25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5EYLUL2000SAU CUMHURİYET SAYFA JVLJLJJ. U.K. kultur@cumhuriyet.com.tr 15 anatçının 1892-95 arasında gerçekleştirdiği afişlerinde gözlemlenen çizgi gücü ile renk kullanımı arasındaki diyalog, ticari kullanım amacıyla tasarlanmış olan bu litografilerin kendi sesini soluğunu arayan bir ressamın özvarlığını oluşturabilmek için gösterdiği çabayı gözler önüne serdiği için önemli. Toulouse-Lautrec'in çizgisi, onun dünyaya bakışının doğal bir ürünü. NECMİSÖNMEZ KARLSRUHE-Modern sana- tın 20. yüzyılda göstermiş oldu- ğu başdöndürücü gelişme, ken- di kendine bir çırpıda oluşmuş bir olgu değildir. 19. yüzyılın son çeyreğinde sanat estetiğini, resim kurgusunu hem teknik hem de motiv olgulan açısından zengin- leştirerek izlenimcilerin ayak- sesleri arasında doğayı değil, "kendi içdünyasını" keşfeden, "kapah" imge yaratıcılannın var- lığından söz edilebilir. Henride Toıdouse-Lautrec, daha ilk bakış- ta anlaşılır gibi görünen resim- leri, grafikleriyle, ele aldığı re- sim dûnyasını aşmış, görüntüle- diğinin arkasına farklı bir "yara- ü evrenini" yerleştiren, modern sanatın "töre dışı" sanatçılann- dan bıridir. Kunsthalle Karisru- he'deki "Henri de Toulouse-La- Renkli litografi tekniğinde çalı- şılmış olan bu afış, o dönemin en ûnlü şarkı söyleyen şairlerinden biri olan Braunt'yu boynundaki portakal renkli şalla san ve ma- vi renkli bir zeminin önünde gös- termektedir. Yaklaşık olarak 3000 adet çoğaltıldığı düşünülen bu afîşin kazandığı başan, Toulouse- Lautrec' i, kısa bir sürede yaşam coşkusunu kural tanımadan so- nuna dek tatmak isteyen eğlen- ce tutkunlan arasında meşhur kı- lar. Moulin Rouge, Divan Japo- nais başta olmak üzere birçok lokal, kahve, genç sanatçıya afiş yapması için sipariş verir. Özvarlığını sürdûrmek Toulouse-Lautrec'in daha ilk bakışta dikkati çeken, renk kar- şıtlıklanna dayalı olarak kurgu- ladığı afişlerinde, bu eğlence yerlerinin gizli atmosferini yaka- (1895) gibi çakşmalannda Toulo- use-Lautrec'in yakalamış oldu- ğu anlatım gücü, oldukça az ele- man kullanmasına karşın göz- lemlerini, iç dünya yaşamı ile dışdünya gürültüsü arasındaki kopukluk üzerinde yoğunlaştı- ran sanatçının adeta kişisel ya- şamının öğelerini betimlediğini düşündürüyor. Serginin en ilginç çahşmalann- dan biri olan "Debauche" (1896) isimli renkli litografıye bakar- ken, bir elindeki şampanya bar- dağını hafifçe sola doğru uzata- rak müşterisinin sol göğsünü avuçlamasıru gözucuyla izleyen bir hayat kadınının gözbebekle- rinde karşılaşüan panter-vâri şeh- vetli kıvılcım, sanatçının kural dı- şı, o yıllann resim anlayışına gö- re, "ilkel kalan" çizgi gücünün ne denlı kendmden, ne denli ger- çekçi olduğunu duyumsatıyor. Kapahimge yaratıcısı 57. ULUSLARARASI VENEDÎK FİLM FESTİVALİ ':'•••••• h ı n e m a n ı n g ı ı c u tehlikeli boyutLarda 9 Kûitür Servisi - 57. Venedik Fifan Fes- tivaH fılmleri, dedikodulan, ünlü yıldız- lan ile tüm hızıyla devam ediyor. Geçen günlerde Robert Zemeckis'ın yönettıği gerilim türü "VV'hat Lies Beneath' filmi- nin gösterimi için başrol oyunculan Mk- hefle Pfeiffer ve HarrisonFord da Lido'ya geldi. Böylece Venedik, seksi sanşın Sharon Stone'un kasırgasından sonra şimdi de Pfeiffer'ın büyüsüne kapıldı. Ancak ha- reketlen, tavırlan ve seçtiği karakterler- le aslında bir 'anti-Sharon' görüntüsü çi- zen Pfeiffer, güzelliğinden çok oyuncu- luğundan bahsedilmesinı tercih ediyor. Zemeckis'ın dehasına hayranhğı ka- dar , 'korku fîlmierine bayüması'nın da bu rolü kabul etmesınde büyük etkisi ol- duğunu söyleyen ünlü oyuncu, kaçık bir bilim adamının kansını canlandınyor. Daha önce, 'Story ofUs'de beraber oyna- dığı BnıceWUis'le aralanndaki sıcak ba- ğın benzenni Harrison Ford'la yakalaya- bildiğine inanan Pfeiffer, Ford'un sade- ce kendine sakladığı mizah gücünün far- kına vardığını söylüyor. "Bu yûzden de fihn boyunca aramızda sıcak bir bağohış- tu. Bu ashnda bir korku filml ama sanki komedi çekermişçesine eğlendik" diyor Pfeiffer ve eklıyor: "Hayatta beni ger- çekten korkutan birkaç şey var. Biri örüm- cek, diğeri su ve üçüncüsü de sevdikleri- min başuıa bir şey gelmesL" Filmin diğer başrol oyuncusu Harrison Ford, "Korku ve geriümi sevmem. Ama Hitchcock'un fîlmierine hiçbir şey diye- mem. Zemeckis bir dâhiolduğu için onun ber dediğini yaptim" dıye behrtıyor. Nonnan Spencer adında, asabi ve ka- çık bir bilim adamını canlandıran Ford, kansının kızıyla ilişkisini kıskanıyor ve ilgiyi üzerine çekmek için cinayete kadar giden korkunç bir süreç içine giriyor. "Benden farkh ve uzak olan ve beni şaşır- tan karakterieri oynamayı daha çok sevi- yorum. Kendi yaşanümda. sadık bir eş ve dikkaüi bir babayım. Bufîlmdeise egoiz- min ve benmerkezciliğin ağına düşmüş, kö- tü ruhhı ve günahkâr bir kişiyi canlandı- nyorum." Ford'un en büyük korkusu ise gelecekte teknolojınin artık kontrol edi- lemez boyutlara gelmesi. Bu hikâye de, insan beynimn ne kadar uçsuz bucaksız olduğuna işaretler gönderdiği için hoşu- na gitmış: "Çûnkü ben ne düşûnüyor- sam onu oynamak isterim. Sadece insan beyni toplumu mutluluğa ulaşürabilir ve biÜncimizin suurlarını çizebilir. 7 " Sinemanınevrenseldılıne inanan Ford, sinemarun gücünün eskisine göre kat kat daha yüksek olduğunu belirtiyor. "Bu gûç çoğu zaman tehlikeli boyutlara van- yor. Ben bir filmi seçerken gişe hasılatm- dan çok, seyirciyle pozhif ileüşim kurabi- leceğim yapıdan tercih ediyorum." Bu kadar çok film çekmesine karşın ha- yatında vazgeçemediği tek karakter ise 'In- diana Jones'. Yeni çekılecek Indiana Jo- nes'uheyecanlabekbyormuş. "58parlak gözlüklerimi taiap yeniden uçağunı uçu- racağun. Ama bu seferki Indiana Jones, içinde bir Tibetii rahibin taşıdığı huzuru yüzüne yansıtacak. Eski elbiseler ve ayak- kabılar giyen ve modadan hiç haberi ol- mayan. Tıpkı gerçekte benim gibi. Zaten, 'What Lıes Beneath'de katil biMm adamı- nı canlandmrken de içimde aynı sükûnet vardı. O, içinde yasatnğı kompleksleri Ue basa çıkamayıp katil olsa bile, ashnda ka- nsmdan çok daha kmlgan ve duyarh bir adam. Bu sadece fîlmlerde değü, gerçek hayatta sık rastianıhr bir olay ashnda." MicheDe Pfeiffer ve Harrison Ford yeni fihnlerinin gösterimi için lido'ya geldikr. utrec: Pariser Leben" (Henri de Toulouse- Lautrec: Paris Yaşamı) başlıklı sergi, sanatçının altmış adet litografısini izleyicilere su- nuyor. Sanatçınuı tuval ve kâğıt iş- len olmaksızın sadece özgün baskılanyla temsil edil- mesi, bu küçük çaph ser- ginin olumlu özellikle- rinden biri. Çünkü kul- lanım amaçlı grafik sa- natıru kendine özgü ya- ratı metotlanyla büyük bir devrimden geçirerek -^OHcelleştifeîribulouse- Laütrec, Paris kentinin kendine özgü uğultusu- nu izleyicilerin kulakla- nna taşıyan afişleri, litog- rafileri, mönü listeleri, mahkeme salonu desen- leri, kitap kapaklan ve ilüstrasyonlarıyla, 20. yüzyılda Picasso'dan Max Ernst'e, Giacome*- ti'den Klee'ye dek bir- çok sanatçının önünü ay- duılatan bir deniz fene- ri niteliğine sahiptir. Paris'te gece hayaü 1864 yılında güney Fransa'daki küçük Albi kentinde soylu bir aile- nin üyesi olarak dünya- ya gelen Toulouse-La- utrec, Komün Ayaklan- malan nedeniyle 1872'de ailesiyle birlikte Paris'e gelir. Küçük yaşlarında genetik bir hastalık yü- zünden kaval kemikleri- nin büyümesi durunca yaşamını bir cüce olarak sürdûrmek zorunda ka- hr. Lisede daha sonra bi- yografısini yazıp eserle- rinin korunmasını üstle- necek olan Maurice Ja- yont'la yakın dostluk ku- ran Henri, 1882'de, Av- ni Iifij başta olmak üze- re birçok Türk sanatçısı- nın da eğitim gördügü Paris'teki Fernand Cor- mon Atölyesi'ne yazılır. Yirmi yaşında Mont- martre'a taşınan genç sa- natçı burada kısa bir sü- rede Beüe Epoche döne- minin parlak gece haya- tının müdavimlerinden biri olur. Aym yıllarda izlenim- cilerin sanat anlayışına yakınlık duymaya baş- lasa da, Toulouse-Laut- rec ressamlardan çok, Paris'in gece hayatında, variyetelerinde, tiyatrolannda, genelevlerinde yakın arkadaşla- nru bulur. Kurduğu, düşlediği değil, her gece içinde olduğu dünyanın motiflerini desenleri- ne, resimlerine konu etmeye baş- lar. Bir çok afiş siparişi alır Karlsruhe'deki serginin ilk ça- lışması, genç sanatçının, yakın ar- kadaşı Aristide Braunt için yap- tığı ve modern grafik sanatının başyapıtlanndan biri olan "Bra- unt â Eldorado" (1892) afişi. lamakla kahnayıp, fıgürlerini ya- lınkat bir indirgemeyle deforme ettiği, böylece arka plandaki ha- reketli yaşam ritmine rağmen "gece yaşanüsuun" kahraman- lanmn kendi yahıızlıklannı doğ- ru bir noktada yakaladıgı gözlem- leniyor. Sanatçının 1892-95 arasında gerçekleştirdiği afişlerinde göz- lemlenen çizgi gücü ile renk kul- lanımı arasındaki diyalog, tica- ri kullanım amacıyla tasarlan- mış olan bu litografilerin kendi sesini soluğunu arayan bir ressa- mın özvarlığını oluşturabilmek için gösterdiği çabayı gözler önü- ne serdiği için önemli. "Miss Loie Fuller" (1893), "Mml Lender et Baron" (1893), "L'Artisan Moderne" (1894), "MDe MarceUe Lender, en bus- te" (1895) ve "May Belfort" Sergide yer alan çalışmalann birçoğunun numaralandınlma- dan, imzalanmadan, sadece lıt- ho taşı üzerine sanatçının mo- nografisiyle sergilenmesi, 1890'larda sağa sola asmak için üretilen bu çalışmalann yüksek bir sanat esen üretme aş- kından çok, sıradan bir insanın ilgisini çekmek amacıyla gerçekleştiri- len işlerdeki basit çizik- tirmelerin, yalınlığın ne- deni olarak yorumlana- bilir mi? Toulouse-La- utrec'in çizgisi, ortün ' dünyaya bakışının do- ğal bir ürünü. Sanatçı çizgisini o denli kesin, o denli kendine özgü bir sıçrama, durma, ilerleme ve ileri-geri sürtme rit- mine ulaşnrmış ki, litog- rafileri, gravürleri im- zasız bile olsalar sanat- çının gözlemlerine, iç çöküşlerine yaslanarak ayn, aykırı bir resim dün- yası kurmuş olduğunu ortaya çıkanyorlar. Farkh bir gerçekük Gördüklerini kendin- leştirip, firçasıyla "fark- h bir gerçekük" çerçe- vesine oturtmadan önce Toulouse-Lautrec'in ko- nulannı en ince detay- lara dek izlemesi, göz- lemde bulunması, onun birkaç hızla lekeyle var- dığı "an resim'' tadının arkasuıdaki "gözlemça- hşmalannın" keskinlı- ğini ortaya çıkanyor. Sa- natçının âşık olduğu ti- yatrocu MarceDe Len- der'in sırnnı çizmek için onun oynadığı bir ope- ra revüsüne yirmi kez gittiği bilinmektedir. 1893 'te Toulouse-La- utrec, Moulin Rouge'un en tanınmış dansçılann- dan Jane Avrfl ile taru- şır. Bir figür olarak sa- natçının birçok resmine, litografisine konu ettiği Avrfl, Belle Epoche dö- neminde sahnede gös- termiş olduğu koreog- rafıritimleriylegeniş bir izleyici kitlesini olduğu kadar, dönemin entelek- tüellerini de yakından etkilemişti. Tutku dere- cesinde giyime, şapkala- ra düşkün olan Avril için 1899'da onun Amerika turnesi için bir afiş ha- zırlayan sanatçı, 1899 tarihli bu çalışmasında kullandı- ğı aşın biçim bozma eğilimine rağmen oldukça etkileyici bir portreyi gerçekleştirmiştir. 1901 yıluıda, otuzaltı yaşuıda hayata gözlerini kapayan Toulo- use-Lautrec, imgelem gücü ile gerçekük arasında karşıthk olma- dığını, sonuçta sadece resmin kendi dünyasının yaşayacağını gösteren çalışmalanyla betim- lenmesi zor bir "tanımsıznğa" varmıştı. Karlsruhe sergisi bunun kanı- tı durumunda. Yeni Batman kim olacak? • Kültür Servisi - 'Batman', 'Pı' fılmiyle tanıdığımız sıra dışı yönetmen Darren Aronofsky tarafından yeniden çekilecek. Filmin senaryo çalışmalan ve oyuncu arayışı devam ederken yönetmen, Batman rolü için Hollyvvood'un üç önemli aktörü ile göriişme yapmaya başladı. Daha önce Michael Keaton. George Clooney, Val Kilmer gibi oyıınculann canlandırdığı 'Batman' karakteri için Nicolas Cage, Brad Pitt ve Ben Aifleck'in adlannın geçtiği bildirildi. Hayvan haklan savunucuları Walt Disney'e karşı • Kültür Servisi - Bir grup hayvan haklan savunucusu. Walt Disney film şirketıni, Amerika Birleşik Devletlen'ndekı dalmaçyalı cinsı köpeklerin hızla artmasını engellemeye çağırdı. Avukatlann yaptığı açıklamaya göre, film şirketinın gerçekleştirdiği '101 Dalmaçyalı' filminden sonra küçük çocuklar dalmaçyalı köpek sahibı ohnak ıstedikleri için bu köpeklerin sayılannda önlenemez bir artış gözlenmiş. Avukatlar bu endişelennı belirtmek için, filmin devamı olarak çekılen '102 Dahnaçyalı'nın fıhn setine giderek bir protesto gösterisinde bulundular. Disney film şirketi yetkilileri ise - , geçen hafta Amerika'daki dalmaçyalı köpek dernekleriyle köpeklerin eğitimi ve satın aluıması konusunda ortak hareket edeceklerini belirttiler. Fatboy Sfim'in yeni albümü çıkıyop ••-•» • Kümlr Servisi - Fatboy Slim'in kurucusu Ingılız sanatçı Norman Cook 'Halfway Between^. The Gutters and Stars' adını taşıyan yeni ' ' ' albümünü 6 Kasım'da Sony Musıc'ten çıkarmaya hazırlanıyor. Dünya çapında çok ses getiren hit albümü 'You've Come a Long Way, Baby'yi takip eden yeni albümde, on bir şarkı yer alıyor. Cook bu albümde Jim Morrison'un eski kayıtlan ile -. Macy Gray, Bootsy Collıns ve Urban SouFdan ' tanınan Roland Clarke ile çahştı. Deprem sonrası yardım amacı ile düzenlenen konserler için Türkiye'ye de gelen sanatçı, hâlâ tngiliz müzilf- listelerine en fazla şarkı sokan sanatçı ohna rekorunu taşıyor. Jim Carrey'den kopkufilmi%± • Kültür Servisi - Hollywood'un son dönemde'" en beğenilen oyunculanndan biri olan Jim Carrey, yeni fiüni için'20tbf ,,-, CenturyFox' > ' : firmasıyla anlaştı. 'Phone Booth' aduıı taşıyan Carrey'in yeni fıüninuı gerilim/korku türünde olduğu bildirildi. Film, Carrey'in daha önce rol aldığı 'Rear Window'a benzer türde bir film olarak tanımlanıyor. Jufie Taymor The Rymg Dutchman'i çekecek • Kültür Servisi - Aslan Kral' adlı filmin yönetmenı Julie Taymor, Fox film şirketi için 'The Flying Dutchman' adlı fıhni çekmek için hazırlıklara başladı. Şu sıralarda çok yoğun olduğunu belirten Taymor, filmin epik bir masalı anlatacağını söyledı. Hikâyenin beşincı sinema uyarlamasında, bir kaptamn büyük bır fırtına sırasmda Tann'ya lanet etmesi sonucu Tann'nın onu sonsuza kadar gemiyı kullanmakla cezalandırması anlatılıyor. Proje henüz çok yeni olduğu için oyuncu kadrosunun belli olmadığını belirten Taymor, Los Angeles'taki grevlerin her şeyi daha da zorlaştırdığıru ve filmin çekım tarihini henüz kesinleştiremediklerini ifade ediyor. Prag'da aydınlar bulıışuyor • Kültür Servisi -15-18 Ekim tarihleri arasuıda Prag'da dünyanın her tarafından gelen siyasi ve entelektüel kesimden kırk civannda aydın, gelişen dünyada eğitim, kültür ve ahlaki değerler konusunda bir konferans vermek için toplanacaklar. Cek Başbakanı Vaclav Havel'in davetine olumlu yanıt verenler arasında, her biri Nobel Banş Ödülü sahibi Jose Ramos Horta, Federick De Klerk ve Şimon Peres gibi kişiler bulunuyor. Bu konferans, 1997 yılında Havel ve Elie Wiesel tarafından tasarlandı. Kafka'nın labipent yansı • Kültür Servisi - Gilles Deleuze ve Felix Guattari'nin 'Kafka: Minör Bir Edebiyat için' \ adlı deneme kitabı, Yapı Kredi Yayınlan'ndan1 ' çıktı. Fransız felsefesinin iki sıra dışı isminin • 70'li yıllarda başlayan ortak üretımlerinin önemli bir aşamasını oluşturan kitap, yüzyılın en büyük yazarlanndan Kafka'ya ve onun mektuplar, günlükler, düz yazılardan oluşan külliyatına farklı bir bakış açısı getıriyor. Kitap, Kafka metinlerinin alışılageldik yorumlama biçimleri dışına çıkarak bu biçimleri tersıne çeviren bir okuma önerisi sunuyor. ' ' YaşlriarMtan İstanbul resimlepi • Kültür Servisi - Alzheimer Demeğı, kamuoyunun Alzheimer hastahğına duyarhlığım arttmnak için 21 Eylül'e değin sürecek olan bir- dizi etkinlik düzenledi. Proje kapsamında İstanbul'un çeşitli bölgelerinde bulunan J Alzheimer hastalan anılanndaki İstanbul'u resmettiler. Hastalar için Akademi tstanbul'da resim atölyelen oluşturuldu. Resimler 21 Eylül 'Dünya Alzheimer Günü'nde Akademi '•••- Istanbul'da sergilenecek. *£> r -
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear