır, Gazian-
tep. Kayseri, Konya,
Mersin, Adana, İstan-
bul, Bursa, Eskişehir,
Ankara, Antalya, De-
nizli, İzmir, Kıbns ve
Tekirdağ'ı dolaştıktan
sonra Çanakkale'de
bu yılın son konserini
sunacak. 9 Kasım tari-
hinde başlayacak olan
Efes Pilsen Blues Fes-
tival 16 Aralık tarihi-
ne kadar tüm Türki-
ye'de blues rüzgân es-
tirecek. Organizasyo-
nunu Pozitif'in yaptı-
ğı festivalin bu yılki
sürprizlerinden biri
Erkin Koray.
Festival kapsamın-
da, yaşayan en önem-
li R&B vokallerden
biri olan, çok yönlü
blues müzisyeni ve gi-
tarist Syl Johnson da
konser verecek.
Solist, şarkı yazan,
oyuncu ve öğretmen;
hepsinin ötesinde, ha-
yatını müziğe adamış
bir isim olan Kathe-
rine Davis festivalin
konuklan arasında.
Louis Armstrong
ve Count Basie ıle ça-
lışmalar yapan Davis,
müzisyen büyükbaba-
sı Earl Campbell'ın
da dahil olduğu opera
sanatçılarından oluşan
bir ailenin içinde bü-
yüdü. Müzikle iç içe
büyüyen Davis, özel-
lıkle Ella Fitzgerald,
Nancy VVilson, Di-
nah VVashington,
Mahalia Jackson,
Etta James ve Aret-
ha Franklin gibi ka-
dın vokallerden etki-
Iendi.
Mersin Müzik Festivali
• ıMERSİN (AA) - '4. Mersin Uluslararası
Müzik Festivali' etkinlikleri kapsamında, gitarist
Jaume Torrent ve kastanyette Lucero Tena,
Bılkent Senfoni Orkestrası eşliğinde
müzikseverlerle buluştu. Mersin Kültür
Merkezi'nde yapılan gecede, önce Gürer Aykal
yönetımindeki Bılkent Senfoni Orkestrası konser
verdi. Daha sonra gitarist Jaume Torrent'in
çaldığı 'Rodrigo'nun gitar konçertosuna Bılkent
Senfoni Orkestrası eşlik etti. Verilen aranın
ardından Türkiye'ye ilk kez gelen kastanyette
Lucero Tena, Bilkent Senfoni Orkestrası
eşliğinde Mersinli sanatseverlerle buluştu.
Alternatil sezon açıhşi
• ANKARA (AA) - Tiyatro sanatçılan ve sivil
toplum örgütleri, Devlet Tiyatrosu'nda son
günlerde yaşanan gelişmeleri protesto amacıyla
Akün Sahnesi önünde toplanarak alternatif sezon
açılışı yaptı. Tiyatro, Opera, Bale Çalışanlan
Vakfi (TOBAV), Devlet Tiyatrolan Sanatçılan
Derneği (DETİS), Seslendırme Sanatçılan
Birliği (SESBİR) ve Konservaruvar Mezunlan
Derneği'nin öncülügünde Akün Sahnesi önünde
ellerinde mumlarla toplanan sanatçılar, De\let
Tiyatrolan Genel Müdürü Lemi Bilgin'in
görevden alınarak yerine Mine Acar'ın vekâleten
atanması ve ardından meydana gelen gelişmeleri
protesto amacıyla bildiri okudular. Devlet
Tiyatrosu sanatçılarından Mehmet Atay topluluk
adına okuduğu bildiride, yaşanan tüm sıkıntılara
karşın, 1 Ekim'de perdelerin açılacağıru söyledi.
DETİS Başkanı Mehmet Ege de devletin
tiyatrosunun olması gerektiğini, ancak
hükümetlerin tiyatrosunun olmasına izin
vermeyeceklerini belirtti. Bildirinin ardından,
Atatürk'ün sanat hakkındaki sözleri, Devlet
Tiyatrosu'nun tarihi ve son yaşanan gelişmelerin
yer aldığı bir barkovizyon sunuldu.
I Kültür Senisi - Sabancı Üniversitesi
öğrenci ve çalışanlanndan oluşan "Türk Sanat
Müziği Korosu" qn üçüncü konserini, 6
Ekim'de Sabancı Üniversitesi Gösteri
Merkezi'nin içinde yapılan "Şehir Hatlan
Yapur" maketinde verecek. Sabancı
Üniversitesi Müzik Kulübü "Müzikus"un
bünyesindeki üç korodan biri olan Türk Sanat
Müziği Korosu, Türk müziğinin genç
kuşaklara öğretilmesi, sevdirihnesi, usul ve
makama uygun icra edihnesi amacım taşıyor.
Konser, Şehir Hatlan vapurlannın
îstanbullunun gündelik yaşamından
kopanlacağı ve yerlerini hızlı, modern deniz
araçlanna bırakacağı tartışmalan sırasında
oluşan toplumsal bilmçlenmeye katkı
sağlamayı amaçlıyor. De\' bir vapur maketi
önünde şarkılannı seslendirecek koroyu,
Üsküdar Musiki Cemiyeti üyesi Ali Naci
Erol yönetecek.