22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
*B <ASIM 2000 ÇARŞAMBA CUMHURtYET SAYFA HABERLER İHD'denÇevft Br'edava •ANKARA CCumhuriyet Bürosu) - tnsan Haklan Derneği flHD) Genel Başkanı AkuıBirdal, Genelkurmay Başkanlığı'nca hazırlanan "andıç' ile ilgili olarak eırekli Orgeneral Çevik 3 ü hakkında dava açacağını bildirdi. tHD Geael Başkanı Hüsnü Öndül ile dün Genelkurmay Etaşkanlığı'nca hazırlanan "Giçlü Eylem Planı" konusunda ortak basın toplantısı düzenleyen Birdal, uğradıgı silahlı saidınnın bu plan çerçevesinde gerçekleştinldiğini söyiedi. Işçflere saldıpı: 32yarah • ANKARA/ÇANKIRI (Cumhuriyet) - Yimpaş Holdıng'e bağlı Çankın Çerkeş'te kunılu bulunan Aytaç Et ve Süt Ürünleri Entegre Tesisleri'nde 630 işçinin bir süredir anayasal sendikal haklan için sürdürdükleri mücadele, dün işverenin şiddet uygulamasıyla durdurulmak istendi. Islami scrmaye kuruluşu Yimpaş Holding'in Yozgat'tan getirdiği militanlann saldmsına uğrayan 20 işçi ağır, 12 işçi hafif yaralandı. Yaralı işçilerden 9'u tedavilennın ardından taburcu edılırken, diğer işçilerin tedavileri Ankara SSK Dışkapı Hastanesi'nde devam ediyor. MB'dende türban yasağı • ANKARA (ANKA) - YÖK'ün son olarak ÖSS'de de türban yasağını uygulamaya koymasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı da merkezi sistem sınavlan için türban yasağı getirdi. Öğrenciler, ÖSYS ve devlet parasız yatıhlık gibi merkezi sistem sınavlanna, okul kıyafetleri ile katılacak. Sınavlarda görevlendirilen öğretmenler de kılık kıyafetleri uygun olarak suıavlara gelecek. AtatüPk şartotarı • ANKARA (ANKA)- Atatürk'ün 62'ncı ölüm yıldönümünde, sevdiği şarkı ve türküler bir kasette toplandı. Devlet sanatçısı Dr. Armağan Elçi'nin, yeni bir solukla hayat verdigi 12 eserden oluşan "Atatürk'ün Sevdiği Türküler, Şarkılar Kahramanlık ve Asker Türküleri-1" adlı albüm, Kültür Bakanlığı'nın katkılanyla Ode Prodüksiyon tarafından hazırlandı. Elçi'nin, albümün ilk klibıni, Atatürk'ün en sevdiği sanatçılar arasında yer alan Safıye Ayla'nm sesiyle Türkiye'nin tanıdığı 'Yanık Ömer'e çekmek üzere girişimde bulunduğu belirtildi. DedeKorkut Günlert başladı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Bakanlığı'nca Dede Korkut'un çeşitli yönleriyle ele alınması amacıyla düzenlenen "Dede Korkut Günleri", 75. Yıl Kültür Merkezi'nde başladı. Halk ozanı Şeref Taşlıova'nın Dede Korkut konulu deyişleriyle açılan sempozyumda konuşan Kültür Bakanı Istemihan Talay, etkinligi "tarih ve kültür buluşması" olarak niteledı. AtoJülika'nın imza gunu • HaberMerkezi-19. TÜYAP Kitap Fuan çerçevesinde yapüan imza günleri devam ediyor. Yann Stüdyo Imge Standı'nda gazetemiz çizerlerinden Abdülkadir Elçioğlu'nun "Abdülika" isımli imza günü saat 14.00'te yapüacak. Tarihsel IdmKğini rant uğruna terk eden kenrJerimizin "yeni silueti" Avrupa peyzajını korumaya niyetii AB'nin en çok çekmdiği "özeltiklerimiz" araanda. Dünya Şehircüik Günü Tür/dye'de 'planlama özlemiyle'kuüanıyor Kentleşmede AB kriterleri• Katılım Ortaklığı Belgesi'ne de temel olan 'Kopenhag kriterleri' arasındaki 'insan haklanna, toplumsal adalete' duyarlı bir sosyal ve siyasal yaşamın önkoşulu, aynı erdemleri bilince ve kültüre taşıyan planlı bir kentleşmenin sağlanması... Ne var ki Türkiye planlamadan uzaklaştıkça aslında bu temel hedeflerden de uzaklaştığını hâlâ yeterince göremiyor. OKTAYEKtNCİ Her yıl 8Kasnn günü kutlanan "Dünya ŞehircüikGunü" için bu yıl 24.'sü düzenlenen kolokyu- mun ana teması "Gdeceği Plan- bunak" 6-8 Kasım 2000 tarıh- lerinde Izmir Dokuz Eylül Üni- versitesi 75. Yıl Amfisi'nde ger- çekleştirilenkolokyum, "planla- madan hızla uzaklaşan Türki- ye'de kenrJerin geleceğe dönükge- tişme hedeflerini taruşmak" gıbi dünyanın belkı de en "gerflünB" konulanndan bırinı ıçeriyor. Çünkü "uvgulama erkuü" elinde tutan siyasetçılerin vaktiy- Basın Konseyi AB adayhk sürecinde "sınava" girdiğimiz Kopenhag kriteıierinin imar ve kent poö- tikalarmdaJd hedefini görebümek için yine "Kopenhag'a bakmak" yeterli olacak. le "plan yerine pütv" diyerek reddetmeye başladıklan planla- ma, şımdı de Dünya Bankas'nın raporlanndakı planlanudaıı pi- yasaya" başlıklanyla küresel öl- çekte tarihe gömülmek ısteniyor. Buna karşın şehirciler ve mimar- lar ise sadece kentlenn ve toplu- mun değıl kendi mesleklennin de geleceğını "karanhğagöınen" bu anlayışa karşı -deyış yerindeyse- ulusal ve evrensel ölçekte bir "varohıs," kavgası veriyorlar... Şehirciler tzmir'de işte bu ge- rilimi hiç değilse bılimsel öner- melerle "aşmaya" çahşrrken, Türkiye'yi plansızlığın girdabına sokan yöneticiler de yine şu 8 Kasun günü açıklanacağı ilan edilen ve AB'nin Türkiye ile "tamuyetikgörüşmeleriDebaşla- ma" koşullannı ıçeren "Avrupa BirUği (AB) Kaühm Ortakhğı BeJgea" ıçın neler söyleyecekle- rinı "planbnnkfar meşguller... Çünkü AB Konseyi özel ka- lem müdürlennın 6 kasım'daki toplantılanyla "son şekfi" verildi- ği belirtilen AB Katılım Ortakh- ğı Belgesı'ndeki en önemlı vur- gulama, Türkiye gibi aday ülke- lerin "öncetikk: Kopenhagkriter- lerini yerine getirmesT gerektı- ği...Medyamızdabugünedekhe- men hiç yeralmasa bile, 'insan haklan, küMrel haklar ve de- mokratikkşme" gibi Kopenhag kriterleri olarak duyurulan temel konular da ancak "Idmtikli,ptan- b ve toplumsal haklara saygdı bir kenrJeşmeyle'" ulaşılabılecek "sosyal yaşam katitesi" hedefle- riyle biriikte ele alrnıyor... Yağma yerine koruma Hemen tüm ekonomik ve si- yasal geleceklerinı "kentseümar ranüna" bağlayan çevreler için öteden ben "korkuhı rüya" olan bu ilkeler sürekli görmezden ge- lindiği için de Kopenhag kriter- 'Gazetecinin saygınlığı tartışılır oldu' tstanbul Haber Servisi - Basm Konseyi'nin, "Ekün 2000'de Tûrk Basını" değerlendırmesinde, geçen ayın önemli olaylan değerlendirildi. Değerlendirmede, gazetecilerin say- gınlığı tartışma konusu olurken bazı büyük medya kunıluşlannın, gaze- tecilik dışı faaliyetleri nedeniyle gir- dikleri mali sıkıntılardan dolayı zor anlar yaşadığı belirtildi. Basın Konseyi'nce yapüan yazıb açıklamada, söz konusu durumun doğal olarak gazetecileri de etkiledi- ği ve gazete sahiplerinin gazetecilik dışmdakı faaliyetlerinin tartışılmaya başlandığı ammsatıldı. Açıklamada, ekim ayının önemli gündem madde- lerinden birinin 1 nıılyon ve 7 milyon dolar rüşvet aldığı iddia edilen gaze- teciler konusu olduğu ifade edildi. Açıklamada aynca "Genelkurmay eski 2. Başkanı Çevık Bır'in bazı ga- zeteciler aleybinde, kamuoyunda yıp- raühnalan için çahşma yapüğı iddi- ası da önemli bir konu olarak bu aya damgasını vurdu" denildi. Kültür TreniBalkanlar'da Balkan ûlketeri arasmda dosthık ve kardeşüğin pekişmesi ve ülke haDdannm kaynaşmasını sağlamak amacıyla \unanistari, Bulgaristan ve Makedonya'nın çeşith° şehirlerini dolaşacak olan u KüMr Treni", öncdd gece Sirkeci Gan'ndan, turunon ilk durağı olan Bulgaristan'a hareket etti. Trenin hareketinden önee bir konuşma yapan TBMM Türkiye-Makedonya Pariamentolararası Dosthık Grubu Başkanı DSP Izmir MDIetvekili Kemal Vatan, TBMM Balkan Ülkeleri Dostiuk Gruplan ite Başbakantak, Dışişleri Bakanbği, Ulaşorma Bakanhğı, Kültür Bakanhğı, TRT Çocukve Gcnçlik Vakfi ve TCDD'nin organizasyonunda gerçeklestirilen proje kapsammda Üsküp, Gömükine ve Fifibe şehirlerinde halk müziği konserieri duzenleneceğini söyledL Yunanistan'ın Manasür şehrmde de Atatürk'ün okuduğu okulu ziyaret edeceklerini befirten Vatan, aynca, trenin sonuna eklenen Atatürk'ün özel vagonunun da istas>onlarda halkın riyaretine sunulacağını bildirdi Kültür Treni gezisine bazı miller\ekilleri, Rumeli ve Balkan dernekteri başkankn, sanatçüar ve gazetecüer kaolryor. Ged, 12 Kasm'da Sirkeci Gan'nda sona erecek. (CANER ÖZTÜRK) TGC Yönetim Kurulu'ndan 'yazara sansür' değerlendirmesi 6 Medya çıkar ilişkileri içinde' tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteci- ler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu'nun, "son günlerde bir köşe yazannm yazısuun ga- zetesinde yayunlanmaması üzerine" yaptığı yazılı açıklamada, "Medyanın çeşitli güç odaklarmdan gelen birtakun eüdler ve bas- küar amnda kaldığL olnıaması gereken çıkar üişkUeri içinde bulunduğu ve bunlann sonu- cunun yavınlara yansıdığı kamuoyunca göz- lemlenmektedir'' denildi. Bu durumda, ger- çek anlamda brr editöryal bağımsızlıktan söz etmenin zor olduğu belirtilen açıklamada, basm ve yayın organlannda da temel ve is- tikrarlı bir yaym çizgismin bulunmadığı kay- dedildi. TGC tarafından yapılan yazılı açıklamada, Cemiyet Yönetim Kurulu'nun, son günlerde bir köşe yazannm yazısının gazetesinde ya- yrnlanmaması nedeniyle yaşanan gelişmele- ri görüşerek basmda zaman zaman meydana gelen bu tür olaylara ilişkin saptamalann bir kez daha kamuoyuna açıklanması gereğini duyduğu belirtildi. Bir yandan editöryal ba- ğımsızhk denilen yayıncımn bağımsızlığıy- la, bir yandan düşünce açıklama özgürlüğüy- le, ama özünde halkın haber alma ve bilgi edinme hakkıyla yakmdan ilgili sorunlann ortaya çıkmasında, basmın yapısal durumu- nun payının büyük olduğu ıfade edilen açık- lamaya, şöyle devam edildi: "Basında Çahşanlaria Çahş&ranlar Ara- sındaki Münasebederin Tanzimine Dair 212 Sayıb Kanun'un uygulanmaması, basında önemti bir boşhık meydana getirmiş ve bir di- zi sorunun doğmasma yol açmışör. Elbette, Türkiye Gazetecileri HakveSorumluluk Bfl- dirgesi'nde yer aknğı gibi, 'gazetecinin çalış- tığı basın ve yayın organmm kendisıyle yap- tığı sözleşmede de kaydedilmiş ohnası gere- ken temel çizgisini dikkate ahnasr gerekir. Ama bugün, basm ve yayın organlannda te- mel ve istikrarh bir yajın çizgisinin beürlen- diğini sövlemek güçtür. Bugün medyanm çe- şitli güç odaklarmdan gelen birtakun etkikr ve basküar attmda kaldığı, aynca ohnaması gereken çıkar iüşkileri içinde bulunduğu ve bunlann sonucunun yavmlara yansKhğı ka- muoyunca gödemlenmektedir. Bu durumda gerçek anlamda bir editör>al bağunsızfaktan söz etmek zordur." Zaman zaman bazı güç odaklanmn yayın- lar üzerinde etkisinin arttığı, hatta kimi ya- zarlara tahammül edemediklerinin görüldü- ğü belirtilen açıklamada, benzer nedenlerle geçmişte bazı yazarlann yazılanna son veril- diği ammsatıldı. Bu bakımdan bir yazuun yayınlanmamasını dogrudan yaym ilkelerine bağlamanın her zaman mümkün olmadığı beürtilen açıklamada, şu görüşlere yer veril- di: "Kaldı ki, yaynnlanmayan bir yazuun ko- nusunu kamuoyuna subjektif biçimde açık- lamak ve yazan o konunun muhataplanna karşı hedef hatine getirmek, basm geleneği ve meslek ilkeleriyle bağdaşmayan yanbş bir uy- gulamadır." leriyle, örneğin "yasadışı işgal edilen Hazine arazflerinin kaçak yapı sahiplerine sattşı'' özlemleri arasında taban tabana ve uzlaş- maz bir "çetişkT olduğu gerçegi- ni hiç bir siyasetçi gündeme bıle getirmiyor... Oysa başta yine "Kopenhag" olmak üzere, hemen tüm Avrupa kentlerinin "insan haklanna ve demokratikleşmeye" de beşıklık edebilmeleri için yıllardır ödün vermedjkleri temel kural, plan- sız ve yasadışı yapılaşmaya önce göz yumup, sonra böylesi bir "toplumsal bırsEhgT ödüllendir- mek değil... Tam tersine onlar, "en sıkı imar kuraBanyla" kent- sel ve toplumsal gelişmeyı plan- lama dısiplıni içinde tutarak, "ırygarcayaşamısürdürülebûir" kıhnanın da bılimsel ve yasal ön- lemlerinı geliştiriyorlar... Bu tarihsel güvenceyi yok ede- cek her türlü talancı ve çıkarcı i- mar politıkası da hem AB üyeli- ği sürecinde hem de bunu tanım- layan Kopenhag kriterleri açısrn- dan Türkiye'nin en önemli "so- runu" olarak giderek önem kaza- nıyor... Avrupa peyzajı Nitekim, AB Katıhm Ortaklı- ğı Belgesi için son hazıruklann yapıldığı şu yakrn günlerde, ör- neğin "Avrupa Peyzajınm Korunmasuıdan Sonımhı Bakanlar" da 20-22 Ekim 2000'de îtalya'da düzenle- nen konferansta bir araya geldiler. Konferansa katılan ve "Avrupa Peyzajı Sözles- mes n ni de Türkiye adına imzalayan Çevre Bakanı Fevzi Aytekin yurda dönü- şünde şu açıklamayı yaptı: "Bu imzamızla AB kaplla- ruu arnk bize açariar (_) yardun ederler (_), biz de tarihi değerlerimizi koru- muşoturuz_" (Cumhunyet, 23 Ekim 2000) Bu imza ve açıklamayla birlikte, aym zamanda "kentJerimizin tarihi ve do- ğal peyzajının korunmasm- dan sonımlu" bakanımız olduğunu da öğrenmış bu- lunduğumuz Aytekin'in "bizeyardım ederler" dedi- ğı "Avrupa katktsı" için de acaba ne yapmak gerekı- yor?.. Geleceği planlamak tşte bu sorunun yarutı da 8 Kasım Dünya ŞehirciUk Günü için seçüen ana tema olan "getecegi planlamak" erdemrnde yatıyor. Çünkü, Avrupa Kentsd Şartnm da Türkiye'nin yıne unzası olan "ortak Avrupa yaşa- mı" hedefıne dönük önce- liklı maddeleri arasmdaki; "kentsel getişmenin, geçmi- şe ah mimari ve peyzaj de- gerierin korunarak sürdü- rüldüğü ve tarihsel dokuya uyumlu biryapılaşmayısağ- layacak planlamayla yön- lendirümesL." ilkesi, her geçen gün daha da önem kazanıyor... Bakalım AB Katılım Belgesi'yle ilgili tarüşma- larda siyasetçilerimiz ve medya işte bu "temel soru- na" da değinecekler mi?.. Eğer, Çevre Bakam'nm "AB'ye girme umuduyla" imzaladığı çağdaş şehirci- lik kurallan yerine, Dünya Bankasfnın "küresel he- saplarla" öngördüğü "planlamadan piyasaya" dayatmasma boyun eğilir- se gelecek yıllardaki 8 Ka- sım'lan da yine hep AB Katılım Ortaklıgı Belgesi tartışmalanyla geçireceğiz demektir... GENtŞ AÇI HİKMETBtL.4 Merkez ve MHP Şu merkezde ne keramet varsa, herkes mer- keze yerleşmeye çalışryor. Merkeze yakıştınlan ANAP, DYP, DSP ve FP'den sonra şimdi de MHP'nin merkez partisi olmaya çalıştığı söyleni- yor. Varsa yoksa merkez. Merkez, merkez, mer- kez... Bekçi Murtaza'nın 'Ben anlamam merkez bi- lir" demesi gibi, birden merkezin önemi artmaya başladı. Neden acaba? ••• 18 Nisan 1999 seçimlerinden beri bütün göz- ler MHP'nin üzerinde. MHP'nin beklenmedik şe- kilde (aslında bal gibi beklendik şekilde) ikinci parti olması, iktkjara gelmesi hâlâ devam eden bir tartışmayı başlattı: "MHP değişti." "Değişti mi, değişmedi mi?" MHP değişti ya da değişmedi. Ama MHP se- çimden ikinci parti olarak çıktı ve iktkjara yerteş- ti. Pazar günü yapılan MHP Kongresi sırasında bir partiliye sorduk: "Değiştiniz mi?" "Değişmedik, haklı çıktık." "Nasıl?" "Şöyle: Otuzyıl komünizme karşı çıktı. Komü- nizm önünde sonunda yıkılacak, dedik. Yıkıldi. Orta Asya'daki Türkler bağımsızlığını kazanacak dedik. Kazandılar. PKK olayının bir terör eylemi değil, Türkiye 'nin bütünlüğüne yönelik bir saldı- n olduğunu söyledik. Başkaian federasyonu, azınlık haklannı savunurken biz mücadele dedik. Kimileri, terörü masum gösteren tavııiar alırken biz şehit cenazelerine sahip çıktık. Haklı çıktık. Sağı temsil ettiğini söyleyen partilerkarşılıklı yol- suzluk suçlamalannın batağında çırpınırken biz bu işlere bulaşmadık. Hep halkın içinde olduk." Aslında bu MHP'linin söylediği şuydu: Biz ken- di açımızdan doğru yerde durduk, bir rüzgâr es- ti, yanlışa oynayanlan barajın kıyısına veya altına sürükledi, bizi de iktidara... • • • MHP Genel Başkanı Devlet Bahceli'nin kong- rede çok farklı bir konuşma yapacağı, MHP'de- ki büyük değişim projesini açıklayacağı öne sü- rülüyordu. Bu, MHP'nin "merkeze açılma" pro- jesi de olabilirdi, MHP'nin tabanından kopacağı- nı gösteren sözler de... Hiçbiri olmadı. Bahçeli, soğukkanlı biryaklaşımla "merkeze gidişln ipuç- lannı verdi ama acele etmeyeceğinin mesajını da verdi. Bir anlamda topu "n7ufta£ap"lannaattı. Mu- hataplar kim? Türkiye'nin hamurunu değiştiıme- yi amaçlayan baskı odaklan, o odaklann Türki- ye'deki temsilcileri ve hatta koalisyon ortaklan. Muhataplann politikalan vetavırian, MHP'nin kı- sa ve orta vadedeki politikalannda önemli rol oy- nayacak. ••• Neden herkes "merkez'e oynuyor? Çünkü bir- çok denemeden sonra görüldü ki Türkiye'nin tü- münü kavrayan iktidann yeri, sınırian 1923'te çi- zilen "merkez"ü\r. Çevrede dolaştığın zaman bir miktar oy alabilirsin, kıyısından köşesinden ikti- dara da gelebilirsin ama orada kalmazsın. Çev- renin geri kalmışlığını samimi olarak kırmayı isti- yorsan yine gideceğin yer merkezdir. "Ben işimi çevreyle de görürüm" dediğin zaman radikal bir ufaklık olarak kalırsın. Yok Refah Partisi gibi uya- nıklıkederde, "Ben merkeze gitmem, merkez ba- na gelsin" dersen o zaman da neler olur neler?.. MHP'nin merkeze doğru gittiği bir gerçek. Kö- tü orneklerden ders aldığı da bir gerçek. Devlet- le ve rejimle kavga ederek iktidar olamayacağı- nın da bilincinde görünüyor. İktidara ortak olma- nın çok şey demek olduğunu ancak her şey de- mek olmadığını da farketmiş durumda. Böyte gi- derse MHP'nin "merkez sağ"ın ana partisi otma- sı işten bile değildir. Yeter ki şemsiyeyi ters yüz edecek bir hata yapmasın. MHP'nin tırmanışı karşısında şimdi bazı sağ li- derier, "Merkez dolu, yer yok" demeye başladı- lar. Aslında merkezin boş olduğunu biliyorlar. Bil- medikleri şu: Merkezde yer yoksa, MHP gelir, se- ni barajın arana iter ve yerine oturur. hikmetb@ntv.com.tr BENZEMEZLİK DUYURUSU Ad Soyad benzerliğinden başka Hürriyet gazetesi çalışanı "Gazeteci Gülden Aydın" ile hiçbir ortak yanımın olmadığını görülen lüzum üzerine işbu ilan ile KAMUOYUNA duyuruyorum. TC Vatandaşı GÜLDEN AYDEV HAFTASOHU GEZİLERİ Potonezkûy-de doğa ve tarih (11 Karnn Cumartaal) Beyoölu/Pera-Suitanahmet (12 Kasım Pazar gûnû.-) Çanakkale Ayazma'dan ida'ya (11-12 Kasım, C.tmsl, Pazar...) Menevşe Yaylası'nın son demi (12 Kasım Pazar...) Tcl: IO212) 251 OS 66 YILBASI TURLARI Guneydogu. Hemsm. Heraklıa dan Kelpbckler e Edremıt [Idaı. Kapadokya IFUJIFIUM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear