Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2»4tASM 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Savcımn
lavası
n
^ağcaş Yaşamı
Jestsklene Derneği
îalıtesir Şubesi, 17
Hayrs'ta bir basın
içılclaması yaparak
Hecls'e türbanla
şirer Fazilet Partili
Herve Kavakçı'yı
^^—^ kınamıştı. Vay
^ *" sen misin
kınayan! Laik
Türkiye
Cumhuriyeti'ne
neycan okuyan Merve
Kavakçı'yı kınadığı
çin ÇYDD Balıkesir
Subesi yöneticileri
hakkmda Balıkesir
Cumhuıiyet Savcılığı
davaaçtı. Balıkesir'de
yaklaşık 300 dernek
her ortamda çeşrtli
açıklamalar yaparken
CYDD'nin açıklaması
nedense savcılık
tarafından yasaya
aykır bulundu. Türkiye
Cumhuriyeti'nin temel
ikelerine sahip
çıkmak için
savcrtardan izin almak
mı gerekiyordu! Yoksa
dava açmaktaki
'maksat" ÇYDD
yönetici ve üyelerini
tedirgin etmek miydi!
Neyse, "savcımn
davası" sonuçlandı ve
Türkiye
Cumhuriyeti'nin
yargıcı ÇYDD Balıkesir
yöneticilerini suçsuz
buldu. Ne hazindir ki
artık Türkiye'de
cumhuriyeti savunmak
yargı kararıyla
gerçekleşebilir oldu!
Efektrorak posta: som©posta.cumhuriyetconUr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Ruslar, Türkiye'de Çeçen
kampı anyoımuş...
"Gidip Çeçenistan'daki
Türklere baksınlar!"
lası bir Istanbul depremine karşı alınacak
önlemleri istanbul Valisi Erol Çakır, TBMM
Deprem Araştırma Komisyonu üyeterinin hu-
zurunda açıkladı. Çakır'ın açıkladığı ön-
lemler biraz Ahmet Mete Işıkara nın fay hattını Is-
tanbul'dan "hayli" uzaklaştıran haritasına benziyor!
Yapmış olmak için yapılmış ve yapayhğı sırıtan bir
çalışma!
Neymiş... Istanbul'da 2.5 milyon konutun depre-
me dayanıklılığını saptamak için 6.7 milyar dolar
gerekiyormuş... Bu harcamadan kaçınılırsaolası za-
rar 14 milyar dolar olacakmış.
Rakamlar doğru olabilir... Peki, gökten zembille 6.7
milyar dolar inse ne olacak?
2.5 milyon konutun depreme dayanıklılığı 50 yıl-
da ancak saptanabiliyormuş...
Ölme eşeğim ölme...
Para gökten zembille inmeyeceğıne göre 6.7 mil-
yar dolarlık bir kaynak yaratılacağı kesin!
uköşededün"Bey-
koz Jandarma Mer-
kez Karakol Komu-
tanlığından başlık-
lı bir yazı yayımlandı...
Karakol Komutanı Jandar-
ma Astsubay Başçavuş Ha-
san Hüseyin Kök'ün, başlığı-
nı kendisinin attığı ve Beykoz
2. Noterliği kanalıyla gönder-
diği biryazıydı bu...
Jandarma Astsubay
Başçavuş Kök'ün ya-
zısını dün, meslek etı-
ği gereğı virgülüne do-
kunmadan ve aynı zamanda
bir belge olması için kamu-
oyuna yansıttık.
Bugün, bizim söyleyecek-
lerimiz var...
Öncelikli olarak, yazının baş-
lığından anladığımız kadarıy-
la "askeri bir kurum"dan bil-
dirildiğine göre ve içeriğinden
anladığımız kadanyla da "jan-
Aiet FM
Zaten Vali Çakır da kaynak sorununu çözmek için
"Istanbul Afet Derneği"nin kurulacağını açıklıyor.
Istanbul Afet Derneği hiç kuşkunuz olmasın Istan-
bul'un trafık sorununu çözmek için vilayet bünye-
sinde kurulan "Istanbul Trafik Vakfı" kadar başanlı
çalışmalar yapacaktır!
Yani birilerine yeni iş olanakları yaratılacaktır...
Çünkü iş gerçekten büyük...
6.7 milyar dolarlık kaynağın toplanması için yapı-
lacak "organizasyonlar"ı düşünebiliyor musunuz?
Bundan böyle hangi kamu kuruluşuna giderseniz,
o kuruluşun "güçlendirme vakffnın yanı sıra bir de
afet derneğine zorunlu bağış yapmakla yükümlü
olacaksınız... Yoksa ne pasaport alabilirsiniz ne sa-
bıka kaydı, ne de nüfus sureti!
darma" adına açıklama ya-
pıldığına göre bu yazıdan ka-
rakolun bağlı olduğu Beykoz
Jandarma llçe Komutanlı-
ğı'nın, ilçenin bağlı olduğu Is-
tanbul Jandarma Alay Komu-
tanlığı'nın, alayın bağlı olduğu
Jandarma Genel Komutanlı-
ğı'nın, genel komutanlığın bağ-
lı olduğu Içişleri Bakanlığı'nın
ve bir yandan da Genelkur-
may Başkanlığı'nın bilgisi var
demektir.
Zaten aksi düşünülemez...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
emir komuta zinciri içinde bir
astsubay başçavuşun kendi
başına kalkıp da "jandarma"
adına bir açıklama yapması
söz konusu olamaz.
Değil bir astsubay başça-
vuşun bir subayın bile görevin-
Jandanma'ya (I)
den dolayı kendi şahsını ilgi-
lendiren bir konuda açıklama
yapması üstlerinin iznine bağ-
lı ya da en azından bilgisi da-
hilinde olsa gerektir.
Kaldı ki, başçavuş Hasan
Hüseyin Kök'ün ve "Beykoz
Jandarma Merkez Kara-
kolu"nun adı, noter ka- ]
nalıyla açıklamaya mu-
hatap olan 19 Ekim J
i-
1999'daki "Jandarma" baş-
lıklı yazımızda açıkça verilme-
mişti.
Yazımızda özellikle "Hasan
Hüseyin Çavuş" tantmı kul-
lanılarak, vatandaşın şikâye-
tine konu olan ast rütbede de
olsa bir askerin adının kamu-
oyu önünde afişe edilmeme-
si düşünülmüştü.
Ancak astsubay başçavu-
6.7 milyar dolar başka nasıl toplanacak?
Toplanacak para hane başına 2 bin 700 dolar ya
da 1 milyar 350 milyon lira. Her konutta ortalama
dört kişiye göre kişi başına 337.5 milyon lira!
Ya kamu binalannın kontrolu?
O parayı da vatandaşa saldığı "deprem vergi-
si"nden hükümet karşılayacaktır herhalde!
Bu arada Vali Çakır'ın açıklamasına göre, deprem
sonrası halkı yönlendirmek için bir de "Afet FM" ku-
ruluyor...
Para olmasa, Istanbul'daki onlarca radyo istas-
yonu olağanüstü bir felaket durumunda kamu ya-
rarına kullanılabilir ama nasıl olsa para çok... Para
olunca da Istanbul'un her semtine ulaşacak şekil-
de bir radyo istasyonu kurmak kolay.
Çakır'ın açıkladığı önlemlerin en akla yakını çadır-
kent alanlarının şimdiden belirlenmesi...
Bir de çadır bulabilirierse gerisi kolay...
Aç "Afet FM"i bak keyfine!
mayı da Boğaziçi Imar
Müdürlüğü yıkördı. Hep-
si bu.
Çünkü ortada birilerinin
rant paylaşım hesaplan vardı.
Bu hesapların içinde "jan-
darma" adının şöyle ya da
böyle yer alması yanlıştı!
Biz de bunu yazdık...
Anadolufeneri'nde lokanta-
cılık yapan vatandaşın ifade-
sine göre -ki bu ifadenin tanık-
lan arasında bir avukat ve bir
yargıç da vardır- astsubay
başçavuş Hasan Hüse-
yin Kök, "Seni Anadolu-
feneri meydanında odun-
la döverim" dedi. Ve fakat lo-
kanta işleten vatandaş bizzat
Istanbul Jandarma Alay Ko-
mutanrnın şikâyetini sorması
üzerine bu rfadesini tekrarla-
madı, tekrarlayamadı. Neden?
Yann:
Tehdidin belgesi olur mu!
şun "jandarma" adına ortaya
çıkması, bu düşüncemizin
yanlış olduğunu gösterdi.
Bu arada, yazımızda "jan-
darma yıktı" demediğimiz hal-
de jandarma başçavuş Ha-
san Hüseyin Kök, gönderdiği
açıklamada "yazıda iddia edil-
diğinin aksine jandarma tara-
fından yapılan hiçbir yıkım yok-
tur" diyerek ya konuyu saptır-
mak istedi ya da konunun ka-
muoyunayansıması nedeniy-
le okuduğunu anlayamaya-
cak kadar sinirlerine hâkim
olamadı.
Yazıya konu olayda,^
Anadolufeneri'ndeki T
salaş lokantanın mut-
fak kısmına doğrama ya-
pılmasını Beykoz Sağlık Mü-
dürlüğü istedi, yapılan doğra-
Sosyal Güvenlik
Düzenlemesi ve Ekonomik Kriz
CAHİT DENİZ Ekonomist
Bir önceki yazımızda ekono-
minin doğru kararlarla düzen-
lenmesinin temel ilke olduğu-
nu vurgulamıştık. Bu yapılma-
dıkça "Büyük Türkiye" mesaj-
ları ile ülke ekonomisinin bü-
yümediğinı, halkın yaşam stan-
dardının gelışmediğıni yaşaya-
rak anladık.
.Bu nedenle bu hamasi me-
sajlar artık halk için "sistemin
inançsızsimgesi". Halksomut
olanı yaşadığı ile gözlem ve
değerlendirme yapmak isti-
yor.
Aykırılık açık. llkesizlik; "sis-
temi düzenledik.." denilen
Bankalar Yasası'nda açık, ver-
gi yasası düzenlemesinde açık.
(ç borçlanma sarmalı ile olu-
şan kamu soygununda ve sür-
gitdurdurulamayan, uzlaşma-
sı dahi konuşulamayan dev-
let kâğıt faizleri düzeyinde açık.
Döviz mevduatına verilen
faiz uygulamasında somut..
Tüm mali sektörü "kanser tü-
mörü" gibi saran "off-shore"
hesap uygulamasında, yaban-
cılaştırılan kaynaklar ve bu
mevduatların macera gezini-
mi ile sabit. Bunları yasalara
karşın denetleyemez ve ka-
muyu aydınlatma işlevini ye-
rine getiremez duruma soku-
lan hazine denetim işlevinin
durumu ile açık...
Bu gücü düzenleyemediği-
nizde, kaynak kullanım yerle-
rinde ekonomik kararlarınız-
da oynayacağınız iki temel fo-
nun dışında hiçbir seçeneği-
niz yoktur.
Bunlardan birincisi: Üretken
yatınmlara harcayacağınız kay-
naklan kısarak düzenlemek.
Ikincisi ise sosyal güvenlik sis-
teminde yasa düzenlemesi ile
yapılanlan yapmak. Bu siste-
min fonlarının üzerine gitmek.
Bu fonlar kaynak kullanımın-
da üretken olan kesimin gele-
ceğe dönük güvence unsur-
lannın tümünü içerir. Bu uygu-
lamayayönelen siyasi anlayış
için, bu sorun değildir.
Bütçenizde üretken yatırı-
ma ayıracağınız oranı yüzde
5'lere kadar çekmişseniz, ya-
pabilecek başka bir seçene-
ğiniz yoktur. Tek oynayacağı-
nız kaynak, ekonomik krizin
toplumsal ilişkilerde en temel
göstergesi olan, sokaklara dö-
külen en yaygın ve geniş halk
kesimini düzenlemek, "hizaya
sokmak". Onlar varsın sokak-
lara dökülsün, sonuç değişme-
yecektir. Bu yaygın halk kesi-
minin, üretken olmayan yatı-
nm fonunun egemenleri gibi,
siyaset lobisini belirleme ve
etkileme gücü yok.
Bu işleyiş çözüm mü?.. Ta-
bii ki değil. Krizi ulusal değer-
lerle aşmanın tek anahtarı,
"büyüme". Büyüme denince
de sermaye ile üretimin birlik-
te büyümesi anlaşılır. Kriz eko-
norr8s#ide,1<rizin çözüm anah-
tan bu.
Bunlann her ikisi de piya-
saların büyümesi ve kârların
dengesini gerektirir. Piyasa-
nın büyümesi için de temel
koşul, bu yaygın kesimin sa-
tınalma gücünü canlı tutabil-
mekten geçer.
Türkiye'de halkın en yaygın
kesiminin satınalma ve yaşam
'düzeyini en alt düzeye çeken
bu düzenlemelerle ekonomi-
yi düzenlemenin ve kronik kriz-
den çıkabilmenin yukarıdaki
şablon ile hiçbir bağdaşıklığı
olmadığı açık. Bu nedenle ül-
kemizde krizi çözmesi bekle-
nen yapı, kendisi doğrudan
krizin kaynağı durumunda. Bu
nedenle sürekli ülkeyi yöneten
siyasal kadrolar "binilen daiı"
kesmektedir...
Yurtdışındaki tüm siyasal
yönetimierve ekonomik ilişki-
lerimiz bu yönetim anlayışın-
dan hoşnut. Ama ülke insanı
bundan hoşnutsuz. Dışanda-
kiler böyle yönetilmemizi is-
terken, halkımız, artık düşün-
ce ve siyasal görüş farkı gö-
zetmeksizin layık olduğu bir
sivil siyasal otoriteyi özlüyor.
TSK de son mesajında bu
özlemi vurgulayarak, doğru
yönetim doğru temsilden bah-
sediyor. Bu arayışlar ekonomik
krizin esas nedeni olan temel
anlayışın siyasal yapılanması
olan "görev süresini uzatma"
dayanışmasının mantığı ve ko-
şullanması ile ne denli bağ-
daşıktır?..
Yönetenlerimiz ile yöneti-
lenler ve anayasal dinamik
güçler arasında temel çeliş-
kimiz burada biçimleniyor...
TBMM ekim ayında açıldı.
"Görev süresi" ise Mayıs
2000'in gündemi. Bu iki tarih
arasındaki süre Türkiye için
çok uzun süre. Bu hesaplar
halka rağmen tutar mı diye
sorarsanız, bence ve bazılan
için bunun gerçekleşebilirliği
son derece güç!..
Bu kısa, ama uzun takvimi
sınayarak yaşayacağız. "Bu
hesaplann altından hangi su-
larakacak?.." Hep birlikte gö-
receğiz...
ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY
*ft*/mMw*'* •
UNÜ CJ
TARtHTE BUGÜN MIJMTAZ ARIKAH 24 Kasım
ANKARA'DA "ZAFER ANlTr
SAGlAMtŞT7.
192?'P£ SUSÛN, ANKARA UIJJS <W£YDı4Ml'NC»AKİ *2A-
TESİ'HİN
L/O6LU)
ANITTH Y/tPlMI IÇIN 6&S&TEN
BU A
HAZIZLAPtĞl
HtZLA
TÖRENDEH BİR GÜN ÖNC£, A7TI AAUStâf* KEM/tC.
HŞYKELİ ÜZ.£/tİN£ Ö&TİİtSN BAY&*6'N, İP ÇEKİ-
LİNC£ AÇ/UP /İÇrLMArAC4£l KONUSUN&A KUŞfCU-
YA OÜŞEN yUNUS NAPİ 8£Y VE AKteAOA&A*/, S£-
CE ANITIN BULUUDUĞU YEKE GİD£KEK, 6İZLİC£
PROVA YHPMIŞT1-
İLAN
T.C.
DENİZLİ ASLİYE 3. HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 1995/H63-1998/380
Davacı Fatma Çakal tarafından davalı Ali Çakal aleyhine
mahkememizde açılan tedbir nafakası davasının yapılan yargı-
laması sonunda,
Davanın kabulüne. dava tarihi 29.11.1995 günûnden geçerli
olmak üzere aylık 10.000.000.-TL tedbir nafakasının davalıdan
alınıp davacıya ödenmesine. l. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
1993/21 -1994/913 esas sayılı kararı gereğince davamız yargı-
laması içerisinde yapılmış ödeme var ise karann infazında dü-
şümünün yapılmasma, davacınin yaptığı yargılama masrafı
61.641.000.-TL'nın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, pe-
şin harcın düşülerek noksan kalan 648.900.-TL karar ilam har-
cının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına ilişkin karar dava-
lı Ali ÇakaFa tüm aramalara rağmen tebliğ edilemediğinden
mahkememız karan Ali Çakal'a 7201 sayılı yasanın 28. madde-
sıne göre ilanen tebliği gerekmiştir.
llandan itibaren 15 gün içersinde karar temyiz edılmediğınde
kesinleşecektir. İlanen tebliğ olunur.
Basın: 56835
DÖRTDtVAN SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 199733
Da>r
acı Hüseyin Erdoğan tarafından davalılar Sıddıka Gündoğdu ve arka-
daşlan aleyhine mahkememıze açılan tapu iptalı davasının mahkememizde
yapılan açık yargılaması sonunda venlen ara karan gereğince; Dahıli davalı-
iardan Zonguldak ılı Ereğlı ilçesi Gökçeler köyûnden Hatıce Uslu'nun bütün
aramalara rağmen adresi tespit edilemediğinden adına duruşma günü tebliğ
edilememiş olup adı geçen şahsa ilanen tebiıgat yapılmasma karar verilmiş
olup duruşma gûnü olan 11.2. 2000 günü saat 9.00 olup dahili davalı Hatice
Uslu'nun dumşmada hazır bulunması veya kendisıni bir vekille temsil ettir-
mesi gelmediği ve kendisıni bir vekille temsil ettirmedıği takdırde duruşma-
nın yokluklarmda devam edeceği ve karar venleceği hususu davetıye yerine
kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 09 11.1999 Basın: 57487
İLAN
T.C.
PENDİK BÎRİNCİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1996/637
Davacılar Necmiye Akbulut ve vekilleri tarafından davalılar
Kerim Kayıkçı, Örsen Sebahi ve Ebubekır Kustaş aleyhlerine
mahkememizde açılan maddi ve manevi tazminat davasının ya-
pılan açık duruşmalan sonunda davanın kısmen kabulüne kıs-
men reddine dair venlen işbu karanmızın gazetede ilanından
itibaren 15 gün içinde karanmıza karşı herhangi bir itirazınız
varsa mahkememiz 1996/637 esas 1998/732 karar sayılı dava
dosyamıza bizzat getirmesi davetiye yerine kaim olmak üzere
Söğütlükamp Hacı Şenf Mah. Efe Sokak No: 2 Avcılar adre-
sinde oturan davalı Örsan Sebahi'ye ilanen tebliğ olunur.
10.9.1999
Basın: 57672
İLAN
T.C.
TARSUŞ SULH HUKUK
MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU
GAYRİMENKULÜN AÇIK
ARTTIRMA SATIŞ İLANI
Dosya No: 1999/15-Satış
Izale-i şuyuu suretiyle satılmasına karar verilen taşınmazın
ilanı
1. Içel-Tarsus ilçesi, Kaburgediği köyü, 30 parsel, Sankaya
mevkiinde tarla vasfında 26260 m2 olarak kayıtlı bulunan ta-
şınmaz mal, köy yerleşim alanı içerisinde olup köyün yaylahk
olması nedeniyle arsa olarak da değerlendiritebılmektedir. Ta-
şınmaz m2'si 750.000.- TCdan toplam 19.695.000.000.- TL'sı
muhammen bedelle ve açık arttırma suretiyle satışı yapılacak-
tır.
2. Içel-Tarsus ilçesi. Kaburgediği köyü, Sankaya mevkii, 31
parselde tarla vasfında 9380 m2 olarak kayıtlı taşınmaz mal,
köy yerleşim alanı içerisinde olup, köyün yaylahk olması ne-
deniyle arsa olarak da değerlendirilebilmektedir. Taşınmaz
m2'sı 750.000.- TLJden toplam 7.035.0OO.0OO.- TL'sı muham-
men bedelle ve açık arttırma suretiyle satışı yapılacaktır.
Satışlar Tarsus Belediyesi Mezat Salonu'nda yapılacaktır.
Satış peşin para iledir. Alıcı isterse bir kcz 20 günü geçme-
mek üzere süre verilir.
KDV, tellaliye, damga resmı ve tapu alım harcı alıcıya aittır.
Satışa katılmak isteyenlerin muhammen bedelin %20'si na-
kit ya da milli bir banka teminat mektubunu ibraz ettikleri tak-
dirde ihaleye katılabilecekleri, satışa katılanlar şartname mün-
derecatını aynen kabul etmiş sayılacaklan.
1- Birinci satışın 14.01.2000 günü, 30 nolu parsel için saat
13.30'dan 13.40'akadar, 31 nolu parsel için 13.50'den 14.00"e
kadar olup bugün venlen fiyatlar muhammen bedelin %75'ıni
ve satış masraflannı karşılamadığı veya müşteri çıkmadığın-
da,
2- lkinci satışın 24.01.2000 günü aynı yer ve aynı saatlerde
olmak üzere muhammen bedelin %40'ı ve satış masraflannı
geçmek üzere ıhale edilecektir.
3- Daha fazla bilgi almak isteyenlerin dosyamıza müracaat-
lan, satışa katılmak isteyenlerin satış gün ve saatinde satış ma-
hallinde hazır bulunmalan ilan olunur. 16.11.1999
Basın: 57815
GÖRÜŞ
CUNEYT AKALIN
Nasri ve Ktaıinle?
Yeni Anayasa TapOşmalaPi
"Demokrasi İçin Sivil Toplum Girişimi" adlı kuru-
luş, "Yeni Bir Anayasa" için çağrı yapıyor. Bu çağ-
nda 82 Anayasası'nın hepimizce çok iyı bilinen sa-
kıncaları ve anti-demokratik yapısı sıralandıktan
sonra, yeni Anayasa için yeni ilkeler öneriliyor.
"- Devleti değil bireyi esas alan bir Anayasa ol-
malıdır."
Bir alt maddede bu kez durum bir başka biçim-
de ifade ediliyor. Ve,
"- Yurtfaş/ann devlet dayatmacılığına ve keyfili-
ğine karşı korunduğu bir Anayasa" talep ediliyor.
Buraya kadar tartışageldiğimiz düşüncelerle karşı
karşıya olduğumuz akla geliyor ama işin rengi gi-
derek değişiyor.
"- Toplumda var olan dini, etnik ve kültürel fark-
lılıkları ve bunlann kendini ifade etme ve geliştirme
haklannı demokratik bir toplumun gerçekliği olarak
kabul eden..." Dini, etnik, kültürel farkhlıklardan
kasıt ne, belli değil. Zahmet edip açmamışlar. Tar-
tışmalara, pazariıklara bırakmış olmalılar! Aydınla-
nmız gele gele bu noktaya mı geldiler? "Demok-
ratik kaygdaria" Hizbullah'ın, İBDA-C'nin örgütlen-
me özgürlüğünü, etnik bölünmelerin kemikleşme-
sini mi savunuyorlar yoksa? Bu bildiriyı kaleme
alanlar ya yazdıklannı anlamıyorlar ya da âlemi kör
herkesi enayi sanıyorlar.
llginçtir, bu arada ne yaptıklarınt çok iyi bilenler,
attıkları her adımı hesaplayanlar da benzer açıkla-
malar yapıyorlan hem de Amerika'dan. Fazilet li-
deri Recai Kutan Amerikalı yetkililerle görüşme-
leri sırasında "yeni birAnayasa taslağını birkaç gün
içinde açıklayacaklannı"', Amerika'daki gibi bir "/a-
iklik" istediklerini ve "Kürt kimliği"r\\ tanıyabilecek-
lerini VVashington'da gazetecilere açıklıyor. "Kürt
kimliği'ni tammak için neden Amerika'lara kadar
uzandınız" gibi sorulan bir yana bırakıp, Anayasa
değişikliği konusundaki girişimlerin paralelliğine
dikkati çekmekle yetinelim.
Elmalaria armutlar
birbirine karışınca
Bir iki kişi olsa, insan gülüp geçecek. Ama ad-
lar şaşırtıyor. Imzacılann listesı, ANAP'ın yan ku-
ruluşu sayılabılecek kadar neo-lıberal kuruluşlar-
dan, TÜGİAD gibi büyük sermayenin kuruluşların-
dan, ne yazık ki, DlSK'e, Öğretim Üyeleri Derneği,
SODEV, TÜSES vb. gibi yıllarca demokrasi müca-
delesinin ön saflarında çaba göstenniş kuruluşla-
ra kadar uzuyor.
ANAP 82 Anayasası'nın partisi değil mi yoksa?
Beyler sakın "askerler" lafının arkasına gizlenme-
ye kalkışmayın. Türkiye'yi "Türk - Islam sentezci-
si neo-libera! cephe", bu Anayasa ile yönetmedi mi?
82 Anayasası'nı TÜSlAD'la, büyük sermaye des-
teklemedi mi? Bir kez anafikir çürük! Birey neden
toplumun temeli olsun? Bu iddia Mesut Yılmaz'a,
Özal'a, Recai Kutan'a yakışıyor ama DİSK, Hacı
Bektaş Veli Derneği bunu nasıl ciddiye alabilir?
Hele "sosyal devlet" konusunda en küçük bir fikir
kınntısının bile yer almadığı bir metne DİSK nasıl
hnza atabilir? "Insan Haklan", "insanın vazgeçilmez,
devredilemez temelhaklan" vb. görüşleri, kişileri,
bireyleri güçlü devlete karşı korumak üzere Ana-
yasalara girdi. Buraya kadar doğru ama devlet ni-
ye bir bireyi esas alsın? Bunu önerenler, o zaman
çıksınlar biz Özal'a haksızlık etmişiz" deme açık-
yürekliliğini göstersinler. Neo-liberal ideolojinin in-
sanlan var gücüyle atomlaştırmaya yöneldiği bir top-
lumda, bir dünyada bizım Anayasamızda geçmiş-
ten kalma "dayanışma" düşüncesinin kalıntılannın
da temizlenmesi girişimleri ne yazık ki, olsa olsa
yeni Erol Evcil'ler yaratmanın önünü açabilir.
Bana dostunu söyle sana
kim olduğunu söyleyeyim!
Yeni bir Anayasa çağrısı yapan "sivil kuruluşlar",
"kiminle, ne zaman, ne şekilde" gibi temel sorula-
ra yanıtlar getirmek zorundadırlar. Üstelik bu ya-
nrtlar çok açık ve seçik olmalıdır. İnsanın aklına
kaçınılmaz olarak, bazılan, tıpkı "uluslararası tah-
kim" konusunda olduğu gibi, "DSP'H, MHP'Iİ,
ANAP'lı, DYP'li, Faziietrt, TÜSlAD'lı birAnayasa hazır-
lığı içinde mi?" sorusu geliyor. Yeni Anayasa bu Mec-
lis'ten mi bekleniyor yoksa? Parlamento tarihimizin
en gerici Meclisı'ne bel bağlamak, istesek de is-
temesek de, bizi 82 Anayasası'ndan geri noktalara
götürebilir.
"Sana arkadaşını söyle sana nasıl bir insan ol-
duğunu söyleyeyim" demişler. Demokratik kuruluş-
lar, bugüne kadar 82 Anayasası'nı kimin savun-
duğunu, Anayasa'nın anti-demokratik hükümlerine
karşı kimlerin mücadele verdiğini bir kez daha
düşünmelidirler.
Aksi ya havanda su dövmek ya da hesaplı kitap-
lı kişilere alet olmaktır.
BULMACA SEDAT YAŞAYAS
SOLDAN SAĞA:
1/ Yerini değiş-
tırmeyen, hare-
ketsiz, sabıt. 2/
Hisse.pay...Du-
manrengi.3/Or- 3
taoyununda ko-
mik kişıyi can-
landıran sanat-
çı... Notada du-
rak ışaretı. 4/
Osmanlılarda
yenıevlenener-
keklerden alınan °
vergi. 5/ Katıl- g
mış. ulanmış
parça... Yaban- cı... Bir
nota. 6/ "Cemil — " :
Kankatür sanatçımız...
ABD'debireyalet.7/Bir
topluluktaçalışan insan- 3
ların her birı... Ilaç. de- 4
va. 8/GüneyAnadolu'da c
bırdağ. 9/"Mehveş —
": Kadın piyanistimiz...
Cennette bulunduğuna
inanılan ve kökü yuka- 8
nda. dallan aşağıda olan „
ağaç.
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Gerçek olmayan. sahte. 2/ Yüce. yüksek... Tann'nın
varlığını ve Islam dınınin doğruluğunu konu edinen bı-
lım. 3/ Kurtuluş, kurtulma... "Ey benım de\—'sindecü-
celer besleyen garıp memleketim" (B.R. Eyüboğlu). 4/
Buğday, nohut, fasulye ve çeşitlı yemişlerle pişirilen bir
tatlı... Spor karşılaşması. 5/ Bılyelı yatak. 6/ Gümüşba-
lığının küçüğü... Bir elektroliz aygıtındaki artı kutup. 7/
Çıplak vücut resmı... Asya'da bir ırmak... Kenar süsü. 8/
LJn ve yağla hazırlanan bir tür sos. 9/ Kısa ve kestirme
yol... Jane Austen'in. filme de aktanlan bir romanı.