Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 EKİM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
15
Trilyonlar
hazırlanıyoristanbul'da elektrik dağıtan
AKTAŞ'ın uygulamalarından
ders çıkarmayan Milliyetçi
Anasol iktidarı, Türkiye
çapında çeşitli enerji
dağıtım şebekelerini özel
sektöre devretmek için son
hazırlıklarını yapıyor.
Yapı Yol-Sen Sendikası
Genel Sekreteri
Bedri Tekin, köşemiz için
elektrik dağıtım
şirketlerinin elde ettikleri
gelirlere ilişkin bir küçük not
hazırladı:
"istanbul'un Avrupa
yakasındaki elektrik
dağıtımdan sorumlu
TEDAŞ'a bağlı Boğaziçi
Elektrik'in 2 milyon 400 bin
abonesi var. Vergiler
düşüldükten sonra
Boğaziçi Elektrik'in
1996'daki net kân 10 trilyon
627 milyar lira, 1997'deki net
kân da 14 trilyon 31 milyar lira
oldu.
Ankara'da elektrik dağıtımı
yapan Başkent Elektrik
AŞ'nin 1 milyon 100 bin
abonesi vardır.
Daha zor şartlarda ilçelere ve
köylere de elektrik dağıtımı
yapmaktadır.
Başkent A.Ş, 1996 yılında net
6 trilyon 200 milyar kâr elde
etmişti."
Hazır altyapı kamudan,
elektrik üretimi kamudan,
iletim kamudan; trilyonlarca
liralık kâr elde edilen dağıtım
ise özelden olacak.
Hazırlığı yapılan işin özeti
budur.
Hangisi CHP'nin seçeneği?CHP'nin "Ekonomi politikalan
için stratejik seçenekler" adını
verdiği toplantıya, partinin
Politika Araştırma
Merkezi'nden Günal Kansu ile
Baran Tuncer bir rapor
sundular.
30 sayfaya yakın rapor
okunduğunda, CHP Araştırma
Merkezi'nin yıllardır Türkiye'de
uygulanmakta olan "sağ"
politikalara karşı bir "seçenek"
aramadığı, o sağ politikalan
derinleştirmeyi önerdiği apaçık
ortaya çıkıyor. Raporda "sağ
yapalım, açılalım" iletisi
verilirken, biraz utangaç
davranılmış. O kadar olacak.
"Sol" olma savındaki bir partiye
"neo liberal" görüşler şırınga
edilmek istenirken azıcık "yüz
kızarmasını" hoşgörüyle
karşılamak gerekiyor.
Her neyse... Gelelim raporun
içeriğine.
"Uluslararası bir dünya görüşü
olan sosyal demokrasi, Türk
merkez soluna ne ölçüde
evrensel bir boyut katmıştır?"
diye soruluyor raporda ve
devam ediliyor:
"Örneğin insan hakları, kadın
eşitliği, bireysel özgürlükler,
kişisel girişimcilik hakkı ve
katılımcı demokrasi, çevrenin
korunması ve sürdürülebilir
kalkınma gibi uluslararası sosyal
demokrasinın öncelikli
kavramları, CHP için de eşit
ölçüde öncelikli kaygılar olmalı
mıdır?"
Yanlış anımsamıyorsak
"uluslararası sosyal
demokrasinın kavramlan"
arasında birinci önceliği "emek
haklan" alır. Yoksa "emeğin
haklan" CHP Araştırma Merkezi
yetkililerinin bilinçaltlarında bir
"kaygı" mı yaratıyor?
Rapordan bir başka bölüm:
"Sosyal demokratlann en
azından bir kesimı, geçmiş
tutumlann etkisi ile IMF'yi
'uluslararası emperyalizmin' bir
uzantısı gibi görmeye devam
etmektedir. Bu önyargı
nedeniyle de, bu kuruluş
ekonomik istikrar 'reçetelerine',
para politikasına ve talebin
kısılmasına dayalı liberal oiarak
nitelenen politikalara ağıhık
verdiği, genellikle kalkınma
hızının yavaşlatılmasını
öngördüğü için karşı
çıkılmaktadır. IMF'nin,
öngördüğü istikrar paketlerinin
sosyal ve siyasal sonuçlanna
ilgili hükümetler kadar duyahı
olmadığı doğrudur. Ancak, bu
kuruluşun amacının, izlenen
hatalı politikalar sonucu ortaya
çıkan ekonomik istikrarsızlığın
ortadan kaldınlması olduğu da
gözden uzak tutulmamalıdır."
Konuya bir "Dünya Bankası
uzmanı" edasıyla bakılırsa,
elbette IMF "cici" görünür
insana...
Raporun her tarafı eleştirilecek
değil ya. Katıldığımız yanları da
var: "Gerçekten de sol, bir
yanda 1930'larda cumhuriyetin
kuruluş yıllanndaki devletçi ve
1960'larda ön plana çıkan
karma ekonomi sistemlehne
benzer yaklaşımların
günümüzde de tercih
edilmesini savunanlar ile
yanşmacı serbest piyasa
sistemi, özel girişimcilik,
özelleştirme ve küreselleşme
gibi olguları içine sindiren bir
ekonomi politikasından yana
tavır alma gereğini
vurgulayanlar arasında bocalar
bir izlenim veriyor. CHP'nin,
toplumda güven uyandıran,
tutarlı ve kolay anlaşılır mesajlar
verebılmesi için bu konudaki
temel tercihlehni bir an evvel
netliğe kavuşturması gerekir.
Böyle birnetleşme, CHP'nin
Türkiye'nin karşısında bulunan
sorunlara çözüm önerileri
içeren politikalar, programlar ve
projeler tasanmlayabilmesine
ışık tutacağı için de kaçınılmaz
görünüyor."
Çok doğru. CHP, ya rapordaki
"sağ" politikalara seçenek
olmayan önerileri içine
sindirerek tümüyle Turgut Özal
çizgisine girecek; ya da
raporda adeta küçümsenen
ifadelerle vurgulanan
"geleneksel sol "dan hareketle
bugünkü Türkiye ve dünyayı
tanımlamaya çalışacak.
Sanırız CHP kadrolan açısından
yol ayırımı burada.
r ••
Yon duygusuCHP'nin geçen hafla yapılan ekonomik
politikalar semınerinde. ağırlıkta olduğu gi-
bi görünen 'yeni sağ" a yakın düşünenle-
rin yanı sıra, Yakup Kepenek, Oktar Tü-
rel, Sevil Korum, Abdülkadir Ateş, Bilsay
Kuruç, Ali Nejat Ölçen, Erinç Yeldan da
CHP'nın aradığı "seçene/("lere değinme
olanağı buldular.
Örneğin Prof. Dr. Bilsay Kuruç'un ko-
nuşması, CHP Politika Araştırma Merkezi'nin
öngördüğü doğrultuyu eleştirir nitelikteydi.
Kuruç, satır başlarıyla şu konulara değin-
di:
- Bir ekonomik program önerisinın te-
melınde herşeyden önce bir moral ve fel-
sefı haklılıkyeralmalıdır. Bundanyoksun bir
program çok muhtaç olunan yön duygu-
sunu getiremez, programa siyasal meşru-
iyet ve güç kazandırmaz.
- Küreselleşmenin taleplerıni getiren bir
program önerisi. moral vefelsefı haklılıktan
yoksundur. Türkiye'de son yirmi yılda bu-
nun bir şekli uygulanmıştır. Bu yoksunluk
apaçık ortadadır.
- Geçmışte 1961 Anayasası ekonomik
ve sosyal ıçenği ile dünyanın çağdaş norm-
lanna oturmuştur. Ismet Paşa da 'ortanın
solu' diyerek çiviyı buraya çakmıştır. Çivı-
nin çakildığıyer, toplumsal uzlaşmanın ger-
çekleşebileceği, siyasalgücü ve meşruiye-
tı getırecek, uzun ömüriü olacakyerdir. 1977
seçiminin sonuçlan, toplumun beklentile-
rinin bu yerde toplanışının bir fotoğrafıdır.
- Son yirmi yıldan sonra felsefi haklılığı
geçersiz sayıp küreselleşmenin üstünlüğü
gibi bir tezden hareket etmek ıçın bu ülke-
de yaşamamak lazımdır. Küreselleşme kay-
naklı bir sosyal demokrasi olamaz.
- Bugün hareket noktası, ancak bir top-
lum projesi ile bulunabilır. Bu proje birsos-
yal adalet ölçusü koyabilmeli, bunu yapar-
ken ekonomide verımlilıği ve ınsan haklan-
nı feda etmemelıdir. Bu da, öncelıkle top-
lumun tümünü risklere, yoksullaşmaya kar-
şı koruyabilen bir sosyal güvenlik sistemi
üzerıne oturabılır. Sağlığın. eğitimın, çalış-
ma hak ve yükümlülüklerinin birbütun oiarak
yeniden düzenlenmesi ve böylece kayıtdışı
ekonomının kaldınlması ılk hedeflerolmalıdır.
Kamu gelırieri ve kamu fınansmanı, para
reformu, bankacılık alanındaki sorunlar
çozülmelidir ki, bu hedeflere erışebılmek
gerçekçı olsun.
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORLNLARI
YILMAZ ŞIPAL
Bağ-Kur Sigortalılarının
Yeni Emeklilik Koşulları
Kamuoyuna "Sosyal Güvenlik Reform Yasası" oiarak tanıtılan
4447 sayılı yasa. 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasf nda da değişiklikler
yapmıştır.
Yapılan değişiklikle, Bağ-Kur sigortalannın da diğer sosyal gü-
venlik kurumlannda olduğu gıbı, emeklilik yaşı ve prim ödeme sü-
resi yeniden belirlenmiştir. Bu belirleme ile 4447 sayılı yasanın yü-
rürlüğe girdiği 8 Eylül 1999jtarihinden>sojır^B*ğ-:K.ut"dan}'a$lınfc
aylığı alabilmesi için Bağ-Kur sigortahsının;
b) Kadın ise 58. erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve 25 tam yıl prim
ödemiş olması. gerekecektir.
Bunun yanı sıra, 15 tam yıl prim ödeyen kadın sigortalı 60. erkek
sigortalı 62 yaşını doldurduğunda yaşlılık ayhğı almaya hak kaza-
nacaktır.
8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olanlara uygulama. kade-
meli oiarak yapılacaktır.
Yasada öngörülen yeni uygulamaya göre. kadın ve erkek Bağ-Kur
Sigortalılan için aranacak yaş ve prim ödeme süreleri:
Bağ-Kur Sigortalılannın Yeni Emeklilik Koşulları
Dolan
Sigorta
Süresi
25
24
23
22
21
20
19
18
17
16
15
14
13
12
11
10
9
8
7
6
5
4
3
2
1
Dolması Gereken Süre-Prim-Günü-Yaş
Kadın Sigortalı
Süre
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
20
Gün
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
7.200
Yaş
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
41
43
45
47
48
49
50
51
52
52
52
52
52
52
52
52
52
Erkek Sigortalı
Süre
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
25
Gün
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
9.000
Yaş
Yok
Yok
45
46
48
50
51
52
53
54
56
56
56
56
56
56
56
56
56
56
56
56
56
56
56
BAHÇE SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998/114
Davacı Mualla Vural vekili tarafından davalılar Ali Vural vs.
aleyhine mahkememize açılan taksim ve izaleyi şuyu davası-
nın yapılan duruşmalan sonunda:
Mahkememizden verilen 20.08.1999 tarih ve 1998/114
Esas. 199982 Karar sayılı ilamı ile dava konusu Osmaniye ili
Bahçe ilçesi tslam mahallesi belediye civan mevkiınde bulu-
nan ve Bahçe tapu sicilinin 111 ada, 4 parselinde kayıtlı, 653
m2 mıktanndaki gayrimenkulün satış yolu ile ortaklığın gide-
rilmesine karar verilmiş olup tapu hissedarlanndan ve dahili
davalılar Ayşe Mine Ince, (Salman) Ayhan ve Meral'den olma
1967 d.lu Semiha Pınar Ince, Ayhan ve Hürmüs Semra'dan ol-
ma 1980 doğumlu Fulya lnce, Ayhan ve Meral'den olma 1966
doğumlu Hürmüs Semra lnce, Ziya ve Halime'den olma 1949
doğumlu Ayten lnce, (Sonel) Süleyman Nuri kızı 1938 d.lu
Hayva Sabiha tnce, Mustafa ve Hatice Yaşar'dan olma 1327
d.lu Nurhan lnce, Süleyman Nuri ile Havva Sabihe'den olma
1930 d.lu yukanda tarih ve numarası yazılı bulunan iş bu ka-
rar 7201 sayılı tebligat kanununun ilgili maddesi gereğince ila-
nen tebliğ olunur.
Basm: 42707
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicak(d turk.net
HARBİ SEMİH POROY
BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇİ
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Ekim
MUDANYA ATEŞKESL
1322'DeBUGÜN.MUDANYA'DA YAPt-
LAN ATEŞKES KONFERANSI TXMM*_
LANOl. SO AĞUSTOS 1322.'O£Kİ 8Û_
YÜK 2AP£R'DEU SONRA, İTİLAFOEV
LBTLERİ ANKARA'YA BİRNO7A 6ÖN-
OBREREM MÜDAHYA VSYA f2*fir
j
rf
BİR TOPLAftTT ÖNERMİ$l£RPİ. 6A2I
MUSTAf* KEA4AL,A4UDANYA 'PA gİZ
KONF£/SANSt KASüL £D€g£tC İSMET
FHŞA'Yt(JNÖNtO OJS4YA GÖMDERPİ.
TDPLANTT** FRAAJS12 GENE8ALİ
CMARPy, İU6İLİZ SENEfHü HA&UNG
7O/J VE İTALYAN 6ENE8AÜ MONİ
SBJJ KATILDI.AUNAN KARARJ-A-
M GÖfSB, YUNANULAR MİLLİ
MİSAK SlNIRLARI UŞt-
HA ÇlKARILACAK, TKAt:
YA'YA TV&K.JANMRİ
MA KUVVETLERİ ĞÖN
OERİLECEK,
A
,
İÇİN BOĞA2LAR BÖL-
GESİNDEKİ /NGtÜZ
İŞ&AÜNE İZJN YERİ-
LeCSKTİ.
BUNDAAISON8AKİ
ACKM, LÛZAN KON-
FERAUSIYCM.
, 6EHEKALLER St-
RASIYLA, CtmPY, HAR -
R1H6TDN, İSM£T,MONBEJM.
KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1998/1148 ' ' '
Davacı Ergül Özkan tarafından davalı Cengiz Özkan ve Ahmet Akbulut aleyhine açılan tescil davası sebebiyle,
Davacı dilekçesinde özetle öncelikle dava konusu Bostanlı, 271 pafta, 1356 ada, 22 parsel. 14 nolu bağımsız bölüm gayrimen-
kule, tapuda el değiştirilmesini önlemek amacı ile tedbir verilmesine ve satışın iptali ile tapunun eski malik Cengiz Özkan adına
tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş,
Davalılardan Ahmet Akbulut 13 BLD la Fontaine 67200 Strasbourg Fransa adresine çıkanlan davetiyenin bila tebliğ iade edil-
dıği görülmekle dava dılekçesinin gazete ilanı ile davalıya tebliğine karar verilmiştır.
Adı geçen davalının 14.10. 1999 günü saat 10'da mahkememizde hazır bulunması, kendisini bir vekille temsil ettirmesi aksi tak-
dirde duruşmanın yokluğunda yapılacağı HMUK.nun 509 ve 510. maddeleri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliö olunur.
8.9.1999
Basın: 42723
GÖRÜŞ
SONMEZ TARGAN
Artçılar Azalmasın
ArtsınL.
Unutkan bir toplumuz. Acıları da sevınçleri de bu-
na neden olan olayların içinde yaşadığımız süreçte du-
yarız. etkileniriz. Ama olayların üstünden kısa bir su-
regeçınce herşeyı unutur, yaşamı kendi gıdışatına bı-
rakır, en azından ders bile çıkarmayız.
Bu saptama, toplum oiarak yaşadığımız doğal afet-
ler için de, siyasal afetler için de ve hatta nice alanda
genel geçerliliğı olan uiusal bir özelliğımizı tanımlamak-
tadır. Bir şeyleri duyumsamak, anımsamak için illa fi-
ziksel oiarak etkılenmemiz, olayları süreklı ve canlı bir
bıçimde yaşamamız mı gerekli?.. Ne yazık kı öyle...
Yakın tarıhimize şöyle bir göz atalım.
"31 Mart Vakası", "Kubilay Olayı" unutulmasaydı ve
bunlardan gerekli derslerçıkarılsaydı. bugün geçmiş-
ten daha etkin, güçlu ve organize duruma gelmiş ir-
tica böylesine hortlar mıydı? 12 Mart faşizminı izle-
yen tarihsel süreçte aydınlar. gençler. işçı ve emekçı-
ler; toplumun tüm ilerici. demokrat ve yurtsever güç-
teri bırlik ve dayanışma içinde olabılselerdi, 12 Mart'tan
daha azgın ve baskın çıkan 12 Eylül askersel devir-
mesi acaba yaşam bulabilir miydi?..
Daha yakınlara gelelim. Bundan birkaç yıl önce Su-
surluk'ta yaşanan kamyon kazasıyla ortaya çıkan çe-
te-mafya-sıyasetçi üçgeninin Türkiye'yı nasıl teslım al-
dığına tanık oldu bu toplum. Olayın yasandığı o gün-
lerde "Türkiye artık bir daha eskisigibi olmayacak" bı-
çıminde haykırmalarla bütün Türkiye ayağa kalkmış-
tı. O günden bugüne ne değıştı ve bu olayı bugün ka-
çımız anımsıyor ve sonuçlandırılması için savaşım ve-
riyor?..
17 Ağustos'tan bu yana Türkiye yakın tarihınin en
büyük doğal afetlerınden bırıni yaşıyor. Bütün Türkı-
ye'yi etkısı altına alan izmıt Körfezi depremının ağır
ve yıkıcı sonuçlannı unutamamış ve hâlâ gündemımız-
de tutabıliyorsak. bunu sürmekte olan artçı deprem-
lerin yarattığı toplumsal tedirgınlikte aramalıyız diye
duşünüyor insan. Değilse bunu da çoktan unutmuş
gitmiştık bile...
Deprem sonrası değerli bir dostum, Doç. Dr. Erol
Köktürk (*) gelmıştı büroma. Bir saate varan sohbe-
tımiz süresince, sürekli deprem üzerine konuştuk.
Verdiği bılgıler son derece çarpıcıydı. Türkiye bir bü-
tün oiarak deprem kuşağı üzerine oturmasına ve ya-
kın tarihimızde çok sayıda ve çok büyük depremler
yaşanmasına karşın Türk hukuk dızgemizde bir dep-
rem mevzuatı bile oluşturamamışız, dedi. Ve ekledi:
"3402 sayılı Kadastro Yasası 1987 tarihlidır. Ancak bu
yasa, yüzde 92'siaktifdeprem kuşağında olduğu söy-
lenen ülkemızın bu gerçeğıni gözetememıştir. Yasa-
nın hiçbır yerinde başta deprem olmak üzere doğal
olaylar sonrası dönemi düzenleyen bir hükme rastlan-
mamaktadır. Oysa kadastronun doğuşu diye gördü-
ğünüz Nıl deltasındaki taşkınlar sonrası sınırların ap-
lıkasyonu gereğı MÖ 4000 yıllarında anlaşılmıştı."
Bu neyi anlatıyor? Körfez depremı nedeniyle deni-
ze kayan toprak parçaları ya da üzerindekı taşınmaz-
1ar su altında kaldığı için artık kamu malı sayılmak zo-
rundadır. Çünku bunun tersinı gösteren bir mülkiyet
ve tapu mevzuatı hukukumuzda yok. Yine buna ben-
zer bir başka örnek verelim: Kat Mülkiyeti Yasası'na
göre yüksek katlı yapılarda daire temeline göre bıçım-
lenmiş tapu işlemlerı, deprem nedeniyle tamamı yı-
kılmış yüksek yapılarda yeniden ve nasıl biçimlene-
cek ve mülk sahiplerı yitip giden bu mülkiyet hakları-
nı nasıl arayacaklar, bu da bılinmıyor.
Deprem nedeniyle bozulan, sular altında kalarak aza-
lan, bırbirinırrıçırıe giren toprak parçalarında kadastı--\
rol açıdan nasıl bir uygulama yapılması gerekir, diye
soruyorum. Sayın Köktürk'ün buna verdiği yanıt da
çok ilginç: "Yerkabuğu hareketlerınin olduğu deprem
bölgelerınde, öncelikle deformasyonun belirlenmesi
gerekir. Bölgedekı nirengi ve nivelman ağlarının yeni-
den ele alınması, jeodezik altyapının ciddi oiarak ırde-
lenmesl yapılmalıdır. Ortaya çıkacak sonuçlar, olası-
lıkla bölgede kadastronun tümden yenilenmesi sonu-
cunu çıkaracaktır. Heryeni çalışmanın da mutlaka ül-
ke ağına dayalı oiarakyürütulmesizorunluluğu vardır."
Peki bunlar yapılabılecek mi diye yönelttiğim ikin-
ci soruma Sayın Köktürk'ün verdiği yanıt çok daha il-
ginç: "2859 sayılı Kadastro Yenıleme Yasası bu konu-
da yetersız."
Evet, ünlü ozan Nâzım Hikmet'ın;
"Dörtnala gelıp Uzak Asya 'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizım."
dedıği Anadolu yanmadasının bir deprem kuşağı üze-
rınde oturduğunu yaşayarak, hem de tarih boyunca
bedelinı çok ağır bıçimde ödeyerek öğrenmemıze
karşın hiçbirönlem almamışız. Son depremin yarala-
rı küllenınce bunu da unuturuz kaygılan içinde, barı
artçı depremler azalmasın artsın diye düşundüm.
Unutmayı huy edinmiş toplumsal belleğimızin karan-
lıkta kalmış kompartımanları, belkı artçı şokların bom-
bardımanıyla aydınlıkta kalmasını bilir umuduyla ken-
dimı teselli ettım.
O Doç. Dr. Erol Kokturk; Eskı Harıta Mühendisleri
Odası istanbul Şubesi Başkanı. Odada deprem son-
rası kurulan komısyon üyesi.
B L L M A C A SEDAT YAŞAYAK
SOLDANSAĞA:
1/Bıçımıveke-
simi erkek göm-
leğinden esınle-
nilerek yapılmış
kadın gömleğı.
2/Bılgiçliktas-
layan kımse...
Eski Türklerde
ölülerıçınvapı-
lan tören. 3/ Kı-
mi ağaçlardan
çızılerek elde
edilen ve boya °
sanayısinde kul- g
lanılan kokulu
bir reçine. 4/ Bir elçılı-
ğe bağlı uzman. 5/ No-
tada durak ışaretı... Be- 2
lırti... "• sesı \e
kanat şakırtısmdan Bıl-
lur bir avıze Bursa'da za-
man" (A.H. Tanpmar). 5
6/ Dogu Anadolu'da bir 6
ırmak... Yükselme. yü- 7
celme. II Görülen bir g
şeyi ya da benzerını „
edınme istegı: gıpta..
Mikroskop camı. 8/ Balıkesir yöresıneözgü ze>bek tü-
rü bir halk oyunıı... Bir nota. 9/ Osmanlı toprak düzenin-
de yıllık geliri yüz bin akçeden fazla olan dirlık... Ha-
san Hüseyinm bir şıir kitabı.
YLKARİDAN AŞAĞIYA:
1/ Rıze yöresinde dokunan ve genellikle çay yaprakiarı-
nı kurutmada yaygı oiarak kullanılan bir tür kaba kumaş.
II Dâhi... Brezilya kökenli bir dans ve müzik. 3/ Güney
Amerika'nın çöl bölgelerınde yaşayan ve "Patagonya
tavşanı"' da denılen kemıricı hayvan... Meyve ve sebze-
Ierinsuyunuyadayağını sıkarak çıkarmayayarayan ay-
gıt. 4/ Mesaj... Hayvanlara vurulan damga. 5/ Adı hemen
akla gelmeyen ufak ve degersiz ^ev ler için kullanı lan söz-
cük. 6/ Hayat arkadaşı... Eğırmen. 7/ Gıresun'un bir il-
çesi. 8/ Hicap... Ünsüzle bıten bir sözcüğün ünlüyle baş-
layan sözcüge bağlanarak okunması. 9/ Erzincan'ın Ke-
maliye ilçesınin eskı adı... Hatay ılinde bir göl ve ova..