25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24ARALJK2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER ftpuz çakşmalara basladı • fstanbul Haber Servisi - Kısa süre önce CHP tstanbul tl Başkanlığı'na atanan eski bakanlardan Ali Topuz, ilçe başkanlanyla yapttğı toplantıda, ilçelerdeki durum hakkında bilgi aJarak neler yapılabileceğini görûştû. Topuz, önceki akşam tstanbul 3. Seçim Bölgesi'ndeki, dün de 1. ve 2. Seçim Bölgeleri'ndeki ilçe örgütlerinin başkanlanyla görûştû. Başkanlarla tek tek görüşen, ilçelerindeki sorunlar hakkında bilgi alan ve projelerini dinleyen Topuz, gerçekleştirilecek projeler ve çalışma anlayışı hakkında ilçe başkanlanyla görûş alışverişinde bulundu. ilçe başkanlan da saptadıklan sorunlan ve il yönetiminden beklentilerini anlattılar. OHAL'de slah taşma |ANKARA(AA>- Olağanüstü Hal Bölge Valiliği tarafından silah taşıma ve bulundurma ruhsatı verilmesinde uyulacak esaslar hakkındaki yönettnelikte değişiklik yaptldı. Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklik yönetmeliğine göre, ellerinde bulunan ruhsatsız silahlanna nıhsat talebinde bulunan kişilerin, taşıma ve bulundurma ruhsatı venlmesi mümkûn olmayan silahlan ile taşıma ve bulundurma ruhsatı verilmesi için öngörûlen sûreler içinde müracaatta bulunmayanlann silahlanna el konulacak ve bu sılahlar Emniyet Genel Müdürlüğü veya Jandarma Genel Komutanlığı'na teslim edilecek. ktari mektupla baypandaşma • DtYÂRBAKİR/ NUSAYBİN(AA)- Mardin'in Nusaybin Kaymakamlığı, Şeker Bayramrnda ilçeden 300 kişinin Suriye'ye gjtmesi için bu ülkeden izin istedi. Kaymakam Mehmet Suat tlhan, Suriye'nin Haseki ili Kamışlı ilçesi ile sınır komşusu olduklanıu ve anlaşmalar doğrultusunda hafta sonlan 100 kişinin idari mektupla Suriye'ye geçtiğini belirterek "Şeker Bayramrnda başta ilçemiz olmak üzere bölgeden Suriye'deki yakınlanyla görûşmek ısteyen çok sayıda vatandaş var. Biz bunun için bayramda 300 kişinin Suriye'deki yakınlannı idari mektupla zıyaret edebilmesi için talepte bulunduk. Sunye'nin Haseki Valiliği'nden cevap beklıyoruz. Bu yıl sınırda tel örgûler arasında bayramlaşma olmayacak" dedi. Sokakta çabşan çocuktar eğtendl • IZMİR (Cumhuriyet Bûrosu) - Agora Leo Kulübü ile Sokak Çocuklannı Koruma Çocuklar Geleceğimizdir Derneği, Konak Alanı'nda sokakta çalışan çocuklar için çeşıtli etkinlıkler düzenledi. Çocuklann şiir okuyup şarkı söyledikleri etkinlik çerçevesinde animasyon göstenleri yapıldı. Yaklaşık 50 çocuğa çeşıtli hediyelerin dağıtılmasının ardından yemek de verildi. DÎSK ve KESK genel başkanlan, ülkenin IMF'ye bağımlı hale getirildiğini belirttiler Emekçi 2001'de alanlardatstanbulHaberServisi -Kamu Emek- çileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Siyasi Ertkm ve Türkiye Devrimci Işçi Sendikalan (DlSK) Genel Başkanı Süleyman Çele- bi, toplumun ve emekçilenn hak talep- leri karşısındaki tavırlann ve ölüm oru- cu sûrecinde yaşananların, demokratik- leşme, katılun ve açık toplum talepleri- nin karşıhksız kalacağını gösterdiğini belirttiler. Konfederasyon başkanlan, Türkiye emek hareketinin 2001 yılında da hak aramak için alanlarda olacaklannı vur- guladılar. Süleyman Çelebi ile DlSK Genel Merkezi'nde "2000 yıhnın genel değerlendirmesi" konulu basın toplan- tısı dûzenleyen Siyami Erdem, geçen • DlSK ve KESK genel başkanlan düzenledikleri basın toplantısında, siyasi suçlan da kapsayacak daha eşit bir af için Cumhurbaşkanı'nı, veto gerekçelerini Anayasa Mahkemesi'ne taşımaya çağırdı. *Bu niyet mektubu, hükümetin elini ekonomiden rümüyle çektiğini ve ipleri tûmüyle FMF bürokratlanna testim et- ttğini ortaya koyuyor" dedi. 'Programın başan şansı yok' Hükümetin ekonomık programının ülke sorunlannı ve toplumun geniş ke- sımlennin ihtiyaçlannı dikkate alma- dan hazırlandığını belirten Çelebi, ka- yıt dışı ekonomiyi kontrol altına aİma- yan, askeri harcamalan kısmayan ve haftalarda yaşanan mali krizin bilinçli olarak yaratıldığını savundular. Konfe- derasyonlar tarafindan hazırlanan met- ni kamuoyuna açıklayan Süleyman Çe- lebi, kriz sonrasında hükümetin. IMF ve Dûnya Bankası'na daha da bağımlı hale geldiğini öne sürdü. Verilen ek ni- yet mektubuyla IMF'nin, ekonomiyi günlük olarak denetleyeceğini, arala- nnda stratejik öneme sahip olanlann da bulunduğu kamu kuruluşlannm haraç mezat satılacağını vurgulayan Çelebi, ÇİZMEDEN YUKARI m.kart@superonline.com.tr MUSAKART İzninizle karikatürlerime bir hafta ara vermek istiyomm. Bayramı ve yeni yüınızı şimdiden kutluyorum. üretım ekonomisini öne çıkarmayan ekonomik programm başanlı olamaya- cağını ifade etti. Fşverenlerin sendikalaşmaya karşı ideolojik bir saldın içinde olduğunu an- latan Çelebi, "Sosyal haklan tasfıye ede- rek, eğjtim ve sağtakhizmetlerine aynlan payı azaharak tophunu mutlu kılmak mümkûn değü" dıye konuştu. DlSK Genel Başkanı Çelebi, emek örgütlerinin hükümete olan eleştirile- rinde çözûm önerilenni de sunduğunu, ancak bunlann dikkatte alınmadığına savundu. Gelişmiş ülkelerde işsizliğe karşı özel programlar oluşturulurken Türkiye'de özelleştirmelerle işsizler or- dusuna yeni insanlann katıldığmı vur- gulayan Çelebi, şöyle devam etti: "Hükümet sadece çalı- şanlan değil, küçûk esnan ve tanm kesimini de yok ediyor. Bu sorunlann çözü- mü için zorunlu adım de- mokratikleşme. Hücre uy- gulamasmdan vazgeçttme- U, pazariıklaria çıkarümış af yerine, siyasi suçlan da kapsayan eşit ve adil bir af gehneli. Cumhurbaşka- nı'nın, veto gerekçelerini Anayasa Mahkemesi'ne ta- şunasuu istiyonız." KESK Genel Başkanı Siyami Erdem de ÎTO Baş- kanı Mehmet Yıkfanm'ın MGK'yi göreve çağırma- sıyla ilgili olarak, ekono- mik dar boğazlar başladığı zaman çözüm olarak 'ara rejim pazariamacüık' yak- laşımına yönelmdiğini öne sürdü. Parlamento dışı olu- şumlara toplumun daha duyarlı olması gerektiğini söyleyen Erdem, "Yoksul- hık, baskı ve şiddet birbiri- ni tamanılar. Yoksulhık artbkça kitleler karşı çık- maya başiar. Buna karşı çı- kan kitlelere de adK, siyasi baskdar yapüır. Kamu emekçUerine yönelik bas- küar 1 Arahkeylenüsonr»- sı artarak sürmekte. Çare 2001 yıhnda da Türkiye e- mek hareketinin iş birak- maya yönefanesi'' dedi. Jfc TlRMIK IAYPIN ENGİN Kanmdçm: Halk CHP'yibe/dtyor SAMSUN (Cnmhuriyet) - CHP PM üyesi Murat Karayalçın, yurttaşlann CHP'den çok şey bekledığıni, kendileri için bir çözüm, bir umut durumuna gelmesini istediklerini söyledi. Karayalçın. "Bu iktidann başansızuğı bizi TBMM'ye sokacakûr. Bundan kuşkıun yok. 'Ancak bugünkü iktidann başansızhğından CHP'nin bir medet ummaması lazun" dedi. Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti'nde basm toplantısı dûzenleyen CHP PM üyesi Karayalçın, şöyle konuştu: "tktidann başansızhğı CHP'yi çok rahatükla Meclis'e sokacakm*. Ama bizim derttimiz yalmzca Meclis'e girmek değildir. Bizim derdimiz hükümet kuran parti olabUmektir. Başbakan çıkaran bir parti olabUmektir. Bunun için de CHP'nin yapması gereken çok sayıda çalışma olduğunu dûşünüyorum. Bence yurttaşlar CHP'nin kendisine çekidüzen vermesinden sonra CHP ile ügfli değerİendirmelerini daha açık biçimde ortaya koyacaklardır" Karayalçm, nüfus sayımındân bu yana hükümetin hemen hemen her konuda başansız olduğunu, ekonomiden dış siyasete kadar her alanda başansızlık oranımn gittikçe arttığını söyledi. BDDK fondaki bankalar için koşullan taşıyanlan açıkladı 11 yatırımcıya vize ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), açıkladığı eylem planı çerçevesinde ve IMF'ye sunulan niyet mektubunda yeT aldığı gibi fondaki 8 bankayı almak için başvuruda bulunanlardan koşullan yerine getirenleri belirledi. BDDK, kuruma başvuran 5'i yabancı 18 yatırımcıdan 11 'ine banka alabilmek için ilk vizeyi verirken 4 yatınmcıyı aranan koşullan taşunadıklan için reddetti. Başvuran 1 'i yabancı 3 yatınmcı hakkında ise ek olarak almacak bilgilerden sonra nihai karann verileceği açıklandı. BDDK, banka sahibi olacaklarda aranan koşullara göre başvuranlan eledi. Fondaki Türkbank, Interbank, Bank Ekpres, Sümerbank, Egebank, Esbank, Yaşarbank ve Yurtbank'ın satışı için başvurular 15 Aralık 2000 tarihine kadar alınmıştı. 5'i yabancı 18 yatınmcının başvurduğunu açıklayan BDDK, 2'si yabancı 11 yatınmcının banka sahibi olmak için gereken koşullan taşıdığına karar verdi. • 5'i yabancı toplam 18 yatırımcının başvnrduğu batık bankalar için BDDK, 2'si yabancı 11 yatınmcının gereken koşullan taşıdığına karar verdi. 1 'i yabancı 3 yatınmcı hakkında ek olarak alınacak bilgilerden sonra nihai karann verileceği açıklandı. 4 yatınmcının aranan koşullan taşımadığına karar verildi. BDDK, 1 'i yabancı 3 yatınmcı hakkında ek olarak alınacak bilgilerden sonra nihai karan vereceğini açıklarken, 4 yaünmcuım aranan koşullan taşımadığına karar verdi. Bu açıklamaya göre, 5 yabancı yatınmcıdan yalnızca 2'si aranan koşullan taşırken 2 yabancı yatınmcı uygun görülmedi. Başvurulan kabul gören 2'si yabancı 11 yatınmcı, 2 Ocak 2001 tarihinden 15 Ocak 2001 tarihine kadar hangi banka ya da bankalarla ilgilendiklerini bildirecekler. Bu bankalarla yapılacak gizlilik anlaşmasından sonra bankalarla ilgili bılgilere ulaşacaklar ve inceleme yapabilecekler. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, söz konusu 11 bankadan gelecek bilgilere göre, hangi bankalan satacağını ya da nasıl bir çözüme kavuşturacağım 20 Ocak 2001 'e kadar belirleyecek. Bu, IMF'nin 5. gözden geçirmesinin önkoşulu olarak niyet mektubunda yer alıyor. Ardmdan 24 Nisan 2001 'e kadar bankalan satın almak isteyenlerin teklifleri almacak. aengin(« doruk.net.tr Hem hafta sonundayız, hem de yeni yılın ikinci gününe kadar sürecek uzun tatilin başında. Biraz soluklanalım. Tatil için değil. Hiç değil. An- laşılan o ki çalışanlar için "tatı/ günleri" icat edip, tatilden kimin nasıl yararlanacağını düzenle- yenter biz gazeteci milletini -bence bilerek, kasten- unut- muşlar. Siz tatil yaparken biz "medya amete/eri" çalışacağız. Kimimiz şimdi okuduğunuza benzer "köşe yazılan" yazacak- lar; haberciler dörtnala haber kovalayacak, ellerinden hiçbir şey gelmezse "tatil yapanlara, tatil yapanlann tatili nasıl geçir- diklerini" anlatacaklar. Genç bir haberci olsaydım, bugünlerde postu polis merke- zine sererdim. Hırsızlık masa- sından cinayet masasına, gasp masasından dolandıncılık ma- sasına bütün "suç masaları" arasında mekik dokur ve aftan yararlanıp dışan çıkan "kader kurbanı" yurttaşlanmızdan ilk olarak hangisinin önce polise, ardından da demir parmaklık- ların ardına duşeceğini kova- lardım... Biraz Soluklanalım... Polislerden rica minnet izin alır, yeniden enselenen ilk "ka- der kurbanı" kardeşimizle sıkı bir röportaj çekip, "Afsonrası ilk suçunu işleyen ilk kader kurba- nı olarak ne hissediyorsunuz" gibisinden o çok klasik soruyu sorardım. Aldığım yanıtı bir kare fotoğ- raflataçlandınp yazıişleri masa- sına koyar birinci sayfaya gir- mesi için yazıişleri müdürüne dil döker; bunu da başardıktan sonra, ertesi sabah gazeteyi eli- ne alan başta Rahşan Ecevct olmak üzere tüm siyaset esna- fımızın suratlannın ne hale gel- diğini kafamda canlandınp kıs kıs gülerdim... Yani "soluklanalım" derken, "tatil yapalım" demiş olmuyo- rum. Ama çalışarak da olsa soluk- lanmaya ekmek kadar, su kadar gereksinimimiz olduğunda srar- lıyım. Hepimiz soluklanalım... Karabasandan beter bir haf- ta geçirdik. Sarsıldık, kederten- dik, umutsuzlandık, öfkelendik, yandık ve üşüdük... Soluklanmayave derinlemesi- ne düşünmeye gereksinimimiz var ••• Önce, medyada "örgüt şef- leri" olarak anılan "sorumlu- lar"\n soluklanıp, derin derin düşünmesi gerek. F tipi hapishanelere girme- mek için başlatılan direnişin bu- gün uiaştığı noktayı ve külahla- nnı önlerine koyup iyice düşün- meleri gerek. Kendini yakan milıtanların, sempatizanlann, örgüt üyeleri- nin değil; kaldırıldıklan hastane odalarında hâlâ "ölüm oru- cu"nu sürdürmek kararında olanlann değil, örgütsel hiye- rarşide yönetici sorumluluğu üstlenip "kararlar" verenlerin, şimdi tek başlarına, kendileriy- le başbaşa kaldıklan F tipi ha- pishanede, verdikleri kararları sonuçlanyla birlikte sorgulama- lan gerek. Yönetmenin, doğru karan doğru zamanda vermek anla- mına geldiğini; eğer karar yan- lışsa sorumluluğun, karan ve- renlerin omuzunda olduğu ger- çeğini asla ve bir an bile gözar- dı etmeksizin bir iç hesaplaş- mayı becermeleri gerek. Eğer kullanımında ısrar ettik- leri "devrimci tutsaklar", "dev- rim savaşçılanmtz" gibi terimle- rin gösterdiği gibi sahiden bir "savaş" sürdürdüklerine içten- likle inanıyorlarsa, savaşın so- nuçlarından erlerin değil, ko- mutanların sorumlu olduğunu da hemalde biliyoriardır. Görünen o ki bu iç hesaplaş- ma için önlerinde uzun bir za- man var... • • • Demokrasi ve hukukun üs- tünlüğü ilkesinin her koşulda geçerli olması gerektiğine iç- tenlikle inanan parlamentodaki ya da parlamento dışındaki po- litikacılann da bir soluklanma- ya ve derinlemesine düşünme- ye gereksinimleri var. 18 Nisan seçimlerine dolay- sız yansıyan milliyetçi-şoven kabarma, cezaevi olaylanyla şiddeti içeren ve farklı düşüne- ni yok etmeyi doğal sayan bir eşiğeyükseldi. Hukukun ustün- lüğünü savunmak işte bu ko- şullarda anlamlı ve degerli. Hukuku savunmanın "de- meç s/yasetçı7fâ/"ne indirgene- meyeceği, hukukun üstünlüğü- nü sağlayacak siyasal kaldıraç- lar üretme zorunluluğu olduğu- nu kavramak gerekiyor. Şu uzun tatil aralığında günübiriik siyasetin ve ülkeyi boğan yo- ğun çatışma girdabının biraz dı- şına çıkıp derinlemesine dü- şünmek "politikacı" denmeye gerçekten layık olanlar için bir fırsat... • • • Ve tatil yapmasak da, uzun tatilin büyük iniş çıkışlara gebe olmayan aralığında günübiriik işlerimizi yaparken, geride bı- raktığımız günlerin, haftalann bilançosunu çıkarmaya, mes- leğimizi ve mesleğimizde üst- lendiğimiz işlevi sil baştan göz- den geçirmeye biz medya emekçilerinin de ihtiyacı var. Evet. Biraz soluklanalım... ÜGÜPOLİTtKA GUNLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Düşman Dünyalar... Mercan birelle çekiştirilip örselenmiş bulutlar, o düşman dünyalara selam götürüyor olmalı... Kış yorgunu ağaçlar, Cummingsin bir su çiçe- ğinin düşlenen yüreğinde hüznün çoğalmasıdır bu saatlerde... VVallace Stevens'ın şarkılannda şiirsel bir tat eski zaman düşleriyle buluştuğunda aşk açlığının hırpalandığını da bilmelidir insanoğlu... Yan külrengi bir uykudaydık belki!.. Issızlıkta toprak kokusu vardı!.. Her şey tekdüze geliyordu bizlere yaşamın iniş- liçıkışlı yollarında... Yaşam sevdanın içinde, sevda yaşamın için- deydi... O terk edilişler, kaçışlar sevdanın bütünüydü... Kırmızı akşam yıldızının uçurtmasını aradığımız mevsimler çok geride kalmış, derin gölgelerde zamanın yalnızlığı içine dalmıştık... Bir bahar sabahına benzeyen güzel çocukluğu- muz, ellerinde gelincik desteleriyle dolaşan kızla- nmız Hasan izzettin Dinamo'nun acılar masalın- da saklı kaldt... "Türkiyelim, türküm, benim garip halkım I Her zaman görmek istedim seni I mutlular mutlusu, I Bu dünya güzeli yurdumda I Sıra dağlar gibi fe- laketler/sana kurdukçapusu /Ağulu dizeletie do- lup taştı şarkım. Ulusun döktüğü gözyaşının I Ağusu mermeri deler de geçer. I Kanlar geçer damar damar mer- merden, IO isterse canlanır yürür mermer. Meyhanelerde içen şairterin I Elbette saygıya değer tasalan, I söyle yalnızlıklanndan başka han- gi gölgenin I Ağırtığı altında çatırdar masalan? Talihsiz sanatçılan memleketimin I Halkımın tür- küsünden uzakta I Içtikçe içerter. Sonra birkaç münzevi okuyucunun I ölümsüz- lüğünde I öbür yana göçerier." • • • Beyaz düşlerimiz bizi bırakıp kaçmış... Tarla kuşlan şarkılar okumuyor, genç kızlar el- ma çiçeklerini koklamıyor, annelerin acılan dinmi- yor benim Türkiyem'de!.. Bir afla katiller salıveriliyor ama duvarlara ya- zı yazan çocuklar ıçerde!.. ölümlere alkış tutuyor kimileri, kimileri öluler üzerinde siyaset yapıyoıi.. Kaç gün önceydi, şairlerin, yazarlann ölüm oruç- lanna destek vermek için birer günlük açlık grevi yaptıklan? Anımsayanınız var mı? Bir avuç yazar "ölmeyin çocuklar" derken ya- şam hakkı üzerine kumar oynayanlar neler yaz- mışlardı? Yaşamı kucaklamak, sevgiyi pekiştirmek için ça- ba harcamıyoruz, salt ölümlerie çoğalıp umudun anahtannı bulacağımızı sanıyoruz!.. Televizyon ekranlanna yansıyan görüntülerde cayırcayıryakılan yirmi yedi yaşındaki Fidan Kal- şen'in çığlıklannı duyargibi oluyorum yeniden!.. O goruntuler beni yedi yıl öncesinin Madımak Oteli'ne götürüyor; alevler içinde kalan yazarta- nmızın, aydınlanmızın, şaırlenmızin, sanatçılarımı- zın çığlığıyla buluşturuyor!.. ölüm acıdıri.. ölümlere alkış tutulmaz!.. Tüm evrenin renklerini bozan bir zaman saati içinde miyiz? Peki yeryüzünün kuşatlmış güzelliğinden nı- ye kaçıyoruz biz? Niye, hem devlet terörüne hem de örgütsel te- röre karşı çıkmıyoruz? ölümlerie neyi elde ederiz söyler misiniz? Kış çiçekleri üşüyor... O anda Bedri Rahmi Eyüboglu'nun dizelerı ge- liyor aklıma: "Erimek belirsizce herşeyde Kanşmak sulara, yıldızlara Sinmek kokusuna mor menevşenin Yanmak damar damar, nefes nefes Yasamak tükene tükene" ••• Yan külrengi uykulardan uyanırken örselen- miş bulutlan, o düşman dunyalan, hırpalanmış be- denleri, diri diri yakılan genç kızı umursamadık... Yıldızın kaygısı, gözyaşının ışığı Lavvrance'ın durgun akan ırmaklan gibiydi... Tüm avuntulanm yitip gitti!.. Ne ilkbahann sesi ne de sonbahann yalnızlığı ilgilendiriyorbeni!.. Birzamanlarormanlardan, kıyılardan, kıranyer- lerinden gelmiş güzelliklerin resmini çiziyorduk... Biz bir zamanlar Oktay Rifat'ın dizelerinde ya- şamı öaiyorduk: "Bu umut özgürolmanın kapısı; Mutlu günlere insanca aralık. Bu sevinç mutlu günlerin ışığı; Vurur üstümüze usulca ürkek. Gel yurdumun insanı görün artık, özgürlüğün kapısında dal gibi; Ardında gökyüzü kardeşçe mavi!" hikmetcetinkayaâ cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p l a r ı Hikmet Çetinkaya ALACA BİR OFKE YENI ÇIKTI Ey benim aydınlık gunlen bekleven Türkı>em' Ey benım olume alkış tutan halkım!. Ey benim şafağın yolunu açan suskun akşamlann hüznünu yaşam bıçımı sanan ınsanım1 . Ey benim özgürlüklen Ertakan Hoca'nm takkesinde arayan romantik avdınım' 'Cumhurryet Çağ Pazarlama A Ş TürkocağıCad No39'41 k kitap kulübu (34334Cagaloğ!u-istanbulTel- (212)514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear