25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 ARALJK 1999 CUMARTESİ CUMHURfYET SAYFA HABERLER Hidroelektrik santrallannın yüzde 30'unu kullanan Türkiye, nükleere yönlendiriliyor Kaynaklar yeterli kııHaııılımyorANKARA (CumhuriyetBürosu)- Tür- kiye'nın, hidroelektnk santralla yararla- nabileceği potansiyel kaynaklannın an- cak yüzde 30'unu değerlendirebilır du- rumdayken. nükleer ve dışa bağımlılığı arttıracak doğalgaza yönlendinldiğine dikkat çekıhyor. Avrupa'da termik santral- lar yüzde 80-90 kapasiteyle çalışırken Türkiye'de bu oranın yüzde 50'de tutuldu- ğu, ıletım hatlanndaki bakıtnsızhk nede- niyle de üretılen 128 milyar kılovatsaatın 38 milyar kilovatsaatinin tüketıme sunu- lamadan yok olduğu kaydedildı. Bu ola- naklar değerlendinlmeksızın nükleer ve doğalgaza bağımlı hale getınlmeye çalı- şılarak Türkiye'nın ABD'nin ve çokulus- lu şırketlenn taşeronu halıne getirildiği belirtıldı. Kimya Mühendisleri Odası, elektrik sektöründekı özelleştinne uygulamalan- nın ülkedeki dogalgaz tüketimıni hızla kö- rükledığını belirterek, önce hava kıriilıği nedeniyle kentlerde kullanılacağı ileri sü- rüien doğaJgazın bugün yüzde 22 oranın- da konutlarda, yüzde 54 oranında elektrik sektöründe kuilanıldığına işaret ettı. Kim- ya Mühendisleri Odası'ndanyapılan açık- lamada, yannm mahyetlerinın düşüklüğü, yannm süresinın kısahğı, işletme kolay- lığı gıbı nedenlerle özeî sektörün doğal- gaza dayalı santral yatınmlanna yönel- diklen, yap-ışlet- devret modeliyle kamu maliyetlennın çok üzerinde pahalı elekt- rik satan bu santrallar yanında. düşük güç- te, genel enerjı planlaması açısından ve- rimsiz çok sayıda otoprodüktör santral ku- rulmasının teş\ ık edıldığı anlatıldı "Do- ğaigaz üretrnediği halde, bu önemli Idm- yasal kaynağuı büyük bir böhımünü, üs- teiik kay nak planiaması yapmadan elekt- rik sektöründe kuOanmakrasyoneJ bir ter- cib değildir " uyansı yapılan açıklamada, lngıltere'nin bıle özel sektörün elektrik sektöründe doğalgaza ağırlık vermesi üzerine doğalgaza vergi koyduğu, Türki- ye'nin ise 2020 yılı projeksiyonlanna gö- re dışandan ahnan doğalgazın yüzde 70'i- nı elektrik sektöründe kullanmasının ön- görüldüğü kaydedildı. Açıklamada, şu uyanlaryeraldı: -Elektrik sektöründekiözeDeştirmeuy- gulamalanna paraiel doğalgaz sektörün- de de benzer özeUeştirme uygnlamahrma geçilecektir. Bunun sonucunda ileri sürü- len ekonomikfaydayıekle edenTürkiye ol- mavacak, hem eJektrik sektöründe hem de dogalgaz sektöründe bu kşi alacak olan ulusötesi rırmalar, özeDikk ABDü şirket- lerolacaknr." Kimya mühendisleri, nükleer santralın insan yaşamı ve çevre güvenüğı açısından hiçbir şekilde yok edilemeyen risklerinın yanında Türkıye açısından da yüksek ma- İi ve teknik riskler taşıyan bir proje oldu- ğunu bildirdi. Açıklamada şöyle denildi: "Sağhkn biryer seçnni, proje yönetimi, teknikdenetim.nıalivönetim.iş»etmedMk vegüvenlik altyapıs otuştunıfanadan baş- bdJan nükleer santral projelerinin, ener- ji soruntına çözûm ohnak bir tarafa. pro- jenin kendisinin Türkiye açısından altm- dan kallalamayacak bir sonın olacağt isveç santrallarını kapatıyor Avrupa nükleerdenr.: vazgeçiyor ANKARA (CumhuriyetBürosu)-AvTupa ülkeleri, Türk hükümetının enerji gereksınimıni karşılamak üzere kurma- ya çalıştığı nükleer santralla enerji üretme sistemini terk ediyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden Isveç, 12 nükle- er santralından ilkini pazartesi günü kapatırken: Bulgans- tan da Kozluduy nükleer santralımn ikı ünitesını en geç 2002 yıluıda kapatmış olacak. Rusya'dan alınan doğalgazın basuıcının düşmesi nede- niyle yaşanan enerji sıkıntısı Türkiye'deki nükleer yanlısı lobinın sesının daha güçlü çıkarmasına neden olurken, nükleer santrallann yararüğı çevre ve insan sağlığı tehli- kesini gören ABD ve Avrupa ülkeleri nükleer enerjiden vazgeçti. ABD'de siparişi 1974 yılından sonra verilen 116 nükleer santral projesi iptal edildı. ABD'de 1992 yılında yapılan referandum sonucunda 16 yıllık Trojan, Yankee Rowe, Shoreham, San Onorfe Unıt 1 nükleer santrallan ekooomik ömrünü tamamlamadan kapatıldı. Brezilya, 1.1 mılyar dolar harcadığı 3. nükleer santraldan ve yapımı bit- mek üzere olan 2. nükleer santraldan vazgeçti. Avusturya'da yapunı 1978 yılında biten nükleer santral, halkoylamasıyla hıç çalıştınhnadan kapatıldı. Almanya'da 1975 ytlından ıtibaren hiçbırnükleer santral yapılmadı, ça- Uşan ve yapımı biten 4 nükleer santral kapatıldı. îsveç, 1980'de yapılan referandumdan çıkan sonuca gö- re 12 santrahn 2010 yılında kapatılmasına karar verdı. ts- veç yönetimi, bu kapsamda "Barbesack 1" adlı nükleer santralın geçen pazartesi günü kapatılmasını öngördü. Nükleersantrallann kapatdması çalışmalannda Barbesack 2 adlı santraün de 2001 yıhrun yaz aylannda faaliyetleri- ni durduracağj belirtildi. Isveç yönerimi, nükleer santral- lann kapatılması sürecınin alternatif enerji kaynaklannın devreye sokulması ıle ilgılı olduğunu açıkladı. 1987 yıhndaki halk oylamasıyla tüm reaktörlerini kapa- tan Itarya, yenilenebilır enerji projelerine yüzde 40 teşvik uygulama karan aldı. Japonya'da 1996 yılmda yapılan oylamada, yurttaşlann yüzde 62'si nükleer enerjiye hayır oyu verdi. Aynı yıl Rus- ya'da yapılan halkoylamasında da Kostroma bölgesindeki yurttaşlann yüzde 87'si nükleer santrala hayır dedi. AB 'ye tam üye olmaya çalışan Bulgaristan da Kozluduy nükleer santralımn ikı ünitesini 2002'den önce kapataca- ğını bildirdi. Bulgaristan Başbakanı Ivan Kostov. Avrupa Komisyonu ıle yaptığı temaslar sonunda Kozluduy'un ge- ri kalan iki ünitesinin de 2008'den önce mutlaka kapaüla- cağı güvencesini verdi. AB, Bulgaristan gıbı gerekii koru- ma önlemleri alınmamış nüldeer santrallara sahip olan Lit- vanya ve Slovakya'dan santrallannı kapatmasını ıstiyor. Elektrik mühendisi ArifKünarın yaptığı çahşmaya gö- re, nükleer santral yapımına devam eden ülkelerin yüzde 13'ü gelişmiş, kalan yüzde 87'si ise gelişmekte olan ülke- lerden oluşuyor. (Iran, Hindistan, Kore, Arjantin, Çin, Meksika, Pakistan, Küba, Romanya, Rusya, Ukrayna.) Nükleer karşıtı tepkiler koalisyon ortaklarını etkilemedi Hükünıet tek sesANKARA (CmnhuriyetBürosu)- Hükümetten, çevreci kişi ve kuru- luşlann karşı çıktığı, uygar ülkelerin terk ettiğı nüldeer santrallar konu- sunda tek ses çıkıyor. Devlet Baka- nı Mekmet Keçecfler. konunun çev- re sorunu yaratmayacağmı ileri sür- dü. Devlet Bakam Rüştü Kâznn Yü- cden, Türkıye'nin enerji açığının hidroelektrik ya da nükleer santral- lararacılığryla kapatılabileceğini sa- \nndu. Türkıye'nin enerji "darboğazıy- la" karşı karşıya kaldığmı kabul et- mesi gerektiğim öne süren Yücelen, su değerlendirmeyi yaptr "Dûnyada nûkieer santral vapraış ûlke örnejp çok. Çe\Teciler bir kaza dola>ısı> la bu isin çok üzerindeler. Nüldeer santralın bemm böJgemde yapüması düşünfilüyor. tbaİed de açıkİL Ben, dün>adaki örneklerini gördüm. Kötü bir örnekten dolayı bütünherkesi korkuya se\* etınenin anlamı yok. Zaten yapihrken gerekii tedbirier aunarak >er seçiminde de gerekii değerkndirmeJer v^püarak karar verikfi. Ne suretJe ohırsa obun enerji açığuun gkkrümesinden yana- vun." Devlet Bakanı Mehmet Keçe- ciler, konunun çevre sorunu yarat- mayacak şekilde ele almdığını savıı- narak, şu ilginç değerlendirmeyi yaptı: "Nükleer santral araahgryta üre- tilen enerji dfinyada kullanımıakta- dır. Ermenistan'da, Bulgaristan'da da vanfar.Zatenkomsulanmızda,bu kadar yakınımızda nükleer santral >urken bizim nükleersantral kurma- ntaınızvevabundankaçınnıamızçok fazb bir fayda temin etmez." Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Yaşar Oknyan, nükleer santral kunılmasına ilişkın karan destekle- dığinı bildirdı. Hükümet ortağı par- tılerin liderlerinin önceki gün yaptı- ğı toplanoda; DPT ile Enerji ve Ta- bü Kaynaklar Bakanlığının Türki- ye'nin önümüzdeki dönemde enerji gereksinmesine yönelık hazırladık- lan raporlardatahminlenn farklı çık- ması ve Türkiye'nin ulusal enerji po- litikasınm olmadığı eleştinleruun ar- dmdan "alusal enerji poftflası'' be- lirlemeyi kararlaşrırdı. Toplanoda aynca. partısınin grup toplantısında nükleer enerji tarttşmasmda taraf ancak içgüdüsd obrak " l E ^ g eadişedm duğuna" dıle getiren Ece- vk, 5.5 saatsüren enerji zirvesinin ar- dından, hükümetın nüldeer santral kurma karan olduğunu belirterek, projenin ayrmtılan üzerinde çalışı- lacağını, 31 Aralık'ta süresi dolan Akkuyu NükleerEnerji Santrab iha- lesi ile ilgılı olarak sonuca vanlaca- ğuu kaydetti. Başbakan Ecevit, zirvenin ardın- dan gazetecilerin "Itaninüldeersant- ral kurulacak na" sorusuna, "Ewt, büMmetinö>1ebirkaranvar.Bunan gerek doğakoşulan,çevresağbğıba- kmundan, gerek gnveniğinıiz bak>- nundaneno>gunşeidonB,enuygun yönteminin beBrtenmesi içnı bir ça- lışma başlanldı" yanıtını vennişti. Ecevit, Akkuyu ihalesinde sürenin 31 Aralık 1999'da dolduğunun anım- saülması üzerine, "Bu ay icmde bir soDBca vanbcak" demistî. Ersümer: Özel sektörün kaynakları enerji sektörüne aktaııbııalı BÜRSA (Cumhurijet) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakam ve Başbakan Yardımcısı Cumhıır Ersümer, Bursa'da, tahkimin önce- likle enerji sektöründe uygulamaya konula- cağmın sinyallerini verdi. Bursa Tıcaret ve Sanayı Odası'nın Orga- nize Sanayı Bölgesi'nde yaptınlan BOSEN Otoprodüktör AŞ Kombine Çevrim Santra- h'nm açılışında konuşan Ersümer, Türki- ye'nin enerji problemini çözebilmek için özel sektörün olanaklannı ve flnans kaynaklannı enerji sektörüne enjekte etmek gerektiğim savunarak şunlan söyledi: "GeçengünlerdeTBMM'desağlanan kon- sensüs sonucunda Türkiye finans kaynakla- nnın enerji sektörüne akması konusunda anayasasım değiştirdi Şimdi uyıun yasasnu Medis'e se\k ettik. Kanunlarda, idari yargt- lama yasasmdaki dcğişikliklerle ilgili uvum yasalan bunlar. Bir başka hazıruğunız daha var. Türkiye yeni bir karar verme asamasın- dadır. Degîşen 47. madde ile anayasada özel- leştinne ibaresi Bk kez yer aldı. Şimdi Türki- yeözeBeştirmeden ne anladığına karar verme aşamasındadır.'' Ersümer, Bursa'da otoprodüktör oJarak 5 santral bulunduğunu, bakanlıkamüracaat et- mış ya da yapım asamasında 8 santralın da- ha devreye alınacağım büdirip Bursa'dakı özel sektör yatınmlanm örnek göstererek şöyle konuştu: "Görfinen odurki,Bursah,enerjide devle- te ihtiyaç du>madan kendi ihtiyaanL kendi- si gerçekkstirebilecek güçtedir. Bursa bu açı- dan geleceği mükemmel ifler arasmdadn"." BTSO'nun santralımn açılış törenmden önce Bursa Valilığı'nde gazetecilerin sorula- nnı da yanıtlayan Ersümer, bir gazetecinin, kesintılerin nükleer enerji ihalesı ile Mavi Akım tartışmalan sırasında olmasımn dik- kat çekici olarak yorumlandığını anımsatma- sı üzerine şöyle konuştu: "Son günlerde yaşanan elektrik kcantisi- nin nüldeer enerji ve MaviAtam projeteriyle flgisi yoktur. Enerji sdaotBi dogalgaz basm- cmın düşmesiyle yaşanan birsorundur. Oza- man da ben,şjmdi birfleri, MaviAkım için do- ğaigazı kesiyoriar. nüldeer santral için şöyle yapacaklar, diyecek denüştim. Bir enerji ba- kanı için elekrriği kesmekten daha antipatik bir olay oiabilir mi? Bu iddialar Türidye'nm projelerine gölge düşflrnvoc" acıkbr. Nükleer santral vaünmlan paha- h, başbgmç maliyetlerinin çok üzerinde maliyederle sona eren, y-süran süresi tab- min edilenin üzerineçıkan, sökümü deya- pnm kadar sonınhı projeJerdir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanfağı'nın gerçekçi, uygulanabiir, sektördeki dışa bağunnbğı kontrolediebSr seviyelereçeken,riski dü- şük uygufaunalar \v projeier yerine, siya- si, ekonomik teknik riskkri yüksek olan projefcre yönelme ve bunlan çözüm gibi sunma ısran şaşırnadır." Enerji Yapı-Yol Sen Genel Başkanı Cengiz FaydaİL Türkiye'nin kendı enerjı politıkasmı oluşturma ve yaşama geçirme yerine "ABD'nin ve çokulushı şirketierin oluşrurduğu enerji poütikalanıun taşero- nn obnayı terdh etögmin" ortaya konul- duğunu bildirdi. Faydalı, KÎT'lerde uygulanan ger- çekleri çarpıtan propagan- dalann enerjide sürdürüldü- ğüne dikkat çekti. Türkı- ye'nin 1999 yılı itibanyla elektrikte 26 bin 300 mega- vatlık kurulugüeü bulundu- ğunu, bunun 5 btn 300 me- gavatuun dogalgaz çevnmli santrallar olduğunu kayde- den Faydalı, yüzde 40 ora- nında üretım yapan bu do- galgaz çevnm santrallannın devredışı kalsa bile var olan termik santrallann kapasite kullanım oranlan yeterli ol- saydı elektrik knzi yaşan- mayacağım bildirdi. Fayda- lı, Yatağan, Tunçbılek, El- bistan, Soma, Çayırhan, Se- yitömer gıbı santrallann yüzde 55 kapasitede çalışu- ğmı, Avrupa ortalamasmda ise bu oranın yüzde 80-90 olduğuna dikkat çekerek, bu santrallarda yeterh' personel bulundurulmadığım ve ge- reken bakımlann yapılma- dığını kaydetti. Faydalı, büyük kayıplara yol açan ıletim hatlannda yenilemeve bakım yapılma- dığı sürece 100 bin mega- vatlık yeni üretim yapüsa bi- le bunun 1 kilo\ r atsaat ener- jisinin bile tüketıme sunula- mayacağıru vurguladı. Tür- kiye'de 128 milyar kılovat- saatenerji üretinünin en faz- la 90 milyar kilovatsaatimn tüketıme sunulabildığini, 38 milyar kilovatsaatinin üre- timden dağıtıma kadar ge- çen aşamada yok olduğunu büdiren Faydalı, bu kayıpla- nn gıdınlmesi durumunda düşünülen 2 nükleer santra- lın üreteceğı elektrik kadar tasarruf sağJanacağına dik- kat çekti. Bakanlığın her yıl yüzde 8 talep artışı olacağı tahrrunıne karşın 1995 ve 1996'da yüzde 1, yüzde 0.5'lik yatınm yaptığı, bu plansızlık sonucunda bazı dönemlerde arz fazlası, ba- zı dönemlerde de talep faz- lası yaratıldığını anlatan Faydalı, şöyle konuştu: "ÜBcemizteknolojikbiri- kuninin yetersiz obnası, dep- rem kuşağmda olması ru- rizmbölgesiotanasındando- layı, nükleer santral kurul- ması insannğa ve çevreye karşı işlenebâecek en büyük suçtur. Kakb Id 1000 mega- vat güçlük bir santrahn ma- Byeti 5-6 mflyar dolardır. Bu kadariık kaynakla mevcut santraUann kapasitesi artö- rAr, üedm hatian yenileBir, kayf) ve kaçakiar giderilir, üstöaede birkaç tane yenfle- nebflir enerji kaynaklanna dayalısantralyapıhr. Şiddet- h°löşşartianndasoğukalgm- hğı nedeniyle bastalananlar, iş hacminde kayba uğrayan esnaf. beyaz esyası bozulan yurttaşlar, bakan maddivenıanevidavaaçnıa- hdHİar." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Aydmlanma ve Laiklik Galiba, benim sinirlerim de iflasın eşiğine geldi ki; ba- zı şeyteri tekrar tekrar yazmaktan sıkıltyorum. Bazen, "acaba boşuna mı çabalıyoruz?" endişesine kapılıyo- rum. Beş dakika önce ayrınt/lanyla anlattığınız bir ko- nuyu, beş dakika sonra, "Bu neydi" diye soruyorlar. Kırk kez yazdığınız bir şeyi merak ediyor ve "Hocam bu konulan niye hiç incelemiyorsunuz?", diye soran mektuplar yazıyorlar... Koşebaşlannı tutanlara baktığınız zaman, içinizi bir karamsarlık kaplıyor. Adam, "Sen hep Kemalisttim a- ma bunu siz/erbılmezsiniz, çünku diie getirmezdim", diye konuşuyor; dinleyenlerden hiçbiri, "Pekişimdi di- legetirmenizin sebebinedir" diyesormuyor. Sonra da aynı "muhtererp"; benim, "Kemalist" olmadığımı id- diaediyor. Benimle ilgisi olmayan birtopluluk... "Bun- lan bize neden anlatıyorsun, bize ne?" diyen çıkmı- yor... • • • On gün kadar önce Celâdet Moralıgil adında bir okurumdan bir mektup aldım. Sayın Moralıgil (kı za- man zaman beni eleştirmekten de geri kalmaz), bir mesiektaştmın (hem öğretim üyesı, hem yazar), yaz- mış okjuğu "Cumhuriyet Aydınlanması" başlıklı yazı- sını göndermiş. "Bu gibi durumlarda susmamalı, re- aksiyon gösteımeliyiz" diyor. Çok haklı. Zaten çok hak- lı görduğüm için bu yazıyı kaleme alıyorum. Yazann ve gazetenın adını vermiyorum. Çünkü hem polemik yapmaktan hoşlanmıyorum hem de o yaza- nn adınr önemsemiyorum. Bir dizi yazardan birisi iş- te... Çok var bunun gibileri. "...Cumhuriyet aydınlanması" diyor, "tipik bir kav- ram katliamı ve/veya kavramkirienmesi ve aynızaman- da da bir de/enere nominalizm emaresidir..." Buyrun bakalım... Acaba neden? "Çünkü" diyor yazanmız, "Oncelikle bu kavram, içi keyfe mâyâşe doldurulabilecek bir boş çuval zanne- dilmektedir, tazammun ve şümulu belirtilmemış felse- fibirzemın üzerine oturtulmamıştır, katliam ve/veya kir- tenme bundan neş'et etmektedir... Ikinci olarak da... aydtnianmanın isminıalmakla cısminın de alınabilece- ğinizannetme gibibir vehimden beslenmektedir, o se- beple bir dejenere nominalizm örneği olmaktadır..." Yazanmız, "Hiçbir zaman bir cumhuriyet aydınlan- ması olmamıştır" diyor ve bunun nedenini de, aydm- lanma düşünürierinden yoksun olmamıza bağlıyor. Bu düşünce, bence yanlış bir düşünce ve çirkin bir üslupla kaleme aiınmış. Ne diyelim, "üsJup kişinin ay- nasıdır"... Fakat aşagıda öyle şeyter soyiüyor ki; bu- nun, "katlanacak" bir tarafı yok. "...Yukarda zikredilen zevata çaycılık bile yapama- yacak derecede basit, akşa/n bir kilo rakı devinp sa- bahleyin aydmlanma nutuklan irad etmekten rahatsız- lık duymayan tipik bir ûçüncu dunya ideoloğu kadro- su vardır, halkevieri vardır, cumhuriyet balolan vardır, Köy Enstitüleri vardır. Efendiler: Bu basit kadrolaria, rakı sofrası edebiya- ttyia, halkevten ile, cumhuriyet balolan ile; asanm ile, keserim ile, oyanm ile, deşerim ile aydmlanma olmaz, olamaz, olabilemez..." Yazanmız çok kurnaz oldugu için, alttakJ paragraf- lardan; "Başfa Gazi Mustafa Kemal olmak üzere", bu kadroyu saygıyta anmak gerektigini, fakat aceteci ol- duklannı ve kadrolan olmadığını vurguluyor. (Böylece akşamlan bir şışe rakı devinp, sabahlan aydmlanma nutuklan atanlann kim oldugu konusunda okuru müt- hiş (!) bir merak ıçınde bırakıyor...) Aydınlanmanm düşünürien, hiçbfr ulusun malı ol- madığı gibi, hiçbir ulusun asla tekelinde değildir. Za- ten bir düşünce; dile getırildikîen sonra, artık o düşün- ceyi dile getiren ınsanın da malı değildir. Aynı zamanda, "öğretim üyesi" sıfatını taşıyan birya- zann, bunu bilmemesi ne kadar hazin... Eğef, "Türkiye'de aydınlanmanm altyapısı yoktu" vb. gibisinden bir açıklama yapsaydı, daha bir tartış- ma götürürdü. Fakat ^lozofu yoktu" gibisinden bir açıklama, doğrusu gülünç oluyor. Bu anlayışa göre herhalde aydmlanma birkaç ülkenin tekelinde ıdi. Aydmlanma, "Körinanç ve hurafeyle kararan insan beynine, bilimin ışığıyla aydınlıkgötürülmesi" demek- tir. Işığın kaynağı ne olursa olsun, eğer "aydınlatıyor- sa" ve ben o ışjğı elde etmişsem, her türlü karanlığın üstesinden gelirim. Halkevlen, Köy Enstitüleri gerçekten ışık kaynağı idi- ler. Ve aydınlanmadan ürkenler, o ışık kaynaklannın ka- pısına kilit vurmayı başardılar. Ve o kapılara kilit vuranlar, bir yandan laiklik nutuk- lan atarken, öte yandan "siyasal ıslâm "ı güçlendirmek için ne mümkünse yaptılar. Üstelik Atatürkçü oldukla- nnı ilan ederek. Bir yanda böyle sahte Atatürkçüler, bir yanda ken- dini Atatürkçü sanan iyi niyetliler ve bir yanda da Ata- türk bezirgânlan... Inanın, içim sıkılıyor... Akkuyu, fayhattuta 25/dlometneuzakhkta EBRUTOKTAR ANKARA - Başbakan Bülent Ecevit başkanlığın- daki ANAP-DSP-MHP koalisyonunun, yıl sonuna kadar ihalesım sonuçlan- dırmayı kararlaştırdığı Ak- kuyu Nükleer Santralı'nın kurulacağı bölgemn Ece- miş fay hattının 25 kilo- metre batısında bulundu- ğunu vurgulayan raporun 1991 yıhndan sonra kuru- lan hükümetler tarafından gizlendiğı ortaya çıktı. Dokuz Eylül Üniversıte- sı Deniz Bilimlen Enstıtü- sü öğretım üyesi Prof. Dr. Atüh üzun, Prof Dr. Sun- gu Gökçen, öğretim görev- lisi Erdeniz Ozd ve Ingıl- tere'den Keele-Staffs Üni- versitesi Jeoloji Anabilim Dalı'ndan Prof Dr. Gftert Keffing'ın 1991 yılında yaptığı araştırma sonucu hazırladığı raporun, geç- miş dönemden bu yana hü- kümetlertarafından kamu- oyuna açıklanmaması yö- nünde baskıya hedef oldu- ğu öğrenildi. Raporda, je- olojik bulgular sonucu yü- zeye kadar geldiği sapta- nan fayın çevresınde yerle- şim alanı kurulmaması is- tenerek şu uyanlarda bulu- nuldu: "Ecemtşfayıoyuar- sa birkaç metreyle birkaç yüz metre arasında çökme ya da oynama yaraür. Bu favın 20-25 kfloînetre bad- suıda yer alan Akkuyuda kuruiacak bir nükleersant- ralın böyle birçökme ya da oynama sonunda çatiama- sı baünde büyük bir nükle- er facia gerçekJeşir." Zirveye katılan TEAŞ yetkilileri, 30 Aralık 1999"a kadar nükleer iha- le sonuçlannın mutlaka açıklanması gerektiğim söyledı. Yetkililer, santra- hn 2007 ya da 2008 yüın- da tamamlanabilecegıni ve 10 milyar kılovat saatener- ji üreteceğını söyledı. TE- AŞ yetkıüleri Akkuyu'da kurulması planlanan ve 10 milyar kilovat saat enerji üretmesi beklenen santra- hn, ihaleyi kazanacak fir- maya göre 1470 ya da 2940 megavat gücünde olacağı- nı bildirdi. 2007 yıh için Türkiye'nin enerji gereksi- nimınin 231.7 milyar kilo- vat saat, 2008 yılı için 249.7 milyar kılovat saat olacagını tahmin eden TE- AŞ yetkılilen, kurulacak nükleer santrahn Türkiye enerji gereksinıminin en az vüzde 3'ünü karşılayacağj- nı sa\Tindu. 31.12.1999'a kadar açıklanacak ihaleyi. Westınghouse, (ABD-Ja- ponya) Atomic Energy Ca- nada Limıtet (AECL) kon- sorsiyumu ve Nüclaer Po- wer International (NPI) (AJmahya-Fransa) konsor- siyumlanndan birinın kazanacağı bildirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear