25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2i KASIM 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümet, üçlü kararname gerektiren üst düzey atamalarda bin'e yakın kadro değişikliğine gitti Bürokraside kadro depremiEMÎNE KAPLAN BVNU SALMAN ANKARA- Hükümetın iş başında bu- lundugu 6 aylık sürede üçlü karamame gerektiren üst düzey atamalarda 1000'e yakın görev değişikliğine gittiği belir- lendi. Atamalarda Koray Aydın yöneti- mındeki Bayındırlık ve lskân Bakanlığı, Ahmet Kenan Tannkulu yönetimindeki Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Osman Durmuş yönetimindeki Sağlık Bakanlı- ğı öne çıktı. MHP'li bakanlıklarda ANAP'lı kadrolann bile tasfiyesi biçi- minde kadrolaşma hareketi yaşanıyor. Uzun yıllardır muhafazakâr kadrolann görev yaptığı Tanm ve Köyişleri Bakan- lığı'nda partili MHP'lilerin partisiz MHP'lilere tercih edıldiği kadro düzen- lemelerine gidiliyor. Hükümet, yaklaşık 400 bin kışinin kazandığı memur sına- vından sonra alınmak üzere açıktan ata- nacak 30 bin yeni kadroya onay verdi. DSP-MHP-ANAP koalisyon hüküme- Kadrolaşma tinin kadrolaşma hareketi, bürokraside depreme dönüştü. Hükümetin, yalnızca üçlü karamameyle atanabilen müsteşar. müsteşaryardımcısı, genel müdür, genel müdür yardımcısı, bağımsız daıre baş- kanlığı ve il müdürlüklerinde yapılan gö- rev değişiklikleri sayısının 1000'e ulaş- tığı öğrenildi. Bu saptamanın içinde KlT'lerin üst düzey yöneticilerinin de yer almadığı be- lirtildi. Kadrolaşmada Bayındırlık ve Is- kân Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Ta- nm ve Köyişleri Bakanlığj'nın ilk sıra- larda yer aldığı bildirildi. Ust düzeydeki atamalardan bazılan şöyle: Müsteşarlar: DPT Müsteşan Orhan Güvenen'ın yerine Akın tzmirlioğlu atandı. Dış Ticaret Müsteşan Yavuz Ege istifaya zorlanarak, yerine Müsteşar Yar- dımcısı olan Kürşat Tüzmen getinldi. Devlet Istatistik Enstitüsü Başkanı Ömer Gebizlioğlu'nun yerine Şefık Yddızeii ge- tırildi. TOKJ BaşkanlığVna KamfllJğur- lu atandı. Hazine Müsteşan Yener Dinç- men'in emekliye aynlmasının ardından Ziraat Bankası Genel Müdürü SdçukDe- minüp müsteşar oldu. Denizcilik Müs- teşarlığı'na Mustafa Korçak getinldi. Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı'na ANAP'tan aday olup seçilemeyen eski Gelirler Genel Müdürü NevzatSaygıboğ- lu atandı. Içişleri Bakanlığı Müsteşan YahyaGûr Ankara Valiliği'ne atanırken, bu göreve Saim Çotur getirildi. Bayındır- lık ve lskân Bakanlığı Müsteşarlığı'na Hacettepe Üniversitesi Ankara Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi, eski MHP Genel Sekreter Yardımcısı AM Hd- vaa atandı. Sağlık Bakanlığı Müsteşan Sürcyya Adanalı'nın yerine Haluk To- kuçoğlu getirildi. Sağlık Bakanlığı Tef- tiş Kurulu Başkanhğı'na Giran Şahin'in yerine Kamil Serdaroğlu atandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- ğı Müsteşan Ahmet Şağar Başbakanhk Müsteşarlığı'na atanırken, yerine Fıkri Şahin getirildi. Sanayi ve Ticaret Bakan- lığı Müsteşarlığı'na Hikmet Cemfl Ak- kutay atandı. Çe\Te Bakanlığı Müsteşar- lığı'na DSP'den Ankara Büyükşehir Be- lediye Başkanhğı'na aday olup seçile- meyen Doğan Taşdelen getirildi. Müsteşar yardımcılan: Hazine müs- teşar yardımcılıklanna KİT Genel Mü- dürü Ayşe Dönmezer ile Sigortacılık Ge- nel Müdürü Teoman Kerman atandı. Ta- nm ve Köyişleri Bakanlığı'nın 5 müste- şaryardımcısı değiştirilerek, RızaRenç- beroğlu, Ahmet Civelek, Mehmet Alkan, VedatL'zunlu,BekirÖztürkatandı. Sağ- lık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Se- Dem Köylüoğlu görevinden alındı. Çev- re Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı'na Sağlık Bakanlığı APK uzmanı Gûney Sezgin Çakırer getirildi. DPT müsteşar yardımcılan FaikÖztrakıle YavuzAnn- soy görevlerinden ahndılar. Konya'dan mılletvekili seçilen Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler. Istanbul Hal- kalrda 50 milyon dolarlık hayali ihracat ve kara para soruşturması ile Kombas- san'm da aralannda bulunduğu çok sa- yıda önemli soruştunnanın altında imza- sı bulunan Teftiş Kurulu Başkanı Erde- ner Demirağ'ı görevinden alarak Güm- ANAP'lı Taşar MHP'ye isyan etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP'li bakanlık- lar ve bağlı kuruluşlardaki kadrolaşma, hükümet ortağı ANAP'ı bile isyan ettirdi. ANAP grubunda, başta Sa- nayi veTanm Bakanhğı'nda olmak üzere yürütülen MHP'li kadrolaşma sert eleştirilere yol açtı. ANAP Genel Başkanvekih Musta- fa Taşar, bazı bakanlıklarda. " koalisyon ortağı olmanın devlette eşit sonımluluk ve görev paylaşımı olduğu unu- hılarak" kadrolaşma gayre- tine gidildiğini, bu durumun bürokrasiyı durma noktasına getirdiğini belirterek isim vermeden hükümet ortağı MHP'yiuyardı. ANAP grubu, Genel Baş- kan Mesut Yümaz'ın Anka- ra dıştnda olması nedeniyle, Genel Başkanvekih Mustafa Taşar'ın başkanlığında top- Bayındırlık Şube müdürüne iki tayin ADANA (Cumhuri- yet Güney tlleri Büro- su) - Sağlık Bakanlı- ğı'ndan sonra Baym- dırlık Bakanlığı'ndada kadrolaşmaya giden MHP. Adana Bayındır- lık Müdürlüğü üst yö- netimini tamamen de- ğiştirerek MHP'lileş- tirdi. İl Müdürü ile birlik- te beş şube müdürü. yurdun değişik yörele- rine sürüldü. Yerlerine de süiülen yöneticile- rin daha önce yanJann- da çalışan MHP eği- limliler atandı. Proje Şube Müdürü Ata Bügiç ise şimdiye dek benzeri görülme- dik biçimde bir sürgûn operasyonuna kurban edildi. Bakanlığın per- sonel dairesinden yir- mi dört saat arayla çi- kanlan iki atama em- riyle henüz bilinmeyen bir yere sürüldü. landı. Grubun basına kapalı bölümünde söz alan Edime Milletvekili Evren Buhıt, Ordu Milletvekili Şükrü Yü- rür ve lstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu, tanm bir- likleri ve kredi kooperatifle- rinin çıftçi alacaklannı öde- memesinden yakındılar. Şükrü Yürür ise başta Fisko- birlik olmak üzere birçok üretici birliği ve tanm kredi kooperatiflerinde isim ver- meden MHP kadrolaşması olduğunu belirterek bunun durdurulmasını istedi. Daha sonra basına açılan grupta söz alan Mustafa Ta- şar, isim vermeden MHP kadrolaşmasına dikkat çek- ti. Son aylarda bazı bakan- lıklarda yapılan atamalar ve sürdürülen kadrolaşma gay- retlerinin bürokrasiyi huzur- suz etme boyutunu da aşma- ya başladığını belirten Taşar, birçok bürokratın bu neden- le görevlerinden kopma aşa- masına geldiğini vurguladı. Taşar, "Lrvakat, birikim ve beceri ölçütleri dikkate ahn- madan. görevlerinden uzak- laşünlan bürokratlann yer- lerine,fiyakatvebiriküne ba- kılmaksızın yapılan atama- lar, devlet bürokrasisini çaln şamaz ve üretemez aşamaya getirTniştir" dedi. Koalisyon olmanın dev- lette eşit sonımluluk ve gö- rev paylaşımı olduğunun ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART ZİYARET SIRASI KIŞTA!.. ğını kaydeden Taşar şunlan söyledi: "Atamalana, kamu yara- n ve hizmet gerekleriyle ilgi- li olduğu konusunda ciddi şüphelerimiz ve bu şüphele- ri bizdedoğuranciddi örnek- lerimiz vardır. Sayın bakan- lardan ve hükümetten daha duyarb olmalanıu,bürokra- side esmeye başlayan huzur- suzluk havasına daha fazla mahal vermemeleri husu- sunda duyarlı olmalannı beknyoruz" dedi. ANAP'ın hükümet ortağı olmakla birlikte ayn bir par- ti olduğunu ve oy olarak di- be vurmasına karşın halkm çözüm için gördüğü tek ka- pı olduğunu savunan Taşar, kendisinin de Tanm ve Kö- yişleri Bakanı olduğu 55. hükümetin icraatını övdü. Cemal Enginyurt partisinin bakanlanndan yakındı MHP'de atama tartışınası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kadrolaşma nedeniyle eleştirilere he- def olan MHP'nin kendi içindeki kav- galar büyüyor. Sağhk Bakanı Osman Durmuş'u atamalan nedeniyle dövme- ye kalkan Çorum Milletvekili Vahit Kayna'nın ardından Ordu Milletveki- li Cemal Engınyurt da. bakanlan "ken- di memieketlerine yönelik icraat yap- makla" suçladı. Isteklerinin dikkate ahnmadığını belirten Enginyurt, "Ba- kan olmak size özeUik katmaz. Seçim bölgelerinde bakanlan savunmakta güçlükçeldvoruz" dedi. MHP'nin geçen haftaki grup toplan- tısından sonra kulise çıkan Çorum Mil- letvekili Kayncı ile Sağlık Bakanı Dur- muş arasında kavga yaşanmıştı. Kayn- cı, bazı atamalan nedeniyle suçladığı Durmuş'a küfurler yağdırmıştı. MHP'nin dünkü grup toplantısının ba- sına kapalı olan bölümünde, gündem dışı söz alan Ordu Milletvekili Engin- yurt partisinin bakanlanna sert çıktı. "Çalma etin kaptsını. çalarlar kapuu" diyen Enginyurt'un, bakanlann kendi isteklerinı dikkate almadıklannı belir- terek şöyle dediği öğrenildi:"Bakanla- nmız ne \ azık ki bizimle ilgilenmiyor, is- teklerimizi dikkate alnmorlar. Bunlar btrim şahsi isteklerimiz değil, tam tersi teşkilatlardan ve vatandaşlardan gelen istekler. tcraadanmzda kendi memle* kederinizi öne çıkarmayın. İl başkanla- n ve milleUekillerini din lemek \T dikka- te almak zorundasınız. Bakan olmaksi- ze özellik kazandırmaz. Orası kalıcı ye- riniz değil. İcraadannızla ilgili bize bil- gi vermelisiniz ki sizi seçim bölgelerin- de sav unabilelim. ama şimdi savıınmak- ta güçlük çekjyoruz." Bahçeli'den Çiüer'e eteştiri AGİT zirvesinde imzalanan petrol ve doğalgaz boru hatlanyla ilgili projele- rin Türkiye'nin başansı olacağını belir- ten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe- li, DYP lideri Tansu ÇUler'i eleştirdi. Bahçeli, "Ülkemizidenemetahtası ola- rak görenlerin, bu da yetmivormuş gi- bi, partinûzedil uzatmayaçalışarak po- litaka yapüğını zannedenlerin anlayıp anlayamayacağı belli değüdir" diye konuştu. rük Kontrol Genel Müdürlüğü'ne atadı. Genel müdür ve genel müdür yardım- cılan: SSK. Genel Müdürü Kemal Oktar görevinden alınarak yenne ZekaiOzcan, Iş ve lşçi Bulma Kurumu Genel Müdür- lüğü'ne Muzaffer Karakaş, Bağ-Kur Ge- nel Müdürlüğü'ne Çevre Bakanlığı Müs- teşar Yardımcıhğı'ndan tlker Başaydın atanırken, Bağ-Kur Genel Müdürü Ni- zamettin Temel Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı Müşavirliği'ne kaydı- nldı. MHP'ye bağlı olan Devlet Meteorolo- jilşleri Genel Müdür Yardımcılığı'na ül- kücü olarak bilınen Kredi Yurtlar Kuru- mu Genel Müdürlüğü Ankara Bölge Mü- dürlüğü Dikimevi Yurt Müdürü Omer Yılmaz getirildi. Özürlüler Idaresi Başkanı Mehmet Özer görevinden alınarak yerine Abdul- lah Kaplan getirildi. DPT İktisadi Sektörler ve Koordinas- yon Genel Müdür Yardımcısı Mehmet AUlay planlama uzmanlığına kaydinldı. Devlet Meteoroloji Işleri genel müdür yardımcılan MehmetCebe- d ve MehmetÇağlar görev- lerinden alınırken, Cebe- ci'nin yerine Müşavir HaHI Kütahya, Çağlar'ın yerine de Hava Tahminleri Dairesi Başkanı Recep Yılmaz atan- dı. Gümrük Müsteşarlığı Av- rupa Topluluğu ve Dış iliş- kiler Genel Müdür Yardım- cılığı'na Ihsan Koçer geti- rildi. Türkiye Demir Çelik Işletmeleri Genel Müdür Yardımcısı MuhittinGüney görevinden alınarak yerine Hilmi Bener Acar atandı. Türk Telekom Genel Mü- dürlüğü'ne Fatih Yurdal ge- tinldi. Posta Işletmeleri Ge- nel Müdürlüğü'ne Dursun Dağaşan atandı. TEAŞ Genel Müdürü Ze- ki Köseoğlu görevinden alı- narak yenne Zafer Sel\i ge- tirildi. Sağ kadrolann hâkim olduğu BOTAŞ'ta da Yatı- nmlar Grup Başkanhğı'na V'ahap Alaca. Yatınmlar Grup Başkan Yardımcısı FuatCetepçi de BOTAŞ Ge- nel Müdür Yardımcılığı'na atandı. Başbakan Yardımcı- sı Hüsamettin Ozkan Ce- lepçı'nın uzaktan akrabası olduğunu doğrularken, "be- ninı vasıtamla hiçbiryere bir akrabamı getirmem" dedi. Bayındırlık ve tskân Ba- kanlığı Teftiş Kurulu Baş- kanı Akif Nazif Altunişler görevinden alınarak bakan- lık müşavirliğine kaydınldı. Karayollan Genel Müdür Yardımcıl ığı' na başmüfettiş Münir Konak getirildi. Nu- rettin Çelik, Karayollan Tef- tiş Kurulu Başkanhğı'ndan alınarak Yüksek Fen Kuru- lu üyesi yapıldı. Bayındirlık ve lskân Ba- kanlığı Yapı Işleri genel mü- dür yardımcılan Alparslan tzer, Hilmi Gürbüz. Afet Iş- leri genel müdür yardımcı- lan Hamdi Kozacı, Muzaf- fer Gedikli görevlerinden alınırken, boşalan Afet Işle- ri genel müdür yardımcılı- ğından birine Atamer Sey- men getirildi. Afet tşleri Ge- nel Müdürlüğü'ne Rüçhan Yılmaz atandı. Teknik Araş- tırma ve Uygulama Genel Müdür Yardımcılığı'na Köksal Aktepe atandı. lller Bankası Genel Müdürü Emre Tekinbaş görevinden alınırken yerine Çevre Ba- kanlığı Çevresel Etki De- ğerlendirmesi ve Planlama Genel Müdür Yardımcısi tr- fanönal getirildi. lller Ban- kası Yönetim Kurulu üyele- ri Vedat Baranoğlu, Haşim Gök görevinden alındı. IRMIKI AYDIN ENGİN aenginfa doruk.nettr. Kimilerinizfarkındadır, birsürega- zetenin çeşrtli sayfalannda göçebe yaşadıktan sonra iyiden iyiye tüy- düm ve "hane-i berduş " bir tembel- liğin tadını çıkardim. Deniz kıyısında eller cepte dolaşıp martılara ıslık çal- dım; koruda sonbahan karşıladım; at kestanesine kehribar sarısı yap- raklannın ona pek yakıştığını anlat- tım; kırmızı şarabın çinekop ızgaray- la da içilebileceğine ilişkin iddialara girdim; hatta arada endazeyi iyiden ryiye kaçırıp bir haftalığına Japon- ya'ya bile gittim. Ama gördüğünüz gibi o tadına do- yulmaz tembellik günleri sona erdi veyeniden "kürkçü dükkânı"nday\z. Kendimize bu kez kalıcı bir mekân bulduk ve bu sayfaya taşındık. Gazete yönetimi adeta ensemden yakalayıp "Geç bakalım şu köşeye. Bu kadar tembellik ve avarelik yeter. Otur oturduğun yerde" dedikten sonra ekledi, "Haftada altı gün ya- zacaksın. Izin gününü saptamayı sa- na bırakıyorvz..." Çaresiz "lyi ki haftada sekiz gün yazacaksın demediler" diye kendi- Taşındık... Ve Kaşındık... mizi avutup, çarşambayı izin günü seçip, o günü de bir hafta sonraya erteleyip bilgisayarın basına çöktük. Yani taşındık ve kaşındık ve hoş bulduk... • • • Tadı hâlâ damağımda olan tem- bellik ve avarelik günlerinde neler ol- du neler! Saymaya kalksak, bu köşe değil, bu sayfa yetmez. Son birkaç hafta bile baş döndü- rücü. Düşünün, Erol Evcil yakalan- dı. Söylendiğine göre bülbül gibi öt- tü. Gerçi o bülbülün şarkılannın bir- kaç nağmesi dışındakiler medyaya yansımadı ama olsun, adam öttü. Ardından cinayetin tetikçisi Burha- nertin Türkeş de enselendi. Anladı- ğımız kadanyla o da bülbül kesilmiş. Yakın dönemin pek çok pisliğinin örtüsünü sıyırabilecek bu gelişmele- ri sindirmeye zaman kalmadan Düz- ce-Kaynaşlı hattında fay kükredi. 17 Ağustos derslerinden kimlerin sınıf- ta kalıp, kimlerin sınavı geçtiği bir kez daha ayan beyan oldu. Hepimiz yeniden deprem öykülerine ve ek- ranlarda "jeolog-sismolog-psiko- log-kardiyolog-vanthlog savaşla- n"nadalıpgitmişken bu kez de AGİT gelip çattı. Kendini dünyanın merkezi sanan, iç politikanın labirentlerinde yolunu ve aklını şaşırmak üzere bir toplum, dünya siyasetinin doruklarında diz- gin tutup, kamçı sallayan devlet ve hükümet başkanlarıyla karşılaştı ve tanıştı. Gerçi medya daha çok Clin- ton eniştemizle Hillary yengemizin el ele tutuşup karşılıklı göz süzme- lerine ve Chelsea yeğenimizin kış günü dondurma yalamasından Sa- manpazarı'nda alışveriş etmesine kadar bir dizi yaşamsal(l) aynntıya daha çok yer verdi ama gene de Çı- rağan Sarayı'ndan yankılanan "so- runlann şiddet kullanmaksızın çö- zümü, azmlık haklarının uluslararası güvenceye kavuşturulması, terörün nereden gelirse gelsin kesin reddi" gibi düşünceler iz bıraktı... (Bu son cümle fazla lyimser oldu. En iyisi "...iz bırakmıştır inşallah" diyelim). Aynca "Artıkyılan hikâyesine dön- dü" deyip haberlerine göz bile at- maktan vazgeçmeye hazırlandığı- mız Bakû-Ceyhan petrol boru hattı da aradan çıkarıhverdi. Dahası AGlT'in yan ürünü olarak Kıbrıs kör- düğümünün çözümü yolunda çok ciddi adımlar atıldığı da belli oldu. Yalnız bu adımların ne olduğu, işin "neye ve kaça" bağlandığı anlaşıl- madı... Haa, bu arada DYP Büyük Kong- resi toplandı ve Tansu Çiller yeni- den genel başkanlığa seçildi. (Birden anımsayamayanlar için not: Tansu Çiller bir kadın politikacı- mızdır. Yanılmıyorsam bir zamanlar başbakanlık filan da yaptı. DYP ise bir siyasi partimizdir. O da bir za- manlar koalisyonlarda yer alacak kadar büyükçe bir partiydi. DYP kı- saltmasının açılmışına gelince... Şeydir... Eeee... Yok onu çıkarama- dım. Unutmuşum. Neyse bu aynntı çok da önemli değil zaten). Evet, "Anadolu'nun bağnndan kopup geldikleri" söylenen kongre delegeleri Özer eniştemizin eşi, Mert ve Berk yeğenlerimizin anası Tansu Çiller "bacımızı" yeniden ge- nel başkanlığa seçtiler. Demokrasi- mizin gelişmişliği üstüne de bizlere mükemmel bir örnek sunmuş oldu- lar. . ' ••• ,' r ' Yani biz, boş gezenin boş kalfası örneği sürterken yoğun günler geç- ti; çok keyifli "gel de tırmıklama" günleri yaşandı. Ama ne gam... Olanı, olacağı ve olayı bol bir ülkede yaşıyoruz. Nasıl- sa önümüzdeki günler gebedir. Ol- sa olsa "acep bunlardan hangisini tırmıklamair sıkıntısı yaşanz... Hoş bulduk ve elveda tembellik ! POLtTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Lodos, Çocuklar, İşkence... Onlan her akşam Kabataş'ta üst geçitte görü- yorum... En küçüğü 5, en büyüğü sanınm 12-13yaşında... Ellerinde kâğıt mendiller... Trafik akşam saatlerinde sıkışık... Otomobillerin pencere camlarını vurup "Kâğıt mendil alır mısınız?" diyortar... Geçen gün saydım; tam on beş çocuktu, kızlı erkekli... Hem oyun oynuyoriar hem de kâğıt mendil sat- mayaçalışıyorlardı... Yaşamın derinliği içindeydiler, ama olup bitenle- rin farkında bile değillerdi... Kirrtdi onlar, okula gidiyorlar mıydı? Içlerinde birisi vardı ki, artık birbirimizi tanımıştık. San saçlan ve mavi gözleriyle nice acılan yüre- ğinde toplamış gibiydi. Minnacık avuçlan arasında tuttuğu kâğıt bir mendili uzatırken yine de gözleri- nin içi gülüyordu... Bir gün sordum: "Okula gidiyor musun sen?" Yanıtı "Hayır" oldu. Başını önüne eğdi. Utangaç bir tavır içindeydi. O çocuklann evreninde bir fotoğraf ortaya çtkı- yor, Avrupa Birliği'nin kapısında bekleyen Türki- ye'de bazı kesimlerin 'küreselleşme masalıyla' na- sıl oyalandığını ortaya koyuyordu... Bu çocuklara kim sahip çıkacaktı, onlan nasıl ko- ruyup kollayacaktık? Hep tartışılan konulardı bunlar, ama bir çözüm yolu bulamıyorduk. Istanbul'da hava lodosa dönüştü. Deprem kor- ku suyla yaşayanlar karanlığın sisi içinde "acaba" diyerek televızyonlannı açtı... AGlT'le sevinen toplum, kendi değer yargılannın dışında kalmayı 'çağdaşlık' sanıp demokrasiyi ve insan haklannı 'onlar istedikleri' için yanm yama- lak yapmaya kalkışan siyasal erkin yıpranmış kim- liğini bile göremiyordu... Trafik Kabataş'ta iyice sıkışmıştı... Çocuklar üst geçittekı korkuluklardan kayıp, oto- mobillerin önüne atlıyorlardı... ••• Kabataş'ta kâğıt mendil satan çocuklar bir akşam yıkjızının yalnızlığını ve hüznünü yansrtıyor... O yalnızlığın ve hüznün içinde tılsımlı sevmeler yok!.. Köşeye sıkıştınlan bir Türkiye ve bu coğrafyada yaşayan, geleceğinden umutlu olmayan çocuklar, gençler var!.. Işsizlik, yaşam pahalılığı, can güvenliği... işkence, cezaevleri. Demokrasi ve insan haklan... Peki Kopenhag kriterleri nedir? Önceki gece, bir televizyondaki magazin prog- ramında mankenlere soruyorlardı: "Kayseri, Türkiye'nin hangibölgesinde?.." Güzel mankşn, "Vallahi babam Kayserili... Kay^ seri doğuda bir kentimiz..." deyip kahkahayı bası-' yordu: "Vallahi benim Iisede coğrafyam zayıftı..." Bir toplum sözlü kültürden yazılı küttüre geçmez- se onlara Kopenhag kriterleri filan vız gelirl. Kayıp kuşaklar ülkesi olan Türkiye'de işkenceyi, düşünceyi ifade özgürlüğünü de gelmiş geçmiş cumhurbaşkanlanndan, başbakanlardan çok din- ledik ve hâlâ dinliyoruz: "Türidye'de işkence sürekli yapılmaz..." Ya nasıl yapılır? Burada değinmek istediğimiz şu: • • Çürümüşlük, yozlaşma!.. Herkesin kendine göre bir demokrasi anlayışı var... Baksantz ya, Recai Kutan da demokrat, Tansu Çiller de, Bülent Ecevit de, Devlet Bahçeli de... Galibaen demokrat, Sağlık Bakanı Osman Dur- muş... O da, Dr. Asteğmen Necdet Güçlü'nün faşist- lerce öldürülmesinden (1970) uzun yıllar aranmış, Bülent Ecevit'in 1974 affıyla paçayı kurtaımış... Şimdi, Güçlü'nün katili Ibrahim Doğan'la TB- MM çatısı altındalar... Kayseri'nin Türkiye'nin hangi bölgesinde olduğu- nu bile bilmeyen güzel mankenimiz için 'demokra- si' kavramının bir değeri olur mu? • • • Yazıyı bitirmiştim ki, foto muhabirlerimizden Ka- an Sağanak, Sanyer'de bir gecekondu yıkımını iz- lemekten dönmüştü... Kaan, titrek bir sesle "Basın kartımm haline ba- kın" dedi. Basın kartı yırtılmıştı. Devam etti: 'Polis basın kartımı istedi. Gösterdim. Küfürede- rekyırtb." Toplumu hınç, öfke ve nefret sarmıştı... Dışanda lodos vardı... Ben, kâğıt mendil satan çocuklan, gerici faşist ku- şatmayı, hem islamcı hem demokrat olanları, iki yüztüleri, sahtecumhuriyetçileri, yurtseverleri, libe- ralleri düşünüyordum... Acaba haksız mıydım? hikmet.cetinkaya(â cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Celiskili acıklamalar 'Sağlar'ı koruyoruz' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Içişleri Ba- kanlığı. eski Kültür Baka- nı FikriSağlar'ın20Ma- yıs 1999'dan bu yana ko- runduğunu belirtti. Sürekli tehditler aldığı- nı belirten Fikri Sağlar'ın, Içişleri ve Kültür bakan- lıklannın korunma başvu- rulanna yanıt bile verme- diğini söylemesi üzerine i- ki bakanlık da açıklama yaptı. Bakanlık, Koruma Hizmetleri Yönetmeli- ği'ne göre koruma perso- neli için gerekli aracın Kültür Bakanlığı tarafın- dan sağlanmak zorunda olduğunu bildirdi. Kültür Bakanlığı ise böyle bir zorunluluğun bulunmadığını ileri süre- rek Fikri Sağlar'ın kendı- sine verilen aracı beğen- meyerek iade ettiğini sa- vundu. Kültür Bakanh- ğı'ndan yapılan yazılı açıklamada şöyle denil- di "Kendisinc ait birkaç otomobili bulunan Sağ- lar'ın bakanlık olanaklan- nı bılmesine \e bu konuyla ilgili olarak kendisine bilgi verilmesine karşın bakan- lığın koruma aracı tahsis etmediğini: tek tek basın- yayın organlannı gcwrek anlatmasındaki manrık anlaşılamamışdr."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear