18 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 1997 SAU 10 KULTUR SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Yarun kalııus lıavatlaıi devrabnakAnkara Sanat Tiyatrosu 35. yılına 'Ak- rep' adlı oyunla giriyor. 'Akrep' Eşber Yağmurdereli'nin ilk oyunu. Aynı zaman- da Türk tiyatrosunun 12 Eylül'le yüzleş- tiği ilk oyunlardan... Toplumsal geçmişiy le \ e bugünüyle he- saplaşmayan bir tıyatronun varlığından söz edilemez. Yüzyıllardan bugiine süzü- lüp gelmiş tiyatro yapıtlanndan hangisi- ne bakarsanız bakın. yazıldığı dönemde vt yansıttığı toplumda yaşanmış serüvenin insana dair' olan evrensel iletisini taşır. Eşber Yağmurdereli. 'Akrep'te. 'insan'ın 'toplum" içindeki \arlığının temel güven- cesi olan 'deraokratik hukuk devietf an- layışını irdeliyor. Gitgide ıçinden çıkıl- maz bır 'hukuk/hukuksuzluk karmaşa- sı'na sürüklenmekte olan Türkiye'nin. 'hu- kuk dışı' ey lemlen 'olağan' saymaya 'alış- nrüdığT bır baskı döneminden seçtiği ör- nekle... 'Akrep'. Eşber Yağmurdereli'nin sıra- dışı yaşamının dramı değil. 12 Eylül ön- cesinde de 12 Eylül boyunca da toplam 13.5 yıl hapis yatmış. dahası bugün de -oyunun provalan ilerlerken- yetıiden demirparmak- lıklar arkasına alınmış kahırlı bir insanın çektiği çileyi dramlaştıran bir çalışma da değil. Düşünce özgürlüğü savunucusu, 'göremeyen' bir aydının topluma ateşli seslenişi de değil. Doğru. 'Akrep'in dra- matık çerçevesini bu olası (başka yapıtla- ra konu olabiiecek) izleklerden süzûlmüş bır dolu duyarlık belırliyor. Bu duyarlık- lar olmasa. "Akrep'in bır oyun olarak bi- çimlenmesı olanaksız belki de. Ama 'Ak- rep'. her şeyden önce. 'hukuk dışı' uygu- lama karşısında eli kolu bağlı kalan bir hu- kukçunun 'insanca' (hümanist) duyarlığı- nın oyunu. Hepimize bulaşan utanç 'Akrep'. hukukçu yetkılennin elınden alındığı hapislik koşullannda. 'yasalhk' görünümü altında işlenen bir cınayete ta- nık olan bir aydının hepimiz adına yaşa- dığı 'utanç'ın anlatımında biçimleniyor. "Asmayalım da besleyelim mi?" mantığı- nın 'hukukun yüceliği" ilkesini alaşağı et- tiği bir ortamın hepimize bulaşmış utan- cirın anlatımında.. 'Akrep' Yağmurdere- li'nin değ.i. uplumsal vicdanımızın dra- mı. Yaşamda öyle dönüm noktalan vardır ki. bıreysel yaşantının ötesıne geçerek ın- sanlığın onak bilincınin. ortak duyarlığı- nın malı olur. Dram sanatı işte bu anlan yakalar. Yazar Yağmurdereli 1982 yılı Ha- ziranı'nda Sınop zindanında yaşadığı bir dönüm noktasını 'dranı'adönüştünnüştür. Yazar oyunda 1. Mahkûm'dur. Hücre- dedir. Yalnızlığın dayanılmaz uç nokta- sıyla karşj karşıya kalmamak için tüm di- rencini seferber etmiş bir mahkûm. Di- rencini sürdürebilmek için 'az'ı 'çok' kıl- mak zorundadır. Şarkıları bile 'idareli' ALnkara Sanat Tiyatrosu, 35. yılına Türk tiyatrosunun 12 Eylül'le yüzleştiği ilk oyunlardan, Eşber Yağmurdereli'nin yazdığı 'Akrep' ile giriyor. Yağmurdereli oyununda "insan'ın 'toplum' içindeki yarlığının temel güvencesi olan 'demokratik hukuk devleti' anlayışını irdeliyor. söyler. Eskimesinler, gelecek günlere ka- labılsinler diye. Şiirleri de anılan da bir ha- zine gibi saklar bilincinde. Elinde. gözle- ri görmediği için okuyamadığı bir deste mektup. Elinde bir satır büyüklüğünde kı- vırarak. üstüne görmeden yazılar yazdığı kâğıtlar. Yalnızlıkla başetmemn aydın in- sanca kotanlmış bir doluçıkaryolu... Duy- duğu tek insan sesi kendisi gibi bir mah- kûm olan çaycımn. Gardiyanlar onunla konuşmaz. Bır gün hücresine yemek getiren gardi- yanın. elindeki aletle hücresinin iç duva- nna şiddetli bir darbe indirdığini duyar. Dehşet içinde sorduğu sorulara aldığı tek yanıt: "aİtrep!" Göremediği akrebin, hüc- resindeki olası varlığıyla yaşamak! Olay- lann gelişimi içinde bir kez daha yer ala- cak olan 'akrep' olgusu, insanı ve toplu- mu kuşatmış, her.an her yerde olabilen, ama göremediğimızvgöremediğimiz için ken- dimizi savunamadığımız. zehirini damar- lanmıza ne zaman akıtacağını bilememe- ECumhuriYet kitap kulübü ÇAĞ PAZARLAMA A.Ş. TELEFONLA KİTAP SİPARİŞİ "CUMHURİYET KİTAP KULUBU" yenilendi. Artık üyelere telefonla siparış verme ve iştenılen kıtaba kısa süre içinde ulaşma olanağı sağlanıyor. istenilen kitap "ÇAĞDAŞ YAYINLARI'ndan yayımlanmışsa %20, başka bir yayınevinin ise %10 indirım yapılıyor. Her ay, Türkiye'de piyasaya çıkan yapıtlann tam listesi, bir önceki ay etkinliklerinden haberleıie üyeye ulaştırılıyor. "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" şimdilik istanbul'da hem Taksim, hem Cağaloğlu sergi salonlarında ve de Adana da "Indirimli Kitap Kampanyasr ve "Resim Sergisi" gibi etkinlikler; Söyleşi', "Dinleti", "imza" gibi günler birbirini izliyor. Yıllık kitap kataloğu adreslere bedelsiz olarak postalanıyor ALLEGRO TOUR yurt içi ve yurt dışı tur rezervasyonlarından %7; uçak biletı siparişlerinde %4 indirim sağlıyor. Özel Acıbadem Hastanesı ise "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ" üyelerine tanı ve sağaltımda %10 indirim uyguluyor. lleride uygulanacak benzeri yararlar. ayrıca şürece katılıyor. "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ"ne üyelik, aşağıdaki formun doldurulup gönderilmesiyle tamamlanacak. üye kartınız hemen gönderilecek. ÜYELİK FORMU Üye No:(Yenileyenler için) Adı Soyadı: Adresi: nin tedirginliğini her an yaşadığımız. sin- si, insan düşmanı, amansız bir vurucu. yok edıci 'güç'ün mt.aforu olarak oyunu sanp sarmalayacak. Sonra -uzun süredir ilk kez- bir "insan" girer 1. Mahkûm'un dünyasına. Birkaç hücre öteye tıkılan adi bir MIÇIU. Drama- tik yoğunluk. birbirinin tam karşıtı iki in- sanın dört beş gün içinde yaşjJığı ilişki içinde oluşur. 1. Mahkûm. bilınçsel zen- ginliğiyle direnebilen. düşünceyi, anılan ve düşleri yalnızlığına katık etmeyi ba- şarmış, "görmevT öğrenmiş. sıradışı bir aydın. 2. Mahkûm ise ıçgüdüleriyle yaşa- yan, bedensel varoluşun dışında hiçbir de- ğere tutunmayı bilmeyen. ölüm tehlikesi- ni hayvansı sezgileriyle karşılayan. "gör- meyT öğrenmemiş. sıradan bin. Ama iki- si de "insan"... Yalnızlığı geçici olarak ra- fa kaldıran birkaç günlük birliktelıklen onlan insan olma ortak paydasinda bu- luşturacak. ikisini eşit kılacak.. onuru sa- hiplenmede. Düşlerde. özlemlerde. umut- larda... Sonra geldıği gibi çıkıp gi- decek 2. Mahkûm. Ama geldiği günkü insan degil... Bır dönüm nok- tası yaşamış. dönuşmüş... 1. Mah- kûm ise hücresinin karanlığında, çoğunluğun gözünden saklanabi- len bir cinayete (daha) tanık olmuş, çoğunluğun bilmediği ya da gör- mezden geldiği "'yanm kalmış ha- yaüar"dan bırini (daha)devralmış.. Ama insana daır umudunu da bir kez daha yeşertmış... Eşber Yağurdereli 'nin oyunu, me- lodramatik söyleşımlere. duygusal yükselişlere, klişe iletilere yüz vermeden, abartısız bir şiirselliğe dayandınlmış, din- gin bir söylem oluşturuyor. Yazann, biroyu- nu etkili ve vurucu kılacak -bilinen- tek- niklerden hiçbirine fazlaca yaslanmadan sahneye getirdiği süreç yalın bir tartıma oturtulmuş: Yalnızlığı dolduran tek ses. yainızlığı bölen iki scs. yalnızlıktan taşan tek ses. Bu tartım içinde. scy ırcıyi ut lumsal \ icdanıyla baş başa bırakan bir ti- yatro deneyimi biçimleniyor. "Akrep" duygulann boşalma noktasına ulaştınl- madığı. düşünsel vurgusunu oyun ötesine ve tiyatro salonunun dışma taşıyan. ken- dine özgü bir duyarlık çizgisi oluştuımuş bir oyun. ASTın başanh yorumu Ankara Sanat Tiyatrosu, metnin içerdı- ği duyarlıkla bire bir örtüşen, basanlı bir yapıma imzasını atıyor. Yönetmen Rutkay Aziz. oyunun görsel ve işitsel düzleme yansıyan boyutlannı biçimlendirirken. özenli bir ekonomiyie değerlendirdiği, sahne olayının temel tartımını belirleyen bir sahne metni oluştunnuş. Hücrelerin bulunduğu bölümün boğucu sessizligini. irkiltici bir şiddetle yırtarak açılıp kapa- nan demir kapılan. Hücre yalnızlığının doruk aşamalannda, Sinop Kalesi'ni yı- karcasına duvarlara çarpan Karadeniz dal- galannın. kimi zaman dost kimi zaman bungunluğuçoğaltantürküsü. KemalGü- nüç'ün. oyunu baştan sona saran. sahne- deki dingin söylemin "vahşete. isyana, korkuya. ölüme. cinayete, sevince. yaşa- ma. aşka, umuda dair" boyutlannı çarpı- cı bir sessel boyutta yorumlayan müziği. İnsan kimliklerini robotsu bir sessizliğe gömmüş gardiyanlann tekdüze ayak ses- leri. Temelde sesle sessizliğı çakıştıran, vunıcu düzeyde işitsel sahne düzeni. Rutkay Aziz, yan karanlık iki hücreden ve iki oyuncudan oluşan görsel malzeme- yi. yine yalın örgeler kullanarak anlamlan- dınyor. Çaycının sessizce getirdiği ve da- ğıttığı tavşan kanı çayla dolu bardaklar, mahkûmlann hücre duvanndaki çıviye asıh kara naylon torbalan, yatma ve kalk- ma anlannda soyunup gıyinmeler, gardi- yanlann yemek getırişi gibi yalın örgeler, hapishane ritüelinin görsel göstergelerini oluşturuyor. Aynı zamanda. hücre orta- mında yaşanan zamanın başlangıcının ve sonunun belirsizliğinin, kişinin içine kıs- tınldığı sürecin uçsuz bucaksızlığının... Oyunun ortalannda yer alan düş sahnesin- de ise hücre parmaklıklannın açılıverdi- ğini, zindanın bir bayram yerine döndü- ğünü; a^ka. sevgiye ve sevince yönelen düş kahramanlannm neredeyse duvann ötesi- ne geçip dalgalarla kucaklaştığını duyum- suyorsunuz. Rutkay Aziz, yalnızca Yağ- murdereli'nin oyununun altmetninden çı- kardığı öğeleri, yalnızca bu oyunun tonu- na ve dokusuna özgû bir kullanımla, özen- le, dozunda bir duyarlıkla değerlendıri- yor. Bflgin Yağmurdereli rolünde Oyunun iki başoyuncusu LemiBiigin (1. Mahkûm) ve AJtan Erkekli (2. Mahkûm) işte böyle duyarlı bir sahne düzeni içinde yorumlannı kotanyorlar. Lemi Bılgin, oyun öncesinde başlamış olan ve oyun ötesine uzanan yaşantının gözleri görme- yen, aydın kahramanını, görsel ve işitsel düzeyde alabildiğine abartısız bir yorum- la canlandırarak "zor"un üstesinden geli- yor. OyTinun başından sonuna dek sahne- de. Geçmışte oynadığı çoğu rollerde oldu- ğu gibi, karakterle zorlanmadan bütünle- şen bir oyuncu. Yumuşak, hiçbir engele ta- kılmayan,doğalbiryorumsunuyor. Eşber Yağmurdereli'ye fiziksel benzerliği de ti- yatro için çarpıcı bir etken. 1. Mahkûm'un sonsuz zaman ıçme ya- yılmış hücre yaşantısını geçici bir süre ıçır. deği;.!!!". 12. Mahkûm'un serüvenı ise daracık bır zaman dilimi içinde, yaşamla ölümü ayıran bıçak sırtında oluşuyor. 1. Mahkûm'un ve seyircinin bilincine gülle gibi düşen bu sıradan suçluyu, dozu abar- tılmış komik, melodramatik. trajik boyut- larda bir sahne kahramamna dönüştürmek işten bile değil. Altan Erkekli ise oynadı- ğı oyun kişisini. dıştan gözlemlenip. ti- yatronun kurallanna göre kotanlmış bir "kompozisyon'' malzemesi olarak değil, "Akrep''oyunundan uzanıp toplumsal vic- danımızl alaşaniç gerçektiğiyle kavTayrp sahneye getiriyor. Altan Erkekli, ince uzun biryoldayıllarcaadımadım, biilnçle iler- leyerek ulaştığı oyuncu kişiliğinin doruk noktasına ulaşmak üzere. Yağmurdere- li'nin 2. Mahkûm'da yarattığı "zor" ama "verimli" sahne kişiliğini. belleklerde yer edecek bir yorumla sunuyor. Çaycı Mahkûm'da Erol Demiröz, iki Gardiyan'da MetinCoşkunve HakanAkıa Savcı'da Koray Ergun, oyunda taşıdıkla- n görsel ve işitsel işlevleri kusursuzca ye- rine getiriyorlar. Rolleri çok kısa da olsa. onlar "Akrep" yapımının "olmazsa ol- maz"kişileri. "Akrep" Ankara Sanat Tiyatrosu'nun övünçle anacağı bir yapım. Posta kodu: Kent: Telefon/Faks: Cinsiyeti: Doğum tarihi: Medeni durumu:... Eğitim durumu: Mesleği: (Öğrencı ya da Öğretmen ise) Okul adı: Okul numarası:. (Lütfen işaretleyiniz) UYE ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ 1 YENİ ÜYE | 5.000.000 TL ! 2.500.000 TL YENİLEME 3.000.000 TL 1.500.000 TL * işaretlediğim tutarı kredi kartı hesabımdan alınız. CIVISA LEUROCARD Kart no: __MASTERCARD Son kullanma tarihi: * İşaretlediğim tutarın banka dekontunu adresinize/faksınıza göndereceğim. Çağ Pazarlama A.Ş.'nin: D Iş Bankası Cağaloğlu Şb.405543 C Akbank Nuruosmanıye Şb.1571801 L Yapı Kredi Bankası Çemberlitaş Şb. 32529 ~ Halkbank Cağaloğlu Şb. 39035380 * İşaretlediğim tutarı posta çeki hesabına gönderdim. PTT Çek No: L 666322 Çağ Pazarlama A.Ş. Hesabı Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41 (34334)Caqaloglu-İstanbul Tel:(212)512 05 05 Faks:(212)512 48 30 I S T »»"1 5.ULÜSLARARASI aLvn İSTAUUL «*KFI BIENALI 5 EKİM - 9 KASIM 1997 BienaTde son hafta! 1XX5• Darphane-i Amire, Salı hariç her gün 10.00-19.00 arası • Aya İrini Müzesi, Salı hariç her gün 10.00-19.00 arası • Yerebatan Sarnıcı, her gün 10.00-17.00 arası • Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi, Pazar hariç her gün 10.00-18.00 arası • Kiz Kulesi, her gün 19.00-05.00 arası • Atatürk Hava Limanı, her gün 10.00-19.00 arası • Haydarpaşa Garı, her gün 10.00-19.00 arası • Sirkeci Garı, her gün 10.00-19.00 arası Bilet fiyatları: Darphane-ı Amire tam 65 yaş ve üzeri, öğrenci Aya İrini Müzesi ve tam Yerebatan Sarnıcı 65 yaş ve üzeri, oğrenci BIENAL SPO\SORLARI T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI BAŞBAKANLIK TANITMA FONU İNTERPANJ KURULU 500.000 TL 250.000 TL 500.000 TL 250.000 TL Merced«>s Benz • » • ' " *- * ' " KURUMSAL SPONSORLAR •=•-=-=•=?£• MARMARA RENAULT Bu ılan Cumhjrıyet Gazetesi'nm katkıstyla vayınlanmıştır. Cumhuriyet YAZI ODASI SELİM İLERİ Biraz da Şıı İlânlar: Yıldız dergisinden söz açmıştım; hani şu 1938'in "on beş günde bir çıkar Gençlik, Güzellik, Sine- ma ve Sanat Rövüsü." Rövünün ilanları birbirin- den güzel. Dilerseniz, bugün onlara göz atalım. Meselâ, en güzel tırnaklar ve en güzel eller... pardon, en cazip eller yalnız 'Cutex' ile elde edi- iebiliyormuş. Alfabemizde olmayan V e demek daha o zaman yenilmişiz; marka markalığını koru- muş. Cutex en yeni tırnak cilâsıymış. Oje sözcüğü he- nüz ortalarda yok. Cutex tırnağa gayet kolay ve muntazam bir şekilde yayılır; asla çatlamaz ve pü- rüzlenmezmiş. Bir başka özelliği. parlaklığını uzun süre kaybetmeyişiymiş. Cutex'in renklerine gelince, bunlar, eşsiz bir gü- zellik ve cazibeteminatıymış. Ellerin manikürü -ilâ- nın deyişi böyle- Cutex'in renkleriyle tamamlandı- ğında, elleriniz bir cazibe kaynağı olacak ve bütün nazariarı kendine çekecekmiş. Bu cazibe aslında bir "şiir güzelliği"ymiş. Şimdi renkleri sıralıyorum: "Naturel/Rose Cora- i\l Coqueliquot"... Derken kesenin bereketiyle ilgili bir açıklama: "Cutex tırnak cilâsı, bir hafta, bozulmadan dayan- dığı için, son derece iktisadi ve yorgunluksuzdur da..." Cutex'in hemen yanı başında, "en son moda ve en modem hususiyeti haiz biricik parfüm": Fruit Vert. Efendim, Paris'in bu meşhur parfümü, dün- yada şimdiye kadar hiçbir kokuya nasip olmamış bir gençlik ve zarafet veren kokuymuş. Fruit Vert'in bu rayihası hep ilkbahar çiçeklerinden geliyormuş. O kadar ki, Fruit Vert kullanan bir hanım, ilkbahar çiçekleri kokusuyla buğulanan bir kameriyeyi an- dırırmış. Açılmış çiçekler havayı, taze ve cazip ko- kularıyla birdenbire sarıverirmiş... Yıldız dergisi ilanları güzelliğinizi hangi sabuna 'itimad' edeceğinizi de açıklıyor. Bu sabun, bugün de satımda olan Palmolive. Ama Palmolive sabu- nunun o günkü duyurumlan çok başka: "Palmolive Zeytin Yağlı Sabun I Bayanlar, en kıy- metli varlığınız güzelliğinizdir. Onu, aslını bilmedi- ğiniz sabunlara terk etmeyiniz." Sabun ilânlarına bayılınm: Hep hanımlara hitap ederler. Böylece erkeklerin sabun kullanmadığı gi- bisinden bir sanı uyandırmakta üstlerine yoktur. Palmolive sabununa gelince, yalnız ve yalnız zeytinyağı, hurmayağı kanşımındanoluşuyormuş. Bize göre sağ köşede otuzlu yılların ince kaşlı, koyu dudak boyalı ve ortadan ayrık, dümdüz, kı- sa saçlı bir hanımı; solda şu yazı, imlâsını değiş- tırmiyorum: "Jolı Fam ı Kıremi, Podrası. Ru'an, Allıklan I Güzelliğin teminatıdır." "Dudaklannıza vereceğiniz zarifbir renk ve şe- kille yüzünüzün bütün manasını değiştirir; çehre- nize başka bir sihir, başka bir incelik bahşedebi- lirsiniz. I Louis Philippe (Ang elus) rujlan I En latif kırmızı ve altın renklehe işlenmiş zarif ambalajını, kibar muhitlerin bütün kadınlarının kullandığını bizzat siz de görebilirsiniz." Bu 'kibarmuhitler' deyişi, taa altmışlara, altmış- lann sonuna kadar sürmüştür. Sonra galiba birden- bire kayboldu. Kibar muhit mi kalmarruştı, yoksa , kibar muhitlere ihtiyaç mı kalmamıştı? 'Aga Baltık' radyoları, dünyanın en ileri tekniği- nîn şaheserleriymiş. Sesleri latıf olduktan başka şe- killeri de evin belli başlı süslerinden birini teşkil ediyormuş. "Eve bir Aga Baltık radyosu aldık, evi- miz pek süslü oldu..." O arada Münir Nurettin Selçuk'un "yeni oku- duğu" ikifantezi şarkı Odeon plaklannda: Akşam yine gölgen, Saçlarıma ak düştü. Bu "fevkalâde plak" kanun, keman ve piyano refakatiyle okun- muş. Münir Nurettin Bey'in altında Kifıdes'in Ankara Bandajı: "Iğri ve çarpıkbaşparmaklannızı doğrult- maya ve ayağa bediî bir şekil vermeğe yegâne ça- redir." Korse Modern sahibi Bayan Kalo Eliş'in iki ilâ- nı bir arada: llkinde Guerlain'in 8/9 parfümü; "Mo- dem kadtna ikram edilen en güzel hediye", beda- va numunesi Beyoğlu Istiklâl Caddesi'nde Bayan Kalo Eliş'in 241 numaradaki Korse Modern ma- ğazasındaymış. Ikinci ilânda aynı Korse Modern 291 Tîo'da gösteriliyor; "En son fantezi lastik ve kumaş korseleri, mideli ve midesiz sutiyenler, sıh- hi ve fenni korseler, çorap ve lastik." Bir dönemin dünyasını ilanlardan okumak müm- kün. Bir de "Holstina" boyaları var ki, onu gelecek yazıya bırakıyorum. Takvimde Iz Bırakan: "Ismet Solucan Bisküviti I Barsak kurtlannın en birinci devasıdır. Büyük ve küçüklere emniyet ve itimat ile verilir. Her çocuk seve seve yer. Çocuk- larınıza senede birkaç defa ihtiyaten veriniz. Aile doktorunuza danışınız." Yıldız dergisi, 15 Sonka- nun1939. KİTAP FÜARPNDA BUGÜN ASALONL • 1230-14.00'te KKTC Milli Eğitim. Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlığı Kültür Dairesi'nin düzenlediği, Ali Nesin. Mustafa Gökçeoğlu ve İsmail Bozkurt'un katıldığı panel izlenebilir. • 14.00-16.00'da Edebiyatçılar Demeği'nin düzenlediği. Orhan Koçak. Ahmet Inam. Öner Cnalan ve İsmail Demirdöven'in katıldığı 'İfade, Dü, Özgürlük ve Bireyleşme' başlıklı panel yer alıyor. • 16.00-17.30'da Bilim ve Ütopya dergisinin düzenlediği. Muazzez llmiye Çığ ile 'Dinkrin Sümer'deki Kökeni" başlıklı söyfeşi izlenebilir. • 1730-18.30'da Dünya Kitap'ın düzenlediği 'Dünya Kitap Dergisi ve Dünya Yayıncılık 1997 Ödulİeri"1 Ödül Töreni yer alıyor. • 19.00-20.00'de Yapı Kredi Vayınlan'nın düzenlediği. Mario Luzi, Enis Batur. Işıl Saatçioğlu'nun katıldığı 'Mario Luzi'nin Şiiri Etrafinda' başlıklı söyleşi izlenebilir. BSALONL • 15.00-17.00'de MorÇatı'nın düzenlediği. Hülya Gülbahar, Ufuk Sezgin. Sevgi Yöney ve Altan Şahinoğlu'nun katıldığı "Kadının Ozgürieşme Sürecinde Mor Çatı'nın Rolü' başlıklı panel izlenebilir. • 17.00-18.30'da Boyut Yayıncılık-SODEV tarafından düzenienen, Yurdakul Fincancıoğlu, Ugur Büke, Aydın Cıngı'nın katıldığı "Blair Devrimi' başlıklı panel yer alıyor. BUGÜN • İDOB AKM Büyük Salon'da saat 20.00'de Carmen'i sahneliyor. • GÖÇERLER FOTOĞRAF KÜLUBL nde saat 19.30'da Fatma Özdirek'in 'As>a Söylencesi' başlıklı dia gösterisi izlenebilir.(0 216 336 58 43)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear