25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2000 PAZAR 10 PAZAR YAZILARI dishab© cumhuriyetcom.tr Turkuaz 2000'-200.000 Frank=?Paris'te, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu kurulalı özlenen birtakım kültürel faaliyetler -yanlışhklar ve eksiklikler bazen berisinde hiddetle kanşık buruk lezzetler bıraksa da- 3-4 yıldır art arda gerçekleşiyor. Kuşkusuz fırsatlar, gerekçeler de şu sıralar epeyce "fctisnai"! TC'nin kuruluş yildönümü, Osmanlı lmparatorluğu'nun (artık var olmasa da, işimize geldiği zaman hatırladığımız) 700. yaşı. Ama, örneğin "sivri-küstah" dili ve "çuvaJdıa kendine baürmayı" yeğleyen tavnyla, acabâ Hakkâri'de kültür memurluğuyla ödüllendirilen(!) Paris Kültür Müşaviri (1996-98) Vecdi Sayar olmasa da "istisna"lar iş yapmaya yeterli olur muydu? Veya Jacques Chirac cumhurbaşkanı makamını işgal etmeseydi aynı "dalga boylan" yakalanabilir miydi? Niçin Almanya, Amerika, Ingiltere'de benzeri çapta projeler başanlamadı? Sayar döneminin son projelerinden, Paris'teki en taze faaliyet, 3-16 Nisan tarihleri arasında düzenlenen "Turkuaz-2000". Türkiye basınındakj alt başlığıyla "Çağdaş Türk Plastik Sanatian Sergisı", Fransa'ya sunulan adıyla "Regard sur l'Art Contemporain Tiırc- Çağdaş Türk Sanaüna Bakış" sergisi, Paris'in "ismi büyük" mekânlarından "Espace Pierre Cardin"de (kendisi hacim olarak da büyük ama genellilde "refenu»'' sanat olaylanndan ziyade "göstermetik otaylan" agirlamakla önlenmiş bir mekân; parayı verenin düdüğü çaldığı. Concorde Meydanı'nın çıkışında, Elize Caddesi'nin girişinde hoş bir salon) yansı ödenmemiş okkalı bir kirayla (bilebildiğimiz kadanyla 14 gün için 400 bin rrank/yaklaşık 70 bin dolar) Paris'te yaşayan TürkJere(!) sunuldu. "Çağdaşla modcrnlik" kavramlannın "'küratör"ünün bile zihnınde netleşmediği, "Temasızuk" temasının serginin temel temasını oluşturduğu, seçilen yapıtlann seçilen sanatçılan yeterince yansıtmadığı, seçilen sanatçılann da seçilen başlığı yani "Çağdaş"lığı yeterince vurgulamadığı ve benzeri eleştirileri, açılış kokteylinde başta salonda mevcut tek Fransız eleştirmen G'emrd Xuriguera olmak üzere çok sayıda meslek erbabı ve amatör sanatseverden üzülerek dinledik, öğrendik. Organizasyonu üstlenen, Türkiye'de özellikle plastik sanatçılanna hasrettiği kitap dizisiyle haklı bir saygınhk kazanmış Bilim Kültür Galerisi ve Yurt ve Dünya Galerisi ise "sponsorluğa soyunan şirketJerin vaatlerini yerine getirmediğjnden" PARİS UĞUR HÜKÜM yakınarak geriye kalan 200.000 franklık borcunun nasıl ödeneceğini soruyordu? Aslında sorulması gereken "öz" sorular toplam bütçesi 270.000 dolar (Milyonlarca dolann depolarda çürüyen kitap. broşür, aflşlere döküldügü veya ilgisiz davetlerde israf edildiği düşünülürse bu yekûn nedir ki?) olduğu söylenen ve Fransa'nın iki kentini ("Turkuaz 2000" 10 tonluk yüküyle Paris'ten Amiens'e geçecek) ziyaret edecek bu serginin kimin ödeyeceği belirsiz 200.000 frankçık bir "baJdyesi" etrafında değil! Hatta sorun bizce "sergiye kimi, kimin seçtiği, hangi eserleri, niye seçtiğinde" bile değil! (Zira meraklılan iyi bilir. Bu konu sevgili ressam dostlar ve saym yakmlan ve çevreleri arasında bitip tükenmek bilmez bir dedikodu kaynağıdır.) Amaç Paris'te "dostlar anşverişte görsûne mi" çıkmaktır? Üç beş Türk gazetesınde hakkında yazı yayımlatmak, Paris'te bir sergiye katılmış, "yurtdışındaki en büyük sergjde" yer almış olmak, böyle bir faaliyeti düzenlemiş olmak mıdır? Yoksa amaç ardında kim olursa olsun "uluslararası kamuoyuna", Paris'in "uzman gözkmcilerine", "Dünyada Osmanlı HatrTnda, çağdaş Türk resmi de vardır. Koleksiyonlaruııza bunlardan birkaç parça kovarsanı/ hem keseniz hem vitrininiz, belki de göz zevkiniz kârlı çıkacakbr!" mı dedirtmek. Okur içın şayet, ikinci şık geçerli ise okumaya devam edin. Bunu hafif caplı başarmak için "kiiratör" veya çok iyi "pazarlamacr olmaya gerek yok. Azıcık "sağduyulu çevreye" kulak kabartmak yeterli. Serginin kataloğunda kendine rağmen Etkinlik Kurulu Paris üyesi sıfatıyla adı geçtiği için yüzünün kızardığını söyleyen Scdef Ecer, çalışmanın tüm uyanlara rağmen kaba maddi hatalarla dolu olduğunu ve tanıtım işlerinde çok gecikildığini belirtiyor. 80.000 dolara mal olmuş 5000 adet güzelim kataloğun böyle zaaflar içermesi doğal mıdır? Ve artı: Açılışında büyükelçi veya sergi sorumlusu konuşurken bile sesini kısmak gereğini duymayan "sen, ben, biziın oğtan"dan oluşan. "Mondain Pierre Cardin" mekânında bir araya gelip kokteylde "kafa" bulan "nadide toptuluk n un birkısmı "Hiç yoktan bu da bir şeydir" deyip teselli oluyor ve iman tazeliyor. Yahu, Paris'lere kadar 10 tonu kendimiz için mi getırdik? "Espace Pierre Cardin'in muhteşem sergi salonuna, ne bileyim, aralannda bir Alev Ebüzziya, bir Adnan Çoker. bir Canan Toion. bir Serdar Arat. bir Hale Tenger, bir Komet vb olmayan 51 kişilik bir "Çağdaş Türk Piastik Sanaü" sergisine 20 yıllık dostlanm veya dostlanmın dostlanyla kadeh tokuşturmak için mi geldım? Bu yapıtlan -hem de topu topu iki hafta gösterilecek- görmesi. duyurması, aktarması, satın alması gerekenler nerede? Son anda fotokopiyle çoğaltılıp "naz geçen dostlara" yollanmış davetiyeler niye? Bir telefon da yeterdi. Afişler. broşürler, kartlar nerede? Bildiğimiz kadanyla bir yıl önce planlanmış bir sergiydi bu. Hiç mi ön hazırlığı yaptlmamıştı? Fazla değil 10 yıl kadar önce bir dernek, "Elete"nin 38 Türkiyeli sanatçının katılımıyla düzenlediği "Çağdaş Türk Ressamlan" sergisinin basın dosyasını gördünüz mü? Ne 75. Yıl, ne 700. Yıl ne Vecdi Sayar, ne de 270.000 dolar! Sahiden, zevahiri kurtarmak adına da olsa harcananlardan son kalan borcu, 200.000 frangı (yaklaşık 35 bin dolar) kim ödeyecek? Bu pazar da biraz öyle gezelim...Pazar günlerini sever misiniz? Sanınm cumartesiler kadar değil. Ertesi gün, iş, okul, başlayacak olan yeni bir hafta... Ama yine de tatlı bir tembellik günüdür pazar. Her şey geç yapılır: Yataktan kalkma, kahvaltı, gazeteye bir göz atma, ne yapılacağı konusunda aile efradıyla veya tek kişilik meclisle görüşme -yani kendinizle- filan. Pazarlan benim, sizin gibi simidim ve Cumhuriyet'im yok ama, Internet'te gazeteme bir göz atma olanağım var. TKF-tnt'te sevgili Mustafa Balbay'ın da katıldığı Pazar Panorama yı izleyebiliyorum, kablolu yayın sayesinde. Stockholm'de "yerü halk" -her 10 kişiden 1 'i yabancı veya yabancı kökenli- pazarlan müzeye ve sinemaya gitmeyi çok sever. Eğer hava güzelse, her şeyden önce açıkhavada bulunmaya vç mevsime uygun spor yapmaya özen gösterir. Daha önce de yazmıştım; müzeler sürekli olarak sunduklannı yeniledikleri ve farklı sergiler açtıklan için çok gözde. Hafta sonu açık olduklan için pazartesileri kapalılar. Ben de birkaç yıl önce kızımla oğlumu alarak Çağdaş Sanatlar Müzesi'ne gitmiştim. Farklı bir müzecilik anlayışına sahip olan bu müzeyı hep sevmişimdir. Bir ara müzenin tuvaletine uğradım. Tertemiz tuvalette fayanslı duvara birisi kara keçekalemle şöyle yazmıştı: "Yahudiler'in burnu neden büyüktür?" "?!" "Hava bedava oJduğu için!" Işte bu noktada insanlann farklıhğına ve anlaşılmasmın güçlüğüne şaşırmamak elde değil. Kim, neden, bunu buraya yazma gereği duymuş? Gel de yanıt ver! Kızım okulda duyduğu bir şeyi anlatmıştı daha önce, o akhma geldi: "TürkJerle neden futbol mnanmaz?" "?!" "Her korner olduğunda köşeye bir dönerci açöklan İÇÜL" Müzeden dönerken kar bastırmıştı. Pek sık gelmeyen belediye otobüsüne bindim. Arkamızdaki kuyruk uzundu. Bizden sonra binen orta yaşlı bir kadın, şofore sordu: "Oturacak yer var mı?" Şoförün yüzünü görecektiniz. STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN Hafta sonlan değil ama -çok kalabalık olduğu için- pazartesi dışında diğer günlerde, hem de işyerime yakın olduğu için gittiğım bir müze var: Etnografya Müzesi. Bir süre önce burada bazı Türk sanatlanndan da örnekler sergilenmişti. Müzeye bitişik bir restoran var, adı "Babajan". Ama burada aynen bizdeki "babacan" gibi okunuyor. Içeride verilen bilgilere göre bu sözcük 9-10 dilde aynı anlama geliyormuş. "Çokkültürlü" bir "repertuvan" var. Daha çok 3. dünya ülkelerinden müzik çalınıyor. Uzakdoğu mutfağından olduğu beürtilen yemeklen var. •>-.. Neredeyse birarun Birleşmiş Milletler'i gibi, 20'den fazla ülkeden bira bulunuyor. Türkiye'nin en büyük bira markası dahil. Müzenin ve restoranm çevresinde çok ilginç bir bahçe var. Havuzlu, farklı iklimlerin bitkileri, çiçekleri olan bir sera. Yazın çakıllann üzerine masa ve sandalye çıkanyorlar. Diğer mevsimlerde, içeride masada oturmak istemeyenler, büyük yastıklann ve şiltelerin üzerine "yayılabffiyortar". Çocuklu kişilerin gözdesi burası, yemek salonunun "yumuşak köşesP. Çocuk — • • — — — arabasıyla gayet etkin ve girişken olarak dolaşmayı seven Isveçli kadınlar, buraya da sık geliyorlar. Haklannı yemeyeyim, babalar da pek ender görülmüyorlar yavrulanyla. Otobüslerin orta bölümündeki sahanlık çocuk arabasının girmesine elverişli olarak yapılmış olduğundan anne ve/veya baba bebeğiyle otobüste yolculuk edebiliyor. (Düşündüklerinizi anlıyorum.) Üstelik otobüse çocuk arabasıyla binenden ücret aluımıyor - arabadaki çocuğu bir an için yalnız bırakıp önce. şofore gitmemesi için- (Sizi daha da çok anlıyorum.) Pazarlan yapacak çok şey var bu kentte; karanlıktan ve hüzünden bunalma dahil. Ama size küçük bir itirafta bulunayım. Pazar günleri evde üzerimde atlet, altımda çizgili pijamayla dolaşmıyorum! Konuyla ne ilgisi var, onu size bırakıyorum. hnhnKIUfl knVUKUVnr K ü b *'y l a A 0 0 arasında diplomatik UUUUSltlU KUVUŞUyUr Ymasima yol açan küçük sığmmacı Elian gelecek hafta babasına kavuşacak. Dün ABD Adalet Bakanı Janet Reno ile görüşen Elian m babası Juan Miguel Gonzalez, "Çok yakında oğlumu alacağım" dedL Reno da. gelecek hafta çocuğun velayetinin resmen babasına verileceğini ve Miami'deki akrabalanna Etian'ın ne zaman ve nerede babasına testim edileceğinin bikiirileceğini söyledL (Fotoğraf: REUTERS) Hamburg ve bizimkiler...Hamburg... Almanya'nın kuzeyinde limanıyla, Alster Gölü'yle, Elbe Nehri'yle, St Pauli'yle tanınan bir şehir. 1842'de büyük yangın sonrası temelleri yeniden atılan Hamburg'da savaşın izleri görülüyor. Rathaus Meydanı'nda, hayatını kaybedenler için dikilen anıt savaşın en gözle görülür izlerinden biri. 1985'ten sonra bir kez daha ziyaret etme firsatı bulduğum Hamburg. o yıldan beri 17 yaşındaki bir gencin izlenimleriyle zihnimdeki yerini almıştı. 15 yıl içinde Türkiye'de neler olmuştu... 12 Eylül sonrası hızla değişen Türkiye, aynı hızda Avrupa'ya ayak uydurmaya çalışıyordu. Ancak zamlann hesabını yapmak güç. Işsizlik, terör, nüfiıs artışı... lstanbul sil baştan olmuştu bu süre içinde. 1980'lerde Bağdat Caddesi'nin trafîğinin hangi yönden aktığını hatırlamak zor. lstanbullu 10 kişiye sorsanız Kurtköy'ün veya Beylikdüzü'nün adını bilene rastlamak zor olurdu. Böyle bir süre içerisinde Hamburg'un da değişikliklere uğradığı düşüncesindeydim ve eşime "Ben de şaşıracağun" diyordum. Yine de yanıma o yıllara ait şehir haritasını almamazlık etmedim. llk işimiz de şehir haritasını kontrol etmek oldu. Hiçbir şey değişmemişti. Hâlâ aynı metro planı kullanılıyor, aynı sokaklar aynı ısimle duruyordu. Oturduğu sokağın ismi bile değişen bizler için yadırgatıcı bir durumdu. Otobüs saatlenne eşim dikkat çekti. Örneğin, durakta bir otobüs için 18.56 yazılıysa o otobüs tam 18.56'dageliyordu. Bizim otobüsleri hatırlamadan edemedik. Kaidmmlann her yerde aynı yüksekliğe sahip olmalanyla yaşlı özürlü kim olursa olsun. otobüse tırmanmak zorunda kalmaması da şaşırttı bizi. Hepsi otobüse sadece biniyorlardı. Bir spor muhabiri olarak gelmişken Hamburg'un da bir maçını izlemeye gittik. Volkspark Stadı'nı tanımakta zorlandım. 30 bin kişilik stadı 60 bin kapasiteye çıkarmışlar. Içeri girerken sadece 'uzaktan' arama vardı. Kimse bir yerimizi ellemedi. Kutu birayla gelenlere plastik bardak veriliyordu. Içeride de bira ve sıcak şarapçılar en gözde satıcılar. Ve Almanlann ünlü sosisleri. Işte onlann statta maç keyfi. Maç başladığmda stadın yansından azı dolmuştu. 10. dakikada gelen seyirci sayısı dev ekrandan 45 bin olarak açıklanıyordu. Bunca insanın o kadar kısa sürede nasıl yerlerine oturduğunu fark edemedik. Stadın şehir trafiğine de olumsuz etkisi ohnuyor. Kadıköy'ü, Mecidiyeköy'ü gülümseyerek anımsıyoruz. Hamburg'da, dünyanın sayıh hayvanat bahçelerinden Hagenbeck Tierpark'a uğramamazlık etmiyoruz. Temelleri 1848 yılında atılan bu hayvanat bahçesi çeşitli ülkelerden gelen sayısız hayvana ev sahipliği yapıyor. Kış nedeniyle bazı hayvanlan göremeyeceğini düşünenler yanılıyor, çünkü ziyaretçiler ister açık ister kapalı r .; bölümü gezebiliyorlar. Büyüklüğü ile herkesi şaşırtan limanın yanındaki St Pauli şehrin en hareketli noktası. Kumarhaneleri, sex shop'lan. barlan, tivatrolan, sinemalan ve hayat kadınlan ile tam bir batakhaneyi andıran St Pauli'yi görmeden gitmek, Almanlara göre Hamburg'u görmemekle bir Şehrin en büyük opera salonu. St Pauli 'nin merkezinde. Hemen yani başında ise striptizleriyle ünlü bir eğlence merkezi. Karşı kaldınmda sinemalar ve sex shop. Hayat kadınlan her köşe başını tutmuş. Almanya'nın neresi olursa olsun vatandaşlanmıza rastlamamak mümkün değil. Hamburg'daki Türklerin sayısının 60 bini HAMBURG DENtZ DERİNSU geçtiği söyleniyor. Steindamm. Altona başlı başına bir Türk mahallesi durumunda. Sosisle amansız bir rekabete giren dönerimiz, çoğunluğa göre savaşı kazanmış durumda. Artık Almanya'da 3. kuşak Türklerden bahsediliyor. Türk TV kanallan onların başlıca haber kaynağı. Ancak onlann Türkiye'dekılerden 'siz' diye bahsetmeleri tuhaftı. Biz Türk, Almanya'dakiler Almansa, onlar kimdi. tçlerinden biri şöyle özetledi: "Türkiye'ye gekiiğimizde Almanci olarak görülüyoniA Bir taksi şoförii 'Sizde para çok. Bahşişi bol tut' bile dedL Türkiye'de yabancı gibi görülüyoruz. Aynı şey Almanya'da da başımıza geliyor. Türk olduğumuz, yabancı olduğumuz ifade ediliyor. Haibuki yıllardır Almanya'da vaşıyoruz. Biz de gerçek yerimizin neresi olduğunu ciddi ciddi düşünüyoruz." Almanya'da bozulan ekonomi. gurbetçilerimizi de etkilemiş. "Artık burada köşeyi dönmek diye bir şey yok. Fiyatlar artmıyor, ancak kazanç eskisi kadar çok değil. Buralara yerieştikten sonra dönmek de o kadar kolay değil" diyorlar. Orada yaşayanlar günlerini Türk mahallelerinde geçiriyorlar. Türk bakkallan çok gözde. Türk maçlannı şıfreli yayımlayan kahveler dolup taşıyor. Gurbetçilerimizin camilerle ilgili şikâyetleri de kulağımıza geliyor. Eskiden dileyenin bağışta bulunduğu camilerde artık ısrarla bağış toplandığını, hatta az miktardaki bağışlann geri çevrilerek arttınlması talebinden rahatsızlar. Gerçekten nedir şu LAİSİZM? Mustafa Kemal in Laisizmi bir laiçilik midir? Laik olunmadan demokrat olunabilir mi? Demirtaş Ceyhun'«n AYDINLARIMIZ VE LAİSİZM cöncc Latelzm Dcğl_ önce DcmorasLı DJycn A/dmJanrmza Yani SİS ÇANI sunarKüçükparmakkapı Sok. Hallm İş Hanı No:10 K.3 BeyoğluİST. Tel: (0212) 249 47 74 •W T • • n.\IAW W\ •• DHH.N YelKenDtimüsı ÇALINTI BİR TEKNENİN BAŞINA GELENLER ÇARMIKSIZ YELKEN DİREKLERİ PERVANENIN TEKNE VE MOTORLA UYUMU Demıralef Sitea, B. Cadde, No. 71 Zeytinbumu-İSTANBUL Tsl: (0212) 664 16 94 - 510 28 71 • Fafcs: (0212) 558 67 85 KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999/912 Vesayet Hanuyet Yüceses Sk. Engin Apt. No: 42/3 Suadiy&lst. adresinde ikamet eden 1336 d.lu Ahmet oğlu Rauf Lakşe M.K.nun 35S. maddesi gcregınce vesayet altına alınarak, kendisi- ne ajiıı yerde ikamet eden oğlu Ahmet Lakşe vası tayin edilmiştir. 7.3 2000 Basın: 17104 DÖKTYOLASLİYE HUKUK (TtCARET) MAHKEMESJ'NDEN 2000,117 Esas Davaci Mustafa Türkoğlu mahkememize mûracaatla çek iptalı davası açmışdr. Dörtyol Akbank Şubesi"nden venlen 3142706 numaralı. Dörtyol Vakıfbank $ubesi'nden verilen 2003410 numaralı, Dörtyol Halk Bankası'ndan verilen 8979360 numaralı çekler üzerine mahkememizce ıhtıyatı tedbir konulmuştur. Çekleri elinde bulunduranlann üç ay içerisinde mahkememize müracaat etme- len gerekir. ilanen duyurulur. Basın 15470 YERKÖY KADASTRO MAHKEMESİ 1990/70 Es. 1999 77 Kr Davacı Hasan Yıkılmaz tarafından Yerköy ılçesı Karaosmanoğlu köyü sımrlan içerisinde bulunan 147 numaralı parselin tespitinın iptalı için dava açılmış ve mahkememizce 10.9.1999 tarihinde davanın red- dine, dava konusu yerin tespit malıkinin mirasçıları adına tapuya tescıline karar verilmiş, karar. davacı ve- kilinın temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesı'nın 27 1 2000 tanh, 2000/193 Es. 264 Kr. sayıh ilamı ile onanmış olup, tespit malikı mirasçılanndan Halıl, Hikmet, Şeref, Latife, Türkân, Tülin, Tülay ve Ümıt, Perihan Karakoç'un adresleri tespit cdılemcdığınden yukarda isimleri yazılı davalı mirasçılanna Yargıtay ılamı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur 21 2 2000. Basın: 16979 Osmanlı İmparatorluğu'ııun Kuruluşunun 700. yılında Osmanlı tarihınc vcp\ av hır bakış açısı Demirtaş Ceyhun KODADI: "ULU HAKAN r Mutlaka sız dc okuyacaksınız İkinci Baskısı Ç iktt SİS ÇANI sunarKüçükparmakkapı Sok. Halim İş Hanı No:1O K.3 Beyoğlu-İST. Tel: (0212) 249 47 74 CELENEKSEL FİDAN DİKİM GÜNÜ "Pendık 7 Aöaç Ormanlan" doğaseverlerı beklıyor 9 Nisan 2000Pazar Saat: 10.00'da Fenerbahçe Stadı ve Taksım Gezı Otelı onunden otobusler kalkacaktır. • Etkinlığımiz dıleyen herkese açık ve ücretsızdır ' Lütfen rezervasyon yaptınnız. 'ÇorbaKupanızıgetirmeyı unutrnayınız. ÇEKUIVÇevreveKultur Öeğenerinı Korumave Tanrtma Vakfı. Telefon: 0212 - 249 64 64 Web Sayfası: www cekulvakfi.org.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear