25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 NİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyetcQm.tr 15 Karikatür sanatında yanm yüzyılı geride bırakan Mustafa Eremektar'la yapılan son söyleşi 4 Her şeyi yonınılamaya çahştnn' PLTtANERGÜL Onlan karşıdan karşıya ilgiyle ızler- dim. Yıllar ikisinin de yüzünde derin çizgiler bırakmıştı. Saçlannı birlikte agart&klan belliydi. Sevgilerini ortak- laşa yaşanmış koca bir ömür içinde da- ha bir pekiştirmişlerdi. Ikisi de ufak tefek, minyon tipliydi. Marmaris'in sıcak gecelerinde Mola- kent'in havuz başına küçük küçük adımlarla gelirler, baş başa otururlar, çaylannı fısıldaşarak yudumlarlardı. Gecenin ilerleyen saatlerinde biraz- cık esinti çıkacak olsa, hırkalannı omuzlanna alırlar, üşüyüp üşümedik- lerini karşıhklı denetlerlerdi. Sabahlan gazete alırken de rastladı- grm oldu. Aynı gazeteyi okuyorduk. Za- ten o tabaksız gazeteyi bizim sitede kaç kişi okuyordu ki... Onlara asıl yakın- lığımın nedeni de bu oldu. Içimde ta- nışma isteği uyandı. Marmaris'te yaşadığımız depremin ikinci gecesi, yan yana masalarda yi- ne havuz başındaydık. tkinci bir sar- sıntının korkulu bekleyişiyle bütün komşular bir araya gelmişti. Sanki gündüz deprem olmazmış gibi, birço- ğumuz sabahı orada yapacaktık. Artık bu kez tanışmaya kesin karar- lıydım. Küçük bir selamlaşma, birkaç saygı sözcüğü bu tanışmaya yeterli ol- du. Çabucak kaynaştık. Sevecen insan- lardı. Doyumsuz söyleşimiz saatler boyu sürdü. ıyi ki tanışmıştım. tmrenerek izle- diğim bu saygın çiftin Türk karikatü- rünün büyük ustalanndan Mıstık ve sayın eşi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. LütfiyeEremektarolduğu- nu sevinerek öğrendim. Mıstık (Mustafa Eremektar) Ağa- beyimiz, Marmaris'e yıllardan beri 10-15 günlüğüne gelebildiklerini, ama bu yıl eşinin emekli oluşuyla uzun sü- re kalabildiklerini söyledi. Marma- ris'e yerleşmek için de hazırlık yapı- yorlarmış. "MtsükgariMarmarisirde- di. Kendisinden o gece bir söyleşi için söz aldım. Belirlediğimiz gün evine gi- derek sorulanmı yönelttim Mıstık'a: - Bu MarmarisK olmaknereden çık- ö? - MKTIK-Marmaris'in doğasmdan^ elbet. Eşım ve kardeşi zaman zaman Marmans'e gelırlerdı ve dönüşte an- lata anlata bitiremezlerdi. Ama ben işimnedeniylegelemezdim. 1982'nin yazını yine kaçırmıştım ama kuyrugun- dan yakaladım. Ekim ayında gazete- den izin aldım. "Marmaris'te yaz bit- mez"diyerek çıkıp geldım. Kaldığım pansiyonun sahibi "Bir kooperatif ku- ruhıyongdsendekatır dedi. Önce ka- tılmak istemedim, gerçekleşmez diye düşündüm. Sonra kabul ederek 20.000.-TL aidatımı ödeyip Molakent Yapı Kooperatifı'ne girdim. Böylece Marmarisli olmaya ilk adımı atmış ol- duk. Evimiz bitince de, genellikle her yaz 10-15 günlüğüne Marmaris'e ge- lebildik. Şimdi eşimin emekli oluşuy- la Marmaris'e yerleşme işine soyun- duk. - Siziçocukluğumuzdan beri tanıyo- ruz. Karikatür sanatmda bir ömür na- sü geçti? tsterseniz önce başlayıstan sözedelim. MISTIK - Büyük bir çabayla her şeyi tanımaya, yorumlamaya çalış- makla geçti. 1947'de (17 yaşındaydım) bazı öğ- retmenlerimin ve arkadaşlanmın teş- vikiyle Doğan Kardeş dergisine gittim. Tünel'e yakın Balyoz Sokak'taydı. R'abıâli'deki ilk karikatürist arkadaşım Altan Erbulak'ı Doğan Kardeş'te tanıdım ve o ölünceye kadar dost kaldık. Babıâli yaşamı benim için bir üniversiteydi. Türkiye'nin şair, yazar, düşünür çok sayıda seçkin insanını orada tanıdım ve dost oldum. Hepsinin yüreğimde seçkin yeri vardır. 6URAIARI Gittim ama kapının tokmağını çevirip bir türlü içeriye giremedim. Merdi- vende saatlerce bekleyip döndüm. Er- tesi gün yine aynı şey oldu. Hiç kim- se de "Bu çocukmerdivenlerde nebek- liyor" demiyordu.Fakat üçüncü gün tüm cesaretimi toplayıp tokmağı çe- virdim. Önümde uzun bir koridor du- ruyordu. Bu koridora açılan bölümler- de Doğan Kardeş'in çalışanlan oturu- yordu. İlk masadaki yetkili "Gel ba- kalım delikanlT dedi. Karikatürlerimi uzattım. Işte başlayış böyle oldu. - O günlere ilîşküı bir anı var mı? MISTIK-Var. Doğan Kardeş'te hep CemalNadir'i gözüm aradı. "Buraya gelirmi? Tanışabüir miyim?" diye sık sık soruyordum. Cemal Nadir benim için en büyük ustaydı. Fakat bir türlü karşüaşamadım. Bir gün gazetelerde onun öldüğünü okudum. Üzüntüm bü- yük oldu. Hemen bir resmini yapıp Doğan Kardeş'e götürdüm. Çok beğen- diler, bana 5 lira verdiler. Bu o zaman büyük paraydı. Böylece ilk kazandı- ğım para da bu oldu. Çocuklar için '40 yılda bir' - Daha sonra hangi dergilerde çizdi- niz? Yani, profesyonelliğe geçiş nasıl oldu? MISTIK-Profesyonelliğe geçiş iş- te bu 5 lirayla oldu. Ama ömrüm bo- yunca görüp göreceğim, bir karikatü- rüme verilen en büyük para da buy- du. Böylece, Doğan Kardeş'in demir- başı oldum. Karikatürlerime verilen pa- rayla yaşamaya başladım. Bu sırada öğ- renimim de sürüyordu. Doğan Kar- deş'te ilk karşılaştığım ve bana "Gel bakahm delikanlT diyen kişi Şükrü Enis Regü ıdi. Yazıişleri müdürüydü ve bana her zaman kol kanat gerch. Babıâli deki ilk karikatürist arkada- şım Altan Erbulak'ı Doğan Kardeş'te tanıdım ve o ölünceye kadar dost kal- dık. Babıâli yaşamı benim için bir üni- versiteydi. Türkiye'nin şair, yazar, dü- şünür çok sayıda seçkin insanını ora- da tanıdım ve dost oldum. Uzun bir lis- tedir bu. Sabahartin Eyuboğlu'ndan, Celal Sday'dan. Samet Ağaoğlu"ndan, Vedat GünyoTdan. Behçet Kemal Çağ- lar'a, Hıfa Topuz'a, arkadaşun Men- gü ErteTe uzanan bir liste... Tümünü saymama olanak yok. Hepsinin yüre- ğimde seçkin yeri vardır. - PekL Doğan Kardeş'ten sonrası? MISTTK-Nebıoğlu Yayınevi, Tür- kiye Yaymevi ve bunlann çıkardığı dergilerde sürdü. Bütün Dünya, Bütün Türkiye, 20. Asır dergileri. Türkiye Yayınevi'nin Yavru Türk, Çocuk Haf- tası, Hafta dergileri. Aynca mizah der- gilerinden Akbaba, Karikatür, Tef, Taş ve bunun gibi birçok dergide karika- türlerim yayımlandı. - Çocuklara yönelik çahşmalannız da okhığunu bihyoruz. MISTIK-Okuma alışkanlığını boz- duğu savıyla bütün çizgi romanlann çocuklara zararlı olduğu görüşü yay- gındı. Ama, öğretici ve yararlı çizgi ro- manlar da vardı. Ben çocuklar için çizgi romanlar yaprım. Örneğin, Uzay Çocuklan, Bizim Ali ve diğerleri. İlk kez telif çocuk kitaplan yazanlardanım. "Tembel Karakaçan" bunlann ilk ör- neklerindendir. Aynca bir tek çocuk ka- rikatür albümü yaymlanmıştır, o da bana aittir. Redhouse Yayınlan'ndan çıktı. Adı "40 Yüda Bir" idi. Çünkü meslek hayatımın 40. yılında çıktı. 'Mıstık ProdüksiyoıT - Çizgi filmleriniz de vardı. MISTIK- Evet yaptım ama bu film- ler öyküsü olan, mizahi değer taşıyan, halkin beğenerek izledigi reklam film- leriydi. Sinemalarda gösterilirken al- kışlandığınıgördüm. "MBükProdük- sıyon" adlı bir reklam firmam vardı. Orada afiş, broşür, pankart gibi sanat- sal çalışmalar yaptım. Karikatürün uy- gulanabileceği her türlü işi yaptım. - Ya gazetelerdeki çahşmalannız? MISTTK- Hemen hemen tüm gaze- telerde karikatürlerim yayımlandı. İlk olarak Akşam'da başladım. Gazete- nın patronu Necmettin Sadak, çok na- zik ve beyefendi bir kişiydi. 20'li yaş- larda ve ufak tefek, çocuk göriinüm- lü bir kişi olduğum halde, odasında ağırlar, misafir koltuğuna oturtur ve bi- raz sohbetten sonra "Eserinizi görebi- lirmiyim?''derdi. Daha sonra Vatan, Yenisabah, Yeni lstanbul, Güneş gazetelerinden sonra şimdi Türkiye Gazeteciler Cemiye- ti'nin yayın organı Bizim Gazete'de ça- lışmaktayım. Cumhuriyet, Hürriyet gazeteleriyle Milliyet Çocuk dergisin- de de kankatürlerim yayımlandı. - tsterseniz biraz da ödûllerden söz edelim. -7 MISTIK - Sondan başlayalım. 9 Ekim 1999 günü Karikatürcüler Der- neği bana bir plaket verdi. Marma- ris'te olduğum için torunum Mıstık Çağm Eremektar almış. Beni mutlu eden bu ödül, meslekte 53. yılım ol- duğu için "Yaşhhködülü" müdür, bil- miyorum. Nedenini öğreneceğim. Di- ğer ödüllerimden aklıma gelenler, 1959'da "Alün KaknT, 1973'te Bul- garistan'da GABROVA'da özel ödül, yıllannı hatırlamadığım Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti Ödülleri ve Onur Ödülü, Yılın Gazetecisi gibi ödüllerim var. - Marmaris'teki yaşammızda bun- dan sonrası için ne düşünüyorsunuz? MISTIK-Once, trafik kazasına uğ- ramamayı düşünüyorum. Çünkü ben Istanbul'da bile böyle trafik keşme- keşi görmedim. Işıksız bisikletler, çar- şı içinde dolaşan motosikletler, yaya- lara saldıran otomobiller, kendisini araba zarmeden yayalar... Kıyılar halkınsa eğer, payuna düşen yerde ödeme yapmadan denizden ya- rarlanmak istiyorum. Şehirleşmenin durdurulmasını istiyorum. Yanan ağaç- lann yerinde yeni ağaçlar istiyorum. Kısacası, hep birlikte uyumlu ve mut- lu yaşamamızı istiyorum. DENZEL WASHINGTON ÖFKELt Oscar ödüllerinde 'ırkçılık' kokusu KüMrServisi- 72. Os- car ödüllerinin verilmesi- nin ardından Hollywood'da 'ırk aynmcüığı' yapüdığı söylentileri yayılmaya baş- ladı. Kendi işlemediği cina- yetlerden dolayı hapis ya- tanboksörRubinCarter'ın hayatuıı konu alan 'Hurri- cane' (Onaltıncı Raund) fil- minin başrol oyuncusu Den- zel VVashington, Akade- mi'nin Oscar ödülleri se- çimlerinde 'ırkçıbiraynm' yapıldığına inandığını belir- terek Hollywood'da 'Hur- ricane'e karşı bir kampan- ya başlatıldığmı ifade edi- yor: "Oscar her zaman si- yahlara saldıran bir silah olmuştur." Oscar'a sahip olmasınm kişisel bir önem taşımadı- ğım ifade eden VVashing- ton, bu ödülün 400 yıl bo- yımcahergün ırkçılıklabi- rebir savaş halinde olan 'si- yah halk' için sembolik bir değer taşıdığını söylüyor. Washington suçlamalannı daha da derinleştirerek be- yaz bir kadın oyuncunun siyah bir oyuncu ile duy- gusal bir filmde oynamayı kabul ederken beyaz bir oyuncuya göre üç kere da- ha fazla düşündüğünü be- lirtiyor. Siyah aktör Sidney Pöiti- er de Washington'ın suçla- malanna katılarak 37 yıl içinde Oscar ödülü sahibi olan tek siyah oyuncunun kendisi olduğunu ifade edi- yor. Morgan Freeman, Eddie Murpfay, SamuelL.Jackson gibi birçok başanlı oyun- cunun Hollywood sinema- sında rol almasına karşm hiçbirinin Oscar ödülü al- madığını söylüyor ve şöy- le ekliyor "Sadecetspanyol asdh Amerikahlar bu kültû- rel aynmcılığı biraz olsun aşmış durumdalar. Bizim önümüzde ise kat etmemiz gereken çok uzun bir yol var. Denzel gibi, haklarunı- zı savunan sanatçüarave bi- zi anlatanfilmleryapan yö- netmenkre ihtiyacımızvaıf Sıradışı yönetmen1 Rosa von Praunhelm, üç fllmiyle İstanbul Film Festivali'nde Alman sinemasının kötü çocuğu Kültür Servfei - Bu yıl festiv^l, "Mar- jinal Bir Kûh Figürü" başlıklı bölümün- de 3 filmiyle sıradışı bir yönetmene yer veriyor: Ünlü eşcinsel ve travesti sinema- cı Rosa von Praunheim. 1942'de Letonya'mn başkenti Riga'da, Holger Mischwitzkiadıyla doğan sanatçı. 1964'te resim eğitimi görmek için geldi- ği Berlin'de, Nazi rejimi tarafından topla- ma kamplannda "pembe ûçgen" takma- ya zorianan bütün eşcinsellerin anısına, adı- nı "Rosa von Praunheim" _ _ _ _ olarak değiştirdi. Sinema- P S p 9 1 9 - ttlBSURMMSI ya 1967'de, kendisi gibi r W l fB tSTHMBBİ eşcinsel ve avant-garde si- B S S FİLM FESTIVAl! nemacı Gregory Marko- poulos'un, ardından da VVerner Schroeter' in asis- tanlığını yaparak başlayan Praunheim, 1970'ten iti- "Seksin Einstein'ı - Dr. Magnus Hirschfetd'in Yaşamı ve Yapıüan", 1999. baren yaptığı yaklaşık elli fıhnle Alman sinemasının "kötü çocuğu" olarak şöhre- te kavııştu. Vahşi, agresif ve aynı oranda da mizah yüklü stiliyle, konulu film ile doküman- ter sinemayı özgün bir üslupla birleştiren Praunheim, özellikle eşcinsel alt kültürü, eşcinsel tarihinin gizli ilahlannı ve son yıllarda da AIDS'i filmlerinin odağına yerleştirdi. San Francisco'daki bir eşcin- sel isyanını konu alan ve kahramanlannı porno yıldızlan veya eşcinsel neo- nazi- lerin oluşturduğu ünlü belgeselı "Aşıkiar Ordusu veya Sapıklann tsyanı", onu ulus- lararası arenada kötü ün sahibi bir sinema- cı haline getirdi. Günümüz Ahnanyası'- nın cinsel, politik ve ırksal karmaşasını bir punk müzikali çerçe\esinde veren "Kayqı Ruhlann Şehri" ya da 20'li yıllann efsa- nevi dansçısı Anita Berber'in trajik yaşa- mrnı dışavurumcu bir stilde anlatan "Ani- ta: Kötülüğün Dansbu-T sanatçının kült ve marjinal imajını daha da güçlendirdi. Praunheim, AIDS üzeri- ne çektiği bir üçlemenin ardından 1998'de, tümüy- le sahte bir belgesel olan ve kendi ölümünün çerçeve- sindenmodern eşcinsel ya- şamı sorguladıği "Neuro- sa"yı gerçekleştirdi. Geçen yıl Locarno Film Festiva- li'ne katılan son filmi ise hem yıllarca sü- ren bir düşün gerçekleşmesi, hem de eş- cinsel kültürün yaratıcısı sayılan bir efsa- nenin anısına sunulmuş, görkemli bir say- gı duruşuydu. "Der Einstein des Sex - Le- ben und Werk des Dr. Magnus Hirschfeld / Seksin Einstein'ı - Dr. Magnus Hirscb- feld'in Yaşamı ve Yaprtlan" adlı bu filmi, eşcinsellik ekseninde yaptığı çalışmalar- la cinselliğin yüzyılımızdaki seyrini tü- müyle değiştiren ünlü seksologun yaşam öyküsüydü. l'iil Gabriel Garcia Maıt quez'den aymmcılık karşıtı makale • VVASHtNGTON- Kolombiyalı ve Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Marquez, The New York Times gazetesine yazdığı bir makaleyle, 'Kültürel aynmcılık' yaptığı gerekçesiyle, Amerikalılara ateş püskürdü. Küba'dan Florida'ya kaçak olarak girmek isterken deniz kazasına uğrayan ve daha sonra Amerikalılar tarafından himaye altına alınan 6 yaşuıdaki Elian Gonzalez'in bu 'himaye savaşı' içerisinde ruh sağhğının bozulacağmı yazdı. Makalesinde çocuğun, babası Juan Miguel Gonzalez ve annesi Elizabeth Brotons'un yaşamlanna, detaylı olarak yer veren Marquez, Elian Gonzalez'in iki ülke arasındaki mücadelenin ortasında kaldığım ve buna bir çözüm ürermek gerektiğini yazdı. ^otre-Dame De Paris' müzikali Londra'da sahnelenecek • QUEBEC - V'ıctor Hugo'nun ünlü yapıtı 'Notre- Dame'm Kamburu'ndan yola çıkarak gerçekleştirilen ve dünyayı gerek müzikleri gerekse sahne üstü performanslanyla kasıp kavuran müzikal 'Notre-Dame De Paris' Ingiltere'de sahnelenecek. Luc Plamadon ve Richard Cocciante'nin uyarladığı müzikal Fransa, Quebec ve Las Vegas'ta yer aldıktan sonra, Bruno Pelletier, Garou, Luck Mervie ve Banie Lavoie'nun oluşturduğu kadrosuyla tngiltere'de pr'ovalara başladı. 15 Mayıs'ta ilk gösterim öncesi, 23 Mayıs'ta da asıl ilk gösterimi yapılacak olan müzikal, Londra'nın Dominion Tiyatrosu'nda izleyicilerle buluşacak. Çingene güzeli Esmeralda'yı Tina Arena'nın canlandıracağı 'Notre Dame de Paris'de Fransa'nın az tanınan iki ismi de Phoebus ve Fleur de Lys'i oynayacak. lihat Behpam Arkadaş Küttüp Mepkezi'nde • Kültür Servisi - 'Darağacında Üç Fidan' ve 'Yılmaz Güney'le Yasaklı Yıllanm' kitaplanyla tanınan Nihat Behram, mart ayında 'Kundak' adlı son şiir kitabını tüm eserlerini yayımlayan Gendaş Kültür Yayınlan'ndan çıkardı. Kısa bir süre için Türkiye'ye gelecek olan yazar, bugün saat 16.00'da Arkadaş Kültür Merİcezi'nde okuyuculan ile söyleşecek ve kitaplannı imzalayacak. Daha sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nin 'Şiir Okuma Günleri' için 7 Nisan tarihinde Eskişehirli okuyuculanyla bir araya gelecek olan yazar, 8 ve 9 Nisan günleri TÜYAP Izmir Kitap Fuan'nda bulunacak. Süteyman Saim Tekcan'ın sepgisi • ANKARA- Türkiye Iş Bankası Ankara Sanat Galerisi, araştırmalanyla bir 'Virtüöz' olarak tanımlanan Süleyman Saim Tekcan'ın yeni yapıtlanna ev sahipliği yapıyor. Geçen yıllarda ağırlıklı olarak ipek baskı çalışmalanru sergileyen sanatçının yeni gravürleri 5-27 Nisan tarihleri arasında sergilenecek. Son dönem ipek baskılannda. kalın boya uygulamalanyla yapıtlanna rölyef tadı da katan Tekcan, üçüncü boyut arayışını 'Atlar ve Hatlar' adım verdiği seri gravürlerini sürdürerek, özgün baskının yeni bir aşamasına ulaşıyor. Devlet liyatroları Sanatçıları Derneği kuruldu • ANKARA (AA) - Devlet Tiyatrolan sanatçılan, kurumu demokratik ve özerk bir yapıya kavuşturmak üzere çalışmalar yürütmek amacıyla 'Devlet Tiyatrolan Sanatçılan Derneği' adlı kuruluşun çatısı altında bir araya geldi. Devlet Tiyatrolan Sanatçılan Derneği'nden yapılan yazılı açıklamada, Rüştü Asyalı, Mehmet Atay, İpek Bilgin, Hüseyin Avni Danyal. Cem Emüler, Mehmet Ege, Sündüz Haşar. Gülenay Kalkan. Atsız Kasaduman, Ahmet Mümtaz Taylan, Tank Ünlüoğlu ve Ilham Yazar'm kurucu üyeliğini üstlendiği derneğin ilk yönetim kunılu toplantısında, başkanlığa Mehmet Ege'nin getirildiği belirtildi. BUGÜN • ADA MÜZtK-ANKARA'da saat 18.00'de kompozitör pıyanıst Anjelika Akbar'm konseri ve imza günü gerçekleştiriliyor. (0 312 240 62 72) • BtLGt'DE StNEMA'da 17. 00 de Reha Erdem'in 'A Ay', 19.00 da Gregg Araki'nin 'Notvhere' filmleri göstenliyor. (216 22 22) • BABYLON'da 10. Akbank Caz Festivali kapsamında 22.30'da gerçekleşecek konserde Lawrence 'Butch' Morris dinlenebilir. (292 73 68) • Pİ ARTVVORKS'de saat 12.30 ve 18.00'de Peter Boyle'un 'Trainspotting' adlı filmi izlenebifir. (236 68 52) • AKM'de saat 11 .OO'de, şef Andrew Greenwood'un yönettiği lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, piyano ikilisi Rüya Ozturna ve tlke Aksoy eşhğinde bir konser veriyor. (251 56 00) • CRR'de düzenlenen Türkmenistan Kültür Günleri kapsamında saat 19.30'da Türkmenistan Devlet Şarkı ve Dans Grubu, Mengi Kızlar Dans Grubu, Senfonik Estrada Orkestrası ve iki piyano resitali yer alıyor. (232 98 30)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear