Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 AĞUSTOS 1999 CUMARTESJ CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
Siyaset deprenıî sadece konııştu
• Meclis'te yıllardır her deprem
sonrasında kurtarma
çalışmalannın yetersizliği,
devletin koordinasyon eksikliği
konuşuldu, doğal afetler sırasında
hızlı hareket edilmesini
sağlayacak ya da zaran en aza
indirecek önlemlerin ahnması
için yasal düzenlemeler önerildi
ancak bunlar bir türlü
hükümetlerin öncelikleri arasına
giremedi.
ANKARA (ANKA) -Marmara bölge-
sindeki depremin üzennden 3 gün geç-
mesine karşın arama. kurtarma ve yar-
dım çalışmalanndaki yetersızlik, ceset-
lerin koktuğu, enkazlardan hâlâ yardım
çığlıklannın yükseldiği trajık bir tablo
yaratirken. yıllardır benzer depremler
sonrasında sadece konuşan sıyasilenn
Meclis tutanaklarında kalan konuşma-
lan, bu tablonun daha önceden görüldü-
ğünü ancak gerekli önlemlerin alınma-
dığını ortaya koydu.
Her deprem sonrasında muhalefet
devletin yetersızliğinden yakınıp yasa
önerileri getirirken bakanlar yaralann
sanlacağı sözü verip devletin depremle-
re karşı hazırlıklı olduğunu savundu.
Muhalefet hem inşaatlann sağlam ya-
pılması hem de deprem sonrası hızla ha-
reket edilmesi için genel bir yasa çıka-
nlmasını istedi, hükümetler bütün uya-
nlara rağmen genel bir yasal düzenleme
yenne genellıkle deprem olan bölgelere
ilişkin vergi. kredi ve prim affi, alacak-
lann ertelenmesi gibi mali kolaylıklar
getiren tasanlan Meclis gündemine ge-
tırdi. lşte Dinar. Amasya, Hatay, Erzin-
can ve Adana depreminden sonra Mec-
lis gündemine gelen deprem konusunda
tutanaklarda kalan acil yasa önerileri, ve
vaadler:
Yusuf Bahadır (DYP)
Doğal afetlerın zararlannın mutlaka
zaltüması gerekiyor. Türkiye, bu konu-
daki çalışmalara 194O'lı yıllarda başla-
mış olmasına rağmen, doğal afetlenn za-
rarlannı beklenen düzeyde azaltamamış-
tır; bu durumun temel nedenleri şöyle
özetlenebilir:
1 - Afetlenn zararlannın önceden ya-
pılacak çalışmalarla düşük tutulması ye-
rine. sonradan yara sarma faaliyetlerine
ağırlık veren politıkalara öncelik veril-
miştir.
2 - Halkın bu konudakı eğitim düzeyi
yetersizdir.
Her deprem sonrasında muhalefet devtetin yetersiziiğin-
den yakınıp yasa önerileri getirirken bakanlar yarala-
nn sanlacağı sözü verip devletin depremlere karşı ha-
zırtakb olduğunu savundu. Devlet biiyükJeri ise sadece
deprem yerlerini gezip uzüntülerini dile getirmekle gö-
revkrini yapmanın rahatiığını yaşadılar.
3 - Yürürlükteki yasa ve yönetmelik-
lere uymamak, yerel yönetimler başta
olmak üzere. alışkanlık haline getiril-
miştir.
4 - Yerleşme ve yapılaşmalann etkin
denetimi sağlanamamıştır.
5 - Üniversitelerde temel bilgiler eği-
timi verilememektedir.
6 - Merkezi yönetim. yerel yönetim,
özel sektör ve halkın görev, yetki ve so-
rumluluklan arasında rasyonel dengeler
kurulamamışür.
7 - Her olayın ekonomik maliyeti mer-
kezin üzerine yıkılmaya çalışılmıştır.
Doğal afetlenn ekonomimize getirdi-
ği bu büyük yûkün ekonomik boyutu ka-
dar, moral ve çevresel önemi de vardır;
bu, üzerinde durulmaya değecek kadar
önemlidir. Bu problemleri çözmek için,
halkın eğitimi sürdürülmeli, üniversite-
lerde konuyla ilgili ana bilim dalı baş-
kanlıklan oluşturulmalı ve deprem mü-
hendisliği eğitimine ağırlık verilmelidir.
Yerel yönetimlerin yenıden ınşa faali-
yetlerine aktif katılımı sağlanmalı, yapı-
da denetim, sigorta ve sorumluluklar ya-
sal olarak belirlenmeli, lmar Yasası ye-
niden dûzenlenerek afet bölgelerindeki
yapılaşmalara standart getirilmeli, aykı-
n yapılaşmalara caydıncı ve ağır müey-
yıdeler konulmalıdır.
Fevzi Aytekin (DSP)
Türkiye'de, yetmiş yıl içerisinde, 65
yıkıcı deprem olmuş ve yaklaşık 600 bi-
nin üzerinde bina yıkılmıştır veya kulla-
nılmayacak duruma gelmiştir. Bunlar,
deprem, heyelan, su baskınlan ve kaya-
lann düşmesiyle meydana gelmiştir.
Afetler olduktan sonra yara sarma poli-
tikalan yerine, önceden bilgilendirme ve
eğitim programlan verilmelidir.
Levent Mıstıkofllu (ANAP)
Bu deprem olayından sonra yaşanan-
lar, Hatay ve Hataylılar için çok daha acı
olmuştur. Depremden sonra, Hatayhlar,
dört gün boyunca, gecenin sıfır derece
soğuğunda sokaklarda yatarak sabahla-
maya çalışmışlardır. Yapılan tespitlerde
toplam 1 052 binanın hasar gördüğü,
bunlardan 116 adedinin ağır hasarlı.
408'inin ise orta hasarlı olduğu devletin
ilgili bırimlen taranndan teşpit edilmiş-
tir;ancak, bu geçen zaman içensınde, yi-
ne de çok değerli hükümetimizden tık
yoktur.
Atllla Mutman (DSP)
Dinar ve Senirkent'tc çok acı olaylar
yaşandı; fakat, Dinar'da mevcut olan ya-
pılara baktığınız zaman ve özellikle dep-
remde yıkılmış olan yapılara baktığınız
zaman, çoğunun ne ruhsatı ne de yasal-
lığı söz konusu. Tabii ki, göreve gelmiş
olan yerel yöneticiler, bu ciddi denetle-
meyi, maalesef, zamanında yapmamış-
lar.
Yaşar Topçu
(Bayındırlık Bakanı)
Türkiye'nin deprem haritası var. Bü-
tün matematiksel ve jeolojik bilgileri,
Bakanlığımın Afet Işleri Genel Müdür-
lüğü'nde kompütürde bölge bölge ade-
ta metrekare hesabı ile mevcuttur. Bu
konuda Japonya'ya muhtaç fılan değiliz.
Japonya ile işbirliği halinde çahşıyonız.
Türkiye'nin yüzlerce yerinde bizim dep-
rem istasyonumuz var. lstanbul, Anka-
ra, tzmır, Bursa, Sakarya gibi depreme
fazla maruz olan bölgelerde de depreme
senaryolanmız hazırdır. lstanbul depre-
mi senaryosu hazırdır. Bunlar zamanın-
da hazırlanmış böyle bir şeyle karşılan-
dığı zaman ne yapılacağı önceden belır-
lenmiştir. Izmir'in bitmek üzeredir.
İsmall Köse (MHP)
Son Erzıncan depremininde gördük.
O depremi gözleriyle gören ve depremi
iki saat sonra yaşayan bir arkadaşınızım.
Genel bir yasanın, otomatik olarak dev-
reye girmesi gereken bir yasanın, mu-
hakkak surette, gündemde olması gere-
kiyor.
Mahmut Ytlbaş (DTP)
Degerli arkadaşlarım, diğer bir konu,
tabii afetlere müdahalede, bölgeler itiba-
riyle, yetişmiş eleman sıkıntısı çekilme-
sidir. Bir yerde sel olur, bir yerde deprem
olur ve kîm duyar, kim konudan haber-
dar olur ise, eline geçirdiği herşey ile o
bölgeye koşar, belediyelerimiz, insanla-
nmız, kamyon kamyon ekmek taşır; fa-
kat, o bölgedeki bir sel felakenne, bir
depreme müdahale etmede yetişmiş ele-
man bulunmadığı için, can kaybımız,
mal kaybımız, maalesef, çok fazla bo-
yutlara ulaşmaktadır. Yine, tabii afetle-
re müdahale etmede birinci derecede so-
rumlu olan kuruluşlanmız olmasına rağ-
men, bunlar, ülke genelindeteşkılatlan-
madıklan için müdahaleyi anında yapa-
mamaktayız; savunma teşkilatımız ol-
masına rağmen, sivil savunma teşkilatı-
mızın, ülke düzeyine yayılmış personel
ve malzeme bakımından bir etkınliği
yoktur.
Mehmet Büyükyılmaz (DSP)
Ülkemiz son yılarda sık sık tabi afet-
ler yaşamaya başlamıştır. Erzincan dep-
remi, Dinar depremi ve Karadeniz sel
felaketi ile ilgili gözyaşı kurumadan
Adana'dayaşanan deprem.... Buda şunu
göstermektedir. Artık bu tür tabii afetle-
re kanş her han hazır olmamız gerek-
mektir.
Halid Dağlı (DYP)
Bu felaket bir kere daha göstermiştir
ki benzeri sıkıntılan bir kez daha yaşa-
mamak için önceden ahnması gereken
tedbirler konusunda yerel yönetimlerin
de, merkezi yönetimlerin de alacağı ve
asla taviz vermeyeceği önlemler vardır.
Çöküntü altındaki cesetlerin çıkanlması sürüyor. 66 saat sonra, 18yaşındaki Hakan Murat Köse kurtanldı
Kocaeli bölgesi açık mezarhk oldu
Sıcaklık nedeniyle cesetkr bir an önce gömülmeye çauşüırken, mezarhklarda dehşet
verici sahneler yaşanıyor. Mezartıklann dışında ölüler yan yana dizilmiş beklerken
kepçeler toplu mezarlan andıran uzun çukurlar kazıyor. (Fotoğraf: UGUR DEMİR)
B e l e d i y e - b a k a n l ı k a n l a ş m a z l ı ğ ı
AYŞE YILDIRIM
KOCAELt - Kocaeli'nde günlerdir
dinmeyen ağlayış ve feryatlar yerini acı
bir bekleyişe bıraktı. Açık mezarhk gö-
rünümündeki Kocaeli'nde enkaz altın-
daki cesetlerin çıkanlmasına devam
ediliyor. Çürüyen cesetlere, çöp ve pis-
lik de eklenince kentteki yoğun koku ra-
hatsız edici boyutlara ulaşıyor. Ölüleri
gömmek için mezarhklarda, kepçeler-
le toplu mezarlar açılıyor. Kimı zaman
da 'yaşama dönüşün' mutluluğu yaşa-
nıyor. Denizcıler Caddesi'nde yerle bir
olan binanın enkazmdan Isviçreli ekip-
ler ve gönüllüler tarafından. 66 saat son-
ra sağ olarak çıkanlan 18 yaşındaki Ha-
kan Murat Köse. kurtarma çalışmala-
nna katılanlan 'hadi bir can daha' diye
umutlandınyor.
Deprem sonrası enkaz kaldırma ça-
lışmalan sürerken diğer bölgelerde ol-
duğu gibi Kocaeli'ni de salgm hastalık
tehdidi sardı. Dört gündür enkaz altın-
da bekleyen cesetlerin yaydığı kokuya.
biriken çöpler, tuvalet yerine kullanı-
lan sokaklar da eklenince kente ağır bir
koku hâkim oldu. Kriz masası yetkili-
leri, salgın hastalıklan engellemek için
en büyük eksiğin tıbbi malzeme. cadır.
bebekler için süt ve bebek bezi olduğu-
nu söylediler.
Kocaeli merkezde enkaz altından çı-
kanlan cesetlerin sayısı konusunda net
bilgi verilemiyor. Kızılay Şube Başka-
nı Ersin Zarakolu. bugüne kadar 3 bi-
ne yakın ceset çıkanldığını belirtirken,
Devlet Bakanı Hasan Gemid ise ölü sa-
yısının bin civannda olduğunu söyledi.
Ancak yetkililer birçok vatandaşın ce-
nazesini kriz masasına bildirmeden
gömdüğünü anlatarak ulaşılamayan
yerlerin ve kaldınlamayan enkazlann
da hesaba katılmasıyla bu sayının daha
da artacağını belirtiyorlar.
Yardım kampanyası
Kocaeli'nde sokakta yatıp kalkan
halk için yardım kampanyası başlahl-
dı. Gıda yardımlannın fazlalığına dik-
kat çeken kriz masası yetkilileri, gıda-
ya ihtiyaç duymadıklannı, yardımlann
nakdi yapılmasını istediklerini söylü-
yorlar. Gıda yardımlannın birçoğu da
organizasyon bozukluğu nedeniyle şe-
hir merkezi dışındaki yerleşim birimle-
rine ulaştınlamıyor. Bu durumu fırsat
bilenler de söz konusu bölgelerde yar-
dımlan karaborsadan satıyorlar. Şehir
merkezi dışında yarım litrelik pet şişe
suyun en az 500 bin liraya satıldığından
yakınılıyor.
Kocaeli'nin en büyük ihtiyacı çadır,
Hastane iıışaat
yarunkaldı
ı
lstanbul Haber Servisi- Deprem ya-
rahlannın tedavileri için, hastanelerde
yatan hastalartaburcu edilip bahçeler-
de ameliyat yapılırken, Haseki Hasta-
nesi ek blok inşaatı, Büyükşehir Bele-
diyesi ile Sağlık Bakanhğı'nın anlaşa-
maması yüzünden dört yıldırdevrahn-
dığı gibi duruyor.
Büyükşehir Belediyesi, 14 yıl önce
Zeynep Kamil ve Kuledibi hastanele-
rinin yanı sıra Haseki Hastanesi'ni de,
parasızlık gerekçesiyle Sağlık Bakan-
lığı'na devTetmişti. 10 yıllık süre do-
lunca Büyükşehir Belediyesi, hastane
ile ek blok inşaatımn kendisine geri
verilmesini istedi. Sağlık Bakanlığı
yaptığı yatınmlan gerekçe göstererek
isteğe karşı çıktı.
Anlaşmazhk nedeniyle Danıştay'a
başvuran Büyükşehir Belediyesi, açtı-
ğı davayı kazandı. Ancak karar, yapıl-
mış olan harcamalann karşılanması
konusunda anlaşma sağlanamadığı
için uygulanamadı.
24 Eylül 1993 günü ihaleye çıkan-
lan ek blokun 30 Ekim 1996 günü ta-
mamlanması öngörülüyordu.
Hastane tamamlanmış olsaydı, 250
yataklı ve acil başvurulan da karşıla-
yacak dokuz ameliyathaneli birbölüm
hizmet yapıyor olacaktı.
600 yataklı Haseki Hastanesi'nde
çeşitli illerden gelen 326 depremzede-
ye tedavi ve hizmet verildi.
Başhekim Doç. Dr. Mustafa Veni-
giin, özel uzmanhk isteyen ameliyat-
lar için de hastanenin hizmete hazır
beklediğini belirtti.
sağlık malzemesi ve su. Kızılay yetki-
lileri üç bin çadınn kente getirildiğini
belirtirken, Devlet Bakanı Hasan Ge-
nad ise Yanmca, Gölcük, Doğukışla ve
Derince'de 1500'er çadınn kurulmaya
başlandığını söyledi. Gemici, çadır ih-
tiyacını karşılamak için Ankara'daki
özel şirketlere sipariş verildiğini söyle-
di. Kentteki dört hastanenin de deprem
nedeniyle iş göremez hale geldiğini an-
latan Kızılay yetkilileri, sağlık görevli-
lerinin alet ve ilaç sıkıntısı çektiğini bil-
dirdi. Kızılay'ın bölgede kuracağı 3
mutfak çadınyla da bugünden itibaren
Kocaeliliiere sıcak yemek verilmeye
başlanacak. Enkaz kaldırma çalışma-
lanna ABD'den 70 uzman, tsviçre'den
5 köpek ve 9 uzman, Almanya'dan 6
köpek ve 28 uzman, Avusturya'dan 15
köpek ve 18 uzman, Rusya'dan 90 uz-
man, Gürcistan'dan 10 uzman katıhr-
ken ttalya'dan da bir diğer ekibin bek-
lendiği bildirildi.
Yetkililer, sağlık uzmanlanna ihti-
yaçlan olduğunu, Kızılhaç'tan gelen il-
gihlere ihtiyaçlannı bildirdikJerini söy-
lediler. Diyanet Işleri'nden gönderilen
5 bin kefen ve uyku tulumu da Koca-
eli'nde vatandaşlara dağıtıldı.
Üç gündür Kocaeli'nde bulunan
Devlet Bakanı Gemici, hasar tespit ça-
lışmalannın yeni başladığını anlatırken
koordinasyon bozukluğu ne-
deniyle kendilerine yönelti-
len eleştirilerin haksız oldu-
ğunu söyledi. Gemici, "tn-
safh oiunması gereldr. Tarih
boyunca dünyanın yaşadığı
en büyük felaket bu. Eksik-
likler olabilir. Ama normal
karşılamak gerekir" diye ko-
nuştu. Belediyepersonelinin
yüzde otuzunu depremde
kaybettiklerini söyleyen Ko-
caeli Belediye Başkânı Sefa
Sirmen de salgın hastalığın
önlenebilmesi için çevre ille-
rin belediyelerinden araç ve
personel istediklerini söyle-
di.
umut oldu
Haseki
Hastanesf rün dört
jıkfar çürümeye terk
edüenekbtokinşaaü
ve Bajnndırhk ve
iskânBakanl^ıYapı
İşkri'nin inşaat
alanında duran
tabelası.
Depremin en çok etkiledi-
ği kentte 66 saat enkaz altın-
da kaldıktan sonra çıkanlan
18 yaşındaki Hakan Murat
Köse sevinç yarattı.
tzmit'in Denizciler Cad-
desi'nde yerle bir olan bina-
dan önceki akşam 21.00 sıra-
lannda Isviçreli ekipler ve
diğer gönüllüler tarafından
kurtanlan Köse, Kocaeli
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde tedavi altında
tutuluyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Yasalar ve Yasalara
Uyulması
Meclisimiz maşallah jet hızıyla çalışarak, toplum-
sal yaşamımızı derinden etkileyecek bir dizi yasa çı-
karttı. 1982 yılının nisan ve ekim aylan arasında bu-
na benzer bir şey yaşamış ve gerek siyasal, gerek
ekonomik ve gerekse toplumsal yaşamımıza yön ve-
ren hemen tüm yasalann, yeniden kaleme alınmala-
nnı hayretle gözlemiştik. Beklenirdi ki, bu yeni ham-
le, o dönemde demokrasinin önünü kesmek ama-
cıyla değiştirilen yasalan, demokrasiye daha uygun
bir biçime dönüştürsün. Fakat olmadı. Bu kez amaç,
dünya kapitalizmine "entegre olmaktı". Bakalım, na-
sıl ve neler pahasına bu entegrasyonu yaşayacağız.
• • •
1995 Martı'nda, Sarrnal Yayınlan'ndan "Bıktım Bu
YÖK'ten" başlıklı bir kitabım yayımlanmıştı. Sanıyo-
rum birkaç baskı yapmıştı. Son dönemde YÖK tar-
tışmalan yoğunlaşınca, Işrtan Gündüz'e bu kitaptan
elinde kalıp kalmadığını sordum. Hiç kalmamış.
Bu kez Umit Yaymları'nda bastıracağım. Ve bunun
için biraz eklemeler yapacağım. Kitapta 1980 önce-
sinde yayımlanmış birkaç yazım da vardı. Bunlardan
birinin bazı bölümlerini, "güncelliğini" dikkate alarak
sizinle paylaşmak, daha doğrusu o esaslar çerçeve-
sinde bir şeyier yazmak istiyorum. Zira yasa yapmak
kolay gibi görünür ama, eger gereği gibi yapılmamış-
sa, o yasayı uygulamak çok zordur.
• • •
Kimi siyaset bilimciler, devleti, "yaptınm gücünü
tekelinde bulunduran örgüt" olarak tanımlariar. Bu
tanım, konuyu tek yönüyle ele almasına karşın yine
de doğrudur.
Yaptınm, yasaya uymamanın pahasıdır. Fakat ya-
salara uymanın "nedeni", çoğu kez, yaptınmlar ve
bunlardan duyulan korku değil, insanlarda, yasaya
uyma gereği konusundaki "düşünce ve anlayış" ve
bu yöndeki toplumsal baskıdır.
Işin bu aşamasına gelindiğinde. ayrı ayn ele ahn-
ması gereken iki olguyla karşılaşılır. Bunlardan birin-
cisi, yasalara uyulması konusundaki "toplumsalbas-
kı"; ikincisi de, yasalara uyulması konusundaki "dü-
şünce ve anlayış" olmaktadır.
• • •
Insanlar, yazılı yasalara geçmeden önce de birta-
kım "kurallara" uydukları gibi, bu insanlann "kurum-
laşmış" birtakım davranışlan olduğu konusunda kuş-
ku duyulmaması gerekir. Yasalar, önemli ölçüde bu
toplumsal kurallara dayanılarak kaleme alınmış ve
toplumlann gelişme sürecinde ortaya çıkan gerek-
sinmelerie btçimlenerek bugünkü yapılanna ulaşmış-
lardır.
Yasalar, gücünü temel olarak toplumsal yapıya
olan uygunluklanndan alırtar. Örneğin bir Islam top-
lumunda, birden fazla kadınla evlenmeyi yasaklayan
bir yasa, ne denlı ağır yaptınmlar getirirse getirsin,
fazla etkin olmaz. Oysaki aynı toplumda, domuz eti
yemeyi, ya da şarap içmeyi yasaklayan bir yasa, çok
hafrf yaptınmlan olsa bile, çok etkin bir biçimde işle-
yebilir.
•••
tkinci olguya gelince... Insanlar yasalara uyariar,
çünkü yasalara uyulması "gerektiği" hakkmda, bir
'anlayışlan" ve "düşünceleri" vardır. Yasalann top-
lumsal bünyeye uygun düzenlendiği varsayıldığına
göre, yasalara uymamak, yaptırımlann yanı sıra
"ayıp", "günah", "yanlış" vb. gibi, tüm sosyal "fep-
ki° ve "tabulan" akla getirecektir.
Örneğin, insanlann genel olarak hırsızlık yapma-
malannın nedeni, ceza yasalanndaki hırsızlıkla ilgili
yaptınmlar değil, hırsızlığın "kötü" bir şey olduğu ko-
nusundaki "düşünce ve anlayışlar"d\r. Aynı şey ci-
nayet, kundakçılık, rüşvet, zina vb. akla gelebilecek
her suç için geçeriidir.
Eğer bir toplumda yasalara uyulmuyorsa, bunun,
yukardaki iki olguya bağlı olarak iki nedeni olabilir. Ya
yasalar toplumun toplumsal yapısına uymuyordur
ya da toplumun üyelerinde "yasalara uyma gerekti-
ği" konusundaki olumlu anlayış sarsılmıştjr.
Fakat ikinci nedeni düsündüğümüz zaman, bu ne-
denin kolay ortadan kaldınlabileceğıni ve toplumsal
yapıya uygun yasalar yapılarak uyum sağlanabilece-
ğini görürüz. Fakat eğer bir toplumda insanlar yasa-
lara uymamaya "alışmışlarsa", bu, o toplumun ge-
leceği açısından düşünülebilecek en büyük "felaket-
tir". Bu durum, anarşinin başlaması değil, anarşinin
ta kendisidir.
• • •
Eğer bir toplumda yasalar, "çifte standartla" ha-
zırianırsa, insanlann "itaatini" sağlamak çok güçle-
şir. Örneğin, kalkınmanın yükünü salt bir toplumsal
kesime yükler ve "sermayeyi" sürekli bir biçimde
"rahatlatmaya çalışırsanız" eninde sonunda bunun
faturası karşınıza çıkar. Ve bu fatura, kimi dar kafalı-
lann algılayamayacağı kadar ağır bir fatura olur.
Inanın bunu temenni etmiyorum. Ama korkusu
içindeyim...
TBMM gundemi degisti
Öncelîk sivîl
savunma tasarısında
ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - Meclis çalışma-
lanna ara verilmesine ne-
den olan deprem felaketi,
genel kurulun gündemini
de değiştiriyor. Hükümet,
deprem nedeniyle gerekli-
liğı bir kez daha ortaya çı-
kan Topyekûn Savunma
Sivil Hizmetleri Yasa Ta-
sansı'nın öncelikle Mec-
lis'te görüşülmesi için giri-
şimde bulunacak. Hükü-
metin, Meclis tatile giraıe-
den önce sosyal güvenlik,
af, pişmanlık ve işkenceci-
lere verilecek cezalann art-
tınlmasını öngören tasan-
lan da çıkarmayı planladı-
ğı belirtildi.
TBMM Genel Kurulu.
Gölcük merkezli depremin
ardından ara verdiğı çalış-
malanna pazartesi günü
yeniden başlayacak. TB-
MM Plan ve Bütçe Komis-
yonu Başkanı MetinŞahin.
sosyal güvenlik yasa tasa-
nsmın genel kurulda ele
alınıp alınmayacağı konu-
sunda. "Görüşmelere de-
vam ediür. Bu tasanda ça-
lışanlann aleyhine bir dü-
zenleme yok. Sokağa işçfle-
rin değil, işverenlerüı dö-
külmesi gerekir"' dedi. Mu-
halefet partileri ise "Yaşar
Okuyan, binlerce insanın
öldüğü bir ortamda nasıl
gelip sosyal güvenlik tasan-
sını çıkaracak? Bu tasan-
nın görüşmeleri sonbaha-
rakahr" görüşünü sa\un-
du.
Hükümet ortaklan ise
gelecek hafta Meclis'te,
görüşmeleri yanm kalan
sosyal güvenlik tasansın-
dan önce Topyekûn Savun-
ma Sivil Hizmetleri Yasa
Tasansı'nın ele alınmasını
istiyor. Iktidar partilerinin
gruplan, pazartesi günü
TBMM Danışma Kuru-
lu'nu toplantıya cağırarak
Meclis' in gündemini yeni-
den belirleyecek. Hükü-
met, Meclis'i bir hafta da-
ha çalştırarak af, pişmanlık
ve işkencecilere ceza arttı-
nmını öngören düzenle-
melerle YSK Başkanı Tu-
fan Algan'm görev süresi-
nın uzatılmasına ilişkin ta-
sanlann da çıkanlmasını
planladığı belirtildi.