25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 »MİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Özelleştjpme % kurbanları " Izmir Su ve Kanalizasyon Müdürlü- ğü'nde (İZ-SU) sayaç okuma işinde çalı- şırken, özelleştirme-taşeronlaştırma ne- deniyle işlerinden olan 118 işçinin temsil- cileri geçen hafta Ankara'daydılar. Millet- vekillerine, ilgili sendikalara seslerini duyur- mak, dertlerini anlatmak için uğraşıp didin- ciiler, ancak açık söylemek gerekirse yeter- li ilgiyi göremediler. Oysa milletvekilleri, ilgililer, yetkililer özel- leştirme kurbanı çalışanlara zaman ayırsa- lar, onları dinleseler işçilerin çarpıcı öykü- s ü çok kısa olacaktı: "Yemek dahil 110 milyon lira net ma- as alan, kıdem tazminatı karşılıkları da- hil brüt maliyeti yaklaşık 200 milyon li- ra olan 118 işçinin aylık maliyeti 23 mil- yar 600 milyon lira, yıllık maliyeti 283 milyar 200 milyon liradır. Taşeron şirke- tin ihale fiyatı ise 1 trilyon 29 milyar li- radır. İşi yapan 118 işçiye 300 milyar, işi yaptıran birkaç taşeron şirkete yüzler- ce milyar... Adalet bunun neresinde? Taşeronlara bu da yetmiyor. Niye yet- sin.. o işçi değil ki! 118 kişinin ücretle- rini de fazla buluyor. Yerlerine işsiz or- dusundan çaresiz işçileri sigortasız, as- gari ücretin altında işe alıyor. Biz, sayaç okuma işinin, kaçak suyu tespit işinin ustalarıyız. Biz, bu işe orta- lama 10 yılımızı verdik. Yine bu işimizi yapmak, ekmeğimizî alınterimizle kazanmak istiyoruz. 118 sayaç okuma işçisinin emeği, hayatı, çocukJarı, niye birkaç taşeronunkinden daha değersiz olsun? Mal gibi mezatta satılmaya niye razı olalım? Gönlü biraz emekten yana olan insan buna niye ra- zı olsun?" özelleştirme sonrası işten çıkarılan 118 işçinin bir bölümü bedenlerine zarar veren bir eyleme, açlık grevine başladılar. Onlara kulak verecek, sorunlarına çare arayacak birileri olmalı, mutlaka olmalı! ISIK KANSU .ir." Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Denetim Komisyonu Türkiye Raportörieri Andras Barsony ve Ben- no Zierer, geçen ay sonunda Türki- ye'de yaptıkları görüşmeler sırasın- da Türkiye İnsan Haklan Kurumu (Tl- HAK) yöneticileri ile de temas kurdu- lar. TİHAK Başkanı Nevzat Helvacı, görüşmelere ilişkin izlenimlerini ak- tanrken, Avrupa Konseyi'nin 1995 yı- lında kurduğu denetim mekanizma- sının daha çok konseye yeni üye olan Doğu Avrupa ülkeleri için başlatıldı- ğmı anımsatıp Türkiye'nin durumuna dik- kat çekti: "1996 yılında Türkiye de dene- tim kapsamına alındı. 1999 sonunda Slo- vakya, 2000 yılı başında da Bulgaristan denetim sürecinden çıkarıldı. Halen Tür- kiye ile birlikte denetime tabi ülkeler Ar- navutluk, Gürcistan, Hırvatistan, Leton- ya, Moldova, Rusya Federasyonu, Ma- Denetlenmemek için kedonya ve Ukrayna..." Kendileriyle görüşen komisyon başkanı Barsony'nin "yaptıklarının bir denetim değil, işbirliği süreci olduğunu" vurgula- yarak "kibarlık" gösterdiğinin altını çizdi Helvacı: "Türkiye'deki demokratikleşme ve in- san hakları konusundaki görüşlerimizi sordu. Bu alandaki tespitlerimizi ve gözlemlerimizi nesnel bir biçimde, abartmadan, ama aynı zamanda saklamadan aktardık. Raportörler, bu görüşmelerden sonra raporiannı hazırlayıp Mecli- s'e sunacaklar. Meclis, bu raporla- ra göre Türkiye'nin denetim süre- cinden çıkanlmasına ya da deneti- min sürdürülmesine karar verecek." Helvacı'ya 9öre bu aşamada Türki- ye'nin atması gereken adım belli: Türkiye, Avrupa Konseyi'ne ya da Avrupa Birliği'ne hoş görünmek için değil, kendi insanının onuruna duyduğu saygı için demokratikleşme ve insan hakları alanında yaşadığı yanlışlardan ve eksikliklerden kurtulmalıdır. Böylece yabancıların denetiminden de kurtul- muş oluruz." Yıllardır savunulan, ama bir türiü gerçekleştirilmeyen bu öneriyi yaşa- ma geçirmek çok mu zor? „ , "Yeni cumhurbaşkanı nasıl bir insan olmalı?" Sorumuz bu. Işte birkaç yanıt: Muzaffer Izgü (yazar): Oylesi- ne genç birini seçelim ki, 80 yıl ba- şımızda kalabiisin! Güldal Mumcu (um:ag Baş- kanı): Laik, demokrat, aydın ofrrta- iı. Çetelere bulaşmamış, faili meçhuller konusunda duyarlı ol- malı, onların açığa çfkarılması için devletin en yüksek maka- mında çaba sarfetmeli. Ve elbet- te sözünde durmalı! Yeni cumhurbaşkam nasıl olmalı? Erhan Bener (yazar): Olabildi- ğine yansız davranabilecek, kül- türlü, dil bilen bir insan olması yeterfi. Birtakım başka nitelikier aradığımız sürece işîer büsbütün kanşır gibi geliyor bana. Ufuk Karakoç (opera sanatçı- sı): İnsan gibi insan olmalı. 40 yıl- lık olmamaJı. Ayla Kutlu (yazar): Gönlümde- ki cumhurbaşkanı gerçek bir si- vildir. Çağdaş insanlık değerleri- ne sahip çıkabilen, şarklı kurnaz- lıklara sapmayan bir cumhurbaş- kanı istiyorum. Bu ülkenin bunu hak ettiğine inanıyorum. Cemil Kavukçu (yazar): Ma- sum isteklerim şunlar Laik ve de- mokrat olmalı. Edebiyata ve sa- nata yakın durmalı. Halit Çelenk (hukukçu): De- mokratık, laik ve sosyal cumhu- riyete, ülkenin bağımsızlığı ve hu- kukun üstünlüğü ilkelerine bağ- lı, halkın egemenliğini titizlikle ko- ruyan, emekçi sıntf ve tabakala- nn mutluluğunu savunan yansız bir kişi olmalı. Kandemir Konduk (yazar): Bu kez "Baba" olmasın da, ağabey olsun, arkadaş, hatta kardeş ol- sun... Bu karşılıklara birkaç eklenti yapılabilir: Şaibeli kişileıie aile fotoğrafı çektirmemeli. Çankaya Köş- kü'nün bahçesini biriferine beda- va vermeye kalkışmamalı. ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU AzSonra! • Şok karar! Demirel aktif siyasete döneceğini açıkladı! Tahmin edildiği gibi, herhangi bir partinin başına geçmeyeceğini veya yeni bir parti kurmayacağını belirten Demirel, şunları söyledi: "Aktif siyasete dönmek için tek bir şartım var, o da DSP'nin beni kabul etmesi! DSP'den başka partujasivapetmimmi ı Çünkü tüm siyasal Çayatım lider olarak geçtifbır liderin koruması altına girmenin, ondan şefkat görmenin ne demek olduğunu Sayın Ecevit gösterdi bana! Bu ilgiyi başka hiçbir yerde bulamam. Bu nedenle ilk fırsatta DSP'ye kaydımı yaptırıp, önümüzdeki seçimlerde de milletvekili olmak istiyonım. Elbette son karar, liderim Ecevit'indir! Bu konuda Rahşan Hanım'ı ikna için elinden geleni yapacağına inanıyorum!" Az Sonra! • Yıldınm Akbulut'tan sürpriz çıkış! Cumhurbaşkanı adaylan arasında yer alan, Meclis Başkanı Akbulut "Köşke çıkarsam ilk işim anayasayı değiştirmek olacak" dedi! Gazetecilerin, hangi maddeleri değiştirmek istediği yolundaki sorulan üzerine Akbulut şöyle konuştu: "Hayır, anayasa değişikliğini herhangi bir madde için düşünmüyorum. Sadece anayasada sık bir şekilde bulunan 'fıkra' tabihni değiştireceğim. Fıkra lafı canımı sıkıyor. Başbakanlıkyaptığım dönemde, benimle ilgili olarak yüzlerce fıkra anlatıldı. Cumhurbaşkanı olursam aynı şey yine olacak, biliyorum. Hiç olmasa intikamımı anayasadaki fıkra sözcüğünden almak niyetindeyim. Anayasaya fıkra yerine artık espri mi yazılır, anekdot mu, ona daha sonra karar veririz!" Az sonra! • Kamer Genç, "llle de Çankaya" diye tutturmayacağını söyledi! Genç, "Mutlaka Çankaya olacak diye bir şeyyok. Kavaklıdere de olabilir. Yakut da olabilir, Kalecik Karası'na da razıyım. Hatta Buzbağ da olur. Köpek öldüren dışında hepsi olur" dedi ve nara atarak uzaklaştı! Az sonra! • Hooligan cinayetine mucizevi açıklama! Adı gizli bir yetkili, Taksim'de yaşanan olaylar hakkında şunları söyledi: "Iddia edildiği gibi Taksim'de sopalı bıçaklı kavga yaşanmamıştır. Leeds United taraftarlanna geleneksel Türk konuksevertiğini sergiiemek için Taksim'de kılıç kalkan ekibimiz gösteri yapmıştır. Aldıklan alkolün etkisiyle Ingilizler de bu oyuna ) yaşanmış ve iki ingiliz hooligan, yanlışlıkla aldıklan kılıç darbeleriyte hayatlannı kaybetmiştir. Olay bundan ibarettir. Televizyonlarda gösterilenler montajdır, yalandır, ilüzyondur. Türkiye'de bugüne kadar kim kimi öldürmüş ki yurtdışından gelen misafiher öldürülsün? Ayıptır, günahtır!" Az sonra! • Çinli bilim adamları Türkiye'ye yaklaşıyor! Uzay ortamında ilk domates üretmeyi başaran Çinli bilim adamları, "Bu bir başandır. Ama daha Türkiye'yi yakalamak için çok yolumuz var. Türkiye bu yıl tüm uzaya yetecek kadar patates üretti. Gerçek başan Tûrklerindir" dediler! Az sonra! # Medyada 'beygir" sendromu! Bir haftalık haber dergisinin, kapağında Abdullah Çatlıyı Che kılığına sokup "Cheatlı Kuşağı" diye başlık atması üzerine uzmanlar tarafından, "Allah şaşırttığı kulunu beygir gibiyellendihmniş" yorumu yapıldı! Az sonra! # Nuriş'ten sevke isyan! Arkadaşlarıyla beraber Kartal'dan Uşak Cezaevi'ne sevkedilen Nuriş, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada "Niye Çakıcı orada kalıyor da, biz gönderiliyoruz? Hadi gönderiliyoruz, niye Uşak?.. Bir şey mi ima ediliyor? Biz kime uşaklık yapmışız? O sanal kolpacı, o şerbeti katmehenmiş şambabası, o baba eskisi de Kartal'dan göndenlmelidir. Mesela onun için en uygun yer Babaeski Cezaevi'dir. Bu gerçekleşene kadar mücadelem sürecek" dedi! Az sonra! • Yeni medya ödülleri! Ana haber bültenleri başlarken, izleyici kaçırmamak için haber özetleri vermeyen tüm televizyon yetkililerine "Milenyum Çağı Köylû Kurnazı ödülü" layık görüldü! Az sonra! Tekin Aral Sokağı Geçen yıl yitirdiğimfz, mizah yazan ve karikatûrcü üstadımız Tekin Aral'ın adının Salacak'ta bir sokağa verîtmesi için girişimierim sürüyor. Salacak denince akla gelen ilk isim Tekin Aral, Tekin Aral denince de Salacak. Bu konuda destek ve önerilerinizi bekliyorum. (Faks: 0212 513 85 95) HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(a turk.net ÇÎZGÎLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMtHPOROY semihporoy@yahoo.com MIRMIRLAR UĞUR DVRAK L U '••• "I y-ıc- TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 8Nisan ROSSIN//L£ ME/W/ ARAS/NDA.. &A£T*NO 0O*llZ£rrr, Sf K4&NO4 <5t£>Ü. İTAt-YA'OA, DA, rv», rtoss/Hi •v/ BI'IM &HR4K4CA*? OBN- *, "LUCIA Ç.O4C ş SUHLARDAN BAZtLARl KOtotK, gAZ/LAjei /SE TKA- J/KTr.ÖİUİÂJİtMlp£AI SO*jeA,UZUfJ Yft-LA/l UNU- TULJHGAK OLJW SU YAPtTlAK, 1S5O "tS/BCEN SON /9* >TA/tf>flV fO/*Û&J/ CAZAMCİArr/je GÖRÜŞ Dr. EMtN GÜRSES Merkezi Asya'mn Mepkeziliği 5-6-7 Nisan'da Istanbul'da, Aydınlık gazetesinin dü- zenlediği 2. Uluslararası Avrasya Konferansı'nda dün- ya ekonomısinde ağırlığın merkezinın Avrasya coğ- rafyasına doğru kaydığı ve bunun 21. yüzyıl ulusla- rarası sısteminin yeniden biçimlendirilmesinde etki- li olacağı vurgulandı. Yüzyıllardır dünya sisteminde sürmekte olan mü- cadele hegemonya yanşının yaşandığı coğrafyalar- da yer alan devlet ya da devlet gruplannın güç kay- betmesi gücün diğer bir devletin/devlet gruplannın bulunduğu cografyanın tekeline geçmesine yol aç- mıştır. Bu hegemonyal mücadelede Doğu'nun gücü- nü kaybetmesıne ve 14. yüzyıl sonlannda bu gücün Batı'ya kaymasına doğru bir süreç yaşanrnıştır. 15 ve 16. yüzyıllarla birlikte deniz gücü, deniz ticareti dün- ya çekim merkezini Batı'ya taşımış ye merkezi Asya durgunluk dönemine girmiştir. Ibni Haldun'un ta- nımlamasına uygun bir yükseliş ve düşüş yaşanmış ve hegemonya yanşında bir gücün bıraktığı boşluğu başka bir güç doldurmuştur. 2. Avrasya Konferansı'nda yaptığı konuşmasında Doğu Perinçek, dünya ekonomisinde ağırlığın At- lantik'ten Pasifık e kaymakta olduğunu, bunun da ernperyalist-kapitalist sistemin sonunu belirleyece- ğini, Asya'da Çin-Hindistan-Rusya işbirliğinin geliş- mesinin iseTürkiye'nin manevra alanını genişletece- ğini ifade etti. Asya'da işbirliğinin ABD hegemonyasını tehdit edeceğini gören Washington yönetimi bu işbirliğini engellemek için önce Çin'e karşı Hindistan'ın nükle- erkartını denge unsuru olarak kullanmayı denedi. Bu- nun, Pekin'i Pakistan yönetimine nükleer silah üret- mesi için yardım etmekten başka bir işe yaramadı- ğını gören VVashington yönetimi Hindistan ile ekono- mik ilişkileri geliştirerek Yeni Delhi yönetiminin Çin ile ekonomik yakınlaşmasını engellemeye çalışmakta- dır. Mart ayında Güney Asya'yı ziyaret eden Clinton, ziyaretinden önce yaptığı açıklamada, bölgenın ge- lecek 50 yılda dünyanın en yüksek ekonomik potan- siyeline sahip olacağını açıklamıştı. Bölge ülkeleri arasında bir ekonomik işbirliği, ABD başta olmak üzere merkezi gelışmış zengin Batılı ülke yönetımle- rini rahatsız etmektedir. Bu rahatsızlık bölgesel bir eko- nomik blok yaratılabileceğı endişesınden doğmak- tadır. Batı'nın istediği özellıkle Çin'in Batılı gelişmiş ülkelerle karşılıklı bağımlılık ıçerisinde olması, kapi- talist ekonomik kurumsallaşmanın bu ülkede güçlen- mesi ve nükleer gücünü birtehdit olarak kullanmak- tan vazgeçmesidir. Yani açıkçası Çin'i Batı kapitaliz- mine entegre ederek bölgesel işbirliği ve Asya'da olası bloklaşmanın engellenebileceği hesaplan yapıl- maktadır. Fakat Avrupa ve Kuzey Amerika'daki da- yanışma ve korumacılık eğilimlerinin Asya'da bir kar- şı tepkinın doğmasına yol açması doğaldır. Dünya Bankası raporları, 2020 yılında Çin, Hindis- tan, Rusya, Endonezya ve Brezilya'nın dünya tica- retinde 1992'de yüzde 9 olan paylannın yüzde 22'ye ulaşacağı, buna karşılık yüzde 76.5 olan zengin ge- lışmış ülkelenn paylarının ise yüzde 51 civarına dü- şeceğı belirtilmektedir. Yine 2010 yılında, Çin ekono- misi 11.3 trilyon dolarla dünya liderliğine yerleşirken ABD 10.7trilyon dolarla ikinci sırada yeralacaktır. Bu tablo Batı'ya kaymış olan güç merkezinin Avrasya'ya yönelme eğilimine girdiğini ve bu nedenle merkezi guç- ler arasında yeni pazarlar bulma konusunda bir pa- niğın yaşandığı gözlenmektedir. Iran'la ilişkilerini ge- liştiren Fransa ve Almanya'ya aslan payını kaptırma- mak için çaba gösteren ABD yönetimi Iran'la ilişki- lerini geliştirmenin yollannı ararken, Kuzey Afrika'ya yönelen AB'nin önünü almak için ise LJbya'ya bile ye- şil ışık yakmaktadır. Merkezi ülkeler arasında yağma mücadelesi kızı- şırken Pekin yönetimi Kazakistan veTürkmenistan'la bölgenin petrol ve doğalgaz ihtiyacını karşılayacak boru hattı projelerini görüşüyor. Putin ise ABD'yi as- keri değil ekonomik bir tehdit olarak görüyor ve he- saplannı bunun üzerine yaparak seçildikten sonra As- ya'ya yöneliyor ve Türkmenıstan'la enerji konusun- da işbirliğini görüşerek gelecekteki yönelımın işare- tini veriyor. Avrasya'daki bu gelişmelere karşı Batı'da ulusla- rarası alanda daha rahat rekabet edebilmek için şir- ketler sermayelerinı birleştirmekle meşgul olmakta, Paul M. Sweeezy'nin de belirttiği gibi bunlann ama- cı çok savunduklan serbest rekabet ortamında, oluş- turduklan tekellerle rekabeti ortadan kaldırmak ve Asya ve Afrika'da güçlerinin yettiği ülkelenn pazar- lannı kontrol altına almaktır. Avrasya hareketlenmiştir. Bu süreç ancak bölge ül- keleri hata yaparlarsa kesintiye uğrayabilir. Batı'nın isteklerini tatmin etmek için çaba göstermekte olan yerli işbirlikçi güçlerin bu çabalarına karşı uyanık olunmalıdır. Aksi takdirde Avrasya ülkeleri arasında ekonomik ve siyasal alanda dayanışmanın sağlan- ması zorlaşacaktır. Merkezi Asya'mn merkezıliğı gün- demdedir. Bu gelişme, eğer hesaplarını doğru yapar- sa, Ankara'ya AB dayatmalanna karşı daha rahat nefes alma imkânlan sağlayacaktır. E-mail: emiingurses(« yahoo.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Matematik- 1 te türevi bilinen fonksiyona ve- 2 rilen ad. 2/ Ge- ^ ce yapılan sine- ma ya da tiyat- ro gösterisi... Şöhret. 3/ Ha- mamböcegi. 4/ Müstahkem yer... Bir tür tuzsuz ve yu- muşak peynir. 9 5/ Bir topu ra- ketle belli biryere aöna- ya dayanan oyun... Bir hizmeti başarabilecek 2 güçteki en küçük aske- 3 ri birlik. 6/ Kimi kâğıt 4 oyunlannda aynı cins 5 iki karta verilen ad... Rütbesiz asker... Japon lirik dramı. 7/ Mahke- me sonucunu gösteren resmi belge... Izmir'in Selçuk ilçesi yakınındaki ünlü antik kent. 8/ Burdur'un bir ilçesi. 9/ Bir tür halk türküsü... Gece. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yüzgeçlerinde yakıcı dikenleri olan, eti makbul bir balık. II Budun ön kısmından elde edilen dana eti... Üzüntü. 3/ Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer... Üç kişiyle oynanan bir kâğıt oyunu. 4/ Yunan mitolo- jisinde güzel sanatlann dokuz perisinden biri... " — süzülmüş şişeden ruhsâr-ı âl olmuş sana" (Nedim). 5/ İki yıl sürülmeyen boş tarla... Sodyumum simgesi. 6/ Bir renk... Evcil bir geyik. II Herhangi bir konuda il- gili kişilere soru yönelterek bilgi toplama işi... Ödeş- me, razı olma. 8/ Bir nota... Dişlerin taç kısmını kap- layan beyaz ve sert doku. 9/ Yunan mitolojisinde bel- lek tanrıçası.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear