Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 2000 CUMARTESİ
8 HABERLERİN DEVAMI
IsîanDüi
Edırne
PB 10 Sinop 12 Adana Y 18
PB 10 Samsun Y 12
Kocaelı PB 12 Trabzon Y 14
Çanakkale PB 13 Giresun
Izmır PB 17 Ankara
Y 12
8
Manisa PB 17 Eskişehir
Aydın
Denızli
PB 18 Konya Y 10
Y 17 Sıvas 9
Zonguldak Y 10 Antalya Y 17 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
Y
Y
Y
Y
ÇB
ÇB
ÇB
17
17
19
17
18
10
13
ÇB 11
Bütün böfgelenmız çok
bulutlu, Karadenız, Iç
Ege, Iç Anadolu, Akde-
nz ıle Doğu ve Guney-
doğu Anadolu'nun ba-
tısı yağışlı, dığer yerler
parçalı ve çok bulutlu
geçecek. Yağışlar yağ-
mur ve sağanak, Batı
Karadenız'in ıç kesim-
len, IçAnadolu'nun ku-
zeyı ı!e Iç Ege'nın yuk-
sek kesımlen karta ka-
nşık yağmuriu oiacak.
DIS MERKEZL
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
PB
PB
PB
A
A
A
A
7
2
7
12
12
9
15
14
Berlin A 13 Moskova PB 11
Budapeşte ÇB 7 Aşkabat A 33
Madrid Y 13 Astana
V'ıyana
Belgrad
PB 10 Taşkent A 25
Y 12 Bakû PB 26
Sofya
Roma
Y 11 Bişkek A 19
A 16 Tıflis Y 23
Atina PB 16 Kahire A 22
Münih PB 9 Zürih A 10 Şam Y 19
0Aç;k / ^ Parçalı bulutlu k
Ç<* buiuttu • Yağmuriu
W J W
Kaıiı Sulu kar > Gok gurûltulu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafı 1. Sayfada
Ne ki; FP Genel Başkan Yardımcısı Veysel Can-
dan'ın açıklamalan elmalarla armutlan kanştırmaya ti-
pik bir örnek.
Candan, "Koalisyon hûkümeti 'güvenoylaması' ni-
teliğindeki oylamayı kaybederek Meclis'in desteğinden
yoksun kaldı" diyor.
Kimi açılardan böyle bir saptama belki yapılabilir.
Gerçek böyle mi? Galiba FR oy sonucunu abartarak
yeni bir politika izleme niyetinde.
TBMM'deki oylamada milletvekilleri özgür iradeleri-
ni kullandı. Cumhurbaşkanı Demirel'in beş yıl daha gö-
revde kalmasını içeren hükümet -daha doğrusu Ece-
vit- dayatmasına yıllarca unutulmayacak biryanıt ver-
di.
Başbakan Ecevit ve hükümet teknesi ağır bir darbe
yedi. Sadece Ecevit mi? Hayır! Iki ortak; MHP lideri
Bahçeli ve ANAP lideri Yılmaz da, hükümet başkanı-
nın anayasanın gizlilik kuralını hiçe sayarak açık oy ver-
me koşuluna fiilen katıldılar.
Siyasal ve ekonomik istikrann sürmesi için Demi-
rel'in mutlaka yeniden seçilmesini birinci koşul gören
Başbakan Ecevit; Meclis'in, Cumhurbaşkanı'nın önü-
nü açmayacağı kesinleştikten sonra güveniriiğini bü-
yük ölçüde zedeleyen bir davranış sergiledi.
Yazılı açıklamasında, "Üç partili koalisyon hüküme-
tinin uyumlu çalışması istikrann güvencesidir" dedi.
Başbakan neden sonra, daha önceki söz ve davra-
nışlannın tam tersini kıvançla ifade etti, "herşeyin ana-
yasal ve tam anlamıyla demokratik çizgide işlediğini"
söyledi.
Günlerdir ortalığı kanştıran savında yeralan baş isim;
"istikrann yegâne güvencesi" Demırel adı bu açıklama-
larda yer almadı.
Ne oldu da Başbakan; dayatmalanna malzeme olan
Demire) öğesinden birden yüz seksen derece tornis-
tan etti?
Günler boyu dinlemek istemediği birtanımlamayı ani
olarak görmüş, ola ki -eski bir deyimle 'hidayete' ere-
rek- "dün dündür" demiş ve "bugün bugündûr"e dö-
nüvermişti.
Tabii, "bizim mahallenin" yazılı ve görsel basını bu
dönüşün hazin öyküsünü -türlü çeşit, ama medya ku-
lislerinde dedikodusu yapılan nedenlerle- dile getir-
mekten kaçındı.
Ecevit; nihayet cumhurbaşkanlığı seçimi ile hükümet
olayının birbirinden ayn sorunlar otduğunu kabul etti.
Demirel'i dışlayan sonucun hükümetin istifasına yol
açmayacağını söylerek yüzünü gerçege çevirdi.
Övün, çalış, güven
Şunu da söylemeliyiz: Cumhurbaşkanı sorunu ile hü-
kümete güvensizlik birbiriyle bağdaştınlamayacak o
denli ayn olaylar ki; güven tazelemek isteyen hükümet,
bugün başvursa kuşkunuz olmasın TBMM'de güveno-
yu alacaktır.
Iş âleminden dış âleme değin hemen her çevre Ece-
vît'in dayatma gerekçesine istifa tehdidi eklemesine
sürekli karşı çıktı.
Demirel'in büyük dostu Clinton yönetimi bile elma-
larla armutlan birbirine kanştırmamak gerektiğini TB-
MM'deki oylamadan günlerce önce Ankara'ya duyur-
du.
Bizimkilerin yazmadığını Batı yayın organlan görev
bildiler. Ecevit'in TBMM'de ağır bir darbe yediğini he-
men her haber ve yorumda irdetediler, manşetlere ge-
çirdiler.
Başbakan ise; daha önceki söylemlerinin tam tersi-
ni, başansızlığını kabul eden bir açıklama yaparken
içerde ve dışarda siyasal kimliğini sarsan olumsuz ge-
lişmeleri "sindırdiğini" kanıtJadı.
Biliyorsunuz; bizim borsamız çoook duyariı bir bor-
sa. En ufak olumsuz olayda iner, olumlu bir olayda çı-
kar. Demirel'in görev süresinin uzatılmasıyla ilgili olma-
dığını belgeledi.
Demirel'in TBMM'de reddedildiği gün "borsa rahat-
ladı ve... yüzde 6.6artış göstererek" hükümete güve-
nini tazeledi.
Hükümet: övün, Çalış, Güven!
Bakalım ne güne kadar?
DemireFin 'BirdaP
sessizliği
I Baştarafı 1. Sayfada
kfye'nin insan haklan ra-
porunu" hazırlamalannı
ıstedi. Ankara ziyareti ön-
cesinde eski ÎHD Başka-
nı Akın BirdaTın cezaevi-
ne konulmasının "hoş ol-
mayan bir tutum" oldu-
ğunu kaydeden Rau'nun,
konuyu gündeme getirdi-
ğinde Cumhurbaşkam
Süleyman DemireTden bir
yanıt alamamasından ra-
hatsızlık duyduğu öğre-
nildi. Rau'nun Demirel'e,
"Sayın Akuı Birdal'ı da
görmek isterdün" dediği
kaydedildi.
Rau, Ankara'daki te-
maslannın son gününde
Almanya Büyükelçili-
ği'nde Türkiye Insan
Hakları_ Vakfı Başkanı
Yavuz Önen, Insan Hak-
lan Derneği Başkanı
Hüsnü Öndiil. Mazlum-
Der Başkanı Yılmaz En-
sarioğiu, Çağdaş Hukuk-
çular Demegi Başkanı AB
Ersin Gür, Türkiye Insan
Haklan Kurumu Vakfı
(TlHAK) Başkanı Nevzat
Helvacı ve HADEP'in
avukatlanndan Yusuf
Alataş'ı kabul etti.
Rau'nun ziyareti önce-
sinde Akın Birdal'ın ce-
zaevine konulması, gö-
rüşmelerde gerilim ya-
şanmasma neden oldu.
Demirel'e Birdal'ın ne-
den cezaevine konuldu-
ğunu soran Rau, "Sayın
Birdal üe görüşmek ister-
dim'' dedi. Demirel ise
sessiz kalarak, Rau'ya ya-
rut vermedi. Demirel'in
tutumu, Alman heyetinde
büyük rahatsızlık yarattı.
Rau, Başbakan Bülent
Ecevit'i kabulünde de ko-
nuyu gündeme getirerek,
karann kendilerini üzdü-
ğünü bildirdi.
Rau, insan haklan ör-
gütleri ile yaptığı görüş-
melerin ardından yaptığı
acıklamada, bu alanda
bazı olumlu gelişmelerin
yaşandığını, ancak daha
yapılması gereken çok iş
olduğunu kaydetti.
Sivil toplum örgütü
temsilcilennın daha fazla
destek kazanmak için,
kendisinden insan hakla-
n alanındaki sorunlan
yurtdışında dile getirme-
sini istediklerini kayde-
den Rau, böylece bu ör-
gütlerin Avrupa'daki di-
ğer demokrasilerden ve
Amerika'dan destek sağ-
layabileceklerini söyledi.
Görûşmelerin objektif,
sakin, disiplinli ve iyi
geçtiğini kaydeden Rau,
kendisine iletilen konula-
n, Türkiye ve Avrupa'da
yetkili yerlere iletileceği
sözü verdiğini söyledi.
Medya ırkçıkğı kaşıyortstanbul Haber Servisi - Ga-
latasaray ve Ingiliz Leeds Uni-
ted takımlannın yapacağı maç
öncesinde yaşanan olaylann ar-
dından basının sergilediği sal-
dırgan tutum yadırgandı. Türki-
ye Gazeteciler Cemiyeti (T-
GC), basuun tutumunu eleşti-
ren bir açıklama yayımlarken,
gazeteleri incelemeye alan Tür-
kiye Spor Yazarlan Derneği de
(TSYD) Star gazetesine kına-
ma cezası verilebıleceğini be-
lirtti.
UEFA kupası yan finalde
mücadele veren Galatasaray ve
Ingiliz Leeds United takımlan-
nın Istanbul Ali Sami Yen Sta-
dı'nda yapılan maçtan bir gün
önce yaşanan ve iki Ingiliz ta-
raftann ölümüyle sonuçlanan
olaylann gazetelerde yer alış bi-
çimi tartışmalara neden oldu.
Baa gazeteler iki taraflann öl-
dürülmesini meşrulaştırmaya
çalıştılar. özellikle Star gaze-
tesinin tahrik edici tutumu ba-
sın etiğine aykın bulundu. Bul-
var gazetesi Star, dünkü sayı-
sında manşetine taşıdığı olayı,
"Twoaze" başlığıyla duyurdu.
Atılan iki golü ve Ingiliz taraf-
tarlara tükürmeyi aynı anda
söylemeyi "becerebilen" bu
başlığın altında kullanılan dev
fotoğraflann birinde bir Ingiliz
taraftar birkaç fanatik tarafın-
dan yere çöktürülmüş dövülür-
ken, diğerinde de Leeds'li bir
futbolcunun yere çökmüş gö-
rüntüsü yer aldı. Ingiliz tarafla-
nn dövüldüğü fotoğrafın üzeri-
ne yazılan "Taksim'de kafası-
na vura vura vatan toprağmı
öptûrdüler" ifadesinde ise şid-
det, aşın millıyetçi bir üslupla
meşrulaştınlmaya çahşıldı. Bu
gazeteye göre iki insanın öldü-
rülmesi ise telafısi olanaksız,
ağır bir olay değil, hak ettikleri
bir cezaydı.
Aynı gazete, spor sayfasında
da "Hindi baba hindi Leeds'e
kötü bindi" başlığıyla verdiği
"haberinde", "seviyesinden"
ödün vermedi.
Gazetenin spor sayfasında
Galatasaray Teknik Direktörü
Fatih Terim'ın "Insanlann öl-
mesindense maç kaybetmeyi
tercih ederim" biçimindeki an-
lamlı sözleri ise hak ettiği yeri
I 2 k i ş i y a k a l a n d i 1
Bıçaklama olayının
azmettiricisi aranıyor
Spor Servisi-
Galatasaray'la Leeds
United arasında oynanan
UEFA Kupası yan final ilk
maçı öncesi Taksim'de 2
Ingiliz rutbolseverin
bıçaklanarak
öldûrülmesiyle ilgili
soruşturma devam ederken
tstanbul Emniyet Müdürü
Hasan Özdemir, 2 kişinin
daha yakalandığını bildirdi.
Bıçaklama olayına kanşan
ve dün yakalanan 2 kişinin,
Burak Savucu ile Cökhan
Güven olduğu öğrenildi.
Halen Asayiş Şube
Müdürlüğü'nde Savucu ve
Güven'in de aralannda
bulunduğu 15 kişinin
sorgusu sürüyor.
Yakalanması için
çalışmalann sürdürüldûğü
kişinin de AH Baydar
olduğu ve futbol
fanatiğinin olayı organize
eden bir kişi olarak
gösterildiği belirlendi.
Daha önce suç aleti bıçakla
yakalanan Ali Detnir adlı
kişi ise "Ben öldürdüm"
şeklindeki açıklaması
sonrası tutuklanarak
cezaevine gönderilmişti.
Polisin olaylarda ihmali
olduğu şeklindeki
açıklamaların doğru
olmadığını belirten
Özdemir, Taksim
Meydanı'nda güvenlik
amacıyla sürekli bulunan
yaklaşık 100 polisin olaya
anında müdahale ettiğini
ifade etti.
bulamadı. Hürriyet gazetesi de
olaylann çıkış nedenini Ingiliz
hooliganlann taşkınlığına bağ-
ladı ve konuyla ilgili haberinde
"Pimi onlar çekti" başlığını
kullandı. Zaman gazetesi başta
olmak üzere birçok gazetenin
Ingilizce ifadelerle maçı yo-
rumlaması da tepkilere neden
oldu. Akit gazetesinin spor
sayfasında "Parçaladık" başlı-
ğı kullanılırken Akşam gazete-
si de öldürülenlerin sabıkalı ol-
duklannı yazdı. Istanbul Üni-
versitesi Iletişim Fakültesi öğ-
rencileri dün, "tki gol Od can
mı?" başlığıyla yaptıklan ya-
zıh acıklamada, Star'ın yayın-
cılık anlayışını protesto ettiler.
Yüzlerce imza bulunan protes-
to metninde, "Bu vahşet karşı-
smda tek duygu iğrenme olabi-
Kr" denildi.
TGC sorumluluğa çağndı
Türkiye Gazeteciler Cemiye-
ti (TGC), bazı gazetelerin Ga-
latasaray-Leeds United maçına
ilişkin yayınlannın, "TGC Hak
ve Sorumluluk Bildirgesi" ile
"Gazetecinin Doğru Davranış
KuraDan"na aykın düştüğünü
açıkladı. TGC'den yapılan ya-
zılı acıklamada, bazı gazeteler-
de yer alan haber-yorumlarda
meslek ilkelerine aykın bir tu-
tum izlendigi belirtilerek şöyle
denildi:
tt
Bazj gazetelerde Galatasa-
ray-Leeds United maçına ilişkin
yaymlar, 'TGC Hak ve Sorum-
luluk Bildirgesi' ile 'Gazeteci-
nin Doğru Davranış Kuralla-
n'na aykın düşüyor. Söz konu-
su yayın bildirgenin 3. maddesi-
ne aykın düşmektedir: Gazete-
ci başta banş, demokrasi ve in-
san haklan olmak üzere, insan-
hğın evrensel değerlerini, çok
sesliliği, farklüıklara sa>gıyı sa-
vunur. Milüj'et,ırk, etnisite, cin-
siyet, diL din, sınıf ve felsefi i-
nanç ayırımcılığı yapmadan,
tüm uhıslano, tüm halklann ve
rüm bireylerin haklaruu ve say-
gınhğım tanır. tnsanlar, toplu-
hıklar ve uluslar arasmda nefre-
ti, dûşmanhğıkörükkykd yaym-
dan kaçınır. Bir uhısun, bir top-
luluğun ve bireylerin kültürel
değerlerini ve inançlannı (veya
inançsızhgmı) doğrudan saldîn
konusu yapamaz. Gazeteci; her
türden şiddeti haklı gösteren,
özendiren, kışkırtan yayuı ya-
pamaz."
Türkiye Turizm Yaünmcüa-
n Derneği (TYD) tarafından
yapılan yazılı acıklamada da,
Galatasaray'ın son dönemde el-
de ettiği başanlann Türkiye 'nin
tanıtımına olan pozitif katkısı
kadar, yaşanan üzücü olaylann
da negatif etkisi olduğunun
yadsınamayacağı belirtildi.
Avrupa Gazeteciler Birliği
(AEJ) Türkiye Temsilciliği,
Cağdaş Gazeteciler Derneği
(ÇGD), Ekonomi Muhabirleri
Demeği (EMD), Diplomasi
Muhabirleri Derneği (DMD),
Parlamento Muhabirleri Deme-
ği (PMD) ve Türkiye Gazeteci-
ler Sendikası'ndan (TGS) ya-
pılan ortak acıklamada, Gala-
tasaray-Leeds United maçından
önce çıkan olaylara ilişkin bazı
gazetelerde yer alan yayınlann
evrensel gazetecilik ilkeleriyle
bağdaşmadığı belirtildi.
Acıklamada, Taksim Meyda-
nı'ndaki futbol kavgasında iki
tngiliz taraftann öldürülmesi
konusunda yapılan yayınlarda,
bazı yayın organlan ve gazete-
ciler tarafından mesleki sorum-
luluğun hiçe sayılmasının
üzüntüyle izlendigi kaydedildi.
Acıklamada şöyle denildi:
"Nedeni ne olursa olsun, iki
insanın öldürülmesini hafife
alan, şiddeti haklı ve mazur gös-
teren ve hatta özendiren, şoven
bir yaklaşım sergileyen yayınlar,
evrensel gazetecilik ilkeleri ile
asla bağdaşmaz. Bu açıdan ba-
küdığffida, baztmanşetlerin na-
sıl olup da atılabüdiğini anla-
mak olanaksızdır. Futbol ya da
herhangj bir spor karşüaşmasL,
uğruna ölünecek veya öldürü-
lecek ola>iar değüdir."
Acıklamada, carşamba günü
yaşanan olaylar sonrasında ga-
zetecilerin Ingiliz hooliganlan-
nın ne kadar kötü olduğunu ka-
nıtlamaya çalışmasından çok,
toplumda uç veren şiddet eğili-
mine ve hooliganizme karşı çık-
ması gerektiği vurgulandı.
Rau: AB için şartlar yerine getirilnıeli
Dış Haberler Servisi - Al-
manya Cumhurbaşkanı Jo-
hannes Rau, Çırağan Sara-
yı'nda bir basın toplantısı
düzenleyerek Türkiye-AB
ilişkileri, Leopard tanklan
ihalesi ve Milli Görüş'le il-
gili açıklamalarda bulundu.
Türkiye ile Almanya arasın-
daki ilişkilerin çok yakın ve
yoğun olduğunu, ancak bu
yoğun ilişkiler nedeniyle so-
runlar yaşandığını bildiren
Rau, bu sorunlardan birinin
Almanya 'daki Türk öğren-
cilerine din dersinin Milli
Görüş tarafından verilmesi
karan olduğunu söyledi.
Rau, Alman Anayasası'na
göre din dersinin zorunlu ol-
duğunu, bunun bütün dinler
Çırağan Sarayı'nda basm toplanüsı düzenleyen Almam a Cumhurbaşkanı Rau, Leopard-2 tanklan
ile ilgiliolarak "Tanksaüşına 'evet' denilmesipek olasıgörülmüyor" d«lL (Fotoğraf: UĞUR DEMİR)
için geçerli olduğunu kaydetti.
Müslümanlar için anayasa şartında bazı
düzenlemeler yapılması gerektiğini belirten
Rau, "Dini kunımlarla deviet arasmda mu-
tabakat var. Ama tslam'da kilise gibi bir ör-
gütlenme otanadığı için bu yok" dedi. Rau,
"Ben deviet tarafindan izknecek ve bu ko-
nudaAhnanya'da eğjtim görmüşöğretmen-
lertarafindan din dersi verilmesini önerdim,
ama kabul edilir mi bilmryorum" diye ko-
nuştu. AB adaylığmın Türkiye için büyük
bir perspektif olduğunu söyleyen Rau, üye-
ük için her iki tarafm da ge-
rekli ön koşullan yerine ge-
tirmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin büyük bir pa-
zar olduğunu vurgulayan
Rau, bunun hem bir avantaj
hem de dezavantaj olduğunu
söyledi. Rau, AB'nin yalnız-
ca ortak bir pazar değil bir il-
keler birliği olduğunu yine-
ledi. Cumhurbaşkanı Rau,
AB üyeliği için Türkiye'nin
insan haklan, demokratik-
leşme, düşünce özgürlüğü
alanlannda gerekli ilerleme-
leri sağlaması ve ölüm ceza-
sını kaldırması gerektiğini
kaydetti. Rau, "Genel olarak
edindiğim bilgi, insan hakla-
n alanında olumlu gelişmeter
sağlandığı yönûnde. Ama bazı değişiklikler
yapılmah. Her iki taraf da çaba gösterme-
B" dedi. Alman Cumhurbaşkanı, hem Al-
manya olarak hem de AB üyesi bir ülke
olarak, Türkiye'nin AB adaylığı sürecinde
kendilerini hakem olarak değil, destekçi
olarak gördüklerini söyledi.
Türkiye"ye Yunanistan'dan gelen Rau,
her iki tarafta gözlediği olumlu gelişmeler-
den çok memnun olduğunu bildirdi. Rau,
toplantının ardından basın mensuplannın
sorulannı yanıtladı. Bugün yapacağı Fener
Avrupa Birliği bayrağı kaldırıldı
Almanya Cumhurbaşkanı
Rau'nun basın toplantısı için sa-
lona yerleştirilen AB bayrağının
toplantı başlamadan hemen ön-
ce kaldınunası dıkkat çekti. Rau
ile birlikte gelen Alman heyeti-
nin talebi üzerine toplantının dü-
zenleneceği salondaki Türk ve
Alman bayraklannın arasına
yerleştirilen AB bayrağmın yine
Alman yetkililerin talebi ile top-
lantı başlamadan on dakika ön-
ce kaldınldıgı öğrenildi. Rau'ya
basm toplantısı sırasında bayra-
ğın neden kaldınldıgı, bunun
Türkiye'nin resmen AB adayı
sayılmadığı anlamına mı geldi-
ği sorusu yöneltildi. Rau bu so-
ru üzerine "TûrldyeAB adayıdır.
Bu tescü edümiştir. Bu karariçin
Almanya da Yunanistan da çaba
harcaımşttr. Türk-Alman bay-
raklannın yan yana otanaa çok
hoş. AB bayrağunn indirümesi
Türkiye'nin aday olmadığını
göstermez" dedi. Almanya Baş-
konsoloslugu ise konuyla ilgili
açıklama yapmayı reddetti.
Rum Patrikhanesi ziyaretine ilişkin bir so-
ruya yanıt olarak da Rau, "Rum Ortodoks
Patrigmiuzun\Tİlardırtarıırım.KendisiOr-
todoks dünyasmda çokönemta* bir kişfliktir''
dedi. Rau, bu ziyaretin AB'nin dinler ve
kültürler birliği olduğunun bir göstergesi
olduğunu ve azınlıklann kabul edihnesi ge-
rektiğini bildirdi.
Rau, Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı se-
çimleri ile ilgili soru üzerine bir kriz bek-
lemediğini, Başbakan Bülent Ecevit'in ken-
disine koalisyonunun devam edeceğüü söy-
lediğini kaydetti. Iki ülke ara-
sında sorun yaratan Leopard-
2 tanklan ihalesi ile ilgili so-
ruyu da yanıtlayan Rau,
"Tank satışına 'evet' denil-
mesi pek olası görülmüyor''
dedi. Rau, Almanya'daki ra-
dikal Islamcı gruplann Türki-
ye'yi hedef alan tehditleri ve
yaptıklan gösterilerle ilgili
soruya. "Almanya'da basm ve
ifade özgürlüğü olmasından
gurur duyuyorum, ama bu
özgürlükkr anayasada sınırh-
dır. Sınuiar aşıldığmda gere-
ken işlemler yapdmaktadır"
yamtını verdi. Rau, bir ülke-
nin iç çekişmelerinin Alman
topraklanna taşınmaması ge-
rektiğini de vurguladı.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
önümüzdeki dönem yoluna koymayı hedeflediğimiz
süreç hem de bu ülkedeki yurttaşlanmız açısından
büyük önem taşıyor.
Rau'nun Türkiye gezisi çerçevesinde iki ülke ilişkile-
rini ve artık Avrupa Türkleri diyebileceğimiz eski gur-
betçilerimizi maddeleyelim:
1- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Rau onu-
runa Çankaya Köşkü'nde verdiği akşam yemegi önce-
sinde iki cumhurbaşkanı birbirine ülkelerinin en üst ni-
şanlarını verdiler. Rau'nun yemekte yaptığı konuşma-
da yer alan şu tümcenin altını çizelim:
"Alman-Türk ilişkileri birçok genç filizi olan ve tüm
hava şartlannda koruyuculuğunu sürdüren sağlam
gövdeli yaşlı bir ağaca benzemektedir."
Iki ülke iltşkilerinin bu benzetmeyi sürekli kılmasını di-
leyelim.
2- Almanya ile önemli bağlantılanmızın başında tu-
rizm geliyor. Yurtdışına turiaria giden her 10 Alman'dan
biri Türkiye'ye geliyor. Türkiye'ye gelen her 4 yabancı-
dan biri de Alman. Geçen yılki kriz ayn tutulursa, her
yıl ortalama 2-2.5 milyon Alman Türkiye'ye geliyor. Te-
rörün kulağına kurşun, önümüzdeki günlerde olağa-
nüstü olaylar olmazsa bu yıl yine bu rakam yakalana-
cak. Her Alman turist Türkiye'de ortalama 1.500 mark
harcryor.
3- Almanya'daki yoğun Türk nüfusunun yanı sıra,
Türkiye'ye yerieşen Alman sayısı da giderek artıyor.
Emekli olan AJmanlar başka bir ülkeye yerleşmeyi plan-
ladığında, öncelikle Ispanya'yı sonra da Türkiye'yi ter-
cih ediyor. Bu konuda ilk sırayı belki de Alanya alır. Ha-
ni neredeyse bu ilçemizin adını şöyle yazacağız:
Al(m)anya...
İlişkiler geliştiği ölçüde sayılan Almanya'daki Türk-
lerte karşılaştınlamayacak düzeyde de olsa bızde de bir
Türkiye Almanlan oluşacak.
4- Almanya'daki Türkler bir başka deyimle Avrupa
Türkleri iki ülke arasmda sorun mu, köprü mü?
196O'lı yıllardan günümüze genel olarak baktığımız-
da güçlü bir köprü. Ancak son yıllarda yaşanan kimi so-
runlar birçok olumsuzluğu da beraberinde getiriyor. Bu
olumsuzluklan iki ana çatıda toplamak olası:
- PKK ve öteki terör örgütleri.
- Şeriatçılar ve bağlantılan.
Her iki konu da bir köşe yazısının boyutlannı aşacak
düzeyde. Ancak Almanya'nın kendi iç banşı açısından
sorun yaratmadığı ölçüde iki gruba da en azından an-
tipatik bakmadığı dikkati çekiyor. Rau'nun Ankara zi-
yaretinde kamuoyuna sızan haberierden anladığımız
kadanyla bu sorunlardan çok Türkiye'deki insan hak-
lan konusu masaya yatınldı. Elbette bu da konuşula-
cak. Ancak Almanya'nın bu konulara salt kendi iç ba-
nşı açısından değil, Türk-Alman ilişkileri açısından da
bakması gerekiyor.
'Beriin'de çok Alman var*
5- Iki Almanya'nın birieşmesi yabancılar açısından
hayıriı olmadı. Doğu Almanya'da yüzde 20'ye yaklaşan
işsizlik oranı gözlerin yabancılara çevrilmesine, "Iş ola-
naklan yabancılardan çok bize sağlansın" yorumlan-
nın öne çıkmasına neden oluyor. Bu konuda Almanla-
nn kendi içinde de görüş aynlıklan var. Kısa bir süre ön-
ce bu ülkede düzenlenen konferanslar serisine katılan
arkadaşımız Serkan Demirtaş'ın saptadığı gıbi, iki Al-
manya birieştı, ancak zihnıyetler henüz birleşemedi.
6- Türkiye aslında cumhurbaşkanından önce Başba-
kan Schröder'i ağııiamayı planiıyordu. Ancak tank iha-
lesinde yaşanan pürüzler bu gezinin ertelenmesine ne-
den oldu.
NATO şemsiyesi altında ortak savunma olanaklan-
na sahip olan Türkiye ve AJmanya arasında böyle bir
sorunun çıkması "müttefik" sözcüğünün altının değil,
üstünün çizilmesine neden oluyor.
7- Yazının başında vurguladığımız gibi, AJmanya'da
artık Türkiye gurbetçileri yok, Avrupa Türkleri var.
Rau'nun heyetinde Cem Özdemir, Vural Öger, Prof.
Faruk Şen'in de bulunması bu durumun küçük bir yan-
sıması.
Yazıyı bir kısa anlatıyla noktalayalım:
Berlin'de yaşayan Türklerden birine Frankfurt'taki
Türk sormuş:
- Beriin'de hayat nasıl?
Bizimki "İyi de" demiş, "etrafta çok Alman var"!
Erbakan için gerekçeli karar
'Kin ve düşmanlığa
açıkça tahrik etti'
DİYARBAKIR (Cum-
huriyet) - Diyarbakır
DGM tarafindan 1 yıl ha-
pis cezasına çarptınlan
Necmettin Erbakan hak-
kında hazırlanan 18 say-
falık gerekçeli karar ta-
mamlandı.
Gerekçeli kararda; An-
kara DGM Başsavcılı-
ğı'nın yürüttüğü bir so-
ruşturma nedeniyle Bın-
göl Milli Gençlik Vakfı
Şubesi'nde yapılan ara-
mada, 1994 yılında Nec-
mettin Erbakan'ın ko-
nuşmasını içeren video
kasetinin ele geçirildiği
belirtildi.
Gerekçeli kararda yer
alan, Erbakan'ın 25 Şu-
bat 1994'te Bingöl'de
yaptığı konuşmanın öze-
ti şöyle:
"Bu ülkede 12 parti
yok, 2 tane parti var. Hak
ve baüL hakkı temsil e-
den, BingöDü kardeşleri-
min imanını temsil eder.
Kanunlarunızı gâvurlar
yapacak™ Bu ülkenin ev-
latlan asuiar boyu mek-
tebe başlarken besmeley-
le başlar. Siz geldiniz bes-
meleyi kaldırdınız; yeri-
ne, Türküm, doğruyunu-
Sen bunu söyleyince öbür
taraftan da Kürt kökenli
Müslüman evladı, ya öy-
le mi, ben de Kürdüm,
daha doğruyum, deme
hakkıru kazandL Bunlar
başörtüsüne nıüsaade et-
miyor. Hıristiyanlara
uşakolma\'acağız. Dünya
tslam Birİiği'ni kuraca-
ğız."
Gerekçeli kararda, sa-
nığın konuşmasının, fi-
kir ve düşünceleri, siyasi
kanaatleri ifade ve dini
kavramlan açıklama hür-
riyeti içerisinde değer-
lendirmenin mümkün ol-
madığı belirtilerek, bu
konuşmasıyla sanığın
"halkı, din ve ırk farklın-
ğı gözeterek kin ve düş-
manlığa açıkça tahrik et-
mek suçunu işlediğinin''
anlaşıldıgı kaydedildi.
îddianamenın düzen-
lendiği tarih itibariyle za-
manaşurıı süresinin geç-
mediğine de işaret edil-
di.