25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 KASIM 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI KISA KISA • AYT*ASYA BORSALARI FEDERASYONU nun (FEAS) 3'üncü Genel Kurulu. Pakistan'da yapıldı. Genel Kurul'da. halen başkanlık görevini yürüten Osman Birsen'in 1999 yılına kadar federasyon başkanlığına devam etmesi kararlaştınldı. • TEKEL'in özelleştirilmesi ile ilgili çalışmalara tepküer yogunlaştı. Ege Tütün Platformu yönetim kurulu öniimüzdeki hafta içınde toplanarak eylem yapılacak bolgeleri tespit edecek. Aynca. Özgürlük ve Dayanışma Partisi. 8 KasınYda Eşme'de. özelleştirme çalışmalannı ve tütünde sömürüyü protesto edecek. • POSTA Işletmesi, gelırlerini arttırmak için posta işletmecıliğinin dışındaki alanlara yöneldi. Posta Işletmesi Genel Müdür V'ekili Nuri Alagöz. yasal düzenlemeler yapılması halinde borsaya girileceğini, postbank \ e postshoplar kurulacağını belirttı. Aıagoz. helikopterlerle. postanın 1 -2 saatte adrese ulaştınlması konusunda çalışmalar yapıldığını da ifade etti. • FORD Motor firmasının. hatalı üretilen 769 bın aracı tekrar elden geçıreceği bıldinldi. Ford sözcüsü Karen Shaughnessy açıklamasında. Windstar minibüslerinin 1995- 96, Mustang spor arabalannıse 1994-95 modellennin. Ford servislerince elden seçiriieceğini kaydetti. • COMMERCIAL Union Sigorta. 3 Eylül'de gerçekleşen yangın sonucu büyük hasar gören ASAŞ Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye Türkiye'de bugüne kadar ödenen en büyük yangın tazminatı olan 2 trilyon 350 milyar TL tutannı ödedi. • DIŞBANK'ın murahhas üyeliğıne Dr. Vural Akışık getirildi. 12 yıllık bankacılıktan endüstriye kadar uzanan değişik şirketlerde görev alan ve geçmışte TÜSİAD yönetim kurulu üyeliği yapmış olan Akışık, özellikle Interbank'ta Genel Müdüriük yaptıği dönemde dikkatleri çekti. • TÜBİTAK, TTGVveTÜSlAD'ın ortaklaşa düzenlediği "Teknoloji Ödülü"ne baş\uran firmalar, dün yapılan bır toplantıda açıklandı. Enformasyon. elektronik gibi alanlarda faaliyet gösteren 29 firmanın basvurduğu "Başan Ödülleri" ve "Büyük Ödül" olmak üzere iki kategoride düzenlenen "Teknoloji Ödülü"nün sonuçlan, 1998 yılı Mayıs ayında düzenlenecek "Teknoloji Kongresi" sırasında açıklanacak. • PAMUKBANK tarafından düzenlenen "Ekonomiye Genel Bakış ve Vergi Sistemindeki Yeni Uygulamalar" konulu toplantı yann Antalya'da yapılacak. Enflasyonun büyük artış gösterdiği ekimde TEFE yüzde 6.7, TÜFE yüzde 8.3 oldu Enflasyon 'dalya' dediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükü- metin istikrar paketiyle gelecek yıl sonunda yüzde 50'ye indirmeyi hedeflediği enflas- yon, ekim ayında büyük artış gösterdi. Fiyat artışlan toptan eşyada (TEFE) yüzde 6.7, tü- ketici fiyatlannda da (TÜFE) yüzde 8.3 ola- rak gerçekleşti. Bir öpceki yıla göre TEFE yüz- de 87.5 artarken, TÜFE'deki artış yüzde 93.2 oldu. DtE'den yapılan açıklamada. TEFE'de ekim ayındaki artışın yüzde 5.7'sinin özel sektör- den, yüzde 1 'inin de kamu sektöründen kay- naklandığı behrtildi. Ekim ayı enflasyonun- da. kışa hazırlık ve okulların açılmasının bü- yük etkisinin olduğu görüldü. Giyim ve ayak- kabı grubundaki artış yüzde 18.7 olurken, eğitim grubunda yüzde 16.8, eğlence ve kül- tür grubunda da yüzde 11.8 artış görüldü. DİE'nin açıkladığı enflasyon rakamlanna göre, TEFE ekim ayında yüzde 6.7 oranında artarken. tanm sektöründeki artış yüzde 9.6, madencilik sektöründeki artış yüzde 2.9. ima- lat sanayıindeki artış yüzde 5.7. elektrik gaz ve su sektöründeki artış da yüzde 6.5 oldu. Yıl başına göre yüzde 71.6 olan TEFE'dekı artış. yıllık yüzde 87.5 olarak gerçekleşti. TÜFE de ekimde büyük artış göstererek yüz- de 8.3 oldu. Yıl başına göre yüzde 77.6 olan TÜFE'deki artış, yıllık yüzde 93.2 oldu. DlE'nin açıklamasına göre. TÜFE'de en yük- sek artış yüzde 18.7 ile giyim ve ayakkabı gru- bunda gerçekleşirken. gıda, içki v e tütün gru- bunda yüzde 9.9, konut grubunda yüzde 6. ev eşyası grubunda yüzde 7.8, sağlık gru- bunda yüzde 0.4. ulaştırma grubunda yüzde 4.2, eğlence ve külür grubunda yüzde 11.8. eğitim grubunda yüzde 16.8, lokanta. pasta- ne ve otel grubunda yüzde 5.6, ceşitli mal ve hizmetler grubunda da yüzde 3.3 oranında ar- tış oldu. Tüketici fiyatlanndaki artışın bölgelere göre dağılımında yüzde 8.9 ile lç Anadolu Böl- gesi ilk sırada yer alırken, en düşük artış yüz- de 7 ile Doğu Anadolu Bölgesi'nde gerçek- leşti. lllere göre dağılımda ise. en yüksek ar- tış yüzde 9.6 ile Diyarbakır'da olurken. en dü- şük artış yüzde 6.9 ile Zonguldak'ta oldu. Tüketici fiyatlannın yıllık artışında, ılk sıra- yı yüzde 100 ile Kocaeli alırken, Kayseri yüz- de 86. l'lik artışla en düşük artışın gerçekleş- tiği il oldu. Istanbul Ticaret Odası'nm (ITO) 1997 yı- lı eylül ayında yüzde 5.5 artış gösteren Istan- bul Ücretliler Geçinme Endeksi, geçen ay yüzde 13.4 oranında artış gösterdi. Sözkonu- su endeks. geçen yıl ekim ayında yüzde 14.5 oranında artış göstermişti. Geçen ay. bir ön- ceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında artış oraru yüzde 93.6 olurken, ekim aylan iti- bariyle yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 89.8 olarak gerçekleşti. İTO tarafından hazırlanan Toptan Eşya Fi- yatlan Endeksine göre. toptan fiyatlar geçen ay yüzde 7.6 oranında artış gösterdi. Aynı endeks geçen yılın aynı döneminde yüzde 4.4 oranında artış göstermişti. Bir önceki yıl sonuna göre artış oranlan incelendiğınde, 1996 ekim ayında yüzde 65.7 olarak gerçek- leşen on aylık artış oranı bu yılın aynı döne- minde yüzde 73.2 olarak belirlendi. Rekabet Kurumu incelemelere başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Kuruluşu yılan hi- kâyesine dönen Rekabet Ku- rumu. Sanayi ve Ticaret Ba- kanı Yalım Erez ile Rekabet Kurulu ve Kurumu Başka- nı Aydın Ayavdın'ın katıldı- ğı törenle çalışmalanna bas- ladı. Rekabet Kurumu, reka- bete aykın uygulamalara iliş- kin şikâyetleri yanndan tti- baren değerlendirmeye baş- layacak. Erez. 11 üyeden 3"ü hükümet tarafından atanan kurulun siyasi otoriteden ba- y^ ğımsız olacağı- nı ileri sürerek, hiçbirorgan.ma- kam ya da kişi- den emir alma- yacağının hü- küm altına alın- dığını kaydetti. Avrupa Birliği ile yapılan güm- rük birliği anlaş- ması gereğince kurulun en geç yıl başına kadar faaliyetegeçme- si gerekiyordu. Açılışta konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Erez, re- kabete ilişkin düzenlemele- rin girişimcilere eşıt ve ser- best rekabet olanağı sağla- mayı amaçladığını söyledi. Erez. amaçlarının Türki- ye'nin rekabet gücünü arttır- Rekabet Kurulu'nun şirketleri bir önceki yıl cirolannın yüzde 10'una kadar para cezasına çarptırma yetkisine sahip olduğunu vurguladı. mak, dünyayla entegrasyo- nu sağlamak ve tüketicıyi korumak olduğunu belirtti. Rekabet politikasının, reka- bet hukukunun yanı sıra teş- vıkler. iç ve dış ticaret, dev- let tekelleri, kamu satımla- n politikalannı da ıçeren ge- ruş bir kavTam olduğunu vur- gulayan Erez, "Rekabet ya- salanna phusa ekonomisi- nin anayasası. rekabet ku- rumlanna da bu anayasayi u> gula>an mahkeme gözüy- kbakıimaktadır" dedi. Rekabet Kurulu Başkanı Ayaydın, soruşturmalara fi- ili olarak başlana- cağını belirten teb- liğin,göre\ > ebaşla- dıklanndan bu ya- na2biniaşkınba§- vuru aldıklannı kaydederek altya- pılannı oluştura- madıklan için bu şikâyetleri değer- lendiremedikleri- ni söyledi. Yann- dan itibaren, reka- betiengelleyici,kı- sıtlayıcı her türlü anlaşma- nın imzalandığı tarihten iti- baren 30 gün içinde kurula bildirilmesi zorunluluğu bu- lundugAmu vıırgulayan Ayay- dın, kurulun incelemesin- den geçmeyen hiçbir anlaş- manın geçerliliğinin bulun- mayacağını belirttı. Islam dünyası dayanışma arayışında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. acılışını yaptığı 13. İslam Ülkeleri Ekonomik İşbiriiği Daimi Konferansı'nda (İSEDAK), İslam ülkelerinin. kiireselleşme sürecinde orta> a çıkan yeni uluslararası eğilimleri yakalaması gerekdğinj belirtti. Demirel. İslam ülkeleri arasındaki işbiriiginin geiiştirilmesi genektiğinJ sövledi İhale öncesi üst düzey iki bürokrat görevden alındı Telekom mayısa kaldı OLCAYAYDİLEK ANKARA - Özelleştirme Idaresi Başkanı (ÖİB) UğurBayar. Telekom hisselerinin satışı için uluslararası bor- salara mayıstan önce çıkılmasının zor olduğunu söyledi. Bu arada Türk Te- lekom'un değer tespit çalışmalarmı yü- rüten Golldman Sachcs'm yanm bı- raktığı işler için açılması kararlaştı- nlan ihale öncesi komisyon üyesi üst düzey iki bürokrat görevden alındı. ÖİB Başkanı Bayar, Telekom'un satışa çıkanlabilmesi için ön çalış- malann en erken nisan ayında bitiri- lebileceğini belirterek. "Abnan Tele- kom'u 27 a>da sablabildi. Biz satışı 1998'in ilk yansında bitirebilirsek bü- yük basandır" dıye konuştu. Tele- kom'daki yolsuzluk iddialannın satı- şı olumsuz etkilememesı gerektiğini kaydeden Bayar. "Tahkikat sürüyor. Bizünle ügisi yok. Bizim için şirketin isleyişi önemli" açıklamasını yaptı. Fransa ve Italya başta olmak üze- re pek çok sayıda ülkenin telekomla- nn\ satışa sunmasmm, Türk Tele- kom'un satışına "sekte vnracağına" dikkat çekildi. Trilyonluk ihale karannın alınma- sından kısa bir süre sonra, ihale ko- misyonu üyesi Malzeme Dairesi Baş- kan Yardımcısı Nurettin Cevizkaya ve 3. Satınalma Şube Müdürü Nesrin Çetin. gerekçe gösterilmeksizin apar topar idari bir kararla görevden alın- dı. Yetkililer, Cevizkaya ve Çetin'in makine-teçhizat ile yapı. bina. gayri- menkul, arazi ve arsalann değerleri- nin tespiti için açılacak ihale komis- yonunda görev yaptıklannı belirte- rek, "TeJekom'daki300trilyonlukyol- suzluk davası sanıklanndan Malze- me Dairesi Başkanı Mustafa Gülte- kin görevden ahnmazken, başmüfet- tiş kadrolu Nurettin Cevizkaya ve Nes- rin Çetin'in görevden aunmasına an- lam veremediklerini" söyledıler. tngiltere'de bulunan Golldman Sachcs Türkiye Temsilcisi ÜmhTaf- tata. Türk Telekom Yönetim Kuru- lu'nun karanna karşm 14Kasım"da de- ğer tespit çalışmalannın eksiksiz tes- lım edıleceğıni ileri sürdü. İŞÇİNİN EVREINİNDEN ŞÜKRAN SONER Konuk Sanatçı Susuriuk yıldönümü bağlantılı yapılan söyleşilerde, ik- tidar partilerinin sorumlu bakan, milletvekillerinin söyledik- lerinin satır aralanndan havayı koklamaya çalışıyoruz. ik- tidann çaktırmadan ipin ucunu bırakıp bırakmadığını, çe- telerle hesaplaşmanın rafa kaldınlıp kaldınlmadığını anla- maya çalışıyoruz.. Susurluk'ta açığa çıkan çetelerle hesaplaşılmadıkça. demokrasiye, hukuk devletine doğru adım atılamayaca- ğı gerçeğini yadsıyabilen yok. Bu işin nasıl olacağına ge- lince, sorumlu bakan ve milletvekilleri, sorumluluktan sıy- nlıp hesap sorulmasını isteyen iyi niyetli, sıradan vatan- daş rolüne geçiyoriar. Sanki bu hesaplaşmada sorumlu bakan, milletvekili değil de konuk sanatçı gibiler. "Medya bu işin peşini bırakmasın" sözünü ilk kez Cum- hurbaşkanımızdan duymuş, Cumhurbaşkanımızın çete- lerin ortaya çıkmasını isteyen, bu nedenle her gece ışık- lannı söndüren vatandaşlanmızia aynı cephede olduğu- nu öğrenmiştik! O tarihlerde ışık eylemini "mum söndü"\\e kanştıran bir başbakanımız ve çete üyelerini vatan kurtaran kahraman olarak ilan eden başbakan yardımcımız oiduğu için, Cum- hurbaşkanımızın, sorumlulugu üstlenmese, çetelerin or- taya çıkması yolunda kılını kıpırdatmayacağı anlaşılsa da çetelerin açığa çıkanlmasını dileyen bu sözleri kötünün iyi- si gibi gelmişti. Şimdi her lideri, her sorumlusu çeteleıie hesaplaşılma- sından yana olan yeni bir hükümetimiz var. Çok daha önemlisi, muhalefette iken çetelerle hesaplaşılmasını is- tediği için burnundan yumruk yemiş başbakanımız, he- saplaşmaya yemin etmış bakanlanmız var. Koalisyon or- takhğının oluşumunda, şeriatla olduğu kadar çetelerle de hesaplaşılacağı, demokrasi, hukuk devleti yolunda adım- lar atılacağı umudu pompalanmıştı. Şimdi bu noktada, iktkdann sorumlu bakanlan. millet- vekilleri, Susuriuk yıtdönümü, çeteler üzerine konuşurlar- ken, konuk sanatçı konumunda, "Medya bu işlerin peşi- ni bırakmamair diye söze girdiler mi işin rengi değişiyor. Hele de açıklamalannın içinde, "Yargının önüne yeter- li kanrt sehlemezse, dokunmazlıklarkaldınlsa da kanıtye- tersizliğinden aklanmalar gelebilir" saptaması olursa... Dahası Susurluk'u en iyi bılen yetkili milletvekilleri, kamu- oyunun, medyanın da zaman zaman doğrudan çetenin ta- rafı kişiler aracılığı ile yanıltıcı bilgilerie, yanıltıldığının altı- nı çizerlerse. Yanlış yönlendirmelerie gerçeğe ulaşmanın giderek zoriaştığını, medyanın da bu işe alet edildığıni an- latıriarsa... Biz zaten Susurluk'ta Mercedes'e çarpan kamyonun bir günahı olmadığını, Susuriuk çetesini, çetelerin iç hesap- laşmasının ortaya çıkardığını bilmiyor muyduk? Çetelere ilişkin medyaya sızan bütün önemli bilgi ve belgelerin de aynı iç hesaplaşma kaynaklı olduğunu. Bunlardan sağlık- lı bilgiye ve sağlıklı hesaplaşmaya uzanacak yol, ancak he- sap sorabilecek bir iktidar, o olmazsa pariamento, o da kaytanrsa toplumun kararlı direnişi ile onlann hizaya ge- tirilmelerinden geçebilirdi. Susurluk'un pattak vermesi sonrası hesap sormaya ka- rarlı bir kamuoyu ve medya oluşmuş gibiydi. İktidar çete- lerin yanında, pariamento bir kamuoyu baskısının etkisın- de, bir iktidar havasında kırrtmaktaydı. Sonra kamuoyu- nun yanındaki muhalefet iktidar oldu. Susuruluk'la he- saplaşma da güya farz oldu. Oysagörünen o ki çetelerie hesaplaşmalan farz gibi gö- rünenler, REFAHYOL iktidan gibi çeteler yanında olduk- lannı ılan etmek gibi bir yanlışa düşmeseler de çetelerie hesaplaşmayı göze alamayarak, çeteleri unutturmak üze- re politikalar üretmekteler. Şimdi Yılmaz hükümetı ıktida- nnın çeteler yandaşı görünmeden, çetelerie hesaplaşma- dan sryırtma, kıvırtma stratejilerinin çeşitli aşamalannı ız- lemekteyiz. İşin ilginci, bir zamanlar ana haberierini kapsayan du- yurulan. gazetelerinde tam sayfalan ile çeteler hesaplaş- masına baş koymuş medya da yavaştan yavaştan çark edişin önemli örneklerini veriyor. Medya ucuz kahraman- lıkla yetinip asla en küçük bir bedel ödememeye niyetli po- litikalannda, uyutma, unutturma, bıktırma startejisinde tam puan alıyor. Elbette zora. bedel ödemeye hiç de niyetli olmayan, hep ucuz şovlarda rol almış, kimi isim olarak önemli, ama iç- leri boşaltılmış, özellikle de liderieri her tür oportünizme, kiriiliğe bulaşmış kimi sivil toplum örgütleri de yavaş ya- vaş sahneden çekiliyor. Çetelerie hesaplaşma sadece so- lun can aası ile bir tür intikam peşinde koştuğu bir konu, bir sorunmuş gibi bir görüntü oluşmaya başlıyor. Bundan sonrası yine toplumun ve biraz daha nitelikli, sağlıklı örgütlenmelerin ne yapacaklanna kalmış. Onlar da teslım olup konuk sanatçı, bildik seyircı rolünü benim- serierse, biz daha çok hiçbir şey yapılmamış, yol alın- mamış Susuriuk yıldönümleri yaşanz. ÇIIT.LÇI D O S T T J SADLXLAH LSUMÎ 9_m Özelleştirme Uğruna Bir Cinayet Daha!..Özelleştirme uğruna ne yazık ki bir cinayet daha işleniyor Hem de göz gö- re göre... Hükümetlerimiz bir yandan "hayvancılık bitti, bitiyor" diye kıya- metler koparırken dtğer yandan da hayvancılığımızın batmasına neden olacak en ters uygulamalan yapmak- ta ısrar ediyor. Dünyanın diğer ülkelerinde hayvan- cılıkta büyük bir gelişme var. Beş yıl önce, inek başına yılda ortalama dört veya beş bin kilo süt alabilen ülkeler, şimdi 10 bin kilonun üstüne çıktılar. Et verimleri ikiye katlandı. Hem ülkeleri büyük kazançlar sağladı hem de hay- vancılık yapanlar zenginleşti. Türkiye'de ise 1980 yılından sonra tam tersi gelişmeleryaşandı. izlenen yanlış hükümet politikalan, hayvancı- lığımızı bitirdi. Her iş başına gelen ik- tidar partileri önce "hayvancılığı kur- taracağız" dediler. Bu arada 40 ile 50 trilyon liraya kadar düşük faizli veya sıfır faizli krediler vaat ettiler. Hepsi lafta kaldı. Dağıtılabilen üç beş ku- ruşluk krediler de üreticilere değil, ti- caretini yapanlara gitti... Hayvancılığın can damarı sayılan SEK, Et-Balık Kurumu ve Yem Sana- yiı, gene özelleştirme bahanesi ile özel sektöre haraç-mezat satılınca, üreti- cıler korumasız kaldı. Bakım masraf- lan ve yem fıyatları füze gibi fırlarken üreticiler, süt ve etlerini ucuza satmak zorunda bırakıldılar. Böylece, hayvan- cılık bir kez daha en azından 50 yıl da- ha geriye gitti... Bir kapı daha kapanıyor... Devlet, şimdi de hayvancılıkta en önemli kuruluşlardan biri olan "Suni tohumlama laboratuvariannı" elden çıkarmaya başladı. Adana'daki labo- ratuvar bir süre önce kiraya verildi. Ege Bölgesi'nin tek laboratuvarı olan Menemen istasyonu da önümüzde- ki günlerde ihaleye çıkanlacak. Kira- ya mı verilecek, yoksa satılacak mı he- nüzbelli değil... Türkiye'de zaten beş suni tohum- lama istasyonu var. Üçüncüsü Sam- sun'da, dördüncüsü Istanbul'da, be- şincisı de Ankara'da. Hepsi kendi böl- gelerinde verimli sığırlar üretmek için kuruldu. Ancak, yakında ihaleye çıka- rılacak olan Menemen istasyonu, 20 aydan beri kapalı. Çünkü, boğalan önce İBR. sonra da BUD hastalığına yakalandılar. Tedavi edilmedikleri için de kesime verildiler. Izmir, Manisa, Balıkesir. Kütahya, Eskişehir, Afyon, Burdur, Isparta, An- talya, Denizli, Uşak, Aydın gibi 13 bü- yük ile hizmet veren Menemen istas- yonu, 1996 yılının nisan ayında kapı- larına kilit vurulduktan sonra da unu- tuldu. Binlerce, on binlerce hayvan üreticisi kaderlerine terk edıldi. Çoğu iç ve dış piyasalarda istediği kalite ve fiyatta sperma bulmakta zorlandı. He- men hepsi ucuz ve kalitesiz ithal to- humlan kullanmak zorunda kaldı. Böy- lece, Ege Bölgesi'nde kültür ırkının yayılması ve gelişmesi için yapılan çalışmalardan beklenen sonuç, tam olarakalınamadı. Zaman ve paraiar bo- şuna harcanmış oldu... Amerika'dan, Hollanda'dan, Fran- sa'dan, Almanya'dan dondurulmuş sperma ithalatı hâlâ devam ediyor. Ancak, kaliteli spermaların fiyatlan çok yüksek. Bir tek doz 10 milyon li- ranın üstünde. Türkiye'ye maliyeti 60 dolan buluyor... İki kez tohumlamak gerekirse bir sığınn gebe kalmasının maliyeti 20 milyon lirayı geçecek. Hiç- bir üretici, hayvancılığın para kazan- madığı bır dönemde 20 milyon Iirayı gözden çıkaramaz... Çıkaranlar da zarar eder... Dozu bir milyon liraya gelen tohumlarda var ama, onlaria ye- ni bir kültür ırkı yaratmak mümkün değil. Üstelik, bu spermalann bir kıs- mı ineği ya gebe bırakmıyor ya da doğan buzağı çok yaşamıyor. Yaşa- yanlar da Türkiye'de hedeflenen da- mızlık ırkına uymuyor... Özel sektör ne yapacak? Eğer. et ve süt verimi yüksek olan sığır ırkına kavuşmak istiyorsak, ön- celikle amacımıza uygun boğalanmı- zı yetiştirmek zorundayız. Bunun yo- lu da "suni tohumlama istasyonları" ile "araştırma laboratuvarlan"ndan geçer. Bu gerçeği Tanm Bakanı'ndan, bürokratına ve üreticilerine kadar bil- meyen yok... Üstelik bunu öğrenebil- mek için ne büyük faturalar ödedik. Ama, şimdi gene aksini yapıyoruz. Devletin elindeki suni tohumlama is- tasyonlannı "özelleştirme bahanesi" ile özel sektöre satacağız veya işlet- me hakkını devredeceğiz... Adana git- ti, sıraMenemen'de... Daha sonra dı- ğerierinde... Peki özel sektör ne yapacak? Devlete ödeyecegi kira veya satış bedelini çıkarabilmek için önce mali- yeti düşürmeye çalışacak. Maliyeti düşürmenın tek yolu da kaliteyi dü- şürmektir. Ucuz ve kalitesiz sperma- lar üretecek. Onlardan yetişecek sı- ğır ırkı da kalitesiz olacak. Sonuçta hay- vancılığatümü ilevedaedeceğiz. Böy- lece yüzlerce trilyonluk servetimiz yok olupgidecek... İzmir Tanm il Müdüriüğü'nün Me- nemen istasyonu için hazıriayıpTanm Bakanlığı'na gönderdiği bir rapor var ki evlere şenlik. Üç, beş boğayı has- talıktan koruyamayan ve sonra da yerterine yenisini koyamayan İl Müdür- lüğü, hazıriadığı raporda istasyonun özel sektöre devrini öneriyor... Sanki rapor değil de itirafname... Üstelik çelişkilerledolu... Tanm Bakanhğı'nın bu rapora göre vereceği karar tam bir fiyaskoolur... Suni tohumlama istasyonlan hay- vancılığımızın geleceği açısından son derece önemli bir iştir. Üç beş tüccann para kazanması için feda edilemez. Türkiye'de 5 milyon 300 bin civann- da yerii ırk, 4 milyondan fazla melez ırk, 2 milyona yakın da saf kültür ırkı inek var. Şu anda boğaların dışında 2 milyon doz sperma kullanıyoruz. Hay- vancılık biraz daha geliştiği takdirde ihtiyacımız 5 milyon dozu da geçebilir. Bu işleri ya devlet ciddi biçimde yapmalı ya da bu istasyonlan üretici birliklerine devretmelidir. Ege Böl- gesi'nde 32 ilimizde "Holstein Süt Sığırian Yetiştiricileh Birliği" kurul- muştur. İzmir Birlik Başkanı Halil Tokoğlu, "Tanm bakanı, yardımcı olursa almaya hazınz" diyor... Birlik yöneticilerinı dinlemekte de yarar var... İKTİSAT BANKASI T.A.Ş. SAYIN A TERTİBİ PAY SAHİPLERİNE Yönetim Kunılumuzun 30.10.1997 tarih 17 sayıh toplantısında, bankamız A Tertibi Pay Sahiple- ri Genel Kurulu'nun aşağıdaki gûndemı görüşüp karara bağlamak üzere 20.11.1997 Perşembe günü saat 11.00'de Büyükdere Cad. No: 165 Esentepe-lstanbul adresindeki genel müdüriük binasında top- lanması kararlaştınlmıştır. Bankalar Kanunu ile ana sözleşmemiz hükümlerine göre, pay sahiplerimiz bu toplantıya bizzat ka- tılabilecekleri gibi diğer bir pay sahibine aşağıdaki örneğe uygun şekilde vekâlet vermek suretiyle bu toplantıda kendilerini vekâleten temsil de ettirebilirler. Ancak esas sermayenin %1 ve daha faz- lasına sahip pay sahiplerimiz ile bankamızın Yönetim Kurulu Başkan, üyeleri ile denetçiler ve birin- ci derecede imza yetkisine sahip mensuplanna vekâlet verilmesi mümkün olmayıp bunlar dışında kalan pay sahiplerimize ise vekil olarak kullandınlabilecek oy sayısı toplam oy sayısının %1 'ini ge- çemez. Pay sahiplerimizin bu toplantıya bizzat veya vekâleten katılmalannı diler, henüz yasa gereği ha- miline yazılı hisse senetlerini nama yazılı hisse senetleri ile değiştirmeyenlerin toplantıya katılama- yacaklanna bilgilerinizi rica ederiz. Saygılanmızla İktisat Bankası TA.Ş. Yönetim Kurulu NedimUsta Yönetim Kurulu üyesi Gürbüz Tümay Yönetim Kurulu Başkanı GÜNDEM: 1. Başkanlık Di\anı'nın seçilmesi, 2. Genel Kurul toplantı tutanağının imzalanması konusunda Başkanlık Divanı'na yetki verilmesi, 3. İktisat Bankası T.A.Ş.'nin son olağanüstü genel kurul toplantısı kararlannın A tertibi pay sahip- lerinin onayına sunulması. \TKÂLETNAME Hissedan olduğum İktisat Bankası T.A.Ş."nin 20.11.1997 Perşembe günü Büyükdere Cad. No: 165 Esentepe-lstanbul adresinde saat 11,00'de yapılacak A tertipi pay sahipleri genel kurul toplantısında beni temsil etmeye ve gündemdeki maddelerin karara bağlanması için oy kullanmaya 'yı vekil tayin ettim. VEKÂLETİ VEREN: İsim imza tarih VEKÂLETİ VERENİN Sermaye miktan : Hisse adedi : Oy miktan : Adresi : Not: Vekâletnamenin noter tasdiksiz olması halinde vekâleti verenin noter tasdikli imza sirküleri vekâletnameye eklenecektir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear