25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4- ARALIK1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Marmara tek parça olarak kınlacak' görüşünü ortaya atan Le Pichon'dan en iyimser görüş Marmara'dariskbüyük'ORHANBURSALI - Sayuı Le Pichon, önceki gelişiniz- de sizink yaptığım söyleşide "Mar- nura tek parça halinde kınlacak" dediniz ve ortaük kanştı. İstanbal karktu. O güne kadar ûlkemiz bilim- cileri böyle düşünmüyordu. Bilim çevrelerinde de itirazlarla karşüaştı bu savınız. Şimdi bu gelişinizde ön- celikle halka bir mesajınız var mı, şöyle iyimser bir şey söyler misiniz lütfen? Le Pichon: Hayat hayattır, hayau ol- duğu gibi kabul etaıek gerekir. Ancak beklenenden daha da kötü olabilirdi. Örneğin fay Istanbul'un 20-25 km gü- neyınden gıdiyor, beklenen depremin büyüklüğü 8'e varmıyor, ivmeleri hesap ettığımizde Mercalli ölçeğinde şiddet 10'ugeçmıyor,bu 11 -12 de olabilirdi!.. - Eğer bu söyledikleriniz vürekle- re su serpmekse, size bütün lstanbul olarak teşekkür etmeliyiz! Yani 7.6 veya 7.7'lik bir depremi bekleyin ve kormayın, her şey yerle bir olmaya- cak diyorsunuz! Halktan ve bilim in- sanlanmızdan, "Le Pichon bir gün- de nasıl anladı tek parçada kınlaca- ğmı?" şeklinde eleştirel sorular gel- di.. Hangi veriler ve düşünceler sizi böyle bir varsayım ortaya atmaya yö- neİtmişti? Le Pichon: Yıllar boyu uğraşarak, bir fay ve kınlma modelı üzerinde ça- hştıktan sonra, bir başkası geliyor, "bu böyle değü, şöyte" diyorsa, bunu kabul etmek de ve bu değişimi göstermek de kolay değildır. Bilımde bir model gru- bundan bir diğer model grubuna geç- mek her zaman zordur. Benim, Marmara'da deprem yarata- cak önceki fay modelleri ûzenndekı ılk şüphelerim, Istanbul'un tarihsel dep- remlenne bakmakla başladı. lstanbul depremlerini araşüran Ambraseys ve Finkd'ın kitabıru okuduğumda, Mar- mara Denızi'nin kuzeyinde gerçekleş- mış olan geniş alanlı tahribat. denizde büyük bir fayın olduğuna ılişkin ilk dü- şüncelerimin oluşmasına yol açtı tstan- bul'un yaşadığı 1509 ve 1766 deprem- lerine, benden önceki modellerde gös- terilen göreceli kûçük faylar değil, bü- yük bir fay neden olabilirdi. Bu, ince- lemelerimin başlangıcındaki ilk sezgıy- di. Ikıncısı, SızınCBrde yayunladıgı- nız Marmara ûzenne bir araştırma ya* nsındakı bır sısmık refleksiyon profili oldu (And Okay ve arkadaşlannın ya- zısı)- Bu profil, Marmara havzasırun içinde bir çiçek yapısı olduğunu göste- riyordu, böyle bir yapı yanal atımlı fay demekti. Yani Izmit depremindeki ya- nal atımlı fayla benzer özellık gösteri- yordu. - Sadece bu iki veriden mi hareket ettbıiz? Le Pichon: Hayır, bu iki gösterge be- ni diğer veri türlerine bakmaya yönelt- ti. Bunlardan bıri Marmara'da güncel depremselliğin dağılımıydı. Tuncay Taymaz bana Marmara Denizi'nde kü- çük depremlenn dağüımını gösteren bir harita gösterdi. Ve bu harita, küçükdep- remlerin Marmara'nin kuzey tarafindan sürekli bir hat üzerinde bulunduğunu gösteriyordu. Arkasmdan, MTA'nın Sısmik -1 gemisiyle Marmara'da elde edilen diğer sismik kesitlere baktım. Bu veriler, Saroz'dan Marmara'ya giren Ganos Fayı'mn deniz içinde doğuya doğru uzadığını gösteriyordu bize. Fay en azından merkezı havzaya kadar uza- nıyordu. Büroma döndüğümde jeode- zik verilere baktım; jeodezik verilerin gösterdiği hareket, aym deprem haranm kavislı olduğunu gösteriyordu. Marma- ra'yı boydan boya kesen bir fayın varlı- ğı, hipotetik olarak aşağı yukan ortaya çıkımştı. Bu fay üzerinde yılda 20 m- m'lik bir hareket olduğu görülüyordu. 1766 depreminden 1912 depremine ka- darki süre içinde, fayın tam yılhk hare- ket miktan da bu kadardı. Ganos fayı üzenndeki hareket 3 metreydi ve bu 150 yılda birikmişti. tzmit depremine bak- tığımızda aynı hareket miktannı görü- yorduk: 1754 depreminden 1999 dep- remıne kadarki süre içinde, Izmit'in üzenndeki atım da 4,5 - 5 metre idi, ya- ni tzmitfayı dasenede 20mmiikbirhız gösteriyordu, tıpkı Ganos gibi. Fay hatti sahile yakm değil - Yani Saroz'dan Marmara'ya gi- ren fayla, tzmit'teki fayın benzer özelliklere sahip olduğunu, dolayısıy- la Marmara içinde de bunlann ben- zer özellikte bir fayla biıieşmesi ge- rektiğini düşündüğünüzü mfl söylü- yorsunuz? Le Pichon: Evet,jeodezik veriler de tam bir yanal anm fay hipotezine uyum- luydu. Izmıt depreminin nerede bitnği- ne bakacak olursak, Türklerin Körfez içinde yeni yaptıklan gözlemlerdenbil- diğimiz kadanyla, Marmara havzastn- dakı ana faylar Hersek deltasmdan çı- kıp tzmif e giden fayla çok iyi birleşi- yor. Eskiden sanıldığı gibi, fay hattı sa- hile yakm gitmiyor. - Şimdi şu aşamaya mı geldiniz: Üe- ri sürdüğünüz bu fay, artık hipotetik olmaktan çıkıyor, var olduğu ortaya çıkıyor- • •Le Pichon: Bütünbunlar test edilme- si kolay şeyler. Bu ileri sürdüklerimiz, sadece fikirler değildir, hipotetik fayı- mızın varhğının çok iyi delilleridır.. Marmara'dakurulacak birdiğer fay mo- deli de, bu verilerin hepsini açıklamak zorundadır. Bildiğim kadar Marmara'daki eskı fay modeli, şu anda elimizdeki verile- rin hepsini açıklamıyor. Şu anda, bütün bu verilerı açüdayabüen en iyi model, bizim geliştirdiğimiz fay modelidir: Ta- Jr ayın kınlması şu an iîe bir-iki on yıl içerisinde her an gerçekleşebilir. îstanbul buna hazırlanmalıdır, ilgililer bu konuyu ciddiye almalıdır. Düzce depreminde kurtarma faaliyetinde bir iyiieşme görüldü. Xİğer deprem olmazsa hepimiz çok mutlu olacağız, bu durumda levha tektoniği hareketi de belki durmuş, sona enniş olur. rihsel depremselhğı açıklıyor, Marma- ra'daki mikro depremselliğin dağüımı- nı açıklıyor; jeodeziyi, yerin hareketini açıklıyor ve sismik refleksiyon verile- riyle uyum sağlıyor. Dolayısıyla da Marmara'daki bu fa- yın ciddiye alınması gerektığı kanaatin- deyim. Bilim öyle bır şeydir ki herkes onun doğru olup ohnadığım bulmaya çahşır ve test eder. Şimdi çok mutlu- yum, çünkü pek çok bilim adarru şim- di bu modeUn test edilmesiyle uğraşı- yor. - Cumnuriyet Bilim Teknik'te ya- yımlanan ve modeli açıkladtğmız ma-" kalenizde. daha çok 1509 depremi üze- rinde duruyorsunuz. Küçük kıyamet olarak isimlendirilen 1509 depremin- de, şiddetine bakoğınızda, Izmit'ten Saroz'a kadar çok daha büyük bir fa- yın kınldığının işaretleri var. Halbu- ki, şimdi Izmit fayı kırıldı, 1912'de ise Saroz fayı kınldı ve ortada kırılmadık sadece Marmara fayı kaldı. Bugünkü durum dahaçok 1766 depremiyle ben- zerlik taşunryor mu? Le Pichon: Çok şansUyız ki dediğı- niz doğru, evet şu andakı duruma en benzeyen deprem 1766 depremidir. - Marmara fayının iki aşamada kı- nlabileceği, dolayısıyla depremin bü- yüklüğünün ve tahribatının daha az olacağı görüşü var.. Le Pichon: Şimdi, depremlerin dav- ranışlan önceden kestinlemez olduğu içın, insan, fayın yansı şimdi yansı son- rakınlır diye düşünebilir. Ancak bunun böyle olma şansı az. Öyle olmasım, ya- ni iki ayn defada kırümasını umut ede- lım, ama ben iki defada kınlacağına inanmıyorum. Bilimsel düşünce, en muhtemel durumu ele alıp ondan çıka- nmlar yapar. - 1509 depreminin 8 civannda ol- duğu tahmin ediliyor. Peki. 1766 dep- reminin büyüklüğü konusunda ne di- yorsunuz? Le Pichon: Büyüklüklenn tahnuni çok zordur Benim tahminım çok basıt birhesaba dayanıyor. Fay, 1766'da bütün Marmara Deiüzi'ni kırmış gibi görünü- yor, bubana Marmara fayının uzunluğu- nu veriyor. Fayı kıracak hareket ıçin 250 yıl gerekıyor, fayın hareketi senede 20m- m'den 5 metrelik bır atım veriyor. Mar- mara Denızi uzunluğunda bir fayuı üze- rinde 5 metrelik bir hareket, 7.7 büyük- lûğünde bir rakam ortaya çıkartır. Bu da 1766'da tasvir edıhniş olan tahnbaün da- gılımma iyi uyuyor. Büyüklük tahminle- ri, fayın uzunluğuna ve fayın hareket miktanna dayanıyor, yoksa yüzeydeki tahribat miktanna değü.. - tzmit ve arkasından Düzce dep- remleri, Marmara depremini daha ileriki yülara erteledi görüşleri var. Örneğin, Nafiz Toksöz böyle dedi. Sizce bu görüş ne kadar doğru? Le Pichon: Toksöz cıddı bır sismo- logdur, bunu neye dayandırarak söyle- diğini bılmek isterim. Genellikle insan- larböyle durumlarda gerilimin dağıldı- ğını düşünürler. Şu anda özel bir durum karşısındayız, çünkü gerilme her iki uçta da biriknuş durumda. Dolayısıyla çok uzak olma- yan bir gelecekte buranın da kınlacağı ihtimalı çok yüksekür. Fakat, tam bır öngörüde bulunmak tabü ki mümkün değil. Bir-iki onyil içinde fay kmhr - Marmara fayı en çok 30 yıl için- de mi kınlacak? Le Pichon: 30 yıllık hesabı bilmiyo- rum. Fayın kınlması, şu an ile bır-iki on yıl içensınde her an gerçekleşebilir. En iyimser bu- görüş ileri sürmek gerekirse, bır-ikı yıldan bıriki on yüa kadar bu üp bir depremı beklemek gerek lstan- bul'da... Vebunahazırlanmalı. Eğerdep- rem olmazsa hepimiz çok mutlu olaca- ğız, bu durumda levha tektoniği hareke- ti de belki durmuş, sona ermiş olur! - Sayın Le Pichon, levha tektoniği- nin dunnasım tabiiki tercih ederiz! lstanbul depremi için söylediğiniz 7.7 büyüklük bir flst sınır mı? Yani, dep- remin büyüklüğü en çok 7.7 olur, a- ma bunun altında da, yani örneğin 7.5 - 7.6 büyüklükleri arasında da olabilir mi diyorsunuz? Le Pichon: Tabiı... - Marmara fayuu aramak için Av- rupa Komisyonu'na bir proje sunul- duğunu biliyoruz, proje kesinleşti mi? Le Pichon: Hem Avrupa Komisyo- nu hem NATO'da Marmara Denizi'nde fay araştnmaJan için bir şeyleryapdma- sı gerektiğine kuvvetle inamhyor. Bi- zim hükümenmiz de ehnden geldiği ka- dar yardımcı olmaya karar verdi. - Bu araştırnıalar sonucu. Marma- ra'yı boydan boya kesen hipotetik fa- yın bulunma olasüığı ne kadar yük- sek? Ya bulamazlarsa? Le Pichon: Çok yüksek, Marma- ra'nin Batı kısmında küçük bir bölgede araştırma yapan Almanlann haritası, bu faym olduğunu çok açık gösteriyor. Ba- nda faym varlığı ihtımali yüzde yüz, or- ta bölgedekı varlığı da ona yakın. tstanbul haznianmah - Fayın Marmara'nin ortasında aranan kısmı bulunamazsa, bn sizin varsayımınızı ne kadar değiştirir? Le Pichon: Bir kısunda bulunmama ihtimali tabü her zaman var, ancak bu faylar 1 -2 km denizin çökellerinın alün- da. Örneğm fay Lzmit tarannda yeniy- miş gibigörünüyor, bazıyerlerde çökel- ler fayı saklıyor. Ben, faym Saroz'dan tzmit'e kadar tam bir çizgisellikle sürdüğünü, düz bir fay olduğunu söylemiyorum, Marma- ra'yı parçalar halinde geçiyor olabilir, a- mabu parçalarbirbirine bağh tekbu fay sıstemi içındeler. Fayı doğuda görmek zor olabilir, ama batıda yüzde yüz, Marmara'nin orta bö- lümûnde de büyük bir ihtimalle görece- ğiz. - Fayı tam bir denetime alabilecek erken bilgi sistemi kurulsa, depremi önceden hiç olmazsa biraz kesürebil- meye faydası olur mu? Le Pichon: Depremi anlamak için çok faydalı olur. Bu şekilde cevap ver- diğime üzgünüm, ama depremlen ön- ceden kestirmeyi bihniyoruz. Onuniçin faylan iyi tanımlamalıyız ki gelecek depreme iyi hazırhklı olabüelim. - Son olarak ne söylemek tstersi- niz? Le Pichon: lstanbul depreme hazu-- lanmahdır, ilgililer bu konuyu ciddiye almalıdırlar Düzce depremmde kurtar- ma faaliyetinde bir iyiieşme görüldü. Biz otontenın ve halkm önüne, böyle bir deprem modelim ve bu modelin ger- çekleşmesı dunımunda yapacağı eticile- n koyacağız.. Bizim görevimiz budur. Sonrasmı da yetkililer ve halk düşün- melidir. lstanbuliçin ABdevrede• Büyük Koruma Planı'nın hazırlanmasını hedefleyen projenin başlatılması, çalışmalann ilk basamağı olan 'durum analizinin' finansmanı için gereken 80 bin dolann, Avrupa Birliği tnsani Yardım Ofisi tarafindan üstlenilip üstlenilmemesine bağh. EMtNE KARAKİTAPOĞLU CENEVRE - ıMarmara Bölgesı'nde meydana ge- lebilecek bir depremden, Istanbul'un en az zararla kurtulması için Avrupa Birliği nezdinde çalışma- lar başlatıldığı öğrenildi. lstanbul Belediye Başkanı Müfrt Gürtuna''nın yardım talebi üzerine, Fransız je- olojik araştınnalar kurumu BRGM tarafindan başlatı- lan girişimlerde, lstanbul ve çevresinin bütün yönle- riyle incelenerek, kapsam- lı bir Büyük Koruma Pla- nı'nın hazırlanması hedef- leniyor. Avrupa Birliği nezdin- deki çalışmalan Fransız kamu kuruluşu BRGM adına yürüten, aynı zaman- da Birleşmiş Milletler Do- ğal Felaketleri Önleme On- yılı (OCHA-IDNDR) çer- çevesinde yürütülen RA- DIUS Inisiyatifı'nin Airi- ka, Doğu Avrupa ve Orta- doğu Sorumlusu Dr. Pbl- lippe Masure, birkaç onyü içerisinde Istanbul'un 15 ya da 50 kilometre güne- yinde bir deprem olasılığı- mn çok çok yüksek oldu- ğunu belirterek, üç ay içe- risinde lstanbul koruma planının çahşmalannabaş- lanacağnu umduğunu söy- ledi. tstanbul Belediye Baş- kam'mn talebi üzerine ekim ayında lstanbul'a gi- derek, biüm adamlan, bi- lim kuruluşlan ve yetkili- lerle görüşen Fransız uz- man, Avrupa Birhği'ne bir teklif vererek, Türkiye'de- ki durumun küçük bir ön analİ7inin yapıhnasım is- tediğini belirtti. EC- HO'nun bu ön çalışmayı finanse etmesinin ardmdan çalışmalara başlanacağını; mevcut verilerin incelene- rek çözülmesı gereken ana sorunlann belirleneceğıni söyleyenuzman, "Istanbul için haznianacak koruma planı son derece kapsamlı bir projedir. A>Tmûlan hem Avrupa Komisyo- nu'nda hem deTiirk yetid- ffleıietartışüarakşekfllene- cektir. Konunun bütün yönleriyle ele ahnaragı de- tayfa çahşmalar yapüacak, datalar incelenecek. anaüz- ler yapüacak ve bütün risk elementleri gözden geçirt- lecek. Depremde meydana gelecek hasan azaltmak için, önce sismik riskin ve hasara dayanıkuuğm bOin- mesigerekir.Türkiye'de ls- tanbul civanndaki dep- remlere OişkinbflgOer mev- cut Ancak, bu konuda da yeniçahynalar yapüacak" dedi. Massure, ECHO'nun 80 bin dolarlık ön analiz giderini karşılamaması ha- linde projenin başlatılama- yabileceğini, konuya iliş- kın karann ise ocak ayında beklendiğini söyledi. Mehmetçik çadırian dışmdaki çadırkentler çamur deryasınm ortasında. Bir çoğunda duş ve tuvalet yok. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Sakarya Valisi Cahit Kıraç, öğretimin bir an önce başlamasını istedi Prefabrike okııl isteniyor• Marmara depreminde oluşan hasarlar için hak sahiplerine ödeme yapılmaya başlandı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Kaynarca ilçesinde 146 hasarlı binanın sahibine Ziraat Bankası aracılığıyla toplam 75 milyar liralık onanm yardunında bulundu. Yurt Haberleri Servisi - Bolu kent merkezın- debulunançadnkentlerle ilgili sorunlannhenüz çözülemedigi ve laşın gelmesiyle bunlara yeni sorunlar eklendıği bilduildı. Bolu kent merkezinde bulunan Mehmetçik çadırkentleri dışındaki çadırkentlerdekalandep- remzedeler, buralann çoğunluğunda altyapuıuı yetersiz olduğunu ve çevresi çamur deryası du- rumundaki bu çadırkentlerin birçoğuna tuvalet ve duş konulmadığını belirttıler. Sakarya Valisi M. Cahit Kıraç, ildeki eğitım ve öğretimin sağhklı olarak başlaması ve yürü- tülebilmesi içın, yapunı devam eden prefabrike okullann devreye sokulması gerektığini söyle- di. Vali Kıraç, merkeze bağh köylerdeki okul- lannpazartesi günü acılacağını belirterek, mer- kezde bulunan okullardaki eğitimin ise bina kontrollerinin yapdmasında,ı sonra, sağlam ve tek kath okullarda başlayabileceğini bildirdi. Kıraç, yeni konut alanlannda prefabrike okul- lannyapımımn sürdüğünü de ifade ederek, şöy- le konuştu: "Eğitimin sağhkh yürümesi prefabrike okul- lann famamlanmasına bağbdn*. tl genefindeki 39yenikonutalanında,toplam 100dersukli pre- fabrike okuttar yapüacak." Sakarya'da, Marmara depreminde işyerlerinı kaybeden esnaf içuı,prefabrike vekonteyner iş- yerleri yaptuıhyor. Sakarya Esnaf ve Sanatkâr- lar Odalan Birliği Başkanı Hasan Alişan, Ada- pazan Ticaret ve Sanayi Odası ıle birlikte talep ettikleri prefabrike ve konteyner işyerleri için hükümettenonayçıktığım belirterek, "Girişim- lerimiz sonucu, Adapazan'nda dükkânlanm kaybeden esnafa. prefabrike ve konteynerişyer- leriyapümas kararnunçıkmasuu sağbtdık'' de- di. Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde, Marmara depreminde oluşan hasarlar için hak sahipleri- ne ödeme yapılmaya başlandı. Sosyal Yardım- laşma ve Dayanışma Vakfı, depremsırasında il- çede az hasarlı 125, orta hasarlı 12 ve ağır ha- sarlı 9binanın hak sahibine, Ziraat Bankası ara- cılığıyla toplam 75 milyar liralık onanm yardı- nunda bulundu. Öte yandan depremde büyük hasar gören Adapazan'nda, Set Group Holding taraftndan yaptınlan 52 geçici betonarme prefabnke ko- nut törenle hak sahiplerine teslim edildı. Yazlık çadırlarda veya kendi yaptıklan ba- rakalarda kalan depremzedelerin bir bölümü, Kaynaşlı'da yapunı tamamlanan çadırkentlere yerleşirken bu- kısmı da Düzce'deki çadırkent- lere yerleşmeye başladı. CUMARTESİ YAZHARI ATAOL BEHRAMOĞLU 68*111% ve Bugiin "68'liler Birliği Vakfı" 68 kuşağınin bayrağını ta- şımayı sürdürüyor. O günlerin en gençleri bugün en az elli yaşında olduğuna göre 68'li olmanın gü- nümüzdeki anlamı nedir? Sözcükler ve kavram- lar da tıpkı canlılar ya da cansız nesneler gibi es- kidikleri için zaman zaman gözden ve elden ge- çirilmeteri gerekiyor... ••• 68'lilik, yine tıpkı her şey gibi, öncesiz ve son- rasız bir olgu değildir. 68'liliğin (daha da geneller- sek 6O'lı yıllar ilerici-devrimci gençlik hareketleri- nin) öncesine baktığımızda Turan Emeksiz ve AJi Ihsan Kalmaz'ın adlanyla özdeşleşen gençlik di- renişini (ayaklanmasını) görürüz... 23 yaşında "Be- yazıt'ta şehit düşen" Orman Fakültesi öğrencisiy- lesonraki yıllarda inançlannı kurşunlara hedefola- rak ya da sehpada ödeyen ilerici-devrimci genç- ler arasındaki kan bağı açıktır. Turan Emeksiz'ler Demokrat Parti diktatörlüğüne karşı ayaklanmış- lardı. Onlan ateşleyen heyecan o yıllarda lise son- larda olan ben yaştakilere de ulaşmıştı. 27 Ma- yıs'ın en sağlam gerekçelennden birini oluşturan bu gençlik hareketini gençlik dışı güçlerceyönlen- dirilen bilinçsiz bir eylem saymak çok yanlış olur. Genç kuşaklann her zaman sahip olduğu ilerici- devrimci potansiyel o günlerin koşullannda bu gençlik eyleminde somutlanmıştı. Eylemin amacı "demokras/"nin, demokratik yönetimin gerçek- leşmesiydi... • • • 13 Şubat 1961 'de kurulan Türkiye Işçi Partisi 27 Mayıs 1960'ın amaçladığı demokrasinin doğal so- nucudur... Bu parti, ilerici-devrimci gençliğin po- tansiyeline yeni bir yön kazandırdı... Bu yön, sos- yalizmdir... Türkiye ışçi Partili öğrenci gençlik, ül- kenin tarihinde 40'lı yıllardan sonra ilk kez emek- çi halkla tanışıyor, bütünleşiyordu... "Demokrasi" ve "sosyalizm" kavramlan bütünleşmişti... 1960'ın ve 61 Anayasası'nın doğal sonuçlan olan bu kav- ramlara "bağımsızlık" kavramı da eklenecekti... 68 kuşağı sadece bir üniverstte gençlik hareketi- nin adı değil, "demokrasi", "bağımsızlık", "sosya- lizm" hedeflerinın bir başka dönemıdır... Türkiye Işçi Partısı'nın gelişimi egemen güçlerce ve Tür- kiye sosyalizmınin kendi iç sorunlanyla engellen- memiş olsa ilerici-devrimci gençlik hareketinin yö- nelişi ne olurdu? Bu soruyu bir çırpıda yanrtlamak kuşkusuzki kolay değil... Fakat 68'de bir kez da- ha yükselen gençlik potansiyelinin önceki yıllar- dan sürüp gelen ilerici-devrimci gençlik potansi- yellerinin uzantısı olduğu, bu anlamda da çeşitli Batı ülkelerinde o yıllarda yaşanan gençlik hare- ketlerinden daha farklı, bağımsız ve yerti bir nite- lik taşıdığı kuşkusuzdur... ••• 'Demokrasi" kavramı günümüzde en az 60'hyıl- lardaki kadargüncelliğini koruyor... Fakat, yinehlç kuşkusuz, ülkemizde ve dünyada o günlerden bü günlere yaşananlann öğrettikleriyle... Günümüz Türkiyesi'nde demokrasinin önündeki engelin 50'li yıllardaki gibi tek parti diktatörlüğü değil, çok par- tili görünüm arkasında oligarşik bir yönetim biçi- mi ve böyle bir yönetime olanak sağlayan yasal düzenlemeterolduğu biliniyor... Yaşanılan toplum- sal pratiğin öğrettiği bir başka gerçek, toplumun bütün kesımlennin, en başta da emekçilerin örgüt- lü olmadığı birtoplumda demokrasıye ulaşmanın olanaksızlığı... • • • Günümüzün "küreselleşen" dünyasında, Türki- ye gibi bir ülkede, 1960'lann antiemperyalizmi da- ha da çarpıcı anlamlar kazandı... "Ulusal devlet", "ulusal kültür", "ulusal kimlik" kavramlan, şaşıla- cak bir şey ama, bizden daha çok ABD'nin, Batı ülkelerinin entelektüel çevrelerinde tartışılıyor, ye- niden güncelleşiyor... Bizim birçok aydınımız ise bu kavramlan modası geçmiş sloganlar olarak görmek eğiliminde... "Yükselen değeriertn başa- n hanesine yazılması gereken bu sonuç, günümüz Türkiyesi'nde "bağımsızlık" kavramının güncelli- ğini ve önemini kat kat arttınyor... • • • Sosyal adaletin, sosyal devletin, emekçi hakla- nnın, ütopya olarak değil yakın bir gelecek için sosyalizmin savunulması, bu amaçlar için müca- dete edilmesi, günümüz Türkiyesi'nin de dünya- nın da bir başka yaşamsaJ zorunluluğu... Türkiye insanı, emekçisiyle, aydınıyla, pratikte çok acılar pahasına da olsa bu gerçeği er geç kavramak zo- runda... • • • Bu yazıyla, "Altmışsekizliler Birliği VaWJ"nın 24 Kasım akşamı düzenlediği "yemekli toplantı"da "konuk konuşmacı"olarak söylediklerimi yazı di- siplini içinde yinelemiş oldum... Konuşmamın son cümlelerinde de belirttiğim gibi, yirmili yaşlannı 196O'lı yıllann ilerici- devrimci gençlikhareketi için- de, bu hareketin bir parçası olarak yaşayanlar bu- nun nasıl yüce bir mutluluk duygusu olduğunu bi- lirler... Bugünün görevi ise, 60 başlanndan 68'le- re uzanan bir çizgide gençliğin büyük bölümünü etkiteyen yurtseverce ve insanca değerleri toplu- mun daha büyük kesimlerinin ortak değeri kılabil- mek... Bakanlar Kurulu Düzce il oluyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit başkanlı- ğuıda toplanan Bakanlar Kurulu, 12 Kasım depre- minde ağır can ve mal kaybının meydana geldığı Düzce'nin il yapıhnasım kararlaştırdı. Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ŞükrüSina GüreL toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, 17 Ağustos depreminin mer- kez üssü olan KocaeU'nin Gölcükilçesi içinözelbir kentleşme tasanmı uygu- lanacağını dile getırdı. Gürel, Antalya, Izmir ve îçel Ulennde deprem- zede yurttaşlann yararla- nabileceği yatak sayısuun 40 bin olduğunu, bu sayı- nın istenildiğinde bir kat artmlabileceğini vurgula- dı. Gürel, daha önce de il yapılacak ilçeler arasında yer alan Düzce'nin il ya- pılması ıçin karar almdı- ğını, Derince ve Kaynaşlı beldelerınin de ılçe yapı- lacağmı kaydetti. Gürel, Bakanlar Kuru- lu'nda, 17 Ağustos depre- nünm merkez üssü olan ve büyük hasar gören Gölcük'e özel kent tasan- mı uygulanmasının be- nimsedığini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear