Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAVFA
8
CUMHURİYET 25NİSAN2000SALJ
BİR KONU BlR KONUK
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından RaufDenktaş ile KKTC 'nin geleceği üzerine konuştuk
'KKTC mutlak yeniden yapılanmalı'
'Herkesden
destek
istiyorum'
Görünen o kiKKTC'de siyasette de
ekonomide deyeni biryapüanma
gerekiyor. Önünüzde çok ciddi bir dönem
var. Ekonomide neleryapılması gerektiğini
iüşünüyorsunuz?
- Ona partiler kendi aralannda karar
verecektir. Partilerin içinde zaten büyûk bir
tedirginlik vardır.
Bütün bunian değerlendirmeleri gerekir.
Herbalde gelindiği gibi gidilmez.
Bu cumhuriyeti ben, bugün bütün partilere
yayılmış olan güvenilir, inançh
arkadaşlanmla kurdum.
Bu cumhuriyet siyasi taarruz karşısındadır.
Bu arkadaşlanm. benim anavatan
Tüıkiye'yle birlikte bu siyasi taarruz
karşısmda bu cumhuriyeti
korumakJa yükümlü oîduğumu
bilmektedirler. Hepsinden destek, yardım
istiyorum.
Peki, belli bir mokamda bulunan kişilerİH,
seçimlere girerken görevlerinden istifa
etmeleri gerekmez mi? Bu konuda bir
anayasa değişikliğigündemdeyok mu?
- O zaman kimın akJına gelebilirdı ki? Ama
şimdi olduğuna ve bunun zararlan
görüldüğüne göre önlem almacaktır.
Zaten kendilen de anayasayı değiştirmek
için harekete geçmişlerdir.
Bunlar şimdi hep gündeme
gelecek konulardır.
Adalet
reformu
yapılmalı'
TüHaye'ae belli bazı siyasipartilerin UBP
ve Derviş Eroğlu 'nu manen ve maddeten
âesteklediklerisöylentileri var. Sizin bu
konuda bir bjUginiz var mı?
- Türkiye'den bazı partililer gelmıştir. Sayın
UBP liderleri bu partililerin kollanna
girerek köyleri gezmişlerdir, propaganda
yapmışlardır. Bunu biz Türkiye'deki parti
liderine duyurduğumuzda, "Katiyen buna
göz yunımam, isim isterim" demiştir.
Kendisine gereken bilgiler verilmiştir. Ama
ne yazık ki onlar gelmese bile gelırüş gibi,
destektemese bile destekliyormuş gibi
havalar yaratmak işlerine gelmektedir.
Geçenlerde çok tuhaf bir şey oldu. DSP'den
bir milletvekilı gelmiş. Burada
akrabalarından birisinin nişan törenine
katılacakmış. Kendi anlatmasına göre
Maraş'ta bir kahvede otururken
birden Eroğlu gelmiş. Sanlıp öpöşmüşler.
Eroğlu'nun yarunda foto muhabirleri de
varmış. DSP'li milletvekili hayretler içinde
kalmış, ama bir şey de söyleyememiş. O
gün akşam üstüne doğru bütün Magosa'ya
DSP'nin de Eroğlu'nu desteklediği yayıldı.
Ben bunu haber alınca o gece televizyon
programuıda söyledim.
Bazı bakanlann seçim kurallarını ihlal
ettiğini söylemiştiniz. Peki, bu konuda
cumhuriyet savcılan ne yaptyorlar?
- Bizdeki savcılar sizdekıler gibi
değil. Gözlerinin önünde bir cinayet işfense
polis dosya hazırlayıp getirmezse onlar bir
şey yapmaz. Çünkü yetkileri yok.
Dolayısıyla polisin soruşturma açması
lazım. O soruşturma altı ay sürecek ve
mahkemeye gidilecek. Bu gibi durumlarda
derhal suçüstü mahkemelerinin kurulması
lazım. Bu bize adalet reformunun
yapılması gerektiğini de gösteriyor.
Denktaş
yemin etti
LEFKOŞA (AA) - KKTC Cumhurbaşka-
nı Rauf Denktaş, dün Cumhuriyet Mecli-
si'nde yemin ederek göreve başladı. Törenin
ardından AA'ya konuşan Denktaş, "Halkm,
bu görevi münasip görmüştür, bana vermiş-
tir" dedi.
Denktaş, görev süresince Kıbns meselesi-
ni çözmek ve böylece omuzlanndaki yükû
hafîfletmek için elinden gelen her şeyi ya-
pacağım söyledi. Hükümetlerle işbirliğini
hedeflediğini ifade eden Denktaş, partiler
üstü konumu ve tarafsızhk esası çerçevesin-
de kapısının bütün partilere açık olduğunu
söyledi. KKTC Cumhurbaşkanlığı'na yeni-
den seçilen RaufDenktaş, bu görevi 2005 yı-
lına kadar sürdürecek.
İtiraz görüşüldü
Bu arada KKTC Yüksek Seçim Kurulu,
Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin (CTP), 15
Nisan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçim-
lerinin iptali ve seçimlerin yenilenmesi
için yaptığı başvuıuyu görüşmek üzere
dün toplandı.
PORTRE/RAUF DENKTAŞ
LEYLA TAVSANOĞLU KKTCde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turundan buyana siyasi arenadaki karışıklık sürûyor. tkinci tur
* seçimlere gidilmesi beklenirken Başbakan Derviş Eroğlu nun adaylıktan çekildiğini açıklaması büyük bir
sürpriz oldu. Dolayısıyla da RaufDenktaş yeniden beş yılhğına cumhurbaşkanlığı görevinde kaldı. Seçim propaganda kampanyaları boyunca
çeşitli yolsuzluk iddiaları dile getirildi. Bu arada Denktaş, Eroğlu 'nun kurmaylarını, seçimlerdeparti militanları gibi çalışarak seçim kurallarını
ihlal etmekle suçladı. Öte
yandan dile getirilen bir başka
iddia, gerek Eroğlu, gerekse de
Denktaş 'ın devlet olanaklarını
seçimlerde harcamalarıydı.
Eroğlu ile defalarca görûşme
isteğimiz sonuçsuz kaldı.
Böylece bu iddiaları sadece
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş 'la konuştuk.
Denktaş 'ın önemle altını çizdiği
nokta, KKTC de yeniden
yapılanmanın zorunluluk haline
geldiğiydi.
KKTC Cumhurbaşkanı RaufDenktaş, 27 Ocak 1924'te Baf kasabasında doğdu.
tlkokul öğrenimini tstanbul ve Kıbns 'ta yaptu 1941 'de Lefkoşa-İngiliz Okulu 'ndan
mezun oldu. 1944-47arasında îngiltere'de hukuk eğitimi gördü. 1947'de Kıbns'a
döndü ve avukatlık yapmaya başladu 1949'dan 1958'e kadar savcüık yaptu 1960'ta
Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı ile İcra Komitesi Başkanhğı 'na seçildL 1960-1963
arası TMT adına Nacak gazetesini çıkardu 28 Şubat 1964'te BM'de yaptığı konuşma
nedeniyle Makarios tarafından istenmeyen kişi ilan edildi ve Kıbns 'a girmesi
yasaklandu 1973'te Kıbns Cumhurbaşkanı muavini ve Türk YönetimiBaşkanı oldu. 15
Kasım 1983'te Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin ilan edilmesiyle cumhuriyet kurucu
meclisini kurdu. 1985 anayasası 'na göre cumhurbaşkanlığı için bağımsız olarak
adayhğını koydu.
Siz, seçimlerin birinci turu günü Bayındırlık, Maliye ve tçişle-
ri bakanlannı Eroğlu 'nun militanları gibi çalışmakla suçlamış
ve bunugözlerinizlegördüğünüzü söylemiştiniz. Bu konuda her-
hangiyasal biryola başvuracak mısuuz?
-Bu, kendiliğinden halk üzerinde kabul edılcmez. anndemokra-
tik bir baskıdır. Bana bu seçimde yardımcı olan, içinde hukukçu-
lann da bulunduğu ilgili kuruluşa meseleyi duyurdum. Onlann ne
yaptıklannı takip edecek halim yok.Ama olay gazetede çıktığına
göre zaten resen kendilennin bu ışe el atmalan lazım Bize intikal
eden pek çok olay var. Ama bu işleri ben yapıyormuşum ve kendı-
leri yapıyormuş gibi bir hava yaratıyorlar ve yola devam ediyorlar
Seçimlerden önce ve seçimler sırasında Asil Nadir'in bazı si-
yasi manevralara kanşüğı gibi duyumlar var. Siz bu konuda ne
diyeceksiniz?
- Bende böyle bir bilgi yok. Asil Nadir'in gazetesi seçimlerden
bu yana dengelı olmaya çalışmış ve dengelı olmuştur. Ama seçim-
lere kadar, "dengenydT diyemem.
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'yla konuşurken kendi-
sine, "Kıbns sorunu arük bir dönemece girmişken Kıbns Türk
baş görüşmecisinin değişnrilmesi sizce ne kadar doğru olur" so-
rusunu sordutn. Bana, "Bu toplumu arük Denktaş, tek adamyö-
neüminden kurtarmak lazım " cevabuu verdL Sizin değerlendir-
meniz nedir?
Bunu Dışişleri Bakanı mı söyledi. Ne güzel... Ben kendileriy-
le, Türkiye'den gelen uzmanlarla, danış-
manlanmla toplantı yaparak ve tayin edi-
len birçizgide, en sonunda da Türkiye'yle
bir araya gelip ortak bir sıyaset çızmek su-
retiyle yürüdüğümüz bir ortamda, bunu
en iyi bilen kişi Dışişleri Bakanı olması
gerekir. Bu sözü nasıl söyleyebilir?
"Herişjbenbflirinr söyleneceklafmı?
O zaman bu kadar danışman, bu kadar ıs-
tişare, bu kadar çalışmaya ne gerek var?
CTPGenelBaşkanı MehmetAli Talat,
sizin DervişEroğlu 'yla anlaşmazuğmızın
göstermelik olduğunu, bunun bir "dant-
şıklı dövüş" olarak algüanması gerekti-
ğini iddia ediyor...
- Bunu bir televizyon programında, bir
de çirkin örnek vererek söyledi. Kendisi-
ne bunu hiç yakıştıramadım Bu anlaş-
mazlık keşke göstermelik olsa, diyorum
Benim Derviş Eroğhı'yla şahsi bir kav-
gam yok. Onun icraatını eleştiriyorum.
Partizanca, hatalı ıcraatı var. El altından
yaptıklannı gızliyor, bunlardan hiç habe-
ri yokmuş izlenimi vermeye çalışıyor.
Beş yıl önce aday olup kaybettiği için
beş yıldır göstermelik bir dostluk yaprruş,
ama esasta altımı oymaya çalışmıştır.
Televızyonda da görüyorum. Nasıl şikâyet edermişim? Her pa-
zartesi bana geldiklerini söylüyor. Allah'a şükür, her pazartesi gel-
diklerinde ben konuşmazsam ağzını bile açmaz. Sadece, Mustafa
Akma koalisyon ortağı olduktan sonra Akıncı'nın ortaya koydu-
ğu memleket işleri varsa onlar konuşulur.
'Benim bllgimden yararlanmalılar
Benimle hıçbir zaman bir memleket işi konuşmak istememiştir.
Benim kendisine götürdüğüm memleket işleri ise koskoca üç-dört
dosya tutar. Bunlann pek azını halletnüştir ya da hasıraltı etmiştir.
Ben onun ıcraatını tenkit ediyorum, "Bu da benim hakkımdır, gö-
revündir'' diyorum. Benim bilgımden, birikımımden faydalanma-
sı herhalde kendisine ya da memlekete zarar vermezdi.
Kıbns, uluslararası bir sorun. Diphmaside kullanüan diller-
den birisini bümeyen bir kişi Kıbns sorunuyla ilgili müzakerele-
ri yürütebilir mi?
- Kendisine göre tercümanla götürebilirmiş ve bu daha da iyi
olurmuş. Çünkü tercüman tercüme ederken o da ne cevap verece-
ğuıi düşünürmüş.
Bu çok tuhafima gitti. Tercümana ne söyleneceğinı bilmediği-
ne göre cevabını nasıl düşünecek? Bir başka ilginç şey daha söy-
ledi. tt
Şimdibirkulakakçıka.Onuçevirirs^iste<ü^indüdekonu-
şur"dedı.
Ben kendisini küçük düşürmek ıstemiyorum. 15 yıldır başba-
kanlık yapmış bir kişi Kıbns meselesini tercüman aracıhğıyla tar-
tışabüir. Niye tartışmasın? Ama bu kaç yıldır görüşülen ve keli-
meler, nüanslar üzerinde oynanan çok keskin bir oyun; çetin bir
mesele. Bunu, kendısi omuzlayabileceğini söylüyor. Bütün mese-
le, halk tercümanla konuşanı mı, yoksa doğrudan konuşanı mı ter-
cih ediyor?
Ben bu görevde çok kalmışım. Öyle diyor. Peki, az kalmam ge-
rekseydi anayasayı ona göre yapardüuz. Anayasayı değiştirmek si-
zin elinizde. Ama her seçimde halkın yüzde 70'e yakın oyla seç-
tiği bir insanı, "Sen çok kaknn" diye ekarte etmeye çalışmak an-
lamsızdır. Halkın güvenı azalmışsa o zaten kendiliğinden geri çe-
kiür. O zaman sebep bulursunuz. Ama bunlar yapıhmyor, "Çok
kakk. Bu da demokrasiye aykındır" deniyor.
Ama "yeter arük" dediğtniz kişi Türkiye'nin güvenliğini ve
Kıbns üzerindeki jeopolitik haklannı, uluslararası anlaşmalarla
kayda geçmiş haklannı savTinmakla yükümlü. Ankara'dan gelen
bütün mesajlar teşekkürdür, takdirdir ve işbirliğinin devamı yönün-
dedir. Bunu da biliyorlar. O halde bu öfke niye? Bu, demek ki şah-
si bir öfke, ihtıras. Bunu partisine mal etmek suretıyle partiyi de
"Denktaş grtsin'' diye ayaklandınyor.
Peki, yerine kım gelsin? Denktaş'tan daha iyisıni bulduysanız
zaten o zaman Denktaş bunu kabul eder ve gider. Ama hiç olmaz-
sa dü, hukuk, birikım konulannda eksileri olan birisini getırmeye
kalkarsanız Denktaş da "Halk kimi istiyorsa o kalsın'" deme hak-
kına sahip değıl mi? Ben sadece bunu yapıyorum. Bana, "Hayır,
sormayacaksuı" diyor O zaman bu nasıl demokrasi?
UBP ve Eroğlu 'nun sizeyönelttiği bir başka eleştiri de basktcı
birpolitika izlediğiniz...
-Halka."Denktaşmı Eroğlu mu bastaa politika izfiyor" diye sor-
sak... Elinde hıçbir icra yetkisı olmayan. icrayla ılgısı olmayan, büt-
çeyle, parayla ilgısı olmayan, para kalmadığında Türkiye'ye, "A-
man acete gönderin" dıyen. memurlar parasız kaJmasın diye sade-
ce araya gıreıı Denktaş mı baskı yapıyor, yoksa bütün bu ımkân-
lan elinde tutan hükümetın başı mı yapıyor, diye sorsanız herhal-
de büyük çoğunluk "Eroğhı" diyecektir.
Baskıdan şikâyetçi büyük birhalk kitlesi var. Ben de baskıyı gö-
rüp yaşadım. Öte yandan, ben partiler üstü bir makam olarak na-
sıl bir baskı yapabilırim? Onu söylesinler.
'Doğru yoldayız'
Başbakan Eroğlu seçimpropagandalansırasında adadaki Türk
askeri varlığmı ciddi bir biçimde eleştirmiştL Siz bunu nasıl kar-
şüadımz?
-Seçim nedeniyle beklemediğimiz çok şeyler söyledi. Önce söy-
lediği her şeye karşı bir siyaset izlemeye başladı. Bense, halkıma
sağlam, değişmez, yok edilmez, yıruhp atılmaz, dengelı, Türki-
ye'nin haklannı koruyan bir anlaşma, diye yürüdüm. Ve hâlâ da
öyle yürürnekteyim. Benimyürüdüğüm bu yolda köşe taşlanna gel-
dik. Bu köşe taşlan bizım tarihimiz ohnuşrur Hâlâ da "Doğru yol-
dayız" diyorum. Hâlâ da tarihi yazıyoruz. Bu halk da hâlâ beni des-
teklıyor. Seçimlerde de bunu gördünüz.
23 Mayıs'tayeniden baslayacakdolaylı Kıbnsgörüşmelerisiz-
ce bir sonuç verebilir mi?
- Bızım anavatan Türkiye'yle birlikte karar aldığımız. "Devtet-
ten deviete konuşuruz" karan var. Rum lider KJerides. "Bütün Kıb-
ns'ın hükiimt'tiviın. Türkler azmlıkür. Türkler kuzeyde işgal amn-
da >aşanıaktadır. Türkive işgakidir. AB'ye tek yanh başvuru yok-
rur.Meşru Kıbnshükümetinin başvurusu vardır.Azmhkistersege-
Br, istemezse gelmez. Daha sonra kablabflir'
1
gibi takdimler yap-
mıştu". Klendes. kendını bu pozısyonda gördüğü için bunca yıldır
hıçbir sonuca varamadığımız da değerlendinlerek Yunanistan'a üs
vermesı, Yunanıstan'dan paralı asker getırmesı, sılaha günde bir
milyon dolar harcamaya devam etmesi, bütün göçmenlerin kuze-
ye döneceğı sıyasetıni gütmesi, bunu Avrupa tnsan Haklan Mah-
kemesi karanyla hak olarak halkına göstermesi, anlaşmannı ve uz-
laşmanın temelini teşkil edecek mal- mülk değışimı ve iki kesimin
büyük çoğunlukla ıkı halktan oluşacağı prensibinı ortadan kaldır-
ması, bizi dolayh göriişmeler karan almaya itti. Yani her şey de-
nnlemesine ölçülüp tartıldıktan sonra alınan bir karardır. Biz, cum-
hurbaşkanhklan bir yana itılerek, iki lider sıfanyla yülarca görüş-
tük. Baktık kı adam bundan yararlanıyor. Ehnde Kıbns Cumhuri-
yeti unvanı olduğu ıçın dünya onlann takdim ettığı şekilde bizi azm-
lık olarak görmeye başladı Klendes diyor kı:
"Ben Kıbns hükümeti olarak azınhğuna neter veriyonım da ba-
kın onlar kabul etmiyor." Bu takdimi yapa yapa AB'ye başvuruyu
kabul etnrdiler. Dolayısıyla bir yerde bizim bu gidişata "dur" de-
memiz lazımdı. Bunlar hep değerlendirilmiştir.
Kendinı hep meşru hükümet, öbür tarafı da azuılık olarak gören
bir makamla federasyon oluşmaz, sonucuna vanlıp devletten de\ -
lete konfederasyon noktasma gehnmiştir. Yüz yüze görüşmeme-
nin sebebi de statü meselesidir. Biz, "Statümüzü kabul edm. Bi-
zim meşru hükümetimiz nhnariıgınm tesKm edin. görüşetim" di-
yoruz. Bu tabiı kı dünyanın Rumlara yapacağına bağlı. "Siz süa-
ha sanldınız. Ama yülardır bu insanlan azmhk yapamryor, koloni-
ze edemhorsunuz. Kolonize etmenize biz de izin vermeyiz. Türki-
ye'nin Kıbns üzerinde haklanvar. Buncayıl bu haklanortadankal-
dırmak için silaha sanldınız, ortahğı alt ûst ettiniz. Destekfcdik, ses
çıkannadık. Ama görünen o ki Türkiye de bundan vazgeçecek de-
ğü. Kıbns üzerindeTürk- Yunan dengesi hiç kimseye zarar vermez,
aksine bölgeye yarar sağlar. Bu dengeyi tekrar kurun. Buna karşı
çıkmayın" derse tabıatıyla her şey olur.
Bunu dıyecek mi demeyecek mi? O ağırlık çok önemli.
BM Genel Sekreteri'nin yeni Kıbns Temsücisi Atvaro de
Soto 'nun, öbür temsilcilere kıyasla icraatını nasıl değerlen-
diriyorsunuz?
- De Soto daha dişini göstermedi. Henüz dinleme aşamasında.
İyi bir dınleyicı, ıyı biravukat ve iyi bir diplomat. Aynca iyi bir in-
san. tnsanı acılanmızın ne olduğunu bilen birisidir. Insan haklan-
na saygılıdır. demokrasiye saygılıdır
Fakat, kendisine yüklenmiş olan bir görev vardır. Ben kendisi-
ne ve BM Genel Sekreteri'ne şunu söyledim
"Stzden önceküer başansız oünuşlarsa yegâne nedeni bu yfilde-
nen görevdir. Bu görevinizin çizdiği çerçeve şu: Kıbns'ta meşru bir
hükümet vanfar. Bu hûkümetin bağımsızhğına, toprak bütünlûğO-
ne, egemenliğüıe dokunmayacaksınız. Bunlara sa>gıh olacak, göt-
gedüşürmeyeceksiniz. Bu egemendevien'n amnda kavgahikicema-
at var. Onlan banşann"
Bittı, senin elın ayağın bağlı. Nasıl banştıracaksın? Yukardaki
meşru hükümet bu cemaatlerden bınsi ve o konumunu korumak
istiyor. Kilit orada. Kilit, kilitli duruyor. Sen oraya gir ve içerde
hallet, diyorsunuz. Nasıl olacak. Bu kritik safhadayken ve bütün
dünya bize başlangıçta olduğu gibi yanhştır, gözüyle bakmaktan
vazgeçip "Haküsuuz'* demeye başlarken, Brüksel'den dahi "Tûrk-
lerüı bu konfederal önerileri mannkidir" diye raporlar çıkarken, bir-
denbıre seçim nedeniyle "Ben yûz yüze görüsmeye hazunn" de-
yip banşçı bir politika izlediği zannını vermek için bulunduğumuz
gayet önemli birplatformdan aşağı atlamak akıl harcı değildir. A-
ma deme ki seçim için her şey yapılabiliyormuş.
Ben yine Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu 'nun sizinle il-
gili sözlerine dönmek istiyorum. Sizin,
Kıbns sonınunda epeyce bir mesafe
alındığı görüşünüze katUmadığını, bu-
nun seçim için söylenmiş sözler olduğu-
nu, gerçekte hiçbir mesafe alınmadığt-
nı söylüyordu. Bu konuda ne düşünü-
yorsunuz?
- Dışişleri Bakanı'nin bu kadar anla-
yışsız olmasına hayret etmıyorum, çün-
kü görevi sırasında çok falsolar yapö.
Biz de bunian kapatmak zorunda kal-
dık Benim söylediğim şu ve gayet de
açık: KKTC olarak Rumlarla anlaşma
yapabilecek en sağlam, en güzel nokta-
ya gelmiş bulunuyoruz. Biz anlaşma
yapmaya hazınz. Dünya artık geçerli bir
imza atacak durumda olduğumuzu kabul
ediyor. Bızim artık Rumlara eşıt, ayn bir
bınm olduğumuzu teslım edıyor. Dola-
yısıyla bızım bekledığimiz, Rumlann da
bu gerçeği görerek masaya gelmelendır.
Masaya gelmeleri için yüz yüze görüş-
memizi engelleyen siyasetlerinden vaz-
geçmeleri ve gerçekçi olmalan gerekir.
Ben. büyük ilerleme kaydettık, diyorum.
Konfederasyon tezimizi dünyaya duyur-
duktan, Türkiye'yle konfederal konum
anlaşması yapttktan sonra dünya Kıbns
meselesini daha iyi anlamaya başlamıştır. Bu sayede de Rumlar
üzerinde baskılar artmaya başlamıştır. Rumlar feryat ediyor. Peki,
benim Dışişleri Bakanım Rumlann niye feryat ettiğini okumuyor
mu? Rumlar, "KKTC'nmtanmnıatehW<esigittikçe.vTÜdaşryor'' di-
yorlar. Bunu benim Dışişleri Bakanım değerlendırmiyor mu?
Ama tekrar ediyorum. Bu- Dışişleri Bakanı'nın, halen Cumhur-
başkanı mevkiinde olan kişiye, "Seçimlerde adaydu-" diye cephe
aknası, herhalde seçimlerden sonra Dışişleri Bakanı olarak devam
edip etmeyeceği konusunda da gereken karan aldığını gösterir.
'Rumlar henüz yola gelmedl'
Rumlardagöründüğü kadanyla KKTCüzerindebaskıcıtutum-
lannı sürdürmekte kararldar. Son olarak Doğu Akdeniz Cniver-
sitesi'nin ABD-Connecûcutt'da bir üntversiteyle işbirtiği anlaş-
masını vargüçlenyle engeUemeye çalıştyorlar. Tezleride "KKTC
meşru bir devlet değildir. Doğu Akdeniz Oniversitesi de devlet üni-
versitesiymiş, ama bize göre gayrimeşrudur. O nedenle de böyle
bir işbırliğine izin veremeyiz ". Siz, bugün bile sürdürülen bu
mantiğı nasd karşdıyorsunuz?
-Benim. halkıma "Kıbns meselesindeçokiyi noktayagektik''de-
diğimde anlatmak istediğim bir husus da budur. Rumlara da ba-
kın. Bizım gelmemizle ohnuyor. Onlan da getirmemiz lazım. On-
lan da getirmemiz için gelmiş olduğumuz noktayı oy biriiğiyle, gö-
nül biriiğiyle değerlendınp buna sanlmamız laznn. Çünkü, "Rum-
lar henüz yola geunedi" derken bunian da örnek göstermemiz ge-
rekiyor. Benim halkım bunian zaten görüyor.
Bunun içindir ki Türkiye'yle ambargolar konusunda gayet ke-
sin bir biçimde dünyayı uyarmaya başlayacağımızı duyurduk. Bu
ambargolann, bu tür yaklaşımlann görüşme sürecıne yarar verme-
diğini anlatmaya çalışıyoruz. Ben, "Rum tarannın bizbnleavnıse-
viyeye grfebüroesi için bunca yıkhr, 'Siz meşru hükümetsiniz, siz
her şeye sahipsiniz, siz egemensiniz, ülkeniz dediğinız gibi bir
azınlık nedeniyle işgal altındadır' diyenlerin fikir değiştirmesi ve
başka türlü konuşması gerekir noktasinda hareketedryoruzve bun-
da da olumlu sesler geliyor" diyorum. Kısa yoldan ABye gidelim,
çünkü AB bizi alacaktır, diyenler AB temsılcilerinin bize kapalı
kapılararkasında neler söylediklerinı bilmeyebilirler. Bize, "Buay-
nhk devam ederken Kıbns'ı alamaya" dediklerini onlar bilmeye-
bilir, ama Dışişleri Bakanımız biliyor. Değerlendirmelerini de ona
göre yapması lazun. Dolayısıyla ben, Dışişleri Bakanlığı makamı-
m işgal eden bir zatın kendi partisinın liderine sadakat uğruna dev-
lete olan sadakatını unutmuş olmastnı gerçekten yadırgıyorum ve
gerçekten kendısmin vicdanlı birgenç olarak, "Bundan sonra ben
bu Cumhurbaşkanı'yla bu meseleyi nasıl gdtürürüm" sorusunu
kendi kendine sorup cevabını kendisınin vermesı gerekir, diye dü-
şünüyorum. UBP'de, Meclis'te ve Meclis dışında partıye ve Dışiş-
leri'ne hızmet edecek tecrübeli, yetkin insanlar vardır. Dolayısıy-
la bir boşluk doğmaz.