25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 ARALIK1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Gözümüz aydm Gözümüz aydın, elektrik fiyatı yüzde 5 zamlandı. Zammın perde arkasındaki gerçeklere uzanmaya ne dersiniz? TEAŞ, Hazine Müsteşarlığı'na geçen mayıs ayı sonunda şu göruşü bildirmiş: "Özelleştirme faaliyetleri kapsamında halen yap-işlet- devret modeliyle yapılan Trakya Elektrik, Unit, Ova, Esenyurt doğalgaz kombine çevrim ve Kısık Çamlıca 1, Gönen, Tohma-Medik, Hasanlar, Aksu Çayköy hidrolik santrallan ile birçok otoprodüktör santrallar işletmededir. Bu santrallann üretım maliyetleri çokyüksek olup 1999yılında TEAŞ'ın ortalama alış fiyatı 7.27 cent/kw saattir. TEAŞ'ın müşterilerine satış fiyatı ise Mayıs 1999 itibanyla 3.4 cent/kw saattir." Neymiş? TEAŞ, özel şirketlerden etektriği pahalıya satın alıyor, çok ucuza satıyormuş. Dahası var: "1999 yılında üretim şirketleri toplam üretimin yüzde 10'unu gerçekleştirmelerine karşılık TEAŞ bütçesinin yüzde 20'sini almaktadırlar." Elektrik zammınızı güle güle kullanın... ISIK KANSU Başkent'teki özel sağlık kuruluşlarının üye olduğu Ankara Sağlık Kuruluşlan Derneği, geçen hafta içinde 21. Yüzyıla Girerken Türkiye'nin Sağlığı" başlıklı bir konferans düzenledi. Konferansa katıian eski Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Dünya Sağlık örgütü Avaıpa Program Başkanı Dr. Serdar Savaş, Türkiye'de özel sağlık sigortalarından yararlananlann 600 bin kişi, hedef kitlenin ise 8 milyon olduğunu vurguladıktan sonra, özetle şu görüşleri savundu: "özel sağlık sıgortaları bugün için hastalık sigortası yapıyor. Sigortalı, hasta olduğunda bu sigortadan yaratianıyor. özel hastaneler, büyük yatınmlar yaptıklan için onlan karşılamak üzere faturalan şişiriyorlar. Bu yüzden de özel Nabza göre şerbet sigorta şirketleri ile özel hastaneler arasında sürtüşme yaşanıyor. Bu uygulama sürerse, özel hastaneler 10 yıl içinde batabilir. Yapılması gereken hastalık sigortasından vazgeçilerek, sağlık sigortasına geçmektir. Bu durumda özel sigortaların hastaneleri olacak ya da özel hastaneler ile özel sigorta şirketleri biriikte hareket edeceklerdir. Yani sigortalaria hastaneler birleşecektir." Savaş'ın önerisini dinleyen Türk Tabipleri Birliği Başkanı Füsun Sayek söz istedi ve son yıllarda kamusal sağlık kuruluşları için bunun tam tersinin savunulduğunu, finansör kurumla hizmet sunan kurumun ayrılmasının ısraria gündeme getirildiğini anımsattı ve taşı gediğine koydu: "Aman dikkat, Sayın Serdar Savaş özel hastaneleri batırmak istiyor olmasın!.." öyle ya, özelleştirme şampiyonluğu yapanlara bakılırsa, kamunun elindeki sağlık kuruluşları "bir bütün" olduğunda çöküyorlarl Çamlıhemşin-Hemşin Vakfı Başkanı Okay Karayalçın'dan mektup aldık. "Fırtına Vadisı'nden sonra şimdi de Uzungöl gözden çıkanlıyor" diye başlıyor mektup ve sürüyor: "Hidroelektrik santrallan için Türkiye 'de mevcut su kaynaklannm henüz üçte bin kullanılmışken, sanki başka bir vadi ile başka dere yokmuş gibi, Fırtına Vadisi yetmedikoruma altına alınan SİT ve Milti Park alanı içerisindeki Fırtına ve Uzungöl vadilerinin enerji için seçilmiş olmalannın mantığını anlamakta güçlük çekiyonjz." Karayalçın'ın yazdıklan adeta bir çığlıga dönüşüyor: "Mamıara ve Bokı depremterinde evsiz barksız ve işsiz kalan btnterce Doğu Karadenizli'ye evlerine barklanna dönmeyi özendirecek turizm yatınmlan için kaynak sağlamak varken, bu güzellikferi, ûretilecek komik bir enerji için yok et, yap-işlet ve terket modeline göz yumanlar bu davranışlannın hesabmı mutlaka vermek zonında kaiacakiardır." Görevtileri, Orman ve Çevre bakaniıklarını göreve çağtnyor Okay Karayalçın: "Son damla su kirienmeden, son ağaç kesllmeden, son yesil kurutulmadan, son kuş vurulmadan lütfen yurdumuza sahip çıkalım." Hu, huuu! Duyan var mı? ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU Az Sonra! • Istanbul'da deprem felaketi: Bınlerce insan telef oldu! Dün ak- şamüstü Taksım Meydanı'nda Is- tanbul'un fay hattı bırkerede kın- lacak" görüşünü savunan kala- balık ile "Kınlma parçalı olacak" fik- nndekı guruh arasında taşlı so- palı büyük bir kavga yaşandı! Blok kıntmayı savunanlann deprem kor- kusuyla kavgayı bir an önce bitir- meyeçalıştıklangozlenırken, "Par- çalıcılar" daha rahat bir izlenım verdi! Kavganın şkjdeti henüz açık- lanmazken AKUT yaralılara müda- hale etmeye başladı! Az sonra! • Çevik Bir Fenerbahçe'de! Transferi ayarlayan Ali Şen "Ba- sın toplantısında gördüm ki Paşa cumhurbaşkanlığına henüz hazır değil. Ama ona desteğım devam etti ve santraforolarak Fener'e al- dırdım. Gayet uzun boylu, sportmen bir kişi. Ustelık Hakan Şükür 1 den da- ha ucuza mal oldu" dedi! jlk ant- renmanına çıkan Çevık Bir, ken- dısini azaıiayan Zeman'a 40 adet şınav çektırdı! Az sonra! • Ecevit renk körü mü?! Hükü- metin nükleer enerjiye yeşil ışık yakması üzerine açıklama yapân bir uzman şunlan söyledı: "Sayın başbakanın sağlık durumu beni Ben de fut&olun şehzadesiyim! endişelendirdi. Galiba gözterinde problem var. Çünkü nükleerener- jiye 'yeşil ışık' yakılmaz, yakılsa yakılsa 'kırmızı alarm' yakılıri Ay- nca, ülkemizde bir 'Çemobil faci- ası' olursa, Ecevitzoranlaryaşa- yacak. Çünkü o bir çay tiryakisi ve radyasyonlu da olsa çaydan vazgeçemeyecek. Çayiçmeyihal- kı Hma etmek için kamuoyu önün- de mı yapar, öyle bırkazadan son- ra kamuoyu kalır mı, artık orasını bilemem!" Az sonra! • Clinton Türkiye'yi AlHM'e şi- kâyet etti! ABD Başkanı dilekçe- sinde şu ifadelere yer verdi: "Mo- nica olayından sonra evlîliğimiz düzelmişti. Türkıye'ye gıdene ka- dar her şey yolundaydı. Ama ne zaman ki Mr. Akbulut ile görüş- tüm, o andan sonra bt tuhafoldum. Dengem bozuldu. Ne söylenen lafı anladım, ne düşündüğümü söyleyebildim. Bunun üstüne Mr. Demirel bana takacağı rozetin iğ- nesını çeşıtli yerierime batırarak birnevı büyülü akapunktur yaptı! Aynca Mr. Erkan Işık da bumu- mu sıktı! Bunca stres yüzünden Mrs. Clirrton ile aynlma noktası- na gelesiye kavga ettik! Türki- ye'den davacıyım. Aslında ben Muazzez Abacı'y/m/" Az sonra! Oğuz Aral'ın ögrencisi oia- rak, onu iztemek görevımdiri Ma- dem ki usta "futboiunpadişahı" olarak yazmaya başladı, ben de yazmalıyım! Işte futbol notianm: 1 - Lig maçlannda önemli olan 3puan. "Güzetoynarnasakdaka- zanmayı bildik" deniyor. Avrupa Kupalan'nda da önemli olan pu- an. "Deplasmanda gol yeme- mek" veya "Berabere kalıp UE- FA'dan para almak" başarı sayı- hyor. E, Türkiye Kupası da aynı şekılde, güzel futboldan çoktu- ru geçmek başarı. Geriye hazır- lık maçları kaiıyor ki onlar zaten iyi futbol bektenmeyen maçlar. Adı üstönde, "hazıritk". Pekiii, biz Türk taktmlarının oynayaca- ğ» "guzel futbolu" ne zaman iz- leyeceğiz, rüyalanmızda mı? 2- üg maçlannda galtbryet 3 puan. Berabere kalırsan iki takım da birer puan alır. Bu durumda bir puan havaya gıdiyor, rant bo- zuluyor! Önerim şu: Berabere biten maçta iki takım yine birer puan alsın. o tamam! Ama böy- ie maçiardan sonra beşer pe- naltı atılstn ve penaltılarda üstûn- lük kuran takım bir puan dahaaf- sın! Yani her maçta 3 puan da- ğılstn, ya 3-0 ya da 2-1 şetdin- 3e. Böyiece hem maçtarda mut- laka bir kazanma tadı yaşanır, hem de penaltı zevkini daha çok yaşanz! 3- Bir Beşiktaşlı olarak, Saym Sebasozünde dursun dsyecegim ama onun sözleri her an değişj- yor! Bambaşka bîr kîtap! Sevgili meslektaşım Soner Günday'ın Leman Yayınlan'ndan çıkan ilk kitabı "Oh Bebek" miza- ha meraklı okuyuculann mutlaka edinmesi gereken bi modern ça- lışma. Soner Günday karikatürcü, ressam, çizgi romancı, grafıker ve de yazar! (Ben bunlan yazar- ken, o bir şeyler daha olmuştur kesın!)Oh Bebek, Günday'ın ya- rattığı "Orçun Kunek" adlı eleş- tirmen tipinin aracılığıyla bir ara- ya topladığı kaset ve kliplerin top- lamından oluşuyor. Görsel zengin- liği bir yana, şarkı sözlerindeki ruhsal ve sosyolojik detaylar, or- taya "müthış komik" bir eser çı- karmış. Işte bazı ömekler: • Martılar şahidimdir, an gelır mühim biri olursam ve danışman tayin ederlerse emrime, danışınm, dediklerini yaparım ama arada bir dediklerinin tam tersini yapa- nm. Çünkü günün birinde arkam- dan "Durmadan bize danışıyo, herdediğimiziyapıyo. Maymun et- tik herifı" diyebilırler! • Gıcık kaptığım romanlar kaç sayfa olursa olsun silgiyle silesim gelir! (Sloyv) • Birısi ok atıp beni vursa, kızanm ama bi yandan da güterim, bu devirde ok nerden aklına gel- di bu denyonun diye. Bu ilginç kitapgazete bayılerin- de! (Yme Leman Yayınlan'ndan çıkan VÖSYM adiı kitabım 2. bas- kısını yaptı, belirtirim!) Uğur Mumcu Vakfı'na öneri Sevgili Mumcu'nun hakkında yazdığı kışilerin dökümü, tüm yapıtlan taranarak alfabetik şekilde "birbaşucu kitabı olarak" toplanamaz mı? Çünkü tüm "vampiriere" karşı en etkıli kay- nak hâlâ o! Yaşasaydı, Susurluk "muamma" olmazdı. (Öğ- rencilik yıllanmda Uğur Mumcu'nun bir soyleşisinde çektığim fotoğrafı geçti elime. Haftaya bu köşede yayımlayacağım.) BMTürk DernegTnin barış ödülü Birleşmiş Milletler Türk Derneği, 2000 yılından başlayarak "Banş ödülü" vermeyi kararlaştırdı. Dernek başkanı Rahmi Kumaş ödülün; Türkiye, Balkanlar-Ortadoğu- Kafkasya ile dünya barışına, gerek özgün çabalan gerekse yapıtlarıyla katkıda bulunanlara verileceğini bildirdi bize. Bu koşulları yerine getiren gerçek ya da tüzelkişiler odüle aday gösterilebilecekler. Adayların, en geç 31 Mart 2000 tarihine değin BM Türk Derneği'nin "Atatürk Bulvarı No:223/7- Kavakhdere/ANKARA" adresine iletilmesi gerekiyor. İki küresel yorum Küreselleşiyoruz ya, Tevfik Kızgınkaya yurttaşlanmızın bu çağ atlama sürecinde, sıkıntılarını bile artık Ingilizce dile getireceklerine inananlardan. Nasıl mı? Alın size küçük bir örnek: "/ a man of..." Bir Doğulu işçi emeklisi okurumuz ise, AGlT'in açılımını yeniden yapılandırarak, global açıdan şöyle yorumlamış: "Agalara Itaat Toplantısı." HAYVANLAR ISMAIL GVLGEÇ KİM KtME DUM DUMA HEHİÇAK behicak@tmk.net ÇÎZGlLİK KÂMİL MASARACI H A R B t SEMİH POROY TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4Arahk r _ ^ D£M/R BİLEKL ı KARDİNAL.. Jf~* " ^ ^ ^ 1 164-2'Oe BU6ÜN,UNLÜ FRANStl. PBVLET AP/VHI it'i - ^ II K KAR.DİNAL RlCHELlEU(jHŞELYtf) S? YAŞIN&A ]§£& t£k WW^. Ö*-**}- i 7 rÛZYlL 8AŞLA&HDA KAHIÇKLlKLAfZ î WM^^ I n k ÎÇıMO£ BULUNAN FKANSA, ÇOOUK *XAL Xgl.r H«LS)O% MKF LOUIS'NİM ANNBSİ MARİE ME&İCİ 7ARAF/N- ^K£t$\^^. C>AN VÖMETILİYOeOU. O SlBALAG&A AMA KJSA- VtİJ^r \ LJÇe TABAFtNDAAI BAK4NLI&A GBTHSJL&J •*• ftf' /K flîhv. *** < t *GAMI RlCHEUEU, B/R SÜKE SONGA J?fi/rV>>. %{[ I n l ^ L FRAHSA'UIN EN GÜÇUJ K/ŞlSİ OLMUŞTU.l iüsg&VWıU î/wVl liö \ r \ RICHEUEU, pevteri DİKTBTĞKCE YÖMETMİŞ, WIK£%IIİIMMP^M .\MuruiKfYEr esjfuitjf eüçLENDiKMfşrr. W/flWVlYWBM^fl 1 \ONUN ZAMAHINPA PRAHSA, AVftUPA'NtN TMİI VlWmM//M-//j !- >&.£** ÖNDE GELEN DEVLETLERI ARASIU- ill; Jmf/fim Lw?,y£ *ALM?r ""'""*KAZ/WMS - | ı | SON BÛYÜK LONDRASİSİ • A , | 19S2'P£SU6ÜN,J.OND*A'DA,SON SÜ. ; H | YÜK SİS 8AÇLADI. KESİP SİS, ÜÇ HAF- ^^^m TA SÜ/tERBK +BİN KİŞİNİN ÖLÜMÜNE ^ ^ ^ B YOL AÇACAKT1R. AUCAK,'TEMİZ HAVA • J^^^M VASASl'HIN yÜRÛKUJ&E elBME. ^ ^ ^ H £İNC£U SONBA, SİSE HEPEN OLMJ K - ; : ^ ^ ^ H 1 HM ^ A idllLİuei A2ALTHACAKTm.. ^ GÖRÜŞ Dr. EMİN GURSES DTÖ: Sömürünün Standartiaştırılması Projesi 1947'den beri bütün mallarda gümrük vergile- rinin düşürülmesi için çalışmakta olan GATT (Ti- caret ve Tarifeler Genel Anlaşması), 1986-93 yıl- lan arasında Uruguay'da devam eden görüşme- ler amacına ulaştıktan sonra Mart 1994 'te Mara- keş'te imzalanan dokümanla dünya ticaretine bir çerçeve getiren DTÖ'yü (Dünya Ticaret örgütü) yaratmıştır. DTÖ, 134 üye ülke ve 30 gözlemci- den oluşmaktadır. Dünyada 475 dolar milyarderinin servetinin dünya nüfusunun yaklaşık yansının (3 milyar) sa- hip olduğu zenginliğe eşıt olduğu bir ortamda, ka- pitalizmin globalleşmesınin yarattığı sorunlar ne- deniyle gelişmekte olan ülkelerde toplumsal tep- kiler artmaya başlamıştır. Bu gelışmeler, zengin gelişmiş merkezi ülkeler ve bunlann dolaylı tem- silcileri olan uluslararası tekelleri, uiuslararası ka- pitalizmin her düzeyde korunması ve sürdürülme- si için adım atmaya zorlamıştır. DTÖ'nün en önemli amaçlanndan biri, ülkeler- de kamuda var olan tekelleri tasfiye etmektir. Şu.- bat 1997'de DTÖ, telekomünikasyon alanında devlet tekellerinin kırılması konusunda karar al- mış ve uygulama aşamasına geçilmiştir. Demir- yollan gibı kamu kuruluşlan ise uluslararası tekel- lerin işlerinin yoğunluğundan sıralannı beklemek- tedirler. Diğer bir amaç ise yatırımların liberalleşmesi- dir. Bu amaca ulaşmak için ise MAI (Çoktaraflı Ya- tırım Anlaşması) dayatılmak istenmektedir. MAI bütün yatınm alanlannı (sanayi, tarım, hizmetler, doğal kaynaklar gibi) hedefleyerek yabancı yatı- nmlar için bir koruma mekanizması oluşturmayı amaçlamakta ve özellikle uluslararası tekellerin yatınm kârlannı merkezi zengin ülkelere istedik- leri gibi aktarabilmelerinin koşullannı getirmekte- dir. DTÖ'nün etkin ülkeleri, hiç kuşkusuz MAI pro- jesini bir süreç içerisinde faaliyete geçirmek için gerekli dayatmaları yapacaktır. Gelişmiş Batılı zengin ülkelerin serbest ticaret vaazlan, gerçekte onlan kendi pazariannı koru- malarından alıkoymaktadır. Bu ülkelerin koruma- cılığı gelişmekte olan ülkelere yılda yaklaşık 500 milyar dolara (1994 rakamları) mal olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin dış borç toplamı ise 2 tnlyon dolara ulaşmıştır. Dünya ekonomisinin kontrolü, uluslararası ban- kalar ve DTÖ gibi yapılanmalar aracılığıyla sağ- lanmaktadır. G-7'ler ise global yöneticiler kulü- bü olarak işlev görmektedir. Zamanın Ingiliz Dışişleri Bakanı Douglas Hurd, Kasım 1994'te DTÖ'yü oluşturan GATT Anlaşma- sı'nın büyük bir başan olduğunu ifade etmiştir. DTÖ, gelişmekte olan ekonomileri gelişmiş ülkelerin mali nüfuzuna açmıştır. Gelişmiş merkezi ülkele- rin, gelişmekte olan ülkelere dayattığı kalkınma projeleri (özellikle yapısal düzenlemeler ve DTÖ'nün ticari kuralları) merkezin çıkarlarına hizmet et- mektedir. Uluslararası tekellerin gücünün artması, IMF'nin dikte ettirdiği politikalar, Dünya Bankası ve DTÖ bir tarafta, dış borç krizi ve dayatılan ekonomik gelişme modellerinin başansızlığı dığer tarafta, ge- lişmekte olan ülkeler görece de olsa otonom ge- lişme politikalarını terk etmek zorunda kalmışlar- dır. Bunun sonucu olarak gelişmekte olan ülke- ler uluslararası sermaye kuruluşlarının doğrudan yatırımlarından daha fazla pay almak için kuyru- ğa girmek ve böyiece onların dayatmalanna bo- yun eğmek gibi bir tuzağa düşmektedirler. Ge- lişmekte olan ülkeler, ihracata dayalı politikalar- la kendi aralannda girdikleri yanş sonucu dünya piyasalarında ihraç ürünlerinin fiyatlarının düş- mesine yol açmışlardır. Dünya Kalkınma Hareketi yöneticisi Barry Co- ats'un da belirttiği gibi, gelişmekte olan ülkeler güçlü ticaret bloklan tarafından ezilmektedir. Clin- ton'un DTÖ toplantısına, protestolan azaltmak için insani bir elbise giydirme çabalan ise gerçekleri gizlemeye yetmemektedir. Kendi aralannda bir pa- zar yarışı içerisinde olan merkezi zengin ülkeler gerekli görürlerse gelişmekte olan çevre ülkele- rin desteği sorulmakta, fakat onlann kendi azge- lişmişlikten doğan sorunlan gözardı edilmekte- dir. Gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş merkezi ül- kelerin gündemleri aynı değildir. Onlann peşine takılarak içine düşürüien kısır döngüden kurtul- mak olanaksızdır. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Çok uzun teksöllifi.2/Be- lirti... Bıretkin- liğın geçıcı ola- rak durduruldu- ğu süre. 3/ Iri ve uzunca taneli bir üzûm türii.. Ba- ğışlama. 4/ Tır- nakboyası...Ön- 6 gün. 5/ "Şimdi uzun karlıklar- da bir Lapon kı- zağı/ Önünde - -geyığı"(Beh- çet Necatıgıl)... Bey. 6/ Kat kat çakıl ve kumdan oluşmuş yer kıvnmı... Çipuranın, boyu 10 cm'ye kadar olan genç- 3 lerine venlen ad. 7/Hay- laz, serserij başı boş. 8/ Birrenk... Uzerineayak- kabı giyilen kısa konçlu, 6 hafifveyumuşakbırtür ayakkabı.9/BüyükOk- 8 yanus'ta bir ülke. YLKARIDAN AŞA- 9 ĞIYA: 1/ Aynı tûrden hayvanlar arasında ıletışımı sağlayan kım- yasal maddelerin ortak adı. 2/ Bir kimsenın başkalann- da bıraktığı izlenım... Ergenlik çağına ulaşmamış erkek çocuk. 3/ Küçûk bir alan üzerine odaklanmış yoğun ışık kaynagı... "Göğüs, kucak" anlamında eski sözcük. 4/ "- — Güler": Fotoğraf sanatçımız... Genellikle sevecen ve hüzünlü bir konu işleyen küçük lirik şiir. 5/ Kuvvetlerin cisımler üzenndeki etkisinı konu edinen bilim dalı. 6/ Şar- kı, türkü... Bir zekâ oyunu. II Olumsuzluk belırten bir önek... Yoksullara yıyecekdağıtan hayır kurumu. 8/ Ula- şım yollarında bulunan taşıt ve yayalann tümü... Bir no- ta. 9/ Vurguncu, çıkarcı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear