24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 TÜRKİYE Istanbul PB 26 Sioop PB 23 Adana A 32 Edime PB 28 Samsun Y 27 Mersin A 30 Kocaeli PB 25 Trabzon Çanakkale PB 16 Izmir B 30 Giresun _Y 24 Dıyarbakır A 31 _Y 24 Şanhurfa A 33 Ankara PB 23 Mardin B 30 Manisa B 31 Eskişehir PB 23 Siirt B 31 Aydın J3 32 Konya PB 24 Hakkâri PB 29 Denizli Sıvas Y 21 Van PB 23 Zonguldak PB 22 Antalya A 32 Kars Helsinki Yurdun kuzey kesım- leriparçalıbulutlu, Or- ta ve Doğu Karadenız /-ı_ı_ ile Doğu Anadolu'nun kuzeyi sağanak yağış- k, diğeryerterazbuTut- lu ve açık geçecek. Londra Hava sıcaklığında önemlı bir değışıklık olmayacak. Rüzgâr kuzey yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette Bonn esecek. Münih DIS MERKEZLER PB 19 Berlin PB 19 Y 14 Budapeşte Y 25 PB 30Stockholm Y 18 Madrid Y 20 Amsterdam PB 19 Belgrad Y 24 Brüksel PB 21 Sofya Paris PB 23 Roma PB 28 "T17 PB 21 Atina PB 21 Zürih Y 18 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y HB PB PB Y Y Y B 20 40 18 33 31 31 28 32 B 32 p Yağmurlu >UNCELcÜNEYT ABCAYÜREK jk Baştarafi 1. Sayfada Gerçi Adalet Bakanı, başdenetçiliğe "deneyim sahibi, nitelikli birinin" gelmesine değinirken Demi- nel'i "örnek gösterdiğini" öne sürüyor. -Telefon konuşmamızda- Demirel'i sadece "bir örnek" gösterdiğini yineledi. Isim saptanmadığına kanıt olarak ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın demeci- ne işaret etti.. Başbakan Yardımcısı Yılmaz; sözü edilen deme- cinde "Ombudsman hükümetin gündeminde, ama 'isim konusu' hiç gündeme gelmedi" diyor. Ne ki, bu demeç artık siyaset adamlıgina uygun açıklamalarda "dikkatli" davranması gereken Ada- let Bakanı Türk'ün, neyin ne zaman söyleneceği in- celiğinden yoksun olduğunu gösterdi. Üstelik; Mesut Yılmaz, bakanı terse düşürüyor. Daha doğmadan çocuğa don biçmeme gereğini anımsatıyor. Yılmaz da, söylemine katılan Başbakan Ecevit de elbette haklı: Henüz tasan Bakanlar Kurulu'ndan geçmemiş. TBMM'de yasalaşmamış. Herhalde Demirel adına Adalet Bakanı Türk'ün acelesi olacak ki; ombudsman = kamu başdenet- çilik görevini alelacele isimlendirdi. Daha doğrusu -dünkü gazetelerde de görüldüğü gibi- ombudsmanlık kurumunu... Demirelleştirdi! Adının ortaya atıldığı salı sabahı, Demirel'in henüz görevi nasıl karşılayacağının bilinmediği saatlerde dün yayımlanan Güncel'e şu satıriar yazılıyordu: "Demirel kabul eder mi? Aman efendim, partiler gelmiş huzura, ricacı olmuş. TBMM seçecekmiş, ne umuruna. Kabul ne demek? Yakışıksız bir sözcük. Derhal başüstüne!" Bu yargıya varabilmek için Hüsamettin Cindo- ruk ya da Ismet Sezgin gibi Demirel uzmanı ya da falcı olmaya gerek yok. Daha Çankaya'da iken, hele Güniz Sokak Köş- kü'ne göç ettiğinden beri devlette "birinci sınıf bir göreve gelme isteğini" çağnştıran yığınla demecini anımsamak, görevi kabul edecegini kestirmeye ye- ter! Göreve liyakatin Demirelsel kanıt Zaten bir iki gazetedeki son demeçleri, tahminle- ri doğruluyor: "Bana böyle bir teveccühünyönelmiş olmasını memnuniyetle karşılanm" diyor. Sık sık kullandığı bir dayanak var elinde. Güniz Sokak'ta ilk sabah ezan sesiyle uyandığını övünerek söyleyen Demirel; Kuran'ın Nisa Suresi 58. ayeti ile ombudsmanlığa layık olduğunu duyu- ruyor: "Emaneti ehline tevdi ediniz." Tabii "ehil" kendisi! . , .„*,..„ Bakan Türk, eski cumhurbaşkanının adını kuaıma geleceklere "örnek" diye kullandığında direnen de- meçler verdi. Bir yerlerden yüreklenmiş olacak ki; Demirel'le görevi eşleştiren Sabah gazetesi dün; "Türk, om- budsmanlık için Demirel'i 'önerdiğini' kabul etti" di- ye yazdı. Kuşkusuz eski cumhurbaşkanı; siyasal manevra- larda Ecevit'ten de, Yılmaz'dan da hele hete Hikmet Sami Türk'ten de çok daha fazla beceri sahibi, üs- telik hepsinden de kumaz ve hesaplı. Ombudsmanlığı "memnuniyetle" kabul edeceği- ni gösteren demeçlerinde dikkatli ve sakıngan! Şöyle başlıyor söze: "Şimdi orta yerde bir şey yok... Yani? 'Vehle-i ula'da (günün birinde) böyle bir şey olursa..." Ne ki; ombudsmanlıkla eski cumhurbaşkanımızın ekim ayında siyasal alanda yeniden dogacağı ola- sılıklan çöpe mi atılıyor? Atılmasını gerektiren bir durum var ortada: Ombudsman kurumunun sayılan özelliklerinin ba- şında "başkamu denetçisinin, denetçilerin, hatta kurum personelinin 'siyasi partilere üye olamaya- caklan'..." kuralı geliyor. Görevi olumlu karşılayan Demirel; çevresindedö- nüp duran onca hevesi, hadi adlanndan söz etme- yelim, Demirel'le yeniden ikbal kapılannı açmayı düşleyenleri yoksa işletiyor mu? Yoksa, yoksa; "birileri" -örneğin Yılmaz, hatta ku- rumu destekleyecek Çiller- sağda fıili siyasete gir- mesini önlemek için Demirel'in böylesine iştiha ile bakacağı ombudsmanlık görevini ekimden önce gerçekleştirmeye mi çalışacaklar? Ne dersiniz? Cottarelli yine Türkiye'de tP: Büyük Taamız'a karşı intikam başlatıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası Pa- ra Fonu'nun (IMF) Türki- ye Masası Şefı Carto Cot- tarelli başkanlığmdaki he- yeti, programın üçüncü gözden geçirmesini yap- mak üzere Türkiye'ye gel- di. Işçi Partisi Öncü Genç- lik Kolu, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Türki- ye'de büro açmasını Anka- ra Gaziosmanpaşa'da bu- lunan IMF Bürosu'nun önünde protesto etti. Esenboğa Havaala- ru'nda gazetecilerin soru- lanna yanıt veren Cottarel- li, "Ekonomi genei olarak rayında" dedi. Cottarelli, bir soru üzerine, çahşanla- nn ücretlerinin yılm ilk çeyreğinde reel olarak enf- lasyonun gerisinde kalsa bile enflasyonun düşme sürecinde artış gösterece- ğini savundu. IMF heyeti- nin, bugün sabah saatlerin- de Devlet Bakanı RecepÖ- nal ve Hazine Müsteşan SeJçukDemiralp ile görüş- mesi bekleniyor. Işçi Par- tisi Öncü Gençlik teşkila- tının IMF bürosu önünde dün düzenlediği eylem sı- rasında yaptığı basın açık- lamasında 30 Ağustos Za- fer Bayranu'nın yıldönü- münün kutlandığı anımsa- tılarak "30 Ağustos Tûrki- yesi IMF karargâhı ola- maz" denildi. Emperyalist örgütlerin 'Büyük Taar- ruz'a karşı intikam savaşı başlattığı savunulan açık- lamada, IMF Türkiye Ma- sası Şefı Carlo Cottarel- li'nin 30 Ağustos günü Türkiye'ye gelişinin başka bir açıklamasının olama- yacagı belirtildi. tP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın da Cottarelli'nin Türkiye'ye geüşi ile ilgili olarak yaptıgı basın açıkla- masında ABD'nin sömür- geleştirme stratejisine kar- şı çıkmayan hiç kimsenin banştan söz etmeye hakkı ohnadığını söyledi. 4 Irtica yargıya da sızdı'• Baştarafi 1. Sayfada "bumın sonunun da 5 arü 5'e benzeyecegmi" söyledi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu 30 Ağustos Zafer Bayramı kuüa- malan çerçevesinde dün akşam Gazi Ordu- evi'nde aralannda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan BfifentEcevit'in de bulunduğu üst düzey devlet yetkililerinin, ko- mutanlartn ve gazetecilerin katıldığı bir resep- siyon verdi. Orgeneral Kıvnkoğlu, gazetecilerin sorula- n üzerine, devlet içindeki irticacılann temiz- lenmesinin zorunluluğunun altını çizdi. Kıv- nkoğlu, memurlann işten çıkanlmasını kolay- laştıran ve iki kez Cumhurbaşkanı Sezer tara- findan hükümete geri gönderilen kararname taslağımn da "28 Şubat'ın bir parçasT oldu- ğunu kaydetti. Kıvnkoğlu şunlan söyledi: "Bu konu arbk prestij mesdesi hafine gekü Ekimde bu yasa mutlaka çtkanlmabdır. Siyasi partiler bu konuda da 8 yılhk kesintisiz eğitiın- de olduğu gibi grup karan almabdır. Ainiarsa çokrahatnklayasalaşır. Aksi hakk sonu 5 arü 5 düzenkmesi gibi ohır. Yasanın çtkanlmasm- dan çok uygulama önemlidir. Siyasi partiler, bu konuda samimi olmabdır. Yargıscinfaz ekş- tirfleri yapılıyor. Ben bu ekştirflere kaalmıyo- rum. TürkSUahhKuvvetleri'nde de nadireo de oisa bu tûr sızmalar yaşanryor. Bir sepetteki birkaç çürük kayısı d^erlerine de sirayet ede- bflir. TSK'ye azmak isteyen şeriatçı gnıpiar içmdeoransal olarak FetfauBabçılaröneçüayor. Kamu için Başbakanhk Takip Kurulu'nun ve- rilerine dikkat ediunesi gerekir, sayısını tam olarak tesph etmek mümkün değil, ama bin- lercesi var." 'Slyasl bafilantıları oörtilüyor4 Ordudan atılan şeriatçılann bazı belediye ve kuruluşlarda çeşitli görevlere getirildiklerinin anımsatılması üzerine Kıvnkoğlu, "Bu Idşfle- rin bu görevleregetiribnesinden hangipartfler- le bağbuıüfa olduklan görüluyor. Bizim söyle- düderimiz de daha iyi anlaşüryor" dedi. Kıvnkoğlu, Fethullah Gülen hakkında An- kara DGM tarafından verilen gıyabi tutukia- ma karannm Istanbul DGM tarafindan kaldı- nldığı anunsatılarak, "İki ayn mahkemeden i- ki ayn karar. Nasıl değertendiriyorsunuz" so- rusunun yöneltilmesi üzerine "îki ayn mahke- meden iki ayn karar verilmesi iiginç ve düşün- dürûcü" dedi. "Yargrya da sızddar mı" soru- su üzerine Kıvnkoğlu, "Oralara sızmadüar mı, her yere sndıUr" diye konuştu. Kıvnkoğ- lu, "Bu durum sizde rahatsıznkyaraoyor mu" sorusuna, "Sizi rahatsız etmiyor mu? Sadece Fethullah Gülen meselesi değil. Farkh irtkai gnıpiar var, SüJe> mancılar var, \Iilli Gdrüşçü- ler var. YAŞta 44 ldşiyi uzaktoşnrdık, 11'i Fet- huUabçrvdı" yanıtını verdi. 'İran samlml defiil' Dış politakayla ilgili sorulan da yanıtlayan Kıvnkoğlu, îran'ın PKK ve Hizbullah konu- sundaki tutumunun samimi olmadığını vurgu- ladı. Kıvnkoğlu, TSK'nin Yunan ordusu ile or- tak tatbikat yapacağını da sözlenne ekledı. Basının hükümeti desteklemesini isteyen Kıvnkoğlu, MGK toplantılan hakkında basm- da yazılanlann da doğruyu yansıtmadığını söyledi. Orgeneral Kıvnkoğlu, gazetecilerin sorulan üzerine, bir taraftan olarak Fenerbah- çe'den umutlu olmadığını söyledi. Kıvnkoğ- lu, bütün kuvvet komutanlannın da Fenerbah- çeli olduğunu söyleyerek "Başka tûriü terfi edemezler" esprisini yaptı. Resepsiyonda gazetecilerin sorulannı yanıt- layan üst düzey bir askeri yetkili de hastalığı- nı gerekçe göstererek Türkiye'ye dönmeyen Fethullah Gülen'in sağlığınuı yerirlde olduğu- nu bildiklerini, ABD'de New Jersey'de bir çift- likte yaşadığını söyledi. Donanma izmir'e taşınıyor Sezer'in ve Başbakan Ecevit'in yaklaşık 40 dakika kaldıklan resepsiyonda kişisel sohbet- lere ülke gündemindeki siyasi gelişmeler ko- nu oldu. TBMM'deki yemin töreninde frak giymeyen Ahmet Necdet Sezer'in ilk kez 30 Ağustos resepsiyonunda smokin giymesi dik- kat çekti. Ecevit de resepsiyona smokinle Se- zer, resepsiyona gelişinde Orgeneral Kıvnkoğ- lu tarafindan kapıda karşılandı. Sezer'in geli- şinin ardından 10. Yıl Marşı çalınarak bahçe- de havai fışekler atıldı. Resepsiyonda gazetecilerin sorulannı yanıt- layan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yeddlile- ri, Deniz Kuvvetleri'nin Gölcük'te depremin ardından yaralan sarmaya çalıştığuu belirttı. Gölcük'ün fay hattında olması nedeniyle bu- rada konuşlu olan Donanma Komutanlığı'nın büyük zarar gördüğünü ve ciddi can kaybetti- ğini anımsatan yetkililer, "Donanma Komu- tannğuıuz tznür'e tasınıyor. tzmir'de konuşlu bulunan Güney Deniz Saha Komutanfagnnız da Antalya'ya taşınacak. Türk Deniz Kuvvetleri Karadeniz'in en güçlü donanmasıdır. Akde- niz'de ise Fransa ve ltaha'nın ardından üçün- cü sırada bulunuyoruz" dediler. Batan Rus Deniz Kuvvetleri'ne ait Kursk denizaltısını kurtarma faaliyetlerinin Mosko- va açısından skandala dönüştüğününün anım- satılması üzerine yetkililer, Türk Deniz Kuv- vetleri'nin 15 ülkenin katılımıyla eylül ortasın- da Mersin açıklannda denizaltı kurtarma tat- bikatı düzerüeyeceğini bildirdiler. Yetkililer bu tatbikatın, dünyada 3-4 ülke tarafindan ya- pılabildiğinin altını çizdiler. Enerjide rüzgâr dönemiANKARA (CumhuriyetBüro- su) - Başbakan Bülent Ecevit'in 2002 yılına kadar faaliyete geçe- cek olan, 17'si rüzgâr santralı ol- mak üzere 29 projeye ilişkin Yüksek Planlama Kurulu (YPK) karannm bir an önce tamamla- nacağını açıklamasının ardından, TEAŞ Genel Müdürlüğü bünye- sinde yeni ve yenilenebilir ener- ji kaynaklanyla ilgili yeni bir da- ire başkanlığı oluşturma girişim- leri başlatıldı. Ancak bakanlığın patent alan Türk mühendisinın teknolojisini kullanmak yerine, yabancı tek- nolojiyle yap-işlet-devret ve yap- işlet modelleriyle rüzgâr santralı kurmaya çalıştığına dikkat çekil- di. Dünyada 2002 yılmda elektrik enerji talebinin yüzde 20'sinin rüzgâr enerjisinden sağlanabile- ceği tahminleri doğrultusunda çalışmalar yapılıyor. BOTAŞ'ın Petrogas dergisindeki verilere gö- re, Danimarka'da rüzgâr enerjisi maliyetleri 1981 ile 1995 yıllan arasında 3 'te 2 oranında düşürül- müş ve elektrik maliyetlerinin bugünkü kilovatsaat başına 4.7 centlık fıyatının da 2013 yılında 3 cente, 2020 yılında ise 2.5 cen- te kadar düşürülüceği hesaplanı- yor. Son 6 yılda rüzgâr türbinleri satışlanndaki ortalama yılhk bü- yüme yüzde 40 civannda gerçek- leşmiş ve çoğu Avrupah olmak üzere yaklaşık 60 tane türbin üre- ticisi bulunuyor. Aynca 10'un üzerinde Avrupa bankası ve ka- mu hizmeti şirketinin en az 20 ta- nesi rüzgâr enerjisine yatınm ya- pıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı da 2005 yılına kadar Tür- kiye'nin kurulu güç kapasitesi- nin yüzde 2'sinin rüzgâr enerji- sinden karşılanmasını hedefliyor. Türkiye'nin 10 bin megavatlık rüzgâr enerjisi üretilebilecek po- tansiyele sahip olduğu belirtili- yor. Ancak bu alan da yap-işlet- devret ve yap-işlet yöntemleriy- le özel sektöre bırakılmakta. Bu kapsamda Rüzgâr Sanayicileri ve Işadamlan Dernegi, bakanlık ba- zında lobi faaliyetleri yürütüyor. Rüzgâr santralı projeleri de ya- bancı teknolojiye dayamyor. Ma- kine mühendisi Yücel Hökelek, 1995 yılında "supompaaçahşör- mak ve elektrik enerjisi elde et- mek için kullarulan rüzgâr nır- binterine mahsus daha fazla güç veren yeni bir kanat profih" un- vanıyla Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı 'ndan patent almasuıa karşın, Enerji Bakanlığı'mn pro- jesine gereken önemi vermediği- ne dikkat çekti. Sosyal güvenük tasansında karmaşa BANUSALMAN ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşan Fîk- ri Şahin, 5 ayn yasa tasansının ida- ri düzenlemelerinin yer alacağı ka- nun hükmünde kararnamenin Baş- bakanhk'ta hazırlandığını, kendile- rinin bireysel emekliuk dışındakı 4 tasandan mali ve cezai hükümleri ayırarak ayn bir taslak hazırladıkia- nnı bildirdı. Bireysel emeklüik yasa tasansını Çalışma Bakanlığı ve Hazine'nin birlikte hazırladığım, ancak kanun hükmünde kararnamenin bunu da kapsaması nedeniyle Hazine'nin mali ve cezai hükümlere ilişkin ay- n biryasa taslağı hazırlayacağını be- ürten Şahin, 5 ayn yasa tasansından mali ve cezai hükümlere ilişkin 40 madde saptadıklannı, bunlann 30'unun Bağ-Kur'a ilişkin olduğu- nu belirtti. Bireysel emeklıliğın vergi teşvik- lerine ilişkin yasa taslağını da Ma- liye Bakanlığı hazırhyor. Ancak bu taslak üzerinde de tam uzlaşma sağ- lanmış bulunmuyor. TBMM Çahşma ve Sosyal Işler Komisyonu'nun alt komisyonunda bile "Çok geniş kapsamh olduğu ve uygulama olanağı ohnayacağı'' eleş- tinleri gündeme getirilmiş olmasına karşın, hükümetin 5 ayn yasa tasa- nsını KHK olarak çıkarmaya çahş- ması "karmaşa'' yarattı. Mali ve ce- zai hükümleri olmaksızın "idaridü- zenlemeJere" gidilmesinin "sosyal güvenKkteucubebtrsistem''yarata- cağı belirtihyor. "Örnegüı, bir kn- rum ohıştunryorsun, buraya atana- cak personeleödenecekücretler ma- li duzenknıe ohnuyor mu? Türidye 1?Kurumu'nungefirleri,kurumyö- Detim kunıhınun görevteri arasmda yer alan mafi konular, yetld yasası kapsammdaKHK'yle düzenlenebi- Sr mi? Kanun hükmünde kararna- me çıkanlsa bfle mali ve cezai hö- kümlereilişkin yasalannçıkmasnun gecikmesi ya da cıkmaması duru- munda oJuşturuJan kurumlann ge- Hrve maliayaMannm nasd çakşaca- ğı" sorulan gündeme geldi. Bağ-Kur'dayetki yasasıkapsamı- na gırmedığı açık olan, bu nedenle KHK'yle düzenlenemeyecek olan bazı mali ve cezai hükümler şöyle: - Kurum gefirleri ve zonınlu öde- meler için buhınduruhnasa gereken nakit ve benzeri varhklann değer- lendhihneshıe iKşkin usul ve esaslar, fcıırum, Çahşma veMalryebakanlık- lan, Hazine, Merkez Bankası ve SPK'nin müştereken hazıriayaeak- bui ve BakanlarKuruiu'nca çıkan- tecakyöneandilde befirlenir. - Maluliyet aylıği, prün borcu bu- lunmaması koşuluyla bağlanabile- cek. - Toptan ödeme yapdan süreJerin ihyasında,busüreJere ilişkin primle- rin toptanödemeyapılan tarîhte bu- hımılan hat^magın ndeme ^phin- deld prim tutan üzerinden hesap- lanması ve 3 ay içmde ödenmesi ön- göriaüyor. - Olüm aylıği bağlanması için ön- görülen 3 tam yıl hizmet süresi 5 yı- la çıkanhyor. - Sigortahnın öhunü haonde ço- cuMarma baglanacak maaş, sigor- tabya aitayhğınyüzde25'ioranında baglanacak. Ohlm aybğmın kesflme- » de yeniden düzenfeniyor. - Diğer sosyal güvenlik kanunla- nna tabi işte çalıştıktan sonra Bağ- Kur'lu olanlann basamaklannın, dl- ğer sosyal güvenlik kurumlannda geçınlen süre dikkate alınarak inti- bak olanağı sağlanacak. - Bağ-Kur, süresi icinde ödenme- yenprimvealacaklarmaAmnıeAla- caldaruun Tahsiü Usuhı Hakkında Kanun hükümleriniuygulayacakve bu konudaMahyeBakankğıflediğer kamu kurum ve kuruluşlanna veri- lenyetküeri kuOanabilecek. Alacak- lara ilişkuı uyuşmazuklarda iş mah- kemeleri yetkili küınıyor. Ancak iş mahkemelerine yapüacak başvuru- laruı alacaklann takip ve tahsihni durduramayacağı benrbHyor. - Yabancı uyruklulara da isteğe bağlı sigortalı olma hakkı tanınıyor. - Sigortahhktescfl ve sigortahhğm sona ermesi durumunda bUdirimde bulunmayanlara idari para cezası kesilecek. Sağhk karnelerini başka- suıa kuUandıranlardan, kurumca yapıian sağhk giderinm 2 kaü tahsil edüecek. - Bankalara, kurum adına tahsil ettikleri prim ve diğer alacaklan 7 gün içinde Bağ-Kur hesaplanna ak- tarmazlarsa gecikme zammı uygu- lanacak. -Askerhk borçlanma tutaruu öde- me süresi 3 aya indiriliyor ve prim- ler tam olarak süresi içinde öden- mezse borçlanma gecersiz küuuyor. - İsteğe bağlı sigortalılar, sağlık sigortası kapsamından çıkartılıyor. -Sağhkhizmetinin. Sağhk Bakan- hğı, SSK,yerel idareler, ünhersiteler veKtT'Iere ait sağhk tesisleri yanın- da gerçek ve tüzeUdşflerden de saun ahnabüeceği yoiuyla özel muayene- haneilehastaDderedegeçitverüiyor. - Ayakta yapılan tedavilerde mu- ayene ücreti ve verilen ilaçlann be- delinin yüzde 30'unu sigortalılar ödeyecek. Emekli olanlar da yüzde 20'sini ödemek zorunda kalacak. Protez, araç ve gereçlerde de sigor- talı yüzde 20, emekli yüzde 10 öde- me vapmak zorunda kalacak. - Uk 12 basamaktabuhınanbu-12. basamaktutannın, 13 vedahayuka- n basamaklardakiler bulunduklan basamak tutaruun, tanmda kendi hesabına sigortahlardanilk 10 basa- makta bulunanlann 10. basamak gösterge tutannm, 11 ve daha yuka- n basamaklardakiler ise bulunduk- lan basamak tutannm yüzde 25'i oranında sağhk sigortası primi öde- mek zorunda kalacaklar. - Sağlık ngortası pnmleriayn he- sapta toplanacak. Diğer sigorta he- sabından sağlık hizmetlerine fon ak- tanlmayacak. - Yatarak ve ayakta tedavflerin fi- yadandmhnası, kurumca karşılana- cak ilaçlann cins ve miktan, ödene- cek ortez, protez ve ryflestirme araç- lannın bedeUerinin tespitme ihşkm usul ve esaslar kurumca bemiene- cek. Sağhk hizmeti giderleri, Sağhk Bakanhğı'nın fryat tarifesinde befir- leoen usul ve fryatlan geçemeyecegi bükmüyte snurianduıhyor. - Kuruma 3 yıldır prim ödeme- miş olanlann sigortalılık işlemleri durdurulacak. Ancak, bu süreye iliş- kin primleri tahsil edilecek. -1982 yıiına kadar geriye dönük olarak vergi mükeflefryeti olanlara borçlanma olanağı geüriKyor. - Tanm sigortalılan için de ben- zer değiŞLklıkJer yapılıyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada olup olmadığını araştırdım. Türk vardı, ama Türkiye adına değil, ABD'nin davetlisi olarak katılmıştı. Tanıştık. ABD'de doktora eğitimi görüyor. Toplantı- ya bir ABD'li profesörün referansıyla katılmış. Konusu tanıdık: HalideEdibAdıvaıi Halide Edib'in yaşamı, olumlu-olumsuz bir dizi dal- galanmayı içeriyor. 1919'da kurtuluşu Amerikan man- dasında buluyor... Kısa süre sonra eşi Adnan Adı- var'la Mustafa Kemal'in yanında yer alıyor... 1926'da devrimlerin başlamasıyla birlikte Mustafa Kemal'le an- laşmazJığa düşüyor, yurtdışına gidiyor... 1939'da dö- nüyor... Merve Kavakçı'nın, New Yorkia yapılan "Din ve Ruhani Uderier Milenyum Banş Zirvesi'ne ABD de- legesi olarak katılması, bende ilk Yemen'deki toplan- tıyt çağnştırdı. ABD'nin pek çok Türk'ü yeri geldikçe, kendi politikalan için kullandığı bilinen gerçek. Ancak Fethullah Gülen'in ardından, Merve Kavakçı'nın da ABD katındaözel ilgi görmesi rastlantı olmasa gerek... Yakında Gülen de benzer bir toplantıda boy göste- rirse şaşırmamak gerekir. Kavakçı'nın ABD delegesi olarak Türkiye'yi temsil et- tiğini söylediği toplantı, CNN'nin kurucusu Ted Tur- ner'm himayesinde gerçekleşti. Ted Tumer bu işe bu unvanıyla soyundu: BM Vakfı, Daha İyi Bir Dünya Fonu! TopiantıyaTibet lideri Dalay Lama da davetli idi. An- cak Çin yönetiminden Dalay Lama'ya onaylama gel- mediği için katıiamadı. Erbakan kumandasındaki Merve Kavakçı'nın Tür- kiye'deki sistemle kavgası da herkesçe bilindiğine go- resoralım: BM, ülkeleriyle sorunlu kişilerle zirve yaparak mı "daha iyi bir dünya" kuracak? ABD'nin "yeşil k-uşak" projesinden vazgeçmediği, değişen koşullara göre, bu yöndeki planlanna yeni bı- çimler verdiği anlaşılıyor. Dışişleri dışındaki toplant Art arda gelen Gülen ve Kavakçı vakalannın ele alın- ması gereken pek çok yönü var. Geçen hafta New York Tımes'ta Gülen'le ilgili Douglas Frarrtz imzalı bir makale yayımlandı. Makale, lise öğrencisi Onur El- gin'e göndeımeyle başlıyor, şöyle devam ediyor "Onur'un lisesi Fatih Koleji, halen Pensilvanya'da bulunan 62 yaşındaki dini lider Fethullah Gülen ile ir- tibatlandınlan başanlı Islami cemaatin bir parçası... * Yazının başlığı da şu: "Kritize edilen saygın ve ılımlı din adamı!" New York Times'ın ABD yönetimi katındaki ağırlığı biliniyor. Türkiye'deki yargı sisteminin gıyabi tutukla- ma karan verme-vermeme oyunu oynadığı dönemde yayımlanan bu makale, konuya ABD katından bakışı göstemnesi bakımından ilginç. Gülen güncelliğini koruyor, gelişmeleri irdelemeye devam edeceğız. Kavakçı'yı bekletmeyelim... Merve Hanım'la ilgili en ilginç yorum FP Genel Baş- kan Yardımcısı Veysd Candan'dan geldi. Veysel Bey şöyle buyurdu: "Merve Hanım, ABD'yi de temsil edebilir, Türkiye 'yi de..." Dışişleri Bakanlığı, konuya dışandan bakmaya eği- limli. Bakanlığa göre, toplantı resmı değil. O zaman, tepki göstermenin de gereği yok! Toplantıda BM Ge- nel Sekreteri Kofi Annan bir konuşma yaptı. Anlaşı- lan Annan, gayri resmi konuştu. Belki de Annan top- lantıya BM Genel Sekreteri olarak değil, her konuya meraklı amatör bir banş gönüllüsü sıfatıyla katılmıştır! ABD yönetimi, medyasının da desteğiyle, Türkiye ve benzeri ülkeler için lider biçme çalışmalannı sürdürüyor. ABD medyası bu konuda müttıiş bir öngörü sahibidir. Tıme dergisi de 1990'lann ortasında, "2000'lerde han- giülkede hangiliderin önüaçık"ad\ altında portrelerya- yımlamıştı. Türkiye'den tek kişinin adı vardı: Cem Boyner... balbayocumhuriyetcom.tr ÖzeUeştirme kavgası • Baştarafi 1. Sayfada münde kararname üze- rindeki '^«eüd'' tartış- ması devam ediyor. Devlet Bakanı Faruk Bal, ilk söylediklerinın arkasında durduklannı, Emlak Bankası'mn kendısıne bağlı olduğu- nu ve özelleştirmeye hazırlığı dakendilerinin yapacağım anlatırken "Anlaşryoruz, kanun hükmünde kararname farkh geliyor. Ama en kısa zamanda yapaca- ğız. Türkiye'nin taham- müiü yok" diye konuş- tu. Bal, kamu bankala- nmn özelleştirihnesinin bağlı bulunduklan ba- kanlıklann elinden ahn- masmm "koafayon pro- tokolüne" de aykın ol- duğunu söyledi. Kanun hükmünde ka- rarnamenin çıkması du- rumunda Emlak Ban- kası'mn özelleştirmesi- nin ne kadar süre alaca- ğı konusunda kesin bir zaman verilemeyeceği- ni belirten Bal, özelleş- tirmeye karşı olmadık- lannı vurgulayarak Ha- zine 'nin düşündüğü sü- reden de daha erken özelleştirmeyi yapabi- leceklerini savundu. Devlet Bakanı Bal, Emlak Bankası'mn özelleştirilmesi süre- cinde yeniden yapılan- duma kurulu oluşturul- masını, kuruiun banka- yı hantal yapısından kurtarmasım amaçla- dıklannı belirtti. Bal, bankayla konut işlerinin birbirinden ay- nlması yöntemiyle özelleştirmeye adım atılacağını da anlattı. Kamu bankalannın özelleştirilmesine iliş- kin yasanın çıkanlama- ması nedeniyle Dünya Bankası'mn mali sektör kredisinin temmuz ayında onaylanması sağlanamamıştı. TBMM'nin açılışın- dan sonra yasanm çıka- nlması durumunda IMF ve Dünya Banka- sı'mn eylül sonunda ya- pacağı sonbahar toplan- tılanna yetişmeyeceği için hükümet, kanun hükmünde kararna- meyle kamu bankalan- nın özelleştirilmesine ilişkin çerçeve düzenle- meyi yürürlüğe koyma- ya çalıştı. Ancak, bankalann özelleştirme sürecini Hazine'nin mi, banka- lann bağlı bulundugu bakanlıklann mı yürüt- mesi konusunda koalis- yonda anlaşma sağlana- maymca bu KHK çıka- nlamadı. Bu durumda kredinin onaylanması ekim ayına sarktı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear