25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2000 CUMARTESİ 8 HABERLERİN DEVAMI IsîanDüi Edırne PB 10 Sinop 12 Adana Y 18 PB 10 Samsun Y 12 Kocaelı PB 12 Trabzon Y 14 Çanakkale PB 13 Giresun Izmır PB 17 Ankara Y 12 8 Manisa PB 17 Eskişehir Aydın Denızli PB 18 Konya Y 10 Y 17 Sıvas 9 Zonguldak Y 10 Antalya Y 17 Kars Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van Y Y Y Y ÇB ÇB ÇB 17 17 19 17 18 10 13 ÇB 11 Bütün böfgelenmız çok bulutlu, Karadenız, Iç Ege, Iç Anadolu, Akde- nz ıle Doğu ve Guney- doğu Anadolu'nun ba- tısı yağışlı, dığer yerler parçalı ve çok bulutlu geçecek. Yağışlar yağ- mur ve sağanak, Batı Karadenız'in ıç kesim- len, IçAnadolu'nun ku- zeyı ı!e Iç Ege'nın yuk- sek kesımlen karta ka- nşık yağmuriu oiacak. DIS MERKEZL Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y PB PB PB A A A A 7 2 7 12 12 9 15 14 Berlin A 13 Moskova PB 11 Budapeşte ÇB 7 Aşkabat A 33 Madrid Y 13 Astana V'ıyana Belgrad PB 10 Taşkent A 25 Y 12 Bakû PB 26 Sofya Roma Y 11 Bişkek A 19 A 16 Tıflis Y 23 Atina PB 16 Kahire A 22 Münih PB 9 Zürih A 10 Şam Y 19 0Aç;k / ^ Parçalı bulutlu k Ç<* buiuttu • Yağmuriu W J W Kaıiı Sulu kar > Gok gurûltulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK H Baştarafı 1. Sayfada Ne ki; FP Genel Başkan Yardımcısı Veysel Can- dan'ın açıklamalan elmalarla armutlan kanştırmaya ti- pik bir örnek. Candan, "Koalisyon hûkümeti 'güvenoylaması' ni- teliğindeki oylamayı kaybederek Meclis'in desteğinden yoksun kaldı" diyor. Kimi açılardan böyle bir saptama belki yapılabilir. Gerçek böyle mi? Galiba FR oy sonucunu abartarak yeni bir politika izleme niyetinde. TBMM'deki oylamada milletvekilleri özgür iradeleri- ni kullandı. Cumhurbaşkanı Demirel'in beş yıl daha gö- revde kalmasını içeren hükümet -daha doğrusu Ece- vit- dayatmasına yıllarca unutulmayacak biryanıt ver- di. Başbakan Ecevit ve hükümet teknesi ağır bir darbe yedi. Sadece Ecevit mi? Hayır! Iki ortak; MHP lideri Bahçeli ve ANAP lideri Yılmaz da, hükümet başkanı- nın anayasanın gizlilik kuralını hiçe sayarak açık oy ver- me koşuluna fiilen katıldılar. Siyasal ve ekonomik istikrann sürmesi için Demi- rel'in mutlaka yeniden seçilmesini birinci koşul gören Başbakan Ecevit; Meclis'in, Cumhurbaşkanı'nın önü- nü açmayacağı kesinleştikten sonra güveniriiğini bü- yük ölçüde zedeleyen bir davranış sergiledi. Yazılı açıklamasında, "Üç partili koalisyon hüküme- tinin uyumlu çalışması istikrann güvencesidir" dedi. Başbakan neden sonra, daha önceki söz ve davra- nışlannın tam tersini kıvançla ifade etti, "herşeyin ana- yasal ve tam anlamıyla demokratik çizgide işlediğini" söyledi. Günlerdir ortalığı kanştıran savında yeralan baş isim; "istikrann yegâne güvencesi" Demırel adı bu açıklama- larda yer almadı. Ne oldu da Başbakan; dayatmalanna malzeme olan Demire) öğesinden birden yüz seksen derece tornis- tan etti? Günler boyu dinlemek istemediği birtanımlamayı ani olarak görmüş, ola ki -eski bir deyimle 'hidayete' ere- rek- "dün dündür" demiş ve "bugün bugündûr"e dö- nüvermişti. Tabii, "bizim mahallenin" yazılı ve görsel basını bu dönüşün hazin öyküsünü -türlü çeşit, ama medya ku- lislerinde dedikodusu yapılan nedenlerle- dile getir- mekten kaçındı. Ecevit; nihayet cumhurbaşkanlığı seçimi ile hükümet olayının birbirinden ayn sorunlar otduğunu kabul etti. Demirel'i dışlayan sonucun hükümetin istifasına yol açmayacağını söylerek yüzünü gerçege çevirdi. Övün, çalış, güven Şunu da söylemeliyiz: Cumhurbaşkanı sorunu ile hü- kümete güvensizlik birbiriyle bağdaştınlamayacak o denli ayn olaylar ki; güven tazelemek isteyen hükümet, bugün başvursa kuşkunuz olmasın TBMM'de güveno- yu alacaktır. Iş âleminden dış âleme değin hemen her çevre Ece- vît'in dayatma gerekçesine istifa tehdidi eklemesine sürekli karşı çıktı. Demirel'in büyük dostu Clinton yönetimi bile elma- larla armutlan birbirine kanştırmamak gerektiğini TB- MM'deki oylamadan günlerce önce Ankara'ya duyur- du. Bizimkilerin yazmadığını Batı yayın organlan görev bildiler. Ecevit'in TBMM'de ağır bir darbe yediğini he- men her haber ve yorumda irdetediler, manşetlere ge- çirdiler. Başbakan ise; daha önceki söylemlerinin tam tersi- ni, başansızlığını kabul eden bir açıklama yaparken içerde ve dışarda siyasal kimliğini sarsan olumsuz ge- lişmeleri "sindırdiğini" kanıtJadı. Biliyorsunuz; bizim borsamız çoook duyariı bir bor- sa. En ufak olumsuz olayda iner, olumlu bir olayda çı- kar. Demirel'in görev süresinin uzatılmasıyla ilgili olma- dığını belgeledi. Demirel'in TBMM'de reddedildiği gün "borsa rahat- ladı ve... yüzde 6.6artış göstererek" hükümete güve- nini tazeledi. Hükümet: övün, Çalış, Güven! Bakalım ne güne kadar? DemireFin 'BirdaP sessizliği I Baştarafı 1. Sayfada kfye'nin insan haklan ra- porunu" hazırlamalannı ıstedi. Ankara ziyareti ön- cesinde eski ÎHD Başka- nı Akın BirdaTın cezaevi- ne konulmasının "hoş ol- mayan bir tutum" oldu- ğunu kaydeden Rau'nun, konuyu gündeme getirdi- ğinde Cumhurbaşkam Süleyman DemireTden bir yanıt alamamasından ra- hatsızlık duyduğu öğre- nildi. Rau'nun Demirel'e, "Sayın Akuı Birdal'ı da görmek isterdün" dediği kaydedildi. Rau, Ankara'daki te- maslannın son gününde Almanya Büyükelçili- ği'nde Türkiye Insan Hakları_ Vakfı Başkanı Yavuz Önen, Insan Hak- lan Derneği Başkanı Hüsnü Öndiil. Mazlum- Der Başkanı Yılmaz En- sarioğiu, Çağdaş Hukuk- çular Demegi Başkanı AB Ersin Gür, Türkiye Insan Haklan Kurumu Vakfı (TlHAK) Başkanı Nevzat Helvacı ve HADEP'in avukatlanndan Yusuf Alataş'ı kabul etti. Rau'nun ziyareti önce- sinde Akın Birdal'ın ce- zaevine konulması, gö- rüşmelerde gerilim ya- şanmasma neden oldu. Demirel'e Birdal'ın ne- den cezaevine konuldu- ğunu soran Rau, "Sayın Birdal üe görüşmek ister- dim'' dedi. Demirel ise sessiz kalarak, Rau'ya ya- rut vermedi. Demirel'in tutumu, Alman heyetinde büyük rahatsızlık yarattı. Rau, Başbakan Bülent Ecevit'i kabulünde de ko- nuyu gündeme getirerek, karann kendilerini üzdü- ğünü bildirdi. Rau, insan haklan ör- gütleri ile yaptığı görüş- melerin ardından yaptığı acıklamada, bu alanda bazı olumlu gelişmelerin yaşandığını, ancak daha yapılması gereken çok iş olduğunu kaydetti. Sivil toplum örgütü temsilcilennın daha fazla destek kazanmak için, kendisinden insan hakla- n alanındaki sorunlan yurtdışında dile getirme- sini istediklerini kayde- den Rau, böylece bu ör- gütlerin Avrupa'daki di- ğer demokrasilerden ve Amerika'dan destek sağ- layabileceklerini söyledi. Görûşmelerin objektif, sakin, disiplinli ve iyi geçtiğini kaydeden Rau, kendisine iletilen konula- n, Türkiye ve Avrupa'da yetkili yerlere iletileceği sözü verdiğini söyledi. Medya ırkçıkğı kaşıyortstanbul Haber Servisi - Ga- latasaray ve Ingiliz Leeds Uni- ted takımlannın yapacağı maç öncesinde yaşanan olaylann ar- dından basının sergilediği sal- dırgan tutum yadırgandı. Türki- ye Gazeteciler Cemiyeti (T- GC), basuun tutumunu eleşti- ren bir açıklama yayımlarken, gazeteleri incelemeye alan Tür- kiye Spor Yazarlan Derneği de (TSYD) Star gazetesine kına- ma cezası verilebıleceğini be- lirtti. UEFA kupası yan finalde mücadele veren Galatasaray ve Ingiliz Leeds United takımlan- nın Istanbul Ali Sami Yen Sta- dı'nda yapılan maçtan bir gün önce yaşanan ve iki Ingiliz ta- raftann ölümüyle sonuçlanan olaylann gazetelerde yer alış bi- çimi tartışmalara neden oldu. Baa gazeteler iki taraflann öl- dürülmesini meşrulaştırmaya çalıştılar. özellikle Star gaze- tesinin tahrik edici tutumu ba- sın etiğine aykın bulundu. Bul- var gazetesi Star, dünkü sayı- sında manşetine taşıdığı olayı, "Twoaze" başlığıyla duyurdu. Atılan iki golü ve Ingiliz taraf- tarlara tükürmeyi aynı anda söylemeyi "becerebilen" bu başlığın altında kullanılan dev fotoğraflann birinde bir Ingiliz taraftar birkaç fanatik tarafın- dan yere çöktürülmüş dövülür- ken, diğerinde de Leeds'li bir futbolcunun yere çökmüş gö- rüntüsü yer aldı. Ingiliz tarafla- nn dövüldüğü fotoğrafın üzeri- ne yazılan "Taksim'de kafası- na vura vura vatan toprağmı öptûrdüler" ifadesinde ise şid- det, aşın millıyetçi bir üslupla meşrulaştınlmaya çahşıldı. Bu gazeteye göre iki insanın öldü- rülmesi ise telafısi olanaksız, ağır bir olay değil, hak ettikleri bir cezaydı. Aynı gazete, spor sayfasında da "Hindi baba hindi Leeds'e kötü bindi" başlığıyla verdiği "haberinde", "seviyesinden" ödün vermedi. Gazetenin spor sayfasında Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'ın "Insanlann öl- mesindense maç kaybetmeyi tercih ederim" biçimindeki an- lamlı sözleri ise hak ettiği yeri I 2 k i ş i y a k a l a n d i 1 Bıçaklama olayının azmettiricisi aranıyor Spor Servisi- Galatasaray'la Leeds United arasında oynanan UEFA Kupası yan final ilk maçı öncesi Taksim'de 2 Ingiliz rutbolseverin bıçaklanarak öldûrülmesiyle ilgili soruşturma devam ederken tstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, 2 kişinin daha yakalandığını bildirdi. Bıçaklama olayına kanşan ve dün yakalanan 2 kişinin, Burak Savucu ile Cökhan Güven olduğu öğrenildi. Halen Asayiş Şube Müdürlüğü'nde Savucu ve Güven'in de aralannda bulunduğu 15 kişinin sorgusu sürüyor. Yakalanması için çalışmalann sürdürüldûğü kişinin de AH Baydar olduğu ve futbol fanatiğinin olayı organize eden bir kişi olarak gösterildiği belirlendi. Daha önce suç aleti bıçakla yakalanan Ali Detnir adlı kişi ise "Ben öldürdüm" şeklindeki açıklaması sonrası tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Polisin olaylarda ihmali olduğu şeklindeki açıklamaların doğru olmadığını belirten Özdemir, Taksim Meydanı'nda güvenlik amacıyla sürekli bulunan yaklaşık 100 polisin olaya anında müdahale ettiğini ifade etti. bulamadı. Hürriyet gazetesi de olaylann çıkış nedenini Ingiliz hooliganlann taşkınlığına bağ- ladı ve konuyla ilgili haberinde "Pimi onlar çekti" başlığını kullandı. Zaman gazetesi başta olmak üzere birçok gazetenin Ingilizce ifadelerle maçı yo- rumlaması da tepkilere neden oldu. Akit gazetesinin spor sayfasında "Parçaladık" başlı- ğı kullanılırken Akşam gazete- si de öldürülenlerin sabıkalı ol- duklannı yazdı. Istanbul Üni- versitesi Iletişim Fakültesi öğ- rencileri dün, "tki gol Od can mı?" başlığıyla yaptıklan ya- zıh acıklamada, Star'ın yayın- cılık anlayışını protesto ettiler. Yüzlerce imza bulunan protes- to metninde, "Bu vahşet karşı- smda tek duygu iğrenme olabi- Kr" denildi. TGC sorumluluğa çağndı Türkiye Gazeteciler Cemiye- ti (TGC), bazı gazetelerin Ga- latasaray-Leeds United maçına ilişkin yayınlannın, "TGC Hak ve Sorumluluk Bildirgesi" ile "Gazetecinin Doğru Davranış KuraDan"na aykın düştüğünü açıkladı. TGC'den yapılan ya- zılı acıklamada, bazı gazeteler- de yer alan haber-yorumlarda meslek ilkelerine aykın bir tu- tum izlendigi belirtilerek şöyle denildi: tt Bazj gazetelerde Galatasa- ray-Leeds United maçına ilişkin yaymlar, 'TGC Hak ve Sorum- luluk Bildirgesi' ile 'Gazeteci- nin Doğru Davranış Kuralla- n'na aykın düşüyor. Söz konu- su yayın bildirgenin 3. maddesi- ne aykın düşmektedir: Gazete- ci başta banş, demokrasi ve in- san haklan olmak üzere, insan- hğın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklüıklara sa>gıyı sa- vunur. Milüj'et,ırk, etnisite, cin- siyet, diL din, sınıf ve felsefi i- nanç ayırımcılığı yapmadan, tüm uhıslano, tüm halklann ve rüm bireylerin haklaruu ve say- gınhğım tanır. tnsanlar, toplu- hıklar ve uluslar arasmda nefre- ti, dûşmanhğıkörükkykd yaym- dan kaçınır. Bir uhısun, bir top- luluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlannı (veya inançsızhgmı) doğrudan saldîn konusu yapamaz. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösteren, özendiren, kışkırtan yayuı ya- pamaz." Türkiye Turizm Yaünmcüa- n Derneği (TYD) tarafından yapılan yazılı acıklamada da, Galatasaray'ın son dönemde el- de ettiği başanlann Türkiye 'nin tanıtımına olan pozitif katkısı kadar, yaşanan üzücü olaylann da negatif etkisi olduğunun yadsınamayacağı belirtildi. Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Cağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Ekonomi Muhabirleri Demeği (EMD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Parlamento Muhabirleri Deme- ği (PMD) ve Türkiye Gazeteci- ler Sendikası'ndan (TGS) ya- pılan ortak acıklamada, Gala- tasaray-Leeds United maçından önce çıkan olaylara ilişkin bazı gazetelerde yer alan yayınlann evrensel gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtildi. Acıklamada, Taksim Meyda- nı'ndaki futbol kavgasında iki tngiliz taraftann öldürülmesi konusunda yapılan yayınlarda, bazı yayın organlan ve gazete- ciler tarafından mesleki sorum- luluğun hiçe sayılmasının üzüntüyle izlendigi kaydedildi. Acıklamada şöyle denildi: "Nedeni ne olursa olsun, iki insanın öldürülmesini hafife alan, şiddeti haklı ve mazur gös- teren ve hatta özendiren, şoven bir yaklaşım sergileyen yayınlar, evrensel gazetecilik ilkeleri ile asla bağdaşmaz. Bu açıdan ba- küdığffida, baztmanşetlerin na- sıl olup da atılabüdiğini anla- mak olanaksızdır. Futbol ya da herhangj bir spor karşüaşmasL, uğruna ölünecek veya öldürü- lecek ola>iar değüdir." Acıklamada, carşamba günü yaşanan olaylar sonrasında ga- zetecilerin Ingiliz hooliganlan- nın ne kadar kötü olduğunu ka- nıtlamaya çalışmasından çok, toplumda uç veren şiddet eğili- mine ve hooliganizme karşı çık- ması gerektiği vurgulandı. Rau: AB için şartlar yerine getirilnıeli Dış Haberler Servisi - Al- manya Cumhurbaşkanı Jo- hannes Rau, Çırağan Sara- yı'nda bir basın toplantısı düzenleyerek Türkiye-AB ilişkileri, Leopard tanklan ihalesi ve Milli Görüş'le il- gili açıklamalarda bulundu. Türkiye ile Almanya arasın- daki ilişkilerin çok yakın ve yoğun olduğunu, ancak bu yoğun ilişkiler nedeniyle so- runlar yaşandığını bildiren Rau, bu sorunlardan birinin Almanya 'daki Türk öğren- cilerine din dersinin Milli Görüş tarafından verilmesi karan olduğunu söyledi. Rau, Alman Anayasası'na göre din dersinin zorunlu ol- duğunu, bunun bütün dinler Çırağan Sarayı'nda basm toplanüsı düzenleyen Almam a Cumhurbaşkanı Rau, Leopard-2 tanklan ile ilgiliolarak "Tanksaüşına 'evet' denilmesipek olasıgörülmüyor" d«lL (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) için geçerli olduğunu kaydetti. Müslümanlar için anayasa şartında bazı düzenlemeler yapılması gerektiğini belirten Rau, "Dini kunımlarla deviet arasmda mu- tabakat var. Ama tslam'da kilise gibi bir ör- gütlenme otanadığı için bu yok" dedi. Rau, "Ben deviet tarafindan izknecek ve bu ko- nudaAhnanya'da eğjtim görmüşöğretmen- lertarafindan din dersi verilmesini önerdim, ama kabul edilir mi bilmryorum" diye ko- nuştu. AB adaylığmın Türkiye için büyük bir perspektif olduğunu söyleyen Rau, üye- ük için her iki tarafm da ge- rekli ön koşullan yerine ge- tirmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye'nin büyük bir pa- zar olduğunu vurgulayan Rau, bunun hem bir avantaj hem de dezavantaj olduğunu söyledi. Rau, AB'nin yalnız- ca ortak bir pazar değil bir il- keler birliği olduğunu yine- ledi. Cumhurbaşkanı Rau, AB üyeliği için Türkiye'nin insan haklan, demokratik- leşme, düşünce özgürlüğü alanlannda gerekli ilerleme- leri sağlaması ve ölüm ceza- sını kaldırması gerektiğini kaydetti. Rau, "Genel olarak edindiğim bilgi, insan hakla- n alanında olumlu gelişmeter sağlandığı yönûnde. Ama bazı değişiklikler yapılmah. Her iki taraf da çaba gösterme- B" dedi. Alman Cumhurbaşkanı, hem Al- manya olarak hem de AB üyesi bir ülke olarak, Türkiye'nin AB adaylığı sürecinde kendilerini hakem olarak değil, destekçi olarak gördüklerini söyledi. Türkiye"ye Yunanistan'dan gelen Rau, her iki tarafta gözlediği olumlu gelişmeler- den çok memnun olduğunu bildirdi. Rau, toplantının ardından basın mensuplannın sorulannı yanıtladı. Bugün yapacağı Fener Avrupa Birliği bayrağı kaldırıldı Almanya Cumhurbaşkanı Rau'nun basın toplantısı için sa- lona yerleştirilen AB bayrağının toplantı başlamadan hemen ön- ce kaldınunası dıkkat çekti. Rau ile birlikte gelen Alman heyeti- nin talebi üzerine toplantının dü- zenleneceği salondaki Türk ve Alman bayraklannın arasına yerleştirilen AB bayrağmın yine Alman yetkililerin talebi ile top- lantı başlamadan on dakika ön- ce kaldınldıgı öğrenildi. Rau'ya basm toplantısı sırasında bayra- ğın neden kaldınldıgı, bunun Türkiye'nin resmen AB adayı sayılmadığı anlamına mı geldi- ği sorusu yöneltildi. Rau bu so- ru üzerine "TûrldyeAB adayıdır. Bu tescü edümiştir. Bu karariçin Almanya da Yunanistan da çaba harcaımşttr. Türk-Alman bay- raklannın yan yana otanaa çok hoş. AB bayrağunn indirümesi Türkiye'nin aday olmadığını göstermez" dedi. Almanya Baş- konsoloslugu ise konuyla ilgili açıklama yapmayı reddetti. Rum Patrikhanesi ziyaretine ilişkin bir so- ruya yanıt olarak da Rau, "Rum Ortodoks Patrigmiuzun\Tİlardırtarıırım.KendisiOr- todoks dünyasmda çokönemta* bir kişfliktir'' dedi. Rau, bu ziyaretin AB'nin dinler ve kültürler birliği olduğunun bir göstergesi olduğunu ve azınlıklann kabul edihnesi ge- rektiğini bildirdi. Rau, Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı se- çimleri ile ilgili soru üzerine bir kriz bek- lemediğini, Başbakan Bülent Ecevit'in ken- disine koalisyonunun devam edeceğüü söy- lediğini kaydetti. Iki ülke ara- sında sorun yaratan Leopard- 2 tanklan ihalesi ile ilgili so- ruyu da yanıtlayan Rau, "Tank satışına 'evet' denil- mesi pek olası görülmüyor'' dedi. Rau, Almanya'daki ra- dikal Islamcı gruplann Türki- ye'yi hedef alan tehditleri ve yaptıklan gösterilerle ilgili soruya. "Almanya'da basm ve ifade özgürlüğü olmasından gurur duyuyorum, ama bu özgürlükkr anayasada sınırh- dır. Sınuiar aşıldığmda gere- ken işlemler yapdmaktadır" yamtını verdi. Rau, bir ülke- nin iç çekişmelerinin Alman topraklanna taşınmaması ge- rektiğini de vurguladı. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada önümüzdeki dönem yoluna koymayı hedeflediğimiz süreç hem de bu ülkedeki yurttaşlanmız açısından büyük önem taşıyor. Rau'nun Türkiye gezisi çerçevesinde iki ülke ilişkile- rini ve artık Avrupa Türkleri diyebileceğimiz eski gur- betçilerimizi maddeleyelim: 1- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Rau onu- runa Çankaya Köşkü'nde verdiği akşam yemegi önce- sinde iki cumhurbaşkanı birbirine ülkelerinin en üst ni- şanlarını verdiler. Rau'nun yemekte yaptığı konuşma- da yer alan şu tümcenin altını çizelim: "Alman-Türk ilişkileri birçok genç filizi olan ve tüm hava şartlannda koruyuculuğunu sürdüren sağlam gövdeli yaşlı bir ağaca benzemektedir." Iki ülke iltşkilerinin bu benzetmeyi sürekli kılmasını di- leyelim. 2- Almanya ile önemli bağlantılanmızın başında tu- rizm geliyor. Yurtdışına turiaria giden her 10 Alman'dan biri Türkiye'ye geliyor. Türkiye'ye gelen her 4 yabancı- dan biri de Alman. Geçen yılki kriz ayn tutulursa, her yıl ortalama 2-2.5 milyon Alman Türkiye'ye geliyor. Te- rörün kulağına kurşun, önümüzdeki günlerde olağa- nüstü olaylar olmazsa bu yıl yine bu rakam yakalana- cak. Her Alman turist Türkiye'de ortalama 1.500 mark harcryor. 3- Almanya'daki yoğun Türk nüfusunun yanı sıra, Türkiye'ye yerieşen Alman sayısı da giderek artıyor. Emekli olan AJmanlar başka bir ülkeye yerleşmeyi plan- ladığında, öncelikle Ispanya'yı sonra da Türkiye'yi ter- cih ediyor. Bu konuda ilk sırayı belki de Alanya alır. Ha- ni neredeyse bu ilçemizin adını şöyle yazacağız: Al(m)anya... İlişkiler geliştiği ölçüde sayılan Almanya'daki Türk- lerte karşılaştınlamayacak düzeyde de olsa bızde de bir Türkiye Almanlan oluşacak. 4- Almanya'daki Türkler bir başka deyimle Avrupa Türkleri iki ülke arasmda sorun mu, köprü mü? 196O'lı yıllardan günümüze genel olarak baktığımız- da güçlü bir köprü. Ancak son yıllarda yaşanan kimi so- runlar birçok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor. Bu olumsuzluklan iki ana çatıda toplamak olası: - PKK ve öteki terör örgütleri. - Şeriatçılar ve bağlantılan. Her iki konu da bir köşe yazısının boyutlannı aşacak düzeyde. Ancak Almanya'nın kendi iç banşı açısından sorun yaratmadığı ölçüde iki gruba da en azından an- tipatik bakmadığı dikkati çekiyor. Rau'nun Ankara zi- yaretinde kamuoyuna sızan haberierden anladığımız kadanyla bu sorunlardan çok Türkiye'deki insan hak- lan konusu masaya yatınldı. Elbette bu da konuşula- cak. Ancak Almanya'nın bu konulara salt kendi iç ba- nşı açısından değil, Türk-Alman ilişkileri açısından da bakması gerekiyor. 'Beriin'de çok Alman var* 5- Iki Almanya'nın birieşmesi yabancılar açısından hayıriı olmadı. Doğu Almanya'da yüzde 20'ye yaklaşan işsizlik oranı gözlerin yabancılara çevrilmesine, "Iş ola- naklan yabancılardan çok bize sağlansın" yorumlan- nın öne çıkmasına neden oluyor. Bu konuda Almanla- nn kendi içinde de görüş aynlıklan var. Kısa bir süre ön- ce bu ülkede düzenlenen konferanslar serisine katılan arkadaşımız Serkan Demirtaş'ın saptadığı gıbi, iki Al- manya birieştı, ancak zihnıyetler henüz birleşemedi. 6- Türkiye aslında cumhurbaşkanından önce Başba- kan Schröder'i ağııiamayı planiıyordu. Ancak tank iha- lesinde yaşanan pürüzler bu gezinin ertelenmesine ne- den oldu. NATO şemsiyesi altında ortak savunma olanaklan- na sahip olan Türkiye ve AJmanya arasında böyle bir sorunun çıkması "müttefik" sözcüğünün altının değil, üstünün çizilmesine neden oluyor. 7- Yazının başında vurguladığımız gibi, AJmanya'da artık Türkiye gurbetçileri yok, Avrupa Türkleri var. Rau'nun heyetinde Cem Özdemir, Vural Öger, Prof. Faruk Şen'in de bulunması bu durumun küçük bir yan- sıması. Yazıyı bir kısa anlatıyla noktalayalım: Berlin'de yaşayan Türklerden birine Frankfurt'taki Türk sormuş: - Beriin'de hayat nasıl? Bizimki "İyi de" demiş, "etrafta çok Alman var"! Erbakan için gerekçeli karar 'Kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etti' DİYARBAKIR (Cum- huriyet) - Diyarbakır DGM tarafindan 1 yıl ha- pis cezasına çarptınlan Necmettin Erbakan hak- kında hazırlanan 18 say- falık gerekçeli karar ta- mamlandı. Gerekçeli kararda; An- kara DGM Başsavcılı- ğı'nın yürüttüğü bir so- ruşturma nedeniyle Bın- göl Milli Gençlik Vakfı Şubesi'nde yapılan ara- mada, 1994 yılında Nec- mettin Erbakan'ın ko- nuşmasını içeren video kasetinin ele geçirildiği belirtildi. Gerekçeli kararda yer alan, Erbakan'ın 25 Şu- bat 1994'te Bingöl'de yaptığı konuşmanın öze- ti şöyle: "Bu ülkede 12 parti yok, 2 tane parti var. Hak ve baüL hakkı temsil e- den, BingöDü kardeşleri- min imanını temsil eder. Kanunlarunızı gâvurlar yapacak™ Bu ülkenin ev- latlan asuiar boyu mek- tebe başlarken besmeley- le başlar. Siz geldiniz bes- meleyi kaldırdınız; yeri- ne, Türküm, doğruyunu- Sen bunu söyleyince öbür taraftan da Kürt kökenli Müslüman evladı, ya öy- le mi, ben de Kürdüm, daha doğruyum, deme hakkıru kazandL Bunlar başörtüsüne nıüsaade et- miyor. Hıristiyanlara uşakolma\'acağız. Dünya tslam Birİiği'ni kuraca- ğız." Gerekçeli kararda, sa- nığın konuşmasının, fi- kir ve düşünceleri, siyasi kanaatleri ifade ve dini kavramlan açıklama hür- riyeti içerisinde değer- lendirmenin mümkün ol- madığı belirtilerek, bu konuşmasıyla sanığın "halkı, din ve ırk farklın- ğı gözeterek kin ve düş- manlığa açıkça tahrik et- mek suçunu işlediğinin'' anlaşıldıgı kaydedildi. îddianamenın düzen- lendiği tarih itibariyle za- manaşurıı süresinin geç- mediğine de işaret edil- di.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear