Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2-KASIM 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
ALLECRO EVİN İLYASOĞLU
Kompakt dislderde seslerimiz
• Milli Reasürans Orkestrası
Rmgim Gökmen yönetimindeki ilk
CD'sinde ağıtsal bir tema dokumuş.
Pi/anist Rüya Taner'in solist
olduğu Mozart CD'sinde şef
Yajlıçam Brüksel Kraliyet
Kcnservatuvar Operası'nı
yönetiyor. Bülent Evcil 'Camerata
Leonis'in solisti. Tuncay Yılmaz
ikinci CD'sinde çok daha ilerlemiş.
Kimı yurtiçinde basılmış, kimi yurtdışında, öy-
le ilginç CD'ler geliyor ki elımize, bunca sanatçı-
mıan dünyanın dört bır yanında sesrni duyurmak-
ta olduğunu görüp kıvanç duymamak elde değil. Son
birkaç ayda bize ulaşan bu seslendırilerden birka-
çınaayırdık bu yazımızı.
Milli Reasürans Orkestrası ilk CD'sinde ağıtsal
bir tema dokumuş. Başlığı "Romantik Dönem Yay-
lı Müziği". Yaylı çalgılann hüzünlü karaktenni ser-
giliyor. Ufak tefek tonlama sorununa, kimi yerde
temponun biraz ağiriaşmasına ve CD'nin genelın-
de akustigin kuruluğuna karşın bütünün içindeki den-
ge tutarlılığı ve tematik birliğin yarattığı gizemli at-
mosfertopluluğun bu ilk çalışmasındaki başanyı ser-
gilivor. Baştan sona huzur veren, sizi yogun diin-
yanızın koşuşturmasından alıp bulutlann üstüne ta-
şıyacak yapıtlar art arda getirilmiş. Rengim Gök-
men yönetimindeki Milli Reasürans Oda Orkestra-
sı'nın CD'si Kalan Müzik Yapım tarafından basıl-
mış.
Pıyanist Rüya Taner'in solist olduğu Mozart
CD'sinde şef Emin Güven Yaşbçam Brüksel Krali-
yet Konservatuvar Operası"nı yönetiyor. 19 Kasım
1997'deki konserin canlı kaydı. 21 numaralı piya-
no konçertosunda Kıbnslı piyanistimiz RüyaTaner,
gerek artiküiasyon gerekse tuşlann derinındeki söy-
lemı açısından çok başarılı. Belkı bıraz romantik bir
Mozart düşüncesi, ama kendisiyle tümleşmiş. CD'de
yer alan diğer yapıtlar, Saraydan Kız Kaçırma Ope-
rası uvertürü ve 39 numaralı senfonı, canlı konser
kaydı olmasına karşın iyi dengelenmiş. Toplulu-
ğun bir konservatuvar orkestrasından öte profesyo-
nel seslendinsi dikkat çekiyor. CD, Bromcom/Avus-
turya etiketinı taşıyor. Elimdeki bir başka ilginç
CD de "Camerata Leonis" başlığını taşıyor. Flüt-
çümüz Bülent EvciPin solıstliğinde ve Pavvlo Dla-
boha yönetiminde Ukraynah bir topluluğun Lu-
cem'de yapılmış bir canlı konser kaydı. Feter Be-
nary (1931) adlı bir Alman bestecinin Çernobil için
yazdığı bir yapıtla başlıyor. Ukraynah besteci Yevg-
hen Stankoviç'in (1942) Oda Senfonisi ile devam
ediyor ve bu yapıta Bülent Evcil solosuyla katılıyor.
Stankov iç çok verimlı bir besteci. 1966'danbuya-
na on senfoni yazmış. O da ls\ içre'de yaşıyor. 3. Oda
Senfonisi devingenlikle pastoral bir ağıtsallık kar-
şıtlığında, yirminci yüzyılın son çeyreğini duyuran
bir yapıt. Bülent Evcil baştan sona enerjik bir so-
lukla çalıyor, yüksek bir müzikalite sergiliyor. Ev-
cil, aynı CD'de Briccialdi'nin Venedik Karnavalı ile
çaigısındaki ustalığını kanıtlıyor. Stravinski'nin Re
tonu üstüne konçertosu. Şostakoviç'in op. 11 Pre-
lüd ve Scherzo'su ve Piazzola'nın Stankoviç tara-
fından yaylılara uyarlanmış Adios Nonio adlı ya-
pıtıyla CD bütünleşiyor. Derin yankıdan anlaşıla-
cagı gibi bu CD Lucemde Franziskaner Kilisesi'-
ndeki 16 Ekim 1998 tarihli konserin canlı kavdı.
Kemancı Tuncay Yılmaz (1966) ıkincı CD'sinde
bırincısine göre çok daha ilerledığıni gösteriyor.
genelde romantik dönemden seçilen yapıtlara sa-
natçı kendi karakteri doğrultusunda daha da ro-
mantikleştiren biranlayış getirmiş. Kreisler'in Li-
ebeslied'i, Massnet'nin Meditasyonu, Elgar'ın So-
natı (op. 82), sıcak biryaklaşımlayorumlanmış. An-
cak Franck'm sonatını belki birkaç yıl sonra bir kez
daha kaydetmeyi düşünebilir Yılmaz. Kemanı da-
ha hafifiemiş, ajilitesi daha saydamlaşmış oldu-
ğunda.
Birde bu sonatta piyanonun o çok önemli rolü
neredeyse kayıt sırasında yok edilmiş. keman çok
fazla öne çıkanlmış, böylece piyanist Robert Mark-
ham'a büyük haksızhk edilmiş. Bu dengesizlik de
yapıtın renklerini yanlış aktarmaya yol açıyor. CD.
Musikus Medea tarafından Amerika'da basılmış.
Ve birtango CD'si: BAND-O-NEON Orquesta Ti-
pica de Tango başlıklı topluluğun seslendinsi. Bu-
enos Aires'ten Istanbul'a özgün tangolan içeriyor.
Hani şu aslını unuttuğumuz, ya da giderek yalan
yanlış yorumlardan dinlemeye başladiğımız tango-
lan. Viyana Müzik Akademisi'nin kompozisyon,
müzik teorisi ve şeflik bölümlerinde hocalık yapan
besteci ve aynı zamanda tıp doktoru olan Ertuğnıl
Sevsay(1954) için "tango", artık hobiden öte bir uğ-
raşı haline gelmiş. Düzenlemeleryapıyor, özgün bir
tango orkestrasının tipik çalgısı olan bandoneon ça-
lıyor, orkestra kuruyor. Istanbullu, Viyanalı ve Bu-
enos Airesli üyeler buluyor, sözleri araştınyor, elin-
den geldiğınce özgün şekle bağlı kalarak bu müzı-
ği yaşatmaya ve zenginleştirmeye çalışıyor.
Topluluğun ilk CD'si rengârenk. Klasik Arjantin
tangolan olduğu gibi korunmuş. Bu arada 1925-
1955 arasında yazılmış Türkçe tangolan yeniden
düzenlemiş ve özelliklerini yitirmeden zenginleştir-
miş. "Sevdim bir genç kadını..", "Yalan. Siyah göz-
ierini gönülden andı yalan." "Papatya gibisin beyaz
ve ince", "Bana gel biraz Ayşe, vetişir bu naz Ayşe"
gibi Fehmi Ege, INecip Celal Antel ve Necdet Koyu-
türk tangolan böylece yeniden yaşama kavuşmuş.
Hem de canlı bir yorum ve nitelikli bir kayıt ile. Bu
tangolan söyleyen solist Bavyertyan'ın Türkçenin
özelliklerine biraz daha özen göstermesi gerekir-
miş. CD'nin içinde yer alan Arjantin tangolan Türk
tangolan ile iyi bir uyum içinde birleştirilmiş. Ke-
yifle dinlenen bir CD. Avusturya'da W.A.R. etiketi
ile bası Imış. Amerika'da yaşayan piyanist Deniz Ar-
man Gelenbe, önemli bir oda müzikçısi. Floransalı
besteci Mario Castelnuovo-Tedesco'nun (1895-
1960)un op. 49 Piyano Triosunu ve op. 69 Piyano
Kentetini "Arman Ensembie" olarak ilk kez CD'ye
kayıt etmişler. Deniz Arman'ın kurucusu ve sanat
direktörü olduğu bu topluluk piyanolu oda müziği-
nin önemli dağarcığı kadar müzik tarihinde gözden
kaçmış yapıtlannı da seslendirmeye adamış kendi-
ni. Brahms'ın 100. ölüm yıldönümünde bestecinin
tüm oda müziği yapıtlannı dizi halinde seslendirmiş-
ler. Amerika'nın çeşitli üniversitelerinde ve müzik
merkezlerinde oda müziği topluluğu ile sürekli kon-
serler veren Deniz Arman'ı ayrıca bir yazımda ta-
nıtmak ısterim. Ancak bu CD çerçevesinde hem mü-
zik tarihine iik kez böyle bir yapıt kazandırdığı için
hem de bu son derece profesyonel kayıt ve yorum
için kendisini kutlamamız gerek. Albany Records ta-
rafından Amerika'da yapılan bır kayıt.
Bütün bu CD'lerin bir an önce Türkiye'de de pi-
yasaya çıkmasını dileriz.
e-mail:evin(« boun.edu.tr.
l
PolyansİcyHen heyecan
veren Rahmaninof yorumu
ONDERKUTAHYALI
İZMİR - 1980'lerin ikinci yansında. Bilkent
Üniversıtesi Müzik ve Sahne Sanatlan Fakülte-
si'nde Yaz Okulu olarak düzenlenen Gençlik
Senfoni Orkestrası, bir dinletisinde Erkin'ın ke-
man konçertosunu yorumlayan Suna Kan'a eş-
lik etmişti. Şef Gürer Aykal'a gençlerin eşlikte-
kı başansından söz ettiğim zaman sanatçı. bunun
nedenini konservatuvarlanmızda uygulanan eği-
timin sürekli gelişmekte oluşuyla açıklamıştı.
Geçen zaman içinde anıian kurumlarımızdaki
eğitimin düzeyi yükseldi. Eğer bir koşul yerine
getirilirse yükselişin hızı daha da artacaktır.
Yukarıdaki tümceleri bize ulaşan bazı haber-
ler üzerine yazdım. Aynca Cukurova Devlet Sen-
foni Orkestrası başta ol-
mak üzere bütün müzik
kurumlanmızda boşalan
kadrolara yeni atamalar
yapılması amacıyla sı-
nav açılmalıdır. Böyle-
ce, sanatçılanmizı yetiş-
tiren konservatuvarlar-
daki eğitim de sürekli
eleştirilecek. kusurlu uy-
gulamalar düzeltilecek-
tir.
Bu yıl. Ankara Devlet
Opera ve Balesi gibi seç-
kin bir sanat ocağının 50.
Kuruluş yılına ulaştık:
çok mutluyuz. O dönem-
de Türk halkına operanın
güzelliklerini sunma uğ-
runda yorulmaz çaba har-
camış olan devlet büyük-
lerimizi ve sanatçılan-
mızı saygıyia anıyoruz.
Özetlemeye çalıştığım
müzik sorunlanmıza çö-
züm getirenler ise ödül-
lerini, 2049'da Antalya'da
yapılacak 50. Kuruluş yı-
lı törenlerinde tarihe geç-
miş kişiler olarak alacak-
lardır. Yaşadığımızgün-
ler, müzik kurumlanmı-
zın sürekli destekJenme-
si gerektiğini kanıtlayan
olaylarla doludur. Nitekim geçen hafta fZD-
SO'nun sunduğu nefıs Rahmaninofyorumu, her-
kesi yüreklendirmesi gereken bir sanat şölenidir.
Dınleti'de tZDSO'yu Rus sanatçı Valery Pol-
yanskyyönetti, aynca kemancı Ettıem EmreTa-
mer'ı tan\dık.
198O'de Ankara Devlet Konservatuvan'na gi-
rerek Prof. Nuri Çeken ile Doç. Reyyan Yücelen'in
öğrencisi olan Tamer, 1990'da DAAD bursuyla
Berlin Yüksek Müzik Okulu'na gitti ve Prof.
Gronich ile çalıştı. Sanatçının bundan sonraki yıl-
lan çeşitli etkinliklerle dolu geçti. 1993 'te Alman-
ya'daki eğitimini pekiyi dereceyle bitiren Tamer,
Darmstadt Orkestrasf nın ikinci keman grup şe-
fidir ve Büttelborn Müzik Okulu'nda ders ver-
mektedir.
Tamer. \V.A. Mozart'ın K. V. 216 sol majör 3.
• Konuk şef Valery
Polyansky önce
Çaykovski'ninOp.31 Slav
Marşı'nı seslendirdi.
Sanatçı kimliğini ortaya
koyan asıl yapıt ise
Rahmaninof un Senfonik
Danslan'ydı.
Keman konçertosunu çaldı. Genelde doyurucubir
yorumdu: fakat kemanı rahat işıtemedim. Yeni
salonun akustik koşullanna göre orkestramız.
soloculara eşlik ederken belkı tonu biraz daha den-
geleme durumunda olacaktır. Öte vandan son
kuşaklann Mozart anlayışıyla bizirnki bazı ay-
nmlar bulunabiliyor. Söz gelimi birinci böliim-
le yapıtı sona erdiren "Rondo ABegro", kanım-
ca aceleye getirilmiş gibiydi. Konçertoda uçan
bir hava vardı. Üstelik şefin orkestrayı istediği
tempoya uydurmak için tez canlı dav ranarak aya-
ğını zaman zaman platforma vurması müziği bo-
zuyordu. Sanatçının temelde yerinde olan cüm-
lelendirmelen hızlı tempo yüzünden biraz bula-
nıklaştı. Şu var ki Tamer kemanı bilen ve iyi ça-
lan bir sanatçı; çalgının pedagojisi üzerinde de
uzmanlaştığma göre el
ogluna değil de bızim
kurumlanmıza kazandı-
nlması ne iyi olurdu!..
Rusya Devlet Oda Ko-
rosu'nu 25 yıl boyunca
yönetmiş ve birçok or-
kestrayla senfonik din-
letiler vermiş olan ko-
nuk şef Valery Polyansky,
önce P.İ. ÇaykovskTnın
Op.31 "Slav Marşrnı
seslendirdi. Marş tema-
sı geliştirilirken ortaya
çıkan çapraşık ritimler-
de belirsizlik vardı. Bu
bakımdan Trio daha mut-
lu bir müzikti. Dinleyi-
ciler marşı coşkuyla al-
kışladı.
Polyanski'nin sanatçı
kimliğini ortaya koyan
asıl yapıt ise S. Rahma-
ninof'un "Senfonik
Danslar''ıydı. Polyansky.
yıllardıryurdundan uzak-
ta yaşayan Rahmani-
nof "un bu son yapıtında
"Dans" adıyla alay eder-
cesine dile getirdiği ka-
ramsarlığı ve mutluluk
özlemlerini güzel çözüm-
lemiş. Yapıt, ezgi ve ar-
' moni yönlerinden soyut-
lamanm ve billuriaşmışlığın doruk noktasında.
Polyansky, bu yoğunluğun içinden gerekli ses-
leri, yoruma anlam derinliği kazandıracak olan
akorlan ve orkestra tınılannı ustaca belirtti.
Bana göre en başarılı seslendirme ikinci bö-
lümdü (Andante con Moto Tempo Di Valse).
Besteci burada romantikliğin de ötesine giderek
Debussy-Ravel biçemine yaklaşıyor. Polyansky,
bölümdeki kakışımlann (disonansların) duyu-
rulmasında özellikle başanlıydı. Bölümün orta-
lannda, ünlü "Diesİrae" (Yargı Günü) ezgisinin
parodisi olan kesimde, flütlerin ve onlara katı-
lan bazı tahta üflemelerin tınısı güzelligin doru-
ğundaydı. Yapıttaki kısa sololarda Başkemancı
Sema Sulak ile bas klarinet ve saksofon solola-
nnı değişimli olarak çalan Erdem Metin'i can-
dan kutlanm.
Almanya'da bir Türkelçisi
Kemancı Emre Tamer 'in en büyük özlemi
sanatsal üretimini Türkiye 'de sürdürmek
OZAN YAYMAN
İZMİR- Sanat yaşamını yurt-
dışında sürdüren sanatçılardan
olan Etbem Emre Tamer, sanat-
sal üretimini Türkiye'de gerçek-
leşrireceği günün özlemi içinde.
Tamer, Türkiye'de klasik müziğe
olan ilgi eksikliğinin yanı sıra.
kültür politikası eksikliğinin de ba-
şanlı Türk sanatçılan yurtdışına
ittiğini belirtiyor.
Almanya'da son 9 yıldır Ber-
lin Radyo Orkestrası ve Berlin
Filarmoni Orkestrası olmak üze-
re pek çok uluslararası topluluk-
la birlikte sahne alan Tamer, ha-
len Darmstadt Orkestrasf nın 2.
keman grup ş.efi. Tamer, aynca
Berlin Filarmoni Orkestrasf nda
çalan ilk Türk sanatçı olma unva-
nını taşıyor.
Darmstadt Orkestrası'nda mü-
zik yaşamını sürdüren Emre Ta-
mer de, Türkiye'den daha fazla il-
gi bekleyen sanatçılar arasında
yer alıyor. En büyük isteği gele-
cek yıllarda kendi ülkesinde sa-
natsal üretimini gerçekleştirmek:
" Türkiye'nin adını Almanva'da
duyurmaktan büyük mutluluk
duyuyonım. Almanya'da sahne
aldığımda kendimi Avrupalı bir
Türkolarak kabul ediyonım. An-
cak en büyük isteğim alkışlann
faziasını Türkive'de almak. Ülke-
min ürettiğim müztğe ilgisinin art-
ması ve /tnıinin uvgun olduğu an
Türki)e'de sanatyaşamımı sürdü-
reeeğün."
Izmir Dev let Senfoni Orkestra-
sf nın geçen haftaki konserine ka-
tılan Emre Tamer, daha önce 1996
yılında Uluslararası Ankara Mü-
zik Festivali ve 1998 yılında da Ce-
mal Reşit Rey Konser Salonu'nda
konser vermişti. 1969 Ankara do-
ğumlu olan sanatçı 1980 yılında
Ankara Devlet Konservatuva-
n'nda müzik eğitimine başladı.
ÖğTencilik yıllannda da birçok
konserde solist ve başkemancı
olarak görev alan sanatçı, çeşitli
resitaller verdi.
1986 yılında Fransa'da Akde-
niz Gençler Orkestrasfna üye ola-
rak uluslararası alandaki ilk açı-
lımını gerçekleştirdiğini belirten
Tamer, ardından 1988'de Alman-
ya'da Spor Akademisi'nde kursa
katılarak Marschner ve Hoffman
ile çalıştı ve 1989 yılında da Bil-
kent Üniversitesı Yaz Müzik Oku-
lu'nda Suna Kan'ın öğrencisi ol-
du. 1990 yılında Alman DAAD
Bursu ile Berlin Yüksek Müzik
Okulu'na başladı. 9 yılda Avru-
palı müzik eleştirmenlerinin dik-
Tamer, '.Almanya'daki Türk sanatçüan Türkiye'ye çekmek gerek' diyor.
katini çekti.
Almanya'daki başansında en
büyük katkıyı, üretimde bulunan
genç insanlara pozitif bakış açı-
sını sağladığını vurgulayan Ta-
mer. "Oysa bu durum Türkiye'de
bö\ le değil. Türkive'de sadece sa-
nat alanında kalmayıp vaşanun
her alanında yaşlılara karşı daha
bir yakın ilgi olduğu görülüyor.
Gençlerdinamizmleriveheyecan-
lanyla kendilerine şans verildi-
ğinde neieryapabileceklerini gös-
teriyor" dıyor.
'Alkış en büyük ödfll'
Almanya'da yabancılık çekme-
diğini de belirtiyor "Sizişinizi iyi
yaptıgınız zaman, tüm ayınmlar
ortadan kalkıyor." Kendisini bir
kültür elçisi olarak gören genç sa-
natçı. bu şekilde daha fazla yarar-
lı olduğu ınancında:
"Avrupa'daki Türk sanatçılan
Türkiye've çekmek gerekiyor.
Türk seyircilerinin önü nde alkışal-
mak ve kendi ülkesinde üretriğini
paylaşmak bir sanatçı için bam-
başka duygular taşıyor. Türkiye,
Avrupa'da yaşayan sanatçılannı
dışladığı zaman A\Tupalılaronla-
n daha fazla kolluyor. Türkiye bu
sanatçılannı inkâretmemeli ve sa-
hiplenmelL Türkiye'deki müzik
ve sanat yaşamında bir durakla-
ma gözleniyor. Dışandan bakıldt-
ğında bu daha net görülüyor. Bu-
nun toplumsalyapıdan ka>naklan-
dığınısövlemekmümkün. Sürek-
li kalitt'vi aşağılaraçekerek bu du-
ruma gelindl L rettiklerinıi payla-
şabileceğim krtle çok az. Yine de
ulaşabileceğim khlenin günden
güneartması sevindirici. Ancak 65
miKonda kaç kişi ilgileniyor? Bu
soru hep akıllarda. Geniş bir açı-
lım söz konusu değiL Bu durum-
da en büyük görev kitle ilerişim
araçlarına düşüyor. Ancak görül-
düğü kadanyla, medya da üzeri-
ne düşen görevi yapmıyor. Türk sa-
natçısına imkân verikiiği zaman
çok başarılı çauşmalar ürettikle-
rini tüm Avrupa biliyor. Türki-
ye'nin bir eksikliği de yabancıla-
ra karşı olan hayranlık. A\ nı stan-
dartta, hatta performansı daha
yüksek Türk sanatçılanna karşı
yabancüar yeğleniyor. Bunada bir
anlam veremivorum".
Çarşamba Toplantıları'nın
konuğu Prof. Server Tanilli
• Kültür Servisi - Prof
Dr. Tank Zafer Tunaya
anısına sekiz yıldır
düzenlenen Carşamba
Toplantılan'nın bu ayki
konuğu bilim adamı ve
yazar Prof. Server
Tanilli. '21. Yüzyılın
Eşiğinde Dünya ve
Türkiye' başlıkh
toplantı bugün 17.30-
19.30 saatleri arasında,
Beyoğlu Tünel'deki
Tank Zafer Tunaya
Kültür Merkezf nde
gerçekleştirilecek. Toplantının sunuşu Yardımcı
Doçent Mehmet Alkan tarafından yapılacak.
Kültür Ajandası 2000 çıktı
• Kültür Servisi - Nâzıın Hikmet Kültür ve Sanat
Vakff nın yedi yıldır yayımlamakta olduğu Kültür
Ajandası çıktı. Türkçe ve tngilizce olmak üzere iki
dilde hazırlanan 'Kültür Ajandası 2000'de
Cumhuriyet döneminin önde gelen kültür. sanat
edebiyat kişileri. önemli kültür olaylan ve günleri
ile kültür sanat kuruluşlanna ilişkın iletişim bilgileri
bulunuyor. Her yıl yeniden gözden geçinlerek
güncelleştirilen ajandada her iki dilde Nâzım
Hikmet şiirlerinin yanı sıra ayın sanatçılanna da yer
veriliyor. 2000 yılı ajandasına altnan ayın sanatçılan
arasında Muammer Aksoy. Selahattın Pınar, Nusret
Hızır. Erol Akyavaş, Ibrahim Çallı. Ahmet Muhip
Dıranas, Mehmet Ali Aybar, Can Yücel, Refik
Ahmet Sevengil, Fakır Baykurt, Orhan Veli Kanık
ve Kemal Sülker gibi isimler var.
Zamfir Türkiye'ye geliyor
• İSTANBUL(AA)-
Dünyanın en ünlü pan
flüt sanatçısı
Gheorghe Zamfır,
Istanbul ve Izmir'de
konser vermek üzere
Türkiye'ye geliyor.
Egebank'ın
sponsorluğunda
Türkiye'ye gelecek
olan Zamfir, 5 Aralık
Pazar günü tstanbul
Lütfi Kırdar
Uluslararası Kongre
ve Sergi Sarayı'nda, 7
Aralık Salı günü ise
lzmir Efes Conventıon Center'da Egebank'ın özel
davetlileriyle buluşacak. 1941 yılında Romanya'da
dünyaya gelen ve Fanica Lucia'nın desteğiyle pan
flüt çalmaya başlayan Zamfir, bugün tüm dünyada
geniş ve kozmopolit birdinleyici kitlesine sahip.
Kadın Kimliiiyle Yazmak...
• Kültür Senisi - 27-28 Kasım cuma ve cumartesi
günlen 13.00-18.00 saatleri arasında Kadın Eserleri
Kütüphanesi'nde Müge tplikçi ve Ümran Kartam'ın
hazırladıklan 'Türkiye'de Kadın Kimliğiyle
Yazmak' başlıklı bir atölye çalışması
ger^eldeştiniecek. Atölyeye kattlacak olan 13 kadın
yazar, iki ayn oturumda yazma serüvenlerini
anlatacak, bu süreçte karşılaştıklan zorluklan dile
getirecekler. Kadın yazarlann içselleştirilmiş
deneyimlerinin gün ışığına çıkanlıp paylaşılmasını
amaçlayan atölye çalışmasına Aslı Erdoğan. Ayten
Mutlu, Ece Temelkuran, Inci Aral, Karin Karakaşlı,
Neşe Ceğiz, Nevra Bucak, Nezihe Meriç, Pınar Kür,
Suzan Samancı, Şebnem İşıgüzel ve Tansu Bele
katılacaklar. (534 95 50)
Ortaçgil bu akşam Jazz Cafe'de
• Küttür Servisi - Bülent Ortaçgil bu akşam
Beyoğlu'ndakı Jazz Cafe'de dinleyicileriyle
buluşacak. Saat 22.30'da başlayacak olan
programında Bülent Ortaçgil'e gitarda Erkan Oğur,
basta Gürol Ağırbaş, dav ulda Cem Aksel ve
perküsyonda Hakan Beşer eşlik edecek.
Rezervasyon yaptırmak için 0 212 245 05 16
numaralı telefonabaşvurabilirsiniz. (Hasnun Galip
Sk. No:20. Beyoğlu)
En ünlü bıgiliz: Shakespeare
• Kültür Senisi -
Ünlü İngilizşairve
oyun yazan VVilliam
Shakespeare.
Heritage dergisinin,
okurlannın oylan ve
uzman görüşlerine
dayanarak
hazırladığı listede
tüm zamanlann en
ünlü İngilizi seçildi.
Shakespeare'in Isaac
Newton ve VVınston
Churchill'i geride
bıraktığı listenin ilk
on sırasında aynca
yazar VVilliam
Caxton, biyolog Charles Danvin, Waterloo fatihi
Wellington I. Dükü. Kraliçe I. Elizabeth, fatih
NVilliam, Büyük Alfred ve kâşif Kaptan James Cook
yer aldılar. Eskı başbakanlardan Margaret Thatcher
listenin 39. sırasına oturarak. ilk 50'ye gıren,
yaşayan tek Ingiliz oldu. Thatcher listede liberal
başbakan Lloyd George'un altında ve Incil'in
çevirmeni NV'illiam Tyndale'in hemen üstünde
yeraldı. ' ' •
BUGLN
• CEMAL REŞİT REY Konser Salonu'nda saat
19 30da KKTC Müzik Dostlan DerneğiOda
Orkestrası konser veriyor. (232 98 30)
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat
20.00'de İDOB'un sunduğu 'Tatlı Charity' adlı
müzikal izlenebilir. (251 10 23)
• Pİ ARTVYORKS'de 14.00 ve 18.00 saatlerinde
VVoody Allen'ın yönettiği 'Annie HalT adlı film
gösteriliyor. (236 68 53)
• İFSAK'ta saat 19.00'da NazifTopcuoğlu
'Manüple Edilmiş Görüntüler Üstüne' başlıklı bir
konferans veriyor. (292 18 07)
• ADA KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 20.30'da
Şebnem Ferah'ın konseri izlenebilir. (244 28 39)
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİnde saat 18,30'da John Cook '20. Yüzyü
Amerikan Operası: John Cage' başlıklı bir söyleşi
gerçekleştirecek. (292 06 55)
• BİLGİ ÜNİVERSİTESİ'nde saat 19 00 da
Marcel Carne'nin yönettiği 'Quai des Bnımes' adlı
film gösteriliyor. (216 23 15)