25 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
I* G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Bıştarafi 1. Sayfada Aşık le baş başa vermiş konuşuyordu. Nifayet, Eyüp Aşık, "kimi ihtiyaçlannı" gidermek için bridora çıktı. Gaeteci, Aşık'a sordu: Başbakan'la bu kadar uzun sürer "muhabbetin" içinde "önemli" neler vardı? "Hç" dedi Devlet Bakanı, ama içtenlikle. Ne ki, yo- rumljndığı zaman bir Başbakan'ın hem doğasını hem de ürtlendiğı göreve bakış açısını saptayacağını dü- şünrrediği kısa bir açıklama yaptı: "Bışbakan'a 'Eskiden politıka üretirdik. Son za- manbrda yapamaz olduk. Bu hükümet nereye gidi- yor? Me olacak halimiz?' diye sordum. Ben böyle söyleyince; Başbakan, 'Gidebildiğı yere kada- gıder' dedi." Şaıs Başbakan'a güldü. 23 Kasım'da yayımlanan habe manşete girmedi, o nedenle dikkatleri çekme- di. Oysa, Başbakan Yılmaz'ın başka hükümet seçene- ği buunmadığı için kurduğu ve kör topal yürümeye çalışai hükümeti "Gidebildiği yere kadar gider" söy- lemiye kaderciliğe bağlaması, hatta umursamaz bir görürtü vermesi hayli gürültü kopanrdı. Bu öyküyü anımsatmaktakı nedenimiz sonraki bir gelişne: Kuşkusuz her başbakanın hakkıdır. Bir şeyier yap- masada övünür. Benzeri bir demeç Yılmaz'dan gel- di. (28Kasım1997) Hükümetıne gideceği yere kadar şans tanıyan Baş- bakan Yılmaz, bu demecinde ne diyordu biliyor mu- sunuz? "Iş yapmadı diyene gülerim." Sabahın erken saatinde gazetedeki manşette Yıl- maz'n demecinı okuyanlar kah, kah kah... kih, kih, kih... Öyle ki, o gün, neredeyse gülmeyi unutmaya baş- layan toplumda kahkahadan geçilmiyor. Büyiik işlerin adamı! Çünku Başbakanımız çok ışler başarmış bir siyaset- çi edasıyla 5 aya sığdırdığı "büyük işler"\ sıralıyor: "Bakın, bız önce ek bütçeyi çıkardık. Arkasından 1998 bütçesini yaptık. Yine bu 5 ay ıçensinde 8 yıllık zonınlu eğitıme geçtik" ve.. "sosyal güvenlik tasan- sını hazıriadık" diyor. Ek ve normal bütçe klasik hükümet görevi. llkeler- de uzlaşmış bir hükümetin sosyal güvenlik tasansını hazırlaması ise bir marifet değil. Ama hükümet 1998'de yüzde 50'ye indireceğinı vaat ettiği enflasyo- nu ne yapacağını, nereye koyacağını hâlâ bilmiyor. Içeriye duraksamalı, ama topluma güven vermeyen demeçler. Gözler, kulaklar dış kaynak bulabilmek için IMF'de. Kesintisiz 8 yıl uygulamalanna gelince; muhterem Başbakanımız, siz siz olun, bu konuyu başan hane- nize lütfen almayınız. Demirel'in sevdiği deyimle ifade edelim, "iyisaat- te olsunlar'm ve kamuoyunun baskıa olmasaydı; "bu" Meclis ne 8 yılı anımsar, ne de "bu" hükümet işbaşı yaptığı günün ertesi kolları sıvayarak 8 yılı alelacele gerçekleştirırdi. Kısacası o ki; REFAHYOL dışında hangi hükümet gelse sıraladığımız koşullarda 8 yılı Allah'ın emri gibi kabul edip, baştacı edecekti. Elbette ayırdındadır "başanlı" Mesut Yılmaz; bıra- kalım üyefiği bir yana. AB genişleme sürecine girme- miz için öne sürülen koşullara yenileri ekleniyor. Yılmaz Istanbul'da "tam üyelığimizin tescil edilme- sini" dönem başkanı Lüksemburg Başbakanı Jean Claud Junker'den ısterken, sanki Başbakanımızaya- nrt venyormuş gibi hemen aynı saatlerde Brüksel'de van den Brooke, ön koşullan yineliyor. Insan hakla- n, Kıbns ve Ege gibi sorunlarda "iyileşme" istiyor. AB koşullan 3 iken yeni eklerte 5'e yükseldi. Bu ara- da Cumhurbaşkanı Demirel'in geçen gün söylediği "üyeliğimızi engelleyen önemli bir koşul" kaynadı git- ti. Cumhurbaşkanı, üye olsak, AB'nın üye ülkelere yaptığı tanm sübvansiyonunun (desteğin) tümünü bi- ze vermek zorunda kalacağını açık bir dille ifade edi- yordu. Nedense hükümetler bu önemli öğeden ve hatta AB'ye üye olsak, özellıkle Almanya'nın işçilerimizin kazanacağı serbest dolaşım özgürlüğüne karşı olma- sından hiç söz etmiyorlar. AB'nın yan kuruluşu olan Eurobarometre dergisinin anketi, Avrupalılann ancak yüzde 32'sinin bizi AB için- de görmeyı ıstediğini ve desteklediğıni saptıyor. Başbakanımız her derde çareyi buldu: "Gittiği yere kadar gıder." Evet, böyle giderse, gider! G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada Yüzyılın başında nasıl yapılıyorsa sonunda da ona benzer yöntemle sayılacağız. 13 trilyonluk harcamay- la sadece "tespit" yapılması biraz kısır çalışma koku- yor. Kimı uzmanların ıddiası o ki, bugünkü çalışma, ıkibinli yıllann toplumsal ıstatistiklerini ortaya koymak- tan yoksun. Bir bakıma, "kelle sayımı"... Konunun bu yanı günlerdir yazılıp çizıliyor. Içeriği- ne gelelim, kimliğe... Sevdığim bir sözdür: "Yeryüzünde en dengeli dağıtılmış olan şey akıldır. Zira herkes kendisindekinı beğenır." Bu sözü ulusal kimliğe de uyariayabilinz: "Insanlara ulusal kımlık çok adaletli dağıtılmıştır. Çünkü herkes kendı kımlığını üstün sayar." Bugün yeryüzünde sekiz bine yakın "etnik kimliğin" bulunduğu kabul ediliyor. Ulke sayısı ise 180. Yaz sonundaki Balkan gezimde "kimliğin" insan ya- şamındaki belırieyiciliğine çok sık tanık oldum. Bir o kadar da kimliklerin iç içejığine... Anne Sırp, baba Makedon, eş Hırvat... Anne baba Arnavut, yaşadığı toprak Strp... Sırp kökenlı, ama kendisını Saraybosnalı hıssediyor, cephede Sırplara karşı Boşnaklarla omuz omuza... Saraybosna'da Boşnak-Hırvat kardeş, Mostar'da düşman... Onlarca, hatta yüzlerce buna benzer örnek aktan- labilır. AJfabesiz tümceler... Anadolu'da da değışik bir durum var. Türklerden ön- ce Anadolu'da yaşamış, bilinen uygarlık sayısı 35'i buluyor. Türklerın Anadolu'ya gelişlerinde karşılaştık- lan uygarlıklardan etkılenmemiş olması olanaksız. Kimdir Türk? Prof. Bozkurt Güvenç, Timurçin Savaş'ın Kültür Bakanlığı dönemınde yayımlanan Türk Kimliği kitabın- da soruyu şöyle yanrtlıyor: "Anadolulusu Rumelilisi, doğulusu batılısı, Atevisi Sünnisi hepsi biziz. Ama kimlığimizi, kültür tarihimizi bilmiyoruz. Köklerimizi arayıp buldukça kendimizi ta- nıyacağız. Kendimizi tanıdıkça umuyorum ki, karştt gördüğümüz ötekileri bağışlamayı öğreneceğiz." Yıllar önce Afrodisıas'takı kazı evinde saatlerce soh- bet etme olanağı bulduğum Prof. Kenan Erim de "kimliği" yanıtlarken şöyle demışti: "Grek, Roma, Bizans yok. Anadolu var." Bu söz bende bir toplumbilimcinin şu değeriendir- mesini çağnştırdı: "Toprakher şeyi anımsar. Adlan olmadan canına kı- yılmış, daha doğmamış bebekleri bile." O zaman asıl olan yaşadığımız toprak mı demeli? Neden ofmasın? Bir gül ağacını düşünelim. Türkiye'de yaşar, Yuna- nistan'da yaşamaz, diyebilir miyiz? Hayır. Ancak, şu iklimde yaşar, bu iklimde yaşamaz, drye- biliriz. Insanoğlu bunu kendisine de uyarlayamaz mı? Uyarlayabilır ama bunun için önce toprakla banşma- sı gerekli. fnsanın doğaya hükmedebıleceğını düşünüp mey- dan okuması, bırağacın, "Toprağagereksinimımyok. Toprak bana muhtaç" demesi kadar cahilce geliyor bana. Nüfus sayımından nerelere geldik. Kimlik deyınce insanlara kalıplaşmış tümceler ög- retiliyor. Bir ilkokul çocuğuna öğretir gibi: "En büyük sen..." "Senden büyük yok... Büyü sen büyü..." Ama alfabe öğretilmiyor. Kimlik kalıplaşmış tümceler, insanlık alfabe... Belki de insanlığın yaşadığı acılann kökeni bu: Alfabeyi bilmeden tümceler öğrenmek... llk farkiı tümcede çuvallayıp "Bu bızden değil" deyip üzerine yürümek... Başbakan'ın uçağı yine anzalandı!.. I Baştarafi 1. Sayfada di. Programa göre Afyon'a saat 10.00'da hareket etmesı gereken Yıl- maz'm uçağı anzalanınca THY Yö- nerim Kurulu Başkanı Cem Kozhı ve Genel MûdürYüsuf BolayırlTnın dev- reye girmesiyle yenı bir uçak sağlan- dı. Yılmaz, Afyon'a THY'den kirala- nan RJ-100 tipi bir uçakla 11 30'da hareket edebıldı. Afyon'da büyûk bir kalabalık tara- findan karşılanan Başbakan Yılmaz, Afyon Onkoloji Erken Teşhis Merke- zi'ni hızmete açtı. Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, enflasyon cana- vannı yenmekte kararlı olduklannı ifade ederek "3 sene sonra enflasyon diye bir şey kalmayacak" dedi. Sıyasetı yalandan ve haramdan te- mizleyecelderini de belirten Yılmaz, şunlan kaydettı: "Devletin içinde çe- te mete banndırma>acağız. Susur- luk'ta orta>a saçılan bütün pisliklerin üstûne gideceğiz. Sryaseti de devteti de mutlaka temizleyeceğiz. Şimdi bana diyoriar ki 4 4.5 ay oldu. Hanı nerede, çıkar hepsini.' Ben diyorum ki. şu an biitûn gücümle onlann üstüne gitme- ye hazınnı. Zaten gidi\ orum da. Ama bana >ardım edin. Gclin şu milletve- kili dokunulmazlığını bir kaldıralım. Bakın geçen hafta Meclis'te milletve- küi dokunutanazlığı oyiandL Maalesef istenildiği kadar oy çıkmadı. 330 tane o> çıksaydı, mesete size geiecekti, refe- randuma gktecektL 30 oy eksik çıktı. Acaba knnden eksik çıktı o oylar? O oylar, size geüp de 'Bız beyaz oy ve- receğiz. kalkması ıçın oy vereceğiz' deyipde sonraoylamadan ret çıkmca. birbirine sanlıp birbirini kucaklayan- lardan çıktLAma daha işişten geçme- dl" ANAP olarak oylamalann açık ya- pılması için bir teklıf verdilderini anımsatan Başbakan Yılmaz, millet- vekili dokunulmazlığının kalkması dunımunda, Susurluk'u ortaya çıkar- malannın daha kolay olacağını söy- ledi. Dokunulmazlıldar sınırlandınl- madığı takdirde gerçeklen ortaya çı- karmalannm biraz daha zor olacağı- nı kaydeden Yılmaz, "Aına ben Ka- rabük'te söyledim. tşte şimdi Af- yon'da tekrar ediyorum. Hiçbir gûç, yetki bizde olduğu siirece, bu devleti yönetme sonımluluğu bizde okiuğa siirece, bu pisliklerin üstüne ghmek- ten bizi alıkoyamaz. Hiçbir şey bizi korkutamaz" diye konuştu. bu fiyata üstelikGrundig Ülkemizdc dün AEG vardı, bugün de AEG var. Türkiye'nin geleceğinde de AEGvar! Ulkemize, yaklaşık 100 yıldan beri uzun ömürlü, kaliteli ürünler sunan AEG, yaşamımıza mutluluk kattı. AEG bugün, dünyanın beyaz eşya devlerinden Electrolux'ün kurumsal ve teknolojik desteğiyle daha da güçlü... AEG'nin üstün kaliteli, modern ürünlerine, Türkiye'nin dörtbir yanına yayılmış 950'yi aşkın AEG Bayisi'nde kolayea kavuşabilirsiniz. AEG, mükemmel servis hizmetleriyle, geleeekte de Türk ailesinin yaşamına Avrupa standartlarında bir konfor ve güvence sunmaya devam edecek... Türkiye'nin geleceğinde de AEG olacak! "EVET" AEG kaliteli Avrupalı, en cazip fiyatlarla Grundigyetkili satıcılarında... 7O.25O.OOO. 36oWPMPOmüılkgllcO(2XJoWRMS) 3CDch»nger ^ ^ i g t t a t ses kontrolü Tiımr 30 kual hıhzBSJ Uzaktan luımamlı 8.8oo.ooo'den Türkiye Gmneİ OıstHbuföf MERCANSO Omyantktt Tukrtım f*a** T S«n. A.S. Fct.s.0 2- 2 537 2' '- 312 297 38 57 0^00.21120 GRUnDIG m a d e fo r y o u
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear