25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 4 ARALIK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 üaba Makhmalbaf, İranfilmdevrimini başlatü, şimdi kıy ve kansı dünya çapında ödüller alıyor Dünyayı etküeyen *a3e'sineması Kültür Servisi - Makhmalbaf aile- sînin öyküsü, Şah'ın Iran'ında başlıyor: 1 7 yaşındakı militan MuhsmMakhmal- baf, devrimci güçlere para sağlamak için b>ir banka soygunu planlar. Bu plan uyannca sılahını almaya çalışırken bir polisi bıçaklar. Polis onu karnından VTinır ve genç mihtan yedi yıl hapse mahkûm olur. 1979 devriminden son- ra salıverilen Makhmalbaf, Islam Sa- natlan ve Düşüncesi Propaganda Bü- rosu'nun başkanlığını yapar. Radyo pi- yesleri, kitaplar yazar, kısa belgeselle- re imza atar. Daha sonra film çekme- ye başlar ve 1989'da 'Dasstforoosh' (Seyyar Satıcı) gibi filmlenyle ulusla- rarası bir ün yakalar. Bu zamana kadar 15 filme ve 28 kitaba imza atmıştır. Tüm bunlar ailesine maddi katkı sağlaya- bilmek için 11 yaşında okulu terk eden ve ilk filmini ancak devrimden sonra görebiien bir adama aittir. Muhsin Makhmalbaf, şimdi tran'da bir süperstar ve dünyada da bir sine- ma efsanesi olarak görülüyor. Geçen yıl Fransız hükümeti tarafîndan ven- lenL'OffiderdeL'OrdredesArtsetdes Lettres ödülüne layık görüldü. Bu yıl ise kızı Samira'mn Cannes Fılm Fes- tivali'ndejün ödülüaldığı filrtu 'Black- boards' (Karatahtalar) Lngiltere'de 29 Aralık'ta gösterime giriyor. Daha 18 ya- şındaki Samira, geçen yıl Venedik Film Fesrivali 'nde jürideydi ve bu yıltn baş- lannda François Truffaut Ödüiü ve UNESCO Federico FeDini Madaha- sı'nı aldı. Ulkesi için tehlikeli bir suıemacı Samira, babasının filmi 'The Cycfistte (Bisikletçi) oynamasının üze- rinden sadece 4 yıi geçtiğinde okulu bı- rakıp sinema okumaya karar venr. Ama nerede? tran'da hiç sinema okulu yok- tur. Babası, dönemin küJtür bakanına bir mektup yazarak tran'da 100 öğren- cilik bir sinema okulu kurmak için izin ve fon aynlmasını ister. Ama bakanlı- ğa göre Makhmalbaf zaten sakıncalı- lar listesindedir. Bakanlıktan gelen ya- nıtta, onun gibi tehlikeli bir sinemacı- nın bir ûlke için yeterli olduğu ve onun dışında 100 kişinin daha yetiştinlme- sinin fazla olacağı söylenir. Bunun üzerıne Muhsin Makhmal- baf, kendi evinde Makhmalbaf Film Okuhı'nu kurar. tlk öğrencileri, ço- cuklan, kansı Marzieh Meshkiııi ve M,.uhsin Makhmalbaf, evinde kurduğu Film Okulu'nda dört yıl boyunca sinema dersleri verdi. 8 yaşındaki kızı Hana'nın kısa videosu Locarao Film Festivali'nde gösterildi. Samira 'Elma'dan sonra çektiği 'Karatahtalar' ile Cannes Film Festivali'nde ödül kazandı. Oğlu Maysam bu filmin belgeselini çekti. Kansı Marzieh Meskini'nin ilk filmi de Venedik Film Festivali'nde gösterildi, Selanik'te ödül aldı. dört arkadaşından ibarettir. Bunlar ara- sında en genci, sekiz yaşındaki Ha- na'dır. Hana'nın kısa videosu 'TheDay the Aunt vras Dl' (Teyzemin Hasta Ol- duğu Gûn) bir yıl sonra 1997 Locarao Film Festivali'nde gösterilir. Çocuk- lardan en büyüğü, yirmilı yaşlannda- ki tbrahimGhafori, Samira'run ilk fil- mi 'The Apple'da (Elma) ve 'Karatahtalar'da fotoğraf asistaru ola- rak çalışır. Makhmalbaf, okuluna ve 1996'daki 'A Moment of Innocence' (Bir Masu- mıyet Anı) filmıne para sağlamak için evini ipotek ettırir. Bu filmde Makh- malbaf'm gençliğinde yaraladığı po- lis de oynamaktadır. Makhmalbaf film- deki bazı yerlerin kesilmesıru isteyen Kültür Bakanlığı'nın talebini redde- der. Makhmalbaf'm çekebilmek için evini yitirdiğı filmin dolaşımınâ izîn ve- rilmez. Sonraki dört yıl boyunca kendisini sinema dersleri vermeye adar. Okulun açılmasından iki yıl sonra Samira, ilk filmi 'Ehna'yı çeker. Film, babalannın kör anneleriyle birlikte 11 yıl boyun- ca bir eve küidediğj iki kız kardeşin öy- küsünü anlatır. Babasının eğjtiminin katlos Bırçok kışı, senaryosu ve yapımcı- lığı babası tarafîndan yapılan filmin aslında baba Makhmalbaf'a ait oldu- ğunu söyler. Samira ise Cannes'da bu filmin arkasındaki ismin editör, senar- yo yazan ve bir baba olarak elbette Muhsin Makhmalbaf olduğunu ve bu- nun da filmin iyi bir film olduğunu kanıtladığı için kendisini mutlu ettiğı- ni belirtir. Samira'nın yeni fdmi 'Karatahtalar 1 da babasının editörlöğünde çekilmiş, ama bukez senaryoyü btrKkte yazrruş- lar. Babasının filme katkılannın bo- yutlan üzerine kuşkulan engellemek için, erkek kardeşi Maysam tarafîndan 'How Samira Made BJackboards?' (Sa- mira Karatahtalar'ı Nasıl Çekti) adlı bu yıl Venedık'te gösterilen bir belgesel çekmiş. Bir el kamerasıyla ve yerel ak- törlerin yam sıra birkaç profesyonel aktörle çekilen Samira'nın bu filmi, Irak sınınndakı dağlarda, ellennde ka- ratahtalarla öğrencilenni arayan iki gezgın öğreünenin öyküsünü anlatı- yor. Öğretmenlerden biri sınırdan ka- çak mal geçiren bir grup çocukla di- ğeri ise sının geçmeye çalışan Iraklı mültecilerle karşılaşır. Samira mekân aramalan sırasmda ve çekimler sırasında üç ay boyunca sa- vaşın yoğun olarak yaşandığı bir böl- gede Kürtlerle birlikte çalışmış. Ba- basuıın okulunda aldığı yoğun fiziksel eğıtım, Samıra'nın işine çok yaramış. OzeTlikle oyunculara buz futmuş bir nehrin üzerinde nasıl yürüyeceklerini gösterirken. _ Samira, sinemanın 'düş üe gerçek arasmda bir sırurda durduğunu' söy- lüyor. Kendi smemasmı ise diyalogla- nndaki basitlik ve gerçek hayattan alın- mışlığıyla gerçekçi bir sinema olarak tanımlıyor. Marzieh Meshkini ise Samira'nın teyzesi ve aynı zamanda onun üvey annesi. Genç yaşta bir trafik kazasın- da ölen Marzieh'm kız kardeşi Makh- malbaf'm ilk eşiymiş. Bir biyoloji ve jeoloji mezunu olan 30 yaşındaki Mar- zieh, Makhmalbaf m 'The Silence' (Sessizlik) ve Samira'nın 'Elma' ve 'Karatahtalar' filmlerinde yönetmen yardımcılığı yapmış. 'The Day I Beca- me a VVoman' (Kadın Olduğum Gûn) Marzieh'in ilk fıhni. Üvey kızmın fil- mi kadar çarpıcı olan bu film, Vene- dik'te gösterildi ve Selanik'tejüri ödü- lüne layık bulundu. Film kadınlann yaşamlanna ilışkin üç öyküden oluşu- yor. Demokrasi ve genç kuşak için 1 Makhmalbaf 'ın tran'dakı bu olağa- nüstü fılm evi, şimdi tran'da müthiş bir güç oluşturuyor. Üstelik yalnızca film alarunda da değil. Kıyafet kural- lanna uygun gıyinen Samira, başına tak- tığı siyah başörtüsünü kulaklannın ar- kasmdan bağlıyor. Samira, Cannes'da kendisine verilen ödülü "tran'da de- mokrasi ve daha iyi bir yaşam için sa- vaşım veren yeni ve genç kuşaklar adı- na" aldığını söyledi. Kendisine venlen 5000 dolarhk Truffaut Ödülü'nü de Kürdistan'ın Dehbar Köyü'nde 40 öğ- rencilik bir okulun yapımı için bağış- ladı. Ailenın prodüksiyonlan, orijinal tran filmleriyle dünyada ve tran'da önem- li bir yere ve etkiye sahıp oldu. "Holry- wood tüm dünyada sinemalan işgal et- miş dunımda. Bizde bu böyle oİmadj- ğıiçin kendi sinemamıa daha kolay ge- UştirebUryoruz" dıyor Meshkini. 'TheTestofDemocracy' (Demok- rasi Testi) adlı sürrealist kısa filmi Ve- nedik 2000'de ilk kez gösterilen Muh- sin Makhmalbaf, şimdi tran'daki Af- gan mültecilerle ilgili filmi 'Sun Be- hind the Moon'u (Ayın Ardındaki Gü- neş) çekıyor. Samira ve Meshkini, bun- dan sonra yapacaklan filmı tasarlıyor- lar ve herhalde pek yaklnda Maysam ve Hana'nın filmlerini de izleme fır- satını bulacağız. WEB SİTESİ VE FRAGMANI 12 OCAK200rDE BAŞLIYOR Yüzüklerin Efendisi'nin gösterimi gelecek yıl olkien'in romanından Helmer Peter Jackson'ın uyarladığı üçleme, 19 Arahk2001'den itibaren birer yıl arayla gösterime girecek. Londra'daki Almeida Tiyatrosu onanm dolayısıyla iki yıllığına kapatılıyor Kültür Servisi-J.R.R. ToUrîen'in destansı roma- nı Yüzüklerin Efendisi'nı beyazperdede görmemi- ze bir yıldan az bir süre kaldı. Projeyı başlatan New Line Cinema. romanın bir üçlemeden oluşacak füm versiyonlanrun gösterimine 19 Aralık 2001 'de başlanacağmı büdirdi. 14 aydır Yeni Zelanda'da sürdürülmekte olan prodüksiyonun çekim seti zi- yaretçilere kapatıldı. Merakla beklenen filmin fo- toğraflannın yakmda basına dağıtılması bekleni- yor. Filmın fragmanı ise 12 Ocak 2001 'den itiba- ren gösterilmeye başlanacak. Oçleme kapsamındaki fıhnler, 'The FeJknvsbip oftheRing'. 'TheTwoTo- wers' ve 'The Return of the King'. belirtilen tarihten itibaren ayn ayn gösteri- me girecek. Tüm dünyada farklı ne- sillerden 50 milyondan faz- la insanın okuduğu bu des- tansı romamn filme çekil- mesınde, en ileri sinema teknolojisinden yararlanı- lacak. 'Yüzüklerin Efen- disi' toplu olarak, 'Dünya- nm Merkezi'ru kötülüğün pençesinden kurtarmak için Dark Lord Sauron'la sava- şan Frodo Baggins'in hikâ- yesini yeniden anlatacak. Filmlerde Frodo ve The Fellowship, dünyayı Sa- uron'un gücünün en bü- yük kaynağı olan The One Ring'den (yok edilemeye- cek kadar güçlü olan bir yüzükten) kurtarmak üze- re umutsuz bir yolculuğa çı- karlar. Filmler, tehlikeli bir coğrafyada gerçekleşen olağanüstü maceralan, dostluk ve cesaretin gücünün, karanlığın güçleri- ni nasıl alt edebileceğini ortaya koyuyor. Projedeki üç filmin de tek bir yönetmeni var: Helmer Peter Jackson. Barry M. Osborne'un ya- pımcılığım üstlendiği prodüksiyonun uluslarara- sı oyuncu kadrosu içinde, Sean Astin, Sean Bean, Cate Blanchett, Oriando Bloom. Bilh Bo> d. Brad Dourif, Ian Holm. Christopher Lee, Ian McKellen, Dominic Monaghan, Vîggo Mortensen. John Rhys- Davis,And> Serkis, Liv Tyler ve EhjahVVbodyer alıyor. Ancak, projenin sahibi New Line Cinema, filmlerin gerçek yıldızı- nın hikâyenin kendisi ol- duğunu. bunun da "var- hklarm en küçüğünün ce- saretinin bü>iiklüğü saye- sinde geleceğin akışuu de- ğiştirmekiçinçıktiğıyolcu- luk" olduğunu belirtiyor. Bunun yanında New Li- ne Cinema, 'Yüzüklerin Efendisi'nın web sitesıni resmı olarak 12 Ocak'ta wwwJordoflheringsjıet ad- resinde tekrar açıyor. Dün- ya çapında ilgı gören pro- jenin yeniden düzenlenen web sitesinde on iki fark- lı dilde yayın yapılacak. Projede çalışan yapımcı, yönetmen, oyuncu ve pro- düksiyon elemanlarıyla yapılan röportajlara, fo- toğraflara ve aynntılı bil- gılere yer verilecek olan sitede, 'Dünyanın Merke- zi'nin haritalan da yayım- lanacak. Sanat yönetmemiğini McDiarmid'in üstteodiği tiyatroda Ralph Fiennes de oynanuşü. Gösteriyinedesürüyor Kültür Servisi - Almeida Tiyarrosu için, Prospero'nun, Shakespeare'in sahneye elve- da demcsi gibi büyülü sanatını terk ettiği 'The Tempest' (Fırtına) adlı prodüksiyon uygun bir seçim oldu. Bu kış, sanat yönet- menleri Ian McDiannid ve Jonathan Kent, çok sevdikleri tiyatro binasına tadilat yapıl- dığı süreboyunca dışardabirkumpanyayı yö- netmeye hazırlanıyorlar. 1,5 ve 2,7 milyon sterlinlik bağışlara ek olarak daha fazla rnik- tarda olmast beklenen bağış, ge- rekli onanm işlemleri için ve az bir miktar da izleyicinin konfon: içinharcanacak. "Ama çok değil" diyorMcDiarmid. "Atmosfer,öz- günbiçimini konıyacak. Bu, kont- rattaözel olarak beartikü." McDiarmid, kendi idari rolüy- le Prospero'nunkınibirleştiriyor. Ellili yaşlarmdaki McDiarmid, dağınık beyaz saçlan, zekice gü- lüşü, ve r'leri tskoçyahlar gibi söylemesiyle, Prospero'da çok az görülen nazik bir izlenim uyandınyor. Ama bunakarşın, YddızSavaşfan fılmlenndeki tm- parator Palpatine ve geçen yıl Ahneida'da- ki Maltalı Musevi gibi kötü adam rollerine de alışık. 'Fırtma', hızla geçen, iki saatlik bir oyun. McDiarmid modern seyircinın hızı tercih ettiğinin ve Ahneida prodüksiyonlannın - Hactoey Empıre'da RaJjphFiennes'm 'Ham- Ian McDJarmid let'i oynaması gibi- yeni prodüksiyonlara imza atmasından mutluluk duyduğunun far- kında. Ahneida aynı zamanda eğitsel etkin- liklerine de devam ediyor ama fon bulmak- ta zorlanıyor. McDiarmid mali konularda sürekli şikâyet etmekten kaçınıyor ama Al- meida Tiyatrosu'nun ulusal bir tiyatro oldu- ğunu ve gereken paranın da kendilerine ve- rileceğini umduğunu söylüyor. "Yeni prog- rammm atakhgt,ffaridımekânbıra nyıım sağ- layabflmesi -son sezonda Albery Tiyatrosu'nda ve şu anda Mat- vera^de-Ahneida işfetmesiningö- züpeküğini kanıtüyor", diyor McDiarmid. Önceleri Viktoryen bir okuma odası ve sonra da bir müzık sa- lonu olan tiyatro binasının ona- nmı iki yıl sürecek. Bu süre için- de, King's Cross'taki bir depo mart ayında sahnelenecek olan, başrolünü Anna Friel'in oynadı- ğı, Wedekind"in 'Luhı' adlı oyu- nuna ev sanıpliği olacak. Sonra da, Brian Fri- ei'in 'FaithHealer'ı ve Çehov'un 'Platonov'u sahnelenecek. "Sonbahardatüm Rusya'yı sahnedegöre- ceğız'' diyor McDiarmid neşeyle "Sonra,Jo- namanŞubat2002'deKralLear'ısahney€ko- yacak." Gelecek yıl, Almeida düşünceli cid- diyeti,ritüelve anarşik eglencesiyle yeniden ızleyicisiyle buluşmaya hazır olacak. KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR liyatronun Buyusu Birbirinden güzel iki tiyatro kitabından söz ede- ceğim bu Kuşbakışı'nda, ama önce tiyatronun kendisinden açmak gerekiyor sözü. Tıyatrocu dost- lar, sağ olsunlar lütfedip davet ediyorlar oyunlan- na, koşa koşa gidip seyrediyoruz. Beğendiğimiz oluyor, beğenmediğimiz oluyor, ama muhakkak özel bir dikkatle seyrediyorum hepsini. Geçen cu- martesi, olağanüstü bir oyuna ve oyunculuğa ta- nık oldum. Kobay adlı oyun ve Afi Poyrazoğlu! Seçkin SeM'den Zeynep Oral'a, Sevda Şe- ner'den Ayşegül Yüksel'e birçok eleştirmen, ya- zar ve gazetecinin bu oyunu ve Poyrazoğlu'nu göklere çıkartmakla ne denli haklı olduklannı an- ladım. Birçok açıdan enfes bir yapım vardı karşı- mızda. Oyun, total birtiyatroculuk anlayışıyla sah- nelenmiş. Hiçbir şeyin kolayına, ucuzuna kaçıl- mamış. Bakanlık yardımı dahil birçok paranın son kuruşuna kadar tiyatro için harcandığı belli oluyor. Bir özel tiyatro, eski Devlet Tiyatrosu yapımlannı anımsatan birözenle işlenmiş biroyunla çıkıyortık- lım tıklım dolu Şinasi Sahnesi'ne. Yanlara ve arka- daki boşluklara ek koltuklar konulmuş. Bir izdiham yaşanıyor tiyatroda. Sonra oyun başlıyor, on iki oyuncu var sahne- de. On bir iyi oyuncu, bir büyük oyuncunun solo- suna eşlik ediyor. Aksayan hiçbir şey yok, bütün ekip iyi, Ama Ali Poyrazoğlu'na hayran kalıyorsu- nuz oyuncu olarak, yönetmen olarak. Kobay'da- ki MehmetCan benzeri roller tehlikeli rollerdir. Ze- kâ özüriü insanlan oynamak, tuzaklaria dolu biryo- la çıkmaya benzer. Sürekli tek bir notaya basarak, biteviye aynı sesi çıkartmak gibi tuzaklardır bun- lar. Dustin Hoffman'ın Rain Man fılminde yaptığı gibi. Poyrazoğlu belli ki iyice, içeriden ve özüm- seyerek, araştırarak hazırianmış rolüne. Enfes bir oyunculuk ziyafeti sunuyor seyirciye. Gelelim oyunun en beğendiğim tarafına. Minör bir Amerikalı yazann pek de önemli olmayan, ağır melodram öğelerinin ön planda olduğu ağdalı met- nini alıp yeniden yazmış Poyrazoğlu. Metni gerçek anlamda düzeltmiş, adam etmiş, yalnızca uyarla- makla kalmamış, dört dörtlük ve bambaşka bir ti- yatro metni yazmış; tümüyle evrensel ve bize ait bir oyun çıkmış ortaya. Böyle yapılırsa tiyatro gü- zel bir iş! Banş Dinçel'in kapılanyla bezenen de- kor, Yüksel Aymaz'ın ışık tasanmı da çok iyiydi. Sevgili Şeçkin Seivi'nin yazdığı gibi: Oyunculann, yönetmenlerin ve oyun yazarlannın Ali Povrazog- lu'ndan öğreneceklerı çok şey . a • .ıçeKte- ••• Ayşegül Yüksel'in 1975-2000 yılları arasmda yazdığı tiyatro eleştiıisi yazılannı içeren Sahneden Izdüşümler adlı kitabı okurken de yenilendi tiyat- roya duyduğum sevgi ve saygı. Bir oyun yazannın (örneğin Memet Baydur'un), bir eleştirmenin ya- pıtı üzerine yazı yazması kimilerini gülümsetebilir. Benimse umurumda bile değildir bunlar. Inatçı, tutkulu bir tiyatro hocasının çeyrek yüzyıllık eme- ğinin gündökümü bu kitap. Yirmi sekiz tiyatro top- luluğu üstüne yazılmış yetmiş iki oyunun analizi. Yazarlann, oyunculann, yönetmenlerin ve tiyatro- severierin dikkatle okuması gereken bıryapıt. Sa- yın Yüksel yetmişli, seksenli, doksanlı yıllarda oyun- lar üstüne düşünürken o yıllann topografyasını çı- kanyor sanki. Sürekli iyi tiyatroyu, keyrfli, doğru- düzgün, araştıran, seyircisiyle göz göze gelmek- ten korkmayan tiyatroyu savunan bir yazann kita- bı Sahneden Izdüşümler. Yapıtın başından, 15. sayfadan bir alıntı yapalım: "Metin Deniz başan- lı bir Brecht yönetmeni. Bu sanatçınm daha çok tiyatro dekorcusu olarak yaygın birünü var. Belki de bu nedenle, ender olarak yönettiği oyunlarda genellikle kendi kişisel yorumundan çok, yazann öngördüğü yoruma bağlı kalmayı yeğliyor. Kanı- mızca bu tutumu da, yönetmenlik işini iyi bilirge- çinen kişilerin düşebilecekleri yanılgılardan uzak tutuyor onu." Bu gözleme tümüyle katılıyorum. Oyun metnine kuş kondurmaya meraklı bütün ti- yatroculann kulağına küpe olmasını temenni edi- yorum. ••• Sevda Şener'in, Cumhuriyetin 75. Yılında Tün\ Tiyatrosu adlı yapıtı ise memleketimizde tiyatroy- la ilgilenen harkesin edinmesi gereken bir başucu kitabı. Bu keyifle okunan kapsamlı inceleme, Cum- huriyet öncesinden başlayıp günümüze kadar bu topraklarda tiyatro adına yapılan ya da yapılama- yan her şeyi titiz bir araştırmacı bilim insan ince- likli kaleminden meraklısına aktanyor. Sayın Şener'in incelikli kaleminden tiyatro ile toplumbilim ilişkisi- ni kuruyorsunuz okurken. Öğretmekten, bakmak- tan, anlamaktan, yazmaktan ve anlatmaktan yo- rulmamış genç bir bilincin kaleminden sayfaya dö- külen birtiyatro tarihi. Iktidardaki tiyatro bezirgân- lan ne derter bilmem, ama ben Sevda Şener'in, Ay- şegül Yüksel'in, Ali Poyrazoğlu'nun ve diğerieri- nin tarafındayım. Böyle kayda geçsin isterim. Altm Küre adayları açıklandı • BEVERLY HILLS (AFP) - 58. Altın Küre adaylan arasmda 'Gladyatör', 'Erin Brokovich' ve 'Billy Elliot'ın önde gelen fıhnler içinde olduğu bildirildi. Bu üç fıhnin yanı sıra 'Sunshine', 'Wonder Boys' ve 'Traffic' adlı filmler en iyi film ödülüne aday gösterildi. Russel Crowe 'Gladyatör'deki rolüyle en iyi erkek oyuncu ödülüne aday gösterilirken Julia Roberts da 'Tatlı Bela' fıhnindeki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülüne aday gösterildi. En iyi kadın oyuncu adaylan arasmda Joan Allen (Contender), Björk (Karanlıkta Dans), Ellen Burstyn (Requiem for a Dream) ve Laur%Linney (You Can't Count on Me) yer alırken en iyi erkek oyuncu adaylan arasmda ise Javier Bardem (Before Night Falls), Michael Douglas (Wonder Boys), Tom Hanks (Castaway) ve Geoffrey Rush (Quills) bulunuyor. 21 Ocak'ta sahiplerini bulacak olan Altm Küre ödülleri için en iyi yönetmen dalında ise en güçlü aday, Ang Lee (Crouching Tiger, Hidden Dragon) olarak görülüyor. BUGÜN • BABYLON'da saat 21 30da Ricky Ford &tstanbul Jazz Collective konseri izlenebilir. (292 73 69) • AKM BÜYÜK SALON'da saat 20.00'de 'BeUas Aran'ı Anma Konseri' gerçekleşecek. (251 10 23)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear