Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 KASIM 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
TURKİYİ
Istanöul
Edirre
Kocseli
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denizli
Y
PB
Y
PB
B
B
B
B
13
9
13
13
16
16
20
18
Sinop 14 Adana
Samsun 14 Mersin
Trabzon Y 14 Diyarbakır Y
Giresun _Y 14 Şanhurfa
Ankara PB 12 Mardin
Eskışehir PB 10 Siirt
Konya B 14 Hakkâri
Sıvas Y 12 Van
Zonguldak Y 13 Antalya PB 20 Kars
15
13
12
12
Yurdun kuzey ve doğu
kesimlen parçalı ve çok
bulutlu, Marmara'nirı do-
ğusu, Karadenız, Iç Ana-
dolu'nun doğusu, Doğu
Akdenız ile Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu bolge-
leri yağışlı, ötekı yerler az
bulutlu geçecek. Yağış-
lar yağmur yef yer sağa-
nak, Batı Karadeniz'in iç
kesimlen ile Doğu Ana-
dolu'nun doğusunda
karta kanşık yağmur ve
kar şeklinde olacak.
AYJtUMA
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
3
4
5
14
12
12
11
10
Münih Y 10 Milano
Bertın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
PB
PB
PB
Y
PB
11
10
16
9
5
6
19
18
PB 18
ASYA
Moskova K
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
K
PB
Y
PB
Y
B
19
9
14
13
10
11
28
Şam B 24
alı bıılutlu Sıslı B u | u t | u
k
Çok bulutlu ı Yağmurtu Kart Sukıkar > Gök gûrûltülO
• *
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
sornut birsonuç çıkmayacağı" önceden biliniyor.
Yorumlar iki başbakanın birbirinin elini "sıcak" bir
hava içinde sıkmalanna bile razı. Uygar, insancıl
hareketi bile pek çok çevre iki ülkenin ilişkilerinde
hayra alamet sayıyor!
Türkiyemiz, böyle bir ortamda çıkış yollan ve çö-
züm arayışları içinde.
Ama, Türkiye'nin üçte birini temsil ettiğini iddia
eden bir partinin genel başkanının uğraştığı konu-
ya bakınız:
Erkek, kadının elini sıkar mı, sıkmaz mı?
Takkeli Erbakan, "sıkılır" buyurdular. Vay efen-
dim. dinimızce caiz olmayan kadın erkek el sıkma-
sını nasıl olur da "Hocamız, efendimiz olumlu yo-
rumlar" diye kıyamet kopuyor.
Laiklik ya da antilaiklik kavgalan, RP'yi ikiye böl-
müyor. Cumhuriyete, Atatürk'e karşı direnişler,
RP'nin umurunda bile değil. Tam tersine körüklü-
yor, kışkırtıyor.
Fakat, kadınla erkeğin elini bir araya getirmek mi
maazallah, kıyamet günü geldi, dünyanın sonu
sanki.
Bu tartışmada RP ikiye ha bölündü, ha bölüne-
cek! Bir bölüm iller karşısında. "Hayır, olmaz, elsı-
kamaz kadınla erkek" diye terslenip duruyor. Bir
bölümü destekliyor.
Refah örgütündeki ayaklanmanın ne denli iki-
yüzlülük olduğunu kanıtlamak için üç-beş ay ön-
cesini anımsamak yeterli, değil mi?
Başbakanhk uğruna Takkeli Erbakan, Şaibe Ha-
nım'ın önünde neredeyse takla atacak kadar ken-
dinden geçmişti. Nerede kaldı el sıkmak... Hele ba-
sın toplantılan ya da bir araya geldiklerindeki eği-
lip bükülen davranışlar...
Erbakan bilir ama söylemez. El sıkmak ise gün-
de kaç kez, Allah bilir.
Ikinci sorunumuz ise; "malum": Kişisel hesap-
lan ve kanşık kafası ile kuzey kıyılanmızda Kara-
deniz'i Akdeniz'le karıştıran, Trabzonlu'ya Sam-
sunlular diye konuşan Şaibe.
Ya bu ne?
Büyüklerimiz arada bir karamsar tablolar çizen
medyayı uyandırmak için "Canım, Türkiye'de hiç
mi iyi şeyler olmuyor" diye uyarmaya çalışırlar.
Elbette, ülkemizde kimi zaman iyi şeyler de olu-
yor.
Örneğin; Kırıkkale'de ekmek fiyatında 5 bin lira
indirim yapıldı.
Indirime neden olarak gösterilen gerekçe; yak-
laşan ramazanda dar gelirliyi düşünmek!
Dar gelirliyi yalnızca ramazan ayında anımsa-
mak?.. Sosyal yaşamı, ekonomi darlığını ramazan
ayiyfa
1
kısıtlamak. Tuhaf bir anlayış.
Ne ki bütün bunlar bir yana. devletin içinde bu-
lunduğu aymazlığına insan, değinmeden geçemi-
yor.
Başbakan Yılmaz, uçağına aldığı üç gazeteci ile
yaptığı "havada basın fop/anWan"ndan sonuncu-
sunda öyle bir noktaya değiniyor ki özrü kabaha-
tinden büyük.
Girit yolunda yazılan haber aynen: "Başbakan
Yılmaz, kendisine saldınldığı gün Macaristan'da
bulunan ünlü 'YeşilV, Esenboğa Havaalanı'ndaki
VlP'ten geçirenlehn MlTmensubu olduğunu doğ-
ruladı" diyor.
Biraz daha açalım: Yılmaz, Budapeşte'ye gekne-
den bir gün önce MİT elernanlan "Yeşil"\ VlP'ten
geçirip uçağa bindiriyorlar. Ertesi gün, fanatik
MHP'lilerden Yılmaz'ın burnunayumruk iniyor. So-
ruşturma, Yeşil'i uçağa bindiren kırmızı pasaport-
lu MİT elemanlannın saptandığı kimi TV haberin-
de ve böyyük gazetenin birinde açıklanıyor.
Dün yumruk yiyen muhalefet lideri, bugün elin-
de her türlü devlet olanağı bulunan başbakan!
Yumruğu vuranlar kadar çirkin saldırryı düzenle-
yenler de suçlu. Düzenleyici diye adı geçenler üs-
tüne üstlük MİT gibi devletin duyarlı bir kurumun-
da çalışıyortar.
Dün eli kolu bağlı olan muhalefet lideri, bugün
başbakan; saldırganlara yardımcı olan, belki de
kışkırtan MİT elemanları için "bir hareket yap-
mıyor".
Fazla yoruma gerek yok.
Ne halde olduğumuz ortada.
Gerflim azahyor• Baştarafi 1. Sayfada
bugünkü görüşmede ortaya koyduğu
samimi yaklaşımı sürdürürse sanırun
iüşkilerde olumlu genşmeler olacakur"
dedi. Yılmaz, Sımitis ile görüşmesi-
nin olumlu izlenimler verdiğini belir-
terek Yunanistan'a "Sorunlan önko-
şuisuz görüşeum" çağnsını yineledi.
Yılmaz ve Simitis'in açıklamala-
nndan Ege'deki ihtılaflı konulann çö-
zümü konusunda iki ülkenin mevcut
pozisyonlannda bir değişiklik olmadı-
ğı anlaşıldı. Mesut Yılmaz, yine baş-
bakanken 24 Mart 1996'da Yunanis-
tan ile tüm sorunlann iki ülke arasın-
daki göriişmeler yoluyla tespit edilip
Lahey Uluslararası Adalet Divanı, ha-
kemlik ve üçûncü taraf çözûm yollan-
na Türkiye'nin açık olduğu yolundaki
önerilerini yineledi. Yılmaz şöyle ko-
nuştu: "24 Mart belgesi bugünün güç
koşullan alnnda da geçertidir. Ülkele-
rimiz arasındaki temas kopukluğunun
gidcrilmesi büyük önem taşıyor. Üst
düzey ziyareder görüş aynlıklannın gi-
derilmesine önemli katkıda bulunacak-
ür. 1959 yıhndan bu yana Türkiye'ye
hiçbir Ytınanistan başbakanındanziya-
ret yapümadı. Sayın Simitis'i Türki-
ye'ye davet ettim, Sayın Simitis daveti-
mi kabul etti ve uygun bir zamanda
Türldye'yiziyaretedecek." Yunanistan
dışında bütün Balkan ülkeleriyle Tür-
kiye'nin ilişkilerinin fevkalede tatmin-
kâr olduğunu belirten Yılmaz. Simitis
ile yaptığı ikili görüşme sonrasında so-
runlann zaman içinde çözümünün aza-
lacağı yolundaki inancının arttığınj be-
lirtti. Gazetecilerin sorulannı yanıtla-
yan Yılmaz, şunlan söyledi: "Sayın Si-
mitis ile daha önceki mutabakatjara
bağtüığımızı teyit ettik. Aramızda işle-
tilmeyen konulann işletilmesine karar
verdik. Bu makenizmalann nasıl işler
hale getirilmesi için makul bir sürede
yeniden bir araya gelmeyi kanuiaşür-
dık. Ama bütün btınlardan daha önem-
li olarak sorunlara bakışımızı açıkça
ortaya koyduk. Birbirimizin pozisyon-
lannı ilk elden duyduk. Sayın Simitis
adına konuşmak istemem ama kişisel
tespitim karşıhkh durumlanmızı orta-
ya koymak açısından çok yaraıiı okm.
Belki daha önceki mutabakaüarda
karşdıkh durumlar bu kadar açıklıkla
ortaya konmadı. Sayın Simitis'i fevka-
lade samimi ve yapıcı bukhun."
Yunanistan'ın sert tutum yanlısı
olarak bilinen Dışişleri Bakanı The-
odoros Pangalos aracılığıyla Yılmaz-
Simitis buluşmasından önce Atina'nın
Kardak ve Kıta sahanlığı sorunlannın
Lahey'e götürülmesi yolundaki koşu-
lu önerisini yinelemişti. Pangolos, La-
hey'in yargı yetkisinin kabulünün bir
Yunan istemi değil, Avrupa Birliği'nin
(AB) talebi olduğunu savundu. Türki-
ye ise. AB'nin üye ülkelerin uyuşmaz-
lıklan konusunda Adalet Divanı'nın
yetkisini zaten kabul etmediğine dik-
kat çekti.
Dün basın toplantısı düzenleyen
Pangalos, Cumhuriyet'in sorusu üze-
rine, "Size, Tûrk basını aracılığıyla
Türkiye'de çok iyi bilinmediğini daha
2 gün önce fark ettiğini bir şeyi söyle-
yeceğim. Bu, AB ile ilişkilerin yaygm-
İaştırdması için gerekli pek çok koşul-
dan birinin de Lahey'in yargı yetkisi-
nin kabul edilmesidir. Çünkü AB üye-
si ülkeler. birlik ile ortaklık ilişkisi bu-
lunan ülkelerin Lahey'in aldığı karar-
lan kabul etmesini öngörür" dedi.
Pangalos, Yunanistan'ın tüm bölge
ülkeleri ile iyi komşuluk ilişkileri iste-
diğini savunarak, "tki ülke arasındaki
tek sorun kıta sahanhğı sorunudur"
diyerek Yunanistan'ın Ege sorunlan
konusundaki bilinen görüşlerini
yineledi.
Yılmaz Pangalos9
a tavır aldı
GtRİT (Cumhuriyet) - Türk ve Yu-
nan başbakanlannı bir araya getirmesi
açısından önemi artan Girit Adası'nda-
ki zirve, ev sahibi Atina'nın katılımcı-
lara verdiği yemek ile başladı. Yemekte
dikkat çeken olay, Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın, New York'taeylül ayındaki BM
toplantısında Türidye'ye hakaretler yağ-
dıran Yunanistan Dtşişleri Bakanı The-
odoros Pangalos'a selam vermeyip ba-
şını çevirmesi oldu. Berna Yılmaz da
Yunan Basbakanı Kostas Simitis'in eşi-
nin zirveye katılan liderlerin eşleri için
Girit'te düzenlediği programa kanlma-
yıp kendisine ayn bir program yaptı.
Yılmaz^yemekte Simitis'in yanma otur-
du. Gîrit'teki temaslar kapsamınâa,
Türkiye ve Bulgaristan arasında yakla-
şık 50 yıldır askıda olan sınır sorunu da
çözüm yoluna girdi. Zirve öncesi dü-
zenlenen akşam yemeğinde Girit hava-
lan çalındı. Daha da dikkat çeken "Ça-
duimın Üstüne Şm Dedi Damladı" ile
Tarkan'ın "Oynaraa Şıkjdım Şdadun"
parçalannın çalınması oldu.
Yemek sonrası basın tnerkezinde ga-
zetecilerle sohbet eden Dışişleri Baka-
nı tsmail Cem. kavgacı Yunanlı bakan
Pangalos ile karşı karşıya, aynı masada
otururken yemeklerden ve şarkılardan
söz ettiklerini aktardı.
Yakın sularda ordulan tatbikat yapan
Türk ve Yunan hükümetleri yine birbir-
lerini "haklannatccavüzeönekle" suç-
ladılar. Mesut Yılmaz'ı Girit'e taşıyan
özel uçağa Sisam Adası'nın kuzeyine
kadar Türk F-16'1annın eşlik etmesi,
Atina tarafından hava sahası ihlali ola-
rak değerlendirildi.
Girit asılh DTP Genel Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk, zirvede Yılmaz'a eş-
lik etti. Türkiye ve Bulgaristan arasında
yaklaşık 50 yıldtr askıda olan sınır so-
runu çözüm yölunda, Başbakan Yılmaz^ *
önceki gün Bulgaristan Basbakanı İvan
Kostov ile bir araya geldi ve Türk baş-
bakanın başta sınır sorunlannı çözmek
üzere 4-5 aralık tarihleri arasında Sof-
ya'ya gideceği açıklandı. Dışişleri Ba-
kanlığı müsteşar yardımcılanndan Meh-
met Afi Irtemcefik, açıklamasında, Ka-
radeniz'in yan sınınnı oluşturan Mutlu-
dere ve Rezve Deresi sorununda uzlaş-
ma noktasına gelindiğini söyledi. Pek
çok siyasi sorun içinde bulunan ve bir
bölümü savaştan yeni çıkan Balkan ül-
kelerine Yunanistan'ın ağabeylik arayı-
şı, destek görmese de sürüyor. Yunanis-
tan Basbakanı Kostas Simitis, zirve için
geldiği Girit Adası'nda yaptığı açıkla-
mada. Yunanistan'ın, bir çatışma ve
ekonomik ve sosyal sorunlar içinde bu-
lunan Balkanlar'da istikrar için öncü rol
oynayacağını söyledi. Simitis, bölgenin
biryenilgiye ugramasına yol açabilecek
eski ahşkanhklara dönülmesini önle-
mek için Balkanlar'da gerçekten yeni bir
sayfa açılması çağnsmda bulundu.
Avrupa'ya çıkış kapısı olan Balkan-
lar'da, Türkiye'nin Yunanistan ile öncü-
"lülc roIünde'gİ2İÎ bfr çekişme içinde ol-
duğu gözleniyor. Ancak Ankara, Bal-
kanlar'daki öncü rolü anlayışmı ön pla-
na çıkarmamaya özen gösteriyor.
Türkiye, Bulgaristan, Makedonya,
Romanya, Yunanistan ve Yugoslav-
ya'nın başbakanlan ve dışişleri bakan-
lan düzeyinde katıldığı Girit'teki iki gün
süreli zirve. bugün yayımlanacak ortak
bildiri ile sona eriyor. Bosna-Hersek
konferansa alt düzeyde katıldı.
Yunan basmı: Somut sonuç beklenmiyor
MURATtLEM
ATİNA -Türkiye ile Yunanistan baş-
bakanlannı bir araya getiren Girit zirve-
si Yunanistan'da dikkatle takip edilir-
ken basın organlan iki başbakanın baş
başa görüşmelerinden Madrid mutaba-
katının teyidinin ötesinde somut bir so-
nuç beklenmemesi görüşünde birleşti.
Yunanistan basım, Balkan ülkeleri-
nin liderlerini biraraya getiren Girit zir-
vesi ile ilgili haberlerin hemen hemen
hepsini Türk-Yunan ilişkileri üzerine
kurdu. Gazeteler, ABD'nin perde arka-
sından önemli rol oynaması sonucu ger-
çekleştirilen Ydmaz-Simitis görüşrnesi
sonrası açıklanması muhtemel Girit mu-
tabakatının Madrit mutabakatı gibi kı-
sa bir süre hayatta kalabileceği görüşün-
de büieştiler.
yunan basın organlannda "Türkiye-
ABD ile ortak bir metin getirerek Simi-
tis'in onayına sundu" şeklinde asılsız
haberler yer alırken. "VVashington, Tür-
kiye'nin Kardak konusunu Lahey Ada-
letDrvanı'na götürmesini. Atina'nın ma-
li protokol üzerindeki \etosunu kaldır-
masını, Kıbns üzerindekiaskeri uçuşla-
nn durdunıhnasmı ve uzmanlar komi-
tesi düzeyinde diyaloğun başlahlmasuu
istiyor" denıldi.
Yunan basmı, Balkan zirvesınin
Türk-Yunan ilişkilerine en önemli kat-
kısının ise ilişkilerin en gergin olduğu
dönemde iki ülke başbakanının diyalog
yapmalan olduğunu bildirdi.
Ikili görüşmenin yapılacağı saate ka-
dar Yunan basın ve iletişim organlannın
spekülasyon ağırlıklı haberleri dikkat
çekerken, söz konusu organlar bu konu-
daki sorulan yanıtlayan Yunanistan Dı-
şişleri Bakanı Teodoros Pangalos'un
"Görüşme ohnadan hiçbir şey söyleye-
mem" şeklindeki açıklamasına yer ver-
diler.
Haberlerde. önceki akşam Simitis'in
liderlere verdiği yemekte yüz değişik
yemek sunulduğunu ve vejetaryen olan
Bulgaristan Basbakanı tvon Kostov için
de on değişik sebze yemeği hazırlan-
dığı belirtildi.
SilîlîtİS
• Baştarafi 1. Sayfada
nn banşçı yoüarla çözühne-
si gerekir. Bu gerçeği Türki-
ye de kabul etmeli" dedi.
Simitis, Türkiye'nin sı-
nırlan değiştirmeye kalkış-
ması halinde sorun çıkaca-
ğını kaydetti.
Yunan Dışişleri Bakanı
Teodoros Pangalos'un Türk
politikacı ve askerlerine yö-
nelik sarf ettiği ağır sözle-
rin hatırlatılması üzerine de
Simitis, bazen sert sözlerin
kullanılabildiğini belirtti.
Açıklamasında, Kardak
(Ikizce) krizine değinen
Yunan Basbakanı, "Tûrld-
ye'uin Ege'de gri bölgeler
bulunduğunu savunarak
Yunanistan'ın bu bölgedeki
egemenhk hakkını sorgula-
raaya çahşbğını" ileri sür-
dü.
Simitis. Ege'deki Yunan
adalannın silahlandınlma-
sından kaynaklanan endişe-
lerin de Türkiye tarafından
abartıldığını ileri sürerek
"Adalann büyûkhlğune gö-
re buralarda birkaç yüzjan-
darma görev yapıyor. Bu
potislerin Türki\e"ye sakhr-
malan ihtimah bile gülünç-
tür" dedi.
Ege'deki karşılıklı güç
gösterilerinin sona ermesi
gerektiğini söyleyen Simi-
tis. "İki dünya savaşından
sonra, Avrupa'da arük teh-
dit ve güç kazanma politi-
kalanndan vazgeçilmen-
dir" dedi.
Silahlanma yanşını sür-
dürmek istemediklerini be-
lirten Yunanistan Basbaka-
nı Simitis, bu yanşın iki
devlete büyük yükler getir-
diğini hatırlattı.
Türkiye'nin iki ülke ara-
sındaki sorunlann çözümü-
nü zorlaştıncı önşartlar ge-
tirdiğini ileri süren Simitis,
"Ankara, görüşmelerin ya-
pıhnası içiıtKıbns'm AB'ye
tam üyeKk müzakerelerine
son verilmesi şartını öne
sürdü. Birbirinden bağım-
sız konular arasında bağ
kurulmasL, Türkiye'nin
gerçek bir görüşme niyeti
taşımadığını gösteriyor" ıd-
diasında bulundu.
Doğu Akdeniz Bölge-
si'nde banş için ABD'nin
Türkiye üzerinde baskı uy-
gulaması, AB'nin de dev-
letler hukukuna bağlı kalın-
ması için yoğun çabalarda
bulunması gerektiğine işa-
ret eden Simitis, "Hareket-
liKk göstermesi gereken ta-
raf Türkiye'dir. Bizim es-
nekliğe ihtiyaamızyok" de-
di.
Kıbns'ın Rum kesimin-
de yaşayanlann Türki-
ye'nin saldın tehdidine kar-
şı kendilerini koruma hak-
kma sahip olduğunu da sa-
vunan Simitis, Başbakan
MesutYümaz'ın. "Tüm so-
runlan tek bir paket olarak
lluslararası Adalet Di-
vanı'nagötüretim
1
' önerisi-
ne büyük ümitler bağlama-
dığını ifade etti.
G U N D E M 3VIUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
mine çok ciddi katkısı olur.
Bir ülkede hukukun nasıl olmaması gerektiği
canlı bir şekilde öğretilir.
Cumhurbaşkanımızdan başlayalım.
Gazeteciler, Süleyman Demirel'e soruyor:
- Susurluk'un birinci yıldönümü. Birarpa bo-
yu yol alınamadı, ne diyorsunuz?
Demirel, Susuriuk Üzerine Tezler'in girişine ko-
nabilecek önemli saptamalarda bulunuyor
"Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye'de olan
her şey hukukun içerisinde takip görür. Eğer ka-
muoyu, medya ve siyasetçi yargısız infaza müra-
caat ederse, Türkiye'de hukuk devleti zedelenir.
Meseleyi bırakın yargı organlanna... Hiçbir şey
örtbas edilemez. Bir an evvel neticeye vanlması-
nı arzu etmek tamam ama, bunu sabırsızlanıp
yargıyı baskı altında tutacak bir hale getirmek
doğru değildir..."
Cumhurbaşkanımıza göre Susurluk'un üzerine
fazla gitmemek gerekiyor. Neden?
Hukuk devleti zedelenmesin diye...
Adalet Bakanı Oltan Şevket Sungurlu'nun de-
ğeriendirmesi ise koronun solo bölümünde çok
renkli bir çıkış:
"Susuriuk hadisesi gösterdi ki Türkiye 'de ülke-
yiyöneten meşru güçlerin, bazı hadiselerden ha-
beri olmuyor. Bunu ispat edemedik, ama kanaat
oyönde..."
Bakan, ülkeyi yönetenlerin bazı şeylerden ha-
bersiz olduğunu biliyor, ama haberi olmadığı şey-
lerin ne olduğunu bilmiyor. Doğal tabii; insanın bil-
mediği şeyi bilmemiş olması, onu ispatlamasını
da engelliyor. Güzel bir mantık. Devlette hep Ha-
zine yürütülmez ya, bazen de mantık yürütülür...
Sungurlu devam ediyor:
"Bugün Türkiye'de devletin içine suç örgütle-
ri sızmamıştır diyemiyoruz. Susuriuk hadisesin-
de devletin içindeki gayrimeşru bir organizas-
yon, devlet erkini kullanan bazı şahıslar suça yö-
nelmiştir... Inşallah ümit ediyoruz ki delil kalmış-
tır..."
Bakanın maşallahı var...
Zaman geçmeden olmaz...
Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'nun Ba-
kû'ya hareket etmeden önce Esenboğa Havaala-
nı'nda söyledikleri ise koronun konserinin gaip-
ten, affedersinizdevletten sesler bölümünde vaz-
geçilmez parça olur:
"Bu tip hadiselerin geçtiği ülkeleri de inceledi-
ğimizde belirii bir sürecin geçmesiyle bu işlerin
aydınlığa kavuştuğunu görürüz..."
Neymiş?
• Susurluk'un çözOtmesi içtntterırfî bîr 'söreç'
geçmeliymiş. Demek ki devletimiz konuyu çöze-
cek, amazamanın geçmesini bekliyor. Hemen ol-
maz. Bakan bir saptama daha yaptı:
"Hukuk sistemimizde boşlukiar var..."
Bu boşluk ne kadar derinse, içine düşen kay-
boluyor...
Cumhurbaşkanı'nın ve konuyla ilgili bakanlann
değerlendirmeleri böyle. Dün, DYP de koroya kat-
kıda bulundu.
DYP'liler Susuriuk olayının gün ışığına çıkanl-
masında önemli adımlar atanTşçi Partisi'nin ge-
nel merkezi önüne siyah çelenk koymak isterken
İP'liler karşı koydular.
Aynı saatlerde, DYP Grup Başkanvekili Turhan
Güven, TBMM'de basın toplantısı düzenliyordu:
"Sadece Ağar ve Bucak'/n dokunulmazlık-
lannın kaldınlmasına karşıyız. Tüm dosyalar bir-
likte ele alınmalıdır..."
TBMM'de 155 dokunulmazlık dosyası var. Bun-
ların içinde, trafik suçundan seçim bölgesinde
güneş battıktan sonra konuşma suçuna kadar
geniş yelpaze var. Güven'e göre dosyalar biriikte
ele alınmalı.
Hesap şu:
Bu durumdan her partiden milletvekili etkilenir.
Böylece olumlu oy vermezler...
Susurluk'un birinci yılında çetelere karşı olan-
lar çeteler kadar sesini yükseltti.
Yöneticilerimiz ne yaptı? Koro halinde haykır-
dı:
Suuuus.. urr.. luuuk...
Bahri Savcı'yı bugün toprağa veriyorıız K(MUhiyi: SdVUS ÇlkmaZ, bcmsUin VaitCWlZ
• Rastarafı 1. Savfada Derne&i Başkanvekili Rahmi Kumas. tmdan büvük ölcüde vararlandıklannı +? _> _> * j v •/I Baştarafi 1. Sayfada
teb-i Mülkiye'nin binasında gerçekleş-
tirilecek. Türkiye'nin Atatürk ilkeleri-
ne bağlı olarak aydınlanması ve demok-
ratik bir hukuk devleti olması yolunda
önemli katkılan bulunan Sa\cı"nın ölü-
mü ailesi. fakültesi ve gazetemiz cami-
ası dışında da büyük üzüntü yarattı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirei
Bahri Savcı'nın ölümü nedeniyle dün
Savcı'ntn eşi Sudiyıe Sa>
r
cı, Ankara Üni-
versitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi De-
kanı Prof. Dr. Celal Göle ve gazetemiz
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç'e
birer telgraf göndererek taziyelerini
iletti. Başbakan Mesut Yılmaz da tazi-
yelerini iletmek üzere Sudiye Savcı'ya
dün bir başsaglığı mesajı gönderdi.
Kültür Bakanı Istemihan Talay ise ga-
zetemize gönderdiği başsağlığı telgra-
fında "Se\gUi hocam Bahri Savcı'nm
vefabnı üzüntüyle öğrenmiş bulunuyo-
rum. Derin acınızı yürekten paylaşıyo-
rum" dedi. Devlet Bakanı Cavit Ka%ak
da Orhan Erinç'e bir başsağlığı mesajı
gönderdi. Işçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek ise Savcı için yaptığı
açıklamada, Cumhuriyet Devrimi'nin
ve Türkiye halkının, büyük bir bilim
adamını. sosyalizm ve emeğin kararlı
savunucusunu kaybettiğini belirtti.
DtSK Başkanlar Kurulu da bir açık-
lama yaparak Savcı'nın ölümünün Türk
halkı ve işçi sınıfı için büyük kayıp ol-
duğunu bildirdi. Açıklamada Savcı için
"Türkiye sendikal hareketinin kurum-
saDaşmasına, eğitimleriyle işçi sııufinın
büiııçlenniesine ve demokrasiye büyük
katkjda bulunmuştur" dedi. BM Türk
Derneği Başkanvekili Rahmi Kumaş,
gazetemize gönderdiği başsağlığı yazı-
sında, "Ülkemizinseçtdn bilim adainı ve
Cumhuriyet'in değerii yazan. yeri dol-
duruhnaz güzel insan Bahri Savcı'yı yi-
tirmenizden ötürü ortak bir yas içinde-
yiz" dedi.
ÎHD Genel Başkanı Akuı BirdaL ga-
zetemize gönderdiği başsağlığı mesa-
jında, Savcrnın Türkiye'de insan hak-
lan kültürünün kapısını açan ilk bilim
ınsanı olduğunu belirtti. KESKGenel
Başkanı Siyami Erdem ise Savcı'nın
Türkiye'nin yetiştirdiği önemli aydın-
lardan biri olduğımu vurgulayarak ya-
şamı ve mücadelesinin Türkiye'ye ışık
tutmaya devam edeceğini söyledi. Ga-
zetemiz yazarlanndan anayasa hukuk-
çusu Server Tanilli de Strasbourg'dan
gönderdiği mesajtnda şunlan kaydetti:
"Bahri Savcı Hoca, ülkemizde de-
mokrasi ve özgürlük mücadelesinin bay-
raktarianndan biriydi. Bugün, insan
haklanndan başlayarak. çağdaş bir hu-
kuk ve siyaset düzeninin kurulması için
verüen kavgada. öncülerden biri o oldu.
Arkaya bıraktığı siyasal kültür mirası
pek önemlidir. Olümü fikir dünyanuz
için büvük bir kayıpOr."
tÜ İnsan Haklan Araştırma ve Uygu-
lama Merkezi Müdür Yardımcısı ve Is-
tanbul Barosu tnsan Haklan Merkezi
Başkanı Prof. Dr. Semih Gemalmaz da
Savcı'nın Türk hukuk doktrinin de ilk
kez 1950'li yıllarda "tnsan Haklan"
başlıklı ve konulu yapıtı üreten bilim
adamı olduğunu vurguladı. tnsan hak-
lan hukuku alanında önemli ürünler ve-
ren Prof. Dr. Mfinci Kapani ve Prof.
Dr. Ilhan Akın'ın da Savcı'nın bu yapı-
tmdan büyük ölçüde yararlandıklannı
ifade eden Gemalmaz. Savcı'yla ilgili
olarak şunlan belirtti: "Prof. Savcı'nın
sayısı yüzleri bulan makale ve incelenıe-
leri: ülke fasizmin mengenesinde iken
yazmaktan, söylemekten ve yayımla-
maktan asla vazgeçmeyerek ürettigi bi-
Umsel tahlil ve değerlendirmeleri. sade-
ce bUimsel katkılan bakımından önem-
li değildir. Bunun yanı sıra Savcı üriin-
leri ve faaBvetkri Ue namuslu bilim in-
sanının ödünsüz. demokratik ve aydın
tutarlılığının örneğL hocası. yol gösteri-
cisi oimustur."
AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Deka-
nı Prof. Dr. Celal Göle de yazılı açıkla-
masında Savcı'nın ailesine, fakülte üye-
lerine ve Mülkiye camiasına başsağlı-
ğı dileğinde bulundu. Tüm Öğretim
Uyeleri (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof.
Dr. Tahir Hatipoğlu, Savcı'nın yaşamı
boyunca laikliği, demokrasiyi, Atatürk-
çülüğü ödünsüz savunan gerçek bır bi-
limci olduğunu kaydetti. Eğitim, Bilim
ve Kültür Emekçıleri Sendikası (Eği-
tim-Sen) Istanbul 4 No'lu Şube Başka-
nı Cengiz Uzuner ise yazılı açıklama-
sında, "12 Eyiül askeri darbesi tarafin-
dan kapaülan eğitim emekçilerinin ör-
gütü TÖB-DER kuruculanndan olan
demokrasi ve hukukun kararlı savunu-
cusuBahri Savcı'nın mücadelesi unutul-
mayacakür" diye kaydetti. CHP Parti
Meclis Üyesi Büknd Kırmancı, ADD
tstanbul Şube Başkanı Bilge Bilgiç ve
Petrol Ürünleri Işverenler Sendikası
Genel Başkanı tsmail Aytemiz de birer
yazılı açıklama yaparak Bahri Sav-
cı'nın ölümünden dolayı büyük üzüntü
duyduklannı dile getirdiler.
ANKARA/ATİNA (Cumhuriyet)
- Genelkurmay Başkanı Orgeneral
İsmail Hakkı Karadayı. Türkiye
ile Yunanistan'ın Ege ve
Akdeniz'de karşılıklı
düzenledikleri askeri tatbikatlarm
"sükûnet" içinde sürdüğünü
belirterek "Hiçbir rahatsızuk yok,
savaştan bahsetmeyin, öyle şey
onnaz" dedi. Karadayı, 7.
Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in
resim sergisinin açılışında
gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken Türk ve Yunan silahlı
kuvvetlerinin eşzamanlı
düzenledikleri tatbikatlann
planlandığı gibi sürdüğünü
belirtti. Karadayı, "Yunanistan'la
savaş çıkar mı" sorusuna ise şu
karşıhğı verdi: "Övie bir şey yok,
savaştan bahseden yok, biz
banstan yanayız. öyle şey olmaz,
olamaz da. İki taraf da bilinçli.
Konulann üzerine sükûnetk
0divorlar. Her iki tarafin da
birbirine düşmanlığı yok."
Genelkurmay Başkanlığı,
Ankara'da bulunan askeri
ataşelere, "Kararhbk '97" ve
"Toros 2/97" tatbikatlan
konusunda brifıng verdi. Brifing,
Yunanistan'ın Ankara
Büyükelçiliği askeri ataşesinin de
aralannda bulunduğu askeri
ataşelere, "tatbikatlann
özefliklerffiin vc icra esaslannın
getişen ve degişen dünya
ortammda diyalog, işbhiiği ve
açıklık politikası gereği
açıklanmasında ve diğer ülke
mensuplannın da
bilgUendirilmesindeyarar
görürnıesi" görüşünden hareketle
verildi. Alınan bilgiye göre,
brifingde, ataşeler tatbikatlann
içeriği ve senaryolan konusunda
detayh olarak bilgilendirildi.
Türkiye: Sıcak çaüşma
olmasını temenni etmeyiz
Dışişleri Bakanlığı Sözcü
Yardımcısı Sermet Atacanh. dün
yabancı basın mensuplan için
düzenlediği haftalık basm
toplantısında, bir soru üzerine,
"Tatbikatiar süresince herhangi
bir sıcak çaüşma olmamasını
temenni ediyoruz, böylesi tehliketi
gelişmelerin olmayacağını temenni
ediyoruz" dedi. Atacanh,
"Tatbikatlann erteknmesini
isteyen ülkeler oldu mu" sorusu
üzerine, dost ve müttefık ülkeler
ile NATO Genel Sekreteri'nin
Girit'te dün başlayan Balkan
zirvesi öncesi Türkiye ile
Yunanistan'ın düzenleyeceklerini
açıkladıklan tatbikatlann
ertelenmesine ilişkin çabalarda
bulunduklannı kaydetti. "Türldye
bu çabalara iyi niyede yaklaşt \e
dunımu değeriendirdi" dıyen
Atacanlı, Ankara'nın bir iyi niyet
gösterisi olarak konuyla ilgili
taraflara tatbikatlannı ileri bir
tarihe ertelemeye hazır olduğunu
bildirdiğini. ancak buna
Yunanistan'm olumlu yanıt
vermediğini belirtti. Atacanlı,
şöyle devam etti: "Türkiye, ilgüı
taraflara, yapacağı tatbikatlann
tarihlerinin çok önceden
belniendiğini, Yunanistan'ın
yapacağmı açıkladığı tatbikatm ise
önceden bemienmediğim bildirdi
Türkiye, buna rağmen bir iyi niyet
gösterisi olarak, tatbikatiann
ertelenmesi çabalanna olumlu
yaklaştığını belirtti, ancak
Türkiye'nin iyi niyeti karşıhk
görmedi. Maalesef tatbikatiar, şu
anda yapıhyor. Bu çabalann
başansızhğa uğramasmm tek
nedeni, Vunanistan'dan olumlu
yanıt gelmemesi oldu."
'Parmenion' sfirüyor
Yunanistan'ın Ege ve Trakya'daki
planlı tatbikatlanndan olan
"Parmenion '97" tatbikatı da
bütün birliklerin katılımı ile
sürüyor. Kara, hava ve deniz
birliklerinin organize olarak
katıldıklan tatbikatı Yunanistan
Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Athanask» Çoyannis bizzat sevk
ve idare ediyor. Türkiye'nin
muhtemel bir saldınsına karşı
önce savunma daha sonra karşı
hücum ağırhklı olarak
gerçekleştirilen tatbikat, 30
Ekim'de başladı. 6 Kasım'da sona
ermesi beklenen "Parmenkm "97"
tatbikatının önemli bölümü Ege
Denizi'nde ve adalarda
gerçekleştiriliyor. Tatbikatm son
bölümüne Trakya'daki birinci ordu
ile Selanik'te yeniden yapılanan 2.
Kolordu katılacaklar. Kardak
krizinden sonra küçültülerek
hareketli hale getirilen 2. Kolordu
ilk defa bir tatbikata katıhyor.
Küçük. ancak vurucu gücü yüksek
silahlarla donatılan ve tabur
seviyesine indirilen 2. Kolordu,
Türkiye'nin çıkartma harekâtma
karşıhk adalardaki Yunan
kuvvetlerine destek güç olarak
hazırlandı.
Çanakkale'de bayrak krizi
600 Yunan yolcu ile dün sabah
tstanbul'dan Çanakkale'ye gelen
Stella Solaris adh Yunan turist
gemisinin, yolculan Yunan
bayrağı taşıyan teknelerle karaya
çıkarmak istemesi üzerine kısa
süreli bir kriz yaşandı. Güvenlik
görevlilerinin, tekne yetkililerini
uyararak Türk bayrağı
çekmelerini, ancak bu şekilde
limana girişlerine izin
verilebileceğini bildirmeleri
üzerine, geminin Çanakkale'deki
Türk acentesi yetkilileri devreye
girdi. Kısa sürede yeterince Türk
bayrağı temin edilerek Yunan
teknelerine takıldı. Gemi
yetkilileri. "GemkJe Türk bayrağı
çekfldi Ancak yolculan karaya
çıkaracak teknekre bayrak
çeküeceğini düşünemedik" dediler.