Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4- ARALIK1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Marmara tek parça olarak kınlacak' görüşünü ortaya atan Le Pichon'dan en iyimser görüş
Marmara'dariskbüyük'ORHANBURSALI
- Sayuı Le Pichon, önceki gelişiniz-
de sizink yaptığım söyleşide "Mar-
nura tek parça halinde kınlacak"
dediniz ve ortaük kanştı. İstanbal
karktu. O güne kadar ûlkemiz bilim-
cileri böyle düşünmüyordu. Bilim
çevrelerinde de itirazlarla karşüaştı
bu savınız. Şimdi bu gelişinizde ön-
celikle halka bir mesajınız var mı,
şöyle iyimser bir şey söyler misiniz
lütfen?
Le Pichon: Hayat hayattır, hayau ol-
duğu gibi kabul etaıek gerekir. Ancak
beklenenden daha da kötü olabilirdi.
Örneğin fay Istanbul'un 20-25 km gü-
neyınden gıdiyor, beklenen depremin
büyüklüğü 8'e varmıyor, ivmeleri hesap
ettığımizde Mercalli ölçeğinde şiddet
10'ugeçmıyor,bu 11 -12 de olabilirdi!..
- Eğer bu söyledikleriniz vürekle-
re su serpmekse, size bütün lstanbul
olarak teşekkür etmeliyiz! Yani 7.6
veya 7.7'lik bir depremi bekleyin ve
kormayın, her şey yerle bir olmaya-
cak diyorsunuz! Halktan ve bilim in-
sanlanmızdan, "Le Pichon bir gün-
de nasıl anladı tek parçada kınlaca-
ğmı?" şeklinde eleştirel sorular gel-
di.. Hangi veriler ve düşünceler sizi
böyle bir varsayım ortaya atmaya yö-
neİtmişti?
Le Pichon: Yıllar boyu uğraşarak,
bir fay ve kınlma modelı üzerinde ça-
hştıktan sonra, bir başkası geliyor, "bu
böyle değü, şöyte" diyorsa, bunu kabul
etmek de ve bu değişimi göstermek de
kolay değildır. Bilımde bir model gru-
bundan bir diğer model grubuna geç-
mek her zaman zordur.
Benim, Marmara'da deprem yarata-
cak önceki fay modelleri ûzenndekı ılk
şüphelerim, Istanbul'un tarihsel dep-
remlenne bakmakla başladı. lstanbul
depremlerini araşüran Ambraseys ve
Finkd'ın kitabıru okuduğumda, Mar-
mara Denızi'nin kuzeyinde gerçekleş-
mış olan geniş alanlı tahribat. denizde
büyük bir fayın olduğuna ılişkin ilk dü-
şüncelerimin oluşmasına yol açtı tstan-
bul'un yaşadığı 1509 ve 1766 deprem-
lerine, benden önceki modellerde gös-
terilen göreceli kûçük faylar değil, bü-
yük bir fay neden olabilirdi. Bu, ince-
lemelerimin başlangıcındaki ilk sezgıy-
di. Ikıncısı, SızınCBrde yayunladıgı-
nız Marmara ûzenne bir araştırma ya*
nsındakı bır sısmık refleksiyon profili
oldu (And Okay ve arkadaşlannın ya-
zısı)- Bu profil, Marmara havzasırun
içinde bir çiçek yapısı olduğunu göste-
riyordu, böyle bir yapı yanal atımlı fay
demekti. Yani Izmit depremindeki ya-
nal atımlı fayla benzer özellık gösteri-
yordu.
- Sadece bu iki veriden mi hareket
ettbıiz?
Le Pichon: Hayır, bu iki gösterge be-
ni diğer veri türlerine bakmaya yönelt-
ti. Bunlardan bıri Marmara'da güncel
depremselliğin dağılımıydı. Tuncay
Taymaz bana Marmara Denizi'nde kü-
çük depremlenn dağüımını gösteren bir
harita gösterdi. Ve bu harita, küçükdep-
remlerin Marmara'nin kuzey tarafindan
sürekli bir hat üzerinde bulunduğunu
gösteriyordu. Arkasmdan, MTA'nın
Sısmik -1 gemisiyle Marmara'da elde
edilen diğer sismik kesitlere baktım. Bu
veriler, Saroz'dan Marmara'ya giren
Ganos Fayı'mn deniz içinde doğuya
doğru uzadığını gösteriyordu bize. Fay
en azından merkezı havzaya kadar uza-
nıyordu. Büroma döndüğümde jeode-
zik verilere baktım; jeodezik verilerin
gösterdiği hareket, aym deprem haranm
kavislı olduğunu gösteriyordu. Marma-
ra'yı boydan boya kesen bir fayın varlı-
ğı, hipotetik olarak aşağı yukan ortaya
çıkımştı. Bu fay üzerinde yılda 20 m-
m'lik bir hareket olduğu görülüyordu.
1766 depreminden 1912 depremine ka-
darki süre içinde, fayın tam yılhk hare-
ket miktan da bu kadardı. Ganos fayı
üzenndeki hareket 3 metreydi ve bu 150
yılda birikmişti. tzmit depremine bak-
tığımızda aynı hareket miktannı görü-
yorduk: 1754 depreminden 1999 dep-
remıne kadarki süre içinde, Izmit'in
üzenndeki atım da 4,5 - 5 metre idi, ya-
ni tzmitfayı dasenede 20mmiikbirhız
gösteriyordu, tıpkı Ganos gibi.
Fay hatti sahile yakm değil
- Yani Saroz'dan Marmara'ya gi-
ren fayla, tzmit'teki fayın benzer
özelliklere sahip olduğunu, dolayısıy-
la Marmara içinde de bunlann ben-
zer özellikte bir fayla biıieşmesi ge-
rektiğini düşündüğünüzü mfl söylü-
yorsunuz?
Le Pichon: Evet,jeodezik veriler de
tam bir yanal anm fay hipotezine uyum-
luydu. Izmıt depreminin nerede bitnği-
ne bakacak olursak, Türklerin Körfez
içinde yeni yaptıklan gözlemlerdenbil-
diğimiz kadanyla, Marmara havzastn-
dakı ana faylar Hersek deltasmdan çı-
kıp tzmif e giden fayla çok iyi birleşi-
yor. Eskiden sanıldığı gibi, fay hattı sa-
hile yakm gitmiyor.
- Şimdi şu aşamaya mı geldiniz: Üe-
ri sürdüğünüz bu fay, artık hipotetik
olmaktan çıkıyor, var olduğu ortaya
çıkıyor-
• •Le Pichon: Bütünbunlar test edilme-
si kolay şeyler. Bu ileri sürdüklerimiz,
sadece fikirler değildir, hipotetik fayı-
mızın varhğının çok iyi delilleridır..
Marmara'dakurulacak birdiğer fay mo-
deli de, bu verilerin hepsini açıklamak
zorundadır.
Bildiğim kadar Marmara'daki eskı
fay modeli, şu anda elimizdeki verile-
rin hepsini açıklamıyor. Şu anda, bütün
bu verilerı açüdayabüen en iyi model,
bizim geliştirdiğimiz fay modelidir: Ta-
Jr ayın kınlması şu an iîe
bir-iki on yıl içerisinde
her an gerçekleşebilir.
îstanbul buna
hazırlanmalıdır, ilgililer
bu konuyu ciddiye
almalıdır. Düzce
depreminde kurtarma
faaliyetinde bir iyiieşme
görüldü.
Xİğer deprem olmazsa
hepimiz çok mutlu
olacağız, bu durumda
levha tektoniği hareketi
de belki durmuş, sona
enniş olur.
rihsel depremselhğı açıklıyor, Marma-
ra'daki mikro depremselliğin dağüımı-
nı açıklıyor; jeodeziyi, yerin hareketini
açıklıyor ve sismik refleksiyon verile-
riyle uyum sağlıyor.
Dolayısıyla da Marmara'daki bu fa-
yın ciddiye alınması gerektığı kanaatin-
deyim. Bilim öyle bır şeydir ki herkes
onun doğru olup ohnadığım bulmaya
çahşır ve test eder. Şimdi çok mutlu-
yum, çünkü pek çok bilim adarru şim-
di bu modeUn test edilmesiyle uğraşı-
yor.
- Cumnuriyet Bilim Teknik'te ya-
yımlanan ve modeli açıkladtğmız ma-"
kalenizde. daha çok 1509 depremi üze-
rinde duruyorsunuz. Küçük kıyamet
olarak isimlendirilen 1509 depremin-
de, şiddetine bakoğınızda, Izmit'ten
Saroz'a kadar çok daha büyük bir fa-
yın kınldığının işaretleri var. Halbu-
ki, şimdi Izmit fayı kırıldı, 1912'de ise
Saroz fayı kınldı ve ortada kırılmadık
sadece Marmara fayı kaldı. Bugünkü
durum dahaçok 1766 depremiyle ben-
zerlik taşunryor mu?
Le Pichon: Çok şansUyız ki dediğı-
niz doğru, evet şu andakı duruma en
benzeyen deprem 1766 depremidir.
- Marmara fayının iki aşamada kı-
nlabileceği, dolayısıyla depremin bü-
yüklüğünün ve tahribatının daha az
olacağı görüşü var..
Le Pichon: Şimdi, depremlerin dav-
ranışlan önceden kestinlemez olduğu
içın, insan, fayın yansı şimdi yansı son-
rakınlır diye düşünebilir. Ancak bunun
böyle olma şansı az. Öyle olmasım, ya-
ni iki ayn defada kırümasını umut ede-
lım, ama ben iki defada kınlacağına
inanmıyorum. Bilimsel düşünce, en
muhtemel durumu ele alıp ondan çıka-
nmlar yapar.
- 1509 depreminin 8 civannda ol-
duğu tahmin ediliyor. Peki. 1766 dep-
reminin büyüklüğü konusunda ne di-
yorsunuz?
Le Pichon: Büyüklüklenn tahnuni
çok zordur Benim tahminım çok basıt
birhesaba dayanıyor. Fay, 1766'da bütün
Marmara Deiüzi'ni kırmış gibi görünü-
yor, bubana Marmara fayının uzunluğu-
nu veriyor. Fayı kıracak hareket ıçin 250
yıl gerekıyor, fayın hareketi senede 20m-
m'den 5 metrelik bır atım veriyor. Mar-
mara Denızi uzunluğunda bir fayuı üze-
rinde 5 metrelik bir hareket, 7.7 büyük-
lûğünde bir rakam ortaya çıkartır. Bu da
1766'da tasvir edıhniş olan tahnbaün da-
gılımma iyi uyuyor. Büyüklük tahminle-
ri, fayın uzunluğuna ve fayın hareket
miktanna dayanıyor, yoksa yüzeydeki
tahribat miktanna değü..
- tzmit ve arkasından Düzce dep-
remleri, Marmara depremini daha
ileriki yülara erteledi görüşleri var.
Örneğin, Nafiz Toksöz böyle dedi.
Sizce bu görüş ne kadar doğru?
Le Pichon: Toksöz cıddı bır sismo-
logdur, bunu neye dayandırarak söyle-
diğini bılmek isterim. Genellikle insan-
larböyle durumlarda gerilimin dağıldı-
ğını düşünürler.
Şu anda özel bir durum karşısındayız,
çünkü gerilme her iki uçta da biriknuş
durumda. Dolayısıyla çok uzak olma-
yan bir gelecekte buranın da kınlacağı
ihtimalı çok yüksekür. Fakat, tam bır
öngörüde bulunmak tabü ki mümkün
değil.
Bir-iki onyil içinde fay kmhr
- Marmara fayı en çok 30 yıl için-
de mi kınlacak?
Le Pichon: 30 yıllık hesabı bilmiyo-
rum. Fayın kınlması, şu an ile bır-iki on
yıl içensınde her an gerçekleşebilir. En
iyimser bu- görüş ileri sürmek gerekirse,
bır-ikı yıldan bıriki on yüa kadar bu üp
bir depremı beklemek gerek lstan-
bul'da... Vebunahazırlanmalı. Eğerdep-
rem olmazsa hepimiz çok mutlu olaca-
ğız, bu durumda levha tektoniği hareke-
ti de belki durmuş, sona ermiş olur!
- Sayın Le Pichon, levha tektoniği-
nin dunnasım tabiiki tercih ederiz!
lstanbul depremi için söylediğiniz 7.7
büyüklük bir flst sınır mı? Yani, dep-
remin büyüklüğü en çok 7.7 olur, a-
ma bunun altında da, yani örneğin
7.5 - 7.6 büyüklükleri arasında da
olabilir mi diyorsunuz?
Le Pichon: Tabiı...
- Marmara fayuu aramak için Av-
rupa Komisyonu'na bir proje sunul-
duğunu biliyoruz, proje kesinleşti
mi?
Le Pichon: Hem Avrupa Komisyo-
nu hem NATO'da Marmara Denizi'nde
fay araştnmaJan için bir şeyleryapdma-
sı gerektiğine kuvvetle inamhyor. Bi-
zim hükümenmiz de ehnden geldiği ka-
dar yardımcı olmaya karar verdi.
- Bu araştırnıalar sonucu. Marma-
ra'yı boydan boya kesen hipotetik fa-
yın bulunma olasüığı ne kadar yük-
sek? Ya bulamazlarsa?
Le Pichon: Çok yüksek, Marma-
ra'nin Batı kısmında küçük bir bölgede
araştırma yapan Almanlann haritası, bu
faym olduğunu çok açık gösteriyor. Ba-
nda faym varlığı ihtımali yüzde yüz, or-
ta bölgedekı varlığı da ona yakın.
tstanbul haznianmah
- Fayın Marmara'nin ortasında
aranan kısmı bulunamazsa, bn sizin
varsayımınızı ne kadar değiştirir?
Le Pichon: Bir kısunda bulunmama
ihtimali tabü her zaman var, ancak bu
faylar 1 -2 km denizin çökellerinın alün-
da. Örneğm fay Lzmit tarannda yeniy-
miş gibigörünüyor, bazıyerlerde çökel-
ler fayı saklıyor.
Ben, faym Saroz'dan tzmit'e kadar
tam bir çizgisellikle sürdüğünü, düz bir
fay olduğunu söylemiyorum, Marma-
ra'yı parçalar halinde geçiyor olabilir, a-
mabu parçalarbirbirine bağh tekbu fay
sıstemi içındeler.
Fayı doğuda görmek zor olabilir, ama
batıda yüzde yüz, Marmara'nin orta bö-
lümûnde de büyük bir ihtimalle görece-
ğiz.
- Fayı tam bir denetime alabilecek
erken bilgi sistemi kurulsa, depremi
önceden hiç olmazsa biraz kesürebil-
meye faydası olur mu?
Le Pichon: Depremi anlamak için
çok faydalı olur. Bu şekilde cevap ver-
diğime üzgünüm, ama depremlen ön-
ceden kestirmeyi bihniyoruz. Onuniçin
faylan iyi tanımlamalıyız ki gelecek
depreme iyi hazırhklı olabüelim.
- Son olarak ne söylemek tstersi-
niz?
Le Pichon: lstanbul depreme hazu--
lanmahdır, ilgililer bu konuyu ciddiye
almalıdırlar Düzce depremmde kurtar-
ma faaliyetinde bir iyiieşme görüldü.
Biz otontenın ve halkm önüne, böyle
bir deprem modelim ve bu modelin ger-
çekleşmesı dunımunda yapacağı eticile-
n koyacağız.. Bizim görevimiz budur.
Sonrasmı da yetkililer ve halk düşün-
melidir.
lstanbuliçin
ABdevrede• Büyük Koruma Planı'nın hazırlanmasını
hedefleyen projenin başlatılması,
çalışmalann ilk basamağı olan 'durum
analizinin' finansmanı için gereken 80 bin
dolann, Avrupa Birliği tnsani Yardım Ofisi
tarafindan üstlenilip üstlenilmemesine bağh.
EMtNE
KARAKİTAPOĞLU
CENEVRE - ıMarmara
Bölgesı'nde meydana ge-
lebilecek bir depremden,
Istanbul'un en az zararla
kurtulması için Avrupa
Birliği nezdinde çalışma-
lar başlatıldığı öğrenildi.
lstanbul Belediye Başkanı
Müfrt Gürtuna''nın yardım
talebi üzerine, Fransız je-
olojik araştınnalar kurumu
BRGM tarafindan başlatı-
lan girişimlerde, lstanbul
ve çevresinin bütün yönle-
riyle incelenerek, kapsam-
lı bir Büyük Koruma Pla-
nı'nın hazırlanması hedef-
leniyor.
Avrupa Birliği nezdin-
deki çalışmalan Fransız
kamu kuruluşu BRGM
adına yürüten, aynı zaman-
da Birleşmiş Milletler Do-
ğal Felaketleri Önleme On-
yılı (OCHA-IDNDR) çer-
çevesinde yürütülen RA-
DIUS Inisiyatifı'nin Airi-
ka, Doğu Avrupa ve Orta-
doğu Sorumlusu Dr. Pbl-
lippe Masure, birkaç onyü
içerisinde Istanbul'un 15
ya da 50 kilometre güne-
yinde bir deprem olasılığı-
mn çok çok yüksek oldu-
ğunu belirterek, üç ay içe-
risinde lstanbul koruma
planının çahşmalannabaş-
lanacağnu umduğunu söy-
ledi.
tstanbul Belediye Baş-
kam'mn talebi üzerine
ekim ayında lstanbul'a gi-
derek, biüm adamlan, bi-
lim kuruluşlan ve yetkili-
lerle görüşen Fransız uz-
man, Avrupa Birhği'ne bir
teklif vererek, Türkiye'de-
ki durumun küçük bir ön
analİ7inin yapıhnasım is-
tediğini belirtti. EC-
HO'nun bu ön çalışmayı
finanse etmesinin ardmdan
çalışmalara başlanacağını;
mevcut verilerin incelene-
rek çözülmesı gereken ana
sorunlann belirleneceğıni
söyleyenuzman, "Istanbul
için haznianacak koruma
planı son derece kapsamlı
bir projedir. A>Tmûlan
hem Avrupa Komisyo-
nu'nda hem deTiirk yetid-
ffleıietartışüarakşekfllene-
cektir. Konunun bütün
yönleriyle ele ahnaragı de-
tayfa çahşmalar yapüacak,
datalar incelenecek. anaüz-
ler yapüacak ve bütün risk
elementleri gözden geçirt-
lecek. Depremde meydana
gelecek hasan azaltmak
için, önce sismik riskin ve
hasara dayanıkuuğm bOin-
mesigerekir.Türkiye'de ls-
tanbul civanndaki dep-
remlere OişkinbflgOer mev-
cut Ancak, bu konuda da
yeniçahynalar yapüacak"
dedi. Massure, ECHO'nun
80 bin dolarlık ön analiz
giderini karşılamaması ha-
linde projenin başlatılama-
yabileceğini, konuya iliş-
kın karann ise ocak ayında
beklendiğini söyledi.
Mehmetçik çadırian dışmdaki çadırkentler çamur deryasınm ortasında. Bir çoğunda duş ve tuvalet yok. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Sakarya Valisi Cahit Kıraç, öğretimin bir an önce başlamasını istedi
Prefabrike okııl isteniyor• Marmara depreminde oluşan hasarlar için hak sahiplerine ödeme
yapılmaya başlandı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Kaynarca
ilçesinde 146 hasarlı binanın sahibine Ziraat Bankası aracılığıyla toplam
75 milyar liralık onanm yardunında bulundu.
Yurt Haberleri Servisi - Bolu kent merkezın-
debulunançadnkentlerle ilgili sorunlannhenüz
çözülemedigi ve laşın gelmesiyle bunlara yeni
sorunlar eklendıği bilduildı.
Bolu kent merkezinde bulunan Mehmetçik
çadırkentleri dışındaki çadırkentlerdekalandep-
remzedeler, buralann çoğunluğunda altyapuıuı
yetersiz olduğunu ve çevresi çamur deryası du-
rumundaki bu çadırkentlerin birçoğuna tuvalet
ve duş konulmadığını belirttıler.
Sakarya Valisi M. Cahit Kıraç, ildeki eğitım
ve öğretimin sağhklı olarak başlaması ve yürü-
tülebilmesi içın, yapunı devam eden prefabrike
okullann devreye sokulması gerektığini söyle-
di. Vali Kıraç, merkeze bağh köylerdeki okul-
lannpazartesi günü acılacağını belirterek, mer-
kezde bulunan okullardaki eğitimin ise bina
kontrollerinin yapdmasında,ı sonra, sağlam ve
tek kath okullarda başlayabileceğini bildirdi.
Kıraç, yeni konut alanlannda prefabrike okul-
lannyapımımn sürdüğünü de ifade ederek, şöy-
le konuştu:
"Eğitimin sağhkh yürümesi prefabrike okul-
lann famamlanmasına bağbdn*. tl genefindeki
39yenikonutalanında,toplam 100dersukli pre-
fabrike okuttar yapüacak."
Sakarya'da, Marmara depreminde işyerlerinı
kaybeden esnaf içuı,prefabrike vekonteyner iş-
yerleri yaptuıhyor. Sakarya Esnaf ve Sanatkâr-
lar Odalan Birliği Başkanı Hasan Alişan, Ada-
pazan Ticaret ve Sanayi Odası ıle birlikte talep
ettikleri prefabrike ve konteyner işyerleri için
hükümettenonayçıktığım belirterek, "Girişim-
lerimiz sonucu, Adapazan'nda dükkânlanm
kaybeden esnafa. prefabrike ve konteynerişyer-
leriyapümas kararnunçıkmasuu sağbtdık'' de-
di. Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde, Marmara
depreminde oluşan hasarlar için hak sahipleri-
ne ödeme yapılmaya başlandı. Sosyal Yardım-
laşma ve Dayanışma Vakfı, depremsırasında il-
çede az hasarlı 125, orta hasarlı 12 ve ağır ha-
sarlı 9binanın hak sahibine, Ziraat Bankası ara-
cılığıyla toplam 75 milyar liralık onanm yardı-
nunda bulundu.
Öte yandan depremde büyük hasar gören
Adapazan'nda, Set Group Holding taraftndan
yaptınlan 52 geçici betonarme prefabnke ko-
nut törenle hak sahiplerine teslim edildı.
Yazlık çadırlarda veya kendi yaptıklan ba-
rakalarda kalan depremzedelerin bir bölümü,
Kaynaşlı'da yapunı tamamlanan çadırkentlere
yerleşirken bu- kısmı da Düzce'deki çadırkent-
lere yerleşmeye başladı.
CUMARTESİ
YAZHARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
68*111% ve Bugiin
"68'liler Birliği Vakfı" 68 kuşağınin bayrağını ta-
şımayı sürdürüyor. O günlerin en gençleri bugün
en az elli yaşında olduğuna göre 68'li olmanın gü-
nümüzdeki anlamı nedir? Sözcükler ve kavram-
lar da tıpkı canlılar ya da cansız nesneler gibi es-
kidikleri için zaman zaman gözden ve elden ge-
çirilmeteri gerekiyor...
•••
68'lilik, yine tıpkı her şey gibi, öncesiz ve son-
rasız bir olgu değildir. 68'liliğin (daha da geneller-
sek 6O'lı yıllar ilerici-devrimci gençlik hareketleri-
nin) öncesine baktığımızda Turan Emeksiz ve AJi
Ihsan Kalmaz'ın adlanyla özdeşleşen gençlik di-
renişini (ayaklanmasını) görürüz... 23 yaşında "Be-
yazıt'ta şehit düşen" Orman Fakültesi öğrencisiy-
lesonraki yıllarda inançlannı kurşunlara hedefola-
rak ya da sehpada ödeyen ilerici-devrimci genç-
ler arasındaki kan bağı açıktır. Turan Emeksiz'ler
Demokrat Parti diktatörlüğüne karşı ayaklanmış-
lardı. Onlan ateşleyen heyecan o yıllarda lise son-
larda olan ben yaştakilere de ulaşmıştı. 27 Ma-
yıs'ın en sağlam gerekçelennden birini oluşturan
bu gençlik hareketini gençlik dışı güçlerceyönlen-
dirilen bilinçsiz bir eylem saymak çok yanlış olur.
Genç kuşaklann her zaman sahip olduğu ilerici-
devrimci potansiyel o günlerin koşullannda bu
gençlik eyleminde somutlanmıştı. Eylemin amacı
"demokras/"nin, demokratik yönetimin gerçek-
leşmesiydi...
• • •
13 Şubat 1961 'de kurulan Türkiye Işçi Partisi 27
Mayıs 1960'ın amaçladığı demokrasinin doğal so-
nucudur... Bu parti, ilerici-devrimci gençliğin po-
tansiyeline yeni bir yön kazandırdı... Bu yön, sos-
yalizmdir... Türkiye ışçi Partili öğrenci gençlik, ül-
kenin tarihinde 40'lı yıllardan sonra ilk kez emek-
çi halkla tanışıyor, bütünleşiyordu... "Demokrasi"
ve "sosyalizm" kavramlan bütünleşmişti... 1960'ın
ve 61 Anayasası'nın doğal sonuçlan olan bu kav-
ramlara "bağımsızlık" kavramı da eklenecekti...
68 kuşağı sadece bir üniverstte gençlik hareketi-
nin adı değil, "demokrasi", "bağımsızlık", "sosya-
lizm" hedeflerinın bir başka dönemıdır... Türkiye
Işçi Partısı'nın gelişimi egemen güçlerce ve Tür-
kiye sosyalizmınin kendi iç sorunlanyla engellen-
memiş olsa ilerici-devrimci gençlik hareketinin yö-
nelişi ne olurdu? Bu soruyu bir çırpıda yanrtlamak
kuşkusuzki kolay değil... Fakat 68'de bir kez da-
ha yükselen gençlik potansiyelinin önceki yıllar-
dan sürüp gelen ilerici-devrimci gençlik potansi-
yellerinin uzantısı olduğu, bu anlamda da çeşitli
Batı ülkelerinde o yıllarda yaşanan gençlik hare-
ketlerinden daha farklı, bağımsız ve yerti bir nite-
lik taşıdığı kuşkusuzdur...
•••
'Demokrasi" kavramı günümüzde en az 60'hyıl-
lardaki kadargüncelliğini koruyor... Fakat, yinehlç
kuşkusuz, ülkemizde ve dünyada o günlerden bü
günlere yaşananlann öğrettikleriyle... Günümüz
Türkiyesi'nde demokrasinin önündeki engelin 50'li
yıllardaki gibi tek parti diktatörlüğü değil, çok par-
tili görünüm arkasında oligarşik bir yönetim biçi-
mi ve böyle bir yönetime olanak sağlayan yasal
düzenlemeterolduğu biliniyor... Yaşanılan toplum-
sal pratiğin öğrettiği bir başka gerçek, toplumun
bütün kesımlennin, en başta da emekçilerin örgüt-
lü olmadığı birtoplumda demokrasıye ulaşmanın
olanaksızlığı...
• • •
Günümüzün "küreselleşen" dünyasında, Türki-
ye gibi bir ülkede, 1960'lann antiemperyalizmi da-
ha da çarpıcı anlamlar kazandı... "Ulusal devlet",
"ulusal kültür", "ulusal kimlik" kavramlan, şaşıla-
cak bir şey ama, bizden daha çok ABD'nin, Batı
ülkelerinin entelektüel çevrelerinde tartışılıyor, ye-
niden güncelleşiyor... Bizim birçok aydınımız ise
bu kavramlan modası geçmiş sloganlar olarak
görmek eğiliminde... "Yükselen değeriertn başa-
n hanesine yazılması gereken bu sonuç, günümüz
Türkiyesi'nde "bağımsızlık" kavramının güncelli-
ğini ve önemini kat kat arttınyor...
• • •
Sosyal adaletin, sosyal devletin, emekçi hakla-
nnın, ütopya olarak değil yakın bir gelecek için
sosyalizmin savunulması, bu amaçlar için müca-
dete edilmesi, günümüz Türkiyesi'nin de dünya-
nın da bir başka yaşamsaJ zorunluluğu... Türkiye
insanı, emekçisiyle, aydınıyla, pratikte çok acılar
pahasına da olsa bu gerçeği er geç kavramak zo-
runda...
• • •
Bu yazıyla, "Altmışsekizliler Birliği VaWJ"nın 24
Kasım akşamı düzenlediği "yemekli toplantı"da
"konuk konuşmacı"olarak söylediklerimi yazı di-
siplini içinde yinelemiş oldum... Konuşmamın son
cümlelerinde de belirttiğim gibi, yirmili yaşlannı
196O'lı yıllann ilerici- devrimci gençlikhareketi için-
de, bu hareketin bir parçası olarak yaşayanlar bu-
nun nasıl yüce bir mutluluk duygusu olduğunu bi-
lirler... Bugünün görevi ise, 60 başlanndan 68'le-
re uzanan bir çizgide gençliğin büyük bölümünü
etkiteyen yurtseverce ve insanca değerleri toplu-
mun daha büyük kesimlerinin ortak değeri kılabil-
mek...
Bakanlar Kurulu
Düzce il oluyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Bülent Ecevit başkanlı-
ğuıda toplanan Bakanlar
Kurulu, 12 Kasım depre-
minde ağır can ve mal
kaybının meydana geldığı
Düzce'nin il yapıhnasım
kararlaştırdı.
Hükümet Sözcüsü
Devlet Bakanı ŞükrüSina
GüreL toplantıdan sonra
yaptığı açıklamada, 17
Ağustos depreminin mer-
kez üssü olan KocaeU'nin
Gölcükilçesi içinözelbir
kentleşme tasanmı uygu-
lanacağını dile getırdı.
Gürel, Antalya, Izmir
ve îçel Ulennde deprem-
zede yurttaşlann yararla-
nabileceği yatak sayısuun
40 bin olduğunu, bu sayı-
nın istenildiğinde bir kat
artmlabileceğini vurgula-
dı.
Gürel, daha önce de il
yapılacak ilçeler arasında
yer alan Düzce'nin il ya-
pılması ıçin karar almdı-
ğını, Derince ve Kaynaşlı
beldelerınin de ılçe yapı-
lacağmı kaydetti.
Gürel, Bakanlar Kuru-
lu'nda, 17 Ağustos depre-
nünm merkez üssü olan
ve büyük hasar gören
Gölcük'e özel kent tasan-
mı uygulanmasının be-
nimsedığini söyledi.