25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2000 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Bu Ne Çöküntü! Ayşe İLHAN Tarih öğretmeni D in sömüriisü yapan (şe- riatçı) birpartinin baş- kanı televizyonda gö- ründü; çevresini kadın- lar almış. Hiç bir içten- liğı olmayan o takma gülüşü yüzün- de ve işgüzarlık peşinde. Kadınlann hepsı başörtülü; pahalı eşarplar kaş- lannın üstüne dek bohcalamış kafa- lannı. Derken efendim, tüm görün- tüye tüy dıken bir kadın kara çarşaf içinde baş köşeye dikildi. Bunlar, belediye başkanlannın eşleri; ne gı- bi hizmetlerde bulundularsa, demok- rasi özgürlük sözlerini dılınden dü- şürmeyen takiyeci başkandan ödül- lerini alıyorlar. îran (Afganistan'da bu kadan da yok) sokaklan geldi gözûmûn önüne; dincilere keyif ve- ren manzara... Agzı köpürerek nutuk çeken baş- kan, örtünmenin Kuran emri oldu- gunu söylüyor. Asıl elebaşı bir zamanlar "imaın hatiptercenneti kola>laşOnr" deme- miş miydi? Bu söylemlerle Tûrkiye cennet yolunda rnarş marş Avrupa Birliği'ne! Bıze temizliğe gelen kadın soru- yordu bana: "AIIab.ii Ekber" ne de- • mek? - Tann uludur demek. "aa!" diye şaşırdı; böylesine sade bir an- lam beklemiyordu. Dinimizin kölderini, özünü kendi dilimizde öğretmediğimiz sürece Arapça sözcüklerden bir şey anlama- yan insanlanmız gizem ve vehimle- re kapılıp ağlayarak boyunlannı bü- kecekler; çağdaşhğı, cumhuriyeti hangı beyinlerine sığdıracaklardır. Eşi emsali bulunmayan, büyüklü- ğünûn boyutlan ölçûlemeyen kur- tancımız yaşamını adadığı milleti- ni ıkı yüzlü polıtıkacılara, kör inanç- lara, tankatlara ve hu hu çeken tek- kelere mi bırakacaktı. Açıkça görülen gerçek şu ki kur- tuluşumuzun güvencesi sevgili ordu- muzdur. Kötû ve çıkmaz yollarda gezenler, önlennde ki engeli aşama- yacaklannı bilenler orduyu didikle- meye çalışıyorlar. 15 yıllık zalim bir savaşı Vazanan ordu şimdi de çırpınan bölgenin ima- nnı üstlenmiştir. Ötekiler nerede? Nerede olacaklar, tekke, muska, ta- rikat ve her tûrlü gericiliğin peşin- de... Içimizde kol gezen gerici terörûn; mafya, çete, yolsuzluk ve hırsızlığın kimi komşu lslam ülkelerinde tez- gâhlandığı; bu yolda çahşanlann oradan gelip sıkışınca yine oraya kaçtıklan belli iken o ülkelere toz kondurmayan şeriatçılar hangı akla kulluk ediyorlar ki... Tantan, çalış- maktan yılmıyor. Londra'dan dönüşünde yüzünde- ki o dertli anlatımı hiç unutamıyo- rum; ayağının tozu ile ne dedi. "Hiç vakitgeçirmeden eğitim-öğretim re- formunu gerçekleştirmeü>iz!"bellı olmuyormuydu: "oraiarabaşka tür- tû yetişemeyiz" demek istediği. Tasarımlanm, yazacaklanm baş- kaydı; ama yüreğirn yana yana, elim- de olamadan yine irtica belasına sap- landım. Sevgili tlhan Selçuk ne di- yor? "irtica faşizmden beterdir!" Korkunç bir aymazlık içindeki po- litikacılar iki yüzlülûklerini sürdü- rûrken başka konulara eğilemiyor insan... Devleti kıyısmdan köşesinden; gümrüğünden, bankasından hortum- lamayan, aile boyu servete doyma- yan insanlara değineceğim. Once Cumhuriyet'ten söz etmeliyim: Üni- versite boyutunu aşan, benim oku- malara doyamadığım gazetem ay- dınlanma için çırpıruyor. Kûltür hiz- metlen aydınlığa açılan kocaman pencerelerdir. Bu pencerelere koşanlan arttır- mayı kim istemez! Salı ve cuma gûn- leri ikişer Cumhuriyet alıyorum; so- kağunızda iyi okuyan iki kapıcı ço- cuğuna dönûşümlü olarak armağan etmeküzere.. Çocuklann nasıl sevindiğini gör- mek isteyenler bu küçük hizmeti ust- lenebilirler.. Şimdi gazetemde yayımlanan bir karikatürden söz edeceğün: Çizim- de usta hortumcu genç adam diyor ki, "Ben konuşmama hakkımı kıü- lanarağım; Omhndsnmnımı istiyo- rum." Aile boyu süren açgözlülüğü ser- gilemeyi böyle ustaca becerebilen bu karikatûr, iyice irdelendiğinde sayfalar dolusu yazılara eşdeğerdir... Geçmişte henüz adı konulmamış bir soygun türü icat eden (suntacı) kimdi? Amca ne diyordu u Küçûk bir çocuklu uğnışıvorlar!'' Tannm. böyle harika çocuklan yetiştirme- nin dayarulmaz kân kimi özendirmez ki. Eski, ünlü bir beyit vardır. "kisp- siz ol mertebe cehl olmaz / Cehl'in ol mertebesi sehl olmaz" Ben bunu değiştirerek söylersem bağışlamr mıyım? "Ahşürma yapdmadan, ka- zanümadan, iş edinilmeden bu dü- zeyde ahlaksızhkta bulunukunaz, / böylesi hortumlama kolay yapüa- maz." Gerçeği vurgulamak gerekiyor: bu yan aç yan tok fakir ülkede do- muz cennetinde yaşayanlar baş edi- lemeyecek kertede artıyor. Devlet mi?.. 0 da Ne?.. Dehşet sinema- sı... Pek revaçta!.. Amerikan sine- masının küresel pi- yasaya pazadadığı dehşet filmleri, ki- mi zaman kapalı gişe oynuyorlar, kimi zaman televizyonda iyi reyting yapıyorlar. Seyirci ne istiyor?.. Kopan kollar.. Uçurulan kelleler.. Deşilen bağırsaklar.. Çıkanlan gözler.. insanlann kannlannı barutla doldurmak, se- yirciye tadına doyulmaz bir keyif veriyor.. Küreselleşme sürecinde dehşeti metalaş- tınp satmak, para getiriyor.. Hem de ne para!.. • Peki, Türkiye'de dehşet sineması ne durum- da?.. Bizde dehşet sineması, hayat-ı hakikiyye- den sahneler biçimindedir. Gazetelerle televizyonlardan kamuoyuna yansıdığı biçimiyle, Uşak'ta Nuriş kardeşlerin sahneye koydukları kanlı senaryo, değme Amerikan yönetmene taş çıkartacak içerikle dolup taşıyor. Aşkolsun!.. Nuriş çetesi Uşak Cezaevi'ne aktanlınca önce hapishaneye el koyuyor; sonra kenti ha- raca kesiyor; ardından mapusanede -ne rast- lantı- yatan hasımlannı öyle bir temizliyor ki, ortalık değme korku filmine ya da dehşet si- nemasına taş çıkartacak bir kanlı dekora dö- nüşüyor. PENCERE Kimse bilmiyor. Nuriş çetesi Ala- attkı Çakıcı çete- siyle boğaz boğa- zadın bu iş nerede başlar, nerede biter, kaç can daha har- canıp gider?.. Medya soruyor: - Devlet nerede?.. - Devlet yok mu?.. - Hükümet nerede?.. BizJm medya çok saftır, olmadık yerde dev- leti arar, bulamaz. Cezaevinde neden devlet olsun ki?.. Nerede var devlet?.. Devleti kim kaybetmiş de sen hapishane- deki bttirimlerie kanunsuzlar koğuşunda bu- lacaksın?.. Hem cezaevinde koğuş mu istiyorsun?.. Al sana!.. • Cezaevlerinde devleti bulamayan anlı şan- lı medyamıza soralım: - Medyada devlet var mı?.. Yok mu?.. Medyası böyle olan birtoplumun hapisha- nesi de böyie olur!.. "Yasalara saygı" önce bir ülkenin 'dördün- cû kuvvet'inden, yani gazetesinden, radyo- sundan, televizyonundan başlamalı!.. En çok satışlı gazetesi devletten aldığı bankanın içi- ni boşaltan bir toplumun cezaevinde devleti aramak saflık değil mi?.. ii TELSIM YENİ NESİL SİM KART'M SUNAR ..fi^ rt.-r* -r»*T >*•• ; t :*'ı - - • i . . - . , . -a,ı.-U-U'-ı» '^--•J'4-^ . . >* Türkiye'de "yeni nesil SİM kart" dönemi başlıyor. Dünya SİM kart teknolojisindeki gelişmelerin yarattığı yeni nesil bir SİM kart olan GOLD SİM KART'ı Türkiye'ye Telsim sunuyor. GOLD SİM KART, cep telefonunuza olağanüstü özellikler kazandıracak. GOLD SİM KART, öncelikle cep telefonunuzun telefon numarası kaydetme kapa- sitesini 250'ye, kısa mesaj saklama kapasitesini 25'e çıkaracak. Dahası, bir sözcüğün başka bir dildeki karşılığından borsa bilgilerine, gideceğiniz şehrin hava durumundan döviz kurlarına kadar pek çok konuda sürekli güncelleşti- rilen bilgilere, cep telefonunuzdan tek tuşla, kolayca ulaşmanızı sağlayacak. Dünyada SİM kart teknolojisinde yaşanacak gelişmeler parale- linde, GOLD SİM KART'ın yetenekleri daha da artacak. Gün gelecek, yalnızca GOLD SİM KART'ınız sayesinde, gideceğiniz yolun trafik durumu hakkmda bilgilenebilecek, cep telefonunuzdan alışveriş yapabilecek, havale-EFT yapma, hisse senedi alıp satma, kredi kartı ödemelerinizi yapma rahatlıklarını yaşayabileceksiniz. Hemen bir Telsim CepShop'a gelin, GOLD SİM KART ayrıcalığından yararlanmaya başlayın. Dileyen Telsim aboneleri, bir Telsim CepShop'a uğrayarak, halen kullandıkları SİM kartlarını -telefon numaraları değişmeden- GOLD SİM KART'la değiştirebilecekler. A I C W
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear