Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 1997 SALJ
HABERLER
Susurluk Komisyonu üyesi CHP'li Fikri Sağlar, İbrahim Şahin'in 7-8 kişi tarafından korunduğunu söyledi
'Çeteler hücuma geçti'ALPER BALLI
ANKARA - Susurluk Komısyo-
nu'nun CHP'li üyesi Fikri Sağlar, ilk al-
tı ayda kirli ilişkilerin aydınlatilması
için birçok eylem gerçekleştıren halkın
ikinci altı ayda gen çekıldigını; çetele-
rin hücuma geçtiğinı söyledi. Sağ-
lar,"Onlar prestij kazandı. İbrahim Şa-
hin 7-8 kişi tarafından konınuyor. Zaten
bunlar arka arkaya sıralandıkça bu hü-
kümetten bir şey beklememek gereki-
yor.Dok'ün kapılan kapalıydı" dedı.
Fıkn Sağlar'ın Susurluk'la ilgilı soru-
lanmıza yanıtlan şöyle:
- Yeni bir komisyon kurulmasının bei-
ki de soruşturma komisyonuna dönüştü-
relerek kurulması gerektiğini düşünüyor
musunuz?
- Komisyon çalışmasını tamamladı ve
bitti. Mart ayından sonra bir sene geçi-
yor ondan sonra yeniden kurulacak ko-
misyonda benzeri olaylan irdeleyebile-
cek meclis oluşumlan bu sefer daha
farklı davranacak. Birkerekomisyonlar
daha yetkıli olmalı. Daha çok yetkililer-
le donanarak, yeniden bu konulann üze-
rine gıtmeli.
Çete oluşumlannın faaliyetlerini ra-
hatlatacak. bunlardan kendilerine çıkar
sağlayabılecekoluşumlar. "Devletsırn"
kavramı üzerinde durulması gerekiyor.
Devlet sırn kavramı arkasına saklanıl-
mış. Bence Türkiye'de atanmış olan in-
sanlar seçilmiş olan insanlardan daha
çok bilgi sahibi insanlar ve halk demok-
rasinin tanımının temel noktası olan halk
için halk adına yönetim tanımı esprisi or-
tadan kalkmış oluyor. Atanmışlann dev-
let sırnna sahip olmalan demek halk için
halkın kendisini yönetmesi anlayişından
uzaklaştığını gösteriyor. Atanmışlar çı-
kıp diyorlar kı. "Biz bu örtülü ödenekie
ilgili harcamayı söylersek savaş çıkar ya
da biz bu silahlan nereye venüğimiz söy-
lersek savaş çıkar."
• Sağlar: Hep
"devlet sırrT
kavramı
arkasına
saklanılmış.
Bence
Türkiye'de
atanmış olan
insanlar,
seçilmiş olan
insanlardan
daha çok bilgi
sahibi.
Savaş karannı TBMM verir. Yani se-
çilmiş olanlar verir. Hiçbir yasa bir atan-
mışa bir memura ülkeyi savaşa sokabi-
lecek yetkileri ya da faaliyet görev açık-
lamasını yapmamıştır. Bunlar. bir ülke-
yi savaşa sokabilecek, ülkenin geleceği
ile oynayabilecek kararlan verebilmek-
teler. Bu, hukuk devletinden uzaklaştı-
ğımızın önemli göstergelennden bıridir.
Güvenlik güçleri istihbarat örgütleri-
nin hesap vereceği yer yok. tstihbarat
güçleri başbakana bağlıdır. Cumhurbaş-
kanına bilgi verir. Sonra cumhurbaşka-
nı. başbakan sustuğu zaman ya da bu iş-
lerin içinde olduğu zaman ne yapacak-
sınız? Onu denetleyen bir mekanizma
yok. Onu denetleyen mekanizma cum-
hurbaşkanı ve başbakanı seçen meclis-
tir. Ama meclis bu denetimi elinde tut-
madığı içindirki istihbarat örgütleri ken-
di başlanna keyfi hareket içerisıne gire-
bilmektedir.
- Susurluk nasıl aydınlanır?
- Kararlılıkla üzerine giderek. Bu bağ-
lantılann içinde yer alanlann itiraflan-
nın da aydınlanmada çok büyük önemi
olabilir. Faili meçhul cinayetlere giden-
lerin gerekçeleri, insanlar bildikleri, eğer
katil değillerse, olaylann görgü tanığı
iseler, toplumda kendüerini hoşgörüyle
kabul edecekleri bir mekanızmanın ku-
rulması gerekiyor.
Hoşgörii, toplumsal uzlaşma ve bil-
diklerini aktarma komisyonu kurulabi-
lir. İnsanlar, oraya gelmeliler. Olaylan
takip eden ve olaylan faili olan bilgi sa-
hibi olan insanlar da kendüerini aklama
yolunda, toplumla banşma yolunda bil-
diklerinı anlatarak olaylann çözülmesi-
ne yardım etmeli.
- Dokunulmazlıklar_
- Dokunulmazlıklan kaldıramadık bir
yıldır. Dokunulmazlıklann kalkmamış
olması bu konuda çetelenn cesaret ka-
zanması güç kazanmasma neden oluyor.
Ben geçen bir yılı ikiye ayınyorum. İlk
altı ayı toplumsal kararlılık ve bunun pe-
şi sıra çetelenn bütün yaptığı olaylar,
Türkiye'nin hukuk devletinden çıkanl-
ması nedenleri. kışileri, örgütleri kurum-
lannın ortaya çıkması birinci altı ayda
halkın büyük kazanımı, büyük ilerleme-
si var.
İkinci altı ayda ise çetelenn karşı ta-
amızu ve bir kazancı var. Dokunulmaz-
lıklar kaldınlamadı. Yargıya ıntikal et-
miş bu konudaki sanıklar rutuksuz ola-
rak yargılanmaya başlandı. tkinci ışık
söndürme olayında da halk geriye çekil-
di. Çeteler hücuma geçtı. Onlar prestij
kazandı. fbrahim Şahin 7-8 kişi tarafın-
dan korunuyor. Zaten bunlar arka arka-
ya sıralandıkça bu hükümetten bır şey
beklememek gerekiyor. Bunlann da RE-
FAHYOLdan farklı olmadığı ortaya çı-
kıyor. Kamuoyu bunlan görüyor. Ger-
çekten halkımız demokratik hukuk dev-
leti yönündeki talebini devam ettirerek,
istediği noktaya ulaşacak mıdır? Yoksa
çeteler kendi düzenini devam ettırecek-
tir. Eski tas eski hamam devam mı ede-
cek? Yeniden fali meçhuller başlayacak
mı? Düşüncesinı açıklayan insan kode-
se ya da kurşunla öbür dünyaya gönde-
rilmeye devam edecek midir?
BİTTİ
İstanbul Barosu Başkanı
YücelSayman.
Sayman
'Kutsal
devlet
korundu'
Susurluk davalannı ba-
şından ben izleyen İstanbul
Barosu Başkanı Yücel Say-
man. "kutsal devlet anlaşı-
şı'"nın her olayda korundu-
ğunu söyledi. Sayman'ın.
"devlettekı ters yapılanma"
konusundaki görüşü şöyle:
Bu yapılanma çerçe\esınde
terörle mücadele yöntemi
olarak bazı kararlaralınıyor
ve uygulanıyor. Bu kararlar
ve uygulamalar çerçevesin-
de de hukuki temelı olmadı-
ğı halde korucular adı veri-
len sılahlı kişilerle adı cina-
yetlere ve uyuşturucu ka-
çakçılığına kanşmış kişıler-
den yararlanılıyor. Onlara
olanaklar sağlaniyor. Faili
meçhul cınayetler gıbi ka-
rarlar alınıyor.
Sorun bu yapılanmanın
doğru olup olmadığı. yasal
bir zeminde yapılıp yapıl-
madığı. Bu. ancak bir hu-
kuk de\ leti bilincıyle yakJa-
şılırsa ortaya çıkar. Parla-
mento ve hükümette olsun
hep bir ~kutsal devlet" an-
layışı var. Devlet sırn, tıca-
ri sır gibı kavramlar altında
esas iddianın üzenne gıdil-
medi. Bu ıddia yolunda
maddi delil intikal ettirilme-
di. Yargı da ortaya çıkanlar-
la ılgili olarak henüz tüm
yetkisıni kullanmadı. Tıka-
nıklık ortaya çıktı.
S u s u r l u k ' u n b i r y ı l ı
Devlet suçüstü yakalandıKEREM ILGAZ/ HÜLYA TOPCU
Balıkesir'in Susurluk İlçesi'nde 3 Ka-
sım 1996 tarihinde meydana gelen trafik
kazası devlet içinde örgütlenildiğinden
kuşkulanılan "çete"ninvarlığını üstüörtü-
lemeyecek delıllerle açığa çıkardı.
Kazada Ankara Bahçelievler katliamı
sanığı, uyuşturucu kaçakçılığından hü-
kümlü ve eski ülkücü Abdullah Çatiı. Te-
rörle Mücadeleden Sorumlu eski Emniyet
Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ ve İco-
rucubaşı DYP milletvekili Sedat Bucak'ın
birlıkteliğı kanıtlandı. Otomobilde suikast
amaçlı sılahlar. bir miktar uyuşturucu ve
dönemın İçişleri Bakanı MehmetAğar ım-
zalı özel silah taşıma ruhsatlan ele geçiril-
dı. Olaydan sonra sivil toplum örgütleri ve
medya, çetenin suçüstü yakalandığını be-
lirterek. çetenin bütün bağlantılanyla açı-
ğa çıkanlması için ülke genelinde yoğun
kampanya başlattılar. Medya elde ettiği ba-
zı görüntülerle çetenin varlığını ve ilişki-
lerini belgelerken, sivil toplum örgütleri de
Türkiye'nin bugüne dek gerçekleştirilmiş
en büyük sivil eylemlerinden olan "Sürek-
li Aydmhkİçin Bir Dakika Karanhk" kam-
panyasını başlattı.
TBMM'nin muhalefet kanadını oluştu-
ran CHP ve ANAP liderlen de sivil toplum
örgütlerinin bu tepkisi doğrultusunda çete-
nin açığa çıkanlmasını siyasal platformda
dile getirdıler ve TBMM 'de Susurluk Araş-
tırma Komisyonu oluşrurulmasını sağladı-
lar. Çalışmalannı tamamlayan komisyon
da. araştırmalannda "siyaset- mafya- dev-
let" bağlantılı bir çetenin varlığını tespit
ettiklerini belirttiler.
Komisyona ifade veren ve aralannda
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Da-
ire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı'nın da
bulunduğu birçok üst düzey yetkıli de çe-
tenin varlığına ilişkin açıklamalarda bu-
lundular. Trafık kazasını soruşturan Susur-
luk Cumhuriyet Savcısı İmdat Kaçan. el-
de ettiği bulgulardan olayın "çete" boyu-
tunun bulunduğunu belirterek hazırladığı
fezlekeyi İstanbul Devlet Güvenlik Mah-
kemesi'negönderdi. Böylece Susurluk da-
vası başladı.
Kamuoyu ve medyamn çabasıyla çete
olayı yargılanma aşamasma gelirİcen RE-
FAHYOL hükümetinin yaklaşımı, adeta
çetenin açığa çıkanlmaması yönünde oldu.
Dönemin Başbakanı RP lideri Necmettin
Erbakan. olayı "fasa fiso" diye niteledi.
Erbakan ve Adalet Bakanı Şevket Kazan
dokunulmazlıklan kaldınlması istenen
Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'la ilgili fez-
lekeleri "yetkileriolmamasına karşın" yak-
laşık 4 ay tuttuktan sonra TBMM'ye gön-
derdiler. Başbakan yardımcısı DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller de olayla ilgili yaptı-
ğı açıklamada, "Bu vatan için kurşun atan
da yiyen de şerefKdn-" diyerek hakkında çe-
te suçlaması bulunanlan savundu. RP ve
DYP milletvekilleri Ağar ve Bucak'm do-
kunulmazlıklanmn kaldınlmasını TB-
MM'de engellediler.
REFAHYOUdan sonra kurulan yeni ko-
alisyon hükümetinin olaya yönelik uygu-
laması da beklenilenin aksine hayal kınk-
lığı yarattı.
Çünkü yenı hükümet, kamuoyunda ku-
marhaneler kralı olarak tanınan Omer Lüt-
fi Topal cinayetiyle ilgili İstanbul polisin-
ce gözaltına alınan özel tim görevlilerini
genel müdürünün bilgisi dışında teslim ala-
rak Ankara'ya götüren ve hakkında açılan
soruşturmada açığa alınan Emniyet Genel
Müdür Yardımcısı HalilTuğ'u görevine ia-
de etti.
TBMM'de yeniden gündeme gelen Ağar
ve Bucak'ın dokunulmazlıklan, ANAP ve
DSP'li komisyon üyelerinin toplantıya ka-
tılmamalan nedeniyle kaldınlamadı.
Susurluk soruşturmalan sırasında çete-
nin uzun yıllar önce faaliyete başladığı ve
NATO ülkelerinde örnekleri görülen Gla-
dio tipi bır örgütlenmeye sahip olduğu id-
dialan tartışıldı. TBMM bünyesinde oluş-
turulan Susurluk Komisyonu'na verilen
ifadelerde Susurluk çetesinin 1 Mayıs 1977
katliamı ve gazetemiz yazan Uğur Mum-
cu'ya düzenlenen suikast başta olmak üze-
re birçok olaya etkisinin bulunduğu ileri
sürüldü. Bu olaylar şunlar;
- 1 Kasım 1994- Emeklı Binbaşı Cem
Ersever ve arkadaşlan Mustafa Deniz ve
Neval Boz'un kaçınlarak öldürülmesı
- 21 Şubat 1993 Avukat Metin Can ve
doktor Hasan Kaya'nın kaçınlıp öldürül-
mesı
- 28 Temmuz 1993- Özgür Gündem Bit-
lis muhabıri Ferhat Tepe'nin kaçınlıp öl-
dürülmesi
-12 Mart 1995 Gazi katliamı
-10 Mayıs 1994 Sağlık Bakanlığı Teftiş
Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdo-
ğan'ın öldürülmesi
- 14 Ocak 1994- BebçetCantürk'ün öl-
SIFIR NOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR
TÜYAP16. İstanbul Kitap Fuan sü-
rüyor. Size, yazarlardan ve kitaplar-
dan söz etmek istiyorum. Önceki ak-
şam Kitap Fuan'nda Lübnan asıllı
Fransız yazar Amin Maalouf'u dinle-
dim.
Maalouf, Istanbul'a ilk kez geliyor-
du. Yakından tanıdığım şehir diye an-
lattı istanbul'u. İstanbul, yüzlerceyıl o-
nun ailesinın başkentiydi. Maalouf,
"1915 yılında Beyrut'ta doğan ba-
bam, gözlerini başkenti İstanbul olan
Osmanlı Imparatorluğu'nda açmıştı.
Dedem, dedemin dedesi Osmanlı
devletinin birer yurttaşıydılar. İstan-
bul onların da başkentiydi."
Söyleşide son kitaplanndan "Do-
ğu'nun Limanlan" tartışma konusu ol-
du. 1909 yılında Adana'da Ermeni-
ler'e yönelik eylemlerie başlayan ro-
mana, Türk aydınlannın diğer roman-
ları kadar ilgı göstermediği söylendi.
Bu tavrın sıyasi bir amacı olduğu da
vurgulandı. Birizleyici, neden 1915'in
Fuar'da Kitaplar
romanda yer almadığını da sordu.
1915 tarihi, Ermeni'lerin Anadolu'dan
sürgün edildıği, katliama uğradığı bir
yıl olarak kabul edildiği için bilinçli bir
görmezlikten gelme şüphesi dile ge-
tirildi.
Maalouf, böyle bir amacının bulun-
madığını. zaten yazann tarihi kruno-
lojiyi takip etmek diye bir görevi de ol-
madığını belirtti. "Doğunun Limanla-
n"nı, 30 yıl önce tanıdığı bir kişinin anı-
lanndan yola çıkarak yazdığını, bu ne-
denleeserini gerçeğeyakın birbiyog-
rafi üzerine kurduğunu vurguladı.
•••
Kitap Fuan'nın bu yılki onur yazan
Vedat Günyol. Günyol, Cumhuri-
yet'in ömek aydınlanndan. Kısacası
o, kültürümüzün temel taşlanndan bi-
risi. Çevirileriyle, denemeleriyle, eleş-
tirileriyle onlarca esere imzasını attı.
Köy Enstitülerinde öğretmenlik yaptı,
1940'lardayayımlanan ünlü Milli Eği-
tim Bakanlığı klasiklerinin çevrilip ya-
yına hazırlanmasında etkin bir rol al-
dı. Her aydın gibi tutuklandı, yargılan-
dı. Bu ülkenin eziyetine, cefasına kat-
landı. 86 yaşında hâlâ dimdik ve ça-
lışkantutumuyla, hepimizeörnekolan
bu değerii aydınımıza nice küttür do-
lu yıllar diliyoruz.
Fuar kitap demek. Ben de son gün-
lerde elimde tuttuğum bazı kitaplan
size tanrtmak istiyorum.
ServerTanilli'nin son kitabı, "Yara-
ttcı Aklın Sentezi". Adam Yayınla-
n'ndan çıkan ve Felsefe'ye Giriş baş-
lığıyla sunulan eserin içinde; 1. İnsan
Nedir, 2. Düşünmenin Diyalektiği, 3.
Gerçeklikle llişkiler, 4. Yaşama Anlam
Vermek, 5. Geçmişten Geleceğe, bö-
lümleri yer alıyor.
Catherina Gavin'in "Aşkta ve Sa-
vaş'ta Mustafa Kemal" adlı anı kitabı
ilginç. Çivı Yazılan'nın yayımladığı bu
ilginç kitabın çevirmeni Dara Çola-
koğlu. Romanın baş kahramanları
Mustafa Kemal ve Evelyn Barett.
Kurtuluş Savaşı'nın karmaşık koşulla-
rında Mustafa Kemal'in bir Amerikalı
kadın gazeteciyle yaşadığı aşkın ro-
manı, etkileyici ve sürükleyici.
Mahmut Alınak'ın toplatılan kitabı
"Şiro'nun Ateşi"r\\ ne yazık ki önere-
miyorum. Berfin Yayınlan'nın çıkardı-
ğı bu kitabı raflarda bulmanız müm-
kün değil. Türkiye, hâlâ kitap toplayan
bir ülke olma özelliğini koruyarak Av-
rupa Birliği'nin kapısında bekliyor.
Pencere Yayınları'nın "Hz. Ali'nin Şi-
irieri" ve "Gülen Anadolu" kitaplan da
ilginç.
Ataol Behramoğlu ve Metin De-
Susurluk raporu
Olaydan sonra srvil toplum örgütleri ve medya, çetenin suçüstü yakalandığını belirterek, çetenin bütün bağ-
lantilanyla açığa çıkanlması için ülke genelinde başlatbğı yoğun kampanya, aralıklaria bir yıldır sürüyor.
dürülmesi
- 25 Şubat 1994- Lice' li avukat Yusuf
Ekincinın öldürülmesi
- 11 Kasım 1994- Behçet Cantürk'ün
avukatı Medet Serhat ve şoförü İsmail Ka-
raalioğlu'nun öldürülmesi
-25 Ocak 1994-Lıce'hSefaErdyes'ın
öldürülmesi
- 29 Ocak 1995- lranlı Lazo ve Sim-
ko'nun öldürülmesi
- 3 Haziran 1994- Savaş Buldanın öldü-
rülmesi
: 28 Temmuz 1996- Kumarhaneler Kra-
lı Ömer Lütfi Topal'ın öldürülmesi
- 27 Ağustos 1996- Tevfik .\ğansoy'un
öldürülmesi
- 27 Eylül 1995- Özer Çüler'in kuryesi
Mehmet Urhan'ın öldürülmesi
- 7 TtP üyesi gencin kurşuna dizildiği
Bahçelievler katliamı
- Balgat katliamı
- 2 Mart 1995 TankÜmit'in kaçınlarak
öldürülmesi
Oral.Çalışlar(a raksnet.com.tr
mirtaş'ın 25 yıllık mektuplaşmalannı
içeren "Şiir'in Kanadında Mektuplar"
Toplumsal Dönüşüm Yayınlan'ndan;
Nuriye Akman'ın "Üzümünü Ye Ba-
ğını Sorma" başlıklı söyleşileri Imge
Kitabevi'nden; HünerTuncer'in "Irk-
çılıktan Özgürlüğe: Güney Afrika",
Metin Gür'ün "Şeriat ve Refah "ı Çağ-
daş Yayınlar'dan; Ayşe Kilimci'nin
"Yeni Moda Aşklar Destan"\ Papirüs
Yayınlan'ndan; Afşar Timuçin'in
"Bütün Şiirieri 1, 2, 3" Insancıl Yayın-
lan'ndan; Dinçer Sezgin'in "Gö'z/e-
rinde Mavi Kuşlar" başlıklı öyküleri Et-
ki Yayınlan'ndan,; Gökçen Art'ın
"Şeyhülislam Fetvalannda Kadın ve
Cinsellik" araştırması Çivi Yazıla-
n'ndan: Osman Namdar'ın "Sukuşu
Beklemeleri" başlıklı şiir kitabı Öteki
Yayınlan'ndan.
Hepinize iyi fuariar ve bol kitaplı
günler diliyorum. Kitaplann yasak ol-
madığı birTürkiye'ye kavuşmak özle-
miyle.
Yasadışı
öı^üderi
devlet büyüttü
• Rapora göre, yasadışı örgütler, hukuk
devleti içinde önlenmesi ve tamamen
ortadan kaldınlması gerekirken aksine
büyütüldü. Korkut Eken ifadesinde, bu
tür faaliyette bulunanlann sayısmı 200
bin olarak açıkladı.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hazırlanan
320 sayfalık Susurluk ra-
porunda saptamalar şöy-
le devam ediyor:
Faili meçhul cinayetler
binleri buldu. Nitekim fa-
ili meçhul cinayetlerle il-
gili olarak Hüseyin Oğuz.
"Akşam istihbarat örgüt-
leri bize bir tiste verirdi,
sabahleyin de tetikçiler
bu üsteleri gider vurur-
lardı" demiştır.
Araayağması: Kamu-
oyunda hayali ihracat
olarak bilınen konuda,
gerçek dışı ihracat ya-
panlara genellikle belirti-
len organizasyonlara
haksız yere devlet bütçe-
sinden trilyonlarca teşv ik
ödenmiştir. Hazine arazi-
lerinin yağmalanmasına
izin verilmiştir.
Lockhecd skandah:
Bütün dünyada yankılam
uyandıran uluslararası
rüşvet ve yolsuzluklann
önemli bir örneği olan
Lockheed olayı ülkemizi
de yakından ılgilendir-
miştir. Bu konuda TB-
MM'de 1976'da kurulan
komisyon 15 aylık çalış-
ma neticesınde 524 sayı-
lı 278 sayfalık bir rapor
hazırlanmıştır. Bu rapor
bugün tartıştığımız ger-
çekleri yıllar önce gör-
memizi sağlayabilirdi.
200 bin istihbaratçı:
Yasadışı örgütler. hukuk
devleti içinde önlenmesi
ve tamamen ortadan kal-
dınlması gerekirken, ak-
sine büyütüldü. Bubüyü-
me siyasıler, güvenlik
ğûçler, istihbarat feşidlat-
• larının görevlerini yap-
mamasından kaynaklan-
rruştır. Bütün bu gelişme-
ler yasadışı olarak adlan-
dınlan bu örgütlerin ve
oluşumlann büyümeleri-
ne ve etkinlikierini arttır-
malanna yol açmıştır.
De\let içinde çok sayıda
istihbarat teşkilatı kuru-
lurken, bunlar arasındaki
koordinasyonsuzluk ve
çekişme yaşandığı anla-
şılmıştır.
Emekli yarbay, eski
MİT mensubu, Mehmet
Ağar'ın genel müdürlü-
ğü döneminde danışma-
nı Korkut Eken, ifade-
sinde devletin istihbarat
birimleri arasındaki eş-
güdüm eksikliğine dik-
kat çekerken, istihbarat
göreviileri arasındaki
"kişisel kia, ncfretten do-
ğan çekişmeter" yaşandı-
ğı sürece Susurluk ben-
zeri olaylann yaşanması-
nm kaçınılmaz olduğunu
vurguladı. Eken, ifade-
sinde benzer mücadele-
lere giren kişi sayısını
200 bin olarak açıkladı.
Eken, Abdullah Çatlı'yı
gerçek kimliğiyle 1987-
1988'den beri tanıdığım
ve Çath'nın devlet için
"istihbari" çalışmalar
yaptığını, 1980 öncesin-
den bu yana devlete ça-
lıştığını bildiğini söyledi.
JlTEM'in ne görev
yaptığı tam olarak öğre-
nılemedi. JtTEM'in var-
lığı tartışılırken eylemle-
nnın tartışmasız gerçek
olduğu ortaya çıktı
Suçianan siyasiler ba-
kan yapıkü: Kamuda de-
netim sistemi çökertildi.
Devletin güvenlik rapor-
lannda mafya ile ilişkisi
olduğu söylenen kişiler
zaman zaman en önemli
görevlere atanırken ba-
kan bile yapıldı. Eski
Başbakanlık Müsteşan
Hasan Celal Güzel'in ifa-
desinde, bunlann bilinç-
li yapıldığı, yolsuzluğa
kanştığı iddıa edilen ba-
kanlann bir bakanlıktan
alınarak başka bir bakan-
lığa atandığı öğrenildi.
Her şey devlet sırn:
Olaylann gelişıminde
devlet adına kamu görev-
lüerince yapılan bir kı-
sım işlemlerin devlet sır-
n kavTamı altında saklan-
ması etkilı olmuştur. Bu-
na, Korkut Eken'in "Si-
lahlan nereye verdiğüni
söyleyemem. Çünkü dev-
letsımdır" demesi örnek
oluşturmaktadır. Kanu-
nilik ve meşruluk arasın-
daki bağlantı demokrasi-
nin olmazsa olmaz koşu-
ludur. Her şeyin hukuk
içerisinde cereyan etme-
sini sağlamalc vc/feJŞ^l-'
mek devletin görevidir.
Çözümün meşruiyetin
dışında aranması kabul
edilmemelidir. Hukuk
devleti, az yetkıyle çok iş
yapılan deviettir. Bu dev-
lette, kamu g^revlilileri
sadece yasalann uygula-
yıcısı olduklannın bilin-
cindedir. Bu tanımdan
yola çıkarak, devlette gö-
rev alan bürokratlar ya-
salann dışına çıkarak uy-
gulama hakkını kendile-
rinde gönnektedirler.
Bazı bürokratlar kendile-
rini devletin sahibi gibi
görebilmekte ve TB-
MM'den dahi bilgi gizle-
yebilmektedir.
Komisyona bilgi veril-
medi: Komisyon çalış-
malan sırasında bazı
devlet kuruluşlan yete-
rince aydınlatıcı bilgi
vermemışlerdir. Özellık-
le Genelkurmay Başkan-
lığı. komisyonun istediği
bilgilere sert bir yanıt
vermiş, MİT, komisyona
bilgi vermemiştir.
Bittİ
Av. Ergin Cinmen
6
Toplıun, şubatta
rüştünü kanıdadı
9
• Aydınlık için Yurttaş Girişimi Sözcüsü
Avukat Ergin Cinmen: 'Susurluk
halledilemez' demeye kimsenin hakkı yok.
1 Şubat'ta'Sürekli Ay-
dınlık İçin Bir Dakika
Karanhk" eylemi başla-
tıldı. Bir kamuoyu araş-
tırmasına göre Türki-
ye'nin üçte ikisinin des-
tek verdiği bu eylemin
Türkiye'de ve dünyada
bugüne kadar bir örneği
yok.
Her türlü politik görüş
farklılığı bir kenara bıra-
kılarak yapılan eylemde
belli bir uygarlık seviye-
si içinde şiddete kaçılma-
dı. Işadamı SakıpSaban-
cı'dan en radikal grupla-
ra kadar geniş bir yelpa-
zeyı içine alan katılımcı-
lar tepkilerini bir hedefte
topladı. Türk toplumu o
günlerde Susurluk'un
çözüleceğine inanmadı-
ğı için eyleme dört elle
sanldı. Bu toplum şubat
eylemiyle rüştünü kanıt-
ladı.
Toplum, en azından 3
yıl hapis cezası istemiy-
le yargılanan polisleri tu-
tuklattırmıştır. İkinci kez
başlatılan eylem, Ana-
sol-D hükümetine bir
uyan amacı taşıdı. An-
cak Susurluk'u çözmek
vaatleriyle iktidara gelen
bu hükümet bugüne ka-
dar böyle bir işaret ver-
medi.
Siyasi iradeyle toplum
arasında kopukluk var.
-BuişhaUedilemez" de-
meye kimsenin hakkı
yoktur. Devletin içinde
odaklanan çete, uyuştu-
rucu ve kara paranın
merkezinde yeralmakta-
dır. Bu, bütün toplumu
etkilemektedir. Benim
çocuğum u>-uşturucu ba-
ğımlısı olursa bunun ne-
denlerinden bin de bu çe-
tedir. Toplum bu ışi çöz-
mek zorundadır, yoksa
Türkiye "eroinland"
olur.