Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 »MİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Özelleştjpme %
kurbanları "
Izmir Su ve Kanalizasyon Müdürlü-
ğü'nde (İZ-SU) sayaç okuma işinde çalı-
şırken, özelleştirme-taşeronlaştırma ne-
deniyle işlerinden olan 118 işçinin temsil-
cileri geçen hafta Ankara'daydılar. Millet-
vekillerine, ilgili sendikalara seslerini duyur-
mak, dertlerini anlatmak için uğraşıp didin-
ciiler, ancak açık söylemek gerekirse yeter-
li ilgiyi göremediler.
Oysa milletvekilleri, ilgililer, yetkililer özel-
leştirme kurbanı çalışanlara zaman ayırsa-
lar, onları dinleseler işçilerin çarpıcı öykü-
s ü çok kısa olacaktı:
"Yemek dahil 110 milyon lira net ma-
as alan, kıdem tazminatı karşılıkları da-
hil brüt maliyeti yaklaşık 200 milyon li-
ra olan 118 işçinin aylık maliyeti 23 mil-
yar 600 milyon lira, yıllık maliyeti 283
milyar 200 milyon liradır. Taşeron şirke-
tin ihale fiyatı ise 1 trilyon 29 milyar li-
radır. İşi yapan 118 işçiye 300 milyar, işi
yaptıran birkaç taşeron şirkete yüzler-
ce milyar... Adalet bunun neresinde?
Taşeronlara bu da yetmiyor. Niye yet-
sin.. o işçi değil ki! 118 kişinin ücretle-
rini de fazla buluyor. Yerlerine işsiz or-
dusundan çaresiz işçileri sigortasız, as-
gari ücretin altında işe alıyor.
Biz, sayaç okuma işinin, kaçak suyu
tespit işinin ustalarıyız. Biz, bu işe orta-
lama 10 yılımızı verdik.
Yine bu işimizi yapmak, ekmeğimizî
alınterimizle kazanmak istiyoruz. 118
sayaç okuma işçisinin emeği, hayatı,
çocukJarı, niye birkaç taşeronunkinden
daha değersiz olsun? Mal gibi mezatta
satılmaya niye razı olalım? Gönlü biraz
emekten yana olan insan buna niye ra-
zı olsun?"
özelleştirme sonrası işten çıkarılan 118
işçinin bir bölümü bedenlerine zarar veren
bir eyleme, açlık grevine başladılar.
Onlara kulak verecek, sorunlarına çare
arayacak birileri olmalı, mutlaka olmalı!
ISIK KANSU
.ir."
Avrupa Konseyi Parlamenterler
Meclisi Denetim Komisyonu Türkiye
Raportörieri Andras Barsony ve Ben-
no Zierer, geçen ay sonunda Türki-
ye'de yaptıkları görüşmeler sırasın-
da Türkiye İnsan Haklan Kurumu (Tl-
HAK) yöneticileri ile de temas kurdu-
lar.
TİHAK Başkanı Nevzat Helvacı,
görüşmelere ilişkin izlenimlerini ak-
tanrken, Avrupa Konseyi'nin 1995 yı-
lında kurduğu denetim mekanizma-
sının daha çok konseye yeni üye olan
Doğu Avrupa ülkeleri için başlatıldı-
ğmı anımsatıp Türkiye'nin durumuna dik-
kat çekti: "1996 yılında Türkiye de dene-
tim kapsamına alındı. 1999 sonunda Slo-
vakya, 2000 yılı başında da Bulgaristan
denetim sürecinden çıkarıldı. Halen Tür-
kiye ile birlikte denetime tabi ülkeler Ar-
navutluk, Gürcistan, Hırvatistan, Leton-
ya, Moldova, Rusya Federasyonu, Ma-
Denetlenmemek için
kedonya ve Ukrayna..."
Kendileriyle görüşen komisyon başkanı
Barsony'nin "yaptıklarının bir denetim
değil, işbirliği süreci olduğunu" vurgula-
yarak "kibarlık" gösterdiğinin altını çizdi
Helvacı:
"Türkiye'deki demokratikleşme ve in-
san hakları konusundaki görüşlerimizi
sordu. Bu alandaki tespitlerimizi ve
gözlemlerimizi nesnel bir biçimde,
abartmadan, ama aynı zamanda
saklamadan aktardık.
Raportörler, bu görüşmelerden
sonra raporiannı hazırlayıp Mecli-
s'e sunacaklar. Meclis, bu raporla-
ra göre Türkiye'nin denetim süre-
cinden çıkanlmasına ya da deneti-
min sürdürülmesine karar verecek."
Helvacı'ya 9öre bu aşamada Türki-
ye'nin atması gereken adım belli:
Türkiye, Avrupa Konseyi'ne ya da
Avrupa Birliği'ne hoş görünmek için
değil, kendi insanının onuruna duyduğu
saygı için demokratikleşme ve insan
hakları alanında yaşadığı yanlışlardan
ve eksikliklerden kurtulmalıdır. Böylece
yabancıların denetiminden de kurtul-
muş oluruz." Yıllardır savunulan, ama bir
türiü gerçekleştirilmeyen bu öneriyi yaşa-
ma geçirmek çok mu zor? „ ,
"Yeni cumhurbaşkanı nasıl
bir insan olmalı?"
Sorumuz bu. Işte birkaç yanıt:
Muzaffer Izgü (yazar): Oylesi-
ne genç birini seçelim ki, 80 yıl ba-
şımızda kalabiisin!
Güldal Mumcu (um:ag Baş-
kanı): Laik, demokrat, aydın ofrrta-
iı. Çetelere bulaşmamış, faili
meçhuller konusunda duyarlı ol-
malı, onların açığa çfkarılması
için devletin en yüksek maka-
mında çaba sarfetmeli. Ve elbet-
te sözünde durmalı!
Yeni cumhurbaşkam nasıl olmalı?
Erhan Bener (yazar): Olabildi-
ğine yansız davranabilecek, kül-
türlü, dil bilen bir insan olması
yeterfi. Birtakım başka nitelikier
aradığımız sürece işîer büsbütün
kanşır gibi geliyor bana.
Ufuk Karakoç (opera sanatçı-
sı): İnsan gibi insan olmalı. 40 yıl-
lık olmamaJı.
Ayla Kutlu (yazar): Gönlümde-
ki cumhurbaşkanı gerçek bir si-
vildir. Çağdaş insanlık değerleri-
ne sahip çıkabilen, şarklı kurnaz-
lıklara sapmayan bir cumhurbaş-
kanı istiyorum. Bu ülkenin bunu
hak ettiğine inanıyorum.
Cemil Kavukçu (yazar): Ma-
sum isteklerim şunlar Laik ve de-
mokrat olmalı. Edebiyata ve sa-
nata yakın durmalı.
Halit Çelenk (hukukçu): De-
mokratık, laik ve sosyal cumhu-
riyete, ülkenin bağımsızlığı ve hu-
kukun üstünlüğü ilkelerine bağ-
lı, halkın egemenliğini titizlikle ko-
ruyan, emekçi sıntf ve tabakala-
nn mutluluğunu savunan yansız
bir kişi olmalı.
Kandemir Konduk (yazar): Bu
kez "Baba" olmasın da, ağabey
olsun, arkadaş, hatta kardeş ol-
sun...
Bu karşılıklara birkaç eklenti
yapılabilir:
Şaibeli kişileıie aile fotoğrafı
çektirmemeli. Çankaya Köş-
kü'nün bahçesini biriferine beda-
va vermeye kalkışmamalı.
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
AzSonra!
• Şok karar! Demirel aktif
siyasete döneceğini
açıkladı! Tahmin edildiği
gibi, herhangi bir partinin
başına geçmeyeceğini veya
yeni bir parti kurmayacağını
belirten Demirel, şunları
söyledi: "Aktif siyasete
dönmek için tek bir şartım
var, o da DSP'nin beni kabul
etmesi! DSP'den başka
partujasivapetmimmi ı
Çünkü tüm siyasal Çayatım
lider olarak geçtifbır liderin
koruması altına girmenin,
ondan şefkat görmenin ne
demek olduğunu Sayın
Ecevit gösterdi bana! Bu
ilgiyi başka hiçbir yerde
bulamam. Bu nedenle ilk
fırsatta DSP'ye kaydımı
yaptırıp, önümüzdeki
seçimlerde de milletvekili
olmak istiyonım. Elbette son
karar, liderim Ecevit'indir! Bu
konuda Rahşan Hanım'ı
ikna için elinden geleni
yapacağına inanıyorum!"
Az Sonra!
• Yıldınm Akbulut'tan
sürpriz çıkış!
Cumhurbaşkanı adaylan
arasında yer alan, Meclis
Başkanı Akbulut "Köşke
çıkarsam ilk işim anayasayı
değiştirmek olacak" dedi!
Gazetecilerin, hangi
maddeleri değiştirmek
istediği yolundaki sorulan
üzerine Akbulut şöyle
konuştu: "Hayır, anayasa
değişikliğini herhangi bir
madde için düşünmüyorum.
Sadece anayasada sık bir
şekilde bulunan 'fıkra'
tabihni değiştireceğim. Fıkra
lafı canımı sıkıyor.
Başbakanlıkyaptığım
dönemde, benimle ilgili
olarak yüzlerce fıkra anlatıldı.
Cumhurbaşkanı olursam
aynı şey yine olacak,
biliyorum. Hiç olmasa
intikamımı anayasadaki fıkra
sözcüğünden almak
niyetindeyim. Anayasaya
fıkra yerine artık espri mi
yazılır, anekdot mu, ona
daha sonra karar veririz!" Az
sonra!
• Kamer Genç, "llle de
Çankaya" diye
tutturmayacağını söyledi!
Genç, "Mutlaka Çankaya
olacak diye bir şeyyok.
Kavaklıdere de olabilir. Yakut
da olabilir, Kalecik Karası'na
da razıyım. Hatta Buzbağ da
olur. Köpek öldüren dışında
hepsi olur" dedi ve nara
atarak uzaklaştı! Az sonra!
• Hooligan cinayetine
mucizevi açıklama! Adı gizli
bir yetkili, Taksim'de
yaşanan olaylar hakkında
şunları söyledi: "Iddia
edildiği gibi Taksim'de sopalı
bıçaklı kavga yaşanmamıştır.
Leeds United taraftarlanna
geleneksel Türk
konuksevertiğini sergiiemek
için Taksim'de kılıç kalkan
ekibimiz gösteri yapmıştır.
Aldıklan alkolün etkisiyle
Ingilizler de bu oyuna
)
yaşanmış ve iki ingiliz
hooligan, yanlışlıkla aldıklan
kılıç darbeleriyte hayatlannı
kaybetmiştir. Olay bundan
ibarettir. Televizyonlarda
gösterilenler montajdır,
yalandır, ilüzyondur.
Türkiye'de bugüne kadar
kim kimi öldürmüş ki
yurtdışından gelen misafiher
öldürülsün? Ayıptır,
günahtır!" Az sonra!
• Çinli bilim adamları
Türkiye'ye yaklaşıyor! Uzay
ortamında ilk domates
üretmeyi başaran Çinli bilim
adamları, "Bu bir başandır.
Ama daha Türkiye'yi
yakalamak için çok yolumuz
var. Türkiye bu yıl tüm uzaya
yetecek kadar patates üretti.
Gerçek başan Tûrklerindir"
dediler! Az sonra!
# Medyada 'beygir"
sendromu! Bir haftalık haber
dergisinin, kapağında
Abdullah Çatlıyı Che
kılığına sokup "Cheatlı
Kuşağı" diye başlık atması
üzerine uzmanlar tarafından,
"Allah şaşırttığı kulunu
beygir gibiyellendihmniş"
yorumu yapıldı! Az sonra!
# Nuriş'ten sevke isyan!
Arkadaşlarıyla beraber
Kartal'dan Uşak Cezaevi'ne
sevkedilen Nuriş, avukatı
aracılığıyla yaptığı
açıklamada "Niye Çakıcı
orada kalıyor da, biz
gönderiliyoruz? Hadi
gönderiliyoruz, niye Uşak?..
Bir şey mi ima ediliyor? Biz
kime uşaklık yapmışız? O
sanal kolpacı, o şerbeti
katmehenmiş şambabası, o
baba eskisi de Kartal'dan
göndenlmelidir. Mesela
onun için en uygun yer
Babaeski Cezaevi'dir. Bu
gerçekleşene kadar
mücadelem sürecek" dedi!
Az sonra!
• Yeni medya ödülleri! Ana
haber bültenleri başlarken,
izleyici kaçırmamak için
haber özetleri vermeyen tüm
televizyon yetkililerine
"Milenyum Çağı Köylû
Kurnazı ödülü" layık
görüldü! Az sonra!
Tekin Aral Sokağı
Geçen yıl yitirdiğimfz, mizah yazan ve karikatûrcü
üstadımız Tekin Aral'ın adının Salacak'ta bir sokağa
verîtmesi için girişimierim sürüyor. Salacak denince
akla gelen ilk isim Tekin Aral, Tekin Aral denince de
Salacak.
Bu konuda destek ve önerilerinizi bekliyorum. (Faks:
0212 513 85 95)
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(a turk.net
ÇÎZGÎLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMtHPOROY semihporoy@yahoo.com
MIRMIRLAR UĞUR DVRAK
L U '•••
"I y-ıc-
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 8Nisan
ROSSIN//L£ ME/W/ ARAS/NDA..
&A£T*NO 0O*llZ£rrr, Sf K4&NO4 <5t£>Ü. İTAt-YA'OA,
DA,
rv», rtoss/Hi •v/ BI'IM &HR4K4CA*? OBN-
*, "LUCIA
Ç.O4C ş
SUHLARDAN BAZtLARl KOtotK, gAZ/LAjei /SE TKA-
J/KTr.ÖİUİÂJİtMlp£AI SO*jeA,UZUfJ Yft-LA/l UNU-
TULJHGAK OLJW SU YAPtTlAK, 1S5O "tS/BCEN SON
/9* >TA/tf>flV fO/*Û&J/ CAZAMCİArr/je
GÖRÜŞ
Dr. EMtN GÜRSES
Merkezi Asya'mn
Mepkeziliği
5-6-7 Nisan'da Istanbul'da, Aydınlık gazetesinin dü-
zenlediği 2. Uluslararası Avrasya Konferansı'nda dün-
ya ekonomısinde ağırlığın merkezinın Avrasya coğ-
rafyasına doğru kaydığı ve bunun 21. yüzyıl ulusla-
rarası sısteminin yeniden biçimlendirilmesinde etki-
li olacağı vurgulandı.
Yüzyıllardır dünya sisteminde sürmekte olan mü-
cadele hegemonya yanşının yaşandığı coğrafyalar-
da yer alan devlet ya da devlet gruplannın güç kay-
betmesi gücün diğer bir devletin/devlet gruplannın
bulunduğu cografyanın tekeline geçmesine yol aç-
mıştır. Bu hegemonyal mücadelede Doğu'nun gücü-
nü kaybetmesıne ve 14. yüzyıl sonlannda bu gücün
Batı'ya kaymasına doğru bir süreç yaşanrnıştır. 15 ve
16. yüzyıllarla birlikte deniz gücü, deniz ticareti dün-
ya çekim merkezini Batı'ya taşımış ye merkezi Asya
durgunluk dönemine girmiştir. Ibni Haldun'un ta-
nımlamasına uygun bir yükseliş ve düşüş yaşanmış
ve hegemonya yanşında bir gücün bıraktığı boşluğu
başka bir güç doldurmuştur.
2. Avrasya Konferansı'nda yaptığı konuşmasında
Doğu Perinçek, dünya ekonomisinde ağırlığın At-
lantik'ten Pasifık e kaymakta olduğunu, bunun da
ernperyalist-kapitalist sistemin sonunu belirleyece-
ğini, Asya'da Çin-Hindistan-Rusya işbirliğinin geliş-
mesinin iseTürkiye'nin manevra alanını genişletece-
ğini ifade etti.
Asya'da işbirliğinin ABD hegemonyasını tehdit
edeceğini gören Washington yönetimi bu işbirliğini
engellemek için önce Çin'e karşı Hindistan'ın nükle-
erkartını denge unsuru olarak kullanmayı denedi. Bu-
nun, Pekin'i Pakistan yönetimine nükleer silah üret-
mesi için yardım etmekten başka bir işe yaramadı-
ğını gören VVashington yönetimi Hindistan ile ekono-
mik ilişkileri geliştirerek Yeni Delhi yönetiminin Çin ile
ekonomik yakınlaşmasını engellemeye çalışmakta-
dır.
Mart ayında Güney Asya'yı ziyaret eden Clinton,
ziyaretinden önce yaptığı açıklamada, bölgenın ge-
lecek 50 yılda dünyanın en yüksek ekonomik potan-
siyeline sahip olacağını açıklamıştı. Bölge ülkeleri
arasında bir ekonomik işbirliği, ABD başta olmak
üzere merkezi gelışmış zengin Batılı ülke yönetımle-
rini rahatsız etmektedir. Bu rahatsızlık bölgesel bir eko-
nomik blok yaratılabileceğı endişesınden doğmak-
tadır. Batı'nın istediği özellıkle Çin'in Batılı gelişmiş
ülkelerle karşılıklı bağımlılık ıçerisinde olması, kapi-
talist ekonomik kurumsallaşmanın bu ülkede güçlen-
mesi ve nükleer gücünü birtehdit olarak kullanmak-
tan vazgeçmesidir. Yani açıkçası Çin'i Batı kapitaliz-
mine entegre ederek bölgesel işbirliği ve Asya'da
olası bloklaşmanın engellenebileceği hesaplan yapıl-
maktadır. Fakat Avrupa ve Kuzey Amerika'daki da-
yanışma ve korumacılık eğilimlerinin Asya'da bir kar-
şı tepkinın doğmasına yol açması doğaldır.
Dünya Bankası raporları, 2020 yılında Çin, Hindis-
tan, Rusya, Endonezya ve Brezilya'nın dünya tica-
retinde 1992'de yüzde 9 olan paylannın yüzde 22'ye
ulaşacağı, buna karşılık yüzde 76.5 olan zengin ge-
lışmış ülkelenn paylarının ise yüzde 51 civarına dü-
şeceğı belirtilmektedir. Yine 2010 yılında, Çin ekono-
misi 11.3 trilyon dolarla dünya liderliğine yerleşirken
ABD 10.7trilyon dolarla ikinci sırada yeralacaktır. Bu
tablo Batı'ya kaymış olan güç merkezinin Avrasya'ya
yönelme eğilimine girdiğini ve bu nedenle merkezi guç-
ler arasında yeni pazarlar bulma konusunda bir pa-
niğın yaşandığı gözlenmektedir. Iran'la ilişkilerini ge-
liştiren Fransa ve Almanya'ya aslan payını kaptırma-
mak için çaba gösteren ABD yönetimi Iran'la ilişki-
lerini geliştirmenin yollannı ararken, Kuzey Afrika'ya
yönelen AB'nin önünü almak için ise LJbya'ya bile ye-
şil ışık yakmaktadır.
Merkezi ülkeler arasında yağma mücadelesi kızı-
şırken Pekin yönetimi Kazakistan veTürkmenistan'la
bölgenin petrol ve doğalgaz ihtiyacını karşılayacak
boru hattı projelerini görüşüyor. Putin ise ABD'yi as-
keri değil ekonomik bir tehdit olarak görüyor ve he-
saplannı bunun üzerine yaparak seçildikten sonra As-
ya'ya yöneliyor ve Türkmenıstan'la enerji konusun-
da işbirliğini görüşerek gelecekteki yönelımın işare-
tini veriyor.
Avrasya'daki bu gelişmelere karşı Batı'da ulusla-
rarası alanda daha rahat rekabet edebilmek için şir-
ketler sermayelerinı birleştirmekle meşgul olmakta,
Paul M. Sweeezy'nin de belirttiği gibi bunlann ama-
cı çok savunduklan serbest rekabet ortamında, oluş-
turduklan tekellerle rekabeti ortadan kaldırmak ve
Asya ve Afrika'da güçlerinin yettiği ülkelenn pazar-
lannı kontrol altına almaktır.
Avrasya hareketlenmiştir. Bu süreç ancak bölge ül-
keleri hata yaparlarsa kesintiye uğrayabilir. Batı'nın
isteklerini tatmin etmek için çaba göstermekte olan
yerli işbirlikçi güçlerin bu çabalarına karşı uyanık
olunmalıdır. Aksi takdirde Avrasya ülkeleri arasında
ekonomik ve siyasal alanda dayanışmanın sağlan-
ması zorlaşacaktır. Merkezi Asya'mn merkezıliğı gün-
demdedir. Bu gelişme, eğer hesaplarını doğru yapar-
sa, Ankara'ya AB dayatmalanna karşı daha rahat
nefes alma imkânlan sağlayacaktır.
E-mail: emiingurses(« yahoo.com
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Matematik- 1
te türevi bilinen
fonksiyona ve- 2
rilen ad. 2/ Ge- ^
ce yapılan sine-
ma ya da tiyat-
ro gösterisi...
Şöhret. 3/ Ha-
mamböcegi. 4/
Müstahkem
yer... Bir tür
tuzsuz ve yu-
muşak peynir. 9
5/ Bir topu ra-
ketle belli biryere aöna-
ya dayanan oyun... Bir
hizmeti başarabilecek 2
güçteki en küçük aske- 3
ri birlik. 6/ Kimi kâğıt 4
oyunlannda aynı cins 5
iki karta verilen ad...
Rütbesiz asker... Japon
lirik dramı. 7/ Mahke-
me sonucunu gösteren
resmi belge... Izmir'in
Selçuk ilçesi yakınındaki ünlü antik kent. 8/ Burdur'un
bir ilçesi. 9/ Bir tür halk türküsü... Gece.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yüzgeçlerinde yakıcı dikenleri olan, eti makbul bir
balık. II Budun ön kısmından elde edilen dana eti...
Üzüntü. 3/ Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer...
Üç kişiyle oynanan bir kâğıt oyunu. 4/ Yunan mitolo-
jisinde güzel sanatlann dokuz perisinden biri... " —
süzülmüş şişeden ruhsâr-ı âl olmuş sana" (Nedim). 5/
İki yıl sürülmeyen boş tarla... Sodyumum simgesi. 6/
Bir renk... Evcil bir geyik. II Herhangi bir konuda il-
gili kişilere soru yönelterek bilgi toplama işi... Ödeş-
me, razı olma. 8/ Bir nota... Dişlerin taç kısmını kap-
layan beyaz ve sert doku. 9/ Yunan mitolojisinde bel-
lek tanrıçası.