25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İEYLÜL2000SALJ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /ekonomifo cumhuriyet.com.tr 13 Hükümetin uyguladığı programın yükü, çalışan ve dar gelirli kesime yıkılmaya devam ediliyor Sosyal politikaların adı yokBANUSALMAN ANKARA-Ekonomüc program, 2000 yılı için konulan pek çok hedefın tut- mayacağının kesinleşmesine ve cari açıktan büyümeye, gelir dağılımı den- gesızlığine uzanan açmazlara karşın yü- rötülmeye çalışılıyor. Programın yükü çalışan ve dar ge- lirli kesime yıİalırken zaten adaletsiz olan gelir dagılımını daha da bozucu etki yarattığı dıkkate alınmıyor. Enilas- yon hedefı doğrultusunda uygulanan ve özel sektörde uygulanmaya çalışı- lan ücret zamlanyla geniş halk kitlele- rinin yoksullaşması sağlanıyor. Ancak hükümet, gelir dagılımını enilasyonun bozduğunu, bu nedenle enflasyonla mü- cadelede başan sağlanmadan sosyal po- litikalann uygulamaya konulamayaca- guu savunuyor. Hükümetin, Uluslara- rası Para Fonu (1MF) ve Dünya Ban- • Enflasyon hedefi doğrultusunda uygulanan ve özel sektörde uygulanmaya çalışılan ücret zamlanyla geniş halk kitlelerinin yoksullaşması sağlanıyor. Hükümetin uyguladığı program ilerledikçe ortaya çeşitli sorunlar çıkıyor. kası'yla birlikte uygulamaya koyduğu program ilerledikçe açığa çıkan bazı açmazlar şöyle: Kur politikası-dış ticaret: Hükümet, "1 dolar+0.77 eunTdan oluşan döviz se- petini sabıt artışlara bağlayarak bir tür para kurulu sistemi uyguluyor. Ancak TL'nin değerlenmesine koşut dışsatım- da sıkıntılar yaşanmaya başladı. Dış ti- caret açığı yüzde 107.5 oranında arta- rak, 11 milyar 670 milyon dolara çık- tı. Cari işlemler açığı da, hükümetin en fazla 3 milyar dolar öngördüğü hedefı fazlasıyla aşarak daha ilk 6 ayda 5.6 mil- yar dolara ulaştı Borç yükü: Faızlerdeki büyük geri- lemeyle birlikte bütçe üzerindeki faiz yükü özellikle 2001 bütçesi için önem- li ölçüde azaltıldı ve iç borçlanmadaki kısa vade ağırlığı kınldı. Ancak dış borçlanmaya yüklenilmesi sonucunda, yeniden çok borçlu ülkeler kapsamına girildi. Petrol fiyatlan: Cari işlemler açığı- nın diğer bir nedenini oluşturan petrol flyatlanndaki artış, DPT'nin hesabına göre, Türkiye ekonomisine 2000 yılı için- de 2.5 milyar dolarlık ek yüke neden olacak. Türkiye'nın IMFden 3 yıl için- de almaya çalıştığı kaynak ise 4 milyar dolara ulaşmıyor. Gelirdağılımı: Faiz vergısi ve 3'eray- lık dönemler halinde geçici vergi alı- nıyor olmasına karşın uygulanmakta olan ekonomik programın büyük ölçü- de yükü çalışanlara çıkanlıyor. Tanm kesimine desteklerin kaldınlmasıyla hızlı bir yoksullaştırma politikası yü- rütülüyor. Kamu çalışanlanna, emek- lilere hedeflenen yillık ortalama enflas- yon yerine yıl sonu hedef göz önüne alı- narak ücretler reel olarak geriletiliyor. Büyüme: Hükümet, 2000 yılında yüz- de 5-5.5 büyüme öngörüyordu. 8. Beş Yillık Kalkınma Planı'na göre ise yıl- lık büyümenin yüzde 6-7 olması gere- kiyor. îlk 6 aydaki büyüme rakamı ise yüzde 4.3 oldu. Ancak, büyümenin dı- şalıma ve tüketime dayalı gelişmesi kaygılan arttınyor. Sanayi üretimi yüz- de 3.5 artarken ithalat vergisinin yüz- de 29.2 artış göstermesi, büyümenin dışalım kaynaklı olduğunu da ortaya koyuyor. Tüketimdeki artışın kısılma- sı için özellikle lüks tüketim harcama- lanna, bu kapsamda otomobil alımla- nna ek vergi yükleri konulması plan- lanıyor. tşaziik: Hükümetin uygulamalannın işsizliğı arttıncı özellik taşıdığı görü- lüyor. Ekonominin 1999 yılında yaşa- dığı büyük gerilemenin etkisiyle istih- damdaki sorunlann ağırlaştığına dikkat çekiliyor. Programla sözleşmeli çalış- ma gibi iş güvencesinden yoksun bıra- kan "işgücündeesnekkştirme" doğrul- tusunda adımlar atılıyor. IBM ThinkPad A20m 2628-4AG Intel* Pentıum'III ışlemcı, 600 MHz, Intef SpeedStep teknoto|isı, 256KB U Cache. 14 1" XCA (1024x768) TFT Ekran, 64MB RAM (512 M B a kadar), 8 MB VRAM, 12 GB HDD, 6xDVD ROM sürtkü, 56 Kb V 90 Modem, 2 x Tip II, 1 x Tip III PCMCIA Slot, ü-lon pıl, RJ-45, RJ11, Sen, Paralel, USB Port, Thınküght (klavye aydınlatması), 16-Bıt Stereo Ses özellıgı, Türkçe Q klavye, TrackPomt mouse, Wındows 98, 3 Kg ağırtık, 1 yıl garantı. ALLIN ONE - Dahili DVD ve Disket sûrûcü Orijinal ThinkPad çantası hediye Wefaokiri.com Profesyonel Ingıfizce ve Mıaosoft Offıce yazrtımlan konulannda çok genrç bir soru bankas ıçeren bu sıtede test alabilır ve alınan hertestm sonuçlannı amvda aynntlı olarak görebilir, sevıyenızi tesprt edebılırann 150USDPeşin 36ayx89USD 24ayx124USD 18ayx158USD 12ayx227USD pentium /// NASIL KATILACAK VE TESLİM ALACAKSINIZ • Kampanya Katlım Peşmat o(an 150 USO + KDV karşılıgi TL (TCMB efektf satş kuru ûzennden) mıktannı Pamukbank Meadıyeköy Şubesı 10212159 nolu banka hesap numarasna yatnnız (Banka havale, kotmsyon EFT ıştem masraflan te Sözteşme Damga Vergısı müştenyearttir) • En yakın Boyut Yetkılı Satasına ( BaşvTiru tofmu - Peşınat banka dekontu - Nufus cuzdanı ve fotokopısı - Gelir durumunu gostenr belge) belgelen teslım ederek başvuru formunu ımzalayınız • Onavlanan başvuaılar 3 gun içerısınde sıze bıldınlecektır Unjn adresınıze ucretsız teslım edılecek ve Boyut Yetkıli Bayısı taraftndan kunjlacaktır Onaylanmayan başvuruların peşınatlan 15 gun sonra lade edılecektır • Bu kampanya Pamukbank Tüketa Kredısı desteğıyle gerçekleştmlmektedır Ryatlara KDV dahil degıldır Kampanya stoklaria anıriıdır Danışma ve sipariş hattı 0216 445 5606 Intel, Intel irrsıde Logo'su ve Penöum Intel Corporaton m tescrfli bcan markalandır 7Gûn 09.00-2230 boyut • " I ' > M S."T" " >•••••' » i www.boyutbilgi.coiii.tr Deniz yohuıda Türk-İtafyan ışbırtigı EkDnomiServis-Dış Ti- caret Müsteşan Kürşad Tûzmen, güvenli, ekono- mik, bürokratık engelleri en aza indıren ro-ro taşıma- cılığının Türkıye ıle Italya arasındaki işbirliğinin art- tınlması ve ihracatın can- lanması açısından önemli olduğunu söyledi. "21.YüzyıkiaRo-RoTa- ymanhgı ve Türk-ttalvan Ekooomisindeki Yeri" ko- nulu panele Tüzmen'in ya- nı sıra Trieste Lıman Baş- kanı Prof. Maurizio Ma- resca, Trieste Ticaret Oda- sı Başkanı Adalberto Don- naggk) ve Ege Ro-Ro Yö- netım Kurulu Başkan Yar- dımcısı Taner Gürkan ka- tüdı. Tüzmen, denizyolunun demiryoluna göre 4.5, ka- rayoluna göre 4, havayolu- na göre ise 12 kat daha ucuz olduğunu vurguladı. Trieste Limanı Tüzmen, Italya'nın Tri- este Limanı'nın Baö Avru- pa'ya ulaşmakta Türk nak- liyecisi için kilit bir nokta olduğunu, geçen yıl ro-ro gemileriyle Türkiye liman- lan ile Trieste arasında ta- şınan araç sayısının 123 bincivanndaolduğunusöy- ledi. Tüzmen, son iki yıl- da ihracatın 1.5 milyar do- lara, ithalatın ise bunun iki katına ulaştığını söyledi. Trieste Liman Başkanı Ma- resca ise Trieste Lımanı'nda yeni bir terminalin inşası- na ve altyapı çalışmalan içinde olduklannı söyledi. Dı§ ticaret açığı Tüzmen, dış ticaretteki gelişmeleri değerlendirir- ken de "Şu anda ithalatın gküştir. Kişi başına 3 bin dolar olan GSMH, 10 bin dolarlara çıkana kadar it- halatihracattanfxâ* ohır" dıye konuştu. İŞÇİNİN EVRENtNDEN ŞÜKRAN SONER Bir Tanık ÖKimü hepkaranlıktakalan Ibrahim Kaypakkaya'ya iKşkin önceki gün Cumhuriyet Dergi'de çıkan anılan okur- ken kimi yaşanmış olaylar peş peşe belleğimden geç- ti.. tbrahim Kaypakkaya'nın ne ölümü ne de nerede ol- duğu konusunda bilgi sahibi değildim. Tam tarihi de not etmediğim için bilemiyorum. 12 Mart'ın ilk hızının kesildiği dönemdi. Birçok davanın binlerce tutuklu sa- nıklanserbest bırakılmıştı. Gazetenin bahçesinde be- ni özel olarak görmek isteyen bir konukla karşılaştım. Tedirginliği ve yalnız görüşmek istediğini söylemesi dikkatimı çekmişti. "Adımı, kimliğimi sormayın verernem, vermemem sizin için de daha doğrv olur. Ben gözaltına alınıp içer- de unutulanlardandım. Aylarca bir teksorgum bileya- pılmadan hücrede sıramı bekliyordum. Bir gün Ibra- him Kaypakkaya'yı yanıma getirditer. Daha doğnısu kollanndan içeri atıverdiler. Ayaklan kesikti. Sargı bez- leri kan içindeydi. Vücudunun heryanı yara bere için- deydi. Konuşacak halde değildi. Yine de ertesi günû sabah sorguya götürdüler, Akşam daha kötü getirdi- ler. Bu böyle günlerce sürdü. En son gece getirme- diler. Sabah kapım açıldı 'senbesfs/n çıkıyorsun' dediler. Ifademin alınmadığını, kayıt bile tutulmadığını hatır- latmak istedim. Azariayarak tehdit ederek dışan çık- mamı emrettiler. Korkudan sevinemedim. Zaten ak- şam getihlmeyınce şüphelenmiştim. Durumu o kadar ağırdı ki. Hiç konuşmadığı için daha çok öfke çekip işkence gördüğünü anlıyordum. Kaypakkaya işken- cede ölmüştü. Benı de aynı hücrede olaya tanık ol- duğum için serbest bırakıyorlardı. Tutanak tutmadık- lanna göre de kenar köşede bir yerde yok etmeye- cekleri ne malum. Beni öldüreceklerinden korkuyo- rum. Çaresizyurtdışınakaçmayakararverdim. Yaşa- dıklanmı, güvenilirbirineanlatmadan gidemedim. Bir şey yapamayacağınızı, yazamayacağınızı da biliyo- rum. Ama benden başka, biri de, belki ilerde bir işe yarar diye bilsin istedim.." Bu durumdaki birine ne sorabilirdim ki? Hiçbir şey sormadım. Not almadım. Yattığı cezaevini, gözalti sü- resini, gözaltına alınış nedenini ögrenmeye çalışma- dım. O da başka hiçbir şey söylemedi. Sadece beni tanıması ve güvenmesine ilişkin anlattıklanndan egi- timin içinden bir insan olduğu izlenimini edindim. Aca- ba yaşıyor mu? Hangi ülkede? Anılannı yazsa, ortaya çıkıp bir biçimde tanıklık yapmaya çalışsa. Kaypakka- ya'nın ölümü üzerindeki esrar perdesi kalkar mı? Ben- ce onun tanıklığının bile bir işe yaraması için, devtetin işkenceye son vermesi, insan haklan için karariılığı ve bu anlamda geçmişle hesaplaşması gerekiyor. Ibrahim Kaypakkaya'yı, ilk Çapa'da o zaman öğret- men adayı üniversite oğrenciierinin kaldıklan yurttaki birçatışmanın sonundatanımıştım. Ülkücülerin saldı- nsına uğramışlardı. Bir ıkıncisinde polis yurda girdi ve yurtta kalan öğretmen adayı oğrencileri dışan attı. Ib- rahim de dahil, yoksul aile çocuklan sokakta kalmtş- lardı. Türk Devrim Ocaklan ile Türkiye Milli Gençlik Teş- kilatı (TMGT) binalarında, yan yana getırilen sandal- yeler, kottuklar yetmediği için çoğu masaiann üzerin- de yatıp kalkmaya başladılar. Kaypakkaya, liderler ara- sında stvnlmıştı. Ama son derece sessiz, iddiasız, da- ha çok gözlen ile konuşan, hıç yakınmayan, dirençli, kavruk Anadolu çocuğunun simgesi gibrydi. Sokakta kalmış öğretmen adaylannın durumunu anlatan haberleri ben yazdığım için, öğretmen örgüt- lerinden toplanan kimi bağışlar bana gönderiliyordu. O günün parası ile bile çok küçük, sınırlı ama ıçten ge- ten yardımlardı. Yoksunluk ve insan sıcaklığından ezi- lir, gelen yardımı utanarak Ibrahim Kaypakkaya'ya tes- lim ederdim. Gülümser, "birkaç günlük simit, peynir, çayparası garantilendi" diye arkadaşlanna müjdeyi ve- rirdi. Sonra illegalite geliştiğinde pek çoğu ile olduğu gi- bi Ibrahim Kaypakkaya ile de bağlanm koptu, Belki bir koruma refleksi idi. Çok yakından tanıdıklan, sevdik- leri halde, illegaliteye geçişten sonra beni hiç arama- dılar. Ne yaptıklannı, nerede olduklannı, görüşlerini an- latmadılar. Birtek Yavuz Yıldınmtürk-Cihan Hamsi- ci Grubu "abla senin yemeklenn guzel" diyerek bir- kaç kez yemeğe geldi. Olay patlak verdiğinde, aslında Rahmi Duman'ın oglunu kaçırmak üzere keşif yapmayı kolaylaştırmak üzere bana gidip geldiklerini anladım. Benim evimin yolu, kliniğin önünden geçiyordu. Onlar bile genel te- orik kimi konular dışında özel görüşlerinden, hele de eylemlerinclen hiç ipucu vermıyoriardı. Sadece 12 Mart muhtırasının verildiği ilk günlerde askerierden nasıl umutlu olduklannı, sonra da nasıl düş kınklığına uğradıklannı içim sızlayarak anımsanm. Ulu- salcılık, ulusal bağımsızlık Dev-Genç Grubu'nda ka- lanlann en kutsal, tapılası sloganlanydı. Kaypakkaya'nın ölümünden yıllar sonra adına ya- yırnlanan kitaplan, görüşlen okuduğumda itiraf etme- liyim ki, bana doğru ve pek inandıncı gibı gelmediler. O kadar kısa biryaşam dılımi ıçınde, o kadar hızlı olay- lann akışında, teorik ve stratejik bu kadar büyük dü- şünce ayınmlannın gelişmiş olabileceğine inanmak zordu. Doğrusu bana göre gençliğin içinden, sorgulama- sından fışkıran gerçeklerie gelişen soldan ürken çıkar odaklan, içleririden en cesur en bilinçlileri savurmak üzere bir dizi tuzaklar kumnuşlardı. Ibrahim Kaypak- kaya, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan.Mahir Çayan.yuz- lercesi, aynı koşullann yarattığı, aynı çızgıden yola çı- kan, çok farklı yollarda yürümüş gıbi gözukseler de, özünde aynı düzene karşı savaşım vermelerinin be- delini çok ağır ödemiş gençlik liderleri olarak bellek- lere kazındılar. sukransoner@yahoo.com DİSK'ten Cukobirlik yöneticilerine eleştiri îşçi kıyuıuııa tepkî ATIANA (Cumhuriyet Güney tOeri Bûrosu) - Çukobirlik Genel Müdürii Yakup Şahin'in, "Kadromuz şişkin. Birtiğikurtannak için bin 100 işçi çıkarmak zorundayH" şeklindeki açıklamasına ilk tepki DlSK'e bağlı Tekstil tşçıleri Sendikası Çukobirlik Şube Başkanı AH Caymaz'dan geldi. Iplik Dokuma Fabrikası'nda normal kadronun altında işçi çalışüğını belirten Caymaz,tt 2 bin 32 ldfinin çahşması gereken teaste şu anda bin 610 kişi çahşryor. Fazlahk varsa yandaşlarma peşkeş çekikn bölümlerdedir'' dedi. Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun en büyük entegre tesislerinden biri olan Çukobirlik'te 2 bin işçinin ücretsiz izne çıkanhnasının ardından Genel Müdür Şahin'in, "Kadroda şişkinlik var. Yûksek ücret veriyoruz. Birlik arük bu yükü çekemez duruma geldi. Çukobhük'in kurtulması için bin 100 işçiyi en kısa zamanda çıkaracağız" demiştı. Ali Caymaz, Çukobirlik'in siyasi çevrelerin "arpalığT gibi kullanıldığını belirterek " Yönetime her yeni gelen yönetjcilerin, 'Enkaz devraldım" dediği bir yer ,! durumundayken şimdi mi akulan ! ••••••,••• başlarma geldi de işçi laynm yaparak kurtarmak istiyorlar. Kurtuluş rantabl çabşmada ve üretimdedir" dedi. Çaymaz, ; aylardır süren sözleşme görüşmelerinden şu ana kadar ' sonuç alamamalanndan çok işverenin, "Sendika, işçi çıkışı için liste yapsm, albna imza atsm" açıklamasına tepki göstererek "Bu-akın bin 100 işçiyi bir ldşinin bile çüaşuıa brin vermeyeceğiz. Çukobirlik çauşanı ürermek için vardır" derken sendıkanın 7 Eylül tarihinde Seyhan Kültür Merkezi'nde işçilerle bir araya gelerek son gelişmeleri < değerlendireceğinı söyledi. --!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear