Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 1999 ÇARŞAMBA
10 DIŞ HABERLERdishab@cumhuriyet.com.tr
'Jest beUemiyoruz'
Atina
mesaj
yolladı
MURAT tLEM
ATİNA-Türkiye ile Yuna-
nistan arasındaki ilişkilerdü-
ğümünü çözecek olan Hel-
sinki zirvesi öncesi Atina 'dan
önemli mesajlar geldi. Yuna-
nistan Dış.işlen Bakanı Yor-
go Papandraı. dün düzenle-
dıği basın toplantisında, "Hd-
sinld zirvesi öncesi arük Tür-
kiye'den birjestbeklentisi îçin-
dedeğiliz-dedı
Papandreu, aralık ayında-
ki Helsinki zirvesi önccsınde
AB üyesi ülkelerle yoğun gö-
rüşmeler sürdürdüklerine de
dikkat çekti ve "Bu yeni po-
Ktikamız çerçevesinde Türki-
ye'den bir beklenti içinde de-
ğifiz" ifadesinı kullandı.
Karar kesin degil
Zirveye Türk-Yunan iliş-
kileri ve Kıbns sorununun
çözümü konusundaki önem-
ii birgörüşmelerzincıri ola-
rak baktıklannı belirten Pa-
pandreu, her iki konunun da
Türkiye-AB ılişkileri çerçe-
vesine dahil edilmesine ça-
lıştıklannı söyledi ve "PoK-
tikalarımızı bu konulara
odakbdık" dedi.
Zirvede Tütkiye'nin aday-
lık başvurusuna evet mi yok-
sa hayır mı diyeceklerinin
henüz belli olmadıgını bir
kez daha belirten Papandreu.
*Biam tutumumuz zirveden
sonra yayımlanacak bildiride
yer alacakofcuı ^ünanistan 'm
çıkartan ilc ilgili ifadelere bağ-
lıoJacakür" Jcdı
Batı Avrupa Birliği
toplantısında Avrupa
güvenlik kimliği tartışıldı CemMen uyarı:
YetLd yoksa katkı da yokLUKSEMBURG(Ajanslar)-Ba-
tı Avrupa Birliği'nin (BAB) Liiksem-
burg'daki toplantısına katılan Dışiş-
leri Bakanı İsmaflCem, Türkiye'nin,
Avrupa Savunma ve Güvenlik Kim-
ligi'ne (AGSK) yapacağı katkının,
karar mekanizmasında verilecek
yetkiyle doğru orantılı olacağını
söyledi.tki gûn sûren ve dün sona
eren BAB Konseyi toplantılannda,
Birliğe tam üye ülkeler, ABD'ye
daha az bağımlı kalarak Kosova ben-
zeri operasyonlan yürütebilmek için
gereken reformlan tartıştı.
BAB Konseyi toplantılan sıra-
sında basının sorulannı yanıtlayan
Cem." AB yenibirçaksma ve düzen-
leme içinde. Biziın dışımızda oiıışan
bir hadise söz konusu" dedi. lsma-
• BAB toplantısı için Lüksemburg'da bulunan
îsmail Cem, Türkiye'nin, Avrupa Savunma ve
Güvenlik Kimliği'ne, karar yetkisi ölçüsünde
katkı sağlayacağmı vurguladı.
il Cem, şöyle konuştu:
"Bizimyaklaşıınımızsu.-ACSK'ye
katkımı/ istenhor. Fakat biziın yet-
kimiz ve karar mekanizmasındaki
konumumuz ne ise katkunız da o öl-
çûde olur. İyi niycdi bir yaklaşım
sergiMyonız. Oluşum haündeki bir
organizasyon söz konusudur. Bu or-
ganizasyona ne kadar kanlırsak, o
kadar katkmuzoiur"
Türkiye'nin kararmekanizması dı-
Sinda bırakılması gibi özel bir du-
rumun olmadıgını belirten Cem,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu AB'nin iç mesetesi. Bir tek
Türkiye değü, AB üyesi olmayan
başka NATO üyesi ülkeler de var.
Poİonya. Macaristan, Çek Cumhu-
rneti. Norveç ve İzlanda bu kap-
samda. Bu ülkelerin konumu ne ola-
cak? Bu biam dtşınuzdaki bir olay.
Bizden bir katkı isteniyorsa, ki iste-
niyor, 'Bu karar mekanizmalannda
konum ve yetkimiz ne ise o ölçüde
katkunız olacak' diyoruz biz de."
BAB üyesi ülkelerin savunma ve
dışişleri bakanlan. iki gün süren top-
lantılarda Avrupa Savunma ve Gü-
venlik Kimliği'nin aynntılan üze-
rinde tartıştılar.
Avrupa ordusu
Uzun vadeli Avrupa Ordusu pro-
jesini de ele alan AB üyesi ülkeler,
gelecek ay Helsinki'de yapılacak
AB zırvesine savunmayla ilgili so-
mut öneriler götürmeye çalıştılar.
BAB uzmanlan, Birliğin, Koso-
va benzeri operasyonlan NATO kat-
kısı almadan yapabilmesinin müm-
kün olmadıgını söylüyorlar. NA-
TO'nun olanaklanndan yararlanıl-
ması durumunda ise NATO üyesi
olan Türkiye ve ABD'nin kararla-
nnın ahnması gerekecek.
ROMANO PRODİ:
Türkiye'ye
seferberlik
gerekecek
Dış Haberler Servisi - Avrupa Birliği
Komisyonu Romano Prodi, Helsinki
zirvesinden umutlu olduğunu, ancak
adaylık konusunda alınacak karann iyi
anlaşılması gerektiğini, Türkiye'nin bir
şantiyeye dönüşeceğini ve toplumsal
seferberlik gerekeceğini söyledi.
Piyanist İdi Biret'in önceki gece Brük-
sel'de verdiği konsere onur konuğu ola-
rak katılan Prodi. konuşmasında Türki-
ye'nin Avrupah bir ülke olarak hissedıl-
diğini, yasanan deprem felaketinin Av-
rupa'nın felaketi olduğunu, sorunlann
Avrupa dayanışması içinde aşılması ge-
rektiğini belirtti.
'Alınganlığa gerek yok'
Prodi, Türkiye-AB ilişkilerinde kapı-
lann zaten acık olduğunu, Helsinki zir-
vesinin bunu perçinleneceğini umduğu-
nu kaydetti. AB'de her şeyin yavaş, yavaş
inşa edildiğini anlatan Prodi, Türkiye'nin
algınganhk göstermeden, sabırla çahşmak
durumunda olduğunu söyledi.
Çocuklariçin işbirliğiçağnsı
PRİŞTtNE(Ajanslar)- ABD Baskanı Bfll CKn-
ttm, Türkiye'den başladığı A\Tupa gezisinin son
durağı olan Kosova'da, etnik şiddete son verilme-
si çağnsı yaptı. NATO operasyonundan 5 ay son-
ra, bölgeye bir günlük bir ziyaret düzenleyen Clin-
ton, Kosova'daki toplumlan, çocuklanna iyi bir
gelecek kurmak için işbirliği yapmaya çagırdı.
Uresovaç'taki bir spor salonunda halka sesle-
nen ABD Başkanı, şunlan söyledî: "Yugoslavya
Devlet Başkanı Slobodan Müoşeviç, hepinizden
kurtularak Kosova'da kontrolü ele geçirmek is-
tedi. Biz. buna' hayır' dedik. Savaşı biz kazandık.
Anıa. bartşı ancak siz kazanabilirsiniz."
ABD Başkanı Bill Clinton, Arnavutlara, Sırp-
lara yönelik şiddet eylemlerine son vermeleri
çağnsı da yaptı. Clinton, Arnavut liderler ve Ba-
nş Gücü (KFOR) Komutanı General Klaus Re-
inhardt ilede bir araya geldi.
BIÇAK SIRTI
EROL MANISALI
AGİT, Kaîkasya ve Avrasya
AGİT toplantısı bazı gerçeklerin yavaş
yavaş ortaya çıktığını gösterdi. Ameri-
ka Güney Kafkasya'ya damgasını vu-
ruyor. Hazer çevresi, dünyaya dağrtıla-
cak yeni petrolün ve doğalgazın odak
noktası. Brzezinski ısrarla, "ABD Av-
rasya'ya hâkım olamaz ise dünya dev-
leti konumunu sürdüremez" diyor. Ve
Amerika da bunun gereğini yapıyor Gü-
ney Kafkasya'ya hakim otmak için önem-
li adımlar atıyor, çünkü burası Avras-
ya'nın kalbi.
Doğu Bloku çöktükten sonra Doğu Av-
rupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkas-
ya'da ortaya çıkan "boşluklar" doldu-
ruluyor:
- ABD (ve Ingittere) 1991 'de Ortado-
ğu'ya tam olarak yerteşti.
- Doğu Avrupa, NATO'nun ve Avru-
pa Birliği'nin içine alınıyor, denetimine
giriyor.
- Kosova krizi; ABD, ingiltere, Fran-
sa ve Almanya'nın Balkanlar'a askeri
olarak yerleşmelerine ortam hazırladı.
- En kritik bölge olan Güney Kafkas-
ya'ya da ABD yerleşmek istiyor. Öyle an-
laşılıyor ki Rusya sadece Kuzey Kaf-
kasya'da kalacak.
Türkiye'siz olmaz.
Amerika, G. Kafkasya'ya hâkim olmak
için Türkiye'yi yanma almak zorunda Ba-
kû-Ceyhan boru hattı veTürkmenistan
doğalgazı projeteri, Türk-Amerikan be-
raberliğinin gerekleri. Türkiye'nin bu pro-
jeler için ABD desteğine ne kadar ge-
reksınimi varsa Amerika'nın da G. Kaf-
kasya'ya yerleşmek için Türkiye'nin iş-
birliöine o kadar gereksinimi var. ABD
(ve (ngiltere) bastınnca "konsorsiyum"
içindeki petrol şirketleri çark ettiler ve
Bakû-Ceyhan hattına döndüler. Ameri-
ka'nın stratejik hesaplan, şirketlerin özel
hesaplannın önüne geçti.
Amerika Ortadoğu, Balkanlar veKaf-
kasya'yı elinde tutarak petrol, doğal-
gaz ve Avrasya'ya hükmedeceğini bi-
liyor ve bunu da adım adım gerçekleş-
tiriyor. Rusya'nın G. Kafkasya'ya in-
mesinin önü kesiliyor. Bugün Çeçe-
nistan, yann da eğer(gerekiyorsa) Rus-
ya Federasyonu'nundiğerözerkbölge-
leri Moskova'nın başını ağrrtacak. Bu,
oyunun kuralı, oyun başkatüriü oynan-
mıyor.
Kuveyt'in işgali, Kosova bunalımı, Çe-
çenistan'ın Moskova'ya başkakjınsı der-
ken son sekiz yıl içinde Ortadoğu, Bal-
kanlar ve Kafkasya'da güç dengeleri
hızla değişiyor. Doğu Bbku'nun bırak-
tığı boşluklar yavaş yavaş doldurulu-
yor. Bu yeni oluşumdaaslan payt Ame-
rika'nın. Ortadoğu çoktan bitirildi. Bal-
kanlar ve Kafkasya'da ise işlem sürü-
yor. Amerika için özellikle Kafkasya'da
Türkiye'yi "yanına almak" çok önemli.
Türkiye'nin içinde bulundugu koşullarda
ABD için ideal.
- Avrupa Biriiği'ne yann da tam üye
yapılmayacak olan Türkiye, Amerika ile
"yakın işbirliği" yapmak zorunda.
- İç sorunlan ve çevresindeki alevler,
Türkiye'yedestekverecek "birbüyüğü"
zorunlu kılıyor.
- Üstelik Kafkasya'da doğan yeni ola-
naklardan pay almak ısteyen Türkiye,
Amerika ile "işbirliği" yapmazsa bunu
elde edemeyeceğini görüyor.
Bunlar Amerika için, arayıp da bula-
madığı ideal koşullar. Clinton'ın Türki-
ye'de "birimparator" gibi karşılanışınm
arkasındaki gerçekler bunlar.
AB adaylığına
Amerikan desteğil
Amerika'nın, Türkiye'nin AB'ye aday
olması için destek sözü vermesi, bir ka-
ra mizah konusu olması yanında, pra-
tikte ABD'nin işine yarayacak. Aday ola-
rak bekleme odasında sıkışmış bir Tür-
kiye, AB ile yeni sorunlaria karşılaştık-
ça Türk- Amerikan ilişkilen daha da ge-
lişecek.
1995-1999 dönemıne bir bakalım:
Türkiye, Gümrük Birliği anlaşmasını ya-
pıp AB ile yakınlaştığını "sandığı" 5 yıl
içinde Amerika ile ilişkilen hızla gelişti.
Türkiye aday olduktan sonra da durum
aynı yönde gelişecek. Özellikle Alman-
ya ve Fransa'nın Balkanlar ve Kafkas-
lar'da Amerika ile çıkariarı çatıştıkça
Türkiye Amerika'ya daha da "yakın"
duruma gelecek.
Bakû-Ceyhan hattı
ve Kıbns
Bakû-Ceyhan hattı, Kıbns Adası'nın
Türkiye için stratejik önemini daha da
arttırdı. KKTC'nin variığı daha da önem
kazandı. Bu. Amerika'nın sorunu de-
ğil; adadaki ingıliz üslennı kendi malı
gibi rahatça kullanıyor. Ama Türki-
ye'nin sorunu: Bir fıl ile aynı yatağa gir-
diğiniz zaman ezilmemek için önlem
almanız gerekir.
AGİT toplantısı, aslında, Amerika
önderiiğinde "Kuzeyin" 1990 sonrası
yeniden yapılanmasında hem amaç-
lann hem de araçların su yüzüne çı-
karıldığı bir toplantı oldu. Bana göre,
bundan önce New York'tayapılan as-
keri NATO doruğunun "sivil bir deva-
mı" özelliğini taşıyordu.
Ne diyeltm. hayırlı olsun.
Kİerides'in açıklamasına destek yok
Dıs Haberler Servisi - Kıbns Rum
yönerimi lıderi Glafkos
Klerides'in, Kıbns konusunda
ABD'den bazı güvenceler aldığı
için New York'a gideceğine iüşkin
açıkiamasına, ABD Dtşişleri
Bakanlığı destek vermedi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jarnes
Rubiıı, düzenlediği basın
toplantısında, Klerides'in
açıklamasına ilişkin Amerikan
görüşünün sorulması üzerine, "Biz
bfiyük sorunlara cevap önerme
durumunda değjli/"' yamtını
verdi.Bu arada Yunanistan
Hükümet Sözcüsü Dimitri Reppas,
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktas'ın, yıllardır Kıbns
sorununa çözüm çabalan
konusunda olağanüstü olumsuz bir
rol oynadığmı öne sürdü. Reppas,
yaptığı basın toplantısında,
Cumhurbaşkanı Denktaş'm "bir
kez daha kendisini tekrariadığım
ve sorunun çözümü için katkıda
bulunmaya arzulu olmadığuıı
gösterdiğini'" iddia ettı.
O^LÇ/ALEXANDROS BALTAS (*)
İki komşu ülke
olan Türkiye ve Yu-
nanistan'ı sarsan
korkunç depremler
iki taraf arasındaki
güvensizliği birtarafa iterek iki halk-
ta mevcut olan insanlık faktörünün
büyüklüğünü ortaya çıkarmıştır. Dep-
remler sonrası dönemde iki ülke ara-
sındaki ilişkilerde hâkim olan duygu-
sallık yavaş yavaş etkisini kaybede-
rek, bazı kesimlerin politik çıkarlan-
na hizmet eden, karşılıklı şüpheci-
lik. rekabet, pasrflik ve içe kapalılık
gibi unsurlan içeren ortamın yeniden
belirmesi tehlikesiyle karşı karşıya-
yız.Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın
gerçekleştirmiş okJuğu bazı çok doğ-
ru adımlar ve teşebbüsler, iç politik
hesaplar ve iki ülke arasındaki düş-
manlığı pekiştirecek, yakınlaşmala-
nnı engellemeyi görev edinmiş olan
iki tarafın politikacılan yüzünden ba-
zı engellerie karşılaşabilecek konu-
ma gelmiştir.
Bu yakınlaşmaya karşı gelenlerin
hareket noktası, kimsenin inkârede-
mediği ve görmezlikten gelmediği,
iki halkın geçmişteki ilişkileri ve çö-
zülememiş sorunlandır. Bu kişiler bu
sorunlan yorumlamaktan ve çöz-
mekten korktuklan ve aciz oldukla-
n için dar bir görüş açısına sığına-
rak kendilerini konunun tek hâkimi
olarak gösterip bu fikirierini başka-
lanna da benimsetmeye çalışmak-
tadırlar.
Şahsen ben, tüm fikirierin ser-
bestçe tartışılabildiği bir ortamdan
yana olup, katı bir çizgiye bağlı ka-
lınmasınakarşıyım. Hattabüyükço-
ğunluğun karşı çıkmasına rağmen,
herkesin kendi fikrini serbestçe sa-
vunabilmesi taraftanyım. Ancak iler-
de bu fikirierin yanlış olduğu kanıt-
lanırsa fikir sahibi mutlaka bunun
sonuçlanna katlanma cesaretini de
göstermelidir.
Bana göre iki ülke arasındaki iliş-
kilerin geliştirilmesi maksadıyla, ilk
adımın, iki tarafın kendi içlerinde bir
diyaloğu başlatması olmalıdır. Bu
diyaloglar süresince belirlenecek
olan fikirier zamanla geliştirilmeli-
dir.Yazıya dökülmesi gereken bu fi-
kirier, daha ileriki safhada olaylar
hakknda yorum yapabilme konusun-
Türk-Yunan Yakınlaşması:
Cesaret mi, Hareketsizlik mi?
da kimlerin daha başanlı olduğunu
anlayabilmemiz için kuvvetli bir ka-
nıt teşkil edecektir.Bunun sonucu
olarak Türkiye ile yakınlaşması Yu-
nanistan'm dış politikasının değişmez
hedefınin olması gerektiğini, tered-
dütsüz olarak ifade etmekteyim.
lleriyi görmek, diplomatlann, po-
litikacılann ve çoğu zaman askerte-
rin sahip olamadıklan bir nitelik ta-
şıması var oluşunu engellemez.
Örnek olarak Almanya ve Fransa
bilumum anlaşmazlıklanna, karşılık-
lı toprak talep edişlerine, Birinci ve
Ikinci Dünya Savaşlanndaki binler-
ce ölüye rağmen aralarındaki so-
runları çözüp işbirliğifıe girerek Av-
rupa Birliği'nin kuruluşunda öncülük
yaptıklanna göre Yunanistan ile Tür-
kiye ne yapacak? Acaba Kıbns kâ-
JTM. Imanya ve Fransa
anlaşmazkklanna rağmen
aralarındaki sorunlan çözüp
işbirliğine girerek AB'nin
kuruluşunda Öncülük
yaptıklanna göre Yunanistan
ile Türkiye ne yapacak?
busunu yaratmış olan, alıştığımız
eskimiş diplomatik ve politik süreci
mi takip edecekler?
Bu süreç Kıbrıs'taki Yunanlı ve
Türklerin ahenkli ortak yaşamlannı,
hâlâ çözümtenememiş yapay bir du-
ruma çevirmiştir.
İki halkın ortak arzusu olan dost-
luk ve işbirliği atmosferi karşılıklı kor-
ku ve becerisizlikten zehirieniyorsa,
iki tarafı birbirine yaklaşttracak olan
başka unsuriar muhakkak buluna-
caktır. Böylece dargörüşlü kişiler
yerlerini iki halkın işbirliğinin ve ba-
nşçıl ortak yaşamın gerçeksavunu-
culannabırakmakzorunda kalacak-
lardır. İki halkın kalbinde çarpan ger-
çek kardeşlik ve sevginin hayaliyle
yaşayan kişiler, her iki tarafta mev-
cut olan geniş görüşlü kişilerie aynı
saflarda hareket ederek onlara des-
teklerini esirge-
meyeceklerdir.
Bu kişilerin sa-
dece politik te-
şebbüslerin birer
destekçisi mi, yoksa iki halkın çok
şey vaat eden ortak geleceğine gi-
den yepyeni bir sürecin bağımsız
önderteri mi olacağını yaşam bize ka-
nıtlayacaktır.
İki halkın kardeşliği, karşı konula-
mayan bir ıdeakJir, ulusal farklılıklar
ise bu kardeşliği zenginleştiren, hat-
tatüm insanlan kaynaştıran birfak-
tördür. Bu gerçek hiçbir durumda
ve özellikle Türk-Yunan ilişkilerinde
gözardı edilmemelidir. Ne ben, ne de
başka biri. iki ülke arasındaki sorun-
lan ve bunlann belli zamanlarda se-
bep olduklan çok tehlikeli durumla-
n inkâr edebilir. Aksine bu problem-
lerin varlığını ve iki tarafın da bunla-
nn çözümlenmesi için gereken gay-
reti sarfetmediğini kabul ediyorum.
İki halkı birbirine yaklaştırma teşeb-
büsünde bulunduğumuzda, yanlış
anlaşılmaktan çekinip tarihsel ge-
lişmelere dayanan önyargılara sığı-
nırsak bu sorunları çözmekte ve
bunlann iki komşu halkın kaderini
ne kadar olumsuz etkilediğini gös-
termekte başansız oluruz.
Kısa sürede sonuç alınamaması-
na güvenen eleştiricilerin iddia etti-
ği gibi, bu yaklaşım politikası şart-
sız teslimiyet anlamına gelmez. Bu
yaklaşım politikasının başanya ula-
şabilmesi için katedilmesi şart olan
uzun süreç boyunca sağlam sinir-
ler, sakinlik, inat ve tedbir gerek-
mektedir. En önemli nokta ise bu
yaklaşım politikasının iki halktan da
anlayış ve destek göreceğidir. Zaten
son günlerdeki korkunç olaylar bu-
nun en iyi kanıtıdır. Halklann arzula-
nna kulak veren hiç kimse zararlı
çıkmamıştr. NeYunanlılar, Türk dos-
tu veya Türkiye olarak ne de Türk-
ler Yunan dostu'veya Yunan yiyen
olarak gruplaşmalıdır.
İki halkın ortak arzusu olan yolun
açılabilmesi için iki taraf da aynı an-
da realist ve idealist olmalıdır.
(•) Eski Maliye Bakanı, PASOK'tan
Avrupa Parfamenfosu Milletvekili