25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 O NİSAN 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Kale Denizli'nin Kayabaşı köyünde Cumhuriyet llköğretim Okulu'nu her türlü engellemeye karşı bitirip eğitime açan ve sürgünden dönüp okula müdür olan öğretmen Ali Kariık diyor ki: "Iki yıl önce beş sınrf bir arada bir öğretmenle eğitim görmeye çalışan dağ çiçeklerimiz şimdi bağımsız sınrflarda 10 öğretmenle bilgisayar destekli eğitim görüyor. Mücadelemiz ise devam ediyor. Denizli'nin en geri kalmış, tarikatçılann cirit attığı ilçemiz Kale'de Atatürkçü Döşünce Derneği şubesini açtık. Onümüzde bir çok engelin olduğunu ve fakat bugüne kadar desteğini esirgemeyen Cumhuriyet okurlannın bu mücadelemizde de yardımlannı esirgemeyeceğini biliyoruz. llk amacımız, derneğimize birkaç bilgisayar almak ve kütüphane açmak." Kale ve Kayabaşı'ndaki bir avuç aydın ve aydınlık yüzlü insanın yaktığı "Aydınlanma Ateşi"ni körüklemek isteyenler için derneğin Ziraat Bankası Denizli Kale Şubesi'nde açtığı banka hesap numarası: 30440/4676.9 Etektronık posta: someposta.cumhunyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Galatasaray, Leeds'le yan final maçı oynuyormuş... "UEFA da masa başında Galatasarav'la ovnuvor!" laştırma Bakanı Enis Öksûz'ün büyük gu- rur duyduğu ve yan odadan dikkatle izle- diği belli olan cep telefonu ihalesine benim aklım pek ermedi. Yeni cep telefonu hat- lanndan birini satıp ötekini satamamanın neresi ba- şan sayıldı anlamış değilim. Ihalenin şaibesiz yapıl- masından duyulan gururu ise anladım; öncekilerin şaibeli yapıldığının ipuçlarını edindim! Ne ki, bu gu- ruriu ihalenin de mantığını anlayamadım. Üç yeni cep telefonu hattı açılacaktı. Önceki iki hat 500'er milyon dolardan verilmiş, ye- ni hatlar için taban 625 milyon dolar saptanmıştı. Ku- rallar biraz kanşık gibi görünce de ilk hat, en yük- sek iki teklifi veren iki firma arasında yapılacak ar- tırma sonunda en üste çıkanın olacak; ikinci hat ilk ihaleyi kazanamayan firmalar arasında ilkinden da- ha yüksek fiyata satılacak; üçüncü hat da en yük- sek ilk fiyata göre TürkTelekom'a verilecekti. Iş Bankası, Italyan ortağı ile 2.525 milyon dolar- Cepihalesi lık teklif verdi. Bu fiyat üzerine, ikinci en yüksek tek- lifi veren şirket artırmadan çekildi. Iş Bankası, 625 milyon dolara razı olanlan şaşır- tarak elde ettiği üstünlük sonunda ilk teklifiyle iha- leyi kazandı. Kutlamak gerek... Ortada bir başan varsa Iş Bankası'nın ve ortağının olmalı... Denebilir ki, 2.5 milyar dolar gerçekten yüksek bir fiyattı ve dolayısıyla bu rakamla yanşmanın gereği yoktu. Kabul... Ihalenin sonraki koşuluna göre, ikin- ci hat, ihaleye katılan öteki firmalar arasında ilk hat- tın satış fiyatıyla başlayacak açık artırmayla satıla- caktı. Işte bu mantık, garip bir mantık! Bu mantık ge- çerli bir mantık ise, en yüksek fiyatı vererek ilk hat- tı alan, ikinci attımna sonunda kendi hattını daha ucuza getirmiş olacaktı ve dolayısıyla fiyatı yüksek bulup ilk artirmadan çekilen firma ikincisine devam ederse daha yüksek fiyat verecekti. Bu mantık işle- medi. İhaleye katılan firmalar aralannda şaibesiz bir şekilde anlaşıp artırmadan çekildi. Bundan sonra ne olacağı henüz belli değil. Konan kural gereği üçüncü hat ise ilk hattın satış fiyatı üzerinden bir kamu kuruluşu olan Türk Tele- kom'a verildi. Fakat, TürkTelekom'un cep telefonu hattı için ödeyecek 2.5 milyar dolan yok! Ihaleden gururlu Bakan Öksûz'ün söylediği gibi bu para gerekirse Hazine'den alınacak borçla öde- necek ya da Hazine ile Türk Telekom arasındaki ala- cak-verecek hesabından düşülecek. Yani, devlet bir cebinden alıp öteki cebine koyacak. Bu ihalenin sonunda ne oldu? İki sonuç çıktı: Biri, günü geldiğinde Türk Telekom'u yabancılara satarken cep hattı sayesinde biraz da- ha fazla para toplayacaklar. öteki, istemeseler de medya patronlan şimdilik devre dışı kaldı. SESSÎZSEDASIZ(!) Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU UEFA, Leeds maçında Galatasaray 'ın rakip alana geçmesine vize koysun! Hakkı Atamulu: Hgürleri yerine koyun 12 Eylül döneminde, Devlet Başka- nı Orgeneral Kenan Evren'in "çıp- lak" bularak parçalattığı Samsun'da- ki "llk Adım Anıtı'nın orijinal şekline dönüştürülmesi konusuna Kültür Ba- kanlığı'ndan sonra Başbakanlık da il- gi gösterdi. Başbakanlık, sorunun çözümü için eser sahibi heykeltıraş Hakkı Ata- mulu'nun anıtın eski haline getirilme- si yolunda başvurusuna gerek duydu. Nevşehir'de yaşayan Hakkı Atamu- lu, Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş'in de devreye girmesi ile An- kara'ya dün şu yazıyı gönderdi: - "Sayın Başbakanım, Samsun llk Adım Anıtı'nı yıllar ön- ce ben yaptım. Bütün sanatçılar ta- rafından beğenilen bu anıtın, 'şükran' vazifesini gören kızın elinde bir çe- lenk, erkeğin elinde bir güvercin; bun- lar Atatürk'e şükran vazifesini gör- mektedir. Kültürü olmayan Kenan Evren, önleri kapalı olan bu figürleri yerinden kaldırdı. Hiçbir cum- hurbaşkanı, hiç bir bilim adamı bunları yapmadı. Halen kendisi de çıplak resimler yapmaktadır. Bu figürlerin yerine konulmasını istiyo- rum." Bilindiği gibi, Samsun'da bu yılki 19 Mayıs hazıriıkları sırasında Garni- zon Komutanı Tümgeneral Doğu Si- lahçıoğlu, anıtın eksik parçalannın yerine konmasını istemiş, fakat Vali Metin llyas Aksoy "tepki alırız" ge- rekçesiyle öneriye karşı çıkmıştı. GÖRÜŞ Prof. Dr. NECLA ARAT CHP Kendmi YenHemeye Çalışıyor Bu hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi hem dünyadaki sos- yal demokrat kadın hareketinin deneyimlerinden yararlan- mak, hem de Türkiye'nin sorunlarını bir kez daha gözden ge- çirmek amacıyla Istanbul'da '21. Yüzyılda Kadının Siyasette- ki Yeri' konulu bir toplantı düzenledi. Bu toplantının konuşmacıları arasında Sosyalist Enternas- yonal Başkan Yardımçısı, ErdaJ Inönü, CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP Genel Başkain Yardımçısı YaşarSeyman ve yurtdışından konuk olarak Kadın Sosyalist Enternasyona- li Başkanı Dolores Renau, AGİT Parlamento Meclisi Başka- nı Helle Degn, Kadın Sosyalist Enternasyonal Genel Sekre- teri Maıiene Haas ve Genel Başkan Yardımçısı Anna Kara- manou bulunmaktaydı. CHP Genel Başkanı Altan öymen, kurultayda ele alacak- lan tüzük değişikliği çalışmalannın sürdüğünü, kadınlann si- yasete katılımlannı arttırmak için yüzde 25'lik kotayı her dü- zeyde kabul edeceklerini, ancak bunun yeterli olmadığını, il ve ilçeler düzeyinde partili erkeklerin, özellikle de delegelerin ikna edilmeleri gerektiğini dile getirdi. Erdal Inönü de delege, aday, milletvekili seçimlerinde ko- tanın gerekliliğini savundu. Inönü, 21. yüzyılda kadınlann si- yasette daha önemli bir yerlerınin olacağını; eşit temsilin ve dünya nimetlerini hakça paylaşmanın bir amaç olmayı sür- dürdüğünü vurguladı. Demokrasi içinde adım adım ilerlendi- ğini dile getiren Inönü, 21. yüzyıl bitmeden bütün demokra- silerde kadın-erkek eşitliğinin gerçekleşeceğine duyduğu inancı ve bunun bir kehanet olmadığını ifade etti. "Işçi sınıfının ve çalışan kadınlann sesi" olarak söz alan Ya- şar Seymen ise hoşgörü ve uzlaşı kültürü üzerinde durdu. Erkeklerin, eşitlik ve hakça paylaşım konusunda eğitilip da- vaya kazanımlannın önemine değindi. Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Haas, bütün dün- yada karar mekanizmalannda yer alan kadınlann oranının yüz- de 8'leri geçmediğini, 131.000 kadın örgütünü içeren Kadın Sosyalist Enternasyonali'nin amacının kadınları ekonomik ve siyasal anlamda güçlendirerek yönetime katmak; böylece hem cinslere eşit fırsat sağlamak hem de barış kültürünü ya- ratmak olduğunu dile getirdi. Haas da, demokrasiyi gerçekleştirmede kotanın önemli bir araç olduğunu; olumlu aynmcılık ölçütlerinin mutlaka kabul edilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca toplumsal cinsiyet açı- sından dengeli birtoplum yaratmak için yüzde 25'lik kotanın bir minimum sayıldığını ve Sosyalist Enternasyonal'de yüzde 25 ile 50 arasında kota kabul etmiş olan 50 partinin bulundu- ğunu anlattı. Helle Degn'e gelince, o, 21. yüzyıl için Inönü kadar iyimser umutlar dile getirmedi. Demokrasinin tam anlamında gerçek- leşmesi konusunda elbette beklentilerimiz ve düşlerimiz ol- duğunu, amayeni yüzyılı bir "demokrasiyüzyılı" kılabilmek üze- re çok çaba göstermemiz gerektiğini, bunun için de sağlam, sürekli ve güvenilir siyasal partiler ve platformlar kurmak zo- runda olduğumuzu söyledi. Degn'e göre 20. yüzyıl, siyasal ide- olojilerin, kültürlerin ve devletlerin çöküşüne tanık olmuştu. Ama gelecekte bizi belki de daha çok sayıda ideoloji, terorizm, ırk- çılık ve hoşgörüsüzlük beklemekteydi. Degn, Avrupa'nın üze- rinde güçlü sağ rüzgârlann estiğini, bunu engellemek ve so- lun umutlannı yeşertmek için birleşip plan yapmamız, strate- jileroluşturmamız, iletişim ağları kurmamız gerektiğini önem- le vurguladı. Anna Karamanou ise sosyalist partilerin kadınları içlerine al- malannın kaçınılmazlığını ve yeni politikalar oluşturma gerek- sinimi dile getirdikten sonra Yunanistan'dasol parti PASOK'un seçimleri kazanması ile birlikte bu kez parlamentoya 31 ka- dının girebildiğini, siyasette kadınlann önünü sol partilerin açacağına inandığını ifade etti. Ancak Karamanou'nun tartış- ma bölümünde CHP'li kadınlara yönelttiği, "Kürt sonınu ve Leyla Zana ile Akın Birdal 'ın mahkûmiyetleri konusunda res- mi görûşün dışında bıryaklaşımlan olup olmadığına " ilişkin so- rusu ortamı biraz gerginleştirdi. Kısacası, bu toplantı, CHP'nin kadınların siyasetteki yerini güçlendirmek amacıyla on yıl önce yerel yönetimler için ka- bul ettiği kadınlara yüzde 25'lik kotayı şimdi milletvekili se- çimlerinde de uygulamaya sokma hazııîığı içinde olduğunu gösterdi. CHP, gelecekteki genel seçimlerde barajı aşabil- mek için kadınlara ve gençlere yönelmenin ve onları kazan- manın yollannı anyor. Ancak bu konuda özgün politikalar oluş- turnaya, daha çok yeniliğe, değişime ve coşkuya gereksin- mesi olduğu da kuşkusuz... CHP yeniden ve gerçekten hal- kırı partisi olmak zorunda... CHP'nin sağlıklı bir kadın politi- kasına sahip ve içinde çok sayıda nitelikli kadının yer alaca- ğı eşitlikçi bir 21. yüzyıl partisi, bir sosyal demokrat parti olup olamayacağını ise gelecek günler gösterecek. HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net - pekı <x\\\ oljctv — ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI KEDİ LEVO APTÜÜKA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20Nisan AKTIK BASKENT DE&L.. 1324'1£ BUGÜN,İ, 8AŞKSNTİ OLMAKTXN ÇlKTI. ÖNCE ROMA VB BlZANS'A, SONRA DA OSAtANLILAG'A VÜ2YIL- LARCA 8A$K£NTÜİC ETMİÇ OIAN SU M£B- Atez, rüex/Y£ cuvınuıziyETi'NtN EGBAACN- ÜĞİ ALTIM* G/Hü/KTBA/ fClSA SÛKE SOVSH BİR KABA/ttA İL PURUMUUA 6E7İJ&CMİfrİ. BICİAA İ923'TE, TÛRIUYE 8ÜYÜK. MtU£T MBC- USİ'UIH ONAYt iLB,AfJKAKA SAÇK&JT SEÇILMIÇ, KURTULUŞ SAVAŞI BUKAPAN YÖNLENOİ&LMİŞTİ- BU AfZAOA, ÎTİLAF PeVL£7XEieİA/M İfGALİ ALT/NCAKİ /STAA1- gUL İSE, 8İG y/L DAHA, YIKILMA/CTA OLAN OSMAHU DEVLETİ'NE BAŞKEHTLJ/C BT~ MİSTİ.. DÜZ ÇİZGİ UMtT ZİLELt İşNrlikçiler!.. Hiç bıkmadılar.. Ve de hiç bıkmayacakiar!.. Her defasında bir öncekinden daha kararlı, daha ısrarlılar.. Peşine düştükleri kişilerin kimliğini, üst- lendiği misyonu, mensup olduğu kurumu çok iyi bilerek, ileri sürülen "tezlerin" kime ya da kimlere hizmet ettiğinin gayet bilincinde olarak çalıştılar, çalışıyoıiar!. Medyayı ve siyaseti 'müthiş' bir başanyla kullanı- yor, kendilerince bir "kamuoyu" ya da "gündem" oluşturup efendilerinden aldıkları talimatı yerine getiriyorlar!. llk efendileri CIA istasyon şefleri Paul Henze ve Graham Fuller'di. Ülkemizde, özellikle 70'li yıllarda yenen herzelerin arkasında bu isimler vardı. Bu ajanlann 80'li ve 9O'lı yıllardaki üstlendiği görev ise "Yeni Dünya Düzeni" yolunda "ılımlı Islam" ile yö- netilen bir Türkiye yaratılmasına katkıda bulunmak- tı. Doğal olarak, "Türkiye uzmanı" sıfatıyla ve bes- ledikleri yerli işbiıiikçilerin yardımıyla!.. Saldın yıllar boyu sürdü. ABD ve Avrupa'da hep aynı cümlenin altı çizildi: -Sovyetler 73 yılda çöktü. Yugoslavya dağıldı. Sıra Türkiye Cumhuriyeti'nde!.. Hep aynı sav öne sürüldü: -Kemalizm devrini tamamladı. Türkiye için biçil- miş kaftan ılımlı Islamdır Yerli işbirlikçiler daha da ileri gittiler; "Lozan Ant- laşması"n\n ortadan kaldınlması gerektiğini, "Sevr Antlaşması"n\n en demokratik antlaşma olduğunu yazdılar!.. Hatta; "sömürge olmanın erdemleri" üzerine kalem oynatanlar bile oldu!.. -Ama kamuoyunu istedikleri kıvama getiremedi- leri.. ..... , . ••• Bu defa ortaya Samuel Huntington çıktı!. İşbiıiikçilerin yeni efendısı, ABD'nin bu önde ge- len siyasetçi ve sosyal bilimcisinin Türkiye'de ver- diği konferanslarda söylediklerinin aslında CİA aja- nı Henze'nin söylediklerinden hiçbir farkı yoktu. Ama üzerinde bilimsel kılıf vardı!.. Bakın Hunting- ton ne diyordu: "Eğer Türkiye, Batılı bir ülke olmak ısranndan biraz vazgeçer, modemleşme ve demok- rasinin bir Islam ülkesinde de mümkün olduğunu göstermeye daha çok ağırlık verirse, Islama büyük bir model olur. Demokrasinin mutlaka laik bir teme- le dayanması gerekmez. Islam ile demokrasi bağ- daşabilmelidir." Ne kadar açık değil mi; Türk Devhmi'ne elveda, 'ılımlı Islam'a merhaba!. Tabii bu "yeni düzenln li- deri de işaret ediliyordu; Fethullah Hocaefendi hazretleri!.. Yine olmadı, olamadı!.. Sırtında hırkasından baş- ka bir şeyi bulunmayan Hocaefendi, Cumhuriyetin yıkılması için yaptığı konuşmalann kasetleri ortaya dökülünce soluğu ikinci adresi ABD'de alıverdi. Hâlâ orada. Büyük olasılıkla, hırkasından elde ettiği gelirie yaşamını sürdürüyor!.. - Ama çalışmalar durmadı!. ••• Işbirlikçilerin şimdi yeni bir kahramanı var; Heinz Kramer!.. Kim bu yeni kahraman?. Onlardan birinin anlatı- mıyla tanıyalım: "..Avrupa ve Amerika'da görevige- reği Türkiye ile ilgilenmek olanlar, bir dizi 'Türkiye uzmanı' dikkatlerini her zamankinden fazla Türki- ye'ye çeyirmiş durumdalar ve Türidye üzerinde çalı- şıyor, Türkiye'yi tartışıyorlar.. Bu arada Türkiye ile ilgili 'uzman yayınlan' da artıyor.. Washington'un ûnlü think-tanklanndan Brookings Institution tara- fından yayımlanan, 'Türkiye uzmanı' Alman Heinz Kramer'in yazdığı kitabın adı Değişen bir Türidye- Avrupa ve Amerika için sorunsal.." Bu satırlardan anladığınız üzere, görevi gereği Türkiye ile pek yakından ilgilenen bu değerli 'Türki- ye uzmanı' Almanın kitabının ilk bölümünün başlığı da şöyle: -Kemalist modelin erozyonu Eminim şaşırmadınız!. Kitap şu cümlelerie başlı- yor: "Bir yüzyılın üç çeyreği Kemalizm Türk Cum- huriyeti'nin resmi ideolojisi oldu. Fakat son on yıl içinde, gelecek millenium için bu ideolojinin hâlâ geçerlilik taşıyabileceğine ilişkin kuşkular yükseldi.." Bu satırların da hiç yabancı gelmediğini biliyo- rum. Çünkü yıllardır temcit pilavı gibi tekrarlanıyor. Üstelik bu görüşü Türkiye sathında yaymak, bık- madan işlemek ve kamuoyu oluşturmakla görevli zevat da aynı!. Yalnızca aktörier değişiyor. Ameri- kalı, Hollandalı, Ingiliz, Alman.. Son kahramanın ve onu bizlere lanse eden ka- lem erbabının sizlere anlatmamız gereken daha çok cevherleri var. Aynca iyi bir yanıtı da hak edi- yoriar. . ^ . - .. Devam edeceğiz. Eposta: zileli@garanti.net.tr Mesaj ve faks: (0212) 287 42 41 "'' * B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 4 5 6 7 8 SOLDA.NSAĞA: "J 2 3 4 5 6 7 8 1/Natüralizme tepki olarak ' XIX. yüzyıhn 2 sonlannda or- taya çıkan ve "güzellik için güzellik" ılke- sini savunan sa- nat ve edebıyat 6 akımı. 2/Bine- 7 ğeyadayükta- ' şımayaahştml- 8 mamışatyada _ eşek sürüsü. 3/ Eli işe yatkın, becerik- li... Yolcu evı. 4/ Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü 2 ortaya çıkarma... Yan- 3 kı.5/Eskıdildekoku... 4 "Çok sarhoş" anlamın- 5 da argo sözcük. 6/ Ja- » ne Austen'in, filme de aktanlmışbırromanı... ^ Denizlerde yaşayan iki 8 çenetli ve iri bedenli 9 yumuşakça cinsi. II Ja- ponya'nın para birimi... Makinede yapılan bir tür di- kiş. 8/ Paramızı simgeleyen harfler... Ömer Kavnr'un bir fılmi... Bir soru eki. 9/ Kastamonu'nun bir ılçesi... Kunduracılann delık açmakta kullandıklan çellk tığ. YUK.4RIDAN AŞAGIYA: 1/ Hz. Muhammed'in kızı, damadı ve torunlannı ıçıne alan aılesıne venlen ad. 2/ Tavlada üç sayısı... Trabzon'da- kı Meryemana Manastın'na verilen bir başka ad. 3/ Ay- nı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu... Manganez elementinın simgesi. 4/ Kızartı, kaşıntı, sulanma gibi özellikler gösteren deri hastalığı... Galyum elementi- nın simgesi. 5/Bir cetvel türü... Uzaklıkişareti... Kuy- ruksokumu kemiğı. 6/ Uluslararası Çalışma Cfrgütü'nün simgesi... Manisa ılınde bir dağ. 7/ Bir sorunun çözû- münü bulmaya yönelik felsefe yöntemi. 8/ tktisat. 9/ Bir bölgede yetişen bıtkılerin tümü... Belirti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear