22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2000 ÇARŞAMBA HABERLER Mer Muğtfda • Cumhuriyet (Muğla) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, "baba memJeketi" Milas'ta hükümete ağır eleştiriler yöneltti. Çiller, "Siyasetçi, bürokrat, kartel bir olup Türkiye'yi' soyuyorlar. Sistem çökmüştür" dedi. DYP lideri, dün TBMM Genel Kurulu'nda batık bankalarla ilgili genel görüşmenin öngörüşmesine katılmadan önce Muğla'ya giderek il başkanlığı binasını açtı ve Milas'ta miting düzenledi. Önce» içtürife • ANKARA (Cumhuriyet Bârosu)-TBMM çalışmalannı hızlandırmak isteyen hükümet ortaklan, öncelikle içtüzük değişikligini gündemlerine aldı. Bu amaçla TBMM Genel Kurulu'nda yer alan değışıklık önensi üzerinde görüşmelere hemen başlanması kararlaştınldı. TBMM Genel Kurul gündeminde yer alan değişiklik önerisinde, milletvekillerinin TBMM çalışmalannda başı açık olması, Kadın-Erkek Eşitliğini îzleme Kurulu oluşturulması, soru-cevap süresinin sınırlandınlması, anayasaya aykınlıkla ilgili en fazla üç önerge verilebilmesi, son konuşmalann beş dakika ile sırıırlandınlması gibi düzenlemeler yer PoRsfiğin kitabı yazM • DİYARBAKIR (ANKA) - Elazığ Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, yaşanmış polisiye olaylan kaleme aldı. 3 bin 500 adet basılan 450 sayfalık kitap kısa sürede tükendi. Kitabın ikinci baskısı için çalışmalar sürüyor. 'Polisin Hanra Defterinden' adlı kitabın önsözünde Arslan, amacının suç ve suçlularla mücadelede polis-vatandaş diyaloğunun artması için bir adım atmak olduğunu belirtiyor. Kitapta hayatın içinden polisiye hikâyeler irrjnik bir dille anlatılıyor. Martılar mikrop taştyor • TRABZON(AA)- Martılann, Trabzon'da dışkılanyla çevrede oluşturduğu kirliliğin, ağır ishaller ile sindirim sistemi hastalıklanna yol açabileceği bildirildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Karagüzel, Doğu Karadeniz'de azalan balık popülasyonu ve av sonucu martılann beslenmek için kentlere saldırdığını belirterek "Burada martılann bir suçu yok. Ama çöplüklerden beslendikleri için şehre yayıldılar" dedi. Bektrik fatupalanna gert ödeme • İZMİT(AA)- Kocaeli'nde, prefabrike konutlardaki elektrik borçlannı ödeyen depremzedelere, fatura bedellen hafta başından itibaren iade edilecek. Tahsilat makbuzlan ile Körfez Elektrik' Dağıtım AŞ tşletme Müdürlüğü veznesine başvuracak depremzedeleT, geri ödemeden yararlanacak. Kentte, 14 bin civanndaki prefabrike konuttan, bugüne kadar yaklaşık 2 bin konutun elektrik borcu ödemesinde bulunduğu tahmin ediliyor. Demirel, baskı ve zulüm gördüğünü ileri sürerek zamanı gelince konuşacağını söyledi Hîçbir şeyi iıatırlamıyor'ANKARA/tSTANBUL (Cumhurryet) - Egebank'ın eski sahibi Yahya Murat Demirel, Pamukbank'a olan borçlannı ödememek için icra konulan mallannı sattığı gerekçesiyle Istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Berdan Tekstil'i sahte belgeyle dolandırdığı gerekçesiyle de Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatı- lan soruşturmalarçerçevesinde sorgulan- dı. Demirel ifadesinde, pekçok aynnüyı hatırlamadığını belirtirken, şirketlerinin Pamukbank'a kredi borcu olmadığını öne sûrdü. Hakkında tutuklama karan çıkanlma- sı üzerine önceki gün Ankara Emniyet Müdürlüğu'ne teslim olan Egebank Yö- netim Kunılu üyesi Prof. Dr. Ersin Çakı- roğlu'nun sorgusu sürüyor. Çakıroğlu, bankaya el konulmadan 6 ay önce yöne- tim kunılu üyesi olduğunu ve imzalanda usulen attığinı söyledi. Emniyet yetkili- leri, Egebank'tan Demirel'e ait 20'ye ya- kın şirkete usulsüz kredi verildiğinin be- • Istanbul'daki soruşturmalar çerçevesinde talimatla ifade veren Yahya Murat Demirel, Berdan Tekstü ve Pamukbank'la şirketleri arasuıdaki ilişkilerin ayruıtısını hatırlamadığını söyledi. Demirel adliye çıkışında gazetecilere, "Adaleti belge ve kaset dağıtanlar çalıştırmıyor" dedi. lirlendigini belirterek usulsüz kredi alan fırma sayısının 4O'ı aştığını kaydettiler. Demirel, özel güvenlik önlemleri altın- da dün sabah saatlerinde Ulucanlar Ce- zaevi'nden adliyeye getirildi. Ifadesinin alınması için savcılığa götürülürken, ga- zetecilerin "ffir şey söyteyecek misiniz?" sorusuna "Izin alın gelin, çok şey söyleye- ceğim" yanıtını verdi. Demirel, zulüm ve baskı gördüğünü öne sürdü. Demirel ile sahibi olduğu Universal Holding'in muhasebe sonımlusu Emine Mehtap Ceylan'ın, Pamukbank'a olan borçlannı ödememek için icradaki mal- lan sattıklan gerekçesiyle Istanbul Cum- huriyet Başsavcıhğı'nca, Berdan Teks- til'in sahte evrak ile dolandınldığı gerek- çesiyle de Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatılan soruşturmalar nedeniyle savcı Ahmet Mutiu tarafından talimatla ıfade- si alındı. Demirel, ifadesinde Ege Factoring Şir- ketfnden, Berdan Şırketi'ne açılan kredi limitini bılmedığını ve anımsamadığını kaydetti. Demirel, Berdan Şirketi'ne açı- lan kredi limitini de hanrlamadığmı söy- ledi Demirel, "ŞuandaEgeFactoring'in, Berdan Şirketfnden alacağıvar mıdır.yok mudur onu dahi bilmiyorum" dedi. De- mirel, Dem Yapı lnşaat ve Pazarlama A.Ş. ile Dempanel Entegre Orman Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.'deki hisselerini di- ğer kişilere devrettikten sonra, bu iki şir- ketin Pamukbank'tan kredi kullandığını söyledi. Demirel, bu konudaki aynntıla- n da hanrlamadığmı söyledi.Demirel, ce- zaevine götürülürken adaletin çalışmadı- ğmı, çalışması durumunda açıklamalar yapacağını söyledi. Gazetecilerin, "Ada- fcti kim çahştmmyor" sorusu üzerine De- mirel, "Adaleti belge ve kaset dağıtanlar çabşünmyor" diye konuştu. Öte yandan, Yahya Murat Demirel ile Egebank'ın 7 eski yöneticisinin, "hizmet yoluyla emniyeti suiistimaT suçundan 1 ile 5 'er yıl arasında hapis cezası istemiy- le yargılanmasına dün Şişli 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma ile devam edıldı. Tutuksuz yargılanan sa- nıklardan Turan özd, Egebank'tan, 1998 yılında Yahya Murat Demirel'in bankayı satın ahnasmdan 10 gün sonra ayrıldığını söyleyerek, çahştığı süre içe- risinde bankaya zarar doğuracak işlem yapıhnadığım savundu. Demirel ile Ali Süha Paya'nın ifadesinin alınabilmesi için Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'ne yazı yazümasma karar veren hâkim, du- ruşmayı erteledi. The Economist gözüyle Türkiye 'Temizel umut verici. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - The Eco- nomist dergisi Türki- ye'deki, insan haklan alamnda son gelişmele- ri ve bankacılık operas- yonlarmı değerlendirdi. Bankalara yapılan son operasyonlan ve Zeke- riya Temizel'i Türkiye için umut olarak değer- lendiren dergi, insan haklan alamnda gelınen asamayı ıse körümser bir tablo olarak sundu. Ingiltere'nin önde ge- len dergflerinden The Economist, son sayısın- da Türkiye'yi mercek altına aldı ve 2 önemli alanda yaşanan geliş- meleri yorumladı. Der- gide yer alan "Temiz el- ler" başlıklı yazıda ban- kacılık operasyonlan ve Zekeriya Temizei'in u- mut verici bir başlangıç olduğu, ancak bunun ar- kasından neler gelece- ğinin de önemli olduğu vurgulandı. Bir diğer umut verici gelişme olarak da Yah- ya Murat Demirel"ın kaçma plânlan yapar- ken Egebank'ın içini boşaltmak suçundan tu- tuklanmasını gösteren dergi, IMF Türkiye Ma- sası Şefı Carlo Cottarel- K'nin de yasananlardan memnun olduğunu be- lirtti. İnsan haklan Dergi içinde yer alan bir başka makalede ise insan haklan alamnda gelinen aşama değer- lendirildi. Büyük umut- larla iş başma gelen Bü- lent Ecevit başkanlığın- daki koaüsyon hüküme- tinin beklenenı yapama- dığı tespitinin yer aldığı yazıda, Sema Pişkin- süt'ün İnsan Haklan Komisyonu'ndan alın- mâsı da karamsarlığı arttıran bir gelişme ola- rak değerlendirildi. Kürtçe yayuılann hâ- lâ yasak olmasının ve HADEP'lı belediye başkanlannın gözaltına ahnmasmın olumsuz olaylar olarak vurgulan- dığı yazıda tablonun ise tümden kötü olmadığı belirtildi. Abdullah Öcalan'ın cezasımn in- faz edılmemış olmasını, Adalet Bakanı Hikmet SamiTürk'ün, idam ce- zasımn kalkacağı sözü- nü vermesinin de bu yöndeki gelişmeleT ola- rak ele almdığı makale- de, umutlan arttıran en önemli faktörün ise de- mokratik ve anayasal bir reformun gereklili- ğini savunan Ahmet Necdet Sezer'in cum- hurbaşkanı seçümesı olduğu belirtildi. tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Operasyonu önceden haber alarak 52 milyon dolan hesabına aktardığını kabul etti Garipoğlu soygunu itiraf etti HaberMerkezi- Tasarruf Mevduaö Sigor- ta Fonu'na devredilen Sümerbank'la ilgili soruşturma kapsamında gözaltına ahnan bankanın eski sahibi Hayyam Garipoğru ile babası ve ağabeyinin de aralannda bulundu- ğu 24 kişi Istanbul DGM'ye sevk edildi. Sav- cılıktaki sorgusunun ardından tutuklanma is- temiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen Hayyam Garipoğlu'nun gözaltmdayken ve savcıhk sorgusunda, bankanın hesaplanndan 52 milyon dolan kendi hesabina geçirdiğini itiraf ettiği öğrenildi. Istanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'nca yürütülen "çete oluşturarak usulsüz kredi sağtamak" suçuna ilişkin soruşturma • kapsamında 31 Ekim Salı akşamı gözaltına ahnan Hayyam Garipoğlu, babası KasmGa- rhioğra ve ağabeyi Nizam Garipo^u ile ban- kanın eski yöneticilerinden 21 kişi, Mali Şu- be Müdürlüğü'ndeki sorgulanrun ardından DGM'ye gönderildi. Garipoğhı ve bankanın eski yöneticileri, dün sabah saat 09.30 sıralannda yoğun gü- venlik önlemleri altında ve kelepçeli olarak DGM'ye getirildi. Garipoğlu ve bankanın es- ki yöneticileriyle birlikte Mali Şube Müdür- lüğü'nden çıkanlan dosyalarda DGM'ye ge- tirildi. Garipoğlu, DGM girişinde gazetecile- rin yönelttiği sorulara "Daha sonra koauşa- ' yanıtını verdi. DGM'dede itiraf etti DGM Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nde sağlık konrrolünden geçirilen Garipoğlu ve diğer 23 kişi soruşturmayı yürüten savcılan ErcanCen- giz ve AhmetAyvaz tarafından sorguya alındı. Garipoğlu'nun sorgulama sırasında bankaya yapılacak operasyonu önceden haber aldığını ve Sümerbank'tan 52 milyon dolan kendi he- sabına geçirdiğini itiraf ettiği öğrenildi. Uzmanlann katıidığı sorguda yapılan itira- fa göre soygun şöyle gerçekleşti; Hayyam Garipoğlu, Sümerbank'ın kaynaklanndan ak- tardığı 500 bin dolar sermaye ile Kıbns'ta off-shore bankacıhğı yapmak amacıyla 'Efektiibank Limited^Şirketi' adlı bir banka kurdurdu. Merkezi veşubesi bulunmayan bu bankanın bütün işlemleri Sümerbank'tan ya- pıldı. Sümerbank'a gelenmüşterilere bu ban- ka tavsiye edilerek yüksek faiz vaat edildi. Daha sonra 52 milyon dolar bu bankaya ak- tanldı. Bu para da, paravan şirketler aracıh- ğıyla Garipoğlu'nun hesabma yaünldı. Soruşturmayı yürüten DGM savcılan 24 kişinin sorgusunu yaklaşık 8 saatte tamamla- dı. Bu kişilerden Hayyam Garipoğlu, Nizam Garipoğlu, Burhan Taştan, Murat Yüksel, Mehmet Alctaş, Cem Feridun Yeşil, NadirNa- seh, Bülent Gökhan Günay, Tuğrul Hüseyin Mataracı, Faruk Ünal ve Metin Berk tutuk- lanmalan istemiyle Nöbetçi DGM'ye sevk edildi. Diğer 13 kişi ise serbest bırakıldı. Bu arada, daha önce yakalama emri çıkar- tılanŞükrflKarana$aııoghi,lsmaflEıneıı,Ni- da Garipoğlu veCengizBiçer hakkında dagı- yabi tutuklama karan verildiği öğrenildi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalisiar@yahoo.com Yurtdışından yeni döndüğüm için, "Andıç" adı verilen bel- geyle ilgili neler yazıldt, çizildi ancak inceleyebildim. Görül- düğü kadanyla ">And/ç"adlı belge büyük basınımızın fazla ilgisini çekmemiş. Nazlı llıcak tarafından gündeme getirilen ve Genelkurmay tarafından sert bir üslupla cevaplanıp doğaılanan belgenin ne oldu- ğunu büyük basınımızdan öğ- renmek mümkün değil. Büyük basın, Genelkurmay Başkanlığı açıklamasını yayım- lıyor ama bu açıklamaya neden olan asıl belgeden söz etmiyor Yavuz Baydar, Milliyet'teki "Ombudsman" köşesinde okuyucunun bu duruma tepki gösterdiğini ve bu tepkinin hak- lı olduğunu dile getirdi. Nisan 1998'de Kara Kuvvet- leri Komutanlığı Iç Istihbarat Daire Başkanlığı tarafından ha- zırlanarak komuta katına sunu- lan "Andıç" adı verilen belge- de özetle neler yazıyordu: a) Fazilet Partisi'niri PKK ile işbir- liğini ortaya koyarak FP'yi yıp- ratmak. b) Bu iş için kullanılacak yön- tem: FP'nin müteakip seçim döneminde PKK ile işbiriiği ya- pacağı temasını işleyen bilgi Bu Ülkede Muhalefet Olsaydı? notunun hazırlanması. Bu ko- nuda istihbarat isteğinin MİT ve emniyete iletilmesi. Etkin köşe yazarlanndan birini ve televiz- yonlara, ıfadeden RP ile bölü- cü örgüt arasındaki ortak amaç doğrultusundaki faaliyetleri kapsayan kısmının aktanlması. c) Gazeteciler, M. Ali Birand, Cengiz Çandar, Yalçın Kü- çük, Yaşar Paıiak, Mahir Kaynak, Mahir Sayın, Yavuz Gökmen, Mehmet Artan, Ah- met Altan... Adı geçen gazete- cilerin kamuoyunda saygınlığı- nın azattılması ve itibannın dü- şürülmesi ile terör örgütüne destek sağladığı dolaylı destek ile ilgili aleyhte kamuoyu oluş- turulması. d) Kullanılacak yöntem: Ör- gütün para ile her şeyi kendine müzahir gazetecilere yaptırdı- ğının, gazete sahıpleri, seçilen köşe yazarianna ve televizyon- lara aktanlması, televizyonlar- da basın ahlak yasası açısından konunun tartışılmasının sağlan- ması, bazı basın mensuplannın terörörgütünün oyuncağı oldu- ğuna ilişkin bir bilgi notunun ha- zırlanması, bu anlamda mektup kampanyası başlatılması, aynı gazeteciler hakkında araştırma yapılması maksadıyla Jandar- ma Genel Komutanlığı, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğu'ne yazj yazılması. Belgenin özetle bu olduğunu söyleyebiliriz. Nazlı llıcak'ın bu belgeyi bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurması ve ar- dından Genelkurmay'ın açıkla- ması, kafalanmızda zaten açık olan birçok gerçeği belgeli bir hale getirdi. Genelkurmay bu türden belgeler vardır diyor. Dünkü Radikal gazetesinde ise zamanın Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak "Biz böyle bir belge hazırlamadık a- ma, O zaman ne mücadeleler verdik" diyerek gazetecileri suçluyor. "Andıç" belgesi doğru muy- du, değil miydi sorusunun ce- vabı uygulamadan belli. Bütün bu sözü edilen gazeteciler hak- kında kampanya yürütüldü. Söz konusu taktikler uygulan- dı. Bu gazetecilerin isimleri Şemdin Sakık'ın ifadesine monte edildi. Erol Özkasnak, bunlan Şemdin Sakık'a sorun diyor. Sakık'a soracak bir şey yok ki. Şemdin Sakık'ın mah- keme dosyalanna giren hiçbir ifadesinde bu gazetecilerin, Akın Birdal'ın ismiyok. Nepo- liste ne jandarmada böyle bir ifade vermiş. ••• Aslında ortada korkutucu bir durum var. Oktay Ekşi, Genel- kurmay bildirisinin ardından CNN Türk'eyaptığı açıklamada vaziyetin vahametini şöyle dile getirdi: "Biz gazetecilik görevi- mizi yapıyoruz. Kimseye moral vermek gibi bir amacımız ola- maz. Zaten yapılan röportajlar- dan böyle bir izlenim çıkmıyor. Gazeteciler gazeteciliğini, Ge- nelkurmay da'Genelkurmaylık görevini yapmalıdır. Gazeteci- lerin görevine Genelkurmayka- nşamayacağı gibi, Genelkur- may'ın görev alanına da gaze- teciler kanşamaz. Gazetecile- rin röportajlanna kanşmakkim- senin haddi değildir." Erol Özkasnak ise, dünkü Radikal'deki açıklamasında bazı gazetecilerin röportaj ka- setlerini getirip Genelkurmay'a tesiim ettiklerini söyledi. Yukandaki manzaraya baka- rak elimi şakağıma dayıyorum. Bu ülkede demokratik gele- nekler olsa, ciddi bir muhalefet olsayeryerinden oynardı. CHP Genel Merkezi'ni aradım, Ge- nel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem'le konuştum. CHP'nin 'Andıç' belgesi konusunda bu- güne kadar bir açıklama yapıp yapmadığını sordum. Yapma- mış. Bu konuyla ilgili bir çalış- malan olup olmadığını sordum. Pek olacak gibi bir cevap ala- madım. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç'u aradım. ÖDP bir açıklama yap- mış ama bu açıklama hiçbir yerde yayımlanmamış. Bu bel- gede adından söz edilen ve hakkında komplo yapılması düşünülen Fazilet Partisi ise sessiz kalmaya karar vermiş. Şimdi ne olacak? Bu ülke ga- zete manşetlerine yansıyan komplolan sineye çekmeye de- vam mı edecek? Komplo yap- mak meşru mu kabul edilecek? u Zafer Mutlu ve Ertuğrul Özkök'e çağnmı sürdürüyo- rum: Bu yalan ifadeyi hangi ne- denlerte ve kimın ya da kimle- rin telkiniyle gazetelerinin man- şetlerine çıkardılar? Sormaya devam edeceğim. GLOBAI^OLİTtKÜLTÜR ERGİN Y1LDIZOGLU ÖnceGeorge,ŞimdideBHL. Küreselleşme deyince akla her şeyden önce mali sermayenin hacmiyle, dolaşımında ve bilgisayarkul- lanımında geçen 20 yılda yaşanan baş döndürücü ar- tış geliyor ve de iki ısim: George Soros ve Bill Ga- tes. Milyarder spekülatör Soros serbest piyasa ka- pitalizminin demokrasiyi tehdit ettiğini söylemişti. "pünyanın en zengin adamı", teknolojik devrimin simgesi Bill Gates Seattle'daki bir konferansta iddia edilenlerin aksine teknolojik devrimin "insanlığm tüm soruiannı çözemeyeceğini..." "Bilgisayarlann in- sani değerler perspektrfınden bakarak değerlen- dirilmesi gerektiğini söyledi." (The Intemational Herakl Tribune 04-05/11). Birtarafta döviz piyasalan, türev işlemleri, kaldıraç- lı fonlar... Bunlann jet-set, süper zengin yöneticileri, özel jetler, limuzinler, yatlar, yüz bin dolariık kol saat- leri, 5.000 dolariık Moğolistan kaşmiri paltolar vb... Soros bu dünyanın ismi, Ingiltere Merkez Bankası'nı dize getiren, bu arada birkaç milyar dolan da kaldı- ran efsanevi kahramanı. Diğertarafta, her 18 ayda bir bellek hacmi, hızı ikiye katlanan masa üstü, diz üstü, "palmtop", "noot-book..." bilgisayaıiar, internet ve bunlann, yaşları daha otuza bile ulaşmamış, "Inek Şaban" görünüşlü yaratıcılan ve yine özel jetler, Lu- muzinler, yatlar, yüz bin dolariık kol saatleri, belki Mo- ğolistan kaşmiri palto yenne blue-jean "Grange lo- ok" vb... Dünyadaki tüm bilgisayarların yüzde 98'inin kullandığı Microsoft programlannın yaratıcısı, 10 yıl- da srfırdan dünyanın en zengin insanı haline gelen Bill Gates de bu dünyanın simgesi. Geçen 15 yılın kah- ramanlan, idolleri bunlar. Küreselleşme sürecinin ürü- nü bu insanlar, süreci içinden dışına tepeden tırnağa biliyorlar, küreselleşme sayesinde bugün bulunduk- lan noktaya geldiler. Ancak sonra ortaya ilginç bir durum çıktı. Soros ve Gates, küreselleşme sürecinde yapılan servetler kar- şısında, ağızlannın suyu aka aka küreselleşmeyi ade- ta bir din gibi savunan kimi yazar "aydın "lardan bam- başka bir hava çalmaya başladılar. Bu, kraldan daha çok kralcı yazarlann ve "aydınlann" aksine, hem So- ros, hem Gates, küreselleşme sürecinin insan yaşa- mı vetoplumsal yapılar üzerindeki yıkıcı etkilerini gör- düler ve buna karşı tepki gösteriyortar, kendi alanla- nnda oluşmuş fantezilere karşı çıkıyor, "demokratik", "insani değerler" boyutuna dikkat çekmeye çalışı- yoriar. Soros sesini ilk kez, 1997'de Asya krizinden beş ay önce Atlantik Morrthly'de yayımladığı "Caprta- list Threat" (Kapitalist Tehdit) makalesiyle duyurdu. Bizim de birçok kez döne döne aktardığımız bu ma- kalede Soros, serbest piyasa dogmatizminin, dene- timsiz bir metalaşma sürecinin toplumun temellerini tehdit ettiğini yazdı. önce Asya krizi, daha sonra da küreselleşmenin yarattığı servet kutuplaşması, eko- nomik istikrarsızlık, yoksulluk vb. üzerine bizzat Bir- leşmiş Milletler tarafından yayımlanan raporiann gös- terdiği gibi Soros uyansında son derecede haklıydı. Bir küresel yatınm ve danışmanlık şirketi olan Mor- gan Stanley Dean Wıtter ın baş ekonomisti Step- han Roach da, daha önce aktardığımız gibi, ekono- mik gelışmelerin sarkacının sermayeden yana sal- lanmasının ulaştığı boyutlara, işçi gelırlerindeki ve haklanndaki gerilemelere dikkati çekti, siyasi bir tep- kinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Soros'un ve Ro- ach'ın tespitlerini daha sonra Dünya Bankası Baş Ekonomisti Stiglitz de dile getirdi, "serbest piyasa" ekonomisinin neo-liberal dogmatizminin, IMF'nin programlannın "saçmalığını" vurguladı. Hem Stiglitz hem de benzer konularda sesini yüksetten bir diğer ekonomist, Kumar, Dünya Bankası'ndan uzaklaştı- nldılar. Şu sıralarda Soros'un, Stiglitz'in sesleri pek duyulmuyor ama artık, serbest pryasaya ve kap'ıta- lizme çok daha radikal eleştiriler yönelten küresel bir muhalefet hareketi var. Geçen hafta Seattle'da "Dijrtal Divident Yarat- mak" konulu bir uluslararası panelde konuşan Bill Gates, dinleyicilerde şok yaratan eleştirileri dile ge- tirdi. Paneldekı konuşmacılann ortak teması "Piya- sa güçlerinin, dünyanın 6 milyar insanına, e-eko- nomiye katılmanın ve internete bağlanmanın avantajlannı taşıyacağını" anlatmaktı. Diğer bir de- yişle yeni teknolojinin pazannın nasıl genişletilebile- ceğini, bunu dünyanın geri kalanına nasıl bir amba- laj içinde sunacaklannı konuşmaya gelmişlerdi. Bill Gates soruna, bambaşka bir noktadan ve beklenme- dik bir radikallikte yaklaşarak ortalığı kanştırdı: "Gün- de 1 dolara yaşamanın ne anlama geldiğini bili- yor musunuz?" dıye sordu dinleyıcılere ve ekledi: "Evinizde elektrik yok... Tek kaygınız yiyecek bir şeyler satın alabilmek, canlı kalabilmek." Bill Ga- tes'e göre bu insanlar bılgisayan ne yapsın? Onlara, her şeyden önce "Temiz su, besin maddesi ve ilaç gerekli" (aktaran The Observer 5/11). Daha sonra Microsoft'un ofısınde New York Ti- mes'la yaptığı bir söyleşıde, Gates, bir ay önce Mel- boume toplantısında (Global Foundation tarafından düzenlenmışti) dile getirdığı temaya gen dönerek "Bu panellerde otutvp bilgisayarlann dünyanın sorunlan- nı nasıl çözeceğini konuşmak istiyoriar. Gerçekten bil- gisayarlarmüthiş araçiar, ama insanideğenerperspek- tifinden bakmak gerekir bunlara." Gates'in öncelikle- ri "Afrika ve diğer Üçüncü Dünya ülkelerini ztyaret et- tikten sonra" değişmiş.. Başlangıçta, teknolojinin ya- yılması için büyük mali yardımlar yapan Gates, "O za- manlar çok saftım" diyor. Şimdilerdeyse, "küresel kapitalizmin dünyanın sorunlannın çoğunu çözeceği- ne ilişkin inancını büyük ölçüde kaybetmiş'. (IHT) ORAL ÇALIŞLAR ve TOLGA ÇELIK tartışma yaratan araştırması ERBAKAN FETHULLAH GÜLEN KAVGASI Said-i Nursi'nin ölümünden günümüze tarikat ve cemaatlerin 40 yıllık siyasi tarihi... Aynaç Mehme* KUTLUIAR, Hekimoğlu İSMAİL, Mehmet Şevket EYGİ, FeKmı KORU, Yavuz BAHAEHROĞLU. Ruşen ÇAK1R, İSTKJİİ Fatih CEYLAN, Ferhat BARIŞ, islcım Yaşar, Faik BUUJT, Prof. Dr. Hüseyin HATEMİ, Kazıtn GÜl£ÇYÜZ, Sodık ALBAYRAK bu tarihi yoajmladıbr SlFIR NOKTASI YAYINLARI Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Soltak h4o-. 7/2 Sultanohmet - ISTANBUL TaWon: 0 212 511 32 62 Foks: 212 527 03 99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear