17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2005 PAZAR 12 PAZAR KONUGU lcyla.tavsanoglıı('/ cumhuriyet.com.tr (§ Şu anda 700 bitı kadına yılda ortalama beş ziyaret yapıhyor. Kadınlarla bire bir muhatap oluyoruz. {§ Doktorların dayatmasını sorguladığmız gün aldığımız sağlık hizmetlerinin niteliği yüskelecektir (| Amacımız üremeyi kesmek değil. Kadının doğum hakkını kullanabilmesini sağlamak. \§ Toplantıya davet ettiğimiz 15 sivil toplum kumluşu üreme hakkının ne olduğunu bilmediğini itirafetti. 'Kadın sağlıkhakkını öğrenmelfWillowsFoundation Vakfı'nın kurucusu Dr. Türkiz Gökgöl'le geçmişteki çahşmalarını, 4 milyar dolar bütçeli Buffet Foundation 'dakiyeni görevinde neleryapmayı hedeflediğini konuştuk SÖYLEŞİ LEYLATAVŞANOĞLU ABD'de, şuandaOrtadoğu'yavedün- yaya kök söktürmeyi ilke edinmış şahın Cumhuriyetçıler ve destekçılerı Yenı Mu- hafazakârlar'la (Neo-Conservatives ya da kısaca neo-con) mücadele eden çok ki- şi ve kuruluş var. Bunların en önemlile- rinden bırisi de Biü Gates'den sonra 41 milyar dolarla dünyanın ikinci büyük zen- gini Warren Buffet. Buffet, Coca Cola ve Gillette şırketlerinın en büyük paylarını elinde bulunduran Berkshıre Hathaway grubunun sahıbi. Buffet, yaşamını ınsan- lığa ve sosyal projelere adayan eşi Susan Buffet'i bir süre önce yıtirmıştı. Susan Buffet ölmeden önce de 4 milyar dolara yaklaşan servetinı, kendı adına kurulan Buffet Foundation'a (Buffet Vakfı) ba- ğışlamıştı. Şimdi bu vakfın Uluslararası Program Dırektörlüğü'ne, dünyanın pek çokyöresınde ınsanlara, özellikle kadın- lara yardım, üreme sağlığı alanlannda çahşmalar yapmış olan Dr. Türkiz Gök- göl atandı Dr. Gökgöl mart ayında ABD'nın Nebraska eyaletinın merkezı Omaha'da bulunan vakıfta yenı görevıne başlıyor. Dr. Gökgöl'le geçmişteki çahş- malarını ve Buffet Foundation'da neler yapmayı hedeflediğini konuştuk - Yıllar önce, kadının üreme hakkı konusunda hilinçlenmeyaratmayı amaç- layan Willows Foundation 'ı (Söğütler Vakfı) kurdunuz. Şimdi de m'ûyarlarca dolarlık bir malvarlığı olan ve insani yardımları amaçlayan Buffet Founda- tion 'ın Uluslararası Program Direktör- lüğii 'ne atandınız. tlgi ve uzmanlık ala- nınız bu konularda nasıl odaklandı? İYİ HOCA OLAMADIM GÖKGÖL-Ben ABD'de doktoramıya- parken bir hocam Pathfınder adlı vakfın tıbbi hizmetler direktörüydü. Pathfinder kadın ve aile planlaması ağırlıklı çahşı- yordu. Bu hocam bana, "Birçok ülkede çahşmalar yapıyoruz. Ama şimdi bu ça- hşmalan yeniden değerlendirmek, göz- den geçirmekistiyonız. Kayııaklanmızı da- ha yoğun, anıa daha az ülkede harcamak istiyonız. Bu konuyla ilgilenmek ister mi- sin?" dedi. Benim aıle planlamasıyla ilgım yoktu, o dönemler. Bildiğınız gıbi demografi-is- tatistik okumuşrum. Ondan önce de psı- koloji eğitimı almıştım. 0 arada doktoramı bitirmiş, Boğazıçi Ünıversitesı'ne hoca olarak gelmıştim. Ama ders vermeyı hiç sevmedım. lyı bir hoca da olamadım, tabii kı. Bir taraftan da Pathfinder için alan çalışması yapıyor- dum. Bu çahşmalar sırasında Türkiye'de çok acı olaylarla karşılaştım HERKES EĞİTİLEBILIR - Nasıl olaylarla karşılaştınız? GÖKGÖL-Örneğin, 1983'te Isparta'ya gitmiştim. Bir kadın bir klinığe geldı Ka- dının kucağındaki bebek ölmek üzerey- di. Meğerse tetanoz olmuş. Doktor anne- ye kızıp azarlamaya başladı. Bu davranış bana çok gaddarca geldıği için doktora, "Neden böyle yapıyorsunuz" dıye sordu- ğumda şu cevabı aldım. "Buradabir âdetvardır.Göbekbağıdüş- siin diye bebeklerin kundağuun içine top- rak koyaıiar. Bebekler de tetanozolıır. Bu nedenle bu kaduun kaç tane kızı öldü. Oııa hep bunu yapnıanıasını söyledik. Ama dinlemedi. Şimdiilk kez bir oğlan do- ğurdu. O ölecekdiye korkuyor." Bunu du- yunca üzüntüm çok yönlü oldu. Demek ki doktorlar hastalanna danışmanlığı be- ceremiyorlardı. Kaç kere söyleyip hâlâ sö- zünüzü dinletemiyorsanız burada bir ile- tışimbozukluğuvar,demektir. Ben,yak- laşımınız doğruysa herkesin eğıtilebile- ceğine uıanıyorum. Kadına, bu kadar bıl- gıden yoksun olduğu ıçın üzüldüm. Bu- nun gibi olayla ilgilı gözlemlerim oldu. Sonunda çalışmalarımla ılgıli raporu ha- zırlarken bu tür konularla uğraşmanın be- nı çok tatmin edeceğini hissettim. YÖK IMDADIMA YETİŞTİ - Peki, hocalığı nasıl bıraktınız? GÖKGÖL - Tam o sırada YÖK yürür- lüğe girınce imdadıma yetişti ve Boğazi- çı Üniversitesi'ne istifamı verdım. Path- finder'ın Türkiye temsilcisi oldum. Bu çahşmalar benim duyarhlıklarımı da ge- hştirdi. Dolayısıyla müthış zevk aldığım bir ış yapmaya başladım. Pathfinder'ın baş- kanı bir süre sonra, "Sana başka ülkeler- de de daha fazla sorumluluk vermek isti- yoruz" dedi. Benim milliyetçi bir tarafim vardır. Hemen karşılık verdim: "Olmaz. Türk kaduunın bana ihtiyacı var. Başka yere gidemem." - Ama Türkiye temsilcisiyken zaman maktı. Çünkü Pathfinder'ın toplam büt- çesı 3 mılyon dolardı ki bu hiçbir şey de- mektır, o kadar gemş çaplı projeler ıçın. Üç yıl içinde yıllık bütçeyi 21 milyon dolara çıkardım. - Buffet ailesiyle o dönemde mi tanış- tınız? GÖKGÖL - Tam o sıralarda tanıştım. Yıne başka bir proje ıçın BM Nüfus Fo- nu'yla (UNFPA) da ilışkı kurmuştum. UNFPA yetkılıleri o sırada bana bir gö- rev teklif etti. Sovyetler Birüği'nin dağıl- masına denk düşen dönemdi. Türki cum- huriyetlerde görev almamı önerdiler. TÜRKİ ÜLKELERPE CÖREV - Size hangi Türki ülkelerde görev al- mayı teklif ettiler? GÖKGÖL - Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Özbekıstan, Türkmenıstan'dan Azerbaycan'a kadar bütün o ülkelerde çahşmam isteniyordu Proje de şuydu: UNFPA Sovyetler Bırlığı dağıldıktan son- ra ilk kez Orta Asya ülkelerinde temsil- cilik açacaktı ve ilk kez de o ülkelerde nü- GOKGÖL- Susan Buffet'le o konuş- mamızda ona Türkiye 'de pek çok ilde ka- dınlara üreme sağlığı ve haklanyla ilgili eğıtım verme projesinin düşünü yıllardır kurduğumu söyledim. Bunun üzerine ba- na ABD'de kâr amacı gütmeyen bir ku- ruluş kurmamı ve projeleri böyle götür- memin yararh olacağını öğütledı. Böylece Wıllows ortaya çıktı. Sonra Türkiye'ye geldim. Büyük badirelerden sonra Sağlık Bakanhğı'ylaprotokol ım- zaladık. Bu noktada şunu da belirteyim: İmren Aykut'un araya gırmesıyle pro- tokol ımzalandı. Böylece işe başladık. Şu anda 700 bın kadına yılda ortalama beş ziyaret yapıhyor Çahşanlarımız hep o se- çilen bölgelerin insanlan. Kadınlarla bı- re bir onlar muhatap oluyor. - Neden Willows ismini seçtiniz? GÖKGÖL - Ağaçların yaşamlan beni çok duygulandırır. tki oğluma ABD'de bir vakıf kuracağımı, bunun lngılizce bir adı- nın olması gerektiğını ve buna bir ağaç ismi düşünmelerını söyledim. Sonunda Wıllows (Söğütler) ısmını buldular. Sö- ğüt, yapraklarını ilk açan ve son döken ağaç. Bir de kökleri toprağın altında hiç Dr. Gökgöl hedeflerini hamile kadınlann en az dört kez sağlık ocaklanna gitmelerini sağlamak, meme kanserinin erken teşhis edilmesi, kadınlann davranışlarını değiştirmek olarak sıraladı. (Fotoğraf: UGUR DEMİR) zaman başka ülkelere degitmiyor muy- dunuz? GÖKGÖL - Evet, o dönemde Afhka ülkelerıne de zaman zaman gıdiyordum. Kenya'da bınlerce çocuğun ne kadar olum- suz şartlar altında yaşamaya çahştıkları- nı görünce kararımı verdım ve Pathfin- der'ın başkanını aradım: "Bengalibaar- nk büyüdüm. Dünyada hiçbir kadınve ço- cuğun böylesine ihmali hak etmedikleri- ni düşünüyorum. Onun için de ne görev verirseniz yapanm." Böylece beni Asya ve Ortadoğu'dan sorumlu başkan yardım- cıhğına getirdiler. Bu çahşmalarımda Vı- etnam'dan Yemen' e kadar çok müthış bir deneyim kazandım. - Siz Pathfinder'da 14 yıl süreyle ça- lıştınız, değil mi? GÖKGÖL-Evet. BenPathfinder'daça- lışırken kendimde yenı bir özellik keşfet- tim. O da belli programlar için para bul- fus sayımı yapılacaktı. Ama 1986'da ta- nıştığım ve yakın dost olduğum Susan Buf- fet, Pathfinder'ı bırakacağımı UNFPA'e geçeceğımı öğrenınce hiç hoşlanmadı: "O bürokrasiyle hiç mutlu olamazsın. On- lara ayak uydurmaya çahşırsın, ama seni sen yapan şeyleri bir yana bırakmak zo- runda kahrsın." BUFFET TEN TAM DESTEK Ben dmlemedim ve UNFPA'e katıl- dım. Ama üç-dört ay sonra bir sekreter al- mam için bile gereken bürokrasiyi gö- rünce Susan Buffet' in ne demek istedi- ğini anladım. Ona hak verdiğimi ve UNF- PA'den ayrılma istediğimi söyleyince, "Tanıanı, nerede ne yapmak istiyorsan ben seni destekleyeceğınr dedi. - Ve böylece Willows Foundation (Sö- ğütler Vakfı) kuruldu. Bunun öyküsü- nü anlatır mısınız? fark ettirmeden hızla her tarafı kaphyor. Söğüt bızım yaptığımız işi simgeliyor. - Peki, çalışmalarınız için hangi kri- terleri saptadınız? GÖKGÖL - Üreme sağhğından en az yararlanan bölgeler olması. Aslında Tür- kiye 'nin her bölgesinde her türlü sağlık hızmetı verecek sağlık ocaklan, hastane- ler var, ama kullanılmıyor Dolayısıyla bız insanlan bılinçlendınp hızmetı kullan- mayan kişilerin hizmeti kullanır hale gel- melennı sağlamak ıçın çalışıyoruz. 5 ÖNEMLİ HEPEF - Ya hedefleriniz? GÖKGÖL- Kadınlann, hamılehklen boyunca sağlık ocaklanna en az dört zi- yaret yapmalarını sağlamak. Çünkü Gü- neydoğu ve Doğu ıllenmızde kadınlann yüzde 60'ından fazlası hıçbn" sağlık hız- metı almadan doğum yapmaktaydı. Batı bölgelennde bıle hiç sağlık hizme- ti almadan doğum yapan kadınlann ora- m yüzde 8-9'u buluyordu. Birinci hede- fimiz bu durumu değiştirmekti. İkinci hedefimiz, Türkiye'de meme kansen teşhisinın çok geç konulması do- layısıyla bu durumu değiştirmekti. Çok eğitimli kadmlanmız bile düzenlı meme kanseri muayenesi yaptumıyorlar, ya da kendılerı de yapmıyorlar. Geç teşhis bu yüzden. Geç teşhis nedenıyle de ölüm oranı artıyor. Üçüncü hedef, kadınlann davranışlannı değiştirmek, ki bu iş çok zor. En kolay davranış değışikliğı sağla- dığımız konu aıle planlaması. - Neden kolay? GÖKGÖL- Çünkü kadııı çocuk doğur- mak istemiyor. Bütün yöntemleri dene- mış, amabılgi ve danışmanhk hizmeti az olduğu için başanlı olamamış. Örneğin, spiral taktırmış. Günün birinde gözü ağ- nyınca, aile spiraldendir, deyince sağlık ocağına gıdip spıralı çıkarttırmış. Sağlık personeh kadına, göz ağrısının spiralden olmayacağını söyleyip ona biraz zaman ayırsa kadın spiralı çıkarttırmayacak. Bu alanda yaptığımız danışmanlıkta çok ba- şanlı olduğumuz için de orada şöyle bir P O R T R E Dr. TÜRKİZ GÖKGÖL Yükseköğrenimini Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde tamamladı. Aynı üniversitede nüfus bilimleri alanında master yaptı. ABD'de Harvard Üniversitesi'nde nüfus ve kalkınma politikaları ile istatistik ve demografi konularında ' doktorasını aldı. Hacettepe ' Üniversitesi Nüfus Etütleh ! Enstitüsü'nde öğretim görevlisi olarak görev yaptı. Boğaziçi Üniversitesi'nde yardımcı doçent olarak ders verdi. 1983-87 arası Pathfinder Fund adlı kuruluşun Türkiye temsilciliğini üstlendi. ı Aynı kuruluşun Asya ve Yakındoğu Bölgesi Başkan Yardımcısı oldu. Birsüne BM Nüfus Fonu (UNFPA) Türki CumhuriyetlerTemsilciliği'ni yürüttü. ABD'de Willows Foundation'ı (Söğütler Vakfı) kurdu. Mart ayından itibaren de ABD'de yaklaşık 4 milyar dolar bütçeli Buffet Foundation'ın Uluslararası Program Direktörü olarak görev yapacak. sayısal hedef koyduk: Çalışma bölge- mizde hamile kalmak istemeyen kadın- lann -ki hiç çocuk istemiyorum, ya da za- man içinde ikı çocuk istiyorum, diyebi- lir- en az yüzde 70'inin bünyesine uy- gun, sağlıklı, modern bir yöntemle korun- ması... Türkiye 'de hamile kalmak isteme- yen 100 kadından 80'den fazlasının an- cak 40'ı modern yöntemle korunuyor Geri kalanı hiçbir yöntem kullanmıyor ve hamile kahyor. Bir kısmı da hamile kal- ma riskı çok yüksek yöntemlere başvu- ruyor. Çağdaş yöntemleri kullananlann bunları bırakmamalan için onları ilk ay haftada bir, altı ay boyunca da ayda bir zi- yaret edıyoruz. - Bu alan çahşmalarını yapabilmek için kaç personeliniz var? GÖKGÖL- Şu ana kadar 1200'ün üze- rinde alan eğiticisi eğittik. Her an aktif ola- rak 300-500 kadar çahşanımız var. 60-70 kişi daha bunlara eklenecek. Anadolu'daçocuklann izinipolis gibi sürüyoruz- Bildiğim kadarıyla BM Çocuk Fonu ile (UNI- CEF) birlikte bir kampanya açmışsınız... GÖKGÖL- Evet. Geçen yaz bize geldiler. KJZ ço- cuklarını okula özendirme kampanyası için işbirliği yapmamızı teklif ettiler. Bölgelerde eğittiğimiz ye- rel arkadaşlar vardı. Bunlar kapı kapı dolaşarak b z çocuklannın okula göndenlmeleri kampanyasını çok iyi götürebilirlerdi. Böylece UNIGEF'in bu birlikte çalışma teklifini kabul ettik. - Peki, bu çalışmayı hangi illerde başlattınız? TÜRKİZGÖKGÖL- Beş ıl seçildi. Gazıantep, Mer- sin, Diyarbakır, Adana ve Urfa. Milli Eğitim Bakan- lığı önce bıraz kuşkuyla yaklaştı. Ama bir süre son- ra çok ıyı çalıştığımız ıçın olumlu bir gelişme oldu. Bakanlık ve UNIGEF de bunu gördü. Ev ev dola- şarak hangi evde kız ve erkek çocuğu bulunduğunu saptadık. Bunların kaçının okula gıdıp gıtmediğıni, ailenin bunları okutmak ve hangi okula kaydettir- mek istediklerı konusundakı düşüncelerinı öğrendik. Çocukları okullara kaydettirdik. Sonra bu bilgıler tutuyor mu diye okullarla kontrol ettık. Çocuklannı okula kaydettirmeyenlen, ehmizde bütün adresler olduğu için gidip izledik. Valla, biz polisten betenz. Adım adım iz sürüyoruz. Böylece "Haydi Kızlar Okula" kampanyası başanlı oldu - Daha önce kampanya yapılmamış mıydı? GÖKGÖL - Daha önce de böyle bir kampanya ya- pılmıştı, ama bu şekilde izlenmemişti. Bu işin esası, yörelerde kapı kapı dolaşıp, okula göndermeye di- rençli aileleri bulup çocuklannı okula kaydettirme- lerini ve sürekli göndermelerini sağlamak. Bizim ne yazık kı milletçe bir sistem kurup onun uygulanıp uy- gulanmadığını ızleme gıbi bir alışkanhğımız yok. Bız çok farklı bir dünyada, farklı bir ış yapıyoruz. Bir de eğittiğimiz kışılerı de ızleme görevimız var. Çünkü onları eğıtıyoruz. Sonra alana çıkanyoruz. Bütün zorluklanna karşın böyle bir sistem kazandık. - AB çerçevesinde ne gibi çalışmalarınız var? GÖKGÖL - AB, Türkiye 'ye çok büyük bir üreme sağlığı programı getırecektı. Bu programın bir tek- nık destek ekıbi olması lazımdı. Bunun için 12 tane konsorsiyum başvurdu. Bunların içinde bir Alman ve bir Ingiliz kuruluşuyla biz Willows olarak teklif verdik. Bu da kabul edildi. Şimdi bir de bu progra- mın içindeyiz. O programı yürüten Ankarah, çok de- ğerli, Şelale Özmen ısimlı bir doktor arkadaşımız var. Şu anda üçlü konsorsiyumun vazgeçilmez tek ki- şisi gibi oldu. KADIN HAKKINI KULLANMASINI BİLMELİ Aynca gençlere yönelik üreme haklannın ne ol- duğunun bilincıni veren bir proje yürütüyoruz. Çün- kü kadının hakkını bilmesi çok önemli. Biz aile plan- laması, doğum kontrolünden söz ederken insanlar, bizim kadınlara "Doğurmayuı" dediğimizi sanıyor- lar. Türkiye'de insanlara doğurmamalan için yak- laşsaydık nüfus artışı şimdikinin çok çok altında ola- caktı. Benim yaklaşımım şu: Her kadının doğunnak istediği zaman en nitelık- lı hızmete ulaşarak doğurmak, doğurmak ıstemedi- ği zaman da yine en niteliklı bilgi ve hizmete ulaşa- rak doğurmamak hakkı vardır. Bunun en doğal bir insan, bir kadın hakkı olduğunu anlatmak, en çok zor- luk çektiğimiz iş. Yani konu üremeyi kesmek değil. Kadının doğurma hakb ya da doğurmama hakkını en iyi biçimde kullanabilmesini sağlamak. - Siz İnsan Kaynaklanm Geliştirme Vakfı'yla da işbirliğiyapmıyor musunuz? GÖKGÖL - Orada hem doktorlara, hem kadınla- ra hasta haklannı, üreme haklannı öğretiyoruz. Ge- çenlerde burada üreme haklan konulu sivil toplum kuruluşlanyla bir toplantı yaptık. Değişik sektörler- den 15 kuruluş davet ettik. Hepsi geldiler. Inanın, hiç- birisi üreme hakkının ne olduğunu bilmiyordu. Bu- nu kendileri de söylediler. Göreve başlayacağım Buffet Foundation'da çok daha geniş çapta çalışma- lanmı sürdüreceğim. Bir de dikkat çekmek istediğim önemli nokta şu: Çok daha niteliklı sağlık hizmetlerini, ancak biz bilinçlenip bunu ıstedığimiz zaman alabileceğiz; da- ha önce değil. Yani, karşımızdaki doktor "Size şunu veriyorum" ya da "Şu tedaviyi uygulayacagun" da- yatmasını yaptığında bunu sorgulamayı bildiğimiz gün aldığımız sağlık hizmetlerinin niteliği yüksele- cektir. Biz o noktada bu insanlara hasta hakkı, ka- dının üreme hakkı nedir, anlatmaya çalışıyoruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear