25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 HAZiRAh 1997 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 CCVEYT ARCAYÜREK • JSaştarajı 1. Sayfada ~2.ru Şaibe Hanım'ın tek derdi. başbakanlık. Takkeli'enn yatıp kalkıp çare aradıklan tek so- r u n Anayasa Mahkemesi'nın partiyi kapatması- nı engellerrek. Ver baştakanlığı, kapatma olasılığına karşı al giiverıceyı1 I şte, size "al gülüm ver gülüm politıkası" ve te- mel içeriği. Iktidar katında üç buçuk saatte -kanser dışın- d a - her dede deva bulunuyor. Konut'un önünde şerı kahkahalar atıyor Şaıbe. Takkeli akşam na- mazına durjyor; aklı Tann'ya değıl, Siyasal Partı- ler Yasası'rın TBMM'den geçip geçmeyecegine takılı. Vasanın an maddesıni değıştirmeyi kabul edi- yor DYP. hani durmadan Şaibe'nin başbakanlık uğruna vermeyeceği. veremeyeceği şey yoktur diye yazıya, "Canım o kadar da değit" yollu tep- kiler alıyorcuk. Peki ama, ne oldu? Takkeli istedi, Şaibe vefdi! Işlem o kacar basıt. Partı kapatmayı engelleyen akla geten ne var- sa» hepsı Takkelişaıbe tasarısında yer alıyor. Ör- neğtn; bır Dartinin "suç odağı haline geldiğine (Anayasa Mahkemesi'nce) karar verilebilmesi için, söz kcnusu partının (RP'nin) yasaklan biryıl içerisinde üçten fazla ih- lal etmes" gerekıyor. "Suç odağı" ıfadesıne dikkat! Türkiye, hattaAlmanya, "AJmanya'daki Milli Gö- rüş Teşkilatı" ıle baş ede- mezken Şaibe ve takımı, takkelılere -yabanct ülke- lerde gençlik ve kadın kollan teşkilatı kurabılme olanağını" veriyor. Bu hazıriıklarla çabalar -üç aylık başbakanlık uğ- runa- RP'ye bir kez daha teslım olan Şaibe'nin yoz- laştırdığı Türk sıyasetine son ve yenı bır armağanı. Anayasadaki 'odak noktası' 60 kaymakanıın ataması yapıldıANKARA (AA) - İçışlen Ba- kanhğı, 60 ka>Tnakamın ataması- nı yaptı. Resmi Gazete'nın dün- kû sayısında yayımlanan atama kararlanna göre, kaymakam aday- lığmı tamamlayarak kaymakam olarak atananlar şöyle: Sancakaya Kaymakamlığı'na Selda Özgfiven, Gülnar Kayma- kamhğı'na Murat Zorluoğlu. Arapgir Kaymakamlığı'na tlhan Karakoyun, Kızılören Kayma- kamlığı'na İbrahim Akm. Oğuz- lar Kaymakamlığı'na Necmi Ak- man, Güzelyurt Kaymakamlığı'na Alaattin Aktaş, Uğurludağ Kay- makamlığı'na M. Hulusi Altunel, Yenişarbademli Kaymakamlığı'na Şevket Ath, Hanönü Kaymakam- lığı'na Mustafa Atsız. Çorum-Or- taköy Kaymakamlığı'na Gökhan Azcan, Yapraklı Kaymakamlı- ğı'na Muzaffer Başıbüyük. Trab- zon-Köprübaşı Kaymakamlığı'na İ.Süha Boran, Sumbas Kayma- kamlığı'na Bilai Bozdcmir, Saım- beyli Kaymakamlığı'na EM Nur Bozkurt, Güneysu Kaymakamlı- ğı'na Murat Bıüacak, Çandır Kay- makamlığı'na Celalcttin Cantürk, Doğankent Kaymakamlığı'na' Mehmet CilacL Tuzlukçu Kayma- kamlığı'na Kemal Cirit, Sanveli- ler Kaymakamhğf na Kadir Ça- kır, Dikmen Kaymakamlığı'na Ahmet Çırakoğlu. Daday Kayma- kamlığı'na Abdulkadir Demir. Manisa-Köprübaşı Kaymakamlı- ğı'na trfan Demiröz, Yakakent Kaymakamlığı'na Süleyman El- ban, Derbent Kaymakamhğı'na ŞJLevent Elmacıoğlu. Felahıye Kaymakamlığı'na Ali Fidan, Ha- mamözü Kaymakamlığı'na Os- man Hacıbektaşoğiu, Yavuzeli Kaymakamlığı'na Numan Hati- poglu. Göynücek Kaymakamlı- ğı'na Mahmut Hersanhoğlu, Kor- gan Kaymakamlığı'na Cengiz Ka- rabulut Çamaş Kaymakamlığı'na Aslan Karanfü, Hasanbeyli Kay- makamlığı'na Oktay Kaya, Tufan- beylı KaymakamhğYna Ömer Kı- zıltaş. Acıgöl Kaymakamlığı'na AvniKula. Mıhalgazı Kaymakam- lığı'na Ozgür Azer Kurak, Kıb- nscık Kaymakamlığı'na Ferhat Kıırtoğtu. Pazarlar Kaymakamlı- ğı'na fbrahim Kiiçük. Ulaş Kay- makamlığı'na Mustafa Masatü. Başyayla Kaymakamlığı'na K.SertelOtçu. Dörtdıvan Kayma- kamlığı'na Sinan Özkan. Hadim Kaymakamlığı'na Mustafa Öz- kaynak. Burdur-Kemer Kayma- kamlığı'na Mustafa Özsoy. Evren KayTnakamlığı'na Muhittin Pa- muk. Boğazkale Kaymakamlı- ğı'na Ali SırmaİL Han Kayma- kamlığı'na AhmetSucu, Beyağaç Kaymakamlığı'na Adem Uslu, Hemşin Kaymakamlığı'na İsmail Ustaoğtu, Emirgazi Kaymakamlı- ğı'na Erkaya Ymk, Hisarcık Kay- makamlığı'na Aydın Baruş, Ağlı Kaymakamlığı'na Uğur Bulut. Çi- çekdağı Kaymakamlığı'na Abdul- lah Demir. Karkamış Kaymakam- lığı'na Mahmut Haial, Hayrat Kaymakamlığı'na Tamer Orhan. Dodurga Kaymakamlığı'na Mus- tafa Öztaş, Akıncılar Kaymakam- lığı'na Kemalettin Sakin. Beydağ Kaymakamhğı'na Harun Sanfa- kıoğullan. Dernekpazan Kayma- kamlığı'na Muzaffer Şahiner, tb- radi Kaymakamlığı'na Hasan Şıl- dak, Erfelek Kaymakamhğı'na Yakup Tat, Çilımli Kaymakamh- ğı'na Süleyman Ydmaz, Karakeçi- li Kaymakamlığrna Aydın Ölmez. Resmi Gazete'de yayımlanan dığer atama kararlanna göre de, Mülkiye Müfettışı Can Direkçi Mülkiye Başmüfettişliğı'ne. Ça- taka eski Kaymakamı Edip Eren Çankın Vali Yardımcılığı'na atan- dı. Bankalar Yemınh Murakıplan Kurulu Başkanlığı'nda açık bulu- nan Bankalar Yeminli Murakıplı- ğı'na. Özelleştirme Idaresi Baş- kanlığı Daire Başkanı Ramazan Başak getırildi. Ne var kı, yeni Sıyası Partiler Yasası'ndaki RP- yi himayeye alan değişik- liklerin Yargıtay Başsavcı- sı'nın açtığı kapatma da- vasını etkılemeyecegi öne •sürülüyor. Bu tezın gerekçesı şöy- le: "Başsavcı kapatma davasını Sıyasi Partıler Yasası'na göre değıl, anayasaya gore açtı." - Anayasaya dayanarak açılan bır dava. elbette akla anayasanın ılgıli maddelerinı getirıyor: 68. ve 69. maddelerı. Birkaç "gün önce kapatma dava- ,sına değınirken TBMM'- -den geçmesi olası Sıyası Partiler Yasası'ndaki de- ^işıklıkleri Yüksek Mah- keme'nın iptal edebılece- •ğinden söz açmıştık. 1 Ne ki, Yüksek Mahke- me bu yasanın tümünü ya da kımı maddelerini iptal etmekyerıne. anayasanın çizdiğı yörüngede davra- nabilir. Anayasanın 69. mad- desindeki bır fıkra 68. maddenin dördüncü fık- fasına gönderme yapıyor ve "bu niteliktekı fiıllerin işlendıği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mah- kemesı'nce tespit edıl- mesi halinde" kapatma kararı vermesini emredi- yor. Özetlersek; Yüksek Mahkeme, kapatma da- vasını Partiler Yasası'na bağlı kalmayarak anaya- sanın buyurucu madde ve fıkralanna göre ele ala- •bilir. ' Üstelik anayasa, parti hakkında Yüksek Mahke- me'nin "fiillerin işlendiği £>ir odak haline geldiğine karar vermesıni" istıyor. - Sorun, sorun içinde. • Örneğin kamuoyu, her gün yeni bir "kargaşa öğesi" ile karşılaşıyor. Şeriatçı tayfası olast se- çime referandum gözüy- le baktıklannı söylüyor ve yazıyor. Şeriatçı "Cuma"dergi- sinde Mustafa Karaha- sanoğlu, "kafalarındaki referandumu" şöyle ta- jnımlıyor: "Hükümetin seçim ka- can klasık manada birse- pmden ziyade, MGK da- yatmalan, kartel medya- sınm sun'ı gündemleri, muhalefetin karalamalan karşısında REFAHYOL hükümetinin tercihi anla- mına gelen bir referan- dum özelliğı taşımaktadır. Daha açık bir ifade ıle millet, İHL'ler ve Kuran •kurslan kapatılsın mı, ka- patılmasın mı, insanların giyim kuşamına müdaha- le yapılsın mı, insan hak- lan kısıtlansın mı, başör- .fü zulmü devam etsin mi sorulanna cevap vere- cek." £ Seçim istemiyor şeriat- Sçılar; milletı bölmeye, mıl- .let ıle orduyu birbırıne , düşürmeye hazırlanıyor. Kımileri ıçın soralım: Kına fiyatlan nedir? Efsane 388 ile kİm yarışabilir? Yeni GH Ericsson 388'in bugüne kadar tüm dünyada büyük beğeni kazanan tasanmı, yüksek performansı ve mükemmel dayanıklılığı, Ericsson GH 688'de devam ediyor. Üscün Faz 2 fonksiyonları ve yeni özellikleriyle, GH 688 size daha ileri bir teknoloji sunuyor. GH 688'in ekranı %40 daha büyük ve net. Konferans görüşmesi, önceden sabitlenen numaraları arama, iki ayrı telefon numarası kullanabilme gibi hayatı kolaylaştıran sayısız fonksiyonlarıyla GH 688, cep telefonunda yeni bir efsane olacak. Turkiye Yetkılı Dıstrıbutörlerr GEN-PA Tel- 0212 28" P 17 (20 hat) • K.V.K. Tel 0216 410 85 00 (pbx) Yeni Ericsson GH 688. Dünyanın ona ihtiyacı var. ERİCSSON G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada Insanlann kökleri de ağaçlarınki gibi... Aradan yıllargeçiyor, yıllanıyorlar, amayılmıyor- lar. Belki bıraz yıpranmış, belki özelliklerinden çok şey yitirmiş oluyorlar, ama köklerdeki "özsuyu" bileşiminden bir şey kaybetmiyor... ütvanya'nın başkenti Vilnius'ta karşılaştığımız Tatarlann ve Karaim Türklerinin 6 yüzyıldır kökle- rindeki özsuyu kaybetmemeleri ancak böyle açık- lanabiltr. Karaimliler, 8-10 kişilik birgrup halinde büyukel- çiliğımize geiirken ilk izlenimim şuydu: Birleşmiş Milletler, dünyanın farklı bölgelerin- den fiziki görünüşlerı farklı ınsanları seçmiş ve bir grupoluşturmuş... Biri irice uzun boylu, öteki zayıf mı zayıf, çınge- neyi anımsatıyor. Bir başkası kısa boylu, tel tel sa- yılabilecek saçlannı özenle taramış. Kadınlar, sa- rışının tonlan, yaşlanyla kilolan başat büyümüş... Içlerinde Ingilizce bilenı Ramos Bezekans- cins'le yıllardır tanış gibi sohbete koyulduk. Asıl temsilcilerini gösterdi. Ayrıntılı bilgilen ona sorma- mız gerektiğini söyledi. Temsilci Mykolas Firka- vicins eliyle sözü yine Ramos'a iade ettı. Karşı- lıklı saygı sevgi gidiş gelışinden sonra Karaımliler- le tanıştık. Kendilerini Kıpçaklardan sayıyorlar... 6 yüzyıl önce buraya gelmişler. "Anayurdunuz" sorusu- na, Litvanya karşıhğını ve- riyortar. Türkiye onlar ıçin ileride gitmek isteyebıle- cekleri herhangi bir ülke. "Anadiliniz" sorusunun yanıtı Karaimce... Bu dil- de basılı kitap var mı yok mu, bizim Türkçeye ne kadar benziyor sorularına yanıt alamadan, hemen yanımızdaki esmer, zayıf, iri bıyıklı Mark, parmağıy- la burnumun üzerine do- kundu. Türkçe seslendi: - Aha burun. Göstere göstere devam etti: - Kulak, saç, kolmek (gömlek), dövme (düğ- me)... Sohbet yolda devam etti. Mark, gördüğü her şeyi ışaret ederek konuş- masını sürdürdü: - Kuyaş (güneş), kuş, ağaç, yarpak... Sayıları 400 kadar olan Karaim Türkleri antropo- loglar için ilginç bır araş- tırma konusu... Bizdendirter ama... Karaimliler gibi vilnius çevresine 6 yüzyıl önce yerleşen bir başka grup da Tatarlar... 40 bin kışi gelmişler, şimdi 7 bin kişi- ler. vilnius'a t6 kilometre uzaklıktaki Kırktatar Köyü, bölgede tanınmış yerle- şim yerlerınden biri... Önce tanıştık... Hasan Adam, Ali Melek, Ali Yahya Alexandroviç, Al- mira Trakseliene Almi- ra çok iyi Türkçe konuşu- yor. Istanbul'a, Antajya'ya gitmiş... Boynunda ay yıl- dıziı bir kolye var... İHem aksesuvar hem sembol... Güleç yüzü, sabah aydın- lığında çiğı kurumamış bır gül goncasını anımsatı- yor... Bir çırpıda 6 yüzyılı özetledi: - Savaşta Litvanyalılara çok yararlılık etmişız. 40 bin kişi gelmişiz. Burayı memleket etmişiz. Kitap- lanmız vardır, ama eskidir, çoğu Osmanlıcadır. Iş biraz çatallaşıhca Al- mira kökleri ayırdı: - Tatarama Kazan'dan da gelen var, Kınm'dan da... Söze Hasan Adam gir- di... "Türkiye'de de oku- yanlanmız var" deyip, ar- kalardaki birgenci göster- di. Temız yüzlü, ırice, ilk bakışta hormonla büyü- tülmüş bir sebzeyi anım- satıyor. Adı Ramazan Krinists. Erciyes Üniver- sitesi llahiyat Fakültesı'ne geçen yıl kaydolmuş... Sözü biraz önce tanış- tığımız Karaim Türklerine getirdim, pek hoşlanma- dılar. Israr edince. "Biz- dendiher ama..." deyip kaldılar. Karaimliler Türkmüş, a- ma Müslüman değilmiş... Tıpkı Gagavuzlar gibi... Konu kökler olunca ne kadar insek az. Yazıyı Tal- linn'deki bir yaş günü par- tisiyle noktalayalım. Ge- cenin ilerleyen saatine karşın ötekilere oranla da- ha kalabalık bir bar, Es- tonya'daki Ruskökenlı bır grup, arkadaşlan Lari- sa'nın yaş gününü kutlu- yormuş... Yolcu sıcaklığıyla kısa sürede kaynaştık. Içlerin- de en girişken olanı İrina Sokolova, Türkiye'den geldiğımizı öğrenınce sö- zü ağzımdan aldı: - Benim büyükbabam Rus, büyükannem Tatar... Ehliyetimi kaybettim. nüktimsüzdür DEVRİM KETENCİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear