28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 NİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET -5- SAYFA / ekonomi(acumhuriyet.com.tr 13 Akaryakıt lıayilepi şikâyetçi • İSTANBIL(AA)- Türkiye Akaryakıt Bayileri ve Gaz Şirketleri Iş\eren Sendikası <TABGlS) Genel Başkanı Mustafa Cengiz, kar oranlannın brüt yûzde 10'danyüzde4.5'e düşürüldüğünü belirterek, bu durumun bayilerin akaryakıt satışlannın durmasına neden olabıleceğini ileri sürdü. Cengiz, akaryakıt bayilerinin ülke çapında iflasa doğru sürüklendiklerini savunarak, bayılerin, durum düzeltilmediği takdirde Mayıs ayından itibaren akaryakıt satınalamaz ve satamaz hale geleceklerini kaydetti. Daevvoo işçileri grevde • SEUL (AA)- Ağır mali sorunlar nedeniyle satışa çıkanlan Güney Kore'nin ikinci büyük otomotiv şirketi Daewoo Motors'un binlerce çalışanı, "yabancı sermayeye satma planlannı protesto için" greve gitti. Muhtemel alıcılan arasında ABD'li General Motors ve Ford firmalanyla ttalyan Fiat'ın da bulunduğu Daewoo Motors işçileri, firmayı yabancı bir şirketin satm alması durumunda büyûk işçi çıkarmalann olacağı kaygısıyla, Daewoo'nun kamulaştınlmasını ve devlet tarafından işletilmesini talep ediyorlar. Kaçak elektriğe hapis cezası • ANTALYA(AA)- Türkiye Elektrik Dağıtımı AŞ (TEDAŞ) Genel Müdûr Vekili O. Nuri'Doğan,-ülkemizde h'<> kaçak elektnk kullanımının azaltılması için tedbir aldıklannı belirterek "Kaçak elektrik kullananlar, devlet malını çalma eğiliminde olduklan gerekçesiyle hapis cezasına çarptınlmak ûzere Cumhuriyet Savcıhğı'na sevk edilecek" dedi. TEDAŞ Genel Müdür Vekili Doğan, 1996'dan sonra ülkemizde kaçak elektrik kullanımının artmaya başladığını belirtti. Koç'tan 2 milyar dolarlık yatırım • Ekonomi Servisi - Koç Holding Yönetim Kunılu Başkanı Rahmi Koç, Koç Topluluğu'nun 2000 ve 2001 yıllannda 2 milyar dolarlık yatınm gerçekleştireceğini bildirdi. Rahmi Koç, iç piyasalardaki kriz ve talep düşmesı, dış piyasalardaki durgunluk nedeniyle 1999 programlannı tutturamadıldannı beürtti. Koç, enflasyondan anndınlmış işlerinin fiziki olarak yüzde 8.6 daraldığını kaydetti. Tüpraş'ın fiyat aralığı • ANKARA (AA) - Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş (TÜPRAŞ) hisselerinin halka arzmda, kesin talep işlemi öncesinde, hisse senetlerinin fiyat aralığı, 2-3 Nisan günleri gazetelerde çıkacak ilanlarla duyurulacak. Çin'in DTÖ'ye uyeliği • PEKÎN(AA)-Çinile AB arasında Çin'in Dûnya Ticaret Örgütû'ne (DTÖ) katılmasına ilişkin görüşmelerin 3.turu anlaşmaya vanlmadan sona erdi. Öte yandan, şetfaflık ılkesi uyannca Çın bankalan artık mevduat hesaplan saiiplerinden gerçek adannı vermelerini isteyecek. Ekonomide cumhuriyet tarihinin en büyük küçülmesi yaşandı: Yüzde 6.4 Türldye yoksııllaşıyorANKARA/tSTANBUL (Cum- huriyet)-Anayasa değişiklikleri pa- ketinin ılk oylamada yeterli des- tek bulmamasının hükümet krizi- ne neden olacağı endişeleri yayı- hrken Türkiye ekonomisi, cum- huriyet tarihinin en büyük küçül- mesini yüzde 6.4'le 1999 yılında yaşadı. Hükümetin 1998 yıl sonundaki yüzde 3"lük büyüme öngörüsüne karşın, 2000 yılı bütçe görüşme- leri sırasmda eksi yüzde 2 olarak revize ettiği hedefin bile 3 kat üze- rinde bir gerileme gerçekleşti. En başta inşaat olmak üzere, ta- nmda, sanayide, ticarette, ulaştır- ma ve haberleşmede, serbest mes- lek ve hizmetlerde gerilemeler ya- şanırken 1999 yılında en yüksek bü- yümeyi yüzde 5.3'le mali kuruluş- largösterdi. DlE"nin 1999 yılı büyüme hızına iliş- kin son çeyrek rakamını da belırlemesıy- le, geçen yıl yüzde 6.4'le büyük bir geri- leme yaşandığı ortaya çıktı. Bu gerileme- de, dünyada Asya bunahmına koşut ya- şanan sıkıntılann yanında, hükümetin enf- lasyonla mücadele politikalan etkili oldu. Enflasyonla mücadeleyi ekonominin kü- çültülmesine dayandıran hükümetler, içe- ride talebi bastıncı politikalar ve düşük üc- retlendırme yoluna gıttiler. Faiz gelırinın yükseldıği ekonomide üretım durur- ken, 2000 yılında uygulamaya ko- nulan politikalarla da faizlerde ya- şanan düşüşe karşm henüz üretim- de bir canlanma görülmüyor. Hükümet, IMF'yle uyguladığı politika çerçevesinde 2000 yılın- da yüzde 5.5'lik büyüme öngörü- yor. Bu hedef ise, ekonomide bü- yük düşüşlerin yaşandığı yılın er- tesinde yükselme ve dışalımla tü- ketime dayalı olarak canlanma bek- lentilerine dayaruyor. Bu canlanma beklentisinin lokomotifi olarak da depreme bağlı olarak inşaat sektö- rü gösteriliyor. Ulusal gelir, cari fiyatlarla 78 katrilyon 242 tnlyon 496 milyar li- ra, 1987 yılı fıyatlanyla 111 trilyon 684 milyar lira oldu. Gayri safı yur- tiçi hasıla ıse 1999 yılında yüzde 5 Ekonomide küçülme rekoru GSMH küçülme oranı (%) .f:ef:îoîifif'or fi f* firr[fin'ı a 1999 bırıncı çeyrek^ Sektöradt Tanm Sanayi inşaat Ticaret Küçülme oranı (%) 4.6 5 12.7 6.8 vmm Ulaştırma ve Haberleşme Kişi başına milli gelir geçen yıl (1998'e göre) 3 bin 256 dolardan 2 bin 878 dolara genledı. ükümetin 1998 yıl sonundaki yüzde 3'lük büyüme öngörüsüne karşın 2000 yılı bütçe görüşmeleri sırasmda eksi yüzde 2 olarak revize ettiği hedefin bile 3 kat üzerinde bir gerileme gerçekleşti. küçüldü. Yılın son çeyreğinde, mevsim- sel düşüş yaşanan inşaat sektöründe dep- rem nedeniyle faaliyetlerin artması bek- lentisine karşın, yüzde 15.2'yle tüm sek- törler içindeki en yüksek düşüş yaşandı. 1994'teki rekor kınidı Türkiye ekonomisinde 1986yılından bu yana en büyük gerilemenin gerçekleş- tiği 1999 yılı dışında ulusal gelirdeki en büyük küçülme, yüzde 6.1 'le DYP Genel Başkanı Tansu Çiller. SHP Genel Baş- kanı MuratKarayalçın'ın iktidarolduğu 1994 yılında yaşanmıştı. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Ahuğ, 1999 yılı büyü- me hızının yüzde -6.4 olarak çıkmasının hükümetin uyguladığı politikalann bir sonucu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Al- tuğ, enflasyonu önlemek için talebin dü- şürüldüğünü belirterek, "îstikrariçinya- pılan işlerin sonucu negatif büyümeolarak karşımıza çıkü*" dedi. Kişi başına milli gelir Türkiye 7 yıl geriye gitti ANKARA (ANKA)- Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlı ekonomik küçülmesinin yaşandığı 1999 yılında, Türk insanının refah düzeyi 7 yıl öncesındeki düzeyinin altına geriledi. DlE verilerine göre geçen yıl kişi başına düşen milli gelir yüzde 11.6 gerileyerek 2 bin 878 dolara indi. Böylece kişi başına gelirde 1993 düzeyinin de altına inildi. Kişi başına milli gelir 1993 yılında 3 bin 4 dolar düzeyinde bulunuyordu. 1994 yılındaki ağır ekonomik krizde hızlı bir düşüş gösteren kişi başına gelir, yüksek devalüasyonun da etkisiyle 2 bin 284 dolar düzeyinde oluşmuştu. 1995 yılında 2 bin 759 dolar, 1996'da 2 bin 928 dolar olan kişi başına milli gelir 1997'de 3 bin 79 dolara, 1998'de de 3 bin 256 dolara kadar yükselmişti. Cariişkmlerde 13 müyardolaraçıkANKARA(CumhuriyetBİK rosu) - Merkez Bankası, Tûr- kiye'nin 1999 yılı cari işlero- ler dengesinin 1 milyar 364 milyon dolar açık verdiğini bildirdi. Dışalım harcamalannda ya- şanan yüzde 11.4'lük azalma- ya karşıuk, dışsanm gelirlerin- de yüzde 1.4, bavul ticaretin- de yüzde 38.9'luk gerileme oldu. Dış ticaret açığı 1999 yılmda 1998'e göre yüzde 263 oranında azalmasına karşın, diğer mal ve hizmetler ile kar- şılıksız transferlerden elde edi- • 1999 yılmda dışalım harcamalannda yaşanan yüzde 11.4'lük azalmaya karşılık, dışsatım gelirlerinde yüzde 1.4, bavul ticaretinde yüzde 38.9'luk gerileme oldu. len net gelirin de yüzde 43.9 oranında azalmasıyla bir ön- ceki yıl fazla veren cari işlem- ler dengesi geçen yıl açıkla sonuçlandı. Merkez Bankası 'ndan ya- pılan ödemeler dengesine iliş- kin açıklamada, bavul ticare- tiyle birlikte 1999 yılında 29 milyar 326 milyon dolara dü- şen dışsatım gelirlerine kar- şılık, altın kalemiyle birlikte 39 milyar 773 milyon dolara düşen dışalım sonucunda dış ticaret açığı yüzde 26.5 aza- larak 14 milyar 220 milyon dolardan 10 milyar 447 mil- yon dolara geriledi. Turizm gelirleri ise 1999 yıhnda 1998 yılına göre yüzde 27.5 azala- rak, 5 milyar 203 milyon do- lar olarak gerçekleşti. Faiz ge- lirleri de yüzde 5.3 azalarak 2 milyar 350 milyon dolar oldu. Turizm ile diğer mal vehiz- met giderleri azalmasına kar- şılık faiz giderlerinde yüzde 13 oranında artış oldu. Karşılık- sız transfer kalemi içerisinde yer alan işçi gelirleri de yüz- de 15.2azalarak,4milyar576 milyon dolara düştü. Demirel'e kitiûenmeyin uyansında bulunan iş dünyası, ekonomik hedeflerin bozulmamasını istedi 'Hükümetten desteği çekebiliriz' • Iş dünyası üçlü pakete ilişkin Meclis'te yapılan oylamanın ardından kaygı duymaya başlarken emek örgütleri de Ankara'nın halkm gündeminden kopuk olduğunu savundu. Ekonomi Servisi -İş dünya- sı, üçlü pakete ilişkin Mec- lis'te yapılan oylamanın ardın- dan kaygı duymaya başlarken emek örgütleri ve üretici kesim, Ankara'da yaşanan tablonun halkın gündeminden kopuk ol- duğunu vurgulayarak savunu- lan siyasi ıstikrann Türkiye'ye bir şey kazandırmadığına dik- kat çektiler. Türkive Odalar ve Borsalar FuatMiras Birliği (TOBB) Başkanı Fuat Miras, ekonomik göstergeler- de büyük sapmalar yaşanması durumunda hükümete verdik- leri desteklerini çekebilecekle- rini söyledi. 'İstikrar bozulmasın' Miras, hükümete destekleri- nin ne kadar süreceği yönünde- ki bir soruyu, "Ekonomik prog- ramlaflgiligöstergelerde büyük Mehmet Yıldınm sapmalar gördüğümüz takdir- de tavnnua ortaya ktnacağız" diye yanıtladı. Miras, Cumhur- başkanı Süleyman Demirel'in seçilmemesinin şahsı ile ilgili bir istikrarsızlığa neden olma- ması gerektiğini söyledi. Anayasa değişikliği önerge- siyle ilgili değerlendirmesinde 56. hükümetin çok zor şartlar- da bir araya geldiğini söyleyen Miras, "Böylesinezorgünlerin Cengiz Bozbeyoğlu aşıldığı, böylesine siyasi istikra- ruı yaşandığı bir dönemde Cum- hurbaşkanhğı seçiminin bu şe- kilde ortaya çıkması ve bunun neticesinde bu istikrariı hükü- metin bozulması bize göre çok büyük talihsizlik olur" dedi. İTO Başkanı Mehmet Yıkh- nm, hükümetin tutumu nedeniy- le kamuoyunda istikrann bozu- lacağına ilişkin beklenti yaratıl- dığını beUrterek "Olay; hükümet Avrupa 'dan yardım beklentisi azalınca Asya ülkelerine yöneldi AfiikaBatı'dan umudunu kestiNAİROBİ (AA) - Afrika'da doğu ve güneyden doğru esen değişim rüzgârlan, eskiden Avrupa ülkelerinin sömürgesi olan bu kıtayı, ekonomik ve ticari ilişkiler ile eğitim ve teknik işbirliğinde, Hindistan başta olmak üzere Asya ülkelerine yöneltti. Ingiltere, Belçika, Fransa, Italya, Ispanya ve Portekiz'in bayraklan Lagos'dan Leopoldville'e birçok Afrika ülkesi başkentinde indirilirken, özgürlük ve eski sömürge yöneticilerinden cömert yardım arayışındaydılar. Afrika ülkeleri bağunsızlıklarını kazandıktan sonra bile halen Avrupa ülkelerinden yardım ummakla birlikte, beklentileri azalmaya yüz tuttu. Eğitimde Asya'ya yönetiş Avrupa'dan yardım beklentisi azalırken Kenya, Uganda ve Tanzanya gibi Afrika ülkelerinde birçok kişi, Avrupa'yı günlük hayatlanndan çıkardı. Otomotivden ev eşyalanna kadar birçok mamul mal, artık Hindistan ve diğer Asya ülkelerinden ithal ediliyor. Giderek artan sayıda Afrikah genç de Hindistan'da yükseköğrenim görüyor; çünkü, buradaki üniversitelere kabul edilmek daha kolay ve öğrennn Avrupa ya da ABD'dekine kıyasla daha ucuza mal oluyor. Afrika kıtası, kendisini yillardır sömüren Avrupa ile ilişkilerini kopanyor. meselesi haline getirildi. İstik- rar, Demirel'in seçilmesine bağ- kndı. Ovsa siyasi istikran şa- hıslara bağlarsamz her gün is- tikrarsıztıkla karşı karşıya kahr- smız" değerlendirmesini yaptı. Ankara Sanayici ve tşadam- lan Derneği (ASİAD) Başka- nı Cengiz Bozbeyoğlu yaptığı yazılı açıklamada, "Anayasa değişikliği ile ilgili ortaya çıka- cak tüm sonuçlann koalisyon hükümetinin yapısını ve tesis edflmeye çahşdan ekonomik ve siyasi istikran zedelemeyeceği umudunu da taşunakta\Tz" dedi. 'Sistemin iç sorunu' İş dünyası Cumhurbaşkanlı- ğı seçimi ve Anayasa değişik- liği ile ilgili olarak ortaya çı- kan krizi endişeyle izlerken emek örgütleri, "koltukkavga- sı" olarak nitelendirdikleri ola- yın sistemin iç sorunu olduğu- nu ve halkın gündemini yansıt- madığını savundular. Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) tkin- ci Başkanı Celal Beşiktepe, Tür- kiye'de halkla arasında uçurum olan kurumlann başında Mee- lis ile Cumhurbaşkanlığı'nın geldiğini belirtti. Beşiktepe, "Gerek deprem bölgesinde ge- rek ülke geneünde miryonlarca insan açhk smınnda. Halkı ügi- lendiren temel konu da sonın- lara çözüm bulacak bir Mecüs ve cumhurbaşkanıdır" dedi. Türkiye Ziraat Odalan Birli- ği (TZOB) Başkanı Faruk Yü- cel de gerçekte istikrar olmadı- ğmı belirterek, "Önemli olan bürokraskkki istikrar. OysaTür- kiye'de kamu kuruluşlannda genel müdürler, bakanüklarda müsteşarlar her an değişiyor. Bu ortamda zaten istikrardan söz edilemez" diye konuştu. TZOB Başkanı Yücel, mil- letvekillerinin baskı altına alm- mak istendiğini dikkat çeker- ken DİSK Genel Başkanı Vah- dettin Karabay, istikrann bir ki- şinin seçihnesine bağlanması- nın doğru bir yaklaşım olmadı- ğını dile getirdi. Karabay, hükü- metin, özellikle Bülent Ecevit'in olaya yaklaşımının doğru ol- madığını sözlerine ekledi. İŞÇENİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ne Ekersen Ne ekersen onu biçersin atasözünün kuralı, el- bette ki demokrasinin simgesi sandık için de ge- çerli. Sandığa özgür iradenin simgesi olarak giri- yorsa atılan oylann işlevi var. Meclis'te yapılan oy- lamanın, şu ünlü istikran (!) altüst eden sonucunu nasıl okuyacağız? "Liderlerin zoriaması ile yazılı metne imza atan milletvekilleri kapalı oylamada özgür iradelerini kullandılar" mı diyeceğiz? "Kamuoyunun önünde evet diyenler, kendi imzalanna sadık kalmadılar. Döneklik yaptılar" mı? Liderinin zoriaması ile im- za atan kişi de, kamuoyunun önünde imza atıp san- dıkta oy vermeyen de milletin vekili olmayı hak et- miyor. Kendi adıma daha bir kötü niyetli düşünüyor, ka- muoyu önünde "evet" deyip, kapalı oylamada "hayır" diyenlerin çok daha kirti, küçük hesaplan olduğuna inanıyorum. Örneğin CUMOK'lu bir dos- tun uyarısı çok anlamlı: Oylama sonunda Borsa'nın birgünde 7.46 pu- an düşmesi ile birilerinin ceplerinden uçan milyar- lar kimlerin cebine girecek? Borsanın içini çok iyi bilen CUMOK'lu dost, özellikle ANAP ve MHP'Iİ- lerden önemli bir grubun Borsa ile olan yakın iliş- kilerini bir bir saydıktan sonra, "Eğer ikinci tur oy- lamada oylar değişik ve sonuç (evet) çıkarsa, hiç kuşku olmayacak. Birinci turda (hayır) oyları Bor- sa'da vurgun vurmak içindi.." diyor. Olabilir mı? Neden olmasın ki? Oylamaya giderlerken uçakta okuldan hocam FP'li Nevzat Yalçıntaş'a rastlamıştım. Sonucun olumsuz çıkacağından, FP'nin pazarlık gücünün artacağından öylesine güvenliydi ki. Zaten Demi- rel'in oylama öncesi çıkışlan, sonucun olumsuz ola- cağı bilgısinin kendisine ulaştığının kanıtıydı. Size mantıksız gelebilir, ama Ecevit'in dışında partilerinin önceki ımzalara uymayan oylanndan parti liderlerinin habersiz olduklarına da inanmıyo- rum. Yani önceden ilan edilen ile oylar arasındaki büyük farkta MHP, ANAP ve DYP'nin açıklarının (ki onlann her biri benim açığım yok dıyor) mıllet- vekillerinin tek tek özgür iradelerinden kaynaklan- dığına asla inanmıyor, hangileri büyük fıre vermiş- se, bir büyük hesaba, anlaşmaya dayalı olduğu- nu düşünüyorum. Doğruysa sadece DSP'deki gizli oylamada ter- sine oy kullananlar için, "Ecevit'ten korkup im- za verdiler, ama kirii anlaşmayı, Demirel'in yeni- den seçilmesi uğnına yapılanlan içlerine sindi- remediler, gizli oylamada ancak (hayır) diyebil- diler" sonucuna varabiliyorum. Çamur atmak değil mi? 312'de tam aykırı çiz- giye düşmüş görünseler de, MHP'liler ile FP'li- ler arasında Demirel'e "hayır" dan başlayan çok başka anlamda uzlaşma konuları bulunmuş ola- maz mı? "Siyasetten silindi" diye düşünülmeye başla- nırken usta manevralarla önce partisinde seçi- len, sonra da sayısız ayıbını belleği çok zayıf medyamızla bağlantılı kamuoyuna unutturmayı başaran Çiller, bu konuda göründüğü kadar tu- tariı mı? Çiller'in partisinin gizli oylamada uzlaş- maya sadık kaldığı doğru mu? Olsa olsa gözü- müzün içine bakıla bakıla söylenmiş sayısız si- yasi büyük yalanlar kadar doğru olabilir. iktida- n, hükümeti sallayan oylama sonucu DYP'nin o kadar çok yönlü işine geliyor ki. Belki yazının akışından, şu ünlü istikrar (!) adı- na pakete (evet) oyunun çıkması gerektiği gibi bir izlenim dogmuş olabilir. Amacım sadece gizli oy- lamada (hayır) oyu ile milletvekillerimizin demok- rasi ayıplarının ortadan kalkmadığını, işin içinde başka hesapların da olduğunu vurgulamaktı. Acele düzeltmek gerekiyor: Demirel'in demokrasi, istikrar adına vazgeçi- lemez ilan edilmesiyle başlayan, çeşitli ödünler- le devam eden kirli pazarlıklardan sonra gelinen noktada beklenen son olsa olsa Türkiye'nin de- mokrasisinin, tek ölçünün sandık olduğu, tüm de- ğerlerinin yok edildiği bir çizgiye sürüklenmesi ola- bilir. Ömür boyu başkanlığını ilan etmiş, ya da san- dıkla diktatörlük, padişahlık yetkilerini alabilen li- derlerin, iktidarların bulunduğu, demokrasinin (d)sinin olmadığı, sadece her şeyin sandık kul- lanılarak yapıldığı ülkelerden ne farkımız kaldı? Ürkütücü olanı, olup biteni seyretmeye, tepki- siz kalmaya öylesine alıştık ki.. Demokrasi adı- na, özünü yok eden en kirli siyasi oyunlara bile sesimiz soluğumuz çıkmıyor. "Neler oluyor? Bu kadan da olmaz ki?" diyen bir tek ciddi karşı ses, örgütlenme ufukta gözüküyor mu? e-posta: sukransoner(â yahoo.com Sanayi Bakanı Tanrıkulu 'Cep'ten sabit ücret alınmasın' ANKARA (ANKA)- Sanayi ve Ticaret Baka- nı Kenan Tannkuhı, cep telefonu abonelerinden sabit ücret adı altında pa- ra ahnmaması gerekti- ğini açıkladı. Bakanlığının, üretici, satıcı ve tüketici arasın- daki hassas dengeyi ko- rumaya özen gösterdi- ğini belirten Tannkulu, bu üçlünün en zayıfı du- rumundaki tüketicilerin lehine olabilecek düzen- lemeleri yapmayı sür- dürdüklerini kaydetti. Bu çerçevede sabit üc- ret konusundaki çalış- malann tamamlandığı- nı bildiren Tannkulu, "Türk Tdekom abonele- rinden alınan sabit üc- reoerin Danıştay'ca ipta- linden sonra bakanlığı- mızca, cep telefonu abo- nelerinden de a> nı ad al- tında alınmaya devam edilen ücrefJerin ahnma- masınuı gerektiği sonu- cuna vanlmıştır"' dedi. Tüketicilerin, 81 il ve 849 ilçede toplam 930 merkezdeki 'Tüketici So- runlan Hakem Heyetle- ri'ne başvurmalannı is- teyen Kenan Tannkulu, Tüketici Hakem Heyet- leri'ne, cep telefonlann- dan alınan sabit ücret- lerle ilgili olarak gelen şi- kâyetleri kabul etmele- ri için talimat verildigi- ni bildirdi. Tannkulu, yurttaşla- nn bir dilekçe ile heyet- lere başvurabilecekleri- ni kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear