13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 EKİM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Osman Durmuş'a hakaret davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yazdıklan köşe yazılannda Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un kişilik haklanna hakaret ettikleri iddia edilen Star, Cumhuriyet, Hürriyet ve MilJiyet gazetelerinin köşe yazarlan hakkında "yazılar eleştiri sınırlan içerisinde kaldığı" gerekçesiyle takipsizlik karan verdi. Kararda, yazılann eleştiri sınırlan içerisinde kaldığı ve hakaret unsuru taşımadığı görüşüne vanldığından, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına icarar verildiği belirtildı. Başsavcılık, Hürriyet gazetesinin köşe yazan Fatih Altayh hakkında ıse dava açtı. Okul müdürü yargı önünde • tZMİR (AA) - izmır llkkurşun Ilkögretim Okulu'nda, müdür yardımcısının odasını mescide çevirdiği iddiasıyla hakkında 1 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan müdürün yargı lanmasma başlandı. Müdürü olduğu llkkurşun Ilkögretim Okulu'nda "mescit açtığı, öğretmenleri düşünce, inanç ve etnik kökenlerine göre ayınp kendi anlayışında olmayan öğretmenlere mesnetsiz ve dayanaksız olarak soruşturma açtıgı ve okulda ^etti göreve başlayan stajyer öğretmenleri kökenleri itiban ile eleştirdiği. aşağıladığı, güçlük çıkardığı" iddiasıyla hakkında "görevi ihmal" suçundan dava açılan sanık Selçuk, mahkemede suçlamalan kabul etmedi. Hizbullatı davası • MALATYA (Cumhuriyet)-1998yılı kasım ayı öncesinde, Palu ilçesinde bazı camilerde yasadışı Hizbullah-llim örgütünün propagandasını yaptıklan, örgüte destek sağlamaya yönelik altyapı oluşturduklan gerekçesiyle aralannda iki cami ımamının da bulunduğu 25 kişi hakkında Malatya 1 No'lu DGM'de açılan dava sona erdi. Mahkeme heyeti, cami imamı oldugu belirtilen Fevzi Kaya ve fbrahim Barman'a 4'eryıl 4'er ay 15'er gün, diğer 19 sanjğa da 2 yıl ile 4 yıl 2 ay arasında değişen hapis cezası verdi. 4 sanık hakkında beraat karan veren mahkeme. yargılanan 12 sanık hakkında tahliye karan verdi. Casusluk iddiası • ANKARA (AA)-tP Genel Başkanı Hasan Yalçın, deprem bölgesinde faaliyetlerde bulunan uluslararası birçok kuruluşun casusluk yapüğını ileri sürerek "ABD'nm sivil toplum örgütü AFSC adına gelen Jason Erb. Mustafa Malik ve Terry Foss derhal sinır dışı edilmelidir" dedi. AFSC adına gelerr üç kişinin böigede depremle ilgisi olmayan sorular yönelrtiklerini ve halkı Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı kışkırttıklannı savunan Yalçın, bu örgüt temsilcilerinin Cumhuriyet Kadınlan Derneği'ne 10 bin dolar yardım teklifinde bulunduklannı, ancak bu demekten olumsuz yanıt aldıkJannı söyledi. IVIAI konferansı • Ekonomi Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Mersin Şubesi'nin düzenlediği 'Küreselleşme ve Çok Taraflı Yatınm Anlaşmasf konulu konferans, Türkiye MAI Karşıtı Çalışma Grubu Sözcüsü Gaye Yılmaz'ın katılımıyla yann saat 14.00'teDernekevi'nde gerçekleştirilecek. TMMOB, hükümetin depremzedeler için yapacağı geçici konutlan eleştirdi Prefabrike kümes.MUSTAFA ÇAKIR ANKARA -Marmara Bölgesi' nde mey- dana gelen deprem felaketinin ardından bölgedeki yapı denetiminin özel şirketle- re bırakılması tepkiyle karşılandı. TMMOB Genel Başkanı YavuzÖnen, kamu kurum- lannın yerine getirmesi gereken yapı de- netiminin özel şirketlerce yapılmasının, sorunlan arttıracağını belirterek "Serma- ye her seyi biz çözeriz diye öne çıkıyor. Ya- pı denetimi öze)şjrkeden1 bırakıkyor. Buakıl- cı bir çözüm degıT dedi. Depremin ardından geçen 1.5 aylık dö- nemı Cumhuriyet için değerlendiren TMMOB Genel Başkanı Önen, hüküme- tin, deprem felaketinin ardından aldığı ka- rarları iptal etmesini istedi. Hükümetin depremzedeler için yaptırdığı prefabrike ko- nutlan "kümes" olarak nitelendiren Önen, "Siyasetçiler vurdumduymaz. Yapılaşma- da eski yanlışlıklar de*am ediyor. İnsanla- n 30 metnekarelik kulübeierde yaşatacak- lar.Oysa >önetmek, kaynaklan paylaşmak anlamına gefir" dedi. Önen, depremzede- lere ıskân yeri olarak ormanlık bölge ve 1. • Önen, depremzedelere iskân yeri olarak ormanlık bölge ve 1. derecede tanm arazilerinin seçilmesinin çevreyi tahrip etmek anlamına geleceğini söyledi. Önen, "Yapı alanında denetim kalmamıştır. Belediyeler, meslek odalan dışlanarak, yapı denetimi şirketlere bırakıhyor. Ihale ile işleri çözmeye çalışıyorlar. Biz buna karşıyız" dedi. deTecede tanm arazilerinin seçilmesinin çevTeyi tahrip etmek anlamına geleceğini söyledi. Deprem bölgesindeki yapı dene- tim çalışmalan için şirketlerin görevlendi- rilmesinin olumsuz sonuçlar doğuracağı- nı belirten Önen, "Yapı alanında denetim kalmamışür. Belediyeler, meslek odalan dışlanarak, >apı denetimi şirketlere bırakı- Iı>or. İhale ileişleri çözmejeçauşı\oriar. Biz buna karşıyız" dedi. Asli görevleri kamu hizmetı olan üniversitelerin şirket kurarak yapı denetimi işıne girmesine de bir anlam veremediklerini bildiren Önen, "Üniversi- teter çok fazla piyasa işlerine girmeye baş- ladı. Resmen serbest piyasa kurumu hali- ne geldiler. l niversite kadrolan serbest pi- yasa kafasıy la düşünmeye başladı.Şirket ku- rup yapı denetimi işine giriyorlar. kamu- sal alanı daraltmışoluyorlar" görüşünü di- le getirdi. Devletin önceki doğal afetlerin ardından yapmayı vaat ettiği 60 bin konu- ru bile yapmadığını, bu nedenle kalıcı ko- nutlann yapımımn zor oldugunu kayde- den Önen "Altyapı; yol, baraj, köprii, fab- rika gibi her tfirlü altyapı ile ilgili eski ûnar pianlaniptaledilmeii.Bölgeçaptnda bir yak- laşımla sorunlara çözüm aranmah. Bölge, OHAL bölgesi haüne getirilmeti, her türlii karann yeniden alınması gerekivor" diye konuştu. Denetim mekanizması içinde önemli görevlerüstlenmesi gereken mühen- dis ve mimarlann çok düşük ücretlerle ça- lıştınlarak zor durumda bırakıldıklanna dikkati çeken Önen, 70 bin mühendis ve mimann, çalışma koşullannın iyileştirilme- mesi nedeniyle boş oturduğunu söyledi. Kaçak yapılaşmaya karşı yıllarca müca- dele vermelerine karşın yargı kararlannın siyasetçiler tarafından dıkkate alınmadı- ğını vurgulayan Önen, şöyle devam etti: "Konut müteahhit için kâr amacı ol- maktan çıkanlmalı. Bu şekhyie gitmeyece- ğı görüldü. Yıllarca kaçak yapılaşma soru- nuna değindik. Yargıya başvurduk. Yargı kararianna rağmen uyguiamalanna de- vam ettiler. Adaleti, hukuku işlemeyen bir ortamda çarkknnı sürdürdüler. Kaçakya- pdaşma destek gördü, korundular. Bu ya- şadığunızftlümJer,30-40yıldır kurgulanan cinayetier aslında. Bunlaraafet demek,Al- lah'ın takdiri demek mükkün değil; suçlu- lar bellL Buna, tasarlay arak adam öldür- mek denir." Önen, özel sektörün deprem bölgesine fabrika yapmasına da değinerek "Sanayi- nin deprem sonrası çevreye etkisi çok faz- la oldu. AKSA fabrikasındaki sızuıtıdan insanlar etkilendi. Sanayi kuruluşlan yapı- lırken bilimsel raporlar dikkate almmryor. Sermayedar istediği yeri seçiyor. Ford dep- rem bölgesine en büyük fabrikayı kurdu. Çûnkü ucuz altyapı var. Ulasun, enerji, en önemlisi de ucuz emek var. Gözleri dön- müs. deprem riskini görmüyorlar"' dedi. Deprem yardımları suruyor AKUT'a 10 bin dolar bağış tstanbul Haber Servisi - Büyük deprem sonrası çeşitli sivil toplum örgütleri, kurum ve kuruluşlann deprem bölgelerine başlartığı yardım kampanyalan sürüyor. Fransız Credit Lyonnis Bankası'nm Türkiye temsilciliği, Kocaeli, Atina ve Tayvan'da meydana gelen depremlerde yaptığı çahşmalarla adını duyuran Arama ve Kurtarma Derneği'ne (AKUT) 10 bin dolar bağışta bulundu. Bankanın Kabataş'taki binasından önceki gün düzenlenen törende Credit Lyonnais Genel Müdürü Dominigue Tissier 10 bin dolarlık bağış çekini Nasuh Mahruki'ye verdi. Istanbul Milli Egitim Müdürlüğü'nce, Avcılar'da depremden zarar gören çocuklar ve öğretmenlere psikolojik yardım amaçlı çaiışma semineri başlatıldı. Kadıköy Belediyesi'nin Sapanca Kırkpınar'da kurduğu çadırkent'te, aileleriyle birlikte yaşayan 155 çocuk için bugün "Çocuk Şenliği'' düzenJenirken Bakırköylü sanatçılar Derneği ve Plastik Sanatlar Grubu da Tekel Sanat Galerisi'nde düzenlediği ve 20 Ekim'e kadar açık kalacak sergide satılan eserlerin gelirinin tamamının depremzedelere gönderilecek. Türkiye Enerji, Su ve Gaz Işçileri (TES-IŞ) Başkanlar Kurulu toplantısı bugün Adapazan'nda Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ Sosya] Tesislen'nde (SEDAŞ) yapılacak. TES- İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu. yaşanan deprem felaketi sonrası sendikalannın yaptığı ve yapacağı yardımlarla ilgili açıklamalarda bulunacak. IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN tt'in -1*1'de YOH't yazdıŞı " ^ ğ ^ k f c b b l k a r t a n 9ra$tnvact bulurlardiyebirKaç ato iJn beHedik.-Onlardan ses çılcmayırca be*g«ryf a ya/ınlayaiım âeSik-VeryittityneYoH MtlHALEFET ASIt SİMDİ âiannde ı_b|rkezda*ia ı'N 5VU Bı'P- BuHU 6eKeiCTWVdV« Je ya2abilirdi.. ku|lar\dıkları yııkarictekî Pemirel'ı ziyarefcetmi* ve YÖKI de Harz'm aebine ioktvğü etiri kane /«^rteine alarak 99.S3itsmr\ Saygısuiık degil, samimiyet 4 Acil yardımda yolun başmdayız'tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Mar- mara depreminin ardından önemi daha da iyi anlaşılan ılk yardım konusu Acil Tıp Derneği (ATD) ve IZFAŞ tarafından ortak- laşa düzenlenen "2. Acil Tıp Sempozyu- mu"nda tartışıldı. Ismet tnönü Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen "Acil Tıp Sistemi" panelinde konuşan Istanbul Çapa Tıp Fakültesi ögre- tim üyesi Prof. Dr. Omer Türûl. depremin unutulmaya başlandığını belirterek "Ulke- mizdefeiaket organizasyonlanndaörgütien- memek için bir direnç var" dedi. Emniyet, itfaiye ve Sağhk Bakanlığı ekiplerinin tek bir telefon numarası altında birleşmesi ge- rektiğini kaydeden Türül, Türkiye'de itfaiye erleri ile polislerin ayn boyutlarda çalıştık- lanna dikkat çekti. Ambulans, taşıma sıstem- lerinde de iletişim kusuru bulunduğunu an- latan Türül "İstanbuTda bunu vapabfldiği- mizj hiç sanmıyorum. 112, çok zor koşuUar- dan daha i>i koşullara geldi. Ancak.özel am- bulans sistemlerinin de 112've rakip ohnası mümkün değil" diye konuştu. Acil Tıp Demeği Genel Başkanı Dr. Ül- kümen Rodephı da. dünyada 18-44 yaş gru- bundakı kişilerin birinci ölüm nedeninin tra- fık kazalan oldugunu belirterek "Trafîk bu- gfin bir numaralı proUem. Nüfusunun ya- nsı 18 yaşından küçük olan ülkemizde gele- cek 10 yılda da yine bir numaralı probiem olacak" dedi. Her üç kişiden birinin yaşa- mının bir noktasında trafık kazası geçirece- ğini belirten Rodoplu, olay yerine gelen ba- zı profesyonel ekiplerin yaralıyı 'patatesçu- valı' gibi taşıdığını, yaralmın başında uz- man birinin bulunmadığını vurgulayarak, yardım eden kişinin hayat kurtancı hareket- leri yapması gerekîiğini söyledi. Gelecek zaman diliminde de afetlerin yaşanacağını kaydeden Rodoplu, "Hazırnu>Tz" diye sor- du. Panele katılan Izmir Vali Yardımcısı Ra- mazan Lrgancıoglu. acil tıbbın yeni olma- sma karşın ilginin büyük oldugunu belirte- rek, gönüllü kişi ve kuruluşlann eğitimden geçerek toplu felaketlerde yardımcı olacak- lannı söyledi. ATD Yönetim Kurulu Üyesi Rıdvan Atü- la ise ilk yardım eğitiminin tıp fakültelerin- de de bulunmadığına dikkat çekerek "Ülke- mizde ilk yardım egitimi verecek yeterli uz- man yok. 5 yıl önce Kızılay eğrtim veriyor- du. Ancak. praü'kşansı yokru. Bu nedenleilk yardım eğhûninin op faküftelerinde, der- neklerde verilmesi gerekir" dedi. 3Ö3 IRMIK /AYDIN ENGtN aenginw doruk.net.tr. Olmuyor. Belki hünerim yetmiyor; bel- ki öfkem, aklımın önüne geçiyor. Ama olmuyor... Bu üçüncü gün ve beşinci yazı girişi- mi... Ankara'daki 'Ulucanlar cankınmı' üstüne dört yazı yazdım. Dördünü de ek- randa yırtıp, bikjisayann çöp sepetine attım. Türk Ceza Kanunu'nun birkaç mad- desini birden çiğnemeden, çiğneyip savcınrn, ardından yargıcın karşısınadi- kilip "...bir yıl hapsine; suç olan fiilin basınyoluylaişlendiği göz önüne alına- rak cezanın teşdiden 18 aya çıkanlma- sına..." diyen hükümden paçayı kurta- rabileceğime emin olamıyorum. Yazı bi- tiyor ve çöpe gidiyor. Ne kadar sözcük cambazlığı yapar- sam yapayım, 'Hükümetin manevişah- siyetinitahkir(hakaret)'ediyorum; 'Dev- letin kolluk kuvvetlerini terzil (rezil)' edi- yorum; 'Devleti tezyif (zayıf düşürme)' ediyorum. Ulucanlar cankınmı üstüne, bu 'suç- /a/7'işlemeden Tırmık yazamıyorum. Besbelli: Öfkem, aklımın önüne geçi- yor... ••• Netuhaf! Sadece hukuku savunmak istiyomm. TutuMu ve hükümlü 'yurttaşlann'dört du- var ardındaki can güvenliğinin, devletin anayasal ödevi oldugunu, bu ödevin savsaklanmasının bile anayasal bir suç oluşturacağını vurgulamak istiyorum. - Ofkem Aklımın Onüne GeçiyorAnayasa'nın daha 2. maddesinde, bu devleti '...sosyal ve laik bir hukuk dev- letidir' diye tanımladığını anımsatmak is- tiyorum. Ama 'hukuk'u, Ulucanlar cankınmı ekseninde savunmaya kalkınca olmu- yor. Öyle bir yere gelip dayandık ki ya- salar önünde suçlu konumuna düşme- den hukuk savunulamıyor. Türk Ceza Ya- sası'nın 159, 311 ve 312. maddelerini çiğnemeden bu mümkün olmuyor. Besbelli: Öfkem, aklımın önüne geçi- yor. Daha iki hafta önce Istanbul Sağmal- cılar Cezaevi'nde, 340 metrelik, yedi kapılı koridorian aşan, kilitleri uzun nam- lulu tüfeklerle parçalayan ve cezaevi müdürünün kapısının önünde birbirle- rine kurşun yağdıran mafya tetikçileri- ne, "Lütfen çatışmayı kesin ve masaya oturup anlaşma yollan arayın" diye yal- varan devletin 'yumuşaklığı'üe Ankara Ulucanlar'da kınlan kapıların gümbür- tüsüne göz yaşartıcı bombalann zehir- li sisi kanşırken, korumakla yükümlü ol- duğu yurttaşının üstüne 30 santimden mermi sıkan devletin 'hunhariığı' arasın- daki korkunç çelişkiyi sergilemek istiyo- rum. Ama mermi sesleriyle boğulan acı çığlıklan, bunu 'suçişlemeden'yapma- ma engel. Besbelli: Öfkem, aklımm önüne geçi- yor. ••• Gözleri öfkeyte kıvılcımlanmış ve göz- leri utançla ıslanmış bir yurttaş olarak, fısıldamak, "Uykuyu, açlığı, yorgunluğu yenen insanoğlu görülmemiştir. Bekle- yebilirdiniz efendiler. Bir gün, üç gün, beş gün, bir hafta, birkaç hafta bekle- yebilirdiniz. Yorgun düşmüş delikanlı- lara ne yapmak istiyor idiyseniz, kolay- ca, incitmeden, hele de onlan yok et- meden yapabilirdiniz" diye akıllar ver-' mek istiyorum. Ama Ankara Ulucanlar'daki cankın- mını anımsayınca, fısıltı haykınşa, yumu- şacık sözcükler en sunturîusundan sö- vüp saymaya dönüşüyor. Sövüp sayma- nın, çaresiz kalanın tesellisi oldugunu bi- le bile sövüp sayıyorum. Suç işliyorum. Devleti, devletin hükümetini, hüküme- tin bakanını, bakanın müsteşannı, müs- teşann polis müdürünü, jandarma ko- mutanını sıraya diziyorum. Besbelli: Öfkem aklımın önüne geçi- yor... • • • Ankara Ulucanlar'daki delikanlılarte- röristmiş. Tutun ki teröristtirler. Bir aydır sayım vermiyoriarmış. Tutun ki vermiyorlar. Ne istiyorlardı, onu sorun! Çok yalın, şaşılacak kadar yalın bir is- tekleri vardı: 80 kişilik koğuşta 230 kişi yatmak zorunda kalışlanna itiraz edi- yorlardı. Art arda serbest bırakılan maf- ya çetelerinden boşalan bitişikteki ko- ğuşun da kendilerine verilmesini isti- yorlardı. Her tutuklunun kendine ait bir ranzasının ve her tutuklunun tek başı- na uyuyabileceği bir kuru şiftenin peşi- ne düşmüşlerdi. Koğuş kapılan kınldı. Itfa/ye su srkar- ken, gözyaşı bombaları zehirli duman- lannı saldılar ve devletin kolluk kuvvet- leri onlan, 30 santimden uzun namlulu tüfeklerle kurşunladı. Öldüler. Bir tahta ranza, bir kuru şilte istedikleri için yok edildiler.. Hayır. Suç işlemeden bu yazı yazıla- maz. Besbelli: öfkem aklımın önüne geçi- yor... ••• Dipnot niyetine bir soru: Hürriyet yazıişlerindeki arkadaşlar! Bir 'resmi linç' suçuna kılıf aramak isteyenler, si- ze beş yıl önce çekilmiş bir fotoğrafı, 'beş dâ/oAa'öncebaşlığıylabastırttı. Kışlıkgiy- siler içindeki tutuklu delikanlılann fo- toğrafını, yaz günlerini anımsatan bir sonbahar gününde bastığınızı fark et- meyecek kadar meslek körlüğü için- deydiniz. Sabahlan 'aynadakisiz'e gözterinizi ka- çırmadan bakabiliyor musunuz? Prof. Dr. Naci Cörıir Sismik-1 In çalışmalan inceleme aşamasında tPEKYEZDANİ MTA Sismik-1 Gemisi 'nce Marmara Denizi 'nde ya- püanjeoloji araşörmalannın koordinatörü Prof. Dr. Na- dGörûr, medyada "Sismik-1 'in araştırma sonuçlan" olarak lanse edilen sonuçlann •'gerçek dışı" oldugu- nu söyledi. Prof. Dr. Naci Görür, Sismik-1 'ın elde et- tiği verilerin henüz değerlendirme aşamasında oldu- gunu anımsatarak "Şu ana kadar hiçbir kuruluşa Sis- mik-1'in son yapbğı çahşmaiara aitveri veya sonuç ve- rilmefniştir" dedi Istanbul Üniverşitesi Jeoloji Bölû- mü öğretim üyesi Prof. Dr. Şener Cşümezsoy ise Sis- mik-1 'in verilerinin "kırıkfajhattınınİmraJı'yadoğ- ru uzandığı" yönündeki tezini doğruladığını savun- muştu. MTA Sismik-1 Gemisi'nce Marmara Denizi'ndeya- pılan jeoloji araştırmalan ve TÜBtTAK Ulusal Dep- rem Araştırmalan Koordinatörü, İTÜ Maden Fakül- tesi Dekanı Görür, "Sismik-1'in fav tespMeri" oldu- ğu iddia edilen tespitlerin "gerçek dışı" oldugunu be- lirtti. Izmit Körfezi'nde üç hafta önce çalışmalanna başlayan Sismik- l'in çalışmalannın bir kısmının henüz önceki gün tamam- landığına dikkat çe- ken Görür, bu çalış- malardanelde edilen verilerin ÎTÜ Ma- den Fakültesi'nin Prof. Dr. Nezihi Ca- nıtez Sismik Değer- lendirme Laboratu- van'nda üniversite öğretim üyeleri ve MTA yetkililerince değerlendirileceğı- ni söyledi. Değer- lendirmenin başla- dıgıru ve muhteme- len birkaç hafta sü- receğini ifade eden Görür, verilerin he- nüz değerlendirme aşamasında olma- sından dolayı henüz bir "sonuç"tan bahsedilemeyeceğıni vnrguladı. Gö- rür, "Sismlk-1'în fay tespitleri*" olarak basında çıkan birtakım haberlerin "itibar edilecek bilgiler olmadığı- m* belirterek "Dolaşısıy la Sismik-1 'in okduğu iddia edi- len sonuçlardan yola çıkarak İstanbul'la ilgili deprem tahminlerinde bulunmak yanhşûr" diye konuştu. Istanbul Cniversitesı Jeoloji Bölümü öğretim üye- si Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise Sismik-J 'in verile- ri oldugu iddia edilen verilerin, "kıngın Adapazan, Gölcük, Yakrva, Çınarcık ve tmralı harrı boy unca iler- lediğj" yönündeki kendi tezini doğruladığını savun- muştu. Istanbul'u etkileyecek ana depremlerin tarih bo- yunca da bu hat üzerinde oluşan kınlmalardan gerçek- leştiğini belirten Üşümezsoy. "Sismik-1'in araştır- ması, 17 Ağustos depreminde kıngın tmralı'ya kadar üerlediği sonucuna vararak daha önce ileri sürdüğüjn görüşümü kesinleştirmiştir" dedi. Üşümezsoy, butezden, tstanbul'uetkileyecekbun- dan sonraki depremin Çınarcık açıklanndan Imralı'ya doğru giden bir hatta olabileceği, bunun da Istan- bul'un hemen güneyindeki Adalar kınğında oluşan bir depremden çok daha az şiddette bir depreme neden olacağı sonucunu çıkardığını öne sürmüştü. VFörür, medyada "Sismik-l'in araştırma sonuçlan" olarak lanse edilen sonuçlann "gerçekdışı" oldugunu söyledi. Prof. Dr. Naci Görür, Sismik-l'in elde ettiği verilerin henüz değerlendirme aşamasında oldugunu anımsatarak "Şu ana kadar hiçbir kuruluşa Sismik-1'in son yaptığı çahşmaiara ait veri veya sonuç verilmemiştir" dedi. 3 a y n masa k u r u l d u Kirayardımı için başvurular başladı Yurt Haberleri Servisi - BaşbakanJık Kriz Yöne- tim Merkezi, depremde yaşamını yitirenlerin sa- yısını 15 bin 814 olarak açıklarken yaralı sayısının da 43 bin 953 oldugunu bildırdı. Izmit Büyükşe- hir Belediyesi'nde çalı- şan 2 bin işçinin, birikmiş alacaklannın ödenmeme- si nedeniyle başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. Türkiye Petrol Ra- finerileri AŞ (TÜPRAŞ) Genel Müdürü Hüsamet- nn Danış, depremden son- ra çıkan yangmdan zarar gören IzmitRafinerisi 'nin yeniden faaliyete geçe- bilmesi için çahşmalann süratle devam ettiğini bil- dirdi. Depremde evleri yı- kılan veya ağır hasarlı olan depremzedelere ki- ra yardımı başvurulan başladı. Açıklamaya göre, 3 bin 210 binada enkaz kaldır- ma faaliyeti tamamlandı. Izmit Büyükşehir Be- lediyesi 'nde çabşan 2 bin işçinin, birikmiş alacak- lannın ödenmemesi ne- deniyle başlattığı iş bı- rakma eylemi devam edi- yor. Belediyenin Uîaşım Müdürlüğü, Park ve Bah- çeler, Mezbaha ve İSU birimlerinde çalışan işçi- ler, işbaşı yapmayarak iş- yerleri önünde bekleme- yi sürdürüyor. tşçilerin her birinin 1 ile 2 milyar lira arasında alacaklan ol- dugunu belirten Belediye- Iş Sendıkası Kocaeli Şu- besi Başkanı MehmetSu- başt •4 Üyeterimiz,e>1em- lerini alacaklan ödenene kadar sürdürecekJer" de- di. Sözleşmeden doğan alacaklannın ödenmesi için Büyükşehir Belediye Başkanj Sefa Sirmen'e ta- mdıklan bir haftalık sü- renin önceki gün doldu- ğunu bildiren Subaşı, "İş- çinin hakkıru ödemeyen- ler, depremden zarar gö- ren üyelerimiz için yeni bir mağduriyetortamı ya- ratmışör" diye konuştu. Marmara Bölgesfnde- ki şiddetli depremde ev- leri yıkılan ya da ağır ha- sar gören depremzedele- rin kira, bannma ve ona- nm yardımı başvurulan başladı. Sosyal Yardımlaşmave Dayanışma Vakfı Şube- si'nce dağıtılan 80 bin başvuru formunu doldu- ran depremzede yurttaş- lar, bu formlan, fuar ala- nı içindeki Leyla Atakan Kültür Merkezi'nde kuru- lan masalara teslim etme- ye başladılar. Dün sabah başlayan başvuru dolayısıyla uzun kuyruklaroluşturan dep- remzedeler, formlannı ki- ra, bannma ve onanm yar- dımlan için oluşturulan 3 ayn masaya teslim ediyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear