22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Istıhbaraı Cengiz \ ıldırım 0 Ekonomı ÖzlemYüzak • Kultur Handan Şenköken • Spor \bdûlkadir \ ücelman O Makaleler Sami Karaören # Duzeltme Abdullah \ azıcı • Fotoğrat Erdoğan köseoglu # Bılgı-Belge Edib« Bııgra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç % Avnıpa Temsılcıst Güray Oz Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç # Genel Yavın Koordınatörü Hikmet Çetinkava • Yazıışlen Muduru İbra- him Yılâız • Sorumlu Müdur Fik- ret tlkiz # Haber Merkezı Mudürü HakanKara Yayın Kunılu tlhan Selçuk fBaşkan). Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ibrahim Y ıkhz, Orhan Bursah, Mnstafa Balbay, HakanKar*. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No 125,Kat 4,Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks 4195027 • tzmır Temsılcısı Serdar Kıak, H Zıya Blv 1352 S 23Tel 4411220, Faks 4419117•AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğiu, Jnönü Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel 363 12 11, Faks 363 1215 Müessese Mudurü Üstfin Akmen # Koordınatör Ahmet Korulsan # Muhasebe Bûlent Yener • ldare Hüseyin Gürer • Satış FaziletKuza C: • Vönelım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gülbin Erdurın # Koordınatör Reha Işriman • Genel Müdür"1 arduncısı SevdaÇotnn Tel 514 07 53 - 51395 80-513846ft*l,Faks-5138463 Yayımlajaa ve Bısın: > enı Gun Haber Ajansı, Basın vc Yayıncılık A.Ş Türkocagı Cad. 3*41 Cagaloğlu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 91 ww» cumhunyet.com tr KASIM2000 lmsak:5.04 Güneş: 6.36 Öğle: 11.55 Utindi: 14.34 Akşam: 17.00 Yatsı: 18.23 Küçük mucitJer web r de • Haber Merkeri-HP Türkiye tarafuıdan düzenlenen "HP Küçük Mucitler Yanşması"nın web sitesi açüdı. "www.hp.com. tr/kucukmucit" adresinden erişilebilen sitede, yanşmanın içeriği, katılım koşıillan, ödüller ve seçici kurul hakkında bilgüere yer veriliyor. 6-12 yaşlan arasındakı ilkokul öğrencılenne yönelik olarak düzenlenen yanşmaya katümak için ıcatlann başvuru formlanyla birlikte "Marjınal Reklam&Tanıtım, Cumhuriyet Cad. El Irak Apt. 269/5, Harbiye- Istanbul" adresine postalanması ya da elden teshm edılmesı gerekıyor. 1 Ephedraf öMürücü buhndu • CHICAGO(AA)- Amerikalı araştırmacılar, vücut geliştirmek ve kilo vermek isteyenlerce kullaıulan uyancı bitkisel ılaç Ephedra nın öldüriicü etkı yaptığını saptadılar. Kalp knzi, beyin kanaması ve nöbete yol açan bitkisel ilaçtan, şimdıye kadar 54 kişinın öldüğü ve 1000 rahatsızhk vakasının rapor edıldığı bildirildi. Sümela'da restorasyon • TRABZON(AA)- Trabzon Vahsi Adü Yazar, Sümela Manastın'ndakı restorasyon çahşmalannın başanlı bır şekılde yürütüldüğünü belırterek "Manastınn eskı harabe durumundan eser kalmadı" dedı. Manastınn restorasyonu için 3 yühk bır proje hazırlandıgını belirten Yazar; "Çahşmalann daha hızh yapılması için işin valiliğe verilmesını ıstedik. Ashna uygvın düzenlenmesi gereken mekânlar var. Bunun için de 5 triryon üra gerekıyor" dedı. FüOrkestraa • BANGKOK(AA)- Tayland'da 5 fil, yeteneklerini ortaya koyarak bir koruma merkezinde müzik yapmayı öğrenıyor. ÜÜcenin kuzeyındekd fil koruma merkezinin başkan yardımcısı Sanit Homnan, fıllerin şimdiden, "Filler, fıller, filler" adlı popüler bir çocuk şarkısını çalmayı öğrendığıni söyledi. Sanit, fıllerin "eserlerinin" TJD'ye kaydedilmek üzere ABDdekı bir stüdyoya gönderildiğini belirtti. 2001'de 12 milyon turist bekleniyor. Gelecek yazın rezervasyonlan şimdiden yapılmaya başlandı Turizmdehedefbüyüdü• Öger Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öger, "Türkiye çok iyi bir turizm sezonu yaşadı. Elimizdeki veriler 2001 yılının da çok iyi geçeceği müjdesini veriyor" dedi. Oger, kış sezonu satışlannda yüzde 25 artış olduğunu ifade ederek gelişmelerin sevindirici ve umut verici olduğunu belirtti. BÜLENTECEVİT ANTALYft-Türkiye'ye 2000 yı- lının ilk 10 ayında geçen yıla oran- la yüzde 40 artışla 9 milyondan faz- la tunst geldiği bildirildi. 2001 yı- lı kataloglan çıkmadan ön rezer- vasyonlar başlarken kış sezonu sa- tışlannda da yüzde 25 artış olduğu belirtildi. Turizmciler, 2001 yılın- da ise 12 milyon turistin yurda gel- mesini hedefliyorlar. Turizm Bakanlığı, ekim ayında 1 miryon 167 bin 385 turistin ziyaret ettiği Türkiye'yi en çok tercih eden ülkeler sıralamasında Almanya'nın birinciliğini koruduğunu açıkladı. 2000 yıhnın ilk 10 ayında Türkiye'yi 2 milyondan fazla Alman tunst zı- yaretederkenbunu 1 milyon 114 bın kişi üe BDT ülkelen, 871 bın 440 turistle Ingilizler izledi. Almanya'dan Türkiye'ye en çok turist getiren Öger Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Vtoral Öger, "Tûr- k m çok iyi bir turizm sezonu yaşa- dLEBmizdekiveriler 2001 yıhnın da çokiyi geçeceği müjdesini veriyor" dedı. Kış sezonu satışlannda da yüzde 25 artış olduğunu ıfade eden Öger, gelecek yılın kataloglan çık- madan ön rezervasyonlann başla- masının sevındinci ve umut venci olduğunu belirtti. Antarya'ya kış sezonunda da 4 bin 700 Alman tu- rist geldiğıne dikkat çeken Öger, bu- nun bır rekor olduğunu söyledi. Gelecek sezondan büyük bek- lentilen olduğunu belirten Vural Öger, 2001 yılında sadece Alman- ya'dan 3 miryona yakın tunstin gel- mesini hedefledıklennı anlatû. Tür- kiye'nin sıkıntıh dönemi atlartığı- m, deprem ve terörün yarattığı kö- rü ımajdan kurtulduğunu belirten Öger, "ArtıkTürkrye Ahnanya'nm gözünde bir turizm ûlkesidir. Tu- rizmde kötü gûnler çabuk unutu- lur.lsler iyi gidryor. Gelecekyıl yüz- de 20-25 turist artışı bekliyonız. 2001 yıhnda Türkiye'ye 12 milyon turist geiecek" dedi. Tur Operatörleri Derneği Genel Sekreten ve öger Tour Başdanış- manı Hüseyin Baraner de Türki- ye'nın tunst sayısım gelecek yıl yüzde 20-25 oranında arttıracağı- m ıfade etti. Türkiye'nin, çevre dü- zeni, yollan, verdiği hizmetle ka- liteyi tutturmak zorunda olduğunu anlatan Baraner, "Türidyeher yıliçn yüzde 25 arös hedeflemeti ve bu- nun için çahşmah'* dedı. BuaradaOger Tour, Türkiye'nin tanıtımı için, Almanya'daki bin acentenin satış elemanını da Antal- ya'da konuk etti. Belek'teki tesis- lerde kalan Alman satış elemanla- nna öncekı akşam Candan Erçetin bır konser verdı. Erkeklerin kendilerine güvenleri olmadığı halde aşırı güvenli davranmalarının temel nedeni eğitimsizlik Güçlü cinsellikimajıcıkh • Erkeğin hâlâ güç sembolü sayıldığı toplumumuzda, uzmanlar erkeklerin cinsel sorunlan olsa da yardım almaktan çekindiklerini, kadınlann ise cinsellik açısından özgürleştiklerini vurguluyorlar. VURAL AHI Erkeklerin cinsel sorunlan ve kaygılan olmadığını iddıa et- melennın ülkemızde yeterlı cinsel eğitim verilmemesin- den kaynaklandığını belirten uzmanlar, erkeklerin sorunla- n olsa dahı uzman yardımına başvurmakta zorlandığını vur- guluyor. 1Ü Cerrahpaşa Tıp Fak. Cin- sel Işlev Bozukluklan Eğitim ve Araştırma Merkezı Görev- lisi Geropsikiyatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Engin Eker, "Eria*fcrin büyükböJumüara sıracinsefliğekarsıistekkaybi gösteririerse de bu sorun için seyrek olaraközdyardnn arar- lar. Çünkü cinsel istek azalma- sı, çoğu kez ereksiyon kaybuı- dan dolayı erkek tedaviye gelir. Başka bir neden. erkeklerin her zaman sekse hazır olduğu. her zaman seks yapabflecekle- riyle ilgüi inanıştan kaynakla- ur. Tophımda yerkşmiş buyan- hş bügiye göre erkekter seks is- teklerindeazahnaveya kaybol- maokluğunuhiçbenrtmeder'* diyor. Prof. Dr. Engin Eker, "Er- kektercinseDikkonusundaçev- reterini aldatabilirler. Ancak ereksiyonu taklit edemezkr"" diyor ve şu açıklamayı yapıyor: "Erkekler kendflerine güven- leri olmadığıhalde aşuı güven- leri varmış gibi davranniar. CinseUik konusunda çok fazla bihnedikleri halde çokbioyor- lannış gibidavranırlar. Bu ko- nularda huzursuz olduklan hakk rahatmtşg9)igörünürler. CinseUiğe fazlaflgileriolmadı- ğı halde Ugüeniyormuşgibi ha- reket ederler. CinseDikten fazla hoşlanma- dıklanhalde hoşlanrvormuş gi- bigörünürler. Bu kandırmacı- fauin mauyetiçokyüksektir. Bu durumerkeğin hem kendi dn- sine hem de karşı cinseiçten ol- masuu engeUer." Eker, toplumumuzda kadın- lann ise cinsellik açısından öz- gürleştiğinı, cinsel baskıdan kurtulmaya başladıklannı be- lirtti. 19. lstanbul Kitap Fuan'nın genel teması 'Küreselleşme' '"KaiMtalizııı tüııı zanıam yııttu9 CEMULUTAŞ Küreselleşmenin, McDonalds'ın, öküzlennı beslemek ıçın dünyanın ak- cığen yağmur orrnanlarını çayıra çevirip insanlan ba- ğrrsak kanseri yapan bes- lenme modeünin empoze- siyle trilyonlar kazanmak mı, otoriter ulus devletlen zayülatarak yerel muhalıf- lenn sesını yükseltmek mı olduğu tarüşılıyor. Genel teması "Küresel- leşme" olarak belirlenen 19. lstanbul Kitap Fu- an'nda öncekı gün yapı- lan "Küreselleşme veKİy- bolan Sesler: d.b.y.t'' ko- nulu panelde, birbinne karşıt ve birbiriyle iç ıçe geçen süreçlerin oluştur- dugu küreselleşme, ekono- mik ve kültürel boyutuy- la ele alındı. Yazar Zeynep AKye'nin yönettığı pane- le konuşmacı olarak katı- lan yazar Erendiz Atasü, küreselleşmeyi, "McDo- naM's, Brezflya'daki yağ- mur ormanlannı kesip ökûzlerini beslemek için çayır haline getiriyor ve o öküzteriyle insanlan ba- ğırsak kanseriyapan bes- lenme modehyle mihar- lar kazanıyor" örneğinı vererek açıkladı. Atasü, gazetecı-yazar NilüferKuyaş'ın, küresel- leşme sayesinde otoriter ulus-devlete karşı yerel muhaliflenn seslerini yük- seltme olanağı bulduğu görüşüne karşı, sürecin egemenlerinin çıkarianna uygun olanlan öne çıkar- dığını, çıkariannaters olan seslen kıstığını, bundan da kımsenin haberi ohna- dığını savundu t Edebiyat da ölûyor* Bılgisayar teknolojısi- nin gelişmesiyle gerçek- leşen ilrinci sanayi devri- minin ise insanhğa yaşam ıçın daha fazla zaman ka- e-posta: tan @ prtzma. n«L tr RurdakuVa onurplaketi 19. TÜYAP lstanbul Kitap Fuan Onur Yaza- n Şükran Kurdakul'a Pera Palas Otelindeki gecede plaket sunuklu. Gecede, gazetemiz Ya- yın Kurulu Başkanı llhan Selçuk ile geçen yu- kifuann onur\azan Prof. Dr. Server TanilH bi- rer konuşnıa yaptüar. Deniz Kavukçuoğlu'nuıı sunumu yapöğı geceye çok sayıda davetli katu- di. (Fotoğraf: NEZAHAT EKMEKÇİ) zandırması gereldrken sı- nırsız sorumsuz kapitaliz- min tüm zamanı yuttuğu- nu, bunun da edebiyan öl- dürdüğünü belirten Ata- sü, "Daha hızh uçak, da- ha hızhtren,daha hızh bfl- gisayar yapmaya çahşıyo- nız. Nereyekoşuyoruz bO- mryorum" dedı. Bu araş- nrmaya atfen, insanlann TV'de bir görüntüyü 5 da- kikadan fazla ızlemeye ta- hammülü olmadığına de- ğinen Atasü, "Sadecetele- vizyonu değfl, hayatı sü- rekfi zaphyoruz. Edebiyat da okurunu kaybediyor. Yazmayı değfl ama, ciddi ckkhkiUpbasmayıbırak- mayıdüşünüyorum" diye konuşru. l YereUik kendJsini korur' Gazeteci yazar Nilüfer Kuyaş da "KüreseOeşme- nin panzehiri modernkş- me mi" başlıklı sunumun- da, McDonalds'uı, Coca Cola'nm yerel kültürel zenginhTdenyokettiği söy- leminin "terane" olduğu- nu, yerelhğın kendisiru ko- ruyarak küreselleşmeyle birlikte yaşayabileceğini ileri sürdü. Kuyaş, küre- selleşme sayesinde yerel otoriter güçlere karşı ulu- sötesi oluşumlar aracılı- ğıyla azınlıklann, farklı kültürlerin, muhaliflenn seslerinin daha çokyüksel- dığinı söyledi. Türkiye'deki birkaç ai- le dışında Süryanilerin kaybolmasının, Bosna fa- ciasının küreselleşme yü- zünden değıl, mılhyetçı- lik yüzünden gerçekleşti- ğinı anlatan Kuyaş, şunla- n söyledi: "Ulus devlet ve eskismdsal Idmlflderzayrf- h\or,yurttaşvebire>kriz- de. KüreseUesmepostmo- dem bir süreç. Genç kızuı sinemaya gittiği için aile mecttsi tarafuıdan ölüm karanverildiğiTurkiye'nm ise daha fazla modernkş- meye ihtiyacı var." Yazar Yıldınm Keskin ise küre- selleşmenin, "düşünüyo- rum öylej^e vanm" sözü- nü, "tüketiyorum öyleyse vanm" diye değıştirdiğı- nı söyledi. SÖYLE$İ ATTİLÂİLHAN Türkiye/Rusya, İki Avrasya Devi! Hangimiz merak edip de okumuştur? Gâzi'yle, Doğu'daki 'muhataralı' sının bekleyen, Kara- bekirKâzım Paşa'nın, gecelerce süren şifreli telg- raflan; 'Bolşevikler'le 'teşhk-i mesâi yapmanın zarûreti'ni tartışırtar; sanılacağının aksine, Kâzım Paşa o devirde, bu 'ışbırlığının' daha hararetli ta- raftan! (Bkz. 'Atatürk ve Komünizm') Gâzi'nin de bu 'zarûrete' inandığı, sonrakı uygulamadan da bellidirya; daha 'kuşkulu' yaklaştığı da, kuşkusuz! İki sebepten: ilki, 'Rusya'da komünizm olabi- leceğine inanmıyor; ikincisi, Moskova'nın bur- nunu, her işine sokmak istemesinden tedirgin! 1920 Ocak'ında, önemi ve ısabetı artık herkes- çe 'müsellem' o ünlü 'durum muhakemesi'nöe; Em- peryalîzm'e karşı Bolşevikler'le 'ışbırlığı'm ger- çekleştirebilmek için; Ingittere'nın Katkasya'da te- sis ettiği 'seddiyıkmak' zorunluluğundan nasıl söz ederse; üç yıl sonra, Izmrt Kasn'nda gazeteciler- le yaptğı 'basın toplantısı'nda; yine son derece çar- pıcı bir 'durum muhakemesi' yaparak, o 'teşrik-i mesâV'nin -açıgavurulmamış- tedirginlikJerini ve bun- lann nedenlerini açıklar. Moskova'nın Ankara'y a - 'savunma sanayii'nde işbııiiğı de ıçeren. kapsamlı bır stratejik ortaklık' önerdiği şu günlerde; -hele siyasi konjonktür şa- şılacak derecede çrkbğımtzyüzyılın başlanndaki kon- jonktürü andınyorsa- üç çeyrek yüzyıldır kımsenin üzerine eğilmek lüzumunu duymadığı, Gâzi'nin o değerlendirmesine bir göz atmak, yanlış olmaya- caktır. Aslında geç bile kalınmıştır. 'Dostça. fakat samimi değll .' ' Gâzi, hâlâ Istanbul'a küstü, adımını atmıyor; o yüzden toplantı, Kocaeli'nde, Izmit Kas- n'nda tertiplenmiş; tutanağın gırişi şöyte: "...16/17 Kânunsâni 1339, saat 9,5'dan sonra / lstanbul mebusu Dr. Adnan Bey, Hâlide Edip Hanım, Va- kit başmuhaniri Ahmet Emin Bey, Tevhid-i Ef- kâr başmuharriri Velid Bey, İleri başmuharrin Suphi Nuri Bey, Ikdam muhamri Yakup Kadri Bey, Tanin muharnn Ismâil Müştak Bey, Akşam mu- hamri Fâlih Rrfkı Atay Bey, İleri muhabın Kılınç- zade Hakkı Bey..." Toplantıda bulunanlar bunlar. Mustafa Kemal Paşa, Fâlih Rrfkı Bey'in soru- su üzerine, Sovyetler'le ılişkiler konusuna geç- miş; onu 'özel çerçevesı' ıçınde değerlendirmış; da- haotarihteKomintem inelaltından'müc/arta/e'ci; ve gizlice, 'yayılmacı' temayüllerinden şikâyet edi- yor "...Ruslardan söz ediyorsunuz. Ruslaha 'resmi' ilişkilerimiz iyidir, dostçadır; fakat bu dostluğu sa- mımilıkten uzaklaştıran çok şey vardır. Ruslar, Türklerle dost olmak isterien fakat 'kayrtsız şartsız' dost olmak isterien gerektiğinde, ken- dine karşı tavır alabilmek için, Türkiye'nin ka- yrtsız şartsız onun siyasetine bağlı oimasını ve onun gösterdiği istikamette yürümesini ister- ien ve ondan başka devletin örgütü ve devte- tin iç örgütJenmesini bile, onun örgütünün ni- teliğine benzer bir şekilde isterier. Ruslann bu- günkü 'karakteri' bunu gerektirmektedir..." "...Ruslar bu amaçla yürvdükleri için, bize gön- derdiklen elçileri, başlangıcından bugüne kadar, ve özellikle bugünkü elçınin uğraştığı şey, mem- leket içinde adeta aleyhimizde örgütlenmekten ibarettir. Bu, taraflann hoşnutsuzluğuna neden olacak davranışlara da yol açmıştır. ömeğin, mem- lekette ticaret yapmak isterierse, yapacaklan şe- yi, Rusya'daymış gibi yapmak istiyorlar, ve tica- retle uğrasan kimselerin elinde, birer diplomatik pasaport vardır; ıstedikleri yeriere gidebilirier, fa- lanfilân!.." "...elbette biz bunlan yasakladık. Yapmak ıs- tedikleri örgüHenmeyi yasaklamakla beraber, bazı kimseleri de tutukladık; yâni, biraz sert ön- lemler uyguladık. Bunlardan memnun olmadılar ve karşılık olarak bizim Rusya'daki memuhanmı- za herşeyiyapmak istediler. Ali Fuat Paşa'nın el- çiliği zamanında, biliyorsunuz, adeta bizim elçili- ğe tecavüz ettiler; fakatbiz o zaman, ortalama ön- lemlerie ışı kapatmayı uygun bulmuştuk. Bugün Rusya ile gerçek durumumuz budur..." ('Eskişe- hir-lzmit Konuşmalan, 1923', s.99, Kaynak Yayın- lan, 1993) t •_• . t , 'Dostluğun' perde arkasında ne var? Hemen görülüyor, Gâzi, anti/emperyalist sa- vunmada, Ruslaıia işbirliğini ne kadar savu- nuyorsa; Bolşevikliği 'kullanarak' Ruslann Ana- dolu'ya sızmalanna, o kadar karşı çıkıyor; bunda şaşılacak ne olabilir; bir kere, Sovyet 'sızması- nın', türü farklı başka bir emperyalizm olduğu, zaman içinde kanrtlanmıştır; aynca, 'Hürriyet ve Istiklâl benim karakterimdir' sözünü söyle- yen, Mustafa Kemal'in ta kendisi: türiü davran- ması beklenemezdi! Pekı, Ruslar nıye rahatsız? Çünkü o zamanlar Moskova, Türkiye sorununu. Enver Paşa ile çöz- meyi planlamıştı, Miralay Ivan llyaçef, Istan- bul'da, 'Ittihatçı' Kara Vâsıf Beyle ve Karakol Teşkilâtı'yla, 'işi' önceden bağlamış! Ittihatçı- lar'ın liderleri, kaçmışlardı ve Moskova'nın elinde adeta 'rehin'diter, Bolşevikier'e karşı hiçbirdire- niş imkânları yok; oysa Gâzi hem 'kongreler'e, 'kongre iktidarlan'na, sırbnı vermiş; hem orduy- la sıkı işbirliği yapıyor; dahası, Anadolu'nun göbeğinde, 'kurtuluşu' örgirüüyor: bu, rtnhat- çılar'ın da, Anadolu işini onlarla bitirmeyi plan- lamış Bolşevikler'in de, 'hesabını' bozmaktay- dı; tatsızlıgın gerisinde, yatan bu! (Moskova, Sa- karya'da kat'i sonuç aiınıncaya kadar, Enver Pa- şa'yı 'joker" olarakelinde tutmayı sürdürecekrjr.) An- kara'ya gelince, o da Bolşevikler'le işbirliği yap- mış Avrasya'lı Türk/Müslüman liderlere ve grup- lara nasıl davranıldığından, neleryapıldığından ha- berdar! Mustafa Kemal Paşa'nın ağzındaki 'kûl tadı', Sultan Galiyef veyandaşlannın akıbetiyle ih- gili; üstelik, yalnız onlann mı?.. Buna rağmen, iki savaş arası dönemin, 'resmi düzeyde', tam bir Türk/Sovyet dostluğu içinde geçmesine, ne buyrulur? Onu da Gâzi'nin, -Izmit Kasn basın toplantısındaki- uluslararası konjonk- türtahlilini inceleyerek, belkı anlayabiliriz. Bu 'tah- ///' önemli, zira o günkü konjonktür, temeli ve çe- lişkileriyle, bugünkünden farklı görünmüyor; za- ten, nasıl görünebilirdi ki? İki Avrasya 'dew'nın, Tür- kiye ile Rusya'nın; Batı Emperyalizmi ('Sistem') ile ilişkilerini; ve bu ilişkilerin geleceğini içeriyordu. Bir göz atabilir miyiz? http^/wvww.prtzma.nrt.tr/AlLHAN http^/www.Mgiyayın«vi.com.tryailhan Faka/0-212/2601988
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear