16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 ARALIK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Temizel'e destek • ANKARA(AA)- Tüketıcüen Koruma Derneğı (TÜKDER) Genel Başkanı Necatı Yentürk, Bankacıhk Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Zekenya Temizel'e, yolsuzluklarla mücadele konusunda kendisinı destekleyen 17 bin imzalı bır djlekçe verdı. TÜKDER Genel Başkanı Necati Yentürk ıle berabenndekiler, BDDK Başkanı Zekenya Temizel'i makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. kısmizam • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, öğretim üyelerinin, gece yüksek lisans eğıtimi için verdikleri derslerde saat başına ücretlerinin brüt 40 milyon liraya çıkanlmasını sağlayacak önerge verildi. Komisyon, bu maddelere ilişkin önergeler üzerinde çalısma yaparak, bütçe genel kuruİda görüşülürken düzenlenmesini kaıarlaştırdı. Yatağan yine zetıîr soludu • MUĞLA (Cumfauriyet) - Yatağan'ı yine inversiyon vurdu. Daha önce yetkililerce sadece ilkbahar ve sonbahar aylannda yaşandığı belirtilen inversiyon, aralık ayında da devam ediyor. Aralığın ikinci günü yaşanan ınversiyonda, havadaki kükürtdioksit oranı bir anda 3500 miligrama çıkarken çoğunluğu yaşhlar olmak üzere, Yatağanlılar hastanelere koşnı. 70 yaşındaki Ali Karadayı, oksijene bağlandı. Yatağan'da dün, dört saat süren inversiyon sırasında ilk anda termik santralın üniteleri 210 megavattan 150 megavata indirildi. Termik Santral tşletme Müdürü Mehmet Hoşoğlu, "Valilikten güç düşürme yapmarruz istendi. Eğer rüzgâr çıkmayıp inversiyon devam etseydi santralı devre dışı bırakacaktık" dedi. Kaçak işçiye sda denetim • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yabancı kaçak işçilerle mücadeleyi etkin hale getirmek için hazırlanan yasa taslagı çalışmalannda son aşamaya gelindi. Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu'nda görüşülmesi beklenen taslak yaşalaşırsa kaçak yabancı işçi çalıştıran işyerlerine büyük para cezalan verilecek. îşlemin yinelenmesi durumımda ise işyerinin kapatılması gûndeme gelecek. FP'li başkamn vurgunu • DİYARBAKIR (ANKA)-Lice Belediyesi'nin anJaşmalı olduğu benzin istasyonlan yerine kendi istasyonundan sahte fatura dûzenleyerek beledıyeye akaryakıt satan FP'li Belediye Başkanı Fevzi Çelik hakkında dava açıldı. Içişleri Bakanı Sadettin fantan'ın talimatı i]e Belediye Başkanı Fevzi Çelik hakkında başlatılan idari sonışturmanın aıdından, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada Çelik tutuksuz yargılanacak. Savcı Yılmaz, Çelik için ü; ayn suçtan toplam 9 yıl ağır hapis ve ömür boyu lamu haklanndan men cczası talep ediyor. ATO Meclisi soygun şebekelerinin bürokratlardan destek aldığım bildirdi 'Soygıın siyasîlerle yapıldı'ANKARA (AA)-Ankara Ti- caret Odası (ATO) Meclisi, ha- zırladığı deklarasyonda, yasal boşluklara vâkıf olan bazı in- sanlann, işadamı kimliği adı altında ilgili bürokratlar ve bir kısım nüfuzlu politikacılardan oluşturdukJan soygun şebeke- leriyle devlet Hazinesı'ni talan ettiklerini bildirdi. ATO Meclisi 'nin hazırladığı deklarasyonda, Türkiye'nin "voJsuzluk kıskacT altında bu- naldığı belirtılerek son aylarda birbiri ardınca yapılan operas- yonlar sonucu kamuoyuna açıklanan olaylann, problemin boyutlanmn sanılandan daha geniş olduğu, anayasal düzeni, sosyal ve ekonomik dengeleri sarsacak bir nitelik kazandığı- nı gösterdiği belirtildi. Deklarasyonda bir yıldan be- ri uygulanan ekonomik istik- rar programına büyük umutlar- la bağlanan, amacına ulaşması için öngörûlen yükümlülûkle- ri yerine getirmeye çalışan, bu sebeple büyük sıkıntılara ses- siz sedasız katlanan Türk top- lumunun, hiçbir ahlaki ve vic- dani ilke tanımayan bir soy- guncu grubu tarafından acıma- sızca soyulduğunun ortaya çık- tığı ifade edildi. ATO'nun dek- larasyonunda şu görüşlere yer verildi: "Kamuoyuna yansıyan ra- kamlar, yağmalamanın kor- kunç boyutiara ulaşüğını gös- terroektedir. Sadece bankacıhk alarunda sonunda devletin sır- tına yıkılacağı aşikâr olan bata- ğm bflançosu şimdilik 12 mDyar dolarctvannda görüJmektedir. Ancak bunun buzdağuun gö- rünenyüzünden ibaret olduğu, rakamlann çok daha artacağı veüstelikbutabJodakamu ban- kalanrun hizmetzarandiyeni- tefendirdikleri 20 miryar dolar civarmda olduğu ifade edilen batağın yer almadığı anJaşıl- maktadır. Soygunun faillerinin düne kadar aramızda (sayguı kimlik) ve sıfatlaria dolaşükla- nru, devfet vönetiminin, bûrok- rasinin ve kununlarm öst dü- zey yöneticikri okluklannı ûr- pererek haürhyoruz. Bunlann çıkar ifiskUeri, akrabank, dost- luk bağlan ve diğer uzanülan öylesine yaygın ve etkiüdir ld daha şimdiden rezaletin üzeri- ni kapatmak, deliDeri kararOp gizJemek, mümkün olabilirse yasal sığuıaklar sağlamak su- retiyle kurtuhıp tedbirteri ara- ma peşine düşmüslerdir.'' Bu hırsızlık furyasında ülke olarak büyük maddi kayıplann ortaya çıktığı belirtılen dekla- rasyonda "Olayın boyutlan, daha etküi gırişimJeri ve tedbir- teri gerektirmektedir. Meclis'in köklü ve etkili tedbirler akfağı- nı, gerekli yasal düzenlemeleri rvediükk yerine getirdiğini gör- mek beklentisindeyiz" denil- di. Banka suçları DGM'ye 'Zimmetparası' da kara para sayılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlı- ğı'nın hazırladığı yasa tasla- ğına göre, banka batıranlar çete oluşturmasalar bile DGM de yargılanacak. Ban- ka yönetim kurulu başkan ve üyelerinin kendi denetim ve sorumluluklan altındaki her türlü pararun zimmete geçi- rilmesi "kara para" sayıla- cak. Taslakta, bankacılık suç- larını yabancı ülkelerde ya- panlann soruşturma ve yar- gılamasını yalnızca Ankara DGM'nin yapması öngörii- lüyor. Adalet Bakanlığı, yürür- lükteki bazı yasalarda banka- cılık suçlanna ilişkin yeni düzenlemeler getiren bir ya- sa taslağı hazıriadı. Taslağuı birinci maddesiyle sahibi ya da yöneticisi olduklan banka kaynaklannın zimmete geçi- rilmesi, bunu bankayı alda- tarak gizlemeye dönük hileli faaliyette bulunarak sağla- nan her türlü maddi çıkar ka- ra para sayılacak. Taslağuı ikinci maddesiy- le bankayı zarara uğratan yö- neticılenn DGM'lerde yargı- lanması düzenlemesi getirili- yor. Bankayı zarara uğratan tek kişi bile olsa DGM'de yargılanacak. Taslağın üçün- cü maddesı ıse Bankalar Ka- nunu'nun 22. maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan suçlar yabancı memlekette veya yabancı memlekette bu- lunanlarla bağlantılı olarak işlenmiş ise bu suçlann so- ruşturma ve kovuşturmasımn Ankara DGM'ce yapılacağı- nı öngörüyor. Adalet Bakanlığı, infaz hâ- kimliği yasa tasansını da ha- zıriadı. Tasan, infaz yargıç- lıklannın ağır ceza mahke- mesüıin bulunduğu yerlerde kurulmasını öngörüyor. Her infaz hâkimliğınin yetki ala- nı, kurulduğu yer ağır ceza mahkemesinin yargı çevresi ile sınırlı olacak. Tasan yasa- laşırsa, infaz hâkimlikleri hü- kümlü ve tutuklulann ceza infaz kurumlan, tutukevleri- ne kabul edilmeleri, yerleşri- rilmeleri, dışanyla ilişkileri, çalıştınlmalan gibi işlem ve faaliyetlere ilişkin şikâyetle- rini ınceleyerek karara bağla- yacak. ;uı» uım * CİZMEDEN YUKARI MUSAKART İLAKlt OKUPUKIUZ G ilan panosu Ekonopiı \ferece\<- VAÛSi aranıyor [email protected] Çetelerin faaliyet alanlan arasmda spor kulüpleri ve yardım dernekleri de var Organize suç örgüderi her yerde ALPERTURGLT Organize suç örgütleri üyele- ri: turizm, insaat, arazi, ihaleler, oto kiralama, at yanşlan, şirket- ler ve otel sektörlerinden sonra şündi de vakıflar. spor külüple- ri ve yardım derneklerinde fali- yet göstenyorlar. Uzmanlar, "hemşericilik" bağı kınlmadık- ça, gençlere iş imkânı yaratıl- madıkça, organize suçlann fi- nans kaynaklan kurutulmadık- ça, suçla mücadelede kalıcı ba- şan sağlanamayacağnıı vurgu- layarak "lstihbarat ve operas- yon çok önemli, ancak daha da önemlisi suça karşı güçlü bir potitika oluşturulmasıdır'" di- yorlar. Emniyetyetkilileri, sokakçe- telerinde "pjşen" suçlulann, or- ganize suç örgütlerine geçiş yaptığını; daha sonra kahveha- nelerde, derneklerde, lokaller- de, yardım amaçlı vakıflarda ve hatta sporkulüplerinde kendile- rine "yasal" görüntüsü vererek örgütlendiklerini savhyorlar. Karaborsa, arazi yolsuzluğu, otopark, kara para aİdama, silah ve mühimmat kaçakçılığı, şan- taj, kalpazanlık, çek-tahsiîatı, haraç alma, tarihi eser ve uyuş- turucu kaçakçılığı gibi suçlara kanşan söz konusu örgütlenme- ler, adam kaçırarak, yaralaya- rak, cinayet işleyerek toplumu yıldırma politikasını sürdürü- suç örgütlerinde yaşanan patla- malar ve el attıklan alanlann gi- derek genişlemesi nedeniyle po- lis, gümrük muhafaza vejandar- manın büyük özveriyle yürüttü- ğü operasyonlann "günlük" ba- şanlar olarak kaldığı vurgulanı- yor. Organize suç örgütlerinin bir numaralı kazanç kapısı, uyustu- nıcu kaçakçılığı... Silah kaçak- lerine göre, organize suç örgüt- leri ülkeyi milyarlarca sterlinza- rara uğratırken kara para aklayı- cılanrun arasmda Türk mafyası da bulunuyor. Organize suç ör- gütleri ile ilgiliraporlarda,orga- nize suç örgütleri ile kara ve kir- li para aklayıcılannın "55cenne- ti" olduğu vurgulamyor. Büyük boyutlara ulaşan ve çoğu kez uluslararası nitelik taşıyan yol- • Organize suç örgütleri üyeleri, turizm, inşaat, arazi, ihaleler, oto kiralama, at yanşlan, şirketler ve otel sektörlerinden sonra şimdi de vakıflar, spor kulüpleri ve yardım derneklerinde faaliyet gösteriyor. yor. Bugüne dek yapılan operas- yonlarda, yüzlerce hatta binler- ce tabanca, roketatar, bomba, uzun namlulu otomotik silah, cop, kelepçe, susturuculutaban- ca, çelik yelek, polis kıyafeti, sahte kimlik ve telsiz ele geçiri- lirken suç örgütlerinin var olan "cephanefikleri" konusundayo- rum dahı yapılamıyor. Organize çılığmı sollayarak birinci sıraya oturan uyuşturucu baronlan, dünyada yılda 500 milyar ile 1 trilyon dolar arası kâr elde edi- yor. Türkiye bütçesinin yakla- şık 50 milyar dolar olduğu göz önüne ahnırsa organize suç ör- gütlerinin tek bir kalemde (uyuşturucu) kazandığı paranın büyüklüğü ortaya çıkıyor. Ingil- tere Içişleri Bakanlığı'run veri- suzluk ve mali suçlardan sonra dünya, giderek önemini artoran "intemet ve biKşim suçkn" ve "çocuk pornosu" gibi suçlarla uğraşıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar- la Mücadele Dairesi Başkanlığı, 1994'ten 1999'adek 18ton209 kilo eroin ele geçirildiğini açık- larken geçen yıl yakalanan uyuşturucu maddelerin oranla- n şunlar: Yüzde 64.7 esrar, yüz- de 24.5 eroin, yüzde 3 kokain, yûzde 1.4 afyon, yüzde 1.5 baz morfîn, yüzde 4.7 uyuşturucu hap, yüzde 0.2 asetik anhidrit. Daire başkanlığuun raporuna göre, 1998 'de gözaltma aluıan 6 bin 121 sanıktan2bin85riiçi- ci, 3 bin 270'i ise satıcı. Rapor- da, ilginç bir nokta da extacy haplannda yaşanan artış. 1995'te Türkiye'de hiçbir extacy vakası görülmezken 1998'de yüzde 62.5'lik artış yaşandı. Kalpazanhk 1997'de 217 eski eser kaçak- çılığı olayında 594 kişi gözaltı- na alınırken 1998'de 237 olayda 582, geçen yılın ilk sekiz ayın- da ise 174 olayda 460 sanık ya- kalandı. Kalpazanlık suçunede- niyle, 1997'de 341 olayda 827 sanık yakalarurken 1998'de 400 olayda 1140 sanık, geçen yıl ise 420 olayda 1021 sanık adalete teslim edildi. ttmIRMIKIAYDIN ENGtN [email protected]. SaJonun ışıklan söndü. Bütün sahne sanatlanndaki o büyülü an geldi çattı. Perde ağır ağır açıldı. Bir üflemeli çalgı ağırdan başladı. Gitgide tırmanıyor. Murat Suyu ile Karasu'nun buluşup Fırat olduğu noktadan kuzeye doğru dağlara vur. Sarp geçitler aşıp varacağın bütün köylerde eğer düğün demek ku- rulmuşsa bu ezgiyi duyarsın. 'Bar'üır bu. Erzurum ban, Tor- tum ban, Aşkale ban, Hınıs ba- n... Önde boylu poslu, saçlan ve gözleri birbirinden daha kara bir delikanlı "barda baş çekerek", ardı sıra kendi gibi delikanlılan çekerek sahneyegirdi. 'Kaleba- n' başladı. Komşulanmızdılar. O baş döndürücü halklar mozaiöi Kaf- kasya'nın bir kavmınin Istan- bul'a konukgelmiş çocuklanydı- lar. Xnephon'un, '/4A7abas/s'inde onlardan, "Erkekleri vahşi ve iyi savaşçı; kadınlan yiğitlikte er- keklerinden geri kalmayan bir kavimdir. Bir yanı uçunım dağ yollannda kurdukianpusulardan Konuk Gelmiş Komşulara Konuk Olduk ûstûmüze oklaryağdırdılar. Ka- dınlan da, koca kayalan alıp üs- tümüze fıriatıyorlardı. Bozgun halindegeriçekildik. Eufrat'ı (Fı- rat)aşmıştıkama Aermialarkav- minin toprakianna adım atama- dık. Daha uzun ve daha zahmet- li bir yola yöneldik..." diye söz ediliyor. Doğu Anadolu'nun ve Kafkasya'nın en eski halklann- dan biri de onlar. Komşulanmız: Ermenileri.. Ermenistan Devtet Dans Top- luluğu 1 ve 2 Aralık günleri Istan- bul'a konuk geldi. Neredeyse üç saat boyunca Anadolu'nun do- ğusundan, Karadeniz'in yalı boylarından, Kafkasya'nın dağ doruklanndan, koyaklanndan, Hazar kıyılarından, Ararat Da- ğı'nın eteklerinden IstanbuPa ez- giler, danslar taşıdılar. Başımız döndü. Ermeni, Laz, Çerkes, Çeçen, Azeri, Türk, Abaza, Kürt, Gür- cü... Akraba, hısım, kardeş, komşu halklann danslan, müzik- leri birbirini izledi, birbirinin içine geçti, birbiriyle yanştı, birbiriyle buluştu. Başımız döndü. Erzurum bannın ikiz kardeşi kale banndan girdik, kıyıda ho- ron tepen Laz uşaklanyla selam- laşıp Siirt'in ırmak boyu köyleri- nin halayına katıldık; demeye katmadı, Çerkeslerin (yoksa Abazalann mıydı, yoksa Gürcü- lerin miydi, yoksa Çeçenlerin miydi, yoksa Azeriler mi oynar- dı, yoksa kökü kökeni Ermeni miydi?) 'Lezginka' dansında er- kek egemen kavimlere özgü sa- vaş ve dayanıklılık anlatan dans- la kıpırdandık. Soluklanmaya fırsat bulama- dan 'Koçan' başladı; yaşamlan 'kışlak'\a 'yazlak' arasmda sürek- li bir göçten ibaret önasya halk- lannın ortak dilini yakalamak zor olmadı: 'Koçar' yani 'göçer'. Yum gözünü, 'kalkıp göç eyle- yen'Avşar ellerinin yazgısını an- latan Dadaloğlu yanı başında duaır sanırsın; aç gozlerıni Kaf- kas çoban kavimler bir sağa, bir sola salınıp 'doğa-Tann'dan iş- lerinin rast gitmesini dilemek için dans ediyorlar. Ha Toroslar'da- sın, ha Kafkas dağlannda, ha Ararat'ın yüksekyaylalannda, ha Cudi'nin dağ çayıriannda... Ba- şımız döndü. Kimilerimizin göz- leri ıslandı; çaktırmadan silindi. ••• Farkında mısınız, Ermenistan Halk Danslan Topluluğu'ndan söz ettim ama, hep erkeklerini anlattım. Erkeklerin erkeksi danslannı. Erkek dediğin, hele Kafkas kavmiyse at biner, kılıç kuşanır, ok atar, olmadı güreşir, yanşır, sık sık da savaşır. Bu kadar 'edre/r'anlatısı yeter. Bana sorarsanız, geceye damgasını vuran Kafkas dağla- nnın Ermeni gelinleri, gelinlik kız- lanydı. Bale eğitimi görmüş, halk danslannı balerin zarafetiyle taç- landırmış Ermeni kızları, önceki gece Lütfü KırdarSalonu'nu ne- redeyse son koltuğuna kadar dolduran Istanbullulara barışın dayanağının neden önce ve ille kadınlar olduğunu bir kez daha ve danslanyla anlattılar. Erkeklersavaş dansı, kale ba- n, kılıç horonu tepe dursunlar, Ermeni kadınlan sahneye 'Çiçe- ğe durmuş vişne ağaçlan' taşı- dılar; 'Işık Tapmağı'nda banşı aradılar; 'Bahar düşleri' deyip banşı düşlediler, düşlettiler; 'Analık' dansı yaptp yavrusunu yrtirmiş ana acıstnı önümüze ser- diler; 'Artsaklı' dansında, şiirin dans biçimine girebileceğini ka- nıtladılan 'Enzeli'de Kafkas sa- raylanndan esintiler getirdiler; sonunda da Ermeni halkının en iyi çocuklanndan Haçadur- yan'ın müziğiyle erkekleri de aralanna katıp geceyi doruğuna ulaştırdılar. ••• Gazeteci, Istanbul'a konuk gelmiş komşulanmıza bir gece- liğine konuk oldu. Paragrâflar düzüp nafile yere salondaki yü- rekler coşturan sevinci okurla bölüşmeye çalıştı. Mutluluğun resmini ressamlar bile çizemedi, gazeteci n'ap- sın?.. Elinden gelen işte bu... POLtTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yıldc Çiçekleri... Önce perdeleri çektim... Ay gökyüzüne dönüyordu susuz toprakların üs- tünde... Federico Garcia Lorca'nın tez solan mercan- lan, titremenin sarmaşığında çocuk gözlerimi bü- yütüyordu... Yıldız çiçekleri ve gülleri, yaşamın çoğaldığı sa- atlerde gölgeli ve serin örtüyü anımsatıyordu... Birodanın içinde sabaha dek geçmişten konuş- mak, yrtik iklimlerde sevgiyi aramak artık çok geç... Kanat dolu bakışlann isteksiz!.. Neredesin, kimse bilmiyor!.. Cezaevinde ölüm oruçları karşısında duyariı ol- mak için salt insan yüreği taşımak yeter de ar- tarbile!.. Eğer korkusuz kentler kapılannı çoğaltırsa, ölüm- süzlük kuşatacak dört bir yanımızı bilmelisin!.. Otuz yıldır çektiğimiz acıları belki de ölene dek yaşayacağız!.. özgürlük âşığı genç kızların ve delikanlılann, avuçlannda sakladıklan sevdalan arayıp avunaca- ğız! Zaman zaman da yıldızlara uzanıp kibrit çöp- lerinden alevler yakacağız! Bakıyorum gülümsüyorsun güzel çocuk siyah gözlerinle... Dryorsun ki: "Ben artık büyüdüm!" Sonra mavi perdelere dokunup "bendeki rüz- gârfaranason kokuyor" deyip ekliyorsun: "Sen uzaklardayken seni özleten şeyin ne oldu- ğunu düşünüyorum. Orada gözyüzüne bakmanı, o kentin kahvelerinde oturmanı, martılaha konuş- manı kıskanıyonım. Ama sen kalkıp başka bir şehre gittiğinde ben biraz hüzünleniyorum..." • • • O anda bir şarkı başlryor ahşap evde... Yerde bir kilim, bir de divan... Gramofon dönüyor, çok eski bir şarkı seni alıp çok uzaklara götürüyor: "Birçok kere yitirdim denizde kendimi Yeni kesilmiş çiçeklerle dolu kulaklanm Dilim sevgiyle, acıyla dolu Birçok kere yitirdim denizde kendimi Bazı çocuklann kalbinde yitirdiğim gibi." • • • Yeşil rüzgâr ve yeşil dallar damar gibi akan ırma- ğın çevresinde kış çiçekleriyie buluşurken sen yaşanmamış aşkları anlatıyorsun hep!.. Diyorsun ki: "Bir güvercin gibi ak Ogizli kıyıda Susadık öğle üzeri; Ama tuzluydu sular." O saatlerde Yorğo Seferis'le buluştuğunu bili- yordum lyonya'da... Yaralarla dönmüştük yurdumuza, elimiz kolu- muz tutmuyordu, ağzımız tuz pas içindeydi... Kuzeye doğru yol almıştık uyandığımızda; leke- siz kanatlarıyla bizi sislere salan kuğulann yara- ladığı yabancılardık... Şimdı ellerimiz böğrümüzde... Sen ve ben, umutları, kışları bölüşüp işi sonuna vardırmıştık... Pablo Neruda'dan hüzün içinde aceleci bir gü- nü ödünç alıp sandalcının türküsünü dinlemiştik... Deniz ilkbaharının kışkırtıcı öpücüğü, zindanlar- da ölümü bekleyen çocuklanmızın tutkulanna dönüşmüştü... Kendimizden utanıyorduk, elimiz kolumuz bağ- lı olduğu için... Susmuştuk... Sanat yapıtlan, kurşun tablolar, iplikten kederii heykeller korkunç oldular... Kendini aydınlığı berbat etmeye adadı kitaplar; büyük işler pirinçliklerin çamurunda kan lekesiy- le kendilerini kabul ettiler... Bizse olup bitenleri sadece seyrediyorduk!.. • • • Yıllar hiç temiz değildi... Hele uzakta kalan acılar, günün telaşı, uzak ada- mın kanı köpüğe dönüşünce iyice şaşınp kal- dıkl.. Denizin dalgaları lekelendi; ay ve yıldız lekelen- di; mevsimler lekelendi... Hani ezilenlerin direnci gönlümüzün parçasıydı? Sonra, bir yerlere gittik gizlice... Yaşamımız altüst oldu... Kurbanlannın başını Erebos'a döndürdüklerin- de, bizim hiçbir şeyimiz yoktu; banşı, sevgiyi, aş- kı öğretmekten başka... Yolda yürürken yıldızlarla konuştuk... Dedikki: "Işıkta üç kırmızı güvercin alınyazımızı çiziyortar ışıkta, renkleriyle, davranışlanyla sevdiğimiz kişilerin." Arkamıza bakmadan koşmaya başladık!.. Yıllara gömülen taşlara hiç bakmadan!.. Gerçekleri görmekten kaçıyor.. ölüm orucunda- ki 140 genç insana kefen hazıriıyorduk! hikmet.cetinkaya(acumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ANAP lideri Mesut Yılmaz 'Afta mutabıkız 9 BtRECtK - ANAP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Me- sut Yıhnaz, koalisyon lı- derleri olarak, "af tasa- nsı esaslan üzerinde mutabık kaldıklannı" söyledı. Yılmaz, piyasalarda- ki kriz için de "Aşddıdi- yemem. Ama tamamen psikolojik bir krizdi" dedi. Yılmaz, Fırat Nehri üzerinde yapılan dördüncü baraj olan ve antik Zeugma kentini sular altında bırakan Bi- recik Barajı 2'nci ünite- sinin açılış törenine ka- tıldı. Burada gazeteci- lerin sorulannı yanıtla- yan Yılmaz, bir gazete- cinin, tt AB Komisyo- nu'ndan PKK'ye mek- rup göoderildiği haber- leriyer aldı. Buna ilişkin değerlendirmeniz ne- dir" sorusu üzerine, bu konuda bilgi istedikleri- nı belırterek "AB'yi ne kadar bağlayıcı bir va- zışma olduğu konusun- da bilgiye ihtiyacunız var. Ama, her haJükâr- da, komisyonun biigisi dahüinde ve>a biigisi dı- şında, yapılan iş tam bir rezalet" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear