25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DEPREM Kandilli Rasathanesi'nde depremle ilgili bügiler Dr. Eser Durukal tarafından açıklanacak Işıkara uyansmı savundu Prof. Işıkara. bundan böyle depremle ilgili bilgilerin koşullara göre günde bir ya da iki kez dûzenlenecek basın toplatılanvla açıklanacağıru söyledi. Prof. Barka: Tavrı yanlış Ahmet Mete Işıkara eleştiriliyor Istanbul Haber Servisi- Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitü- sü'nün bu alanda tek yetkili kunım gibi lanse edilmesi eleştiriliyor. Türkiye'de, Kandilli. MTA, TUBlTAK. İTÜ ve Avrasya Yer Bilimleri Ensti- tûsü'nde yer hareketleri izleniyor. depremle ilgi- li araştırmalar yapıhyor. İTÜ A\Tasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürû Prof. Dr. Aykut Barka, önceki gûn akşam saatle- rinde saptanan sıradışı sarsıntılan bu alandaki di- ğer uzman kişi ve kurumlarla değerlendirrneden halkı geceyi sokakta geçirmeye çağıran Kandilli Rasathanesi Deprem .Araştırma Enstitüsü Merke- zı Müdürü Prof. Dr. Mete Işıkara'nın tavnnı doğ- ru bulmadığını söyledi. Prof. Barka şöyle devam etti. "YıBardır biriikte calışoğumz Kandilli'nin bu getişme karşsmda bizleri toplayıportak bir de- ğerlendirme yapmasını beklerdim. Bunu yapma- dan. bilimin aciz kaldığL herşeyin kontrolden çık- mş gibi göründüğü bir izlenimie halkıpaniğesev- kedici davranışı onaylamryorum. Yapılınası gere- ken. basına girmeden önce. bizim de yorumlan- nuz aiındıktan sonra vanlart sonucu halkı paniğe sokınadaaher şey kontrokiençıkmış.izienimi ver- meden daha yumuşak açıklamalaıia aktarmak- ü, Dün (öncekigün) öylebir panikyarankbkL dü- zeltraek imkânstz. Ben niye dısan çıkrruş insanla- n içeriye çağırayım. Artçıbir deprem sonrasında millet balkonlardan atlayacak. Sonra da sorumlu otarak bizi gösterecek." Tek rasathane yeterii deflil' TÜBlTAK Feza Gürsey Enstitüsü Müdürü ve Türkiye Bilimler Akademisi Kurucu Üyesi Prof. Dr. Yavuz Nutku, Boğaziçi Üniversitesi Kandil- li Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Mü- dürü Ahmet Mete Işıkara"nın. burnunun dibinde- ki depremin şıddetını ölçmekte aciz kaldığını söy- ledi. Teorik fizikçi olduğunu. ölçümlerin nasıl yapılması gerektiğıni 1yi bildiğini anlatan Nutku, Kandilli Rasathanesi Müdürü'nün, bu kururnun başında tutulmasınm da Boğaziçi Üniversite- si"nin iç dengelerinden kaynaklandığıru söyledi. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Istanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Tıırgut Öztaş da depremler ko- nusunda zamanla veriler arttıkça tahmin yüzde- sinin de arttığını belirterek, bir ülkede tek bir ra- sathane olmasının doğru olmadığmı söyledi. Öz- taş "Türkiye gibi deprem tehlikesi yaşayan bir ül- kededeprem araştırmalan konusundaçoksağhk* h veri toplavan. bilimsel olarak calışan ve arala- nnda eşgüdüm olan birkaç kurumun ulması ge- rekli" dedi. Türkiye'de, Kandilli, MTA, TÜBlTAKve tTÜ dışında Bayındırlık Bakanlığı. Istanbul Büyükşe- hır Belediyesi vejeofizik mühendislıği bölümle- ri bulunan diğer üniversitelerde de yer hareketle- ri ölçümleri yapılabiliyor. ABD'nin Boston kentinde bulunan ünlü Mas- sachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) dep- rembilimci Profesör Nafi Toksöz, Tûrkiye'deki deprem bölgesinde yeni bir deprem olasılığının zayıf olduğunu, ancak yine de depremin olmaya- cağının kesın olarak söylenemeyeceğini belirtti. MIT'ten teknikbir grubun Türkiye'ye hareket et- tiğini söyleyen Prof. Toksöz,u tki hafta sonra ben de Türkiye'ye geJerek. ünrversitelenkki arkadaş- larla,bundansonra neyapılmasıgerektiği hakkm- da görüşeceğkn" dedı. Gemlık'te meydana gelen depremle ilgili olarak Toksöz, "GesnHk'te mey- dana gelen deprem normaldir.lzmitmerkezligüç- lü bir deprem meydana gelmjştir. Bundan diğer fay hatlannın da etkilenmesi normahür. Bundan sonra depremler bölgede bir müddet devam ede- cek ve gkkrek hem sayılan hem de depremin gü- cü azalacaknr" diye konuştu. Prof. Toksöz, Türkiye'de meydana gelen dep- remin çok önceden tahmin edüdiğini, ancak ne zaman olacağının kestirilemediğini kaydederek, Erzincan depremi ile aktif hale gelen fay hattının, çeşitli dönemlerdeki depremlerle, Sapanca Gö- lü'ne kadardayandığmı ve Kocaeli merkezli dep- remin bir sonraki deprem olacağının. deprem bi- Hm adamlafmca bilindiğini ifade etti. İstanbul Haber Servisi - Boğaziçi Üniversitesi Yöne- tim Kurulu. depremle ilgili bilgi ve değerlendirme so- nuçlannın günlük basın top- lantısıyla Dr. Eser Durukal tarafından medyaya aktanl- ması karan aldı. Yönetım Kurulu, Kandilli Rasathane- si Deprem Araştırma Ensti- tüsü Müdürü Ahmet Mete Işıkara'ya bir danışma kurulu belirleyerek dep- rem sonuçlannın bu laırulla biriikte değerlendi- rilmesini kararlaştırdı. Bu düzenlemelenn. Prof. lşıkara'nın önceki gün yurttaşlara yaptığı "Geceyi dışarda geçirin" çağnsından sonra yapılması dıkkat çekti. Prof. Işıkara, düzenlemelerin, deprem sonuçlannm üniversiteye daha yakışır bir şekılde verilmesi için alındığını savundu. Prof. Dr. Mete Işıkara dün düzenlediği basm toplatısında, ozellikle lzmit depreminin ardından inanılmaz, yoğun medya ilgisinin doğduğunu, bazı özel televizyonlardaki canlı yayınlara katı- lırken bazılannın isteğini karşılayamadığını anımsattı. Toplumu bilgılendirme konusundaki titizliğinin toplumaolan saygısından kaynaklan- dığını anlatan Prof. Işıkara, Universite Yönetim Kurulu'nun basınla ile ilişkiler konusunda aldı- ğı yeni karan duyurdu. Işıkara, bundan böyle • Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Kurulu, dün aldığı bir karar ile Ahmet Mete Işıkara'ya danışma kurulu belırledi. Işıkara düzenlediği basın toplantısında, depremle ilgili bilgilerin koşullara göre günde bir ya da iki kez dûzenlenecek basın toplantılannda Dr. Eser Durukal tarafından görüntüler eşliğınde verileceğini, bazı durumlarda kendisinin toplantıya katıîacağmı belirtti. Işıkara, sıradışı bir gelişme bulunmadığını, geceyi evinde geçireceğini söyledi. depremle ilgili bilgilerin koşullara göre günde bir ya da iki kez dûzenlenecek basın toplatıla- nnda Dr. Eser Durukal tarafından görüntüler eş- liğinde verileceğini. kimi zaman da kendisinin toplantıya katılacağını belirtti. Danışma kurulu bellrlendl Prof. Işıkara, duzenlemenin basmla ilişkilerin üniversiteye yakışır şekılde verilmesi için yapıl- dığını, kendisine de zaman kazandıracağını be- lirtti. Işıkara, yönetim kurulunun kendisine bir danışma kurulu belirlediğini de vurgulayarak bu şekilde gerekirse dışardan da destek alarak da- ha geniş bir tabanda çalışma fırsatı bulacaklan- nıkaydetti. Depremle ilgili son bilgileri de aktaran Işıka- ra, lzmıt merkezli ana şoktan dün saat 13.00'e kadar 2.5 ve üstü büyüklükte 500'den fazla, 4 ve üstü büyüklükte ise toplam 59 artçı deprem gerçekleşti- ğini söyledi. Depremlerin şiddet eğri- sinin kendilenni rahatlatıcı yönde olduğunu ifade eden İşakara, sıradışı bir gelişme bulunmadığmı, geceyi evin- de geçireceğini söyledi. Da- ha sonra sorulan yanıtlayan Prof. Dr. Mete Işıkara, Is- tanbullulann önceki geceyi sokakta geçirmele- rine yol açan açüdamasmdan pişmanlık duyma- dığmı belirtti. 00 saatte 1305 deprem 19 Ağustos saat 4'ten 20 Ağustos saat 20'ye kadar toplam 1305 deprem kaydettiklerini ifade eden Işıkara, '•deprem nrtınasr olarak adlandır- dıklan bu artçı depremler nedeniyle ilk anda Gemlik üzerinden Marmara'ya giren faym gü- ney kanadımn hareketlilik kazandığını sandık- lannı, bunun bir başka depremin habercisi oldu- ğunu düşünerek uyansını yaptığını söyledi. Prof. Işıkara. "Ba_ meslektaşlaruuz, kendile- riyle bir değerlendirme yapmadan yapüğınız uyan nedeniyle sizi eleştiriyor'' sorusuna karşı- lık olarak, bunu zaman yokluğundan ve konunun aciliyeti açısından yapamadığını savundu. Japon bakan Komura, Avcılar 'daki enkaz kaldırma çalışmalarını izledi yapûaryemdenincdenmdtfİstanbul Haber Servisi - Deprem- de büyük hasara uğrayan istanbul Avcılar'da kurtarma çalışmalan, ye- rini enkaz kaldırmaya bıraktı. AKUT ekipleri. itfaiye, polis ve askeri bir- liklerce sürdürülen çalışmalarda dün kurtanlan olmazken, Gültekin So- kak'taki enkazm ahından çıkanlan2 cesetle biriikte enkaz altından çıka- nlan ölü sayısı 213'e yükseldi. tstanbul Valisi Erol Çakır, istan- bul II Özel Idaresi'ndeki Kriz Mer- kezi'nde yaptığı açıklamada, kentte son bilgilere göre 436 ölü, 2678 ya- ralı olduğunu, 65 enkaz ve 1750 ci- varında hasarlı bina bulunduğunu belirtti. Vali Çakır. lstanbul'da halen Avcı- lar'da 7 ve Bağcılar'da 1 enkazda ça- lışmalann sürdürüldüğünü kaydetti. Enkazlann altında 30'a yakın vatan- daşın daha bulunduğunun tahmin İstanbul Hasar tespit çalışmalan tstanbul Haber Servisi - Türkiye'yi sarsan deprem sonrasında uzmanlar halkı, hasar meydana gelen bina- lann içine girrlmemesi ve mutlaka hasar tespiti yaptı- nlması yönünde uyanrken. tstanbul Valiliği de hasar tespiti için ilçe kaymakam- lıklannı göreviendirdi. Deprem sonrasında uz- manlar, hasarlı konutlara gi- rilebilmesi için bir yetkili- nin mutlaka "İçine girüebi- lir" oluru vermesi gerekti- ğini açıkladılar. istanbul Valiliği, binalardaki hasar tespitinin, Bayındırlık ve İs- kân Müdürlüğüelemanlan, ilçe belediyeleri ve gerekti- ğınde İstanbul Büyükşehir Belediyesi elemanlannca yapılmasım genelge ile du- yurdu. Evlerindeki hasar tespitini yaptırmak isteyen yurttaşlar, bu konu ile ilgili olarak bulunduklan ilçenin belediyesi ya da kayma- kamlığmın kriz merkezi ile temasa geçerek yardım iste- yebilecekler. tstanbul Bü- yükşehir Belediyesi 'nin du- yurusuna göre de tnşaat Mühendisleri Odası'na ka- yıtlı mühendislik-müşavir- lik fırmalan ve inşaat mü- hendisleri de hasar tespiti konusunda yurttaşlara yar- dımcı olacaİdar. Bahçelievler Belediyesi de Bahçelievler Mahallesi dışmdaki 10 mahallede 29 binanın mühürlendiğini açıkladı. Bahçelievler Bele- diyesi, Kültür Üniversitesi ve tnşaat Mühendisleri Odası işbiriiğiyle oluşturu- lan komisyon, mühürlenen binalarda yaptıklan incele- mede, yıkımı gerektirecek binanın bulunmadığını vur- guladı. Bahçelievler Bele- diyesi Imar Müdürlüğü'ne 425 başvuru olurken, 562 bina da denetlendi. (Bahçe- lievler Belediyesi Kriz Ma- sası: 652 08 09, 652 09 08) • Avcılar'da kurtarma çalışmalan, yerini enkaz kaldırma çahşmalanna bıraktı. Enkaz altından çıkanlan iki cesetle toplam ölü sayısı 213'e yükselirken 30 kişinin daha yıkıntılar altında bulunduğu tahmin ediliyor. edüdiğini bildirdi. Avcılar'da enkaz lığını eski İstanbul Büyükşehir Be- kaldırma çalışmalarını inceleyen Ja- ponya Dışişlen Bakanı Masahiko Komura. deprem kuşağında olan Türkiye'de yapılann yeniden ince- lenmesi gerektiğıni söyledi. Japonya'nın Türkiye gibi deprem kuşağında olduğunu anımsatan Ko- mura, bu konuda Türkiye ile işbirli- ği yapacaklannı belirtti. Türkiye'nin acil olarak altyapıyı yeniden imar et- mesi gerektiğini vurgulayan bakan Komura, kurtarma çalışmalan hak- kında bilgi aldı. CHP tstanbul tl Başkanı Mehmet Bötflk, Avcılar'ın depremden sonra yalnız bırakıldığını belirtti. Başkan- lediye Başkanı Prof. Dr. Nurertin Sö- zen'in yaptığı CHP kriz masasmın incelemelerini aktaran Bölük, tstan- bul Büyükşehir Belediyesi'nin dep- remden siyasi çıkar sağlama peşın- de olduğunu sa\unarak "Dana asli işler yapması gerekirken minibüsle bölgede yemek dağıüyor. Oysa Avct- lar'da asıl olarak çöpler toplanmab- dır, su ihtiyaa karşılanmalıdır, sey- yar tu\ alerier kurulmaudır ve Uaçla- ma yapılmalıdır" dedı. Bölgede ola- sı bir salgın hastalığın sorumlusunun Büyükşehir Belediyesi olacağuu be- lirten Mehmet Bölük, 800 konutun oturulamayacak dunımda olduğunu ve 5 bin kişinin acilen konut ihtiya- cı bulunduğunu vurguladı. Bölgeye çadır gönderilmediğıne de dikkat çe- ken Bölük, "İzmit Yalova, Adapaza- n'ndaki gibi Istanbul'daki depremze- delerin de SSK. Bağkur, vergl ban- ka.çek-senetyükümlüiükJerierteten- meBdir" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yü- maz da dün Avcılar'da kriz masasını ziyaret etti. Daha sonra Bakırköy Be- lediyesi'nde basın toplantısı düzen- leyen Yılmaz, depremde ölümlerin 10 bini geçeceğini söyledi. Depre- min maddi hasar olarak cumhunyet tarihininen büyük felaketi olduğunu söyleyen Yılmaz, "SKü savunmaıun iyi örgflâenmemesi, uzman sıkınbsı ve organizasyon yetersizügi var. Gö- nüllülerden ve uzman personetden oluşan bir örgütlenmeye ihtiyaç var" dıye konuştu. Avcüar ın orta yerinde pazar yerinden bozma bir arsaya sığınmış yoksul insanlar. Çocuklar her şeye karşın yine degülüyor. (Fotoğraf: ERGUN GÜMRAH) IzLENlMLER / ÜMİT ZİLELÎ Okahrolası, oaldığı canın hesabı bile tutu- lamayan depremden tam 84 saat sonra.. Avcılar çaresiz- liğe, Avcılar tarifsiz bir öfkeye, Av- cılar ölümün iç bunaltıcı kokusuna tutsakdüşmüş.. Bir de o yapış yapış sıcak yok mu; yüreklerde saklanan, kimse- lere itiraf edilmeyen ufacık umut kırıntılannı da silmiş atmış. E5 karayolunda, Avcılar tabela- sından yalnızca 150 metre sonra ilk faciayla karşılaştık. Sırayla dizilmiş çok katlı apartmanların arasında birtanesiartıkyoktu.. - Gerçekten yoktu!.. Şekilsiz yığının üzerinde askerler ve greyderler çalışıyordu. Sanki, artık amaç can kurtarmak değil, pisliği temizlemektü. Ve insanlar ağlıyordu.. O hattın üzerinde, üç, beş, on apartman arayla yok olan binalar gördük. Dev kepçeler bu utanç yığınları- nı bir an önce ortadan kaldırmak için aralıksız çalışıyordu. Avcılar'da binalar bomboş, so- Bir Kalleşlik Var Ama!.. kaklar tıklım tıklımdı!. Yıkılmayan birçok apartman sanki bir sonraki sarsıntıyı beklercesine birbirine yaslanmıştı. Insanların kaldırımlarına yatak- lannı serdikleri daracık sokaklarda dolaştık. Gidecekyeri olmadığı için pazaryerinden bozma bir arsaya sığınan kadınlann, çocuklann iç burkan feryatlarını dinledik. Gidecek yeri olanların, kapısı mühürlenmiş apartmanlara pen- cereden girip eşya taşıdığına tanık olduk. Onlar bir daha dönmeme- cesine gidiyorlardı. Yirmi yıla yakın Avcılar'da oturan, depreme toru- nuyla gelinini kaptıran Seniye ha- nım, "Artıkburalardayaşayamam" diyordu. - Binlerce deprem kurbanı Avcı- lar' ı terk ediyordu! Havuz semtinde kaç can aldığı bilinemeyen ve de bir zamanlar ye- di katlı olduğu bilinen beton yığını- nı asker çevirmişti. Iş makineleri çalışıyor, yüzlerce insan az uzaktan seyrediyordu. Yüzün- den teıie kanşık ça- murakan, yorgunluk- tan bitmiş bir asker, simsiyah ke- silmiş maskesini indirmiş, arkada- şıyla konuşuyordu: - Koca kolon üstüne yıkılmış, bir başı görünüyor. Çıkarmak müm- kün değil.. - Ölmüş mü?. - Ezilmiş oğlum.. kokmuş bile.. Bağcılar'da yaşananlann da Av- cılar'dan hiç mi hiç farkı yoktu. Is- tanbul'un yoksul mahallelerinin ka- deriydi bu; bugün depreme, yann seleteslimolmak!.. Ancaak.. Bu insanlar artık yal- nızca müteahhite kızmıyorlardı. Belki de ilk kez yüksek sesle, yük- sek ve kızgın sesle sorguluyorlar- dı. Hem de iki yıldızlı amirin yanın- da, hiç çekinmeden, hiç korkma- dan.. - Bir başlangıç mı?. Kimbilir!.. Dönüş yolunda Ataol Behra- moğlu sordu: - Ne düşünüyorsun?.. Yanıtım hiç düşünmeden geldi: - Bu işte bir kalleşlik var, ama!.. Avcılar izlenimleri Tasarlanarak tşlenen Cinayet ATAOL BEHRAMOĞLU Ümit Zileli ve Ergun Gümrah la Avcılar'a doğru ilerliyoruz. Büyükçekmece'ye yaklaş- madayken ilk "çadırkent"görüntüleri beliriyor. Daha doğrusu, yorgan. battaniye ve başkaca örtülede yapıimış derme çatma barınaklar. So- lumuzdan hızla bir ambulans geçiyor. Sağda ilerde bir cenaze arabası; arkada IDOŞ bir tabut. Zihnimde bu sabahki toplu mezar fotoğrafla- n. Başkalannın acısı olarak görmeye alıştığımız şeyieri şimdi kendi acılanmtz oiarak yaşıyoruz. Savaş sırasında Bosna'ya gitmiş Ergun Güm- rah'ta da aynı duygu; sanki Bosna'ya, savaşırt yıkıntılanna doğru ilerliyoruz. Trafikyoğunluğu arttı. Sağda "Vatan Hastanesi". Hastanenin bahçesinde ve yolun sol yanında yine ilkel ça- dırlar. Az sonra askerler, askeri araçlar, itfaiye erleri,itfaiye araçtan, ambulanslar... Bir bakı- ma, deprem felaketinin ilk iki gününde görmek isteyip de göremediğimız bir tablo bu. Askeri birtikterin kurtarma çalışmalanna katılması için neden bu kadar beklendi? Yoksa "sivil iktidar" başlangıçta istemedi mi bunu? Bu soruyu bi- rilerinın yanıttaması gerekiyor. Üst yaya geçidi altında çok büyuk biryıkıntı. Hurdahaş bir ara- ba. Yandaki evler boşaltılmış. Solda, Avcılar Kaymakamlığı ile Candan Hastanesi arasında yerle bir olmuş çok büyük bir yıkıntı. Az son- ra, giriş katı otomobit galerisi olsun diye ön sü- tunlann kaldınldığı ya da inceltildiği yapı oldu- ğunu öğreneceğiz bunun. Yanındaki ve arka- sındaki yapılar, hiç değilse görünüşte sağlam. Bu yapı yerle bir olmuş. Bunun adı "tasarlana- rak iştenen c/nayet"ten başka bir şey olmasa gerek. Cinayette "müteahhit"\n sorumluluğu açık seçik ortada. İki buldozerin çelik pençe- lerinde beton kalıplar, demir çubuklar, moloz- lar. Bir itfaiye eri yükselen toz bulutlanna su sı- kıyor. Yıkıntı attında bir polis aitesinin bulundu- ğunu öğreniyoruz. Kendisi, kansı ve kızı. Çev- rede yüzleri bez maskeli polister, askerler, sivR görevliler. Az ötede, yıkıntıdan çıkanlmış ufak tefek ev eşyalan: Toz-toprak içinde birkaç giy- si, kanaviçe ışlemeli bir yastık, delik bir leğen, bir saç kurutma makinesi, bir okul ansiklope- disinin tek çildi, hafif esintide sayfalan uçuşan birkitap... Ümit'ten, kitabın iyiceseçemedîğim adını sayfa üstünden okumasını rica ediyo- rum. Okuyup söylüyor "Variığın Metafızik So- yutu"... Aynı anda yıkıntıdan bir bilgisayar ek- ranı, hemen arkasından klavyesi çıkanlıp geti- riliyor... Merakımı yenemiyor, az önceki kitabın kapağını çevirip bakfyorum. Yazan: M. Fet- hullah Gülen Att başlık: "Ruh-Melek-Cın ve Şeytanlann Vartığı ve Mahiyetleh". Bir gaze- tenin ilave olarak verdiği bir kitap bu. İlk bakış- ta fark etmediğim birkaç kitap daha görüyo- rum: "Tam llmihal", "Hak Dini Kuran Dini", "Saidi Nursi". İki buldozerin demir pençeteri moloz yığınına dalıp çıkıyor. Beton kütleler çatırdıyor. Bu yığının attırKtaı artık hiçbir rnucizenin yasatamayacağı'bif a)'-' te yatıyor. Giriş katını otomobil gaterisi'yap- mak için yapının ön sütunlannı kaldıran, böy- lece "tasahayarak cinayet" iştemiş sayılması gereken bir caninin yok ettiği umutlanyla... Orada, demîr çubuklar, beton kalıptar, toz-top- rak ve moloz yığınlan altında, yok olup gitmiş maddi hayatlar yatmadayken, esinti "Variığın Metafızik Boyırfu"nun sayfalannı kanş- tırmayı sürdürüyor... Cinayet yerinden aynlmadan önce konuştuğumuz askeri görevli binbaşı, bir gün önce bınnci ağız- dan dınlediği öyküyü anlatıyor Alman- ya'dan gelip burada ev satın alan bir gurbetçi, müteahhite "Ev gerçekten sağlam mı" diye sormuş. Müteahhitin yanıtı şöyle: "Evet. Çünkü acemiliğime geldi. Ama sonrakiyaptıklanm için aynı şeyi söyleyemem..." Yönü Belirsiz Öfke Incirağaçlan, bidonlar, çöp birikintile- ri... Bu kez, sanki eski istanbufdan kal- ma bir alandayız. Pazarcılann tezgâhla- nnın konutduğu boş bir alan bu. Tazgâh- lann arasında yine o derme çatma çadtr taklitleri. Tezgâhlann üstüne tünemiş, yaşlıca, temiz yüzlü, temiz giyimli, yaş- maklı. başörtülü birkaç kadın. Yaşlıca bir adam. Ve her yerde, her köşede pek çok çocuk. Bosnalı ya da Kosovalı goçmen- terin değil, Avcılar'daki deprem kurban- lanndan bir grubun bir çırptda oluştur- duklan bir "kamp" yerindeyiz. Onlara kurban demek de belki doğru değil. Ev- leri yıkılmamış, sadece bazı yerlerinden çatlamış. Ancak çok zorunlu durumlar- da girebiliyoriar. Çocuktann şimdilik key- fi yerinde. Top oynadıkları, koşuşturduk- lan bu arsada şımdi geceleri de kalmak, belli ki bir oyun sevinci uyandırmış on- larda... Bulgaristan göçmeni Ahmet Çetin'le konuşuyorum. Goçlere, gurbete. her türtü sı- kıntıya katlanmaya alıştk olduğunu anlamak güç değil... Fakat az sonra söyleşiye katılan Sı- vaslı şoför Metin Tartyıldız'ın içi öfkeyte dolu. Eşi ve çocuklanyla bir kaç gündür bu zorunlu kamp yaşamını sürdürmekte olan iri yan Me- tin Tanyıidtz, neredeyse kükrüyor. Aşağtdan yukanya bütün politikacılar bu öfkenin ateşin- den payına düşeni alıyor. "Yazın!" dıyor, "8ü- tün yetkililerden şikâyetçiyim. Biz enkazdan canlı insan çıkanyoruz; fafcaf ne ambulans var, ne de başka bir yardım." Yine Metin Tanyıl- dız'dan, morg olarak kullanılan soğuk havalı TlR'lardaki cesetteri iiaçlamak için, kendisine doktor süsü veren birinin para istediğini öğre- niyoruz... Rumeli göçmenı oiduğu belli yaş- maklı teyzeterden biri sözü alıyor. Karnı ağn- yan torununu bu sabah Avcılar'daki bir özel hastaneye götürmüş. Tahlil için 13.5 mîlyon li- ra istemişler. Çocuğu muayene ettiremeden dönmek zorunda kalmtş. Bu ilginç kamp ye- rindeki söyleşıden öğrendiğimiz bir başka ay- nrrtı: Yıkıntı altından ceset çıkaran ingiliz kur- tancı, cesedi neyapacağını bilemiyor dilinden anlayan, ne yapması gerektiğini söyleyecek biri yok... Reşit Paşa Mahallesindeki incir ağaçlı kamp alanını, Rumelili uysal insartarı, gazeteci amcayla fotoğrafçektirme yanşında- ki çocuklan ve volkan gibi patlayıp duran öf- kesiyte Sıvaslı şoför Metin Tanyıldız'ı geride bı- rakıyoruz... Halkın gitgide yükselmekte olan öfkesi bu, biliyorum... Ama ne yazık ki yönü yi- ne de çok belli değil; ve örgütlü olamadıkça eninde sonunda sönüp gitmeye mahkûm... SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear