25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2»4tASM 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Savcımn lavası n ^ağcaş Yaşamı Jestsklene Derneği îalıtesir Şubesi, 17 Hayrs'ta bir basın içılclaması yaparak Hecls'e türbanla şirer Fazilet Partili Herve Kavakçı'yı ^^—^ kınamıştı. Vay ^ *" sen misin kınayan! Laik Türkiye Cumhuriyeti'ne neycan okuyan Merve Kavakçı'yı kınadığı çin ÇYDD Balıkesir Subesi yöneticileri hakkmda Balıkesir Cumhuıiyet Savcılığı davaaçtı. Balıkesir'de yaklaşık 300 dernek her ortamda çeşrtli açıklamalar yaparken CYDD'nin açıklaması nedense savcılık tarafından yasaya aykır bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ikelerine sahip çıkmak için savcrtardan izin almak mı gerekiyordu! Yoksa dava açmaktaki 'maksat" ÇYDD yönetici ve üyelerini tedirgin etmek miydi! Neyse, "savcımn davası" sonuçlandı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin yargıcı ÇYDD Balıkesir yöneticilerini suçsuz buldu. Ne hazindir ki artık Türkiye'de cumhuriyeti savunmak yargı kararıyla gerçekleşebilir oldu! Efektrorak posta: som©posta.cumhuriyetconUr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Ruslar, Türkiye'de Çeçen kampı anyoımuş... "Gidip Çeçenistan'daki Türklere baksınlar!" lası bir Istanbul depremine karşı alınacak önlemleri istanbul Valisi Erol Çakır, TBMM Deprem Araştırma Komisyonu üyeterinin hu- zurunda açıkladı. Çakır'ın açıkladığı ön- lemler biraz Ahmet Mete Işıkara nın fay hattını Is- tanbul'dan "hayli" uzaklaştıran haritasına benziyor! Yapmış olmak için yapılmış ve yapayhğı sırıtan bir çalışma! Neymiş... Istanbul'da 2.5 milyon konutun depre- me dayanıklılığını saptamak için 6.7 milyar dolar gerekiyormuş... Bu harcamadan kaçınılırsaolası za- rar 14 milyar dolar olacakmış. Rakamlar doğru olabilir... Peki, gökten zembille 6.7 milyar dolar inse ne olacak? 2.5 milyon konutun depreme dayanıklılığı 50 yıl- da ancak saptanabiliyormuş... Ölme eşeğim ölme... Para gökten zembille inmeyeceğıne göre 6.7 mil- yar dolarlık bir kaynak yaratılacağı kesin! uköşededün"Bey- koz Jandarma Mer- kez Karakol Komu- tanlığından başlık- lı bir yazı yayımlandı... Karakol Komutanı Jandar- ma Astsubay Başçavuş Ha- san Hüseyin Kök'ün, başlığı- nı kendisinin attığı ve Beykoz 2. Noterliği kanalıyla gönder- diği biryazıydı bu... Jandarma Astsubay Başçavuş Kök'ün ya- zısını dün, meslek etı- ği gereğı virgülüne do- kunmadan ve aynı zamanda bir belge olması için kamu- oyuna yansıttık. Bugün, bizim söyleyecek- lerimiz var... Öncelikli olarak, yazının baş- lığından anladığımız kadarıy- la "askeri bir kurum"dan bil- dirildiğine göre ve içeriğinden anladığımız kadanyla da "jan- Aiet FM Zaten Vali Çakır da kaynak sorununu çözmek için "Istanbul Afet Derneği"nin kurulacağını açıklıyor. Istanbul Afet Derneği hiç kuşkunuz olmasın Istan- bul'un trafık sorununu çözmek için vilayet bünye- sinde kurulan "Istanbul Trafik Vakfı" kadar başanlı çalışmalar yapacaktır! Yani birilerine yeni iş olanakları yaratılacaktır... Çünkü iş gerçekten büyük... 6.7 milyar dolarlık kaynağın toplanması için yapı- lacak "organizasyonlar"ı düşünebiliyor musunuz? Bundan böyle hangi kamu kuruluşuna giderseniz, o kuruluşun "güçlendirme vakffnın yanı sıra bir de afet derneğine zorunlu bağış yapmakla yükümlü olacaksınız... Yoksa ne pasaport alabilirsiniz ne sa- bıka kaydı, ne de nüfus sureti! darma" adına açıklama ya- pıldığına göre bu yazıdan ka- rakolun bağlı olduğu Beykoz Jandarma llçe Komutanlı- ğı'nın, ilçenin bağlı olduğu Is- tanbul Jandarma Alay Komu- tanlığı'nın, alayın bağlı olduğu Jandarma Genel Komutanlı- ğı'nın, genel komutanlığın bağ- lı olduğu Içişleri Bakanlığı'nın ve bir yandan da Genelkur- may Başkanlığı'nın bilgisi var demektir. Zaten aksi düşünülemez... Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta zinciri içinde bir astsubay başçavuşun kendi başına kalkıp da "jandarma" adına bir açıklama yapması söz konusu olamaz. Değil bir astsubay başça- vuşun bir subayın bile görevin- Jandanma'ya (I) den dolayı kendi şahsını ilgi- lendiren bir konuda açıklama yapması üstlerinin iznine bağ- lı ya da en azından bilgisi da- hilinde olsa gerektir. Kaldı ki, başçavuş Hasan Hüseyin Kök'ün ve "Beykoz Jandarma Merkez Kara- kolu"nun adı, noter ka- ] nalıyla açıklamaya mu- hatap olan 19 Ekim J i- 1999'daki "Jandarma" baş- lıklı yazımızda açıkça verilme- mişti. Yazımızda özellikle "Hasan Hüseyin Çavuş" tantmı kul- lanılarak, vatandaşın şikâye- tine konu olan ast rütbede de olsa bir askerin adının kamu- oyu önünde afişe edilmeme- si düşünülmüştü. Ancak astsubay başçavu- 6.7 milyar dolar başka nasıl toplanacak? Toplanacak para hane başına 2 bin 700 dolar ya da 1 milyar 350 milyon lira. Her konutta ortalama dört kişiye göre kişi başına 337.5 milyon lira! Ya kamu binalannın kontrolu? O parayı da vatandaşa saldığı "deprem vergi- si"nden hükümet karşılayacaktır herhalde! Bu arada Vali Çakır'ın açıklamasına göre, deprem sonrası halkı yönlendirmek için bir de "Afet FM" ku- ruluyor... Para olmasa, Istanbul'daki onlarca radyo istas- yonu olağanüstü bir felaket durumunda kamu ya- rarına kullanılabilir ama nasıl olsa para çok... Para olunca da Istanbul'un her semtine ulaşacak şekil- de bir radyo istasyonu kurmak kolay. Çakır'ın açıkladığı önlemlerin en akla yakını çadır- kent alanlarının şimdiden belirlenmesi... Bir de çadır bulabilirierse gerisi kolay... Aç "Afet FM"i bak keyfine! mayı da Boğaziçi Imar Müdürlüğü yıkördı. Hep- si bu. Çünkü ortada birilerinin rant paylaşım hesaplan vardı. Bu hesapların içinde "jan- darma" adının şöyle ya da böyle yer alması yanlıştı! Biz de bunu yazdık... Anadolufeneri'nde lokanta- cılık yapan vatandaşın ifade- sine göre -ki bu ifadenin tanık- lan arasında bir avukat ve bir yargıç da vardır- astsubay başçavuş Hasan Hüse- yin Kök, "Seni Anadolu- feneri meydanında odun- la döverim" dedi. Ve fakat lo- kanta işleten vatandaş bizzat Istanbul Jandarma Alay Ko- mutanrnın şikâyetini sorması üzerine bu rfadesini tekrarla- madı, tekrarlayamadı. Neden? Yann: Tehdidin belgesi olur mu! şun "jandarma" adına ortaya çıkması, bu düşüncemizin yanlış olduğunu gösterdi. Bu arada, yazımızda "jan- darma yıktı" demediğimiz hal- de jandarma başçavuş Ha- san Hüseyin Kök, gönderdiği açıklamada "yazıda iddia edil- diğinin aksine jandarma tara- fından yapılan hiçbir yıkım yok- tur" diyerek ya konuyu saptır- mak istedi ya da konunun ka- muoyunayansıması nedeniy- le okuduğunu anlayamaya- cak kadar sinirlerine hâkim olamadı. Yazıya konu olayda,^ Anadolufeneri'ndeki T salaş lokantanın mut- fak kısmına doğrama ya- pılmasını Beykoz Sağlık Mü- dürlüğü istedi, yapılan doğra- Sosyal Güvenlik Düzenlemesi ve Ekonomik Kriz CAHİT DENİZ Ekonomist Bir önceki yazımızda ekono- minin doğru kararlarla düzen- lenmesinin temel ilke olduğu- nu vurgulamıştık. Bu yapılma- dıkça "Büyük Türkiye" mesaj- ları ile ülke ekonomisinin bü- yümediğinı, halkın yaşam stan- dardının gelışmediğıni yaşaya- rak anladık. .Bu nedenle bu hamasi me- sajlar artık halk için "sistemin inançsızsimgesi". Halksomut olanı yaşadığı ile gözlem ve değerlendirme yapmak isti- yor. Aykırılık açık. llkesizlik; "sis- temi düzenledik.." denilen Bankalar Yasası'nda açık, ver- gi yasası düzenlemesinde açık. (ç borçlanma sarmalı ile olu- şan kamu soygununda ve sür- gitdurdurulamayan, uzlaşma- sı dahi konuşulamayan dev- let kâğıt faizleri düzeyinde açık. Döviz mevduatına verilen faiz uygulamasında somut.. Tüm mali sektörü "kanser tü- mörü" gibi saran "off-shore" hesap uygulamasında, yaban- cılaştırılan kaynaklar ve bu mevduatların macera gezini- mi ile sabit. Bunları yasalara karşın denetleyemez ve ka- muyu aydınlatma işlevini ye- rine getiremez duruma soku- lan hazine denetim işlevinin durumu ile açık... Bu gücü düzenleyemediği- nizde, kaynak kullanım yerle- rinde ekonomik kararlarınız- da oynayacağınız iki temel fo- nun dışında hiçbir seçeneği- niz yoktur. Bunlardan birincisi: Üretken yatınmlara harcayacağınız kay- naklan kısarak düzenlemek. Ikincisi ise sosyal güvenlik sis- teminde yasa düzenlemesi ile yapılanlan yapmak. Bu siste- min fonlarının üzerine gitmek. Bu fonlar kaynak kullanımın- da üretken olan kesimin gele- ceğe dönük güvence unsur- lannın tümünü içerir. Bu uygu- lamayayönelen siyasi anlayış için, bu sorun değildir. Bütçenizde üretken yatırı- ma ayıracağınız oranı yüzde 5'lere kadar çekmişseniz, ya- pabilecek başka bir seçene- ğiniz yoktur. Tek oynayacağı- nız kaynak, ekonomik krizin toplumsal ilişkilerde en temel göstergesi olan, sokaklara dö- külen en yaygın ve geniş halk kesimini düzenlemek, "hizaya sokmak". Onlar varsın sokak- lara dökülsün, sonuç değişme- yecektir. Bu yaygın halk kesi- minin, üretken olmayan yatı- nm fonunun egemenleri gibi, siyaset lobisini belirleme ve etkileme gücü yok. Bu işleyiş çözüm mü?.. Ta- bii ki değil. Krizi ulusal değer- lerle aşmanın tek anahtarı, "büyüme". Büyüme denince de sermaye ile üretimin birlik- te büyümesi anlaşılır. Kriz eko- norr8s#ide,1<rizin çözüm anah- tan bu. Bunlann her ikisi de piya- saların büyümesi ve kârların dengesini gerektirir. Piyasa- nın büyümesi için de temel koşul, bu yaygın kesimin sa- tınalma gücünü canlı tutabil- mekten geçer. Türkiye'de halkın en yaygın kesiminin satınalma ve yaşam 'düzeyini en alt düzeye çeken bu düzenlemelerle ekonomi- yi düzenlemenin ve kronik kriz- den çıkabilmenin yukarıdaki şablon ile hiçbir bağdaşıklığı olmadığı açık. Bu nedenle ül- kemizde krizi çözmesi bekle- nen yapı, kendisi doğrudan krizin kaynağı durumunda. Bu nedenle sürekli ülkeyi yöneten siyasal kadrolar "binilen daiı" kesmektedir... Yurtdışındaki tüm siyasal yönetimierve ekonomik ilişki- lerimiz bu yönetim anlayışın- dan hoşnut. Ama ülke insanı bundan hoşnutsuz. Dışanda- kiler böyle yönetilmemizi is- terken, halkımız, artık düşün- ce ve siyasal görüş farkı gö- zetmeksizin layık olduğu bir sivil siyasal otoriteyi özlüyor. TSK de son mesajında bu özlemi vurgulayarak, doğru yönetim doğru temsilden bah- sediyor. Bu arayışlar ekonomik krizin esas nedeni olan temel anlayışın siyasal yapılanması olan "görev süresini uzatma" dayanışmasının mantığı ve ko- şullanması ile ne denli bağ- daşıktır?.. Yönetenlerimiz ile yöneti- lenler ve anayasal dinamik güçler arasında temel çeliş- kimiz burada biçimleniyor... TBMM ekim ayında açıldı. "Görev süresi" ise Mayıs 2000'in gündemi. Bu iki tarih arasındaki süre Türkiye için çok uzun süre. Bu hesaplar halka rağmen tutar mı diye sorarsanız, bence ve bazılan için bunun gerçekleşebilirliği son derece güç!.. Bu kısa, ama uzun takvimi sınayarak yaşayacağız. "Bu hesaplann altından hangi su- larakacak?.." Hep birlikte gö- receğiz... ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY *ft*/mMw*'* • UNÜ CJ TARtHTE BUGÜN MIJMTAZ ARIKAH 24 Kasım ANKARA'DA "ZAFER ANlTr SAGlAMtŞT7. 192?'P£ SUSÛN, ANKARA UIJJS <W£YDı4Ml'NC»AKİ *2A- TESİ'HİN L/O6LU) ANITTH Y/tPlMI IÇIN 6&S&TEN BU A HAZIZLAPtĞl HtZLA TÖRENDEH BİR GÜN ÖNC£, A7TI AAUStâf* KEM/tC. HŞYKELİ ÜZ.£/tİN£ Ö&TİİtSN BAY&*6'N, İP ÇEKİ- LİNC£ AÇ/UP /İÇrLMArAC4£l KONUSUN&A KUŞfCU- YA OÜŞEN yUNUS NAPİ 8£Y VE AKteAOA&A*/, S£- CE ANITIN BULUUDUĞU YEKE GİD£KEK, 6İZLİC£ PROVA YHPMIŞT1- İLAN T.C. DENİZLİ ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1995/H63-1998/380 Davacı Fatma Çakal tarafından davalı Ali Çakal aleyhine mahkememizde açılan tedbir nafakası davasının yapılan yargı- laması sonunda, Davanın kabulüne. dava tarihi 29.11.1995 günûnden geçerli olmak üzere aylık 10.000.000.-TL tedbir nafakasının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine. l. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1993/21 -1994/913 esas sayılı kararı gereğince davamız yargı- laması içerisinde yapılmış ödeme var ise karann infazında dü- şümünün yapılmasma, davacınin yaptığı yargılama masrafı 61.641.000.-TL'nın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, pe- şin harcın düşülerek noksan kalan 648.900.-TL karar ilam har- cının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına ilişkin karar dava- lı Ali ÇakaFa tüm aramalara rağmen tebliğ edilemediğinden mahkememız karan Ali Çakal'a 7201 sayılı yasanın 28. madde- sıne göre ilanen tebliği gerekmiştir. llandan itibaren 15 gün içersinde karar temyiz edılmediğınde kesinleşecektir. İlanen tebliğ olunur. Basın: 56835 DÖRTDtVAN SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 199733 Da>r acı Hüseyin Erdoğan tarafından davalılar Sıddıka Gündoğdu ve arka- daşlan aleyhine mahkememıze açılan tapu iptalı davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda venlen ara karan gereğince; Dahıli davalı- iardan Zonguldak ılı Ereğlı ilçesi Gökçeler köyûnden Hatıce Uslu'nun bütün aramalara rağmen adresi tespit edilemediğinden adına duruşma günü tebliğ edilememiş olup adı geçen şahsa ilanen tebiıgat yapılmasma karar verilmiş olup duruşma gûnü olan 11.2. 2000 günü saat 9.00 olup dahili davalı Hatice Uslu'nun dumşmada hazır bulunması veya kendisıni bir vekille temsil ettir- mesi gelmediği ve kendisıni bir vekille temsil ettirmedıği takdırde duruşma- nın yokluklarmda devam edeceği ve karar venleceği hususu davetıye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 09 11.1999 Basın: 57487 İLAN T.C. PENDİK BÎRİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1996/637 Davacılar Necmiye Akbulut ve vekilleri tarafından davalılar Kerim Kayıkçı, Örsen Sebahi ve Ebubekır Kustaş aleyhlerine mahkememizde açılan maddi ve manevi tazminat davasının ya- pılan açık duruşmalan sonunda davanın kısmen kabulüne kıs- men reddine dair venlen işbu karanmızın gazetede ilanından itibaren 15 gün içinde karanmıza karşı herhangi bir itirazınız varsa mahkememiz 1996/637 esas 1998/732 karar sayılı dava dosyamıza bizzat getirmesi davetiye yerine kaim olmak üzere Söğütlükamp Hacı Şenf Mah. Efe Sokak No: 2 Avcılar adre- sinde oturan davalı Örsan Sebahi'ye ilanen tebliğ olunur. 10.9.1999 Basın: 57672 İLAN T.C. TARSUŞ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA SATIŞ İLANI Dosya No: 1999/15-Satış Izale-i şuyuu suretiyle satılmasına karar verilen taşınmazın ilanı 1. Içel-Tarsus ilçesi, Kaburgediği köyü, 30 parsel, Sankaya mevkiinde tarla vasfında 26260 m2 olarak kayıtlı bulunan ta- şınmaz mal, köy yerleşim alanı içerisinde olup köyün yaylahk olması nedeniyle arsa olarak da değerlendiritebılmektedir. Ta- şınmaz m2'si 750.000.- TCdan toplam 19.695.000.000.- TL'sı muhammen bedelle ve açık arttırma suretiyle satışı yapılacak- tır. 2. Içel-Tarsus ilçesi. Kaburgediği köyü, Sankaya mevkii, 31 parselde tarla vasfında 9380 m2 olarak kayıtlı taşınmaz mal, köy yerleşim alanı içerisinde olup, köyün yaylahk olması ne- deniyle arsa olarak da değerlendirilebilmektedir. Taşınmaz m2'sı 750.000.- TLJden toplam 7.035.0OO.0OO.- TL'sı muham- men bedelle ve açık arttırma suretiyle satışı yapılacaktır. Satışlar Tarsus Belediyesi Mezat Salonu'nda yapılacaktır. Satış peşin para iledir. Alıcı isterse bir kcz 20 günü geçme- mek üzere süre verilir. KDV, tellaliye, damga resmı ve tapu alım harcı alıcıya aittır. Satışa katılmak isteyenlerin muhammen bedelin %20'si na- kit ya da milli bir banka teminat mektubunu ibraz ettikleri tak- dirde ihaleye katılabilecekleri, satışa katılanlar şartname mün- derecatını aynen kabul etmiş sayılacaklan. 1- Birinci satışın 14.01.2000 günü, 30 nolu parsel için saat 13.30'dan 13.40'akadar, 31 nolu parsel için 13.50'den 14.00"e kadar olup bugün venlen fiyatlar muhammen bedelin %75'ıni ve satış masraflannı karşılamadığı veya müşteri çıkmadığın- da, 2- lkinci satışın 24.01.2000 günü aynı yer ve aynı saatlerde olmak üzere muhammen bedelin %40'ı ve satış masraflannı geçmek üzere ıhale edilecektir. 3- Daha fazla bilgi almak isteyenlerin dosyamıza müracaat- lan, satışa katılmak isteyenlerin satış gün ve saatinde satış ma- hallinde hazır bulunmalan ilan olunur. 16.11.1999 Basın: 57815 GÖRÜŞ CUNEYT AKALIN Nasri ve Ktaıinle? Yeni Anayasa TapOşmalaPi "Demokrasi İçin Sivil Toplum Girişimi" adlı kuru- luş, "Yeni Bir Anayasa" için çağrı yapıyor. Bu çağ- nda 82 Anayasası'nın hepimizce çok iyı bilinen sa- kıncaları ve anti-demokratik yapısı sıralandıktan sonra, yeni Anayasa için yeni ilkeler öneriliyor. "- Devleti değil bireyi esas alan bir Anayasa ol- malıdır." Bir alt maddede bu kez durum bir başka biçim- de ifade ediliyor. Ve, "- Yurtfaş/ann devlet dayatmacılığına ve keyfili- ğine karşı korunduğu bir Anayasa" talep ediliyor. Buraya kadar tartışageldiğimiz düşüncelerle karşı karşıya olduğumuz akla geliyor ama işin rengi gi- derek değişiyor. "- Toplumda var olan dini, etnik ve kültürel fark- lılıkları ve bunlann kendini ifade etme ve geliştirme haklannı demokratik bir toplumun gerçekliği olarak kabul eden..." Dini, etnik, kültürel farkhlıklardan kasıt ne, belli değil. Zahmet edip açmamışlar. Tar- tışmalara, pazariıklara bırakmış olmalılar! Aydınla- nmız gele gele bu noktaya mı geldiler? "Demok- ratik kaygdaria" Hizbullah'ın, İBDA-C'nin örgütlen- me özgürlüğünü, etnik bölünmelerin kemikleşme- sini mi savunuyorlar yoksa? Bu bildiriyı kaleme alanlar ya yazdıklannı anlamıyorlar ya da âlemi kör herkesi enayi sanıyorlar. llginçtir, bu arada ne yaptıklarınt çok iyi bilenler, attıkları her adımı hesaplayanlar da benzer açıkla- malar yapıyorlan hem de Amerika'dan. Fazilet li- deri Recai Kutan Amerikalı yetkililerle görüşme- leri sırasında "yeni birAnayasa taslağını birkaç gün içinde açıklayacaklannı"', Amerika'daki gibi bir "/a- iklik" istediklerini ve "Kürt kimliği"r\\ tanıyabilecek- lerini VVashington'da gazetecilere açıklıyor. "Kürt kimliği'ni tammak için neden Amerika'lara kadar uzandınız" gibi sorulan bir yana bırakıp, Anayasa değişikliği konusundaki girişimlerin paralelliğine dikkati çekmekle yetinelim. Elmalaria armutlar birbirine karışınca Bir iki kişi olsa, insan gülüp geçecek. Ama ad- lar şaşırtıyor. Imzacılann listesı, ANAP'ın yan ku- ruluşu sayılabılecek kadar neo-lıberal kuruluşlar- dan, TÜGİAD gibi büyük sermayenin kuruluşların- dan, ne yazık ki, DlSK'e, Öğretim Üyeleri Derneği, SODEV, TÜSES vb. gibi yıllarca demokrasi müca- delesinin ön saflarında çaba göstenniş kuruluşla- ra kadar uzuyor. ANAP 82 Anayasası'nın partisi değil mi yoksa? Beyler sakın "askerler" lafının arkasına gizlenme- ye kalkışmayın. Türkiye'yi "Türk - Islam sentezci- si neo-libera! cephe", bu Anayasa ile yönetmedi mi? 82 Anayasası'nı TÜSlAD'la, büyük sermaye des- teklemedi mi? Bir kez anafikir çürük! Birey neden toplumun temeli olsun? Bu iddia Mesut Yılmaz'a, Özal'a, Recai Kutan'a yakışıyor ama DİSK, Hacı Bektaş Veli Derneği bunu nasıl ciddiye alabilir? Hele "sosyal devlet" konusunda en küçük bir fikir kınntısının bile yer almadığı bir metne DİSK nasıl hnza atabilir? "Insan Haklan", "insanın vazgeçilmez, devredilemez temelhaklan" vb. görüşleri, kişileri, bireyleri güçlü devlete karşı korumak üzere Ana- yasalara girdi. Buraya kadar doğru ama devlet ni- ye bir bireyi esas alsın? Bunu önerenler, o zaman çıksınlar biz Özal'a haksızlık etmişiz" deme açık- yürekliliğini göstersinler. Neo-liberal ideolojinin in- sanlan var gücüyle atomlaştırmaya yöneldiği bir top- lumda, bir dünyada bizım Anayasamızda geçmiş- ten kalma "dayanışma" düşüncesinin kalıntılannın da temizlenmesi girişimleri ne yazık ki, olsa olsa yeni Erol Evcil'ler yaratmanın önünü açabilir. Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim! Yeni bir Anayasa çağrısı yapan "sivil kuruluşlar", "kiminle, ne zaman, ne şekilde" gibi temel sorula- ra yanıtlar getirmek zorundadırlar. Üstelik bu ya- nrtlar çok açık ve seçik olmalıdır. İnsanın aklına kaçınılmaz olarak, bazılan, tıpkı "uluslararası tah- kim" konusunda olduğu gibi, "DSP'H, MHP'Iİ, ANAP'lı, DYP'li, Faziietrt, TÜSlAD'lı birAnayasa hazır- lığı içinde mi?" sorusu geliyor. Yeni Anayasa bu Mec- lis'ten mi bekleniyor yoksa? Parlamento tarihimizin en gerici Meclisı'ne bel bağlamak, istesek de is- temesek de, bizi 82 Anayasası'ndan geri noktalara götürebilir. "Sana arkadaşını söyle sana nasıl bir insan ol- duğunu söyleyeyim" demişler. Demokratik kuruluş- lar, bugüne kadar 82 Anayasası'nı kimin savun- duğunu, Anayasa'nın anti-demokratik hükümlerine karşı kimlerin mücadele verdiğini bir kez daha düşünmelidirler. Aksi ya havanda su dövmek ya da hesaplı kitap- lı kişilere alet olmaktır. BULMACA SEDAT YAŞAYAS SOLDAN SAĞA: 1/ Yerini değiş- tırmeyen, hare- ketsiz, sabıt. 2/ Hisse.pay...Du- manrengi.3/Or- 3 taoyununda ko- mik kişıyi can- landıran sanat- çı... Notada du- rak ışaretı. 4/ Osmanlılarda yenıevlenener- keklerden alınan ° vergi. 5/ Katıl- g mış. ulanmış parça... Yaban- cı... Bir nota. 6/ "Cemil — " : Kankatür sanatçımız... ABD'debireyalet.7/Bir topluluktaçalışan insan- 3 ların her birı... Ilaç. de- 4 va. 8/GüneyAnadolu'da c bırdağ. 9/"Mehveş — ": Kadın piyanistimiz... Cennette bulunduğuna inanılan ve kökü yuka- 8 nda. dallan aşağıda olan „ ağaç. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gerçek olmayan. sahte. 2/ Yüce. yüksek... Tann'nın varlığını ve Islam dınınin doğruluğunu konu edinen bı- lım. 3/ Kurtuluş, kurtulma... "Ey benım de\—'sindecü- celer besleyen garıp memleketim" (B.R. Eyüboğlu). 4/ Buğday, nohut, fasulye ve çeşitlı yemişlerle pişirilen bir tatlı... Spor karşılaşması. 5/ Bılyelı yatak. 6/ Gümüşba- lığının küçüğü... Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup. 7/ Çıplak vücut resmı... Asya'da bir ırmak... Kenar süsü. 8/ LJn ve yağla hazırlanan bir tür sos. 9/ Kısa ve kestirme yol... Jane Austen'in. filme de aktanlan bir romanı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear